Katalog

Cumhuriyetİmtivaz Sahibi: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayımcılık A.Ş'yi temsilen Cumhuriyet Vakfi adına İLHANSELÇUK Genel Ya>ın Yönetmeni: Ibrahim Istıhbarat Cengiz Yıldırım • Ekonomı Özlem Yü- YayınKurulu:ÎJhanSelçukCBaş- Yıldız • Yaznşleri Müdürü: Safim Alpaslan # Sorumlu Müdür: Fikret İlkiz • Haber Merkezı Müdürü: Hakan Kara Kültür: Egemen Berköz • Spor Abdülka- kan),EmreKongar(Danışrnan), dir Yücelman • Makaleler: Sami Karaören # Orhan Erinç. Hikmet Çetin- Düzeltme Abdullah Yazıcı • Bılgı-Belee 1 Edibe kaya. Şükran Soner, tbrahim Buğra • Yurt Haberlen. Mehmet Faraç • Avrupa Yıİdız, Orhan Bursak, Musta- Temsılcısı Gürav Öz fa Balbav, Hakan Kara. AnkaraTermılcısı MustafaBalbay AtaturkBuKanNo- 125. Kaf4, Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020 (7 hat), Faks 4195027 •lzmır Temsılcısı Serdar Kızık, H. Zıya Blv 1352S 23Tel 4411220. Faks'4419117©Adana Temsılcısı: Çetin V iğenoğlu. tnonü Cd 119 S. No. 1 Kat. 1, Tel. 363 12 11, Faks 363 12 15 Müessese Muduru. Erol REKLAM: P.M. Ltd. Şti • Erkut • Koordinator Ntudur Gülbin ErdunuıÂiCoo Ahmet Korulsan 0 Mu- Reha Işıtman 0 Genel M~ hasebe Bülent YenerO Se>da Çoban • Fınansman .o ldare: Hüseyin Gürer Çetin Erduran Tel. 0212 5 .07 • Satış Fazilet Kuza 513 8460-61.Faks 0212513 846" Y ayımla>ajı: \ enı Gün Haber Ajansı Basm ve Yayıncılık A.Ş Baskı: Sabah Yayıncihk A $ Tufkocajı Cad 39 41 Cağaloglu 34334 Islanbul PK 246 - Sırkecı 34435 Istanbul Tel (0 212) 512 05 05 (20 hat) Faks-(0/212) 513 85 95 3OKASIM2OO1 Imsak: 5.28 Güneş: 7.01 Öğle: 12.00 Ikındı: 14.23 Akşam: 16.45 Yatsı: Anneden Dünyadaki HIV pozitif vakalannm artması bekleniyor. Tıp, hastalık karşısında hâlâ çareî bebeğe geçiyor Kanda, spermde, rahim ve vajina salgısında bulunan HTV virüsü, havada, suda, toprak ve eşya üzerinde canlılığını kısa sürede kaybeder. Bu nedenle günlük yaşam sırasında bulaşmaz. AIDS, kan ve kan ürünlerinin nakli, cinsel ilişki, iğne ve şınnganın ortak kullanunı, açık yaraya virüslü vûcut salgısının ya da kanın değmesi, anneden bebeğe gibi yollarla bulaşır. Tıp, hastaların yaşam kalitesini düzenliyorx aşı ise yakın gelecekte görünmüyor. AIDS'e 3.5milyon kurbandat&SAADETUSLU "Biz AIDS'i önemsiyoruz. Ya siz..." Birleşmiş Milletler" AIDS Kurulu- şu'nun (UNAIDS), bu yılki 1 Aralık Dünya AIDS Günü kampanya sloganı bu. Kuruluş, bugûne kadar 21.8 milyon kişinin yaşamını yitirmesine neden olan AIDS' in yayılmasım önlemek için ön- lemlerin ve bilgilendirme kampanya- larının artarak devam etmesini istiyor. Dünyada halen 36.1 milyon kişi HTV üe enfekte ve yüz- de 95 'i gelişmekte olan ülkelerde yaşıyor. Bun- lardan 1.4 milyonunu 14 yaşın altındaki ço- cuklaroluşturuyor. Bir- leşmiş Milletler, Aralık 2000'e kadar 21.8 mil- yon ınsanın AIDS'ten öldüğünü, 2000 yılın- da 5.3 milyon kişinin daha AIDS'e yakalan- dığını, 2001 yılının so- nunda 5.5 milyon yeni vaka ortaya çıkacağını ve 3.5 milyon kişinin yaşamını yitireceğini tahmin ediyor. UNICEF, 2005 yılına kadarkı hedef- leri arasına çocuklarda hastahğın gö- rülme oranını yüzde 25 oranında azalt- mayı da aldı. Hastahğın bulaşma yol- lannda ilk srrada yüzde 70 ile hetero- seksüel ilişki yer alıyor. AIDS Savaşım Demeği Başkanı Prof. Enver TaB Çetin, AIDS'in bulaşma ve korunma yollannın bilinmesi durumun- da önlenebilir bir hastalık olduğunu • 1 Aralık Dünya AIDS Günü... UNAIDS, 2000'e kadar 21.8 milyon insanın canını alan hastalık için bu yıl da bir kampanya düzenledi. Slogan: "Biz AIDS'i önemsiyoruz. Ya siz...' söylüyor. Erkeklerin durumuna yöne- lik 2 yıllık AIDS kampanyası çerçeve- sinde geçen yıl "Erkekler çok şey fark ettirir" sloganının kullanıldığını anım- satan Çetin, bu yılki kampanyayı şöy- le anlatıyor: "Bu yılki slogan, erkeklerin durumu göz önüne annarak her iki cinsin ve de- ğişikyaş grubundaki kişilerin korunma ve tedavisi ile ilgili konulan vurguladı- ğı için seçilmiştir. AIDS salguun- dan konınmada liderierin rolü önemii olduğundan, B- derteri ve politikacılan HTV'e karşı yapılan sa- vaşıma katmak da bu kampanvavadahfledfl- miştir." Sağhk Bakanlı- ğı'ndan Dr. Oya Avşar geçen yıl virüsle en- fekte olan kişilerin ya- rısının 15-24 yaşları arasmdaki genç insan- lar olduğunu vurguladı. Avşar, "AIDS sadece bir sağhk sorunu değil, toplumsal kaDanmanm önündeki bir hastank. Toplumlann ken- disi önüne geçmediği dunımlarda sal- gnu önlemekmümkün değfl. Türkhe şu anda hastahğm hızlayayıküğıcoğrafya- da" uyansını yapıyor. UNICEF Temsilcisi H. DeKnocke de Türkiye'de hiçbir zaman topluma ya- yılacak genişlikte bir enfeksiyon bek- lemediklerini ancak riskh gruplann du- rumlan hakkında da bilgi sahibi olma- dıklannı vurguluyor. Bakanlık 'sadakaf önerdi Haber Merkea - Türki- ye'de 392'si AIDS vakası ohnak üzere toplam 1247 HTV vakası bulunduğu bil- dirildı. Sağhk Bakanhğı, AIDS'Ii hasta sayısının ar- tışının önüne geçmek için kondom kullanımı ve sada- kati teşvik edecek. Sağlık Bakanlığı, erkek- lerin, daha fazla evlilik dı- şı cinsel ilişkiye girmesi, uyuşturucu bağımlılıgının daha fazla ohnası, daha faz- la cinsel partneri olması, homoseksüel ilişkilerinin gizli kalması ve cinsel sağ- lıklan konusunda tedbirsiz ve dikkatsiz ohnalan nede- niyle daha fazla HTV riski taşıdıklanna dikkat çekerken AIDS'e karşı savaşı erkek- lerdenbaşlatıyor. Bakanhk, son yıllarda kadınlarda da HTV'in sık görüldüğüne dik- kat çekerken araşnrmalann erkeklerin altıda birinin di- ğer bir erkekle ilişkiye gir- diğini gösterdiğini belirti- yor. Bakanhk, AIDS ile mü- cadele çerçevesinde şu me- sajlara dikkat çekecek: • HTV'in aileleri ve top- hunlan parçalamasma için verilmemelklir. • GizKHkve ikiyüzlülük HIV için güzel bir giriş kapısıdır. Tekeşlüi- ği ve sadakati teşvik etmeb- yiz. • Kondom kullanımını teşvik etmeHyiz. • AIDS'li- lere. ailelerine yardımcı ol- mairvız. ÇOCUKLAR-. - Dünyadaki 36.1 milyon HIV pozitifln 1.4 mihonunu 14 yaşın arandaki çoculdar oluşrunıyor. INICEF. 2005 yıhna kadarki hcdefleri arasına çocuklarda hastahğın görülme oranını azaltma>ı da aldı. ı AP) e-posta: [email protected] f! SAĞLAM KURULDU, DURMAKSIZIN ÇAU$IYOR. Türkiye'de bir fînans kurumu, çok güçlü sermaye yapısı ve yıllann deneyimiyle istikrarlı bir şekilde çahşıyor. Uluslararası bağlantılarıyla size dünya kalitesinde finansal hizmet sunuyor. Bu kurum, Family Finans. Ve 1985'ten beri hizmetinizde... Ihtiyacınız olan tüm bankacılık hizmetlerinin yanı sıra 'bize özel' hizmetler de sunuyoruz. Tasarruflannı degerlendirmek isteyenler, finansmana ihtiyacı olanlar ve diğer tüm müşterilerimiz için gerçek bir güven ortamı oluşturuyoruz. Bu mekanizma yıllardır tıkır tıkır işliyor; tûm çarkları mükemmel bir uyumla durmaksızın çahşıyor. Tıpkı çok kıymetli bir saat gibi. FAMİLY^FİNANS KURUMU SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN '... Kılavuzu, Karga Olanın!..' Bizim lise öğretimimiz, 'Milli Şefin ve Hasan Âli Yücel'in 'Yu- nan/Latin Dönemi'ne rastgeldığı için, Tarih kitaplarımızda 'Eski Yunan' ve Roma -ıhtimal Batı'lı eserlerden ak- tarılarak- hayli kapsamlı antatılırdı; şimdi hangı ciddi ansiklopedide ara- sanız, kolaylıkla bulabileceğiniz; Ak- deniz ve Karadeniz çevresindeki, 'Yunan kolonileri'ni, renkli noktalar- la gösteren, bir harita vardı ki, hiç unutmam!.. Biraz meraklı, biraz da sıyasete uyanmış olduğum için; 'bunlar, hem en uygarkavim, demokrasinin muci- di ve uygulayıcısı sayılıyor; hem de na- sıl, başka kavimleri sömürgeleştiri- yor' diye, Tarih Hocamıza sormuş, bir güzel azarı yemiştim. Tarih tarihtır ama, yorumlayana göre, manası pe- kâlâ degişir; ya da değiştirilir. 'Batı Medeniyeti'nın temeli sayılan, 'Eski Yunan' demokrasisi ve kolonilerine uy- guladığı rejim hakkında, vaktiyle bize okutulanlar, galiba bugün Fransa'da bile geçerli değil; baksanıza, F. Oger durumu nasıl özetlemiş: "... Atina Sitesi'ntfe demokrasi, I.Ö. 570 yılında doğdu. Bu rejimin temel ilkeleri, (halkın, halk için, halk tarafmdan yönetimi) bugün de de- ğişmemiştir.Odevirde, AttikYanma- dası'nda yaşamakta olan 250 bin ki- şiden, ancak 40.000 kadan 'vatan- daş'tı; yani Atina'lı bir ailenin çocu- ğu, erkek, yirmi yaşını doldurmuş ve hür -yani 'köle' değil- idi. Yalnız -ve yalnızca- bunlar Ekklesia adı verilen Halk Meclisi'ne katılma ayncalığını taşıyorlardı: köleler, kadınlar, ço- cuklar, melezler ve yabancılar, oy hakkına sahip değillerdi..." internetten size aktardığım ilk bil- giler bunlar, bu kadan bile, 'Batı Me- deniyeti'nin temeli, Atina'daki 'de- mokrasi idraki'nin; ne kadar 'seçkin'ci, elbette 'sömürücü' olduğunu göste- riyor ya, hadı bununla yetinmeyelim. Kölelerin sırtında' bir 'demokrasi' Bir başka kaynak, aklıbaşında kim- selerin hiç de yabana atamaya- cağı, bazı 'tesbitler' yapmış; onları görmek istemez misiniz? "... Kölelik, Elen demokrasisinin gelişmesinde köklü bir rol oynamış- tır; aslında o, demokrasiyi sınırlan- dırıyordu ama, hiç kimsenin, onu kaldırmayı düşünmediği de anlaşı- lıyor; aynca, kadınlann çalıştırılması da, demokrasinin uygulanabilmesin- de etkili olmuştur; aksi halde erkek- ler, çalışmaktan, siyasi kurum ve ku- ruluşları işletmeye vakit bulamaya- caklardı. I.Ö. V. yy.'da, yâni Perikles Dönemi, yurttaşlık, yalnız Atina'// yurttaş ailenin yasal çocuklanna ta- nınmakla, kısıtlanmış oldu. Atina'nın asıl halkını ise, 'hür yurttaş' nüfu- sunun, beş misli kalabalık olan, 'köleler' oluşturmaktaydı.." (www.mültımania.com.jean- mqa/web/grece.) Ünlü Atina 'demokrasisi', işte bu! Bu da, peki 'sistem', Atina'nın oAk- deniz'de ve Karadeniz de döıt bu- cağa dağılmış, 'koloniler'ınde nafail işliyor; merak mı ettıniz, o da şöyle: "... Delos Konfederasyonu sa- yesinde, Atina, gerçek bir impara- torluga dönüşmüştü; (buraya dikkat!) aslında iş bir ıttifak gibi başlamıştı ama, anlaşmalarda taraflann eşit tu- tulmayışı, katılanları Atina'nın ba- ğımlısı haline getirdi; en ağın vergi yüküydü; bağlı sitelerin bazılan ver- gi ödemek, bazılan ise asker ve ge- mi vermek zorundaydılar..." "Bu sitelerin durumu, aynlıkçı ayak- lanmalann silahla bastınlması üzeri- ne değişirdi; düzeni sürdürmek için Atina cezalar bindirir, orada askeri bir garnizon kurar; ya da ora halkını köle diye satardı. Gereğinde savaş aç- maktan çekinmiyordu. Aristopha- nes'e göre, o sitelerde, aynca Ati- na 'dan gönderilmiş, müfettişler de bulunurmuş. Yenik düşmüş bir site- de, halkın uslu durmasını sağlamak amacıyla, sitenin toprağına Atina ta- rafından el konulur; taksim edilerek, kazanan tarafın yurttaşına bağışla- nırdı.." Böylece ortaya çıkan nedir? Doğu halklarını 'barbar', 'vahşi' ve benzeri nice sıfatla kötüleyen Batı'lıların; me- deniyetlerine örnek aldıkları, o 'me- deni' eski Yunan, bem başka kavim- lerin, hem de kendi kadın ve köle- lerinin 'sömürülmesi' üzerine ku- rulmuş, açık bir haksızlık düzeni! Yunan/Latin Medeniyeti nı. örnek aldınız mı, sizin yeryüzüne taşıyaca- ğınız, Batı Medeniyeti; isteseniz de, istemeseniz de, başka halkları kü- çümseyen, onları sömüren, üstelik kendı halkına da kısıtlamalar getiren bir 'medeniyet' olacaktır. El hak! Öyle olmuştur: ne demişler, 'kılavuzu karga olanın!..' 'Cengiz Han Yasası' ne diyor? Diyeceksiniz ki, onlar böyle de, 'Mazlum' dediğimiz 'Doğu Halk- ian' çok mu farklı? Kim ne derse de- sin, yıllardır, Avrasya halklarının, Av- rupa halklarından, farklı bir kumaştan dokunduğunu, yazardururum; Doğu, bilgedir, yeryüzüne hükmeden asıl 'hükümdar'ın ölüm olduğunu, üç bin yıl önce anlamış; insanın zamanı de- ğil, zamanın insanı 'yaptığını' içine sindirmiş; tamamıyla kendine mahsus incelikleri olan, farklı bir medeniyet! Ba- tı Avrupa, o Beyaz, Batı'lı ve Hıris- tiyan' mantığıyla, kendini dünyanın merkezine yerleştirdiği için, onu kü- çümser, kan ve ateşle üzerine gidip, dağıtır. Oysa, bizim tarih kitaplarımı- za bile, -besbelli aktarma olduğu için- hunhar ve zalim bir hükümdar olarak geçmiş olan, Cengiz Han'ın yasası- nı, hiç duydunuz mu? Şöyle bir göz atın, bakalım Yunanlılardan daha mı az medeni, daha mı çok? "... Moğol halkında birtik ve bera- beriik ruhunu uyandırmak amacıyla, • Arkası Sa. 17, Sü. 1 'de