25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 KASIM 2001 PAZAR CUMHURİYET SAYFA İV \ j I j I U J \ kultur@cumhuriyet.com.tr 15 tstanbuPdaki sempozyumun yabancı konuşmacılan 'Batının şoveniztnini' sorguladılar Avrupakültürlebütünleşecek Istanbul Kültür ve Sanat Vakfı ^ÎKSV") Başkanı Şakir Eczacıbaşı'nın sunuş konuşmasıyla 22 Kasım 2001 günü fcaşlayan "Kültürel Açıdan Av- rupa Birüği'ne Yaklaşım Sempozyu- mu", iiç gün boyunca btr "hesaplaş- ma ve özeleştiri fonunu" olarak ger- çekleşti... "KOltür Girişüni'' tarafindan ÎKS V desteğiyle düzenlenen sempozyum- da, "tıesaplaşmayT yeğleyen konuş- macılar. Türkiye'nin DoğuveBaüuy- garhklan arasındaki "köprü" konu- munu göremeyen Avrupa'nınbizidi- ğer A^ya ve Islam ülkeleriyle "aynı" tutma eğilimlerini sorguladılar... Kültürel zenginliğimize karşı du- yarsızlığımızı "özeteştiri" olarak gün- deme getiren konuşmacılar ise Avru- pa'nın bızi tedirgın eden "dışlayıcı'' yaklaşımlannı siyasi tepkilerle değil, "uygarhk ve kimlik değerierimize sa- hip çıkarak" etkısız kılabıleceğımı- zin altını çizdiler... Sempozyumda, özellikle "Batı''nın sanıldığı gibi "hümanist bir kültürel duyarhhk" içinde pek de olmadığını sergileyen konuşmalan ise "yabancı katrinncnar" yaptılar... Kültür girişiminden HıfnTopuz' un UNESCO ve Avrupa kültür forumla- nndakı duyarh gözlemleriyle sapta- nıp sempozyuma davet edilen bu ya- KULTUREL AÇIDAN AVRUPA BÎRUĞİN YAKLAŞIM SEMPOZYUMU ~>2 * < ."i Kasım 2001 SYMPOSIUM ON CULTURAL APPROACH TO THE EUROPEAN UNION 22 23 24 November2001 K ültür Girişimi'nce AB sürecinin kültürel boyutunu irdelemek üzere düzenlenen sempozyumda, siyasetçilerin kültür üzerindeki 'hassasiyetlerinin' ekonomik beklentilerden kaynaklandığı, tarihteki sömürgecilikle 'din' ilişkisinin de aynı nedenle bugüne dek süregeldiği 'Avrupalı konuşmacılarca' dile getirildi... bancı katılımcılann da Avrupa Birti- ği (AB) pohtıkalanndaki "kültürel hassasiyetlere" yönelik objektif ve çarpıcı değerlendirmeleri, Türkiye- Avrupa yakınlaşmasında aşılması ge- reken sorunun sadece "bizden" kay- naklanmadığını göstermesi bakımın- dan da "ders verid" düzeydeydiler. Dr. Marc GaBe'nin konuşması Örneğın, Avrupa Paıiamentosu üyesi olan ve AB'nin kültür seksiyon- lannda önemli görevler üstlenen Dr. Marc Galle, Avrupa'daki "ortak mi- ras" kavramırun tek bir "Avrupa kül- türü" anlamına gelmediğini ve tam tersine "yerel-boigesel kültürkrin çe- şittiBğinin" korunmasıyla yıne Avru- pa'nın "zengin'' bir kültürler coğraf- yası olarak "bütünfcşebfleceğuîi" söy- ledi... Bu anlamda, "AB sınıriarT dendi- ği zaman da bunun "ekonomik pazar" ya da "siyasal denetim" içerecek şe- kilde bir "devfctkr suun" olarak ka- bul edilmesinin yanlış olacağına dik- kat çeken Dr. Marc Galle, yine AB'nin bunu önemseyen polıtıkalan- nı özetle şöyle eleştirdi: "Devtet suu- n ile kültürel sınırlar aynı değildir... Avrupa bir kültürel bütünlük vizyonu içinde ortak gekceğini kuracaksa, s- nniannıkültür betuieyecekür ve Ana- dolu bunun aynhnaz bütünü içinde- dirJ' Aynı nedenle Türkiye'nin "kültü- Kültür yaşamımız gösterişslz ama önemli bir emekçlslnl daha yltlrdl dnan Cemgil'in ardından... ÜRÜNLERÎYLE YAŞASES! - Usta ve emektar bir çe- virmen olarak örnek ahnacak bir kültür adamrydj. ERAYCANBERK 1909'da dünyaya geldiği zaman ülkesi padişah- lıkla yönetiliyordu; 1923'te Cumhuriyetin ilanı- na tanık oldu; 1940'h yıllarda dünyayı saran sa- vaşın ve ülkesindeki tekparti yönetiminin yarat- tığı sıkıntılan yaşadı. Daha sonraki yıllarda, sö- züm ona çok partili demokrasımızde solcu ay- dınlara layık görülen külfetlere katlandı; askeri müdahaleleri, ıç savaşı andıran sağ-sol çatışma- lannı gördü. Kendi dünya görüşünü temsil eden bir emekçi partisinin oluşumu sırasındaki coşku- yu yaşadı ve yok edilişinin yarattığı düş kınklı- ğını da, öfkeyi de... Bireysel acılara yol açan bir toplumsal bozuk düzende sağduyu sahibi herke- sin yaşadığı bunaltıyı fazlasıyla yaşadı; çünkü benimsediğı toplumsalcı dünya görüşüyle sağ- lıklı çözümlere ulaşıyor ama bu kadarla yetinmek zorunda kalıyordu. Neredeyse 20. yüzyılı kapsayan yaşamı bo- yunca, hemen hemen her dönemde çile çekti; daha doğrusu çileli bir yaşamı oldu ama bunu hiçbir zaman sızlanma nedeni yapmadı. Bir dü- şünce ve kültür adamına da bu yakışırdı. Oğul- larından biri, Türkiye'nin cehennemi yaşadığı dönemlerde dünya görüşü ve düşünceleri uğru- na ölüme gitti. "Aah babalar"dan biri olarak, kendi ölüm tarihine kadar geçen otuz yıllık bir zaman diliminde, evlat acısını yüreğinde taşıdı. Ama acısını hiç belli ettnemeye çalıştı. Bir baba olarak içi yanarken bir düşünce adamı olarak so- ğukkanlı ve duygusallıktan uzak görünmeyi ba- şardı. Ben Adnan Cemgü'i önce çevirilerinden tanı- dım. Kendisini tanımam 1965 yılı başlanna rast- hyor olmalı. Çocuklanndan önce kendisiyle ar- kadaş olduk. "Arkadaş oktuk" sözünü rahatça kullanabiliyorum; çünkü gençlere yaklaşunında böyle bir özelliği vardı Cemgil'in. Bizler o sıra- lar yirmili yaşlanmızdaydık, Cemgil ise ellili yaşlanndaymış demek. llişkimiz hep arkadaşça sürdü. Ama ne yazık ki son yıllarda görüşüp ko- nuşamaz olmuştuk. Yine de arada bir telefonla görüşüyorduk. Usta ve emektarbir çevirmen ola- rak örnek ahnacak bir kültür adamıydı. llkeli bir çeviri izlencesi olduğunu anlamak için yaptığı çevirilere bakmak yeterlidır. Diderot, Romain RoDand, Emile Zola, Roger Martin, du Gard gi- bi yazarlardan çevıriler yapması rasgele bir se- çım değildir. Amado'yu bize tanıtan Cemgil'dir dersem abartmış olmam sanıyorum. Çevirdiği yazarlar arasuıda Balzac'ı, Pirandello'yu, İba- nez'i, SiBanpaa yı, Gramsci'yi de saymak gere- kir. Geçimini çevıriden sağladığı dönemlerde bi- le belli bir doğrultuda çeviri yapma ilkesinden ödün vermemiştir. Cemgil'in yaşamöyküsü kalıplan içinde anla- tılamayacak bir yanı ise bence "dddi mizah" duygusudur. Bunca acıya göğüs germesinde bu yanının da payı olsa gerek. 1960'larda, TİP'in Bursa ll Kongresi'ni basan Adalet Partili saldır- ganlann elinden zor kurtulduğu, ölümden dön- dügü korkunç olayı bile bizlere büyük bir ciddi- yetle ama mizahi bir havayla anlatışı bugünkü gi- bi aklımdadır. Gözlerinde muzip pınltılarla, bir süre susup sonra söze başladığı zaman anlardı- nız ki Cemgil en can alıcı noktayı ciddiyetle mi- zaha dönüştürecektir. Kültür yaşamımız gösterişsiz ama önemli bir emekçisini daha yitirdi. Ürünleriyle yaşasın. rünü" önemsediği takdirde "AB üye- Mği" sürecinin de sanıldığından çok daha "kKalacağma" inandığmı belir- ten Dr. Galle'nin, benzer bir çarpıcı değerlendirmesi ise özetle şu içten- lıkteydi: "Sömürgecilik dönemi ka- panmıştır, kültürel özgürlükler çağını yaşıyoruz~Bu nedenle asıl olan daar- ok tarih boyunca sömürgecilerin uyuşturucu olarak kuuandıklan din- selinançlarabağh künnkkr değüdirJ" Avrupa Parlamentosu üyesi Dr. Marc Galle, işte bu saptamalanna "örnek" olarak tspanya'da katolik ol- mayan bakanlann bıle hâlâ "Katolik yemini" ederek göreve başladıklaruıı verirken yine Avrupa'nın yakın tari- hindeki "kraUann" izledikleri, insan yaşamını hiçe sayan ve u din tdsvek- riyle" uyguladıklan işkence ve katli- amlann Türkiye tarihinde yaşanmadı- ğına da dikkat çekiyordu... Prof. Mattdart'ın uyanlan Sempozyumun diğer bir yabancı konuşmacısı, Paris VTÜ. Üniversite- si'nden öğretim üyesi Prof. Armand Mattelart ise kültürün giderek "eko- nomik hedeflerin aracT şeklinde kul- lanıldığını anlattı. Bu görüşüne kanıt olarak "siyaset- çflerin" kültür üzerindeki "aşui has- sasiyetlerine" bakılması gerektiğinı belirten Prof. Mattelart özetle şunları söyledi: "Siyasetin tek amacı ekono- mik bekkntilerdir; kültüre de iştebu amacayardıma bir ide- olojik destek olarak müdahale edıyorbuu." Kültürün mutlaka "ticaret örgütkrinin" ve siyasi kurum- lann elinden kurtanlması ge- rektiğini vurgulayan Prof. Mattelart'ın, en çarpıcı sapta- malanndan biri de globalleş- medeki "ekononunin 1 've "In- gUizcenin" birbirine koşut "uluslararası egemenngi'' üze- rineydi... Bu konuda, 1910yılının "ta- rihsel başlangıç" olduğunu an- lattı. O yıl, ABD'de başlatılan; g tngilrwt»nin «aripİp^irihiKMg VP tüm dünya halklannca kolay öğreninr bir dü haline getirO- mesi 71 yönündeki ilk çalışmala- nn, bugünkü "ekonomik glo- baDeşmevie*' bütünleşen "ileti- şünde Ingüizce egemenHğinin'' de siyasetin yönlendirdıği kül- tür alanındaki ilk girişimleri sayılabileceğini belirtti. Evet... Türkiye'nin AB üye- liği konusunda "ftıD-time" ça- hşan siyasiler ve diğer "uz- manlar" (!) Kültür Girişi- mi'nin bu sempozyumuna il- gi göstermediler ama "kültü- rün" sanıldığı gibi bir "boş za- manlar olgusu" olmadığı, özellikle günümüzde uluslara- rası ilişkilerin de adeta "açığa çıkmayantemeüni" oluşturdu- ğu, bütün bu değerlendirme- lerde açıkça görülebiliyordu... Bakalım bu ülkeyi yöneten- ler, AB karşısına ekonomik bir "pazar" olarak değil "kimlik- B bir ortak" bilinciyle çıkma- nın önemini ne zaman kav- rayacaklar?.. Erkin Kapkın'ın yaprtJan Pera Sanat Galerisi'nde • Kültür ServM - Ressam R. Erkin Kapkın son çalışmalannı Pera Güzel Sanatlar Galerisi'nde sergiliyor. Halen Istanbul'da çalışmalannı sürdüren Kapkın, tuval üzerine yağhboya ve kanşık teknik olarak soyut geometrik dışı vurumcu anlayışı ile oluşturduğu resimlerini ilk olarak 2000 yılının Haziran ayında Bodrum Merve Sanat Galerisi'nde sergilemişti. Nilgün Yüksel, ressamın Pera Sanat Galerisi'nde sergilenen yapıtlannı şu sözlerle tanımlıyor: "îşte yeni bir soluk... Erkin Kapkın duyarh, özgür resimleriyle resim ortamımıza yeni bir soluk getirecek niteükte yapıtlar ortaya koyuyor. Onun soyutlan, kaygısız, gelişmeye ve araştırmaya olabildiğince açık ve bir o kadar da özgünler. Onun yapıtlan noktalann, renklerin, çizgilerin renk değerleriyle buluşup resim olduklan yerde izleyiciyle yüz yüze geliyor. Tıpkı Rothko'nun kırmızı tonlamalannda her fırça tuşunda başka bir valör yakalaması ya da Maldvich'in iç içe girmiş karelerinin onun resimlerinde yeni renklerle benzer anlayıştan çıkan buluşlara dönüşmesi gibi ve bu yapıtlarla yüz yüze gelmek teninizin her yerinde duyumsadığınız derin bir soluk almak gibi..." Bahçelievler Belediye liyatrosu sezona başladı • Kültür Senisi - Bahçelievler Belediye Tiyatrosu, geçen perşembe günü Ray Cooney'nin yazdığı, Haldun Dormen ve Kemal Uzun'un Türkçeleştirdiği 'Gel de Çık Işin Içinden' adlı 2 perdelik komedi oyunuyla sezonu açtı. Şebnem Dönmez, Arzu Yanardağ, Osman Gidişoğlu, Ateşböceği Yalçın, Azra Balkan, Parkan özturan, Ercüment Doğan gibi birçok ünlü sanatçının rol aldığı oyunda, iktidar partisine mensup bir bakanın, muhalefet partisi sekreterlerinden biri ile yaptığı kaçamak sırasında başuıa gelen komik olaylar anlatılıyor. Oyun, perşembe, cuma, cumartesi günleri saat 21.00'de, pazar günleri ise saat 19.00'da sahnelenecek. BUGÜN • TOHUM KÜLTÜR MERKEZt KARTAL ŞUBESt'nde saat 15.00'te Grup Vardiya'nın konseri izlenebilir. (0 216 306 67 91) • BEKSAV'da saat 16.00'da Soren Kragh-Jacobsen'in yönettiği 'Mifiıne', saat 19. OO'da 'The Idiots- Gerizekâblar' adlı filmler gösterilecek. (0 216 349 91 55) • SAHAF CAFE KÜLTÜR MERKEZt'nde saat 18.00'de Serap Girgin Baykal'ın hazırlayıp sunduğu, Adnan Özer'in konuk olarak katıldığı 'Trakya'dan Güneydoğu'ya Geniş Bir Kültürel Coğrafyada Bir Şair' konulu söyleşi yapılacak. (0 212 414 42 06) • SA1İH ZEKİKOLAT KÜLTÜR EVİ'nde saat 15.00'te Yavuz Bingöl'ün imza günü gerçekleşecek. (0 216 44918 84) • ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ'nde saat 1130'da Şef Ender Ergün'ün yönettiği, Münip Utandı ve Samim Karaca'nın (ut) eşlik ettiği tstanbul Devlet Klasik Türk Müziği Korosu'nun 'Dede Efendi'yi Anma Konseri' izlenebilir. (0 212 251 56 00) 4. Uluslararası Sinema-Tarih Buluşması'nm ödülleri sahiplerine verildi Işık SaçanApollonPolonya'nın olduKültür Senia - TURSAK Vakfi'nın, T.C. Başbakanlık Tanıtma Fonu'nun ana sponsorluğunda, T.C. Kültür Ba- kanhğı'nın ve Avrupa Birliği'nin katkı- lanyla düzenlediği '4. Uraslararası Si- nema-Tarih Buluşması' geçen cuma ak- şamı saat 19.30'da tstanbul Lütfü Kır- dar Kongre ve Sergi Sarayı'nda sona erdi. Kapanış gecesinde, 'Uluslararası Uzun Metraj Fflm Yanşması' ve 'Ulus- lararası Belgesel ve Kısa Film Yanşma- sı'nda ödül kazanan fibnlere ödülleri verildi. Marie-Jose Nat'ın başkanlığını yap- nğı Tüncel Kurtiz, CoBn Mounier, Niki List ve Anna Abrahami Elbakyan'dan oluşan 'Uluslararası Uzun Metraj Film Yanşması Jürisi', toplam 11 filmi de- ğerlendirdi. 'IşıkSaçan Apollon' Büyük Ödülü'nü, Jan JakupKobkr nın Polon- ya yapunı 'Pencereden UzakDur/Keep Away FromThe Window' adlı fihni ka- zandı. Ödülü, Marie-Jose Nat'ın elin- den Polonya Başkonsolosu Miroslaw Stawski aldı. Jüri Özel Ödülü ise Tig- ran Khzmalvan'ın Ermenıstan yapunı 'Tüy Gibi Haffl? Lighter Than Air' fıl- mine verildi. Başkanlığını Mehmet AK Birand'ın üstlendiğı, Dejan Acimocrv, Tnomas BaDtenhoL Radu Gabrea, Garry Lane ve Necip Sancıdan oluşan 'Uluslarara- NERO VE TEKSÖY'A ÖDÜL - Franco Nero'Yaşamboyu Başan Ödülü'ne, Rekin Teksoy da 'Onur Ödülü'ne değer görüldü. (Potoğraflar: VEDAT ARDC) sı Belgesel ve Kısa Film Yanşması Jüri- si' toplam 18 filmi değerlendirdi. 'Sa- natçının baskıcı bir rejime takmdığı ta- vırdan dolayı' Margarida Cardoso' nun Portekiz yapunı 'Natal71/Natal71' fil- mi ödüle değer görüldü. Jüri Özel Ödü- lü ise 'Tutkulu bir şekflde çocuk hakla- nnı savunduğu için' Duco TeDegen'in 'Gözkrimi Kapatbğımda/Behmd Clo- sed Eyes' fılmine verildi. 'Uluslararası Belgesel ve Kısa Fflm Jürisi' Kısa Film dalında ise 'Savaşmgülünçtüğünüsem- boDeıie anlatmadaki başansından ötü- rü' VagifMustafayev'in 'Her Şeyin Ha- yntsı/'An For The Best' fıkninin oldu. Jan Jakup Kolski'nin, Polonya yapı- mı 'Pencereden Uzak Dur/Keep Away From The Window' fümi, MuratÖzer, Kuthıkhan Kuthı ve Cumhur Canba- zoğhı'ndan oluşan 'Uluslararası Uzun Metraj Film Yanşması StYAD Jürisi' tarafindan SFYAD Ödülü'ne, Duco Tel- legan'ın 'Gözlerimi Kapattığımda' "Be- hind Closed Eyes' filmi, Tolga Akmo, Necla Algan ve Uygar Şirin'den oluşan 'Uluslararası Belgesel ve Kısa Fflm Ya- nşması SÎYAD Jürisi' tarafindan ödüle değer bulundu. Ödülü, tarihçi ve yazar Akıander Jevvhoff aldı. Aynca, Rekin Teksoy 'Onur Ödü- hı'neve Franco Nero 'Yaşamboyu Ba- şanOdülü'ne layık görüldü. Kültür Ba- kanı tstemihan Talay'a ise Vakıf Ödü- lü verildi. Emek Ödülü'ne ise Yeşüçam emektarlan Snn Ehtaş, Hakkı Krvanç, Dündar Aydınh, Necdet Kökeş, Kadir Kök, Mehmet Uğur, Süheyl Eğriboz la- yık görüldü. Aynca, medya sponsorla- nna teşekkür şiltı verildi. Teşekkür şil- tini Cumhuriyet Gazetesi'nden Kültür Sanat Şefı Egemen Berköz aldı. Tiyat- ro sanatçısı TamerLevenfin sunuculu- ğunu yaptığı 'ÖdülTöreni'nde Mercan Dede olarak bılınen 'Arkm ABen', 'Hoş- görü' temalı birkonser verdi. Gece, Işüc Saçan Apollon' Büyük Ödülünü kaza- nan 'Pencereden Uzak Dur' adh filmin gösterimiyle sona erdi. YAPI KREDİ KÜLTÜR MERKEZİ'NDE bu hafta 29 Kasım 2001, 18.30 Müzikli Söyleşiler Güney Amerika; Bolivya'nın And dağlannda yaşayan Kızılderili (Chayantaka) halkın müzikleri. Müzık, ekolojı ve kırmlık Doç. Dr. Thomas Solomon (etnomüzikolog) Müzik, söyleşi, dia gösterimi Sermet Çıfter Araştrma Kütüphanesı Sergı Salonu 27 Kasım 2001, 18.30 Salı Toplantıları Arkeoloji: Nevali Çori ve Göbeklitepe Neolitik Döneme Yeni Bir Bakış (Dıalı Söyleşi) Prof. Dr. Herald Hauptmann Sermet ÇAer Araştırma Kütüphanesı Sergı Salonu Sergiler 16 Kasım - 14 Aralık 2001; Sermet Çifter Araftırma Kütüphanesi Sergi Salonu I0IDERGİ: "Dünden Bugüne Türkiye'nin Dergileri" 9 Kasım - 29 Aralık 2001; Kaz m Taşkent Sanat Galensı Su Resimleri: Süleyman Seyyid'den Günümüze Türk Resminde Suluboya 3 Ekim • 28 Aralık 2001; Vedat Nedım Tör Müzesı Alâeddin'in Lambası: Anadolu'da SelçuMu Çağı Sanaü ve Alâeddin Keykubid KULTÛR SANAT YAY1NCIUK Istiklal Caddesi, No:285/287, Beyoğlu, Teb(2l2) 252 47 00 www.yapıkredıyayınlan.com • ykkultur@ykykulturcom.tr • wwwestore.com.tr/burvar/yky
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle