15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 KASIM 2001 PAZAR HABERLER DÖVYADA BUGUN ALt StBMEN 'Hoş Geldin Palamuf Sevgıli, Erken sonbahann yağışlı soğukça birgünüydü. Yaz ile kışın açı ortayındaki bu mevsimin zaman açısından olmasa bile hava açısından kışa daha ya- kın akşamlarından birinde, kim bilir hangi iç sıkın- tısının etkisindeydim. Belki de can sıkacak bir şey de yoktu da, salt uzun gündüzleri geride bırakıp, erken düşen karanlığı yaşamanın sıkıntısı içindey- dim. Balık Pazan'na Istiklal Caddesi tarafından girdi- ğimde, Aynalı Pasaj'ın köşesine kurulmuş olan kır- mızı tablalı balık tezgâhının üstünde 500 mumluk ampulün altında, bir karton üzerine yazılmış olan "Hoş geldin Palamut" ibaresini okuyunca, birden içimde birgüneşaçıverdi. Tablanın başında duran güleç yüzlü balıkçı, pa- lamuta övgülerdüzerek müşteri toplamaya çalışı- yordu. Beni etkileyen, balıkçının palamutun kadrini kıy- metini bilmesi, onu candan birdostgibi karşılama- sıydı. Öyle ya, balık sonunda, balıkçının tablasına git- mek için yaşamını yitirse bile balıkçının can dos- tudur. O olmasa, balıkçı ne ile geçinir ki? Kısacası balık ile balıkçı arasında varolup da bi- rincisinin ayırdına varmadığı ve ünlü "Gece Bek- çisi" filmınin öyküsünü çağnştıran, kurban ile ce\- latın sevda ilişkisi, çelişkili olduğu kadar hüzünlü- dürde... • • • Sakın Sevgıli, bu sevdanın yalnızca balıkçjlara öz- gü olduğunu sanma! Çarşıda pazarda, balık ile arasında özel ilişkileri olan kişıler tanıdım. Bunlardan bıri, HukukFakültesi'ndenarkadaşım olan Trabzonlu, Prof. Dr. Fazıl Sağlam'dır. Bıraksanız, Balıkpazan'na kırmızı tablalar üzerin- deki, mevsimine göre tekir, barbun, istavrit, pala- mut, lüfer, hamsi ve kalkanlan, saatlerce öylece sey- redebilir. Yıllar önce bir süreliğine SBF'de ders vermek üze- re, Istanbul'dan Ankara'ya göçtüğünde, kaynağı- nı doğduğu yerden alan bu keyfini sürdüremeye- ceğini düşünerek üzülmüştüm. Sonra bir gün yolum, artık Ankara'nın Balıkpa- zan olarak niteleyebileceğimiz Sakarya Cadde- si'ne düşünce, boşuna hayıflandığımı anladım. Orada da bir balık meşheri var ki çinakoplar, mez- gitler, istavritler, hamsilere baka baka yarım saat geçirmişim. Ama Istanbul bambaşka. Eskı yani Istanbullu, balıklann geliş sıralannı bi- lirdi. O zamanlar her şeyin bir mevsimi vardı. • • • Yaz gelip, okullar kapanıp, Istanbullular Moda, Fenerbahçe, Göztepe, Suadiye, Bostancı, Ideal- tepe, Pendik misali, sahil boyunca ip gibi dizilmiş ya da hemen burnunun dibinden çok uzak bir âlemmişçesine, bambaşka bir atmosferle akşam ışıklan ile kente gözkırpan Adalar'a veya Boğaziçi kıyılanndaki sayfiye semtlerine taşındılar mı, göz- de balıklarda, uzun tatile ayak uydururcasına kay- bolurlar, yalnızca oltacılara arada göz kırpan, te- kir, barbun, kum zeminlerde çift çıft gezen ve ol- tayla sandala çekildiklerinde ağlar gibi sesler çı- karan, kırtangıçlar ile izmarit ve istavrite kalırdı or- talık. Ama en uzun gün geride kalıp, güneşin erken ba- tışı, tatilın kaçınılmaz sonunu anımsatmaya başla- dığı sıralarda, bıktıncı bir ıntızam ve bezdirici bir şaş- mazlıkla, tam ağustosun on beşinde, uskumru bü- yüklüğündeki çingene palamutlan kırmızı tablalar- dakı yerienni alırlardı. Yarım yüzyıl içinde geç kaldıklanna bir ıki kez, er- ken geldiklerine ise yalnız bu yıl tanık oldum. Meğer bu yıl yalnız erken gelmekle kalmıyor, Istan- bul'un nice şenlikli tarihinde kendilerine yer bulacak bir bollukla bizi sevindirmeye hazırlanıyorlarmış. Bu yılı onlu on beşli, yirmili yaşlannda yaşayan- lar, herhalde 2050'lere 60'lara doğru, - Heey gıdi hey, neydi o 2001 'deki balık bollu- ğu, dıyecekler. Ve 2100'lerde, 2050'lerin anılannı özlemle anla- tacak olanlar da, onlara yani bugünün gençlerine tıpkı bunlann bugün bize baktıklan gibi, biraz bı- yık altından gülerek biraz da "Vah vah vah, acaba o yaşa geldiğimde ben de mi böyle olacağım" di- ye ürperti ile dolu bir üzüntüyle bakacaklar. AB'ye yaklaşım sempozyumu Siviltoplum örgütlerigelişmeli tstambulHaber Servi- si-Sivil toplum örgütle- rinin gelişip güçlenme- sinin hem Tüıkiye'de de- mokrasinin kökleşmesi, hemdeAB üebütünleş- me açısından önemli ol- duğu vurgulandı. îstanbul Kültür ve Sa- nat Vakfi'nın desteğiyle KültürGirişimi'nce dü- zenlenen "KültürelAçı- dan Avrupa Birliği'ne Yaklaşım Sempozyu- mu"nun son gününde konuşan gazetemiz Ya- yın Kurulu Danışmanı Prof. Dr. EmreKongar, ülkemizde yağma soru- nunun, demokrasiyi kıs- kaca aldığını söyledi. "Aşağıda halk, yukarı- da da politikacılar, sha- sal parti temelinde birle- şerek ülkeyi yağmalar hak geldi" dıyen Kon- gar. Batı'da endüstrileş- me sonucunda ortaya çı- kan demokrasüıin, ülke- mizde bu tanhsel süreci izlemediğini vurguladı. Eski Gençlik ve Spor Bakanı Zekai Baloğlu, demokrasinın gelişme- sinde sivil toplumun öne- mine değinerek "AB,her şeydenöncebir shil top- lum biıüğidir. Ama biz- de sivfl toplumun örgüt- lenmesiengellendiği,po- lis rejimi bu getişimi ön- lediğt için, meydan geri- cilere ve bölücülere kal- dı" dedi. Demokratik Dayanış- ma Deraeği Başkanı Prof. Dr. BüfentBerkar- da da ülkemizde dernek- leşme orannıın yüzde 5 olduğunu, sivil toplum örgütlerinin ülkemizde zayıfkonumda oldukla- rını söyledi. Berkarda, halkın politikacılan her konuda sorgulaması ge- rektığinin altını çizdi. Marmara ve Boğazlar Beledıyeler Birliği Ge- nel Sekreteri FîkretTok- söz ıse AB'nin uluslar AvTupası olarak değil, kentler ve bölgeler Av- rupası olarak nıtelenme- ye başlandığını belirtti. Ladin'in Türk finansörünün malvarlığına tedbir istemi için mahkemeye yeterli kanıt sunulamadı El Kadı'daihmal kuşkusuİLHA\TAŞCI ANKARA - Suudi asıllı terörist Usame bin Ladin'e parasal destek verdiği iddıa edilen Suudi işadamı Yasin AbduOah El-Kadı'nın malvar- lığına tedbir isteminin, Mali Suçlar Araştırma Kurulu (MASAK) tara- findan yeterli karut sunulmaması ne- denıyle mahkemece reddedildiği or- taya çıkh. Bunun üzerine Maliye mü- fettişlerinin istemleri doğrultusunda 6183 Sayılı Anune Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Yasa çerçe- vesinde yaklaşık 3 trilyon liralık mal- varlığına "tedbir" konulabildi. 11 Eylül olaylannın arkasında Usa- me bin Ladin'in olduğunun belirlen- mesinin ardından terorizmle küresel savaş başlatan ABD yönetimi, bu te- • Mali Suçlar Araştırma Kurulu tarafından mahkemeye yeterli kanıt sunulmaması nedeniyle Kadı'nm malvarlığına tedbir istemi reddedildi. Bunun üzerine Maliye müfettişlerinin istemleri doğrultusunda Amme Alacaklannın Tahsil Usulü Hakkında Yasa çerçevesinde yaklaşık 3 trilyon liralık malvarlığına "tedbir" konulabildi. rör örgüfüne mali destek sağladığı iddia edilen 39 şirketin listesini Tür- kiye'nin de aralannda bulunduğu ül- kelere gönderdi. Dışışlen Bakânlığı aracılığıyla iletilen liste üzerinden Içişleri, Maliye ve Adalet bakanlık- lannın yaptığı çalışmalar sonunda, Yasin Abdullah El- Kadı'nm Türki- ye'deki şirketleri ve diğer iş bağlan- tılan incelemeye alındı. Maliye mü- fettişlerinin ilk incelemeleri sonu- cunda, El-Kadı 'run malvarlığma ted- bir konulması gündeme geldi. Maliye Bakânlığı'na bağlı Mali SuçlarAraştırma Kurulu (MASAK), Istanbul 4. Sulh Ceza Mahkemesi'ne başvurarak tedbir uygulaması için yargı karan istedi. Ancak bu istem, yeterli kanıtlann sunulmaması ne- deniyle mahkemece 200 L 466 sayı, 19 Kasım 2001 tarihli kararla redde- dildi. Üst düzey yargı yetkilileri, mah- kemenin ret karannda MASAK'm kanıt sunmamasımn etkın olduğunu vurguladılar. Mahkemenin ret karan ardından harekete geçen Maliye müfettişleri, 6183 sayılı yasa çerçevesinde, "ihti- yati haciz" isteminde bulundular. Böylece Yasin Abdullah El-Kadı'nnı ortaklığı bulunduğu Caravan Dış Ti- caret Ltd. Şirketi ve Ella Film-Pro- düksiyonLtd. Şirketi'ninmalvarlık- lanrun yaklaşık 3 trilyon liralık bö- lümüne tedbir konuldu. Ancak bu karar, kimi çevrelerce tartışma konu- su yapıldı. Tedbir karanna dayanak olan Amme Alacaklannın Tahsil Usu- lü Hakkında Yasa'nın "ihtiyadhaciz" üst başlıklı 13. maddesinde hangi du- rumlarda haciz yapılabileceği sırala- ruyor. Yasada, aşağıdaki durumlardan herhangi birinin varlığı durumunda hiçbir süreyle sırurlı olmaksızm ala- caklı kamu idaresinin yerel en büyük memurunun karanyla haciz yapabil- mesine hükmediliyor: "Borçlunun beffi ikametgâhı yok- sa; borçlu kaçmışsa veya kaçması, mallaruu kaçırnıası ve hileli yollara sapması ihtinıalkri varsa; borçludan teminat göstermesi istendiği halde belli müddette teminatveya kefil gös- termemisvahutşahsikefaİetteklifî ve- ya gösterdiği kefil kabul edilmenuş- se; mal bildirimine çağnlan borçlu belli müddet içinde mal bildiriminde bulunmamış veya noksan bildiründe bulunmuşsa; hüküm sadu- (ortaya çıknuş) olmuş bulunsun bulunmasuı para cezasuu nıüstelzim (gerektiren) fifl doiaytsıyla ammedarosıaçılnuşise." LONCA ŞİRKETİ SAHÎPLERİ Kredi kartları Italya'yı doğruladı • BİT operasyonu kapsamında aranan Tufan Mengi ve Ahmet Hamdi Pınarcık'm kredi kartı harcamalanmn incelenmesi sonucu Italya'da olduklan tespit edildi. Mengi ve Pınarcık'm, yine soruşturma kapsamında aranan Mehmet Taşdîken ve Necmi Kadıoğlu ile Toronto'da matbaa kurduklan iddia edildi. ECEVİTKILIÇ Istanbul Büyükşehir Belediyesi'ndeki yolsuzluklarla ilgili gıyabi tutuklu olarak aranan Lonca AŞ'nin sahipleri Tufan Mengi ve Ahmet Hamdi Pınarcık'ın kredi kartı harcamalanndan Italya'da olduklan belirlendi. Mengi, Pınarcık ve yine soruşturma kapsamında aranan Mehmet Taşdiken ile \ecmi Kadıoğlu'nun îtalya'nuı Toronto kentinde matbaa kurduklan iddia edildi. Istanbul Büyükşehir Belediyesi'nde yandaş şirketlere aktanlan paralann Italya'ya götürüldüğü tespit edildi. Belediyeden trilyonlarca liralık usulsüz ihaie alan Lonca AŞ'nin ortaklan ve belediyedeki yolsuzluklann kilit isimleri olan Tufan Mengi ve Ahmet Hamdi Pınarcık'ın kredi kartlan harcamalanndan Italya'da olduklan saptandı. Pınarcık'ın Yapı Kredi'den aldığı "4506 9410 1140" ve Alternatifbank'tan aldığı "4792 0412 8009" no'lu kredi kartlan incelemeye alındı. Incelemeler sonucu bu kredi kartlan ile Italya ve Belçika'nın Brüksel kentinde harcama yapıldığı tespit edildi. İtaKa'da matbaa kurdular Mengi, Pınarcık ve yine yolsuzluklarla ilgili olarak aranan Necmi Kadıoğlu ile belediyeden usulsüz şekilde ihale alan Akademi Şirkeri'nin sahibi Mehmet Taşdiken'in Toronto'da matbaa kurduklan ileri sürüldü. Mengi ve Pmarcık'm Güneşli'de de matbaalan bulunuyor. Ağaçlar da İtatya'dan getirilmişti Tayyip Erdoğan döneminde Istanbul'a dikilen 600 bin çürük ağaç da Mengi, Pınarcık ve Kadıoğlu aracılığıyla Italya'dan getirilmişti. Erdoğan döneminde belediyedeki ihalelerden sorumlu olan Kadıoğlu, bir süre önce Atatürk Havalimanı'ndan Italya'ya kaçmaya çalışırken yakalanmış, ancak Istanbul DGM'de tutuksuz yargılanmak üzere serbest bu^kılmıştı. Hakkında yurtdışnıa çıkış yasağı bulunan Kadıoğlu aynı akşam tekrar Italya'ya kaçtı. ABD'ye karşı gösteride gözalü ABD Istanbul Başkonsolosluğu önünde ABD'nin Afganistan opcrasyonunu ve Türkrye'nin Afganistana asker göndermesini protesto etmek iste>en öğrenciler, polis tarafından dövülerek gözaltuıa alındı. Beyoğhı'ndaki ABD İstanbul Başkonsoloshığu önünde dün saat 12.00 sıralannda "ABD askeri olmayacağız"' sloganlanyia toplanan ünrversite öğrencikrine çwrede geniş güvenlik önlemi alan polis müdahale etti. Basm açıklâması vapılmasına nrsat venneyen polis, vaklaşık 15 öğrenciyi gözaltuıa almaya çahşuicen öğrencikr, y^nlannda getirdikleri yumurtalan poüslere atnlar. Güvenlik güçkrinin gözamna alarak minibüse bindirdiği öğrencilere sert davrandığı gözlendi. (Fotoğraf: VEDAT ARIK) Müfettiş ve hesap uzmanlannın Erdoğan dönemine ilişkin raporu: 300 trilyonlıık yolsuzhık SfBEL KIZIL1ŞIK AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdo- ğan, miting ve parti örgütlenmesi için har- cadığı trilyonlann kaynağı konusundaki so- rulan bugüne kadar "borç, imece" gibi açık- lamalarla geçiştirdi. Ancak Içişleri Bakân- lığı müfettişleri ve Maliye Bakânlığı hesap uzmanlan, belediye iktisadi teşekküllerinden (BÎT) 300 trilyon lira aktanldığmı saptadı. Hesap uzmanlan vemüfet- _ _ ^ ^ ^ _ _ tiş raporlanna göre, Istan- bul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde, belediye iktisadi teşekkül- lerinden Tayyip Erdoğan'ın, siyasi harekerine para akıt- "mobil tahakkuk sistemi" adı altında iha- leye açtı. Dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Erdoğan'ın yakını olan Ahmet Hamdi Pınarcık ile yine Erdoğan'ın danış- manlanndan Tufan Mengi'nin ortağı oldu- ğu Lonca Şirketi, ihaleyi aldı. Lonca, bu işi yine bir belediye teşekkülü olan ISKİ'ye oranla 7 kat pahalı fiyata yaptı. Doğalgaz faturalanna yansıtılan bu ücretle Lonca'ya 22.5 trilyonluk haksız kazanç sağlandı. İG- x çişleri Bakânlığı müfettişleri ve Maliye Bakânlığı hesap uzmanlan, Recep Tayyip Erdoğan döneminde belediye iktisadi teşekküllerinden 300 trilyon lira aktanldığmı saptadı. mak için yapılan usulsüz işlemler hakkın- daki iddialar özetle şöyle: İGDAŞ: iGDAŞ'tan, Tayyip Erdoğan'ın "geieceğin başbakanı" olması için oluştu- rulan siyasi harekete usulsüz olarak 22.5 tril- yon lira aktanldı. Büyükşehir belediyesi 1998 yılında iGDAŞ'ın sayaç okuma işini, DAŞ'ın, doğalgazı tamtmak için doğalgaz el kitabı basun ve dağıtımı, IGDAŞ tanıtım filmi, hikâye ve boyama kitabı, uçurtma şenliği, çizgi fihn yapunı, masa takvimi, gümüş rozet, kravat iğnesi işlerini yandaş şirketlere 1 trilyon 662 milyar liraya yaptır- dı. Hesap uzmanlan, bu tanıtımın 225 mil- yar lirayla çözülebileceğine dikkat çektiler. Halk Ekmek AŞ: HalkEkmek'ten Al- bayraklar'a venlen usulsüz ihale ve yapılan sözleşmeler aracılığıyla 1.5 trilyonluk hak- sız kazanç aktanldı. Yeni ihaleler açılma- dan yasalara aykın olarak yapılan ek söz- leşmelerle aktanlan haksız kazanç bir yıl- da 5 trilyonu aştı. Halk Ekmek'in tüm satış büfeleri ve reklam gelirleri bedelsiz olarak Albayraklar'a de\Tedildi. Istanbul Halk Ek- mek ın tüm ürünlerinin tekpa- zartavıcısı ve dağrtjasT konumu- na getirildi. KIPTAŞ: Dar gelirli yurttaş- lara ev yapmak amacıyla kurulan bu belediye şirketinde de "örtû- lüserma>e aktanmT yoluyla tril- yonlarca lirayolsuzluk yapıldı. KtPTAŞ, yurt- taşlardan topladığı 200 milyar lirayı, 1995'te hibe senedi karşılığında sportesisi, kreş ve yurt yapması için belediyeye bağışladı. Belblm:1995'tenitıbarenBelbim'iniş- lettiği Akbil'de 41 trilyon liralık haksız ka- zanç elde edildiği ileri sürüldü. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Adalet Bakanlığı, cezaevlerinde yapmayı düşündüğü vegerçekleştir- meye başladığı değişiklikleri, birmo- dernleşme atılımı olarak savundu. F tipi cezaevleri bu anlayışla savunul- du. Adalet Bakanı, F tipi cezaevini savunurken cezaevinden gelen kö- tü muameleye karşı bu uygulamala- rı denetleyecek bir izleme komisyo- nu kuracaklarını söylemişti. Bakanın iddia ettiği değişiklik sonunda TBMM'de görüşülüp kanunlaştı. Ikinci aşama uygulamaydı. Bu ka- nun taslağı görüşülürken hukuk çev- releri, birçok itirazda bulunmuşlardı. Itirazlardan birisi de bu izleme ko- misyonlarının seçimine ve kompo- zisyonuna ilişkindi. Kanun, izleme kurullannı il adalet komisyonunun be- lirleyeceğini belirtiyordu. İl adalet ko- misyonu başkanı zaten devtetin birgö- revlisiydi. Bu nedenle devlet görev- lilerinin cezaevindeki uygulamalarını denetleyecek olanlann en azından sivil toplum kuruluşlanndan olması gerekiyordu. Böyle bir seçimi yapa- cak olan kurumun da devlete bağım- Adalette AB Standardı lı olmaması çok önemliydi. • • • Bir hukuk devleti olmaktan çok bir kanun devleti olarak şekillenen ve hukukunu da buna göre oluşturan devletin Adalet Bakânlığı da farklı davranamazdı. Nitekim birbirinin pe- şi sıra yaşadığımız olaylar bunu dog- ruluyor. Manisa'daTutukevleri İzleme Kurulu oluşturuldu. Manisa Barosu bu kurul için önerılerde bulundu. Sonuç ne mi oldu, baronun önerdiği avu- katlar yerine Manisa Adalet Komis- yonu Başkanı, işkenceci polislerin avukatlannı kurul üyeliğine atadı. Manisalı gençler davası hepimizin hafızasında. 13-15 yaşında gençle- re neler yapıldığını, ne büyük acılar çektirildiğini biliyoruz. Işkencecilerı savunan avukatlar, şimdi devletin gö- revlilerinin cezaevindeki uygulamala- nnı izleyecekler ve rapor yazacaklar. Tam içinde yaşadığımız felakete ve çıkmazlara uygun bir çözüm. Tutukevlerini İzleme Kurulu, acaba AB standartlarının bir parçası olarak mı ele alınmıştı? Bu bir modernleş- me girişimi miydi? Bunu tam olarak bilemiyorum. Şurası bir gerçek ki, eğer böyle ise yine AB standartları- nı kendimize uydurmuş bulunuyo- ruz. Yenilik yapıyormuş gibi görünüp eski durumu pekiştirecek uygulama- lara girişiyoruz. Hayırlı uğurlu olsun. • •• Manisa'da işkenceci polislerin avu- katlarını, tutuklulara yapılan uygula- malan denetlemek için görevlendiren Adalet Bakanlığı'nın, aynı günlerde iki savcının yerlerini değiştirdiği(î) açık- landı. Bu savcılardan birısı Eyüp Sav- cısı Cafer Koman, diğeri de Edremit Savcısı Ibrahim Can Demircioğlu. Nedir bu savcılann özellikleri: Eyüp Savcısı Cafer Koman, 19 Aralık 2000 yılında Bayrampaşa Cezaevi'ne ya- pılan Jandarma ve Adalet Bakanlı- ğı'nın ortaklaşa düzenlediği operas- yonu inceleyen savcıydı. Edremit Sav- cısı Demircioğlu ise Edremit'te 16 ya- şındakı Özgür Ünal'ın karakolda şüp- heli ölümü üzerine Balıkesir Emniyet Müdürü, eski Manisa Emniyet Müdü- rü Kemal Iskender hakkında soruş- turma açmıştı. Eyüp Savcısı Cafer Koman, 19 Ara- lık operasyonunda devletin sorumlu- luğuna dikkat çeken önemli bir rapo- run hazırlanmasına öncülük etti. Ra- por, ölümlerden operasyonu yapan güçlerin sorumlu olduğunu dile ge- tiren bulgular içeriyordu. Eyüp Savcısı Cafer Koman'ın, gö- rev süresi tamamlanmadan Urfa'ya sürülmesi yönünde bir kararname hazırlandı, daha sonra bu kararname Sakarya olarak değiştirildi. Adalet Bakânlığı, bakanlığının sorumluluğu- nu ortaya çıkarmaktan çekinmeyen ve görevini yapan bir savcıyı sürerek hukuka ne kadar önem verdiğini böy- lece kanıtlamış oldu. Edremit'te şüpheli ölüme neden olan Balıkesir Emniyet Müdürü Ke- mal Iskender ve emrindeki polisler hakkında soruşturma açan Savcı De- mircioğlu ise soluğu Erzurum'da al- dı. Kemal iskender'in Manisalı genç- lere işkence yapıldığı dönemde Ma- nisa Emniyet Müdürü olması ve ışken- ceyi yapan polisleri kollamaya çalış- ması da kaderin garip bir cilvesi sa- yılabilir. ••• Adalet Bakanlığı'nın çıkardığı yeni Medeni Kanun üzerinde tartışmalar sürerken ve bakanın bu yeni yasa konusundaki çabalan üzerine övgü- ler düzülürken yeni gelışmeleri de dikkatinize sunuyorum. Türkiye'nin yalnızca kanunlarçıkararak bir hukuk devleti olamayacağını anlamalıyız. Adalette AB standartlarına ne ka- dar yaklaştığımızı şu gelişmelere ba- karak değerlendirmeyi daha gerçek- çi buluyorum.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle