Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25 KASIM 2001 PAZAR
HABERLER
DÖVYADA BUGUN
ALt StBMEN
'Hoş Geldin Palamuf
Sevgıli,
Erken sonbahann yağışlı soğukça birgünüydü.
Yaz ile kışın açı ortayındaki bu mevsimin zaman
açısından olmasa bile hava açısından kışa daha ya-
kın akşamlarından birinde, kim bilir hangi iç sıkın-
tısının etkisindeydim. Belki de can sıkacak bir şey
de yoktu da, salt uzun gündüzleri geride bırakıp,
erken düşen karanlığı yaşamanın sıkıntısı içindey-
dim.
Balık Pazan'na Istiklal Caddesi tarafından girdi-
ğimde, Aynalı Pasaj'ın köşesine kurulmuş olan kır-
mızı tablalı balık tezgâhının üstünde 500 mumluk
ampulün altında, bir karton üzerine yazılmış olan
"Hoş geldin Palamut" ibaresini okuyunca, birden
içimde birgüneşaçıverdi.
Tablanın başında duran güleç yüzlü balıkçı, pa-
lamuta övgülerdüzerek müşteri toplamaya çalışı-
yordu.
Beni etkileyen, balıkçının palamutun kadrini kıy-
metini bilmesi, onu candan birdostgibi karşılama-
sıydı.
Öyle ya, balık sonunda, balıkçının tablasına git-
mek için yaşamını yitirse bile balıkçının can dos-
tudur. O olmasa, balıkçı ne ile geçinir ki?
Kısacası balık ile balıkçı arasında varolup da bi-
rincisinin ayırdına varmadığı ve ünlü "Gece Bek-
çisi" filmınin öyküsünü çağnştıran, kurban ile ce\-
latın sevda ilişkisi, çelişkili olduğu kadar hüzünlü-
dürde...
• • •
Sakın Sevgıli, bu sevdanın yalnızca balıkçjlara öz-
gü olduğunu sanma! Çarşıda pazarda, balık ile
arasında özel ilişkileri olan kişıler tanıdım.
Bunlardan bıri, HukukFakültesi'ndenarkadaşım
olan Trabzonlu, Prof. Dr. Fazıl Sağlam'dır.
Bıraksanız, Balıkpazan'na kırmızı tablalar üzerin-
deki, mevsimine göre tekir, barbun, istavrit, pala-
mut, lüfer, hamsi ve kalkanlan, saatlerce öylece sey-
redebilir.
Yıllar önce bir süreliğine SBF'de ders vermek üze-
re, Istanbul'dan Ankara'ya göçtüğünde, kaynağı-
nı doğduğu yerden alan bu keyfini sürdüremeye-
ceğini düşünerek üzülmüştüm.
Sonra bir gün yolum, artık Ankara'nın Balıkpa-
zan olarak niteleyebileceğimiz Sakarya Cadde-
si'ne düşünce, boşuna hayıflandığımı anladım.
Orada da bir balık meşheri var ki çinakoplar, mez-
gitler, istavritler, hamsilere baka baka yarım saat
geçirmişim.
Ama Istanbul bambaşka.
Eskı yani Istanbullu, balıklann geliş sıralannı bi-
lirdi.
O zamanlar her şeyin bir mevsimi vardı.
• • •
Yaz gelip, okullar kapanıp, Istanbullular Moda,
Fenerbahçe, Göztepe, Suadiye, Bostancı, Ideal-
tepe, Pendik misali, sahil boyunca ip gibi dizilmiş
ya da hemen burnunun dibinden çok uzak bir
âlemmişçesine, bambaşka bir atmosferle akşam
ışıklan ile kente gözkırpan Adalar'a veya Boğaziçi
kıyılanndaki sayfiye semtlerine taşındılar mı, göz-
de balıklarda, uzun tatile ayak uydururcasına kay-
bolurlar, yalnızca oltacılara arada göz kırpan, te-
kir, barbun, kum zeminlerde çift çıft gezen ve ol-
tayla sandala çekildiklerinde ağlar gibi sesler çı-
karan, kırtangıçlar ile izmarit ve istavrite kalırdı or-
talık.
Ama en uzun gün geride kalıp, güneşin erken ba-
tışı, tatilın kaçınılmaz sonunu anımsatmaya başla-
dığı sıralarda, bıktıncı bir ıntızam ve bezdirici bir şaş-
mazlıkla, tam ağustosun on beşinde, uskumru bü-
yüklüğündeki çingene palamutlan kırmızı tablalar-
dakı yerienni alırlardı.
Yarım yüzyıl içinde geç kaldıklanna bir ıki kez, er-
ken geldiklerine ise yalnız bu yıl tanık oldum.
Meğer bu yıl yalnız erken gelmekle kalmıyor, Istan-
bul'un nice şenlikli tarihinde kendilerine yer bulacak
bir bollukla bizi sevindirmeye hazırlanıyorlarmış.
Bu yılı onlu on beşli, yirmili yaşlannda yaşayan-
lar, herhalde 2050'lere 60'lara doğru,
- Heey gıdi hey, neydi o 2001 'deki balık bollu-
ğu, dıyecekler.
Ve 2100'lerde, 2050'lerin anılannı özlemle anla-
tacak olanlar da, onlara yani bugünün gençlerine
tıpkı bunlann bugün bize baktıklan gibi, biraz bı-
yık altından gülerek biraz da "Vah vah vah, acaba
o yaşa geldiğimde ben de mi böyle olacağım" di-
ye ürperti ile dolu bir üzüntüyle bakacaklar.
AB'ye yaklaşım sempozyumu
Siviltoplum
örgütlerigelişmeli
tstambulHaber Servi-
si-Sivil toplum örgütle-
rinin gelişip güçlenme-
sinin hem Tüıkiye'de de-
mokrasinin kökleşmesi,
hemdeAB üebütünleş-
me açısından önemli ol-
duğu vurgulandı.
îstanbul Kültür ve Sa-
nat Vakfi'nın desteğiyle
KültürGirişimi'nce dü-
zenlenen "KültürelAçı-
dan Avrupa Birliği'ne
Yaklaşım Sempozyu-
mu"nun son gününde
konuşan gazetemiz Ya-
yın Kurulu Danışmanı
Prof. Dr. EmreKongar,
ülkemizde yağma soru-
nunun, demokrasiyi kıs-
kaca aldığını söyledi.
"Aşağıda halk, yukarı-
da da politikacılar, sha-
sal parti temelinde birle-
şerek ülkeyi yağmalar
hak geldi" dıyen Kon-
gar. Batı'da endüstrileş-
me sonucunda ortaya çı-
kan demokrasüıin, ülke-
mizde bu tanhsel süreci
izlemediğini vurguladı.
Eski Gençlik ve Spor
Bakanı Zekai Baloğlu,
demokrasinın gelişme-
sinde sivil toplumun öne-
mine değinerek "AB,her
şeydenöncebir shil top-
lum biıüğidir. Ama biz-
de sivfl toplumun örgüt-
lenmesiengellendiği,po-
lis rejimi bu getişimi ön-
lediğt için, meydan geri-
cilere ve bölücülere kal-
dı" dedi.
Demokratik Dayanış-
ma Deraeği Başkanı
Prof. Dr. BüfentBerkar-
da da ülkemizde dernek-
leşme orannıın yüzde 5
olduğunu, sivil toplum
örgütlerinin ülkemizde
zayıfkonumda oldukla-
rını söyledi. Berkarda,
halkın politikacılan her
konuda sorgulaması ge-
rektığinin altını çizdi.
Marmara ve Boğazlar
Beledıyeler Birliği Ge-
nel Sekreteri FîkretTok-
söz ıse AB'nin uluslar
AvTupası olarak değil,
kentler ve bölgeler Av-
rupası olarak nıtelenme-
ye başlandığını belirtti.
Ladin'in Türk finansörünün malvarlığına tedbir istemi için mahkemeye yeterli kanıt sunulamadı
El Kadı'daihmal kuşkusuİLHA\TAŞCI
ANKARA - Suudi asıllı terörist
Usame bin Ladin'e parasal destek
verdiği iddıa edilen Suudi işadamı
Yasin AbduOah El-Kadı'nın malvar-
lığına tedbir isteminin, Mali Suçlar
Araştırma Kurulu (MASAK) tara-
findan yeterli karut sunulmaması ne-
denıyle mahkemece reddedildiği or-
taya çıkh. Bunun üzerine Maliye mü-
fettişlerinin istemleri doğrultusunda
6183 Sayılı Anune Alacaklarının
Tahsil Usulü Hakkında Yasa çerçe-
vesinde yaklaşık 3 trilyon liralık mal-
varlığına "tedbir" konulabildi.
11 Eylül olaylannın arkasında Usa-
me bin Ladin'in olduğunun belirlen-
mesinin ardından terorizmle küresel
savaş başlatan ABD yönetimi, bu te-
• Mali Suçlar Araştırma Kurulu tarafından mahkemeye yeterli kanıt sunulmaması
nedeniyle Kadı'nm malvarlığına tedbir istemi reddedildi. Bunun üzerine Maliye
müfettişlerinin istemleri doğrultusunda Amme Alacaklannın Tahsil Usulü Hakkında Yasa
çerçevesinde yaklaşık 3 trilyon liralık malvarlığına "tedbir" konulabildi.
rör örgüfüne mali destek sağladığı
iddia edilen 39 şirketin listesini Tür-
kiye'nin de aralannda bulunduğu ül-
kelere gönderdi. Dışışlen Bakânlığı
aracılığıyla iletilen liste üzerinden
Içişleri, Maliye ve Adalet bakanlık-
lannın yaptığı çalışmalar sonunda,
Yasin Abdullah El- Kadı'nm Türki-
ye'deki şirketleri ve diğer iş bağlan-
tılan incelemeye alındı. Maliye mü-
fettişlerinin ilk incelemeleri sonu-
cunda, El-Kadı 'run malvarlığma ted-
bir konulması gündeme geldi.
Maliye Bakânlığı'na bağlı Mali
SuçlarAraştırma Kurulu (MASAK),
Istanbul 4. Sulh Ceza Mahkemesi'ne
başvurarak tedbir uygulaması için
yargı karan istedi. Ancak bu istem,
yeterli kanıtlann sunulmaması ne-
deniyle mahkemece 200 L 466 sayı,
19 Kasım 2001 tarihli kararla redde-
dildi. Üst düzey yargı yetkilileri, mah-
kemenin ret karannda MASAK'm
kanıt sunmamasımn etkın olduğunu
vurguladılar.
Mahkemenin ret karan ardından
harekete geçen Maliye müfettişleri,
6183 sayılı yasa çerçevesinde, "ihti-
yati haciz" isteminde bulundular.
Böylece Yasin Abdullah El-Kadı'nnı
ortaklığı bulunduğu Caravan Dış Ti-
caret Ltd. Şirketi ve Ella Film-Pro-
düksiyonLtd. Şirketi'ninmalvarlık-
lanrun yaklaşık 3 trilyon liralık bö-
lümüne tedbir konuldu. Ancak bu
karar, kimi çevrelerce tartışma konu-
su yapıldı. Tedbir karanna dayanak
olan Amme Alacaklannın Tahsil Usu-
lü Hakkında Yasa'nın "ihtiyadhaciz"
üst başlıklı 13. maddesinde hangi du-
rumlarda haciz yapılabileceği sırala-
ruyor. Yasada, aşağıdaki durumlardan
herhangi birinin varlığı durumunda
hiçbir süreyle sırurlı olmaksızm ala-
caklı kamu idaresinin yerel en büyük
memurunun karanyla haciz yapabil-
mesine hükmediliyor:
"Borçlunun beffi ikametgâhı yok-
sa; borçlu kaçmışsa veya kaçması,
mallaruu kaçırnıası ve hileli yollara
sapması ihtinıalkri varsa; borçludan
teminat göstermesi istendiği halde
belli müddette teminatveya kefil gös-
termemisvahutşahsikefaİetteklifî ve-
ya gösterdiği kefil kabul edilmenuş-
se; mal bildirimine çağnlan borçlu
belli müddet içinde mal bildiriminde
bulunmamış veya noksan bildiründe
bulunmuşsa; hüküm sadu- (ortaya
çıknuş) olmuş bulunsun bulunmasuı
para cezasuu nıüstelzim (gerektiren)
fifl doiaytsıyla ammedarosıaçılnuşise."
LONCA ŞİRKETİ SAHÎPLERİ
Kredi kartları
Italya'yı
doğruladı
• BİT operasyonu kapsamında aranan
Tufan Mengi ve Ahmet Hamdi
Pınarcık'm kredi kartı harcamalanmn
incelenmesi sonucu Italya'da olduklan
tespit edildi. Mengi ve Pınarcık'm, yine
soruşturma kapsamında aranan Mehmet
Taşdîken ve Necmi Kadıoğlu ile
Toronto'da matbaa kurduklan iddia edildi.
ECEVİTKILIÇ
Istanbul Büyükşehir Belediyesi'ndeki
yolsuzluklarla ilgili gıyabi tutuklu olarak
aranan Lonca AŞ'nin sahipleri Tufan
Mengi ve Ahmet Hamdi Pınarcık'ın kredi
kartı harcamalanndan Italya'da olduklan
belirlendi. Mengi, Pınarcık ve yine
soruşturma kapsamında aranan Mehmet
Taşdiken ile \ecmi Kadıoğlu'nun
îtalya'nuı Toronto kentinde matbaa
kurduklan iddia edildi. Istanbul
Büyükşehir Belediyesi'nde yandaş
şirketlere aktanlan paralann Italya'ya
götürüldüğü tespit edildi. Belediyeden
trilyonlarca liralık usulsüz ihaie alan
Lonca AŞ'nin ortaklan ve belediyedeki
yolsuzluklann kilit isimleri olan Tufan
Mengi ve Ahmet Hamdi Pınarcık'ın kredi
kartlan harcamalanndan Italya'da
olduklan saptandı. Pınarcık'ın Yapı
Kredi'den aldığı "4506 9410 1140" ve
Alternatifbank'tan aldığı "4792 0412
8009" no'lu kredi kartlan incelemeye
alındı. Incelemeler sonucu bu kredi
kartlan ile Italya ve Belçika'nın Brüksel
kentinde harcama yapıldığı tespit edildi.
İtaKa'da matbaa kurdular
Mengi, Pınarcık ve yine yolsuzluklarla
ilgili olarak aranan Necmi Kadıoğlu ile
belediyeden usulsüz şekilde ihale alan
Akademi Şirkeri'nin sahibi Mehmet
Taşdiken'in Toronto'da matbaa kurduklan
ileri sürüldü. Mengi ve Pmarcık'm
Güneşli'de de matbaalan bulunuyor.
Ağaçlar da İtatya'dan getirilmişti
Tayyip Erdoğan döneminde Istanbul'a
dikilen 600 bin çürük ağaç da Mengi,
Pınarcık ve Kadıoğlu aracılığıyla
Italya'dan getirilmişti. Erdoğan
döneminde belediyedeki ihalelerden
sorumlu olan Kadıoğlu, bir süre önce
Atatürk Havalimanı'ndan Italya'ya
kaçmaya çalışırken yakalanmış, ancak
Istanbul DGM'de tutuksuz yargılanmak
üzere serbest bu^kılmıştı. Hakkında
yurtdışnıa çıkış yasağı bulunan Kadıoğlu
aynı akşam tekrar Italya'ya kaçtı.
ABD'ye
karşı
gösteride
gözalü
ABD Istanbul Başkonsolosluğu
önünde ABD'nin Afganistan
opcrasyonunu ve Türkrye'nin
Afganistana asker göndermesini
protesto etmek iste>en öğrenciler,
polis tarafından dövülerek
gözaltuıa alındı. Beyoğhı'ndaki
ABD İstanbul Başkonsoloshığu
önünde dün saat 12.00
sıralannda "ABD askeri
olmayacağız"' sloganlanyia
toplanan ünrversite öğrencikrine
çwrede geniş güvenlik önlemi
alan polis müdahale etti. Basm
açıklâması vapılmasına nrsat
venneyen polis, vaklaşık 15
öğrenciyi gözaltuıa almaya
çahşuicen öğrencikr, y^nlannda
getirdikleri yumurtalan poüslere
atnlar. Güvenlik güçkrinin
gözamna alarak minibüse
bindirdiği öğrencilere sert
davrandığı gözlendi.
(Fotoğraf: VEDAT ARIK)
Müfettiş ve hesap uzmanlannın Erdoğan dönemine ilişkin raporu:
300 trilyonlıık yolsuzhık
SfBEL KIZIL1ŞIK
AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdo-
ğan, miting ve parti örgütlenmesi için har-
cadığı trilyonlann kaynağı konusundaki so-
rulan bugüne kadar "borç, imece" gibi açık-
lamalarla geçiştirdi. Ancak Içişleri Bakân-
lığı müfettişleri ve Maliye Bakânlığı hesap
uzmanlan, belediye iktisadi teşekküllerinden
(BÎT) 300 trilyon lira aktanldığmı saptadı.
Hesap uzmanlan vemüfet- _ _ ^ ^ ^ _ _
tiş raporlanna göre, Istan-
bul Büyükşehir Belediye
Başkanı olduğu dönemde,
belediye iktisadi teşekkül-
lerinden Tayyip Erdoğan'ın,
siyasi harekerine para akıt-
"mobil tahakkuk sistemi" adı altında iha-
leye açtı. Dönemin Büyükşehir Belediye
Başkanı Erdoğan'ın yakını olan Ahmet
Hamdi Pınarcık ile yine Erdoğan'ın danış-
manlanndan Tufan Mengi'nin ortağı oldu-
ğu Lonca Şirketi, ihaleyi aldı. Lonca, bu işi
yine bir belediye teşekkülü olan ISKİ'ye
oranla 7 kat pahalı fiyata yaptı. Doğalgaz
faturalanna yansıtılan bu ücretle Lonca'ya
22.5 trilyonluk haksız kazanç sağlandı. İG-
x çişleri Bakânlığı müfettişleri ve Maliye Bakânlığı hesap
uzmanlan, Recep Tayyip Erdoğan döneminde belediye
iktisadi teşekküllerinden 300 trilyon lira aktanldığmı saptadı.
mak için yapılan usulsüz işlemler hakkın-
daki iddialar özetle şöyle:
İGDAŞ: iGDAŞ'tan, Tayyip Erdoğan'ın
"geieceğin başbakanı" olması için oluştu-
rulan siyasi harekete usulsüz olarak 22.5 tril-
yon lira aktanldı. Büyükşehir belediyesi
1998 yılında iGDAŞ'ın sayaç okuma işini,
DAŞ'ın, doğalgazı tamtmak için doğalgaz
el kitabı basun ve dağıtımı, IGDAŞ tanıtım
filmi, hikâye ve boyama kitabı, uçurtma
şenliği, çizgi fihn yapunı, masa takvimi,
gümüş rozet, kravat iğnesi işlerini yandaş
şirketlere 1 trilyon 662 milyar liraya yaptır-
dı. Hesap uzmanlan, bu tanıtımın 225 mil-
yar lirayla çözülebileceğine dikkat çektiler.
Halk Ekmek AŞ: HalkEkmek'ten Al-
bayraklar'a venlen usulsüz ihale ve yapılan
sözleşmeler aracılığıyla 1.5 trilyonluk hak-
sız kazanç aktanldı. Yeni ihaleler açılma-
dan yasalara aykın olarak yapılan ek söz-
leşmelerle aktanlan haksız kazanç bir yıl-
da 5 trilyonu aştı. Halk Ekmek'in tüm satış
büfeleri ve reklam gelirleri bedelsiz olarak
Albayraklar'a de\Tedildi. Istanbul Halk Ek-
mek ın tüm ürünlerinin tekpa-
zartavıcısı ve dağrtjasT konumu-
na getirildi.
KIPTAŞ: Dar gelirli yurttaş-
lara ev yapmak amacıyla kurulan
bu belediye şirketinde de "örtû-
lüserma>e aktanmT yoluyla tril-
yonlarca lirayolsuzluk yapıldı. KtPTAŞ, yurt-
taşlardan topladığı 200 milyar lirayı, 1995'te
hibe senedi karşılığında sportesisi, kreş ve yurt
yapması için belediyeye bağışladı.
Belblm:1995'tenitıbarenBelbim'iniş-
lettiği Akbil'de 41 trilyon liralık haksız ka-
zanç elde edildiği ileri sürüldü.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Adalet Bakanlığı, cezaevlerinde
yapmayı düşündüğü vegerçekleştir-
meye başladığı değişiklikleri, birmo-
dernleşme atılımı olarak savundu. F
tipi cezaevleri bu anlayışla savunul-
du. Adalet Bakanı, F tipi cezaevini
savunurken cezaevinden gelen kö-
tü muameleye karşı bu uygulamala-
rı denetleyecek bir izleme komisyo-
nu kuracaklarını söylemişti. Bakanın
iddia ettiği değişiklik sonunda
TBMM'de görüşülüp kanunlaştı.
Ikinci aşama uygulamaydı. Bu ka-
nun taslağı görüşülürken hukuk çev-
releri, birçok itirazda bulunmuşlardı.
Itirazlardan birisi de bu izleme ko-
misyonlarının seçimine ve kompo-
zisyonuna ilişkindi. Kanun, izleme
kurullannı il adalet komisyonunun be-
lirleyeceğini belirtiyordu. İl adalet ko-
misyonu başkanı zaten devtetin birgö-
revlisiydi. Bu nedenle devlet görev-
lilerinin cezaevindeki uygulamalarını
denetleyecek olanlann en azından
sivil toplum kuruluşlanndan olması
gerekiyordu. Böyle bir seçimi yapa-
cak olan kurumun da devlete bağım-
Adalette AB Standardı
lı olmaması çok önemliydi.
• • •
Bir hukuk devleti olmaktan çok bir
kanun devleti olarak şekillenen ve
hukukunu da buna göre oluşturan
devletin Adalet Bakânlığı da farklı
davranamazdı. Nitekim birbirinin pe-
şi sıra yaşadığımız olaylar bunu dog-
ruluyor. Manisa'daTutukevleri İzleme
Kurulu oluşturuldu. Manisa Barosu bu
kurul için önerılerde bulundu. Sonuç
ne mi oldu, baronun önerdiği avu-
katlar yerine Manisa Adalet Komis-
yonu Başkanı, işkenceci polislerin
avukatlannı kurul üyeliğine atadı.
Manisalı gençler davası hepimizin
hafızasında. 13-15 yaşında gençle-
re neler yapıldığını, ne büyük acılar
çektirildiğini biliyoruz. Işkencecilerı
savunan avukatlar, şimdi devletin gö-
revlilerinin cezaevindeki uygulamala-
nnı izleyecekler ve rapor yazacaklar.
Tam içinde yaşadığımız felakete ve
çıkmazlara uygun bir çözüm.
Tutukevlerini İzleme Kurulu, acaba
AB standartlarının bir parçası olarak
mı ele alınmıştı? Bu bir modernleş-
me girişimi miydi? Bunu tam olarak
bilemiyorum. Şurası bir gerçek ki,
eğer böyle ise yine AB standartları-
nı kendimize uydurmuş bulunuyo-
ruz. Yenilik yapıyormuş gibi görünüp
eski durumu pekiştirecek uygulama-
lara girişiyoruz. Hayırlı uğurlu olsun.
• ••
Manisa'da işkenceci polislerin avu-
katlarını, tutuklulara yapılan uygula-
malan denetlemek için görevlendiren
Adalet Bakanlığı'nın, aynı günlerde iki
savcının yerlerini değiştirdiği(î) açık-
landı. Bu savcılardan birısı Eyüp Sav-
cısı Cafer Koman, diğeri de Edremit
Savcısı Ibrahim Can Demircioğlu.
Nedir bu savcılann özellikleri: Eyüp
Savcısı Cafer Koman, 19 Aralık 2000
yılında Bayrampaşa Cezaevi'ne ya-
pılan Jandarma ve Adalet Bakanlı-
ğı'nın ortaklaşa düzenlediği operas-
yonu inceleyen savcıydı. Edremit Sav-
cısı Demircioğlu ise Edremit'te 16 ya-
şındakı Özgür Ünal'ın karakolda şüp-
heli ölümü üzerine Balıkesir Emniyet
Müdürü, eski Manisa Emniyet Müdü-
rü Kemal Iskender hakkında soruş-
turma açmıştı.
Eyüp Savcısı Cafer Koman, 19 Ara-
lık operasyonunda devletin sorumlu-
luğuna dikkat çeken önemli bir rapo-
run hazırlanmasına öncülük etti. Ra-
por, ölümlerden operasyonu yapan
güçlerin sorumlu olduğunu dile ge-
tiren bulgular içeriyordu.
Eyüp Savcısı Cafer Koman'ın, gö-
rev süresi tamamlanmadan Urfa'ya
sürülmesi yönünde bir kararname
hazırlandı, daha sonra bu kararname
Sakarya olarak değiştirildi. Adalet
Bakânlığı, bakanlığının sorumluluğu-
nu ortaya çıkarmaktan çekinmeyen
ve görevini yapan bir savcıyı sürerek
hukuka ne kadar önem verdiğini böy-
lece kanıtlamış oldu.
Edremit'te şüpheli ölüme neden
olan Balıkesir Emniyet Müdürü Ke-
mal Iskender ve emrindeki polisler
hakkında soruşturma açan Savcı De-
mircioğlu ise soluğu Erzurum'da al-
dı. Kemal iskender'in Manisalı genç-
lere işkence yapıldığı dönemde Ma-
nisa Emniyet Müdürü olması ve ışken-
ceyi yapan polisleri kollamaya çalış-
ması da kaderin garip bir cilvesi sa-
yılabilir.
•••
Adalet Bakanlığı'nın çıkardığı yeni
Medeni Kanun üzerinde tartışmalar
sürerken ve bakanın bu yeni yasa
konusundaki çabalan üzerine övgü-
ler düzülürken yeni gelışmeleri de
dikkatinize sunuyorum. Türkiye'nin
yalnızca kanunlarçıkararak bir hukuk
devleti olamayacağını anlamalıyız.
Adalette AB standartlarına ne ka-
dar yaklaştığımızı şu gelişmelere ba-
karak değerlendirmeyi daha gerçek-
çi buluyorum.