19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13ARALIK2001 PERŞEMBE CUMHURİYET kulturrncumhuriyet.com.tr SAYFA 13 OKTAY EKİNCt W UYCARLIKLARIN İZİNDE ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Anadolu'daki 'Ortaçağ aydınlığının' mimarlan yıl sonuna dek İstanbul'dalar Alâeddin'in 'aydınlık' lambası • Sultan Alâeddin Keykubad, ilkgençliğini Bizans'ın başkenti îstanbuTda "sürgün" olarak yaşamıştı... Soııra, Anadolu'daki Selçuklıf nun "aydınlık uygarlığını" doruğa çıkardı... Şimdi yine Istanbul'da, bu kez "tarihimizin gururu" olarak ağırlıyoruz... Ekim başlarından bu yana İstanhııl, sessi/ce "eski bir tanıdığuıı" ağırlıyor... "Bizans" çağındaki Anadolu'da, o ele avuca sığmaz ve inanılmaz düzcyde güçlü ve uygar bır "rakip" olarak kendisinde rahat ve hıızur bırakmayan efsanevi "Selçuklu kahraınanlan"nı kucaklıyor... Bu muhteşcm ağırlama için neden "sessizce" diyorum?.. (,'ünkü uYapı Kredi Küllür Sanat Yayıncılık""ın bizlere armağan ettiğı ve "Kültiir BakanlığıAnıtlar vc Müzeler Genel Müdürlüğü"nün de desteği ve katılımıyla adeta "eksiksi/" bir tarihsel bilgilendirme olarak Beyoğlu'ndaki Yapı Kredi Kültür Merkezi'nin Vedat Nedim I'ör Müzesi'nde sergilenen "Anadolu'da Sclçuklu Sanatı ve Alâeddin Keykubad" sergisi, öylesine alçakgönüllü bır suskunluk içinde "Osmanlı'nın başkentini" selamlıyor ki... Ziyaret edenlenn belki de tümü yeniden Istiklal Caddesi'ne çıktıklarında uzun süre bu etkileyici "bilgeliğin" düşünce derinlığinden kurtulamıyorlar... Öyle ya şimdiye dek hangimiz, zaman zanıan "düşünsek" ve hatta "iç geçirsek" bile, şimdi bu serginin "temasını" da vurgulayan bilgi panolarındaki; "Öncesi vc sonrasıyla yaklaşık yüzyıl süren vc Haçlı Seferleri'yle Moğol İstilası arasında sıkışıp kalnıış bu SELÇUKLU ASR1 SAADETİ'nin Anadolu'ya vurduğu damga, Osınanlıların beş yüzyılda vuracağından dalıa görkenılidir..." gerçeğinı, böylesine fark cdebilmiştik?.. Bu nedenle, Alâeddin'in Lambası'nı "aku"" eden, gerçekleşmesinde emeği ve katkısı olan Göç Temizliği... Evet, bu yazımın başlığını sevgili Adalet Ağaoğlu'ndan ödünç aldım. Geçenlerde bır nedenle "yaşamımın sonbaharında" olduğumdan söz edince, birdost: "Söylemeyin öyle şeyler!" dedi. Bunu, daha önce de yaşamıştım. Oysa kendı yaşamımın hangı mevsıminde olduğumla hesaplaşmak beni ne ürkütüyor ne de karamsar kılıyor. Böyle yapmakla sadece gerçekçi davrandığıma inanıyorum. Yaşamla olduğu kadar onun sonuyla da hesaplaşmak, her kulturün gündeminde yer almıştır. Gılgamış'tan bu yana ölüme baş kaldırmak, edebiyatın da hep işleyegeldığı bir konu. Bana gelince, yaşamımın altmış yılını geride bırakırken ölüme baş kaldırmıyorum. Sadece ona, bundan örneğin on yıl öncesine oranla daha çok yaklaştığım bırolgu gozüyle bakıyorum. Ve herolgu gıbi, onu dayaşamımdaki yerıne oturtmaya çalışıyorum. Bazen başka turlü yorgunluklara hiç benzemeyen, tuhaf bir yorgunluk, bazen de artık yaşamla ve dünyayla hesaplarımı kapatmış olduğum duygusu, daha ender olarak da belli bir bıkkınlık, beni birtür göç temizliğıne de sürüklüyor. Butün bunların nedeni, kesinlikle artık yapacak ve yapmak istediğim şeylerın kalmamış olması değil. Tersine, kafam daha bir sürü projeyle dolu. Eskilere oranla tek fark, bunları artık "yaşadım" diyebılmek ıçın olmazsa olmaz nitelikte görmeyişim. Gerçekleştirebilirsem, onları bundan böyle bir armağan sayacağım. Ama artık, ne pahasına olursa olsun onlar için yaşayayım diye bir kaygım yok. Geçmişin defterlerine baktığımda, onların sevgilerden ve sevgisizliklerden, başarmayı isteyip de başardıklarımdan, gelmek isteyip de geldiğim yerlerden yana hayli zengin olduğunu görüyorum. Ve bu saptama, içinde bulunduğum sonbahar atmosferi içersinde beni rahatlatıyor. Çeşıtlı kültürlerde hep yinelenen son'la hesaplaşma bu olsa gerek. "Keş/<e"lerim pek kalmadı. Tutkulara gelince, Çehov'un "Bır noktadan sonra yaşamın dingin ve tenha yollarını da seçmek gerek!" öğüdüne uyarak onları da geride bıraktım. Benım göç temizliği'rrun başlıca çabası sanırım bu oldu. Şımdı bulunduğum yerden geride kalan yaşamıma artık çok farklı bakıyorum. Orta hızla giden bir trendeyım, ve geride kalmış, "Keşke uğramasaydım!" diyebileceğim istasyonların sayısı çok az. Pişmanlıklarım ıse neredeyse yok. Başlangıçta suruklendıgim, daha sonra da kendi seçtiğim duraklardan hep tek kışilık kompartıman biletleri almış olmaktan bile pişman değilim. Göç temizliği, sanırım onları da silip süpürdü. Geriye yalnızca bugunümü zenginleştiren yaşanmışlıklar kaldı. Şimdi son'la hesaplaşırken tek dileğım, yaşamımın, Colette'ın bır kitabında dediği gibi, "sessiz sedasız ve kül rengi bir ölümle" noktalanması. Yaşamla hiçbir ciddi hesaplaşmanın o yaşamın sonunu hesabın dışında bırakarak gerçekleştirilebileceğine inanmıyorum. Bu, sanırım bulunduğum yaşa özgü ayrıcalıklardan biri. Çünkü insan gençlik rüzgârlarının ortasındayken, son'a uzanan yolu çok uzun buluyor. Buna karşılık altmış yaş, yaşamı başı ve sonu ile bır bütün olarak algılamak için elverişli bir zemin. Yaşamla bır bütün olarak hesaplaşabilmek ise pek küçümsenebilecek bir ayrıcalık değil... eposta: ahmetcemal c superonline.com acem20 ' hotmail.com YARATICILIĞIN VE HÜNERÎN ANITI: Drvriği Ulu Camisi ve Şifahanesi (1228) kapısı... UNESCO'ııun diiııya ınirası listesinde vc ömrünün uzanıası için "ilgi" bckliyor. ve bu aydınlık lambayı ekını başından bu yana lstanbul'da başarılı, zarifve çağdaş bır sergileme tasanmıyla "herkesin aydınlanmasına" sunan bu Anadolu sevdalılarına, yıllardır ıçımızde ısınıp duran duygulaıımızı da sarmaladıkları için teşekkür borçluyu/... Pekı, Selçuklu öteden beri neden hep Osmanlı'dan çok daha u az tanınan" bir uygarlık dönemi olarak kaldı?.. Bu sorunun yanıtına ait "ipuçlannı" veren ve hatta "kanıtlayan" bilgi ve belgeler, Alâeddin'ın Lambası'nda özenli bir sadelik için de sergilenirken, günümüzün özellikle "ırkçı", "şoven* ve "dinci" güçlerinın adeta tam bir uzlaşma içinde gizledikleri "Selçuklu farkı" şöyle belgeleniyor: "Anadolu Selçuklu Devleti, görece kısa önırüne karşın Orta Asya, İran, Arap, Bizans, Ermeni ve Türkmen kültür öğelerini, Anadolu tarihinin en görkemli uygarhk sentezinde bir araya getirdi..." Işte böylesı bir sentezle yaratılan "Selçuklu sanat dünyasının" yine günümüzdcki kültürler arası düşmanlığı körükleyenlere karşı da nasıl bir "esin kaynağT olabileceğıni, serginin danışmanlarından Doğan Kııban şöyle örnekliyor: "Mengücük beyinin, şifahanesinin kapısına insan flgürlerini koydurmasının İslamdaki yasaya rağnıen nc dcnli zor bir karar olduğunu anlamak için, Süleymaniye'de bu olasılığı düşünnıek yeler. Ift.yy'da Kaııuııi bile bunu yapamazdı..." Doğan Kuban şunları da eklıyor: "Selçuklu toplunıunda hükümdarlann dini kaidelere uynıa baskısı hissetnıedikleri gerçekrir(...) Ibni Bibi'nin Selçuknaıııesi'ndcbüyük yer tutan yoğun şarap içilen saray törenlerigibi(...r Peki Selçuklu'dakı bu "aydınlanmanın" gizi (sırrı) nedir?.. Işte yanıtı: "Orta Asyah ve traıılıyu Arabı, Kürdü, Gürcüyü, Ermeniyi ve Runıu Türkle biıieştiren bir potaydı... Sanatçılar da oradan çıkmıştır. Anıa Anadolu Selçuklu sanatında bir ayrıcauk varsa, Islamın bu yorumunıı dört yüz yıldır İslanıi damgalarla sanat üreten Arap ve lranlı ustalar degiL, Selçuklu sultanlarla Türkmen enıirlerin hoşgörüsüne sığınan Anadolulu ustalar yapmışlardır. Bunlar Anadolu yerlileri olan Hıristiyanlarla kentleşen Iürklerdir..." Bu "aydmlık" ustaların, bu Türklerin ve hepsınin aydın sultanı Alâeddin Keykubat efsanesinin ne denlı "gerçek" ve bugün ıçın bile "yolgösterici" olduğunu, öncelikle "Istanbullulann" doyasıya yaşayabilmeleri için, zamanları hızla daralıyor... Çünkü Istanbul'un bu eski komşulannı ağırladığı sergileme günleri 2 8 A r a l ı k t a bitıyor ... 'Selçuklu 'muzu güneşe çıkardılar Yapı Kredi ve Kültür Bakanbğı işbirliğiyle hazırlanan sergi, aynı zamanda örnek bir işbirliği projesı... CJenel koordınatörlüğünü Münevver Eminoğlu'nun, proje koordinatörlüğünü de Şennur Şentürk'ün üstlendiği çalışmaya Ayşegül Önsöz ve Hülya Bozdağ koordınatör yardimcıları olarak katıldılar... Prof. Dr. M.Baha Tannıam'ın küratörlüğüyle gerçekleşen serginin tasarımına Ahmet Özgüner ve Ceren Kahraman, gerçcktcn "mimarca" imzalarını atarlarken, bunu tamamlayan grafik tasarımı da Ersu Pekin kotardı... Serginin tematik giicünü anlamlı kılan metinler ıse yine Tanmam'la birlikte Sanıih Rifat'ın kalemlerinden... Ara Güler, Aydın Coşkun, Hadiye Cangökçe, Murat Cermen, Selamet Taşkın fotoğrafların ustaları... Uoğan Kuban ile Rüçhan Ank'ın fotoğraf arşivı dc görseli tamamlayan kaynaklar... Ve bütün bu akıl, emek, beeeri ve anı ürünlerını özenli ve Selçuklu'ya yakışır bir çağdaş ustalıkla "mimari uygulamaya" dönüştürenler de Levent Kayaokay ile Salinı Yalçın... Işte bu anlamlı ışbirliğine eser vererek destek olan "müzelerimiz" ve "özcl koleksiyonerlerle" birlikte, bilımsel birikimleriyle katkıda bulunan Prof. Dr. Ara Altun, Prof. Dr. Aynur Ourukan, Prof. Dogan Kuban, Prof. Dr. Gönül Öney ve KaBa Ltd, Dr. Kenan Biüci, Prof. Dr. Semra Ögel ile Atlas'ın K.artografya servısi emektarlarına Yapı Kredi'yle birlikte biz de teşekkür ediyoruz... " Selçuklu'muzu, yıllann vefasız ve karanlık perdeleri arkasından kurtarıp "güneşe" çıkardıkları için... DİNSEL KALIPLARA S1ĞMAYAN KÜLTÜRSelçııklu'nun tünı iııaııçlarla uyumlu bir kültürcl sente/j yakaladığuun çarpıcı kaııılı: Konya Kalcsi'ni süsleyen melek fîgürlü taş panolar...