Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25KASIM2001PAZAR
10 PAZAR\AZBLARI
Ankara,
İstanbul ve
Stockholm:
İnecek Var
Ankara, İstanbul, Ankara derken
döndüm "benino naerkeze". Ankara'nın
kömür kokan havası henüz gitmedi
giysilerimden. Bir yanda dev afışlerde
"Doğalgaz abonelerimizin sayıs 500 bini
bukhT diye öviinen bir belediye
başkaru; şaşıracak bir şey yok, çünkü o
yanm milyonun belki 50 binini, Kızılay
metrosunda akıl almaz uzunluktaki
"doğalgaz karü" kuyruklannda gördûm.
Temiz hava vaat eden belediye başkanı,
aynı yerde kömür satışı yapüdığını sanki
bilmez gibiydi. Istanbul'daki kuru
temizleyici, "Ağabey" diyordu, "Tüpün
tanesi 14 mih/on ve ancak 2 saat ısı
veriyor. Kömürün iki kovası 3 mflyon,
ısısı bütün güo yetiyor. Ben de arûk
kömüre döneceğun." tstiklal
Caddesi'nde gençlerin, daha sonra da
kaduüarrn üzerine biber gazı sıkıhyor ve
ülkenin geleceği yan baygın haldeyken
acımasızca coplanıyordu. TÜYAP'ta
kitaba susuz ama parasız gençleri
gördüm. (Evet, evet, değerli okurlar.
Bana soru üetenleriruz oldu. O, arada bir
kitabını gördüğünüz 'GürhanUçkan'
benimle aynı kişi. Ben yalnızca, bize
büyüklerimizin ışık tuttuğu gibi, kendi
çalışmalanmdan söz etmiyorum
yazılanmda. Bu, ilk ve son istisnadır.)
Gazetemizde, Sevgili Berin Hanım'ı
kaybetmenin yoğun hüznünü gördüm.
Dış Haberler'deki genç arkadaşlann,
her şeye karşın sayfalannı doldurma
telaşıru da.
Bu arada,
gazetemizin
sayısız
kedilerinden
birinden bir
tırmık
yemeyi de
" " — — — ^ — — — — başardım.
Ama olsun; o eski binaya girmeden
önce dış kapıdaki polislere
Cumhuriyet kartuu göstererek, "Ben
gazetemizin Isveç temsikisiyim!"
demenin zevkini hiçbir şeyle
değişmem. Benim oraya uğramam,
yanm saat bile almaz. Arkadaşlann
işlerini geciktirmekten korkanm
çünkü. Eğer bir dost telefonda
meşgulse, yann ugrayacakmış gibi, el
sallar geçerim. O binadan çıkınca,
GazetecflerCemiyeti'nin lokalinde,
denizin, Iran Başkonsolosluğu'nun
damından gözüktüğü kadanna bakarak
iki cin tonik içmeyi de ihmal etmem.
Bunlar benim küçük mutluluklanmdır.
Ankara Büromuzda, Türkiye'nin en
meşgul insanı -evet Derviş'ten de fazla-
Mustafa Balbay'ı göremedim. Duyarh
dostum, Ankara Kulisi'nin ince kalemi
lşıkla bu kez dışanda da beraber
olabildik. Bize, Işık'ın eski dostu ve
benim en yeni eski dostum ressam ve
duyarh insan A. Celal Binzet ile yeni
tanıştığım ve hemen kanımın kaynadığv
Günay Güner adh dost da eşlik etti.
Sonra döndük buraya, "merkeze". Otof
Pabne'yi vurduğunu söyleyen serkeş
yine ağız değiştirmiş ve lafinı geri
almış. Hakkında yeniden soruşturma
açümamış. Hiç şaşırmadrm. Buradabir
kişiyi Danıştay aklamışsa, yeniden
yargılanması için olağanüstü bağlayıcı
kanıtlar gerekir. Isveç adaletinde bir
söz vardır: "Bir kişi suçsuz yere
mağdur duruma düşeceğine, on
suçlunun serbest kalması ehvendir".
Ben bu 11. kişiye hiç güvenmiyorum
ama, yıllarca suçsuz yere yattıktan
sonra, "Ha<H kardeşim, güle gük" diye
salınan ve bir kuruş tazminat bile
alamayan insanlann yaşadığı başka
ülkeleri düşünerek bu görüşe saygıyla
yaklaşıyorum. Yazacak çok şey var. Şu
duygu tipisi biraz yatışsın, yine devam
edeceğim fazla sıkıştınlmamış,
yumuşacık kar toplan atmaya...
gurban.uckan(a spray.se
STOCKHOLM
GÜRHAN
UÇKAN
Belçikatarihiyle1999 yılı eylül ayında tarihçi Ludo De
Witte'nin, "Lumumba'nın öldüruhnesi"
kitabını yayımlayarak, "îlk Kongo Başbakanı
Patrice Lumumba'nın 1%1 yıh ocak ayında
Katanga'da öldürülnaesinin, o zamanki Belçika
yönetiminin bttgisi dahflinde ve aktif destegryk
gerçekleştirfldiğmi'' ortaya çıkarması, konuyu
tekrar gündeme getirdi. Araştırma sonuçlannı
hükümet önce geçiştirmeye çalıştı. Ancak
meclis araştırma korrusyonu kuruhnası
yönündeki yoğun istemler karşısında 29 Aralık
1999'da, parlamento bir meclis araştırma
komisyonu kurulmasını kabul etti. Mayısta,
belgeleri araştırmak üzere bir uzmanlar
komisyonu oluşturuldu. Komisyon, 2 yıl süren
çalışmalannı, 13 üyesinden 1 rinin oylanyla
kabul edilen önemli kararlarla sonuçlandırdı.
Bazı bakanlann, Lumumba'nın
öldürülmesinde "ahlaki sonımhüuğu''
bulunduğuna karar veren meclis araştırma
kormsyonu, parlamento ve hükümeti "gereğuü
yapmaya" davet etti. 68 kuşağının önemli
sembollerinden biri, Kongo'nun bağımsızhğını
sağlayan mücadelenin önderi
Patrice Lumumba ve iki
arkadaşımn öldürülüşünden 40 yıl
sonra, araştırma komisyonu
katliamdaki Belçika işbirliğini gün
ışığına çıkardı. Zamarun Afhka
işleri bakanı Hıristiyan Demokrat
Kont Harold d'Aspremont Lynden _ _ _ _ _
başta olmak üzere bazı bakanlann
diğer bazı Belçikah çevrelerle birlikte "ahlaki
sorummiuk" taşıdıklan vurgulandı.
Komisyonun, daha ağtr yasal sorumluluk
yükleyebilecek suçlamalardan kaçındığı
gözlendi. önce Lumumba'nın başbakanlıktan
çekihnesini isteyen Belçika, bu
gerçekleşmeyince, Lumumba'nm geri adun
atmasım sağlamak ve diğer Kongolu liderlerle
uzlaşmasını engellemek için Lynden
aracıhğıyla elinden geleni yapmıştı.
Kongo'daki Belçika elçiliğine gönderdiği
telekste Lynden'in "Lumumba'nuı ortadan
kakiınlmasr sözcüklerini kullandığı saptandı.
Belçika sömürgesi Kongo'nun 1961'de
BRUKSEL
ERDfcNÇ
UTKU
bağımsızhğına kavuşmasından
sonra seçimle başa gelen Lumumba
birkaç aylık başbakanlık görevinin
sonunda Lumumba'nm mücadele
arkadaşı ve genelkurmay
başkanlığuu yapmış, (ancak
katliamlan nedeniyle Lumumba'nın
_______ görevden aldığı), daha sonra ülkeyi
1997'ye kadar diktatörce yönetecek
General Mobutu'nun bir darbesiyle tutuklanır.
Mobutu, Lumumba'yı Katanga eyaletindeki
Batı işbirlikçilerine teslim eder. Belçikalılar,
ayaklanan Katanga eyaletinde can güvenliği
olmadığuu bildikleri halde, Lumumba'nın bu
eyalete transferine göz yumarlar. Hukuk devleti
ilkelerini hiçe sayarak, katliamda işbırliği bile
yaparlar. Çünkü Lumumba'nm fiziki varlığı
Belçika'nın umurunda değildir. Belçika'mn
Lumumba'nın öldüruhnesi emrini verdiğine
ilişkin hiçbir kanıt ohnadığıru belirten
komisyon, Belçika'nın Lumumba'nm
öldürühnesini önleyecek bir çaba gösterdiğıne
dair de hiçbir karuta rastlanmadığını açıkladı.
e balonlU proteStO Güney Kore'nin başkenti Seul'de dün yüzferce
kişiABD karşıtı gösteriyapü. Seul'de Amerikan askeriüssününönündetoplanan
eylemciler, ABD'nin Afganistan'a yönetik operasyonunu durdurmasını ve Kore
Yanmadası'ndaki 37 bin ABD askerinin çekibmsini istediler. (RELTERS)
Komisyonun bazı üyeleri ahlaki sorumluluğun
zamanın kralı Bondevvijn için de geçerli
olduğunu iddia ettiler. Kendi özel Kongo
politikasını uygulayan kralın, Mobutu ve
Tshombe'nin Lumumba'yı öldürme planı
hakkında edindiği bılgileri ilgili bakana
aktarmamasını eleştiren üyeler, kralm da
Lumumba'nın öldürülmemesi için hiçbir şey
yapmadığını vurguluyorlar. Komisyon
raporunda "Hûkümet politikalan saydam
değUdi; uluslararası ve ulusal hukukkurallan
parlamento tarafindan deneüenmedi; Kongo
yöneticüeri için Kongo'da çahşan Belçikah
devlet görevulerinin statûkri beürsizdi ve kral
anayasal rolünün dışına çıktT dedikten sonra
14
Daha iyi bir parlamento denetimi ve anayasal
kurallara uyması gereken krahn rolü
konusunda arşivkrin kamuya açüması" gibi
bazı önerilerde bulunuyor. Gelecek yılın
başmda parlamentoda ele almacak raporun
tartışmaîan sırasmda çok daha ağır
suçlamalann yapıhnası bekleniyor. Komisyon
hükümete bu olaydan ders ahp uluslararası
sahnede gereğini yapmasuu öneriyor. Bu
öneri uzmanlarca "Belçika hükümeunin
Kongo halkından özür diknıesinin istendiğT
şekluıde yorumladı. Kongo Demokratlar
Hareketi Başkanı Bayan Jusüne M'poyo
Kasa-Vubu'ya göre, Kongo halkına karşı
günümüzde yapılan ahlaksızlık devam ettiği
sürece Belçika"nın "Lumumba konusunda
ahlaksal sorumluluğunu" üstlenmesi bir şey
ifade etmiyor. Kitabın yazan De Witte ise
raporu, suya sabuna fazla dokunmayan ve
pazarlıklar sonunda kaleme alınmış bir
uzlaşma metni olarak yorumladı ve
komisyonun gerçekleri açıklamaya cesaret
edemediğini söyledi. Krahn olaydaki rolünün
saklanmamasını olumlu bir gelişme olarak
yorumlayan yazar, Lumumba'nın
katledilişinin Belçika işi olduğunu ancak
siyasi, ekonomik ve mali sonuçlanndan
çekinildiği için bunun açıkça ifade
edilemediğini vurguladı. Savaş ve soykınm
suçlulannı yargılama olanağı veren soykınm
yasasına dayanarak şimdiye kadar başka
ülkelerin devlet adamlan (Saddam Hüseyin,
Kabila, Şaron vb.) hakkında insanlık suçuyla
soruşturma açarak çuvaldızı başkalanna
batıran Belçika, bu kez kendi tarihini
sorgulayarak, iğneyi kendine batırmaya
başladı. Lumumba'nın öldürülmesi Afrika
için bir dönüm noktası ohnuştu, umanm bu
katliamın soruşturulması da sömürgeci
geçmişe sahip Avrupa için bir dönüm noktası
olur ve Belçika ve diğerleri pek de insani
olmayan tarihleriyle gerçekten hesaplaşırlar
(göstermelik tartışmalarla kamuoyunu
oyalayıp gerçekleri örtbas etmeden!) ve
gereğini de sadece Özür dilemekle kalmayıp,
sorumlulan cezalandırarak ve zarar gören
halklara tazminat ödeyerek yerine getirirler.
erdincutku(a yahoo.com
Amelie ile birvalse buyurmaz mısınız?..Bu satırlan okuyacak olanlann çoğu
dansını bihneseler bile valsin ne
olduğunu tanırlar. Ancak günümüzde
vals nasıl yahuzca Viyana'nın
yaldızlı salonlannın ayncalıklı bir
gösteri ve eğlence aracı değilse,
"Amelie Poulain'in Harikulade
Kaderi (APHK)" de, Fransız entel
(!) dünyasmuı "hayata göğün yedinci
kaündan* bakan "kompteks
sinema"sı değil. APHK, hassasıyet
dozu epeyce yüksek bir şiir; hisli bir
şarkı; enfes bir vals; ışıldayan bir
yaşama sevinci; iyimserliğe,
insancılhğa, "insan" kızma
(kahraman erkek değil ki niye
"oğhına" diyelim!) coşkulu bir övgü.
Gösterişsiz ama yüce duygulu,
seksapelsiz ama aşk dolu, içli ama
kahkaha yüklü bir sevgi fıbni. Evet,
Fransızlann "îşte sinema buna
denir", dedikleri cinsten bir fihn.
Yani içtikten sonra damakta hiçbir
art lezzet bırakmayan şarap veya
okunduktan iki dakika sonra
unutulan kitap gibi veya salondan
çıktıktan bir gün sonra izi silinen
fıhn gibi değil. Bizde 30 yıldan beri
ilk kez salondan çıkar çıkmaz, ikinci
defa görme arzu ve ihtiyacmı
doğuran bir fihn. (Örneğın nasıl
Felntd'nin "Amarcordw
unu tekrar
tekTar görmekten bıkmayacaksak, bu
çok daha alçakgönüllü ve basit fihn
bizde böyle bir duygu uyandırdı.)
Fihndeki mekânın, Paris ve dillere
destan mahallesi Montmartre
(fettan Nicole Kidman "sizin
oralarda" sinemaseverleri birkaç
hafta önce "Moulin Rouge"
aracıhğıyla dekorlarda da kalsa
"buralara" taşıdı) ohnası bir
rastlantı değil. Ama gel gör ki
yönetmen Jean-Pierre Jeunet
Hollywood'larda fıhn (Şarküteri
ve Kayıp Çocuklar Kenti'nden
sonraİa 3. fvhni, başanh Alien 4'tü.)
yönetmiş de olsa "hayauıun
fflminde" (bu bizim densizce
yakıştırmamız) oturduğu mahallenin
manavı, esnafı, kahvesini yeğlemiş.
E\Tenseli bu yan bohem, yan çöp
kokulu semtte yakalamış. Hiç
snobizme, entelektüel zorlamalara
düşmeden. Bazen en ilkel
malzemeyi, bazen de en gelişkin
çizgi roman teknikleri veya en ileri
teknolojik araçlan kullanmaktan
çekinmemiş. Ve ortaya, seyredene
(bize) harikulade haz veren bir eser
çıkmış. Duyduk ki APHK, Amelie
adıyla 23 Kasım'da Türkiye'de
gösterime girmiş. Başrol oyuncusu
genç sanatçı
PARİS Audrey
Tautou'nun
kestane irisi,
güzel kara
gözlerinde, yay
kaşlannda, ilk
bakışta çocuksu,
çelimsiz
vücudunda hayat bulan Amelie'nin
ardmda her şeyden önce Jeunet'nin
başanh senaryosu ve yönetimi var.
Hikâyeyi her ne kadar "PoByana* ile
karşılaştırmak mümkün olsa da.
APHK bir başka çağdaş ve gerçekçi.
Bir de filmin irili ufaklı tum
kahramanlannın yer yer olağanüstü
"•sevimir performanslanna
UĞUR
HÜKÜM
eklenmesı zorunlu, ohnazsa olmaz,
tum Amelie benzeri kült filmlere
"hav-asmı'' veren "müzik'' var. Genç
Bröton besteci YannTiersen, son
yıüarda etnik Bröton müziği kökenli
yarattığı orijinal bestelerle,
meraklılannın ötesine geçmiş bir
müzisyen. İlk görüntüden itibaren
seyirciyi Amelie'nin büyülü
dünyasına sokan öncelikle Tiersen'in
müziği. Aynen Fellini denince
düşünülmeden duyulan Nino Rota
müziği gibi. Akordeon, keman,
piyano ve vibrafon ağu-lıklı, popüler
Fransız dans, "ja%
r
a" havalanndan
esinlenmiş Amelie'nin Valsi (ve
diğer parçalar), insanı tanımlanması
öyle zor bir keyifli-hüzünlü
nostaljiye sürükleyecek ki
koltuklannızda olmaktan ötürü gayri
ihtiyari bir "haz" alacaksınız.
(Elbettekı bu bizim sübjektif
duygumuz.) Dolayısıyla "büyûlû
be\r
azperdeT>
için para sayan her
seyirciye un da, yağ da, şeker de var!
Ancak herkesin kafasuıdaki helvarun
nasıl olacağı belli olmaz. Siz de bir
tadmbakalım... Biz size Amelie'in
tadma bakanlarla ilgili bir fikir
verelim... Gösterime girdiği 25
Nisan'dan beri Fransa'da fihni
izleyenlerin sayısı 8 mılyonu aştı.
Bu, Hollywood'un (reklam
tokmaklı) tum dev yapımlannı fersah
fersah geride bırakan bir rakam.
Amelie başta Ingiltere ve Ahnanya
ohnak üzere tum AB ülkelerinde
rekora koşuyor. Veeeee ABD'deki
başan!.. Manhattan'da geçen ay
vizyona çıktığı iki sinemada
haftalardır kapalı gişe oynayan
Amelie'den çıkanlann önemli bir
kısmının şöyle bir tezi var (Biz ABD
basuundan aktaran Fransız
gazetelerinin yalancısıyız): Amelie,
11 Eylül "de yaşadıklanmızm
panzehiri... Amelie sizler için de 12
Mart, 12 Eylül, 17 Ağustoslann
panzehiri (masal bu ya!..) olabilir mi
bilemeyiz, ama Audrey, Jean-Pierre
ve Yann'ın himayesinde peydahlanan
"AmeBe'nin siri davet ettiği bu valsi
lütfeder nüsiniz?"
ugur.hukum(g paris.com
KADIKÖYl.tCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
tLANENTEBIİGAT
2000'10968
Aîacakh: Assan Tüketici Finansmanı ve Kart Hiz.
AŞ. vek. Av. Faruk Pulat
Borçlu: Hasan solak - Yunusemre Sok. No: 38 De-
rince
Borç: 45.000.000.000 TL. faiz ve masraflar hariç.
Yukanda yazılı borçlunun borcundan dolayı, borç-
lu adına çıkanlan tebligat bila teblığ iade edilmekle
yine yapılan zabıta tahkikatma göre adresinin tespiti
mümkün olmadığından ilanen tebligat yapılmasına
karar verilmiştir. Işbu ödeme emrinin tebliği tarihin-
den itibaren borcun ve takip masraflannm 22 gün
içinde ödemeniz, borcun tamamına veya bir kısmına
veya alacakhnın takibine karşı bir itirazınız var ise
ödeme emrinin ilanından itibaren 22 gün içinde açık-
ça ve sebepleri ile birlikte lîK.nun 62. maddesi hük-
mü gereğmce dilekçe ile veya sözlü olarak icra mü-
dürlüğune bildırmeniz ve aynı süre içinde 74. madde
gereğmce mal beyanında bulunmanız aksi takdirde
takibin bu sebeple sizden sadır sayılmış olacağı ve
mal beyanında bulunmaz iseniz hapisle tazyik olu-
nacağınız. hiçbir mal beyanında bulunmaz veya
hakikate aykırı beyanda bulunursanız hapis ile
cezalandınlacağınız. borç ödenmez veya itiraz edil-
mezse cebri icraya devam edileceği ilanen teblıg
olunur. 15.10.2001 Basın: 69417
SAMYER1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
2001 501
Davacı Nezamettin Tente \ekıli tarafindan Maia Tente aleyhıne açılan şiddetli ge-
çimsizlık nedeni ile boşanma davasında:
Davalı Maıra Tente'nin "Mühürdar Cad. Hacı İzzet Sokak Ufuk Ap. No: 9. D: 14
Moda-Kadıköy adresine gönderilen tebligat muhtara tebliğ edildiğinden, zabıta araş-
tırmasında bu adreste bulunmadığmdan. uzun zamandan beri adresi de terk ettiği bil-
dirildıginden. işbu davanm duruşma günü olan 27.12.2001 günü saat 13'te yapılacak
olan duruşmaya davahnın gelmesi, gelirken bütün belge ve delillerini getirmesi, du-
ruşmaya gelmediği takdirde HUMK'nun 213-377 maddesi uyarınca yargılamaya
yokluğunda devam olunup karar verileceği hususu dava dilekçesi yerine geçmek üze-
re ilanen tebliğ olunur. 16.11.2001 Basın: 69372
ÎZMİR3. tŞ MAHKEMESİ HÂKtMLİĞÎ'NDEN
DosyaNo: 2000/230
Da\acı SSK Genel Müdürlüğü vekili A\. Mehmet Can tarafindan davalılar Mimçiçek tnş. Taah. Müh. Hiz.
San. Tic. Ltd. Şti. ve 240 Sok. No: 17 D: 23 Bornova-lzmir adresinde bulunan Tolga Recep Alanyah aleyhleri-
ne açılmış olan 3.888.055.351.-TL alacağın yasal faizi ile birlikte tahsili davasının yapılmakta olan duruşmasın-
da adı geçen davalı Tolga Recep Alanyah'ya duruşma günü tebliğ edilememiş \e zabıtaca >apılan tahkikata
rağmen ikamet adresi tesptt edilememiş olduğundan duruşma gününün kendisine ilanen tebliğine karar verildi-
ğinden.
Adı geçenin davalı olarak 26.12.2001 günü saat 09.30'da tzmir 3. Iş Mahkemesi"nde haztr bulunması veya
bir kanuni vekil göndermesi. aksi takdirde davanm yokluğunda devam edip karar verileceği hususlan davetiye
yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 23.10.2001
Basın: 69266
ÇARŞAMBA KADASTRO MAHKEMESt'NDEN
DosyaNo: 1984 1
Çarşamba Kadastro Mahkemesı tarafindan verilen 9.9.1996 tarıh. esas 1984.1, ka-
rar 1996 492 sayılı tespite itirazın kabulüne dair \erilen karar ve temyiz dilekçelerinin
davalılardan Mustafa Sansur, Hüseyın Akman, Mustafa Akman. Nasile Tuncer, Kaşıf
Akman, Selim Güzel. Yunus Küçük, Ismail Demirci, Osman Töngel. Yusuf Torun,
Mehmet Özer. Gencağa Sansur. Sudıye Nuhoğlu, Osman Demirci. Fatma Balcı. Ayşe
Şensöz, Sevım t^can, Hasan Balcı, Neriman Balcı, Kemal Balcı. Esma Balcı. Emine
Balcı'lara tebliğ edilmemış olmakla ilanen tebliğine karar verilmiştir. tşbu karann ve
verilen temyiz dilekçelerinin gazetede yayımlandığı tarihten itibaren 15 gün içinde
temyiz edilmediği takdirde adı geçen davalılar yönünden kesinleşeceği ilanen tebliğ
olunur. 16.11.2001 Basın: 69291
DENİZLİ tŞ MAHKEMESt'NDEN
Esas No: 2000/402
Denizlı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1999 881 esasmda kayıtlı olan davacı SSK Genel Müdürlüğü tarafindan
davalılar Kıttaş AS vs. aleyhıne açılan rücuen tazminat davasının yargılaması sırasında Denizli Iş Mahkemesi'nin fa-
aliyete geçmesi nedeniyle gönderme karan venlmış \e dosya mahkememize gelmiş olmakla, adresi belirsız olup.
tespit edilemeyen ve tebligat yapılamayan Mehmet Necmi Altuntaş'a yeni duruşma gününün ilanen tebliğine karar
verilmekle.
Davalı Mehmet Necmi Altuntaş'ın duruşma günü olan 25.12.2001 günü saat 09.00'da bizzat duruşmada hazır bu-
lunması veya kendisini vekılle temsil ettirmesi. aksi takdirde yargılamanın yokluğunda yapılıp, yokluğunda hüküm
verileceğı hususu ilanen tebliğ olunur.
Basın: 67630