19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 ARALIK 2001 PERŞEMBE EGİTİM îletişim öğrencilerinin medyada yer bulmalan zor. Okullar, ihtiyaçtan fazla mezun veriyor PERŞEMBE ORHAN BURSALI Fakülte çok, iş yok lstanbul Haber Servisi Türkiye'de sayıları her yıl artan ilelişinı fakültelerinden mezıuı olan öğrencilerin, medya sektöründe is bulabilmeleri özellikle ekonomik kriz sonrasında imkânsız hale geldi. Türkiye'de iletişim sektörünün ihtiyacı olan eleman sayısı 4 bin civanndayken, 22 iletişim fakültesinden 2000 yılı verilerine göre yaklaşık 3 bin öğrenci mezun oldu. îletişim fakülteleri 3 yılda, sektörün ihtiyacı olan iletişimci sayısının 2 katından fazla mezun verdi. Gazetecilik, Halkla tlişkiler ve Radyo Televizyon Sinema bölümlerinin bulundugu iler Salkım Hanım Fili Fili tarif öyküsü veya fıkrasıyla, olaylara bakışta ve konuları ele alışta düşülen çok yaygın bir yanılgıya açıkça bir"yöntemsel eleştiri" yöneltilir. Kimi fili bacağından yakalar,filibir sütuna benzetir; kimi kuyruğunu tutar fareye, kimi kulaklarını... Ortaya doğru dürüst birfil tarifi çıkmaz. Fıkra, fili tarif için bütününü görmek gerektiğini söyler. Salkım Hanım'ın Taneleri üzerine her kafadan çıkan sesi izlemeye ve Salkım Hanım'ın ve Varlık Vergisi'nin aslında "neye benzediğini" anlamaya çalışmaktan, olayın dışındaki insanın anası ağlıyor! Herkes, tarihe bakarak, kendi gördüğü veya görmek istediği fotoğrafı çekiyor. Parça parça, bazen net, bazen flu fotoğraflar. Izleyici de yapboz bulmacası gibi parçaları bir araya getirmeye ve gerçeğin genel bir fotoğrafını görmeye çalışıyor. Herkes, siyasi veya ideolojik konumuna göre konuyu biryanından yakalıyor. Kendisi için önemli olan ana noktayı görüyor, gerisini ya önemsizleştiriyor, ya yok sayıyor, bazen de bilgiyi karartıyor. Deniz Kavukçuoğlu dünkü köşesinde, bu aklakara yaklaşımından rahatsızlığını dile getirdi. Türkiye, fili bir türlü tarif edemeyecek ve hiçbir şeyi tam göremeyecek mi? • •• Neredeyse her konuda "keskin bir kamplaşma" pozisyonu almak, rahatsız edici... "Keskin tutum" hemen ilk başta "bilgiye zarar" veriyor. Yahu durun, ne olmuş ne bitmiş, önce onu öğrenelim, gerçek nedir bilelim ve sonra değerlendirelim... Once bilgi ve mümkün olduğunca net fotoğraf. önce gerçeğin bütünü... Sonra, olgu veya verilerin değerlendirmesi, yani yorumu farkh olabilir. Bu farklılık, insan faktörünün devreye girmesiyle, farklı bakış ve önemsemelerin ön plana gelmesiyle ortaya çıkar. Normaldir. Ama her değerlendirme veya yorumun bilimsel bir tabanı olmak zorundadır. Bilimsel tutum, yorum ve değerlendirmeler de hiçbir olguyu yok saymaz.. Farklı bakışlar eldeki verileri, olguları, bütüne göre yeni bir sıralamaya sokar. Biz, fotoğrafı tam görmeden, "kalıplarımızı" devreye sokuyoruz. Sonuçta ortaya, vatanını sevenler ve sevmeyenler, vatanı satmak isteyenler ve korumak isteyenler ayrımı çıkıyor. lstanbul Üniversitesi'ndeki rektörlük seçimlerinde de benzer olay yaşandı. 800 küsur öğretim üyesi "şeriatçılarla kol kola girmekle" suçlandı. Zırvalıkl • •• Salkım Hanım'ın Taneleri filmi "ulus devletiyok etme amacı" mı taşıyor? Veya Varlık Vergisi'ni çeşitli yönleriyle gündeme getirip tartışmak, Atatürk'e ve ulus devlete ihanet mi? Biraz daha yumuşaklık... Şükrü Saracoğlu'nda görülen "ırkçılık fllizlerp'nin Atatürk milliyetçiliği ile ne ilgisi var? Mustafa Kemal döneminin, 1938'de vefatıyla BİTTİĞİNİ ne zaman göreceğiz? Mustafa Kemal'den sonra iktidar olanların hangisi Mustafa Kemal?! Neden Mustafa Kemal'den sonra iktidara gelenlerin tasarruflarını, yönetimlerini Mustafa Kemal'le özdeşleştirelim? Bu, Mustafa Kemal'ebüyükhaksızlık değil mi? Varlık Vergisi tartışmasında bütün ileri sürülen bilgileri topladığınızda bütünü görüyorsunuz. Zorunluluktan konmuş bir vergiyle birlikte, uygulamada çeşitli ekonomik, siyasi ve ırksal tercihlerin gerçekleştirilmesi için uygun bir zeminin ve fırsatın yaratıldığını da... Konuyu, bütün yönleriyle ortaya koymak ve görmek yerine, yeni bir "ulusal kırılma noktası" olarak görmenin ne getireceğini doğrusu bilmiyorum. Belki de Salkım Hanım'ın Taneleri Fill'nin en iyi tarifi İlhan Selçuk'un önceki günkü yazısındaydı: "Bu cehennem bu cennet bizim"... obursaliC" cumhuriyet.com.tr • Türkiye'deki 22 iletişim fakültesinden mezun olan yaklaşık 3 bin öğrenci medya sektöründe kendine yer edinemiyor. Çünkü mezunlar ihtiyaçtan çok fazla. Buna rağmen iletişim fakültelerinin kontenjanları her yıl yükseltiliyor. Üstelik öğrenci sayısının fazla olması eğitim kalitesini de düşürüyor. tişim fakültelerinin sayısı her geçen yıl artıyor. Bakanlar Kurulu'ndan izin alan özel üniversiteler artık kolaylıkla iletişim fakültesi kurabıliyor. Üstelik iletişim fakültelerinin kontenjanları, YÖK tarafından her yıl yükseltiliyor. Bu yıl ekonomik kriz gerekçesiyle medya sektöründen 3 bin 948 kişi işten çıkarılmasına karşın üniversite adaylannın iletişim fakültelerine olan talebi azalmıyor. Öğrenci sayısının fazlalığı, verilen eğitimin kalitesini de düşürüyor. istanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. SuatGezgin de öğrencilere yeni iş olanaklan sağlanabilmesi için mesleki yüksekokullann açılabileceğini ve bu okullann kamera, ses, kurgu gibi dersler vererek tekniker eleman yetiştirebilecegini söyledi. Hükümetin yerel basına önem vermesi halinde iletişim fakültelerinden mezun olan öğrencilerin iş bulma imkânının artacağına dikkat çeken Gezgin, iletişim fakültelerinin sayısının azaltılması gerektiğini vurguladı. Prof. Dr. Gezgin, her geçen gün yeni fakültelerin kumlmasına YOK'ün izin vermemesi gerektiğini ifade ederek "YÖK,' 10 iletişim fakültesi olacak ve her fakülte 20 öğrenci alacak' diyebilir. Bu eğitim kalitesini yükseltir, ancak yine nazı öğrenciler iş bulacak, bazılan işsiz kalacaktır" dıye konuştu. ENÇ BAKIŞ A l Ü ÎLETİŞİM DEKANI ASNA: Çocuk ve FtGENATALAY "Acaba çocuğumıın bir bilgisayara ihtiyacı varım", "Çocuğumkaçyaşında bilgisayar kullanmaya başlamalı", "Çocuğum bilgisayar başında ne kadar kabnah" gibi sorular, birçok annebabanın kafasını karıştırıyor. Boyner Holding Yayuılan'ndan çıkan, Janc M. Healy'nin yazdığı "Bağlantı Doğru mu? Bilgisayarlar Çocuklarınuzuı Zihnini Olıunlu ve Olumsuz Yönde Nasıl Etkiliyor" adlı kitap, bu konudaki pek çok sorunun yanıtını veriyor. Bu kitabın yazanna göre, bir kere okulöncesi çağdaki çocuklann, hatta 68 yaşlarındaki çocukların bile hiçbir biçimde bilgisayara ihtiyaçları yok! Sonraki dönemlerde ise sınırlar koyarak ve yardımcı olarak kullanımı halinde bilgisayann yararlan var. Bir mımara olacağız SELEN BAYCAN Marmara Üniversitesi tletişim Fakültesi'nde, okul binasını güçlendirme çalışmalan nedeniyleertelenen 20012002 öğrefim yılı başladı. Yaklaşık üç ay önce göreve başlayan Dekan Prof. Dr. AlaedttinAsna yeni eğitim dönemıyle ilgili değışıklikleri anlatırken "Tekamacımgerçek anlamda bir iletişim fakültesi oluşturmak" dedi. Marmara Üniversitesi îletişim Fakültesi'nin depreme karşı güçlendirme çalışmalan nedeniyle 2 Ocak'a kadar eğitimine ara verilmesinin üzerinden yaklaşık üç ay geçti. Eğitim döneminin başında dekan olarak atanan Prof. Dr.Asna eğitimin sürdürülmesi için öğrencilerin tepkileri doğrultusunda hareket edildiğini vurguladı. Eğitimin aksamaması için bir ay ıçinde yoğun bir çalışma yapıldığını vurgulayan Dekan Prof. Dr. Alaeddin Asna çalışmalan şöyle anlattı: • Kantin binasında, 200 kişi kapasiteli iki konferans sakmu ve 5 tane de 3090 Idşilik sınıf oluşturduk. • Gereksiz derslerin hepsiıkaldınldL • Öğrencilere hızlanduilnuş bir eğitim programı uygulayacağız. Yanyıl tatitinin olduğu 15 günlük dönemde finaDer yapüacak. • Okulun öğrenim süresine bir yıl yabancı dil haztrhk sınıfı eklenerek 5 yıla çıkanlacak. Ögrenciler tngüizce, Abnanca ve FVansızca dillerinden birinden bir yıl boyunca sıkı bir dil eğitimi gÖrecek. • Kredili sisteme geçilecek ve gelecek yıldan itibaren öğrenciler zonınlu derslerin yanı sıra seçmeli derslerden istediklerini alabilecekler. Bilgisayarlar ne yapamaz? Bilgisayardan mucizeler yaratmasını bekleyen anne babalar şunlan bilmeli: • Bilgisayar kullanmak, çocuğunuzu otomatik olarak daha zeki kılmayacak. • Bilgisayan rahatça kullanmanm bir çocuğun zekâsına ilişkin hiçbir özel anlamı yoktur, çünkü karmaşık programların bile öğrenilmesi zor değildir. • Enformasyon, öğrerinıenin tek ve tüm amacı değildir. • Evdc şu anda bilgisayar kullanmaları, ilkokul ya da ortaokul öğrencilerini mezun oldukları zaman karşılaşacakları farkh teknolojiye ve iş piyasasına hazırlayacak değildir. • Ilobiler, oyunlar ve birlikte okuma gibi basit annebaba/çocuk faaliyetleri, öğrenim becerilerini geliştirmede araştırmaya dayah sağlam bir geçtnişe sahiptir. Bu tür faaliyetler için bilgisayar kullanmak henı daha pahah hem de daha verimsizdir. • Herhangi bir aygıtın olumlu kullanımuun anahtarı, yetişkinçocuk etkileşiminin niteliğidir. OKSYS başvurulan için son gün Eğitim Servisi Ortaöğretim Kurumlan öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı başvurulan bugün sona eriyor. Anadolu liseleri, fen liseleri, Anadolu teknikAnadolu meslek liseleri, Anadolu öğretmen liseleri, Anadolu imamhatip liseleri, Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı sağlık meslek liseleri ile diğer bakanlıklara ve kurumlara bağlı meslek liselerine öğrenci yerleştirmek için yapılan sınav 9 Haziran 2002 tarihinde gerçekleştirilecek. öğrenciler, formlanndaki bilgileri mayıs ayı içinde okul müdürlüklerine gönderilecek "Smav YeriveGeriBfldirimBelgeleri"nın yanı sıra "Bilgi DüzeHnıeve lercihDeğİşikliği FormlarTndan kontrol edebilecekler. OKSYS sonuçlan, temmuz ayının son haftasından itibaren açıklanacak. Kampusta ilköğretim tstanbul Icknik Üniversitesi (İTÜ) Geliştirme Vakfi Özel Dr. Sedat Üründül İlköğretim ve Anaokulu, okul öncesindcn başlayarak çocuklara üniversitenin tüm olanaklanndan yararlanabilecekleri bir ortamda eğitim olanağı sunuyor. Rektör Prof. Dr. Gülsün Sağlamer okulun uzun zamandır yapmayı planladıkiarı bir proje olduğunu belirterek "Öğreııciye sunduğu olanaklar açısından önemli ve özenli bir okul yarattık" dedi. Okul bünyesinde öğrencilere sunulan olanaklarla her anlamda donanımh gençler yetiştirmek için yola çıküklannı söyleyen Prof. Dr. Sağlamer "Sistemin amacına uygun bir tasan ve dinamizmi olması gerektiğinden yola çıkarak teknoloji, sanat ve yabancı dile çok önem veriyoruz. Amacımız, teknolojiyle banşık ve onu çok iyi kuUanabilen insanlar yetiştirmek" dedi. İlhan Selçuk, Marmara Üniversitesi öğrencilerine gençlik ve aydınlanmayı anlattı: Sınır koymak Healy, "ckran zamam" konusunda annebabalara şu önerilerde bulunuyor: "Çocuğunuzunhcrgünevbilgisayanna, tclcvizyona ve vidcoya ayırdığı zamanıtoplayın.Toplaınsürc, okulöncesi çağdaki çocuklarda bir saatten, ilkokul çağındaki çocuklarda iki saatten fazlaysa sınırlamaya gidebilirsiniz. Burada sizin tutuınunuz da öneınlidir. Eğer siz kendiniz bir ekran bağunhsıysanız, çocuğunuzun çok farkh olmasuu bekleyemezsiniz." Kitabın yazan, annebabalann çocuklanna bilgisayar almadan önce şu soruyu yarutlamalarını öneriyor: "Bilgisayarian çocuklannızla iüşkiden kaçmak için mi, yoksa bu ilişkileri zenginleştirmek için mi kuUanıyorsunuz?" Akıl pusulanızı kullanın tstanbul Haber Servisi Cumhuriyet Gazetesi lmtiyaz Sahibi, yazanmız İlhan Selçuk, Marmara Üniversitesi'nde öğrencilerlesöyleşti; "gençlik veaydınlanmayı" anlattı. Selçuk, gençlerin mutlu olabilmeleri için aydınlanma bilincini özümsemelerini, ileriye gidebilmek için de akıllannın pusulasını kullanmalannı önerdi. Selçuk, Marmara Üniversitesi Sağlık Kulübü öğrencileri tarafından düzenlenen söyleşiye katıldı. Öğrencilerle, gençlik ve aydınlanma üzerine söyleşen Selçuk, "Çağımızda, çağımızın bilincini aşdayan insanlar ancak muUu olabilir. Maç oynayarak, filnı seyrederek mutiu oldum sanılır ama asıl mutluluk beyinde. Akhnı/ın pusulasını kullanmazsanı/ kendini/e yazık edersiniz" dedi. Insanın evrimleşme sürecini anlatan Selçuk, gençlere şu öğütlcrde bulundu: "1789 Fransız Devrimi'yle laiklik, insan haklan, demokrasi kavramlan ortaya çıktı. Siz kadınerkek bir arada oturabiliyorsanK bu devrim sayesinde oldu. Bunu özümscmezsek, benimsemezsek çağdaşbşamayız. Bu bfliııci' sahip değilseniz hangi mesleği yaparsanı/. yapuı bir aletten başka bir şey degüsini/ Yarun yüzyddır Türkiye'nin ayduıhga ulaşamaması bu bilinçsizlikten kaynaklanıyor. Türkiye'de de 1923 Devriıni yeryü/ündeki devrimlerin en büyükkrinden biridir. 1.5 mflvarhk tslam dürryasında sadece Atatürk Türkiyesi bu devrimi gerçekleştirebildi." Bir öğrencinin sorusu üzerine Türkiye'nin IMF'den aldığı yardıma da değinen Selçuk, bununla kurrulmanın mümkün olmadığını vurguladı. Selçuk şöyle devam etti: "I1VW düşkünleşen ülkelere para verir. Tarihi boyunca IMF programıyla düze çıkan ülke yok. Türkiye'de üretim ekonomisi yerine rant ekonomisi geçeıiL Ekonomi düzelecek deniyor. Güzel. Fakat IMF ile biz kurtulamayı/ Biz ancak kendi kendimizi yönetebüirsek, aklımızı kullanırsak kurtulabilirİA Türkiye'yi Afganistan'a çcvirmek isteyenlerin hareketlerinden kaçınmalıyız." R. YURUKOGLU'NJJN ANISIMYAŞATACAĞIZ! Türkiye Komünist Partisi'nin ideolojik lideri, Merkez Komite üyesi ve eski Genel Sekreter'i •* •• İSMAİL NİHAT AKSEYMEN (Parti adı: VELİ DURSUN, Yazar adı: RIZA YÜRÜKOĞLU) yoldaş bir süredir kanser nedeni ile tcdavi görmekte olduğu Londra'daki sağlık merkezinde 11 Aralık 2001 sabahı aramızdan ayrıldı. Acımız büyüktür. Tüm Komünistlerin, Devrimcilerin, Türkiye Işçi Sınıfının başı sağolsun. 1970'te sıra neferi olarak girdiği vc aramızdan aynldığı güne kadar üyesi olmakla gurur duyduğu Türkiye Komünist Partisi, O'nun deneyimlerini, yapıtlarını ve fikirlerini Türkiye Işçi Sınıfının, sınıfsız, sömürüsüz bir dünya için yürüttüğü kavgada yaşatacaktır. LÜ.'de basın müzesi Eğtâm Servisi îstanbul'un ikinci basın müzesi, tstanbul Üniversitesi tletişim Fakültesi bünyesinde kuruluyor. Kuruluş çalışmalan Fakülte Dekanı Prof. Dr. Suat Gezgİn tarafından yürütülen basın müzesinde, Osmanh döneminden günümüze kadar yayımlanmış olan Osmanlıca ve Latin harfli orijinal gazete ve dergi örneklerinin yanı sıra Türk gazeteciliğinin başlangıcmdan günümüze kadar geçirdiği aşamalar ve bu alanda kullanılan araçlann teknolojik gelişmeleri de yakından görülebilecek. Müze, bu yılın sonunda ziyarete açüacak. Öğrenci andı haftada MEB: Amacımız bir gün söylenecek dindar yetiştirmek değil ANKARA (ANKA) ilköğretim kademesinde köklü değişiklik hazırlığı yürüten Milli Eğitim Bakanlığı, 'Öğrenci Andı' konusunda da radikal bir adım atmaya hazırlanıyor. Bakanlık, "tlkoğretim Kurumlan Yönetmeliği''nde değişiklik yaparak ilköğretim okullannda her gün dersler başlamadan önce okunan 'Öğrenci Andı'nın, haftada bir gün söylenmesini öngördü. Değişikliğin kabul edilmesi durumunda Öğrenci Andı, yalnızca haftanın ilk işgünü okunacak. EğitimSen Genel Sekreteri Kemal Ünal, Öğrenci Andı'nın her gün söylenmesinin, andın anlamı üzcrinde düşünmeyi engelleyici ve 'bıkbncT bir uygulama olduğunu bclirtti. Ünal, andın, anlamını kavrayabilecek, gereklerini yerine getirebilecck düzeyde olanlar için değer taşıdığını söyledi. ANKARA (ANKA) Milli Eğitim Bakanlığı, ders programlan ile ders kitaplanndaki değişikliklerin hedefinin 'bireyleri dindar yapmak ya da imana götürnıek' olmadığını, öğrencilerin dinsel açıdan istismannın önlenmesinin amaçlandığını bildirdi. Milli Eğitim Bakanlığı'nca hazırlanan '2002 Yılı Başında Eğitim' başlıklı raporda, din öğretimi alanuıda yapılan çalışmalarla ilgili değerlendirmeler yer aldı. Çalışmalar kapsamında, imam hatip liseleri meslek derslcri ile ilköğretim 4, 5, 6, 7 ve 8'inci sınıf ders programlannın yenilendiği, düzenlemelerle 'akla ve bilime dayalı din anlayışının yaygmlaşrjnlması', 'toplum içerisinde sağlıksı/ dini oluşuınlann ayırt edilebilmesi', 'hurafelerle doğru dini bilgilerin arasındaki farkın kavranması'mn hedeflendigı belirtildi. Türkiye Komünist Partisi Tclcfon: O (212) 292 10 16 Int. Site adresi: www.tk|>.or|> Kposia: inl'<>(" tk
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle