25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
f 22 ARALIK 2001 CUMARTESİ J^JJJJI CUMHURİYET SAYFA U J \ kulturC*cumhuriyet.com.tr 13 Edebiyatımızın usta yazan doğumunun 100. yıldönümünde çeşitli etkinliklerle anılıyor Saatler Tanpınar'a ayarlı ESİNTILER ZEYNEP ORAL Once Aşk Vardı... önce piyanoda o çok keskin, sert notalar duyulurdu: Ta tatata tam... Ta tatata tam... Sanki yürek atışları... Sanki değil, öyle... Ve sonra çok sıcak, çok yumuşak ses, "Et maintenant?", "Ya şimdi?" diye sorardı... Ya şimdi, ben sensiz ne yapacağım? Bu yeryüzüyle, bu gündüzlerle, bu gecelerle, bu dakikalarla ne yapacağım... Sen gittiğine göre bu çok hızlı çarpan yürek kimin için, ne için çarpacak... Yıllar geçiyor, ama dünyanın dört bir yanında her yaşta gencin, "Ya şimdi?" endişesi dinmek bilmiyordu. "Ya şimdi ben sensiz ne olacağım"\n yürek atışlarına bizleri mahkum eden, müziğiyle, şarkısıyla Gilbert Becaud'ydu. Dünya umut dolu, bizler gençtik. 6O'lı yılların başlarındaydı... Ve önce aşk vardı... Besteci, yorumcu, müzisyen, oyuncu Gilbert Becaud, Fransız "Chanson" geleneğinin önemli bir temsilcisi, bu türü dünyaya yayanlardan biriydi. (Yukarıda sözünü ettiğim şarkının Ingilizcesini "What Now My Love?" Elvis Presley'den Frank Sinatra'ya, Barbara Streisanddan Nana Mouskuri'ye niceleri söyleyecekti... Bob Dylan ve Nlna Simone, "Let It Be Me" şarkısını ondan ödünç almışlardı.) Gilbert Becaud, Charles Trenet ve Edith Pfaf soyundan geliyordu. Ama o, Leo Ferre gibi "Ne Tann, ne de efendi" diyerek insanı isyana kışkırtmıyordu. Georges Brassens gibi, genel geçer varsayımlara eleştirileriyle şamar indirmiyordu. Yves Montand gibi politık bağlantıları yoktu. Jacques Brel gibi insanı çırılçıplak soyup savunmasız bırakmıyordu. Ama ne söylerse söylesin, bestesiyle, yorumuyla hep ınandırıcıydı. Ve en çok aşkı söylüyordu. Çünkü önce aşk vardı... Aşksız bir yaşam hiçlıktı onun için. Hiçliğin yanında terk edilme acısı nedir ki! "Ya şimdi?" endişesinin karşısında, hemen ardından bir gül, bir çiçek öneriyordu bize. Sevgilinin çekip gitmesi, koca kentte yapayalnız kalmak, içinizin üşümesi, inanın ki çok da önemli degildi. önemli olan yeryüzünde bir çiçeğin açtığını, açacağını bilmekti. Önemli olan bir güldü. (L'lmportant c'est la rose). Ona da inandık... Tıpkı Moskova'da yolumuz Kızıl Meydan'a düşerse, Natalie'ye rastlayacağımıza inandığımız gibi inandık. "Natalie" şarkısıylatabuları yıkıyordu Becaud. O güne kadar "Kızıl Meydan", Sovyetler Birliği'ni ya yüceltmek ya da lanetlemek için kullanılırdı. Oysa o, Kızıl Meydan'da bir Rus kızına âşık olunabileceğini de söylüyordu. 2. Dünya Savaşı'nda, Fransa'daki direniş günlerine katıldığında 1516 yaşında bir çocuktu. Direnişçiler arasında mesaj ve silah taşır dururdu. 1990 yılında, Yapı Kredi'nin yıldönümü için, üç konser vermek üzere Istanbul'daydı Gilbert Becaud. Basın toplantısında meslektaşlarım, ondan politik sözler duymayı bekliyorlar, durmadan direniş günlerini soruyorlardı. O susuyor, bu konuda tek sözcük söylemiyordu. Sonraki özel röportajda, bana "O olaylan anlatmaya, ben şunu yaptım, bunu yaptım demeye utanırım" diyecekti. Bestelediği beş yüz kadar şarkısında politik mesaj vermemeye, yalnızca durumu sergilemeye çalıştı. Mülteci, göçmen işçinin durumunu sergilediği "Mustapha Dupond" şarkısındaki gibi... Islam dünyasının en popüler adı Mustafa'yla, Fransa'nın en yaygın soyadı Dupond'u yan yana getirmekten çekinmemişti. Beni asla terk etmeyecek o röportajdaki sözleriyle, konserlerdeki hali tavrı birbiriyle örtüşüyor, birbirini bütünlüyordu. Aklından çok duygularını kullanıyordu. önsezileri, içgüdüleriyle hareket ediyordu. Mükemmeli, doğaçlamada yakalıyordu. Aynı şarkıyı her söyleyişte farklı yorumlaması da bundandı. "Alışkanlık tuzağına düşmemek için... Alışkanlık, her şeyi, aşkı da, müziği de, şarkıyı da öldürür"dü. Müthiş bir profesyoneldi ama sahneye çıkmadan on dakika önce çocuk heyecanları içinde kıvranıyordu. Müziğini bestelerken de, şarkısını yorumlarken de, (hadi onu da ekleyeyim: yaşarken de) hep "açık kapılar bırakıyor"6u. Bilinmeyene, beklenmeyene öncelik tanıyordu. Hep açık kapılar bırakıyordu ki, kaçabilsin... Hep açık kapılar bırakıyordu ki, bilinmeyen, beklenmedik, rahatça içeri girebilsin, seçim olanağı çoğalsın. Gilbert Becaud öldü. Artık kapılar kapandı. Neyse ki hâlâ aşk var. eposta: zeynepC" zeyneporal.com Faks:021225716 50 Kültür Servisi Türk Edebiyatının ustalanndan Ahmet Hamdi Tanpınar, doğumunun 100. yıldönümünde bir dizi etkinlikle anılıyor. Bugün başlayacak olan etkinlikler 29 Arahk'a dek sürecek. Hafta boyunca film gösterimlerinin yapılacağı Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde Tanpınar'ın farklı yönlerinin tartışılacağı konferanslarda düzenlenecek. Ayrıca Cemal Reşit Rey Konser Salonu ve Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde özel konserler verilecek. Yerebatan Sarnıcı'nda ise 29 Aralık saat 19.00'da, MehmetLütfıŞen'in düzenlediği, Ayla Algan, Ali Çalışır, Hüseyin Köroğlu, Şenay Saçbüker ve Özgür Kemertaç'ın Tanpınar'ın şiirlerini okuyacaklan bir şiir akşamı gerçekleştirilecek. Aynca, Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi Sanat Galerisi'nde 'tstanbul Bir Terkipü' adıyla, kitaplarının en önemli unsurlanndan îstanbul şehri ile Tanpınar ilışkisini inceleyen bir sergi izlenebilecek. M. Lütfi Şen'in editörlüğünü yaptığı serginin ilk bölümünde tstanbul ve Tanpınar, senaryolarını Zeki Coşkun'un yazdığı ve yönetmenliğini Hikmet Yaşar Yenigün'ün yaptığı üç mini belgeseüe ('BirTerkip: Îstanbul, 'Şchrin Zamanı', 'Sesten Işıktan Bir Harita') izleyicilere taşınacak. Serginin diğer bölümleri dijital fotoğrafkompozisyonlanyla oluşan şehir vc Tanpınar'ın kitapları, özel eşyalan, fotoğraflannın yer aldığı objelerle tamamlanıyor. Konferansların ilki bugün saat 16.00'da Turan Alptekin'ın gerçekleştireceği 'Bir Îstanbul Yazan Ahmet Hamdi Tanpınar ve Romanlan' adını taşıyor. Pazartesi saat 18.00'de 'Tanpınar ve Modern Türk ŞiiriVHilmi Yavuz, salı günü saat 18.00'de 'öykü Yazan Olarak Tanpınar'/Tahsin Yücel, çarşamba günü aynı saatte 'Sanatın Aynasında Şehir'/Mustafa Armağan', perşembe günü saat 18.00'de Tanpınar'ın VokabülcriV Orhan Okay', cuma günü saal 18.00 de de 'Tanpınar ve Türk Kültürü' /Beşir Ayvazoğlu'yla devam edecek konferanslar dizisi, cumartesi saat 12.00'de Prof. Dr. Ömer Fanık Akün'ün 'Sanatçının Insan Olarak Portresi' adlı konferansıyla son bulacak. Tank Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde 24, 26 ve 28 Aralık'ta yapılacak film gösterimleri kapsamında Tomris Giritlioğlu'nun 'Yaz Yağmuru', Metin Erksan'ın 'Geçmiş Zaman Elbiseleri', Mesut Uçakan'ın 'A. H. lanpınar Belgeseli' adlı filmleri gösterilecek. Film gösterimleri saat 16.00'da. Eserlerinde, müziğin önemli bir yer tuttuğu Ahmel Hamdi Tanpınar'ın bestelenmiş şiirlcri ve dikkat çektiği Türk müziği eserleriyle hazırlanan özel bir repertuvarla 'Lalezar Topluluğu' cumartesi günü saat 19.30'da CRR Konser Salonu'nda 'Huzur Gecesi' adlı bir konser verecek. Aynı gün TZT Kültür Merkezi'nde ise saat 19.00'da Îstanbul Fasıl Topluluğu, Tanpınar anısına 'Mahur Fasu'yla sanatseverlerle buluşacak. Orhan Pamuk, yazann şair, romancı ve eleştirmen yönlerini değerlendirdi YAPITLARIYENİDEN YAY1MLANIYOR Ahmet Hamdi Tanpınar'ın 'Mahur Beste', 'Beş Şehir', 'Huzur', 'SaaÜcri Ayarlama Enstitüsü', 'Yahya Kemal', 'Şiirier' adlı kitaplan Yapı Kredi Yayınlan'ndan, Turan Alptekin'in 'Tanpınar' inceiemesi, lletişim Yayınlan'ndan çıkü. Doğu ile Batı arasındaU adam • ölümünden 40 yıl sonra bugün Ahmet Hamdi Tanpınar bugün Türk edebiyatının, edebi hazinemizin tam merkezinde yer alıyor. Bugün Tanpınar'ın itibarı, edebiyat dünyamızda bu bağlamda tamdır. Muhafazakârlar, geleneğe bağlı olanlar da; modernleşmeciler, Batı edebiyatını daha derinden takip edenler de, ona tam bir saygı duyuyorlar. • Tanpınar belki de edebiyatımızda ilk defa, yaşadığı günle şimdikı zaman arasında şaşırtıcı, büyük bir mesafe olan tek yazanmız. Bunun nedenı de, yaşadığı günlerde Tanpınar'ın kendini şair olarak görmesi ve asıl zor olanın şiir olduğunu düşünüp şiirde bir şeyler yapmaya çalışması; döneminde yaptıklannın hep Yahya Kemal'le, Garip Şiiri arasında sıkışıp kalması ve bu yüzden de yaşarken başarılı olamaması. • Bugün Tanpınar'ı, kendisinin de yaşarken ve yazarken önemsemediği romanlan ve makalelenyle el üstünde tutuyoruz. Romanlannın zamanında ilgi görmemesinın bir sebebi de Yakup Kadri ve köy romancılarının yarattıği memleket gerçekçiliği havasının yanında gölgelenmesiydi. O zamanlar Türkiye bugünkünden çok daha yoksul bir ülkeydi ve memleketin 'yoksulluğunu' ve 'geleceğini' keşfetmek kültürümüzdeki kopukluk ile meşgul olmaktan daha acil bir sorun gibı gözüküyordu. Tanpınar ise geçmişimizden, şiirimizden, müzik zevkimizden ya da genel olarak gelenekten kopuşun, geleneksel sanat ve düşünme yollarının bir anda Bahhlaşma etkisiyle tıkanmasının insan ruhunda bıraktığı debelenmeler, acılar, üzüntüler üzerinde duruyor; aynı zamanda içten bir şekilde Andr6Gide, Paul Valery gibi yazarlar aracılığıyla çok sevdiği Batı medeniyetinden de etkileniyordu. • Aklının, ruhunun bir yanı Batı medeniyetinin geleneklerine ve modernliğe, bir yanıysa yok olmakta olan geleneğin sona erişinin yarattığı güzelüklere ve meselelere takılı olduğu için Tanpınar yaşarken mesajını büyük bir güçle duyuramadı. Duyuramadığının kendı de farkında olduğu için, makale yazarhğını ve romancılığını kendi de küçümsedi. • Iki dünya arasındaki kararsız halini sloganlara, büyük mesajlara ihtiyaç duyan bir zayıflık olarak görmüştü, ama onun yaşarken zayıflık olarak gördüğü şeyi, bugün ekonomik sorunlannı biraz olsun aşmış, kendi geçmişine daha derinden bakmak isteyen Türkiyeöyle görmüyor; zayıflığının, kararsızhğının, Doğu'yla Batı arasında kalmasının bir kuvvet olduğunu anlıyor. Onun için bugün muhafazakârlar da, öte yandan biz ondan sonra daha yeni bir şey yapmak istiyorsak, yazısındaki ve düşüncesindeki zayıflıkları ona yönelik bir saygısızhk olarak görmeden artık eleştirmeliyiz, çünkü tam eleştirilecek ycrde, edebiyatımızın tam kalbindedir. • Tanpınar'daki milliyetçi enerjinin ortaya çıkardığı, istiflenen, birbirleriyle dramatik ilişkiye sokulmayan, sırf geçmişten geldiği için bazı nesneleri sevmeyi biraz eleştirmek gerekir diye düşünüyorum. Onun sırf bize ait olduğu için bir şeyi tartışmadan kabul etmesini, eleştirel zekâsına bir noktadan sonra aykın buluyorum. Bu eleştirileri muhafazakârlar değil, Tanpınar'ın Batılı yanını daha çok sevenler yönelteceklerdir. • Modern Türk romanı diye bir sayfa açmayı biraz yanhş buluyorum. Anlamlı bir zincir bulabilir bir eleştirmen, ama daha önemli iki temel şey var: Ülkenin koşullanyla, yoksulluğuyla ilgili 'gerçekçi' bir edebiyata yönelenler ve gelenek ile modernliği buluşturan daha şehirli bir edebiyat yapanlar. Tanpınar, bu ıkincı takımdan. Kendimi o bakımdan yakın görüyorum, ama bu çeşit kalıplarla roman tarıhımızi anlamanın da yanlış olacağını düşünüyorum. • Şiirlerinde hep bahsettiği, saf olan şey, romanlarında asla yok. Şiirlerinde saf bir şeyi aramıştır, romanı ise, birazcık yamalı bohça gibi, aklına gelen her şeyi koyabileceği, sorunlannı, dertlerini, belki de kendisinin saf dediği şiiri yazamamasına yol açan şeyleri tartışacağı bir yer olarak görmüştür. Onun için romanları kusurlu, karışıktır. Ama ancak kusurlu, kanşık kitaplar bizimki gibi bir kültürde büyük kitaplar olabilir. • Kendi de şiirini başansız bulur. Bence de şiirleri dönemine göre başansızdır. Tanpınar'ın yaptığı edebiyat, asıl etkili olduğu şey, romanlan ve makaleleridir, şiirleri değil. AHMET HAMDİ TANPINAR Şiirlcr nıodernleşmeci Batıcılar da, edebiyatı ciddiye alan solcular da, sağcılar da Tanpınar' ın üzerinde birleşiyorlar. Bu da bugün Tanpınar'ı, edebiyatımızın belki de tartışılmaz en büyük klasiğı yapıyor, hatta bu bakımdan Yahya Kemal 'den de bu bakımdan farklı bir yerde Tanpınar. Bunun da bir yazar için tehlike olduğunu düşünüyorum. BUGUN • NÂZIM KİJLTÜREVt'nde saat 17.00'de JeanLuc Godard'ın yönettiği 'Erkek, Dişi' adlı film gösterilecek. (0 212 245 04 81) • CEMAL REŞtT REY KONSER SALONU'nda saat 19.30'da Ahmet Hamdi lanpınar anısına Reha Sağbaş'ın hazırladığı 'Huzur Gecesi' yer alıyor. (0 212 232 98 30) U KHALKEDON KÎTABEVİ'nde 14 00 18.00 saatleri arasında Nilüfer Açıkabn'ın imza günü ve söyleşisi gerçekleşecek. (0 216 348 87 90) • BEKSAV'da saat 13.00'te Lars von Trier'nin yönettiği 'Suç Unsuru', saat saat 16. OO'da Lars von Trier'nin yönettiği 'Gerizekâlüar', saat 19.00'da Stanley Kubrick'in yönettiği 'Full Metal Jacket' adlı filmlcr izlenebihr. (0 216 349 91 55) • BABYLON'da saat 23.00'te Beyoğlu Beat II kapsamında Ncfret & Rashit konseri dinlencbilir. (0 212 292 73 68) • ATATÜRK KİTAPLIĞI'nda saat 15.00'te Doç. Dr. Hüsamertin Arslan'ın düzenlediği 'Sosyal Biumler Atölyesi' yer alıyor. (0 212 317 77 00) • MUAMMER KARACA TtYATROSU'nda saat 11. OO'de Orhan Kurt'un oynattığı kukla gösterisi düzenlenecek. (0 212 317 77 00) • İFSAK'ta saat 15.00'te '22. IJlusal Kısa Film ve Belgesel Yanşması Ön Elemeyi Geçen Filmler Gösterimi' kapsamında AH Nabi Kıran'ın yönettiği 'Bir Deprcmin Ardından', Ethem Özgüven'in yönettiği 'Dcprem 1 2', 'Can Yelekleri Koltuklann Alünda DeğUdir', M. Cem Yardımef nın yönettiği 'Aynanuı Ta Kendisi', Talin Suciyan Mustafa Altaş'ın yönettiği 'Odrisa'dan Edirne'ye Fiüp'in Öyküsü' adlı kısa filmler gösterilecek. (0 212 292 42 01) Milliyetçiliği tarüşümalı • Tanpınar'ın milliyetçiliği biraz ortaya çıkarılmalı, eleştirilmeli. Tanpınar'uı bir romancı olarak zayıflıklan birazcık tartışılmalı. Onun bir insan olarak hep kenarda kalmış, alçakgönüllü, kendini hep yenilgiye layık görmüş yanı bile, ona olan sevgimizi daha da arttınyor, ama Izmir'de şiir gecesi tZMİR(Cumhuriyet) Izmir üevlet Tiyatrosu'nun düzenlediği şiir gecesi 24 Aralık Pazartesi akşamı, saat 20.30'da Konak Sahnesi'nde yapılacak. Ücretsiz olarak gerçekleştirilecek'... Ve Şiir' adlı etkinliğe şair Naınık Kuyumcu, Tuğrul Keskin ve İinal Ersözlü katılacak. Gecede şairler, hem şıır ve yaşam üstüne düşüncelerini dinleyicilerle paylaşacak hem de yapıtlanndan örnekler sunacak. Izmir Devlet Tiyatrosu Müdürü Metin Oyman, İDT'yi yalnız oyunlarla değil, düzenleyecekleri kültürsanat etkinlikleriyle de yaşayan bir merkez haline getirme amacında olduklannı belirterek "Geçen ay Suat Taşer'i anarak başladığunız etkinliklerimizde bu kez şiire yer verdik. Özellikle gençlerinüzi bu çabalanmızı paylaşmaya çağınyoruz. Ücretsiz olarak gerçekleştirilecek etkinliklerimizle, kentünizin kültürsanat ve düşünce yaşamına katkıda bulunmak amacındayız" diye konuştu. Genç kalemler Cumhuriyet'te.., AÇAR SEVGİ PAPATYALARIM Bir nefes gibi Içime çektim seni Günün yirmi dört saati Seni soludum Seni sevdiğimi söylemeliyim artık Saklamaktan yoruldum. Bu aykın sevgi / Bitirecek beni Bir gece sonrası Güneş bana artık doğmayacak Apansız / Fakat kararlı Kıyacağım kendime Kanım / Sokaklarda kuruyacak. Ben / Öldükten sonra bir gün Beni anarsan Seni / O an duyarım "Aç" de sonra bak Sabaha kalmaz Açar mezarımda Sevgi papatyalarım H. DOĞRUL ÖZKORAY ZENCİLER MEZARLIĞI bütün zenci gözlerinle gelmiştin oysa kumral doğuyordu güneş bu kentte ve biz savaştan yeni çıkmıştık kendi etimizi yiyorduk senin sesinden kuleler yapmıştık gökyüzüne çıkmaktı amacımız bir de baktık tanrıyı unutmuşuz heplmiz sana dua ediyoruz bütün zenci gözlerinle gelmiştin sen de biliyordun o türküyü bir daha çalamazdık kurşunkalemlerin burada geçmezdi biz aşklarımızı pastel boyalarla yaşardık oysa kumral doğuyordu güneş bu kentte ve tenine değdikçe esmerleşiyordu rüzgâr biz o rüzgâra kandık yanılmışız bütün zenci gözlerinle gelmiştin ne oldu bize anlayamadık FERİTS.AYDIN Ansoy Ödülleri belirlendi KUŞADASI (Cumhuriyet) Kuşadası Eğitim ve Geliştirme Vakfı (KEGEV) tarafından düzenlenen 'M. Sunullah Ansoy Şiir Yanşması' sonuçlandı. Sennur Sezer, Gökhan Cengizhan, Vedat Yazıcı, Ahmet özer ve Burhan Günel'den oluşan seçici kurul, Haydar Ünal'ın 'Gelseydin O GUn' ve Mustafa Yıldız'ın 'Fotoğraflardaki Ölü Kuşlar' adlı şiir dosyalannı ödüllendirdi. Asım öztürk'e de 'M. Sunullah Ansoy Şiir Enıeği ödülü' verildi. 26 Aralık Çarşamba günü, saat 17.00'de Kuşadası Halk Kütüphanesi Salonu'nda gerçekleştirilecek ödül töreninde, M. Sunullah Ansoy'un yakın arkadaşı, edebiyatçı Burhan Günel 'Çağdaş Türk Şiiri' konulu bir konuşma yapacak. M. Sunullah Ansoy, Türkçenin sadeleşmesine ve gelişmesine emek veren, Atatürk'ün tüm söyleyip yazdıklarını belgelere dayalı olarak yayımlayan bir şair olarak tanınıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle