14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25KASIM2001PAZAR 10 PAZAR\AZBLARI Ankara, İstanbul ve Stockholm: İnecek Var Ankara, İstanbul, Ankara derken döndüm "benino naerkeze". Ankara'nın kömür kokan havası henüz gitmedi giysilerimden. Bir yanda dev afışlerde "Doğalgaz abonelerimizin sayıs 500 bini bukhT diye öviinen bir belediye başkaru; şaşıracak bir şey yok, çünkü o yanm milyonun belki 50 binini, Kızılay metrosunda akıl almaz uzunluktaki "doğalgaz karü" kuyruklannda gördûm. Temiz hava vaat eden belediye başkanı, aynı yerde kömür satışı yapüdığını sanki bilmez gibiydi. Istanbul'daki kuru temizleyici, "Ağabey" diyordu, "Tüpün tanesi 14 mih/on ve ancak 2 saat ısı veriyor. Kömürün iki kovası 3 mflyon, ısısı bütün güo yetiyor. Ben de arûk kömüre döneceğun." tstiklal Caddesi'nde gençlerin, daha sonra da kaduüarrn üzerine biber gazı sıkıhyor ve ülkenin geleceği yan baygın haldeyken acımasızca coplanıyordu. TÜYAP'ta kitaba susuz ama parasız gençleri gördüm. (Evet, evet, değerli okurlar. Bana soru üetenleriruz oldu. O, arada bir kitabını gördüğünüz 'GürhanUçkan' benimle aynı kişi. Ben yalnızca, bize büyüklerimizin ışık tuttuğu gibi, kendi çalışmalanmdan söz etmiyorum yazılanmda. Bu, ilk ve son istisnadır.) Gazetemizde, Sevgili Berin Hanım'ı kaybetmenin yoğun hüznünü gördüm. Dış Haberler'deki genç arkadaşlann, her şeye karşın sayfalannı doldurma telaşıru da. Bu arada, gazetemizin sayısız kedilerinden birinden bir tırmık yemeyi de " " — — — ^ — — — — başardım. Ama olsun; o eski binaya girmeden önce dış kapıdaki polislere Cumhuriyet kartuu göstererek, "Ben gazetemizin Isveç temsikisiyim!" demenin zevkini hiçbir şeyle değişmem. Benim oraya uğramam, yanm saat bile almaz. Arkadaşlann işlerini geciktirmekten korkanm çünkü. Eğer bir dost telefonda meşgulse, yann ugrayacakmış gibi, el sallar geçerim. O binadan çıkınca, GazetecflerCemiyeti'nin lokalinde, denizin, Iran Başkonsolosluğu'nun damından gözüktüğü kadanna bakarak iki cin tonik içmeyi de ihmal etmem. Bunlar benim küçük mutluluklanmdır. Ankara Büromuzda, Türkiye'nin en meşgul insanı -evet Derviş'ten de fazla- Mustafa Balbay'ı göremedim. Duyarh dostum, Ankara Kulisi'nin ince kalemi lşıkla bu kez dışanda da beraber olabildik. Bize, Işık'ın eski dostu ve benim en yeni eski dostum ressam ve duyarh insan A. Celal Binzet ile yeni tanıştığım ve hemen kanımın kaynadığv Günay Güner adh dost da eşlik etti. Sonra döndük buraya, "merkeze". Otof Pabne'yi vurduğunu söyleyen serkeş yine ağız değiştirmiş ve lafinı geri almış. Hakkında yeniden soruşturma açümamış. Hiç şaşırmadrm. Buradabir kişiyi Danıştay aklamışsa, yeniden yargılanması için olağanüstü bağlayıcı kanıtlar gerekir. Isveç adaletinde bir söz vardır: "Bir kişi suçsuz yere mağdur duruma düşeceğine, on suçlunun serbest kalması ehvendir". Ben bu 11. kişiye hiç güvenmiyorum ama, yıllarca suçsuz yere yattıktan sonra, "Ha<H kardeşim, güle gük" diye salınan ve bir kuruş tazminat bile alamayan insanlann yaşadığı başka ülkeleri düşünerek bu görüşe saygıyla yaklaşıyorum. Yazacak çok şey var. Şu duygu tipisi biraz yatışsın, yine devam edeceğim fazla sıkıştınlmamış, yumuşacık kar toplan atmaya... gurban.uckan(a spray.se STOCKHOLM GÜRHAN UÇKAN Belçikatarihiyle1999 yılı eylül ayında tarihçi Ludo De Witte'nin, "Lumumba'nın öldüruhnesi" kitabını yayımlayarak, "îlk Kongo Başbakanı Patrice Lumumba'nın 1%1 yıh ocak ayında Katanga'da öldürülnaesinin, o zamanki Belçika yönetiminin bttgisi dahflinde ve aktif destegryk gerçekleştirfldiğmi'' ortaya çıkarması, konuyu tekrar gündeme getirdi. Araştırma sonuçlannı hükümet önce geçiştirmeye çalıştı. Ancak meclis araştırma korrusyonu kuruhnası yönündeki yoğun istemler karşısında 29 Aralık 1999'da, parlamento bir meclis araştırma komisyonu kurulmasını kabul etti. Mayısta, belgeleri araştırmak üzere bir uzmanlar komisyonu oluşturuldu. Komisyon, 2 yıl süren çalışmalannı, 13 üyesinden 1 rinin oylanyla kabul edilen önemli kararlarla sonuçlandırdı. Bazı bakanlann, Lumumba'nın öldürülmesinde "ahlaki sonımhüuğu'' bulunduğuna karar veren meclis araştırma kormsyonu, parlamento ve hükümeti "gereğuü yapmaya" davet etti. 68 kuşağının önemli sembollerinden biri, Kongo'nun bağımsızhğını sağlayan mücadelenin önderi Patrice Lumumba ve iki arkadaşımn öldürülüşünden 40 yıl sonra, araştırma komisyonu katliamdaki Belçika işbirliğini gün ışığına çıkardı. Zamarun Afhka işleri bakanı Hıristiyan Demokrat Kont Harold d'Aspremont Lynden _ _ _ _ _ başta olmak üzere bazı bakanlann diğer bazı Belçikah çevrelerle birlikte "ahlaki sorummiuk" taşıdıklan vurgulandı. Komisyonun, daha ağtr yasal sorumluluk yükleyebilecek suçlamalardan kaçındığı gözlendi. önce Lumumba'nın başbakanlıktan çekihnesini isteyen Belçika, bu gerçekleşmeyince, Lumumba'nm geri adun atmasım sağlamak ve diğer Kongolu liderlerle uzlaşmasını engellemek için Lynden aracıhğıyla elinden geleni yapmıştı. Kongo'daki Belçika elçiliğine gönderdiği telekste Lynden'in "Lumumba'nuı ortadan kakiınlmasr sözcüklerini kullandığı saptandı. Belçika sömürgesi Kongo'nun 1961'de BRUKSEL ERDfcNÇ UTKU bağımsızhğına kavuşmasından sonra seçimle başa gelen Lumumba birkaç aylık başbakanlık görevinin sonunda Lumumba'nm mücadele arkadaşı ve genelkurmay başkanlığuu yapmış, (ancak katliamlan nedeniyle Lumumba'nın _______ görevden aldığı), daha sonra ülkeyi 1997'ye kadar diktatörce yönetecek General Mobutu'nun bir darbesiyle tutuklanır. Mobutu, Lumumba'yı Katanga eyaletindeki Batı işbirlikçilerine teslim eder. Belçikalılar, ayaklanan Katanga eyaletinde can güvenliği olmadığuu bildikleri halde, Lumumba'nın bu eyalete transferine göz yumarlar. Hukuk devleti ilkelerini hiçe sayarak, katliamda işbırliği bile yaparlar. Çünkü Lumumba'nm fiziki varlığı Belçika'nın umurunda değildir. Belçika'mn Lumumba'nın öldüruhnesi emrini verdiğine ilişkin hiçbir kanıt ohnadığıru belirten komisyon, Belçika'nın Lumumba'nm öldürühnesini önleyecek bir çaba gösterdiğıne dair de hiçbir karuta rastlanmadığını açıkladı. e balonlU proteStO Güney Kore'nin başkenti Seul'de dün yüzferce kişiABD karşıtı gösteriyapü. Seul'de Amerikan askeriüssününönündetoplanan eylemciler, ABD'nin Afganistan'a yönetik operasyonunu durdurmasını ve Kore Yanmadası'ndaki 37 bin ABD askerinin çekibmsini istediler. (RELTERS) Komisyonun bazı üyeleri ahlaki sorumluluğun zamanın kralı Bondevvijn için de geçerli olduğunu iddia ettiler. Kendi özel Kongo politikasını uygulayan kralın, Mobutu ve Tshombe'nin Lumumba'yı öldürme planı hakkında edindiği bılgileri ilgili bakana aktarmamasını eleştiren üyeler, kralm da Lumumba'nın öldürülmemesi için hiçbir şey yapmadığını vurguluyorlar. Komisyon raporunda "Hûkümet politikalan saydam değUdi; uluslararası ve ulusal hukukkurallan parlamento tarafindan deneüenmedi; Kongo yöneticüeri için Kongo'da çahşan Belçikah devlet görevulerinin statûkri beürsizdi ve kral anayasal rolünün dışına çıktT dedikten sonra 14 Daha iyi bir parlamento denetimi ve anayasal kurallara uyması gereken krahn rolü konusunda arşivkrin kamuya açüması" gibi bazı önerilerde bulunuyor. Gelecek yılın başmda parlamentoda ele almacak raporun tartışmaîan sırasmda çok daha ağır suçlamalann yapıhnası bekleniyor. Komisyon hükümete bu olaydan ders ahp uluslararası sahnede gereğini yapmasuu öneriyor. Bu öneri uzmanlarca "Belçika hükümeunin Kongo halkından özür diknıesinin istendiğT şekluıde yorumladı. Kongo Demokratlar Hareketi Başkanı Bayan Jusüne M'poyo Kasa-Vubu'ya göre, Kongo halkına karşı günümüzde yapılan ahlaksızlık devam ettiği sürece Belçika"nın "Lumumba konusunda ahlaksal sorumluluğunu" üstlenmesi bir şey ifade etmiyor. Kitabın yazan De Witte ise raporu, suya sabuna fazla dokunmayan ve pazarlıklar sonunda kaleme alınmış bir uzlaşma metni olarak yorumladı ve komisyonun gerçekleri açıklamaya cesaret edemediğini söyledi. Krahn olaydaki rolünün saklanmamasını olumlu bir gelişme olarak yorumlayan yazar, Lumumba'nın katledilişinin Belçika işi olduğunu ancak siyasi, ekonomik ve mali sonuçlanndan çekinildiği için bunun açıkça ifade edilemediğini vurguladı. Savaş ve soykınm suçlulannı yargılama olanağı veren soykınm yasasına dayanarak şimdiye kadar başka ülkelerin devlet adamlan (Saddam Hüseyin, Kabila, Şaron vb.) hakkında insanlık suçuyla soruşturma açarak çuvaldızı başkalanna batıran Belçika, bu kez kendi tarihini sorgulayarak, iğneyi kendine batırmaya başladı. Lumumba'nın öldürülmesi Afrika için bir dönüm noktası ohnuştu, umanm bu katliamın soruşturulması da sömürgeci geçmişe sahip Avrupa için bir dönüm noktası olur ve Belçika ve diğerleri pek de insani olmayan tarihleriyle gerçekten hesaplaşırlar (göstermelik tartışmalarla kamuoyunu oyalayıp gerçekleri örtbas etmeden!) ve gereğini de sadece Özür dilemekle kalmayıp, sorumlulan cezalandırarak ve zarar gören halklara tazminat ödeyerek yerine getirirler. erdincutku(a yahoo.com Amelie ile birvalse buyurmaz mısınız?..Bu satırlan okuyacak olanlann çoğu dansını bihneseler bile valsin ne olduğunu tanırlar. Ancak günümüzde vals nasıl yahuzca Viyana'nın yaldızlı salonlannın ayncalıklı bir gösteri ve eğlence aracı değilse, "Amelie Poulain'in Harikulade Kaderi (APHK)" de, Fransız entel (!) dünyasmuı "hayata göğün yedinci kaündan* bakan "kompteks sinema"sı değil. APHK, hassasıyet dozu epeyce yüksek bir şiir; hisli bir şarkı; enfes bir vals; ışıldayan bir yaşama sevinci; iyimserliğe, insancılhğa, "insan" kızma (kahraman erkek değil ki niye "oğhına" diyelim!) coşkulu bir övgü. Gösterişsiz ama yüce duygulu, seksapelsiz ama aşk dolu, içli ama kahkaha yüklü bir sevgi fıbni. Evet, Fransızlann "îşte sinema buna denir", dedikleri cinsten bir fihn. Yani içtikten sonra damakta hiçbir art lezzet bırakmayan şarap veya okunduktan iki dakika sonra unutulan kitap gibi veya salondan çıktıktan bir gün sonra izi silinen fıhn gibi değil. Bizde 30 yıldan beri ilk kez salondan çıkar çıkmaz, ikinci defa görme arzu ve ihtiyacmı doğuran bir fihn. (Örneğın nasıl Felntd'nin "Amarcordw unu tekrar tekTar görmekten bıkmayacaksak, bu çok daha alçakgönüllü ve basit fihn bizde böyle bir duygu uyandırdı.) Fihndeki mekânın, Paris ve dillere destan mahallesi Montmartre (fettan Nicole Kidman "sizin oralarda" sinemaseverleri birkaç hafta önce "Moulin Rouge" aracıhğıyla dekorlarda da kalsa "buralara" taşıdı) ohnası bir rastlantı değil. Ama gel gör ki yönetmen Jean-Pierre Jeunet Hollywood'larda fıhn (Şarküteri ve Kayıp Çocuklar Kenti'nden sonraİa 3. fvhni, başanh Alien 4'tü.) yönetmiş de olsa "hayauıun fflminde" (bu bizim densizce yakıştırmamız) oturduğu mahallenin manavı, esnafı, kahvesini yeğlemiş. E\Tenseli bu yan bohem, yan çöp kokulu semtte yakalamış. Hiç snobizme, entelektüel zorlamalara düşmeden. Bazen en ilkel malzemeyi, bazen de en gelişkin çizgi roman teknikleri veya en ileri teknolojik araçlan kullanmaktan çekinmemiş. Ve ortaya, seyredene (bize) harikulade haz veren bir eser çıkmış. Duyduk ki APHK, Amelie adıyla 23 Kasım'da Türkiye'de gösterime girmiş. Başrol oyuncusu genç sanatçı PARİS Audrey Tautou'nun kestane irisi, güzel kara gözlerinde, yay kaşlannda, ilk bakışta çocuksu, çelimsiz vücudunda hayat bulan Amelie'nin ardmda her şeyden önce Jeunet'nin başanh senaryosu ve yönetimi var. Hikâyeyi her ne kadar "PoByana* ile karşılaştırmak mümkün olsa da. APHK bir başka çağdaş ve gerçekçi. Bir de filmin irili ufaklı tum kahramanlannın yer yer olağanüstü "•sevimir performanslanna UĞUR HÜKÜM eklenmesı zorunlu, ohnazsa olmaz, tum Amelie benzeri kült filmlere "hav-asmı'' veren "müzik'' var. Genç Bröton besteci YannTiersen, son yıüarda etnik Bröton müziği kökenli yarattığı orijinal bestelerle, meraklılannın ötesine geçmiş bir müzisyen. İlk görüntüden itibaren seyirciyi Amelie'nin büyülü dünyasına sokan öncelikle Tiersen'in müziği. Aynen Fellini denince düşünülmeden duyulan Nino Rota müziği gibi. Akordeon, keman, piyano ve vibrafon ağu-lıklı, popüler Fransız dans, "ja% r a" havalanndan esinlenmiş Amelie'nin Valsi (ve diğer parçalar), insanı tanımlanması öyle zor bir keyifli-hüzünlü nostaljiye sürükleyecek ki koltuklannızda olmaktan ötürü gayri ihtiyari bir "haz" alacaksınız. (Elbettekı bu bizim sübjektif duygumuz.) Dolayısıyla "büyûlû be\r azperdeT> için para sayan her seyirciye un da, yağ da, şeker de var! Ancak herkesin kafasuıdaki helvarun nasıl olacağı belli olmaz. Siz de bir tadmbakalım... Biz size Amelie'in tadma bakanlarla ilgili bir fikir verelim... Gösterime girdiği 25 Nisan'dan beri Fransa'da fihni izleyenlerin sayısı 8 mılyonu aştı. Bu, Hollywood'un (reklam tokmaklı) tum dev yapımlannı fersah fersah geride bırakan bir rakam. Amelie başta Ingiltere ve Ahnanya ohnak üzere tum AB ülkelerinde rekora koşuyor. Veeeee ABD'deki başan!.. Manhattan'da geçen ay vizyona çıktığı iki sinemada haftalardır kapalı gişe oynayan Amelie'den çıkanlann önemli bir kısmının şöyle bir tezi var (Biz ABD basuundan aktaran Fransız gazetelerinin yalancısıyız): Amelie, 11 Eylül "de yaşadıklanmızm panzehiri... Amelie sizler için de 12 Mart, 12 Eylül, 17 Ağustoslann panzehiri (masal bu ya!..) olabilir mi bilemeyiz, ama Audrey, Jean-Pierre ve Yann'ın himayesinde peydahlanan "AmeBe'nin siri davet ettiği bu valsi lütfeder nüsiniz?" ugur.hukum(g paris.com KADIKÖYl.tCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN tLANENTEBIİGAT 2000'10968 Aîacakh: Assan Tüketici Finansmanı ve Kart Hiz. AŞ. vek. Av. Faruk Pulat Borçlu: Hasan solak - Yunusemre Sok. No: 38 De- rince Borç: 45.000.000.000 TL. faiz ve masraflar hariç. Yukanda yazılı borçlunun borcundan dolayı, borç- lu adına çıkanlan tebligat bila teblığ iade edilmekle yine yapılan zabıta tahkikatma göre adresinin tespiti mümkün olmadığından ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiştir. Işbu ödeme emrinin tebliği tarihin- den itibaren borcun ve takip masraflannm 22 gün içinde ödemeniz, borcun tamamına veya bir kısmına veya alacakhnın takibine karşı bir itirazınız var ise ödeme emrinin ilanından itibaren 22 gün içinde açık- ça ve sebepleri ile birlikte lîK.nun 62. maddesi hük- mü gereğmce dilekçe ile veya sözlü olarak icra mü- dürlüğune bildırmeniz ve aynı süre içinde 74. madde gereğmce mal beyanında bulunmanız aksi takdirde takibin bu sebeple sizden sadır sayılmış olacağı ve mal beyanında bulunmaz iseniz hapisle tazyik olu- nacağınız. hiçbir mal beyanında bulunmaz veya hakikate aykırı beyanda bulunursanız hapis ile cezalandınlacağınız. borç ödenmez veya itiraz edil- mezse cebri icraya devam edileceği ilanen teblıg olunur. 15.10.2001 Basın: 69417 SAMYER1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 2001 501 Davacı Nezamettin Tente \ekıli tarafindan Maia Tente aleyhıne açılan şiddetli ge- çimsizlık nedeni ile boşanma davasında: Davalı Maıra Tente'nin "Mühürdar Cad. Hacı İzzet Sokak Ufuk Ap. No: 9. D: 14 Moda-Kadıköy adresine gönderilen tebligat muhtara tebliğ edildiğinden, zabıta araş- tırmasında bu adreste bulunmadığmdan. uzun zamandan beri adresi de terk ettiği bil- dirildıginden. işbu davanm duruşma günü olan 27.12.2001 günü saat 13'te yapılacak olan duruşmaya davahnın gelmesi, gelirken bütün belge ve delillerini getirmesi, du- ruşmaya gelmediği takdirde HUMK'nun 213-377 maddesi uyarınca yargılamaya yokluğunda devam olunup karar verileceği hususu dava dilekçesi yerine geçmek üze- re ilanen tebliğ olunur. 16.11.2001 Basın: 69372 ÎZMİR3. tŞ MAHKEMESİ HÂKtMLİĞÎ'NDEN DosyaNo: 2000/230 Da\acı SSK Genel Müdürlüğü vekili A\. Mehmet Can tarafindan davalılar Mimçiçek tnş. Taah. Müh. Hiz. San. Tic. Ltd. Şti. ve 240 Sok. No: 17 D: 23 Bornova-lzmir adresinde bulunan Tolga Recep Alanyah aleyhleri- ne açılmış olan 3.888.055.351.-TL alacağın yasal faizi ile birlikte tahsili davasının yapılmakta olan duruşmasın- da adı geçen davalı Tolga Recep Alanyah'ya duruşma günü tebliğ edilememiş \e zabıtaca >apılan tahkikata rağmen ikamet adresi tesptt edilememiş olduğundan duruşma gününün kendisine ilanen tebliğine karar verildi- ğinden. Adı geçenin davalı olarak 26.12.2001 günü saat 09.30'da tzmir 3. Iş Mahkemesi"nde haztr bulunması veya bir kanuni vekil göndermesi. aksi takdirde davanm yokluğunda devam edip karar verileceği hususlan davetiye yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 23.10.2001 Basın: 69266 ÇARŞAMBA KADASTRO MAHKEMESt'NDEN DosyaNo: 1984 1 Çarşamba Kadastro Mahkemesı tarafindan verilen 9.9.1996 tarıh. esas 1984.1, ka- rar 1996 492 sayılı tespite itirazın kabulüne dair \erilen karar ve temyiz dilekçelerinin davalılardan Mustafa Sansur, Hüseyın Akman, Mustafa Akman. Nasile Tuncer, Kaşıf Akman, Selim Güzel. Yunus Küçük, Ismail Demirci, Osman Töngel. Yusuf Torun, Mehmet Özer. Gencağa Sansur. Sudıye Nuhoğlu, Osman Demirci. Fatma Balcı. Ayşe Şensöz, Sevım t^can, Hasan Balcı, Neriman Balcı, Kemal Balcı. Esma Balcı. Emine Balcı'lara tebliğ edilmemış olmakla ilanen tebliğine karar verilmiştir. tşbu karann ve verilen temyiz dilekçelerinin gazetede yayımlandığı tarihten itibaren 15 gün içinde temyiz edilmediği takdirde adı geçen davalılar yönünden kesinleşeceği ilanen tebliğ olunur. 16.11.2001 Basın: 69291 DENİZLİ tŞ MAHKEMESt'NDEN Esas No: 2000/402 Denizlı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1999 881 esasmda kayıtlı olan davacı SSK Genel Müdürlüğü tarafindan davalılar Kıttaş AS vs. aleyhıne açılan rücuen tazminat davasının yargılaması sırasında Denizli Iş Mahkemesi'nin fa- aliyete geçmesi nedeniyle gönderme karan venlmış \e dosya mahkememize gelmiş olmakla, adresi belirsız olup. tespit edilemeyen ve tebligat yapılamayan Mehmet Necmi Altuntaş'a yeni duruşma gününün ilanen tebliğine karar verilmekle. Davalı Mehmet Necmi Altuntaş'ın duruşma günü olan 25.12.2001 günü saat 09.00'da bizzat duruşmada hazır bu- lunması veya kendisini vekılle temsil ettirmesi. aksi takdirde yargılamanın yokluğunda yapılıp, yokluğunda hüküm verileceğı hususu ilanen tebliğ olunur. Basın: 67630
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle