28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 ARALIK 2001 CUMARTESİ • • • • CUMHURİYET HABERLERIN DEVAMI GUNCEL CÜNEYT AKCAYUREK B Baştarafı I. Sayfada ne koyduğu dayatmalardan ayrılmamak! Yoksa? Işte Arjantin. IMF'nin çizdiği rotadan ayrılınca yeni krediler bulamadı ve sonuç; gümmm! Bu saptamayı doğrulayan ifadeler Monaco'da Dünya Zirvesi toplantılarında bulunan Kemal Derviş'ten geldi. "Türkiye'nin IMF'nin kriterlerine tamamen uyduğunu" söyledi. Aynı olayların yaşanmadığı Türkiye'de Arjantin dramı önceleri hafif alaya alındı. Fakat olayların giderek derinleşmesinden, hükümet ve devlet başkanlarının istifasından sonra Türkiye'nin de Arjantin'e benzer birçöküşle karşılaşıp karşılaşamayacağı gizliden gizliye tartışılan kaygıları alevlendirdi. Istediği "netice hasıl olmuş ki" IMF derhal sahneye girdi; "kurulacak yeni hükümetle işbirliğine hazır olduğunu" açıkladı. Herhalde Arjantin rahatladı. Fakat IMF öncelikle Türkiye'yi rahatlattı. IMF Birinci Başkan Yardımcısı Anne Krueger, "Arjantin krizinin bulaşma tehlikesinin 'şaşırtıcı biçimde' az olduğunu" açıklayınca, (içimizdeki demeçlerden çok dıştan gelen seslere itibar eden Türkiye) rahat bir nefes aldı. Zaten; Derviş'ten başka Merkez Bankası Başkanımız, Hazine Müsteşarımız ekonomik bunalım açısından Türkiye ile Arjantin arasında "benzerlik"\en çok, tersine "benzemeyen yönlerin açığa çıktığını" söylemeye başladılar. Dediklerine göre, Arjantin'in para kurunda direnmesine karşılık bizde uygulanan dalgalı kur rejimi iki ülke arasındaki farkı ortaya koyuyor. Derviş de Monaco'dan bu kanıları doğruluyor: Türkiye'nin IMF'nin öne sürdüklerini tartışmadan uygıaladığını söylemiyor da; "Dalgalı serbest kura geçtik. Arjantin bütün yıl dolarla bire bir bir bağlantı sürdürdü "diyor. . . Kısacası demek isteniliyor ki, IMF'nin bütün söylediklerini uygulayarak biz kurtulduk, Arjantin battı! Başbakan Ecevit, sorumlu bürokratlara oranla daha "ihtiyatlı" bir dil kullanıyor: Türkiye'de önümüzdeki günlerde Arjantin'e benzer olası faciayı "(yeni) önlemleri gereği gibi uygulayabilirsek ve hesapta olmayan yeni engeller çıkmazsa o zaman..." diye açıklıyor. SAYFA 17 GUNDEM M U S T A F AB A L B A Y • Baştarafı 1. Sayfada Düşündüler taşındılar, baktılar ki kamuoyundan tepki gelecek. "Yok"dediler, "bununyerine tıpkıhalkımız gibi biz de 2 çalışma günü tatil yapmış olalım, sonrasında açkapayapar, Meclis'i kaparız. Halkımız da Meclis çalışıyormuş gibi düşünür, biz de toplanıp dağılmış gibi yapanz." Arkadaşlar çarşamba günü bu planlarını yaşama geçirdiler. Topiantı saati geldi ama vekiller gelmedi. Perşembe günü de aynı şey yaşandı. Vekillerimiz tatilden, seçim bölgelerinden gelememişlerdi. Acaba, halkın içine çıkamadıkları için tünel kazarak mı Meclis'e ulaşmaya çalışıyorlar? Eğer Meclis toplanabilseydi, konu yumurta üreticilerinin sorunlarıydı. Bunun görüşülmesini öneren de muhalefet partileriydi. Ee, bir Meclis'te muhalefet de kendi önergesinin görüşülmesi için genel kurulagelmezse ne denir? Yumurta üreticilerinin sorunu görüşülmeyi bekleyedursun, anlaşılan vekillerimiz yumurta kapıya dayanınca da uyanacak gibi değil. Yanılmayı diliyoruz ama, önümüzdeki hafta da aynı şey olacak. Meclis açık gibi görünecek, açkapayla durum idare edilecek. Yılbaşından sonra zahmet edip çalışmaya başlayacaklar. Belki de vekiller haklı. Meclis'in toplanmasını gerektirecek önemli bir şey yok. Ait tarafı Arjantin'e benzer miyiz korkusu var, dibimizdeki Irak BM kararlarına uymazsa müdahale olur da biz de etkilenir miyiz korkusu var, IMF ile 18. anlaşmanın hangi koşullarda yaşama geçeceği beklentisi var, kimi toplumsal kesimler bıçak kemiği deldi geçti diye feryat ediyor, hava koşulları nedeniyle felakete uğrayan yurttaşiar imdat diye bağırıyor... Bunlar da sorun mu ki? Böyle bir icraatın içine... Nasıl bir yorum katılabilir ki? Meclis'ten çıkıp hükümetin içine girelim... Arkadaşların bugünlerde önemli bir derdi var: Sel felaketi nedeniyle Mersin ve çevresi afet bölgesi ilan edilecek. Bunun içine hangi belediyeleri sokalım? Bu da sorun mu, nereleri felaketten etkilendiyse oraları, diyorsanız hiç siyaset bilmiyorsunuz demektir. Bu listeye başka bölgelerde olduğu halde iktidar partilerine ait belediyeler de konmalı ki, icraat yapılmış olsun. Bugünlerde ANAP'la MHP arasında işte bu liste çekişmesi var! Hatay ve çevresi aylardır yardım beklesin, Mersin kararnamesinde taraflar anlaşabilirse, yeni afet bölgelehmiz geliyor. Böyle bir icraatın içine... Nasıl bir yorum katılabilir ki? Medyada ajan bilmecesi • Baştarafı l. Sayfudu dine ait bir evde oturuyor ve iki çocuğunun geçimini sağlamak için yazları Anbah'ın diin manşetten verdikleri hatalya çevresinde turist rehberliği yapıberlerle tam bir bilmeceye dönüştü. yor. Hetn Doğan Haber Ajansı (DHA) muSabah'ın haberindeki Vicdan Şanslı habiri Fuat Kars hem de Sabah Haber ise "ağabeylerim" diye adlandırdığı Ajansı (SHA) muhabiri Yener Cabbar, MİT görevlilerince kendisine "kaybol beş yıl öncekı casus değiş tokuşuna kove ortada görünme" talimatı verildiğinu olan Vicdan Şanslı ile konuştuklarıni söylüyor ve güvenlik gerekçesiyle nı ileri sürdüler. DHA muhabirinin haadını belirtmediği bir Akdeniz kasababeri dünkü Hürriyet'te sürmanşetten, sında gözlerden uzak bir yaşam sürüyor SHA muhabirinin haberi ise yine dünve bir pansiyonda yaşıyor. kü Sabah'ta manşetten yayımlandı. Rusya'daki sorguda tek kelıme konusmayan, MlTın uçağıyla Sabah'ın ve Hürriyet'in haberlerinin Ancak manşetten sunulacak kadar tek ortak yanı Vicdan Şansh'nın geçimiönemsenen iki haber birbirinin neredeyni sağlamak için işlek Rusçası ile turistsetamzıddı. yakalanması, sorgulanması gibi bir durumla lere rehberlik ve çevirmenlik yapmasından Sabah'ın haberinde Vicdan Şanslı, MİT karşılaşmadığını ileri sürüyor; herhangi bir ibaret. Sabah ve Hürriyet'in haberleri karşıadına Rusya'da casusluk yaptığını, yakalanıp casusluk faaliyetine katılmadığını özellikle laştınldığında ikisinin birden "doğru haber" sorgulandığını, dönemin MİT Müsteşan Sön belirtiyor. olması olanaksız. Bu durumda ya iki habermez Köksal'ın bizzat Rusya'ya gelerek Rus Biri kendini "Türkiye'nin en büyük gaden biri gazetecilik mesleğinin jargonu ile Gizli Servisi ile pazarlık ettiğini ve müsteşazetesi" öteki ise "Türkiye'nin en iyi gazesöylersek "asparagas" yani düzmece haber rın kendisini de alarak uçaklaTürkiye'ye dönya da her ikisi de asparagas. "Türkiye'nin en tesi"olarak sunan Sabah ve Hürriyet'in mandüğünü anlatıyor. büyük gazetesi" ile "Türkiye'nin en iyi gaşet haberleri arasındaki zıtlık bundan da ıbaBuna karşılık Hürriyet'in manşet haberin ret değil. zetesi" arasındaki manşet haber bilmecesınin de Vicdan Şanslı, Rusya'ya sadece turist rehnasıl çözüleceği ise medyada gönün konusuHürriyet'in haberindeki Vicdan Şanslı, berliği ve tercümanlık yapmak için gittiğini, Bursa'nın kenar mahallelerinden birinde ken nu ve sorusunu oluşturuyor. "^EB Esrarengız İıKadın konuştu kök söktürdüm Devrim şehidi Kubilay anılıyor NAZİLLİ/AIVKARA (AA) Izmir'in Menemen ilçesinde 71 yıl önce şehit edilen Astcğmen Kubilay, yann Menemen'de düzenlenecek etkinliklerle arulacak. Şehit Kubilay'ın, Aydın'ın Nazilli ilçesinde yaşayan oğlu Vedat Aktuğ Kubilay, babasını katleden "Cumhuriyetin yerine din ağırlıklı devlet kurtna düşüncesine sahip yobaz düşüncelilerin fikri uzantılarının günümüzde de mevcut olduğunu" söyledi. Vedat Aktuğ Kubilay (77), Ege Bölgesi'ndeki laik ve yurtsever insanlan Menemen'de pazar günü düzenlenecek anma törenine katılmaya davet etti. Sağ olduğu sürece Kubilay'ı anma törenlerine katılacağını belirten Kubilay, şöyle konuştu: "Babatn, yobazlar tarafından öldürüldü. LaikCumhuriyet yerine din devleti kurmak isteyenler, gizli ya da açık faaliyetlerle amaçlarına ulaşmanın planlarını yapıyor. Cünümüzdc de asri yobazlar mevcut. Türk gençliği, hilafeti getirmek isteyen bu unsurlara karşı uyanık olmalıdır." Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkanı Halil 1brahim Şahin de, Cumhuriyet subayı ve öğretmeni Kubilay'ı 71 yıl önce katlcdenlerin o günkü düşünceleri ne ise bugünkü düşüncelerinin de aynı olduğunu belirtti. Şahin, yaptığı yazılı açıklamada, Mustafa Fehrni Kubilay ile bekçi Hasan ve Şevki Bey'in Türk Devrimi'ni içine sindiremeyen, ortaçağ karanlığından medet uman, Cumhuriyet düşmanlannca 23 Aralık 1930'da şehit edildiklerini anımsatrı. Küreselleşen dünyada bugün hâlâ teokratik devlet düzenine hizmet etmek isteyen, gerici akım ve adımlan savunan bir kesim olduğunu belirten Şahin, bu tablodan duyduğu üzüntüyü dile getirdi. "Ama şu açıkça bilinsin ki, Atatürk devrim ve ilkelerine yürekten inanmış genç, ihtiyar, tüm halkımız, gericiliğe ödün Başka başka konular Ama önlem nedir? Siyasal istikrar! "0nun İçin" diyor Ecevit: "Ben seçimin lafı bile edilmemeli diyorum." IMF de aynı doğrultuda. Seçime geçit vermiyor. Oysa "seçim lafı" artık güncelleşti. Toplumda çoğunluk ve muhalefet partileri koro halinde bir an önce seçime gidilmesinden yana. Bir an önce seçime yanlı olan büyük patronlar kulübü TÜSİAD da erken seçimin belli başlı koşulu olan yeni bir seçim yasası taslağı sunuyor kamuoyuna. TÜSlAD'ın yeni seçim modeli; 550 milletvekilinin 250'sinin nisbi, 300'ünün dar bölge esasına göre seçilmesini öneriyor. Oyları düşen düşmeyen bütün partilerin karşı çıktığı bir başka öneri; barajın yüzde 5'e indirilmesi. Bu son öneriyi gündeme getirirken insan duraksıyor. Yüzde 5 derken TÜSlAD'ın Türkiye gerçeklerinden ne ölçüde bilgili olduğu sorusu akla takılıyor ve birçok soru işareti oluşturuyor. Kısacası; Türkiye, bir yandan Arjantin'e benzer bir toplumsal krizden ne denli uzak kaldığını ya da kalacağını tartışırken bir yandan da seçim konusunu sürekli irdeliyor. Seçim konusundaki öneriler, Türkiye kamuoyunu ikiye böldü: Halkın çoğunluğu, muhalefet ve kimi demokratik kuruluşlar seçim istiyor. Iktidarı oluşturan, giderek yüzde 10 barajının altına düşen partilerse... Istemezükkk diye direniyorlar. vermeyecektir" diyen Şahin, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Kubilay'ı katledenlerin o günkü düşünceleri ne ise bugünkü düşünceleri de aynıdır. Kenıalist düşüncenin, aydınlanmanın ideoloğu olan Prof. Dr. Muammer Aksoy, Uğur Mumcu ve Prof.Dr.AhmetTanerKışlah gibi daha nice çağdaş aydımmızın katledilmesi de bu görüşümüzü doğruluyor. Bu bağlamda ADD olarak, toplumsal aydınlanmaya önderlik ederken Mustafa Fehmi Kubilay'ın katledilişinin 71. yıldönümünde hem kendisini hem de tüm 'Devrim şehitlerimizi' sevgi ve saygıyla amyoruz." Iktidarda muhalefet! lcraatı biraz daha derinleştirelim, ANAP'ın içine girelim... ANAP'lılar bir çalışma yapmışlar, şu sonucu çıkarmışlar: Hükümete muhalefet etmek bize puan kazandırıyor. Bu saptamanın ardından doğal olarak şu karara varmışlar: O zaman bu davranışımızı sürdürelim! Yani hükümetin içinde yer alacaksınız ama, bunu eleştirerek başarıh olduğunuzu düşüneceksiniz! Böyle bir icraatın içine... Nasıl bir yorum katılabilir ki? MHP'ye de bir selam vermeden geçmek olmaz... Türk Dünyası Kurultayları yıllardır MHP ağırlıklı olur. Hükümerte kimler olursa olsun MHP'liler kendilerini partiler üstü görüp bu kurultaylara damgalarını vururdu. Son kurultaya MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli katılmama kararı almış. Sızan gerekçe, Devlet Bakanı Abdülhaluk Çay'ın kurultay için başka siyasi ağırlıklardan yardım istemiş olması... Kurultaya MHP içindeki bazı muhaliflerin katıldığı görülüyordu. MHP'nin iktidarda, Orta Asya'ya kafanın tasıyla değil de içindeki beyinle bakıp bakamayacağı tartışılıyordu. Görünen o ki, değil Orta Asya kardeşliği, kendi içlerinde bile karışmış durumdalar... Böyle bir icraatın içine... Nasıl bir yorum katılabilir ki? [email protected] İşte aranan adam Prof.Aksoy toprağa verildi B Baştarafı 1. Sayfada medim, ancak gazetelerde 1.5 ay önceki halinıi gösteren fotoğraflar var" diye konuşuyor. "Hayata Dönttş" operasyonu sırasında 12 kişinin yaşamını yitirdiği Bayrampaşa Cezaevi'nde bulunduğunu söyleyen Töre, yaşadıklarını şöyle anlatıyor: " C l l koğuşunda 16kişiydik.Aramızda ölüm orucu ve açlık grevi yapan kimse yoktu. Balyozla duvarları kırdılar ve ateş ettiler. Ardından da bomba yağmuru başladı. Yan koğuşun yanması üzerine duman altında kaldık. Öleceğimizi sanıp birbirimizle helalleşmeye başladık. Cehennem ortanıında saatlerce kaldıktan sonra bizi dışarı çıkardılar. Ancak koğuşta beslediğimiz kediler baskın sırasında öldü." dından Filistin'e geçtim. Türkiye Komünist Enıck Partisi Genel Sekreterliği görevine getirildim. 22 yıl süren kaçaklıktan sonra 1993'te tstanbul'da yakalandım. TKEP, ben gözaltına alındığını yıl feshedildi. İlk kez 1997 yılında tahliye edildim. Ancak eski davalar nedeniyle salıverilmedim. Hakkımdaki 8 basın davası ise ertelendi" diye konuştu. "Aydınhk 1978 yılında benim Suriye'deki Bulgaristan Elçiliği'neTürkiye'yle ilgili askeri haritalan verdiğimi ve bunun karşılığı silah aldığımı yazdı" diye konuşanTöre, bunedenle 1981 yılında hakkında soruşturma açıldığını belirtti. Töre, hakkında verilen gıyabi tutuklama kararuıın 1993 yılında vicahiye çevrildiğini anlatarak "Avukatlarım aracılığıyla başvuruda bulunduk, mahkemede aklandım" dedi. Töre, ltalya'da 85 sayfalık ifade veren Mehmet Ali Ağca ile ilgili olarak ise şunlan söyledi: "Ağca, Oral Çelik ve AbuzcrUğurlu'nun da aralarında bulunduğu bir suç grubunun olduğunu ve emirleri benden aldığım iddia etti. Uğur Mumcu, 'PapaMafyaAğca' isimli kitabında gerçeği açıkladı. Mumcu, Ağca'nın sağcı, benim solcu olduğumu ve Ağca'nın Ortadoğu'ya hiç gitmedigini yazdı." tstanbul Haber Servisi Tıp dünyasında yaptığı çalışmalar nedeniyle literatüre "hemotoloji'nin babası" olarak adını yazdıran Prof. Dr. Muzaffer Aksoy (86), dün, Teşvikiye Camii'nde öğleyin kılanan namazın ardından, Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verildi. Çarşamba günü fenalaşarak kaldınldığı Amerikan Hastanesi'nde yaşamını yitiren Aksoy, bir süredir Alzheimer tedavisi görüyordu. Tıp dünyasında "Lösemlde umut ışığı Türk hekim" olarak tanman Prof. Dr. Muzaffer Aksoy için ilk tören, 1986 yılında emekli olduğu Istanbul Üniversitesi Istanbul Tıp Fakültesi'nde düzenlendi. Daha sonra Prof. Dr. Aksoy'un Türk Bayrağı'na sarılı naaşı, Teşvikiye Camii'ne getirildi. Burada kılınan cenaze namazuıın ardından, Prof. Dr. Aksoy'un cenazesi, polisler tarafmdan bando eşliğinde omuzlarda taşındı. Zincirlikuyu Mezarlığı'na getirilen Prof. Dr. Aksoy'un cenazesi, burada toprağa verildi. Cenaze törenine, Prof. Dr. Aksoy'un ailesi, DTP Genel Başkanı Ismet Sezgin, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sangül, Bakırköy Belediye Başkanı Ahmet Bahadırlı, Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Şükran Soner ile meslektaşlan katıldı. Prof. Dr. Aksoy, 1940 yılında Istanbul Tıp Fakültesi'nden mezun olduktan sonra görev yaptığı, aynı fakültenin Iç Hastalıklan Anabilim Dalı Hemotoloji bölümünden 1986 yılında emekli oldu. Aksoy, meslek yaşamı boyunca, TÜBÎTAK, Sedat Simavi, Eczacıbaşı ödüllerinin yanı sıra, lş Hastalıklan ve Işçi Sağlığı Ramazzini Bilimsel Onur ödülü ile bazı devlet ödülleri aldı. Aksoy'un "Anormal hcmoglobinler" konusundaki çalışmalanyla uluslararası tıp dünyasında büyük yankı uyandırdı. Töre: Tecrit uygulanıyor Operasyonun ardından Edirne F Tipi Cezaevi'ne "baskı altında" nakledildiklerini belirten Teslim Töre şunlan söyledi: " F tipinde tecrit uygulanıyor. Orada görevli personel bile bunalıma giriyor. Kameralar sürekli izliyor ve infaz koruma memurlarının tutuklularla konuşması yasak. Görüş günleri ve aramalar ise kâbusa dönüşüyor. Ben üç kişiük hücrede oğlum ŞükrüTöre ve arkadaşımız Nurettin Ece ile kaldım. Diğer tutuklu ve hükümlülerle haberleşme olanağımız yoktu. Sadece ıslanan gazete kâğıtlarını hir araya getirip naylonla üstünü sardıktan sonra ilkel bir top oluşturuyorduk. Sonra mesajlarımızı iliştirdiğimiz toplarla 9 metrelik duvarlan aşıyorduk." Mücadeleye 1963 yılında Türkiye Işçi Partisi (TİP) llçe Başkanı olarak başladığını vurgulayan Töre, 1971 yılında Türkiye Halk Kurruluş Ordusu (THKO) saflarına katılarak yeraltına çekildiğini belirtiyor. Töre, "12 Mart'ın ar VEFAT D.B. Deniz Nakliyatı T.A.Ş.'den emekli uzakyol kaptanı merhum Zeki Derinsu ve merhume Refika Derinsu'nun oğulları, Meriç Derinsu'nun sevgili eşi, Ufuk Derinsu ve Deniz Derinsu'nun babası, Gülseren Derinsu'nun kayınpederi, Sevil Kutbay'ın ağabeyi, Em.Dz. Albay Erol Kutbay'ın kayınbiraderi, merhum Tarık Kaman ve Vedia Kaman'ın damatları, Bora Kaman, Şahika Kaman, Engin Meram, Semra Meram'ın eniştesi, 1953 yılı Saint Joseph Fransız Lisesi ve 1957 Yüksek Denizcilik Okulu mezunu, FB Divan Kurulu üyesi, D.B. Deniz Nakliyatı T.A.Ş. kaptanlarından olup Avrupa Bölge Temsilciliği'nden emekli uzakyol kaptanı KÜLTUR • SANAT MİT'in tarihi kitap oldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli lstihbarat Teşkilatı (MİT), bir süredir uyguladığı kamuoyuna açılım politikası çerçevesinde gizli tarihinin kapılannı da araladı. Dr. Erdal tlter'in hazırladığı kitap, MlT'in geçmişi üzerine yapılan spekülasyonlara son verecek nitelikte bulunuyor. Çarpıcı belge ve fotoğrafların bulunduğu kitapta, tngılız casus Lawrence'in daha önce hiçbir yerde yayımlanmayan fotoğraflanna yer verilmesi dikkat çekti. Kitapta, Milli Emniyet Hizmetleri'nin 38 yılda gerçekleştirdiği bazı operasyonlar konusunda da bilgiler verildi. Bin adet basılan ve basın yayın kuruluşlan ile akademik İcurumlara dağıtılan kitap, Enver Paşa'nın kurduğu Teşkilatı Mahsusa'dan MlT'e Türk istihbaratının geçirdiği evrimi özel arşiv belgeleriyle anlatıyor. Çalışmada Türk istihbaratçıların kullandığı gizli yazışma örnekleriyle sembollerden de örnekler veriliyor. Kitapta verilen bilgilere göre, Cumhuriyet döneminin ilk resmi istihbarat teşkilatı olan Milli Emniyet Hizmeti Riyaseti (MAH) Alman uzmanlann desteğiyle kuruluyor. Teşkilat, Şeyh Sait isyanı sonrasında özellikle "Ermeniler ile Kürtçülerin kurdukları" örgütler ve gizli Komünist Partisi'nin faaliyetlerine karşı operasyonlar gerçekleştiriyor. 'Seçimi kazandım, barajı aşamadım' Birleşik Sosyalist Parti'nin (BSP) kurucu üyeliği görevinde bulunan Töre, Gaziantep'te BSP ve HADEP'in oluşturduğu "Emek, Barış, Özgürlük Grubu" adına seçime katıldığını anımsatarak "Seçimi kazandım. Ancak parti barajı aşamadı" dcdi. Legal mücadeleye geçme fikrini 19871988 yıllarında parti içinde gündeme getirdiğini belirten Töre, bu kayıtların emniyette bulunduğunu, ancak "lehte olduğu için" mahkemeye verilmediğini öne sürdü. Maslak Venue'de MFÖ konseri • tstanbul Haber Servisi MazharFuatözkan, uzun bir aradan sonra bu gece Maslak Venue'de sevenleriyle buluşuyor. Efes Pilsen ile PovverTürk'ün katkılanyla düzenlenen ve saat 23.00'te başlayacak konser için kapılar saat 22.00'de açılıyor. Konsere giriş fiyatı ise 20 milyon lira olarak belırlendi. VEFAT ve BAŞSAĞLIĞI Arkadaşımız Sema Erdenıli'nin çok değerli babası, Vefa Lısesi'nin emekli matematik öğretmenlerinden TC Kültür Bakanhğı Devlet Çoksesli Koro Sanatçıları, değerli arkadaşlarımız (19332001) 21 Aralık Cuma günü ebediyete intikal etmiştir. Cenazesi 23 Aralık 2001 Pazar günü (yarın) öğle namazının ardından Kadıköy Moda Cami'nden kaldınlarak Maltepe Aile Kabristanı'nda toprağa verilecektir. Aziz ruhu şad olsun. ENCİN DERİNSU AİLESİ EMÎN ERDEMLt'vi yitirdik. Merhumun cenazesi 23 Aralık 2001 Pazar günü öğle namazını müteakip Fatıh C'amirnden kaldınlarak liyüp Mezarlığı'na defnedilecektir. Merhum hocamıza rahmet, arkadaşımıza ve yakınlarına başsağlığı diliyoruz. BEKTAŞ ÖZEN ve SEMÎH SOYER'i clim bir trafik kazasında kaybettik. Kcndilerine Tanrı'dan rahmet, ailelerine ve sevenlerine başsağlığı dileriz. TC KÜLTİJR BAKANLIĞI DEVLET ÇOKSESlJ KORO SANATÇILARI NOT: 22 Aralık 2001 Cumartcsi (bugün) saal 10.30'da Resim Ileykcl Müzesi (eski lürkocağı) önünde tören düzenlenecektir. BAŞSAĞLIĞI Gazetemiz Spor Servisi çalışanlarından Deniz Derinsu'nun sevgili babası ENGİN DERİNSU geçirdiği ani rahatsızlık sonucu yaşamını yitirmiştir. Derinsu Ailesi'ne başsağlığı dileriz. Cumhuriyet Çalışanları f Cumhuriyet Çalışanları
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle