Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30 KASIM 2001 CUMA CUMHURİYET SAYFA
15
Erdalkıöaü, m tyf ne
laırart
Denklatı kırar!
Etektronik posts: denizsomecumhuriyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Kemal Derviş, ileriyi
göremediğini itiraf etmiş...
"Itiraf değil istifa etmelivdi:
Amerika'da övle vaoıvorlar!"
Sansüp
Salkım Hanım'ın J
Taneleri filmiyle
ilgili tartişmamız, filmin
senaryosuna ya da
filme konu romanın
içeriğine ya da senaryo
ile roman arasındaki
çelişkilere ilişkin
değildir... Tartışma
konusu, TRT Genel
Müdürü Yücel Yener'in
kasıtlı olarak yaptığı ve
TRT'den sorumlu
Devlet Bakanı Yılmaz
Karakoyunlu'nun da
savunduğu
uygulamadır. TRT
yönetimi, denetimin
izin vermediği bir fîlmi
yayınlamıştır... Bu
durum, bizim
"sansür"ü
desteklediğimiz
anlamına gelmez...
Aksine Salkım
Hanım'ın Taneleri
filmini göstermekle
TRT için artık yeni bir
dönem başlamıştır...
TRT bugüne dek
denetimin izin
vermediği uluslararası
festivallerde ödül almış
filmleri ve özellikle
Yılmaz Güney'in
filmlerini ekrana
getirmekle
yükümlüdür... Bu arada
Yayın Denetleme
Kurulu Başkanlığı da
lağvedilmek
durumundadır...
navatan Partili Yılmaz Karakoyunlu'nun
yazdığı "Salkım Hanım'ın Taneleri" romanın-
dan yönetmen Tomris Giritlioğlu'nun aynı
adla sinemaya aktardığı filmin, TRT 1 ekra-
nından nasıl gösterildiği sorusunu ilk kez 18 Kasım'da
gündeme getirmiş ve TRT Genel Müdürü Yücel Ye-
ner'den TRT Yayın Denetleme Kurulu Başkanlığı'nın
film için "yayınlanması uygundur" raporu verip verme-
diğini sormuştuk...
Genel Müdür sorumuza yanıt vermedi...
MHP Milletvekili Ahmet Çakar, bu filmi TRT'den
gösterenleri vatan hainliği ile suçlayınca sapla saman
birbirine kanştı ve yanıtını beklediğimiz soru güme git-
ti... Sorumuza yanıt vermeyen Yücel Yener, olaya si-
yaset ve siyasiler karışınca Salkım Hanım'ın Taneleri
filminin 20 Mayıs 1997 tarihli TRT yönetim kurulu ka-
rarıyla onay gördüğünü ve daha sonra Kültür Bakan-
lığı Devlet Sansür Kurulu'ndan geçtiğini açıklayıp ken-
dine göre işin içinden çıktı...
Salkım HanımYok böylebirşey...
Bir kere Türkiye'de "Devlet Sansür Kurulu" diye bir
kurul yok! Ithal ya da yerli tüm filmler 1986 yılında yü-
rürtüğe giren 3257 sayılı yasa gereği Istanbul Telif Hak-
ları ve Sinema Müdürlüğü bünyesinde kurulan "Sine-
ma Alt Kurulu"ndan "işletme belgesi" alınarak sinema-
larda gösteriliyor. Üç kişilik alt kurul, sakıncalı olabile-
ceğine kanaat getirdiği filmleri yedi kişilik "Sinema Üst
Kurulu"na sevk ediyor ve filmler burada bir kez daha
denetimden geçiyor... Bu aşamada filmin bazı bölüm-
lerinin çıkarılarak gösterilmesine ya da belli yaş altın-
dakilere gösterilmemesine karar veriliyor...
Istanbul Telif Hakları ve Sinema Müdürü Asaf Koç-
türk'ün verdiği bilgiye göre 1986 yılından bugüne dek
bir ya da iki pornografik film dışında kurulun "işletme
SESSİZSEDASIZ(I) NURİKURTCEBE
belgesi" vermediği film bulunmuyor...
Salkım Hanım'ın Taneleri filmi Sinema Üst Kuru-
lu'na gönderilmeye gerek duyulmadan 12,11.1999 ta-
rih ve 241 sayılı kararla, alt kuruldan "işletme belge-
si" alıyor. Bu belge, yapımcıya filmin sinemalara satı-
lıp gösterimini sağlayan bir belge oluyor, hepsi bu...
TRT'nin, "işletme belgesi" alan tüm filmleri göster-
mek gibi bir uygulaması bulunmuyor ve ekrana gele-
cek tüm eserler için TRT'nin kendi bünyesindeki Ya-
yın Denetleme Kurulu Başkanlığı'ndan "yayınlanabi-
lir" raporu alınması gerekiyor.
TRT Genel Müdürü Yücel Yener, Kasım 1999'data-
mamlanan film için TRT yönetim kurulunun karar al-
dığını söylüyor... Ne kararı olduğunu ise söyleyemiyor.
Çünkü 20 Mayıs 1997 tarihli TRT yönetim kurulu ka-
rarı, bitmemiş bir film için yayın karan almak yani doğ-
mamış çocuğa don biçmekten başka bir şey değildir
ve don biçmek de yönetim kurulunun değil çocuk
doğduktan sonra denetleme kurulunun görevidir!
Yılmaz Karakoyunlu görevini yapmıyor
lu'ndan geçmemiştir... Bunun üzerine
bir yapımcı bulunmuş ve denetimden
geçmeyen film, maliyetinin önemli bir
bölümü TRT tarafından karşılanmak
üzere Avşar Film'e çektirilmiş... TRT,
yaptığı milyarlarca liralık masrafın
arşılığında filmin televizyonda ilk
gösterim hakkını almıştır.
Fakat, TRT Yayın Denetleme Kuru-
lu Başkanlığı, filmin TRT'de gösterimi-
ne onay vermemiştir... TRT'de defa-
larca denetime sokulan film hep red-
dedilmiştir.
6.4.2001 tarihli denetleme raporun-
da "Film Ermenilerin sözde bazı iddi-
alarına destek sağlayabilecek özellik-
lere sahiptir. Bu nedenle film yukarıda-
ki sakıncalar göz önüne alınarak ge-
rekli çıkarma ve kısaltmalar yapılması
halinde yayınlanır" denmektedir ve yö-
netim için bağlayıcı olan bu talimat ye-
rine getirilmemiştir.
TRT'den sorumlu Devlet Bakanı Yıl-
maz Karakoyunlu, "eser"ini savun-
mak adına TRT Genel Müdürü Yücel
Yener'den aldığı bilgileri doğru kabul
ederek ve kamuoyuna aynı yolda
açıklama yaparak görevini ihmal ve
yanı sıra suiistimal etmektedir...
Karakoyunlu'yu, film için "devle-
tin sansür müessesesi"nden alındı-
ğını söylediği onayın ne olduğunu ve
TRT'yi ne kadar ilgilendirdiğini; TRT
Yönetim Kurulu'ndan çıktığını söyle-
diği kararda da ne yazdığını resmi bel-
gelerie kamuoyuna açıklamaya (konu-
yu küllendirmeden) davet ediyorum...
Salkım Hanım'ın Taneleri romanını
TRT'nin filme çekmesi, TRT prodük-
törlerinden Tomris Giritlioğlu tarafın-
dan önerilmiş, TRT yönetim kurulu da
romana bakarak öneriyi prensipte ka-
bul etmiştir... Iş filmin çekimine gelin-
ce, senaryo TRT'nin Denetim Kuru-
Atatürk'ten Çok
Atatürkçü...
Prof. Dr. SEBATİÖZDEMİR
Hangi konuda olursa olsun
yazı yazmak oldukça emek is-
teyen, zor bir iştir; konuşma-
ya benzemez. lyi bir bilgi biri-
kimine, araştırmaya ve olay-
ları tarafsız irdeleyebilme gü-
cüne sahip olmak gerekir. Kö-
^şe_yazarı olmak ise daha zor
olup oldukça sorumluluk iste-
yen bir iştir. Sevgili Uğur
Mumcu belge ve bilgiye da-
yanmadan hiçbir konuda yazı
yazmadı. Keza Sevgili Hikmet
Çetinkaya yıllarca gerici-yo-
baz örgütlenmeleri belgelere
ve tanıklara dayanarak yazdı
ve halen de yazmayı sürdür-
mektedir.
Son birkaç aydır Sayın Prof.
Dr. BülentTanörolayı üniver-
site gündemine oldukça ge-
niş bir şekilde oturdu. Sayın
Tanör'ün değerli bir bilim ada-
mı olduğu, nice hukukçular
yetiştirdiği ve ideolojik bağ-
lamda ise Atatürkçü ve aydın
kimliğe sahip olduğu konu-
sunda kimsenin şüphesi bu-
lunmamaktadır. Ancak basın-
da birçok köşe yazarı tarafın-
dan söz konusu soruşturma
olayının irdelenmesi vearaştı-
nlarak konunun detayının öğ-
renilmesi yerine Sayın Ta-
nör'ün sosyalist, Atatürkçü-
demokrat kişiliği ön plana çı-
kanldı. Sanki Atatürkçü olma-
dığı bilinen bir kişi için bu ta-
vır doğruymuş gibi Sayın Ta-
nör hakkında açılan soruştur-
ma, "Atatürk'ten çok Atatürk-
çü" yakıştırması yapılan Sa-
yın Rektör Kemal Alemda-
roğlu'nun baskıcı ve despot
(!) kişiliği ile izah edilmeye ça-
lışıldı. Ancak kimse de bir üni-
versitede -tabiatıyla her ku-
rum ve sektörde- kişilerin dü-
şüncelerine göre hareket edi-
lemeyeceğini, yasa ve yönet-
meliklerin ayrım gösterilmek-
sizin herkese eşit uygulanma-
sı gerektiğini vurgulamadı.
Daha dün bu rektör, türban
konusunda neredeyse tek ba-
şına mücadele ederken türba-
nın bir özgüıiük sorunu oldu-
ğunu savunanlar Atatürkçü (!)
ve demokratlardı. Yine dün bu
rektör Atatürk devrimlerinden
ödün vermeyeceğini belirtir-
ken bırakın devrim sözcüğü-
nü, "Atatürk inkılapları" deyi-
mini dahi telaffuz etmekten
korkanlar bugün Atatürk dev-
rimlerinin yılmaz savunucula-
n oldular. Ve yine türban konu-
sunda gericilerle kol kola ey-
lem yapanlar da devrimci ve
sosyalist (!) idiler.
Tüm bunlann yanı sıra Sayın
Rektör hakkında Atatürk'ten
çok Atatürkçü tanımlamasın-
da bulunanlar için 4.10.2001
tarihinde yaptığı Istanbul Üni-
versitesi eğitim-ögretim yılının
açış konuşmasından bazı
ahntılar sunuyorum.
"...Istanbul Üniversitesi, ta-
rih boyunca her zaman çağ-
daş değerlerin, aydınlanma-
nın, demokrasinin, bilimsel
özgürlüğün yanında yer al-
mıştır. Bu konudaki tek önde-
ri ve yol göstericisi Mustafa
Kemal Atatürk ve onun ilke
ve devrimleridir... Bugün ba-
ğımsız ve gelişmiş ülkelerdil-
lerinin zenginliğini, güçlülü-
ğünü savunur ve bu yönde
çalışmalaryapariken bizim de
dilimizin güzelliklerini yansıt-
mak, dilimize halkımızın kabul
edeceği ve kullandığı yeni
sözcükler katmamız gerekir-
ken bizyabancı sözcükleri ko-
nuşma, yazı ve bilim dilimiz-
de kullanarak bir ölçüde dili-
mizin gelişimine engel olmak-
tayız... Kısaca bilim, yazı ve
konuşma dilinin Türk dili ol-
ması gerektiği kadar Türkçe-
yi de iyi kullanmamız, bilerek
kullanmamız gerekmektedir...
Eğer bir toplum dilini çok gü-
zel kullanabiliyorsa, eğer bir
toplumda dil, insanlann birbi-
rini anlamasında önemli bir
araç ise o toplumun inançla-
nnda da kullanılması mutlaka
gerekecektir..."
Işte size Atatürk'ten çok
Atatürkçü bir rektör! "Rektör
gidiyor" ya da "Alemdaroğlu
sonunda yolcu" diye çığırt-
kanlık yapan gerici-yobazlar
bir yana, tüm Atatürkçülerin
bilgisine sunulur!
KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak@turk.net
ÇtZGİLİK KÂMtL MASARACI
HARBİ SEMİHPOROY semihporoy a yahoo.com
X
26 Kosım, Pazartesî günkü bu banî, bir teknik yanlışhktan öîürû hatah büsılmışîir, Düzeüyoruz.
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 30 Kasım
OFKADASTRO
MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No: 2000/39
Davacı Orman Genel Müdürlüğü tarafından davalı Şükrü Ay-
dın aleyhine Of, Meyvalı Köyü, ada 139. parsel 4'te kayıtlı ta-
şınmazın orman olmasına karşın kadastro tespiti sırasında dava-
lı adına yapılan tespitin iptali ile dava konusu taşınmazın orman
olarak Hazine adına tesciline ilişkin açılan davanın yargılaması
sırasında davalının ölü olması ve mirasçılan Selahattin Apay-
dın, Murat Apaydın, Nazire Apaydın ve Kadir Nadi Apaydın'ın
adresleri saptanamadığı gibi dava dilekçesinin de kendilerine
tebliğ edilemediği nedenle ilanen tebliğ yoluna gidilmiştir.
Bu kez duruşmanın 18.1. 2002 günü saat 9'a bırakıldığı. da-
valılann anılan günde mahkemede hazır bulunarak veya bir ve-
kille kendilerini temsil ettirerek tüm belge ve deüllerini sunma-
lan, aksi halde yargılamaya yokluklannda devam edilerek karar
verileceği hususu davalılara tebligat yerine gecmek üzere ilan
olunur.
Basm: 72029
DERİNLİK İKf KÜLAÇ: MARK TWAINL
183S'TE BU6ÜU,Ü*JLÜ AUERtKAU YAZAR MARK TWAtN (rVEYH) P060U.
*-NIN çocurutK ve eeMçuic yıuARiuı Misstssıpfı UEHIZİ çsv&esîNDE eeçi-
KEC£K OLAU SAMUEL CL£M€fJS(ASIL ADI~), 8İ8ÇOK ifE GlRlP ÇIKACA/O7.
9U AGADA, yAZI yAZAiAYt DA DENİYECEK., İLK ÖrnUjSÜ -tB53'TE YAYIMLANA
CAKTt. Ç£ffTZJ TXKMA ADLAUA YAZJLA£lNI SûSPÛRECeK, SOMUNDA^
1863're- MA£K TU/AffJ ADlNt ALACAKTT. NEUİR GEMIL£XİWDE ÇAUÇTTGt
GtSİ OLAM BU AD, "DeRİULİK /Kf KULAÇ"AUlAMtAJA
rTLAGfyLAl2AAAANtNDA ÇOK
OLAM YA2AR, AM&ej&İAt P/Lİ-
EOEBtyATK LfYGULAYAfl/ fLK
NiTEL£NPieiLeC£K VE Mİ~
AHÇf OLAEAK DA ÖNEM */»-
ZAHACAKTlG.
gAÇYAP/77 SAYtLACAKT/e...
Değerli Büyüğümüz
NERMİN ÖZTAŞ'ı
30 Kasım 2001 Cuma günü Kocatepe Camii'nde kılınacak öğle namazından sonra Karşıyaka Mezarlığı'nda toprağa veriyoruz.
Sevgili Prensesimiz, seni, istediğin gibi bir törenle Nail Baba'nın yanına uğurluyoruz. Huzur içinde uyu.
Ailesi adına kızlan Meriç Bayülgen Sevinç Öztaş
ANKARA... ANKA...
MÜŞERREF HEKİMOĞLU
Gelin Canlar
ANKA'dan telefon etti bir arkadaş.
- Erdal Inönü'den bir açıklama var, size fakslı-
yorum.
Faksı köşeme de aktarıyorum:
"Bir süredir iyi niyetli birkaç arkadaşımla bihik-
te yeni bir siyasal oluşumun olanaklan ve koşul-
ları üzerinde çalışıyorduk. Bu çalışma, yeni olu-
şumla ilgili konuşmalar kamuoyunun büyük ilgisi-
ni çekti. Yeni partinin ne zaman kurulacağını bir-
çok kimse bana sormaya başladı. Bu aşamada
açıklamak zorundayım ki, ben yeni birparti kuru-
luşunda görev almayacağım. Onun için partinin
nezaman kurulacağını bilmiyorum. Daha önce de
söylediğim gibi benim yaşım böyle bireyleme ön-
cülük etmeye niyetli, elverişli değildir. Siyasetimi-
ze yeni davranışlar, yeni atılımlar gerektiğine ina-
nıyorum. Ve bu gihşimle başarıya götürecek ben-
den daha genç insanlargörüyorum. özveriyle ça-
ba gösteren bu arkadaşlarıma, onlan destekleyen
vatandaşlanma başanlar diliyorum. Yalnız artık
beni çalışmalarının dışında bırakmalannı, bundan
sonra da bu konuda konuşma yapmaya çağırma-
malannı rica ediyorum. Ve siyaset dışı tutumum-
dan ayrılmayacağımı tüm ilgililere duyuruyorum.
Erdal Inönü."
Daha ne söylesin. Içtenlikle açıklıyor Erdal Bey.
Uzun süredir adı çevresinde gelişen söylentilere,
adını kullananlara da zarif bir uyarı bu. Doğrusu da
bu bence. Kim yeni oluşumdan yana, Erdal Bey'in
arkasında sergilenen oyunlann içinde kimler var,
bilmek gerekiyor.
• • •
Yıllarca önce birakşam Hanımeli Sokak'taki ça-
tı katımızın kapısı çaldı. Açtım, karşımda Mehmet
Ali Aybar.
- Sendikacıların çağrısıyla TlP'in başına geliyo-
rum.
Olay hızlı bir gelişmeyle dalgalandı sonra. Emek-
liler ve aydınlar yan yana, can cana çalıştılar. Ge-
lin canlar bir olalım, diye türküler söyledik, umut-
landık, mutlandtk. Ancak acı faturalar da ödendi
hiç kuşkusuz. Anayasal haklanmız doğrurtusunda.
Ama anayasa yaşama geçmeyen bir belgeye dö-
nüştü giderek. Mahkemeler, tutuklamalar, ölenler,
taşlamalar tehlikeli boyutlara vardı. TlP'liler, sol ay-
dınlar can güvenliğini yitirdiler nerdeyse. Karşı güç-
ler ağır bastı, geldiğimiz noktada her şey yeniden
başladı sonra. Geçmiş dönemde her şey doğal dü-
zeyde. Uzun toplantılar, konuşmalarla ortalığı dal-
galandırmak, yapay kamuoyu oluşturmak isteği
de yok. Sadun Aren'in TlP'e katılması da bir aile
sofrasında, gelin canlar bir olalım, türküsünü söy-
leyerek.
Oylara da yansıdı türküler. TİP oylanyla 15 mil-
letvekili girdi parlamentoya. Ulusal artıklar da de-
ğerlendi. Demokratik haklar, özgürlükler de gün-
deme girdi.
Bu gerçekleri yaşayan bir toplum bakın nerele-
re saplandı bugün! Şöyle bir doğrulalım ve düşü-
nelim. Nerden nereye geldik, nereye gidiyoruz?
Yerde miyiz, gökte mi, sağda mıyız, solda mı, ka-
rar veremiyoruz. Oysa karar zamanı geldi, geçiyor!
Toplum da doğasını yaşamayı özlüyor.
Gelin canlar bir olalım!
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7 8SOLDANSAĞA:
1/ XVI. ve .
XVn.yüzyıl-
larda Anado- 2
lu'da Osman-
lı Devleti'ne
karşı ayakla-
nanlara veri-
len genel ad...
Küçükmağa-
ra. 2/ Bir ili-
miz... Japon
halk tüıküle- 9
rine verilen ad
Suriye ile Arabistan
arasındaki toprak-
larda yaşamış eski
Arap halkı. 4VDeniz
kuvvetlerinde bir
rütbe. 5/ Sahip...
Kimliği belirlene-
meyen uzay cisimle-
rine verilen ad... Mı-
sır'ın plaka işareti.
6/Almanya'da bir sanayi bölgesi... Büyüme, ge-
lişme, çogalma. 7/Gözleri görmeyen... Yeni çık-
maya başlamış ekin. 8/Yazı makinesinin kâğıt ta-
kılan bölümü... " — kapılı bir handa / Gidiyorum
gündüz gece" (Âşık Veysel). 9/Muğla ilinde an-
tik bir kent.
YUKARTOAN AŞAĞI\A:
1/Yürekparalayan, acı, tüylerürpertici. 2/Büyük
erkek kardeş... Ekşilik vermek için yemeklere ka-
tılan bir madde. 3/ Antalya yöresine özgü, et ve
pirinçle yapılan bir yemek... At üretilen çiftlik. 4/
Içel'in bir ilçesi... Yugoslavya'nın plaka işareti.
5/ " — Demirci": Karikatür sanatçımız... Belirli
bir iş için aynlan para. 6/ Bir şeyin tersini söyle-
yerek edilen alay. 7/Muğla'nın bir ilçesi... Yunan
mitolojisinde kavga tannçası. 8/ Sürekli ıtmek. 9/
Bir meyve... Saygı gösterme.
MENDERES ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
2001/34 Es.
Davacı Orman Gn. Md. vekili tarafından da-
valı Nuri Aslan aleyhine 14/10/2000 tarihinde
Menderes ilçesi Honaboğazı mevkiinde bulunan
Izmir serisi 432 numaralı bölme devlet ormanın-
da 126 adet keçi otlatmak sııretiyle ormana za-
rar verdiğinden bahisle açılan, 517.573.000
TL'lık alacak davası açıhnış olup, yapılan araş-
tırmalara rağmen davalının adresi tespit edile-
mediğinden dava dilekçesinin ilanen tebliğine
karar verümiştir.
Davalı Nuri Aslan'ın duruşmanın atılı bulun-
duğu 7/2/2002 günü saat 09.00'da bizzat hazn"
bulunması veya kendisini bir vekille temsil ettir-
mesi aksi takdirde yargılamaya gıyabında de-
vam olunup karar verileceği dava dilekçesi yeri-
ne kaim ohnak üzere ilanen tebliğ olunur.
Basın: 70725