(1220) Oğuz Atay'ın 24. öliim yıldönümü • Kültür Servisi Edebıyatımızın önemli isimlerinden Oğuz Atay'ı 24 yıl önce bugün yitirmiştik. Atay, 1934'te Inebolu'da doğdu. Ankara Maarif Koleji'nı, İTÜ tnşaat Fakültesi'nı bitırdi. 196()'ta tDMMA lnşaat Bölümü'nde öğretim üyesi olarak çalışmaya başladı. 'Tutunamayanlar'ın yayımlanmasının (19711972) ardından, önemli bir tartışmanın odağında yer aldı TRT 1970 Roman Ödülü'nü kazanan 'Tutunamayanlar'ı kısa bir süre sonra, 1973 yılında 'Tehlikeli Oyunlar' adlı ikinci romanı izledi. Öykülerinı 'Korkuyu Beklerken' başlığı altında topladı. 1911 1967 arasında yaşamış hocası Prof. Mustafa inan'ın hayatını romanlaştırarak 'Bir Bilim Adamının Romanı'nı yazdı. 'Oyunlarla Yaşayanlar' adlı tiyatro yapıtı Devlet ve Şehir Tiyatroları'nda sahnelendi. Atay, 13 Aralık 1977'de, büyük projesi 'Türkiye'nin Ruhu'nu yazamadan yaşama gözlerini yumdu. İKİBÖLÜMDEN OLUŞAN EKİNÜĞIM. EMİN ALTAN HAZ1RLADI ÎFSAK'ta 'Narcissus Gösterileri' Kültür Servisi 2000 yılını kişısel nedenlerle ve yalnızca kendi için 'Narcissus YüT ılan eden M. Emin Altan'ın iki gösterisi; 'Bir Arayış Öyküsü: Narcissus1 ve 'Narcissus http://www.nargilc' bugün saat 19.30'da İFSAK'ta ızlenebilir. Fotoğrafın sunum biçimleri içinde dünyada genellıkle kabul görmeyen (ya da tanınınayan) oysa ülkemizde son yıllarda hızla yaygınlaşan tematik bır bütünlük arayışı ile hazırlanan saydam gösterilennin geleceği merak konusu. Saydam gösterileri sunanları ve izleyenleri sorgulayan 'Bir Arayış Öyküsü: Narcissus' 5. Istanbul Saydam CJünleri kitapçığında şöyle tanıtılnııştı: "Her gün işlcnen cinayetlerin kanıksandığı bir ülkc. Genç bir kadın. Bir gün küstah Batılı bir Totoğrafçının fotoğraflannda Doğu'yu tanır. Mekân büyüleyicidir. Fotoğraflar muhteşem(!)dir. Etkilenir. Bir degişim süreci başlar..." 5. Istanbul Saydam Günleri'nin Nargile konulu çağrılı tematik bölümü için hazırlanan 'Narcissus http://www.nargile' gösterisi ise fotoğrafçının nargile temasında yoğunlaşamamasının öyküsü gibidir. "Genç bir adam bir tünele girer. Yiüp gider karanhguı içinde. Bir tren geçer. Genç adam sanal âlemde geçmişi arar. Zamansız, mekânsız bir tükenmişüğin içinde bulur kendini. Bir bilge ona nargileden söz eder. Ama 'geçmiş' geçmiştir. Mutlakson kaçınılmazdır. Narcissus'ta olduğu gibi..." DÖRTÖDÜL KAZAND1 Bakuköy Belediye Tiyatroları yapımı 'Ivaıı Ivanoviç Var mıydı, Yok muydu1 adlı oyun yüın en başarılı yapımı, en başarılı yardımcı kadın oyuncu (Meral Çctinkaya), cn başarılı dekor tasanmı (Ali Yenel) vc en başanlı kostüm tasanmı (Gönül Sipahioğlu) ödüllcrinin sahibi oldu. UZAKDOĞU FİLM FESTİVALİ'NDE BUGÜN • ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ'nde saat 17.00'de Mani Rathnam'ın yönettiği 'Sessiz RagaMouna Ragam', saat 19.00'da Teng VVenji'nin yönettiği 'San Nehrin Türküsü' adlı filmler gösterilecek. (0 212 251 56 00) • ALMAN KÜLTÜR MERKEZİ'nde saat 10.00'da Urusei Yatsura'nın yönettiği 'The Movie2: Beautiful Dreamer', saat 12.00'de VVong KarWai'nin yönettiği 'AshesofTime', saat 14.00'te Ang Lee'nin '1ten Eller' adlı filmleri ve saat 16.00'da Bige Akdeniz ve Selim Eyüboğlu'nun söyleşisi yer alıyor. (0 212 249 20 09) • MARMARA ÜNİVERSÎTESt SİNEMA SALOND'nda saat 13.00'te Tsui Hark'ın yönettiği 'Zu: Warriors From The Magic Mountain1, saat 15.00'te Shunyo lto'nun 'Female Convict Scorpion' adlı filmler ızlenebilir. (0 212 51H 16 00) • BİLGt ÜNtVERSİTESİ SİNEMA SALONU'nda saat 19.30'da Jianqi Huo'nun yönettiği 'Dağlardaki Postacılar' adlı film gösterilecek. (0 212 293 50 10) Avni Dilligil Ödülleri verildi Kültür Servisi 24. Avni Dilligil Tiyatro ödülleri, dün akşam TlSAM'ın (Tiyatro Sanatını Geliştirme Derneği) Yunus Emre Kültür Merkezi'nde düzenlediği bir törenle sahiplennı buldu. GöksclKortay'ın başkanlığında Melisa Gürpınar, Hami Çağdaş, Yaşar llksavaş, Kami Suveren, 1/zet Günay, Aınil Kunt, llgen Akçayh ve Engin Uludağ'dan oluşan jürinin yaptığı değerlendirme sonucunda 15 dalda ödül verildi. Bakırköy Belediye Tiyatroları yapımı 'İvan Ivanoviç Var mıydı, Yok nıuydu?' adlı oyun yılın en başarılı yapımı ödülünün yanı sıra en başarılı yardımcı kadın oyuncu (Meral Çetinkaya), en başanlı dekor lasarımı (Ali Yenel) ve en başarılı kostüm tasarımı (Gönül Sipahioğlu) ödüllcrini de topladı. Cıeeenin diğer çok ödüllü yapımı da Istanbul Devlet Tiyatrosu'nun oyunu 'l,eenane'nin Güzellik Kraliçesi'ydı. Oyun, en başarılı kadın oyuncu (Sunıru Yavrucuk), yönetmen (Cüncyt Çalışkıır) ve en başanlı yardımcı erkek oyuncu (Uakkı Ergök, Yurdaer Okur) dallarında iiç ödüliin sahibi oldu. En başanlı erkek oyuncu ödülü ıse farklı bır oyundan çıktı. Ödül, Tiyatro Kare'de sahnelenen 'Neyzen' oyunundakı performansıyla Burak Sergen'e verildi. En başarılı tiyatro yazarı ödülü, yazıp, yönetıp, oynadığı 'Sahibin1 den satılık Birinci El Ortaoyunu ile Ferhan Şensoy'un olurken Oktay Akbal, Istanbul Büyükşehır Belediycsı Şehir I iyatroları tarafından sahnelenen 'Hasır Şapka' oyunuııun çevınsıyle en başarılı tiyatro çevirmeni ödülünü aldı. Oyuncular Tiyalro Topluluğu'nun 'Sokağa Bakan Pencere' ve Istanbul Beledıyesı ŞehirTıyatrolan'nın 'Sahaha Az Kala' oyunlarının jüri özendirmeödülüne layık görüldüğü ödül töreninde Miijdat Gezen'e Jürı Ö/el Ödülü, Haldun Dormen'e Yaşam Boyu Başarı ödülü, Münir Özknl'a ıse Belkıs Dilligil Onur Ödülü verildi. NiCOS VE GİASEMİSARAGOUDAS BUGÜN İŞ SANATTA Ege'nin sıcak türküleri Kültür Servisi Yunanıstan'da 'Rebetiko' geleneğini yaşatan müzisyenlerden Nikos Saragoudas ve eşı Giasemi Saragoudas, 'Ege'nin Türküleri' adlı konserlc, bugün saat 19.30'da tş Sanat'ta yer alacak. Yunanistan'ın yaşayan önemli ut vırtüözlerinden olan Nikos Saragoudas, ut tekniğini ve repertuvarını genişletmek için defalarca Türkiye'ye geldiğinı, Türkiye'nin çok önemli bir müzikal kaynak olduğunu, aramızdaki sınırların aynı şarkılarla duygulanmamıza engel olamayacağını belirtiyor. Suyun öteki yanından aşkı, özlemi ve hüznü anlatan şarkıları seslendirecek Nikos ve Giasemi Saragoudas çiftinin yanı sıra konserde, Sokratis Sinopoulos, Panagiotis Dinıitrakopulous, Periclcs Papapetropoulos ve Andreas Papas da izleyicilerle buluşacak. (212 316 15 76)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle