Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ÎAYFA CUMHURİYET 25 KASIM 2001 PAZAR
14 KULTUR kuftur@cumhuriyet.com.tr
Nilüfer,son albümü 'BüyükAşkım9
ilebeklediği satış grafiğiniyakalayamadığını söylüyor
Müzikteyenirenkierpeşinde• "Büyük Aşkım şarkısına çok
güveniyordum ve şarkının
tuttuğunu da konserlerimde
gördüm. 0 döneınlerde özel
yaşantımdaki bir değişiklikle
tesadüfen şarkının çıkış
zamanlaması çakLştı. Birbirleri
ile ilgisi olmayan tesadüfı bir
olaydı. Şarkı da tamamen özel
hayatıma mal edildi."
NENAÇALtDtS
1972 yılında başladığı «nüzik yaşamında
prensiplerindenve müzik kalitesinden asla ta-
viz vermeyenN3üfer, bu yü 29. sanatyıhnıkut-
luyor. Oç yıl gibi bir aradan sonra 'Büyük Aş-
knn' albümüyle yenidenmüzik piyasasınagi-
riş yapan sanatçı, yeni çalışmalan içüı farklı
isirnlerle çalışmak istiyor.
-Üçyüakaradansonra 'RöyükAşkuniabir
dönüşyaptuuz. Bu albümle istedigjniz başan-
ya nla^tıgıniTi düşûnüyor rrıusunuz?
NÎLÜFER- Daha önce olduğu gibi bu al-
bümde de sevdigim ve inandığım parçalan
söyledim. Bu albümde yer alan tüm parçalar
çok güzel, fakat tiraj bakurundan istediğim
başanyı yakalayamadım. Bunun pek çok ne-
deni olduğunu düşünüyorum.
-Mesda?
NtLÛFER - Pek çok şeyin sonucu olduğu-
nu düşünüyorum. Gününkoşullannın yaru sı-
ra belki dönem olarak bu şârkılar uygun de-
ğüdi. Belki insanlar daha farklı daha rahatla-
yabüecekleri şarkılar istiyorlardı.
'Bandan sonra ne yapaca&m çokönemlT
- Müzikeleştinnenlerive plakçüar bu çahş-
mamzı 1998'de çıkardığınız 'Best OTtan son-
ra birazorta haffi buldular. Siz ne düşünüyor-
sunuz?
NÎLÜFER-Ortalamagelrnesiçokhakh gel-
meyebilir belki, beklenen şey bu değildi. Içı-
me sinenbir şey yaptığınu düşünüyorum. Şar-
kılar teker teker bakıldığında güzeller. Sonuç
olarakböyle bir tiraj çıktı. Benim ahşık olma-
dığım, bana yakışmayan bir rakam çıktı orta-
ya. Bu da olabilir. Çıkalı 5 ay olmasına rağ-
men durmayan bir satışı var.
- Aşk şarküan deninceflkalda gelenisinıler-
densiniz. Şarta seçiminizi hangj kriterler doğ-
rultusunda yaptyorsunuz?
NtLÜFER- 29 yıl gibi bir zaman zarfi için-
de müzığin ıçindeyseniz bazı şeylerle özdeş-
leşmeye başhyorsunuz. Benim gibi artık kla-
sik olmuş şarkıcılann karşısına bazı zorluklar
i çıkıyor. Insanların Nilü-
REStM YAPMAYIİSTERDÎM -Ünlüsanatçv,"Eğer müzikpryasasında olmasaydım yine
sanatlaflgjfibir alanda çahşmayı düşünürdüm. muhtemelen de resimyapardım" diyor.
fer'den dinlemeye alıştıklan şeyler var ortada.
Durum böyle olunca şarkı, müzik ve söz seçi-
mini yaparken zorlanıyonım. 0nun içın bu al-
bümühazırlarkenbunaldım. Yoruldum... Bun-
dan sonrane yapacağım çok önemli. Daha ön-
ceki çahşmalanmda olduğu gibi bundan bir
şarkı, şundanbir şarkı şeklinde albüm oluştur-
mak son derece zor. Yıllardır çahşnğım beste-
cive sözyazarlan varki onlann şarkılanrunba-
na heT zamaniçinçokyakışnğınıdüşünüyorum.
Bunundışındabirtakımyenirenkleraramayo-
luna gıtmek ıstıyorum. Yeni isimler gibi.
• Ortada bir Nilüfer kahbı var, bunun sizi
sıktiğı anlar ohıyor mu?
NtLÛFER - Bu kalıptan rahatsız oldugum
söylenemez. Her zaman inandığım ve sevdi-
gim şeyleri yapmak istedim ve bugüne kadar
da bunu yaptım. Istemediğim ve başkalannın
zoruyla yaptığım çokazşey var. Çoğuda geç-
mişyıllarda kaldı. Pop müzikyapılıyorve pop
müzikdinleyicisi giderekgençleşiyor. Benim,
benden bir önceki, bir de yeni gelen 14-16
yaşlanndaki bir jenerasyon var. Onlann da
dinleyebileceği ve satın alacaklan şeyler yap-
mak lazım.
-Ulaşmakistediğûoizgeoçbirkitievar.Bu ai-
bümünuzde de daha çok 'akılda kalacak' sto-
ganşarkdara yer verdiniz...
NELÜFER - 'Büyük Aşkım' şarkısına çok
güveniyordum ve şarkının tuttuğunu da kon-
serlerimde gördüm. O dönemlerde özel ya-
şantımdaki bir değişiklikle tesadüfen şarkının
çıkış zamanlaması çakıştı. Birbirleri ile ilgisi
olmayantesadüfi bir olaydı. Şarkı datamamen
özel hayatıma mal edildi.
'Şarkı sözfiyazmakbeni yoruyor'
-Pop müâğineuzunyıflar emekverenbirsa-
natçısınız. Son dönemlerde mantar gibi biten
yeni şarktcüar hakkında ne düşünüyorsunuz?
NELÜFER- Bu kadar çok sanatçının ortaya
çıkmasında bir zarargörmüyorum. Son on yıl
içinde çıkan pek çok isım var. Aralannda ka-
lıcı olanlar da var, sabun köpüğü gibi ortadan
yok olanlar da.
- Söz yazarhğı denemderiniz oldu. Bunun
devanu gelecekmi?
NİLtJFER-Dahaçoksözlere ağırlıkverdim,
müzik denemem çok az. En son Asya'ya bir
şeyler vermiştim. Şimdi o parçayı 'CHmadı
Yar'ı MüsfiimGürses seslendirdı. Sözyazma-
yı seviyorum ama o ayn bir şey. Söz yazmak
çokzor. bununıçınyoğunlaşmak gerekiyor, bu-
nu yapamıyorum. Beniyoruyor... Seyrckde ol-
sa içimden geldiği zaman şarkı sözleri yazı-
yorum.
- Pek çok sanatçı gibi siz farklı alanlara yö-
nebneyi tercih etmediniz. Neden?
NtLÛFER - Bir dönem bir dizi teklifı gel-
mışti, fakat ciddiye almadım açıkçası. Cıddi
biryönetmenden gelmiş olsaydıbelkidüşünür-
düm. Televizyon alamnda bir şeyler yapmayı
düşünmedım, çünkü talk show yapamam.
-Internetsitenizde "Şarkıcı olmasaydımres-
sam olmakisterdım. Bütün iç dünyamıbuyol-
la görüntülemekbanaheyecan venyor" diyor-
sunuz. Şarkdannızla yeteri kadar dünyanıa
yansıtamadığuKa mı düşünüyorsunuz?
NtLÛFER- Eskiden resim yapmayı çok se-
viyordum. Arukdevam etmiyorum. Eğermüzik
piyasasında olmasaydım gene sanaüa ilgilibir
ış yapacağmıı düşünürdüm, muhtemelen de
resım yapardım.
ORHANKOÇAK
On aln derginin(Adam Sa-
nat, Ağır 01 Bay Düzyazı,
Akatalpa, Bir Nokta, Buda-
la, Çıkın, Dergah, Dize, E,
EvrcnselKültür, Gösteri, Gü-
ney, Kaşgar, Kül, Varlık ve
Yazın) kasım ya da ka-
sım/aralık sayılannda çıkan
şürleriArifDamar ve Memet
Fuat'la birlikte okuduk ve
yaptığımız ortak değerlen-
dirme sonucunda küçük îs-
kender'in Varlık'ta yer alan
"MayakovsidMeydanı"baş-
lıkh şiirini "ayınşüri'' olarak
belırledık.
küçük tskender, okurunu
aykın, yadırgatıcı özellikle-
riyle kazanacağına inanmış
ve bunu da başarmış bir şa-
ir. Israrh, hatta sıstemlibiçim-
de, ahengi değil şoku ılke
edinmiş bir şür yazıyor. kü-
çük Iskender'in yapıtı, dilin
doğal, organik bir şey oldu-
ğuyanılsamasmı kınyor,bi-
reyibelkikendindenönce de
varolanama yine de ınsanya-
pısı olanbirdihn sorumlulu-
ğuyla yüz yüze bu-akıyor.
KîMKlMDÎR /küçiık İSKENDER
Günümüz şairlerinden. 28 Mayıs 1964'te tstan-
bul'da doğdu. Kabataş Erkek Lisesi'ni bitirdikten
sonra beş yü tıp, üç yıl da sosyoloji öğrenimi gördü.
1985 yıhndanbaşlayarakçeşitli edebiyat dergilerin-
deşürve yazdannıyayımlamayabaşladı. Şiirlerinde
pornografiye ve argoya açılarak alt-kültür dılini
rahatçakullanışı, imgelemi öne çıkaran akıcıvehırçın
deyişiyle;kaotikbir yapının, kozmopolitbir dünyanın
irorük ve simgesel bir dilin şairi olarak tanındı.
Yapıüan; şiir Görierim SığmıyorYüzüme (1988),
Erotika(1991),\înni5Aprfl(1994), PerilerÖlürken
ÖzûrD§er(1994), GüzelAnneoBnH^Gücü (1996,
seçilmiş şiirler-metinler), Sa-
zidilara(1996), CiddiyeAhn-
dtğnnKaraParçalan (1997),
Pap^aDaSiahÇ«kıne(1998),
Gözyaşlanmın Nal Sesleri
(1999), KrÇ5ft^ahD«iEl-
diven(2000), tpucuBnrakma
Sanab (2000); denerne: ŞSr-
SDeğnek(1995); anlatı: De-
demBeniKorkuttuHikâyele-
ri(1992),tkizterBarcoH8tâ-
yeleri(1993), 666(1994), Bd-
den Aşağı Aşk Hikâyeleri
(1996), The Kırmıa Ba^hkh
kasyonŞefi(1996), Popffast
(1997), Cehenneme Gitme
Yöntemleri (1999), Çahntı
(2000), BaUtBuraı Hİkây«*ai
(2000). Roman: Fta'es(1998),
Zaöteeıq)(2000); günce: Can-
göncem(1996).
Mayakovski
Meydanı
Biz seninle bir ekinoksuz
Güzün ayaklan değiyor denize.
Bu garip eşitliğe yapışmtş kalmış dudakların
Acı, yıldırabilir mi timarhane radyolarını
Asla! Bir sürü peygamber gibi yağarken yağmur
Kim gelip de bu gece günü durdurur... Olmaz
bir büyücülük hissiyJe cebelleşiyorum. Kızlar,
kıpkızıl bir Istanbul'a bakıyoıiar. Kızlar,
fırsat bu fırsat bütün komünist binalara
bakıyoıiar. Coplatia regl görmüş müthiş hızlı attar
gibi şaha kalkıyoriar Mayakovski Meydanı'nda.
Sen de bir heykelsin Mayakovski Meydanı'nda.
Güz rengi ayaklann değiyor
korkunç ölülerle süslenmiş denize. Bekle!
Asacağın bayrağın rengine dönmekte dalda kızılcık
bebede buse!
Şimdi
canhavliyle sanldığım bir revolver gibi pariamakta
saçlann.
Şimdi
uzun zamandır hasretini çektiğim tenin gibi kokmakta
Istanbul'un yakılıp yıkılıp işgal edilmiş köşeleri.
Artık sen de pir'sin, sultan'sın
Mayakovski Meydanı'nda kanlı gömleğini sevinçle
pankart diye açansın!
Biz seninle bir ekinoksuz;
onunki tabureye değedursun
Halkın ayaklan değiyor denize!
küçük İSKENDER
Ressam Demet Yersel'in
kişisel sergisi 3 Arabk'a dek Garanti Sanat Galerisi'nde
gezilebilecek. Yersel'in doğadan çok insana odaklanan
resirnkrirMİe.portTCvefıgürolgularmm^işk^işikonuediliyor.
Sanatçının resimkrinde, yahnzca nesnelerin değer taşıdığı
yabancüaşmış bir dünyada, güçsüz, kırügan ve hareket
etmekten çekinen bireyi yüceltme ve her şeyin odağına
yerleştirme isteğigözeçarpryor. Resmediknbirevkr,modern
yaşamın dinami/minin yalnı/lasürdıgı ya dayatog kahnayı
tercih etmiş kişiler olaraköne çıkıyor. Sergi, pazar hariç her
gün 11.00-19.00 saatieri arasında gezUeböir. Garanti Sanat
Galerisi: tstiklal Cad. No: 187 Bevoğlu. (0 212 293 63 71)
Türk Musevileri
Müzesi bugün açılıyor
KüMrServisi-1671 yılın-
da sinagog olarak faaliyet
gösterenve o gündenbuya-
na pek çok kez restore edi-
len ZMarisSinogogu, '500.
Yü Vakfi Türk Musevfleri
Müzesi' olarak bugün fa-
aliyete girecek. Açılışı ise
BaşbakanYardımcısı Mesut
Yıhnaz tarafından yapıla-
cak.
Sinagogbuyıl JakKam-
hi'ninkatkılan, NaüGüter-
yüz'ün öneri ve tasanmıy-
la 500. Yıl Vakfı tarafindan
kutlamaprogramı çerçeve-
sindemüze olarakdüzenle-
nerekhizmete girecek. Mü-
ze 'Ana SergiSalonu', 'Ga-
leri'(Eskiden 'Kadınlar Ga-
lerisi') ve 'Etnografya Bö-
lümü' olmak üzere üç ana
mekândan oluşuyor.
Girişinücretli olduğu mü-
ze ziyaretçileri pazartesi -
perşembe (10.00 - 16.00),
cuma - pazar (10.00 -14.00)
günleri açık. Müze cumar-
tesi ve bazı özel günler ka-
palı.
OKUMALAMBASI
ENİS BATUR
Attilâİlhan'ın Yanlışları
Bugünlerde, Türkıye'nin edebiyat dünyasında
ağırlıklı yeri olan yazariarımızla gerçekleştirilmiş
"ırmak-söyleşi"\er, peşpeşe, kitap halinde okur
önüne çıkıyor: Tahsin Yücel, Adalet Ağaoğlu ile
ılgıli kitaplara, Attilâ llhan'la ılgilı olanlan eklendi:
Erol Manisalı ve Zeynep Aliye'nin hazııiadığı ki-
taplartn ardından Selim lleri'ninkı gelecek.
Bir çırpıda üç kapsamlı söyleşi kitabı birden.
Edebiyaiımızda yabana atılamayacak bir yeri var
Attilâ İlhan'ın; bu ilgıyi şaşırtıcı bulamayız. Üç çey-
rek yüzyıllık bir yaşam, yarım yüzyılı aşkın bir sü-
reye uzanan yoğun bir üretim. Irmak-söyleşilerin
en vazgeçilmez boyutu burada işte: Birtür bilan-
ço"nun ortaya çıkmasını sağlıyor, yazann nereden
nereye gittiğini gösteriyorlar.
Zeynep Aliye'nin "Mavi Adam-Atiilâ llhan'la
Söyleşiler" kitabı lyı hazırlanmış, kurgulanmış bir
çalışma; olabildığince retrospektif bir taramayta kar-
şı karşıyayız. Kitabı bıtiren her okurun, bakış açı-
sına göre bir genel değerlendirmesi olacaktır şüp-
hesiz, benimkisini şöyle bir cümleye oturtabilirim,
sanıyorum: Turk edebiyatında, "görüş "leri yaprtı-
na bu kadar zarar vermiş ikincı bir yazar yoktur.
Attilâ llhan şiirinin "Garip" hareketiyle "//. Yeni"
arasmda, Dağlarca'nınki kadar olmasa bıle, önem-
li bir yer tuttuğuna inanıyorum; romanının, özellik-
le sinematografik açılımlarıyta güçlü bir rolü oldu-
ğunu düşünüyorum; benim gözümde sorun, Atti-
lâ İlhan'ın yazılanyla başlıyor, genişliyor: Şiirden ro-
mana, tarihten bilime, ekonomıden sıyasete, cin-
sellikten nükleer santrallara, son derece geniş bir
ufukta alabildığıne kesin yargılar geliştiriyorya yıl-
lardır, görüşlerindeki tutarlılık kadar dayanaklan-
nın kofluğu, tanıtlarının basmakalıplığı da gözden
kaçmıyor.
Kendi ilgi alanlarımla sınırlı olarak, birkaç "tipik"
örnek vermek istiyorum. Zeynep Aliye'nin bir so-
rusuna şu yanıtı venyor Attilâ llhan; "Henri Si-
mon'un bir romanı vardı, adı şeydi, 300 sayfa fî-
lan; adam bu 300 sayfa boyunca o 'şey'/ anlatı-
yor ama 300 sayfayı bitinyorsun hâlâ o 'şey'/n ne
olduğunu anlayamıyorsun. Bir sünı metin cam-
bazlığı. Çok güzel Fransızca yazılmış. Ünlü bir ki-
tap. Sımon çok ünlü, en iyi romancılardan bih sa-
yılır. Şimdi bakıyorum, o kitap çıkalı 30 sene ol-
du, Henn Simon'un eskiitibanyok. Çünkü kitap-
lar, edebi mariietleriyle kalmıyor, anlattıklanyla ka-
lıyor."
Görünüşte, Attilâ llhan "Yeni Roman" akımıyla
hesaplaşıyor. Olabilir. Ama bir hesaplaşmaya gi-
rişilecekse, "karşı taraf"\ kavramak gerekir. Birin-
cisi, söz konusuyazann adı Henri Simon değil, Cla-
ude Simon. Buna, sürçme dıyelim. Ikincısı, Şey
diye bir romanı yok; Ya Perec'ın Şeyler'iyle kanş-
tınyor, ya da, daha vahimi, Claude Simon'un Le-
çon de Chose kitabından söz ediyor, eğer öyley-
se, ki bence öyle; Fransızcası da yetersiz: Bura-
da "Chose"un "şey"le ilgisi yoktur, kitabın adı dü-
pedüz "Hayat Bilgisı "dir, aynı ders kitaplannda
olduğu gibi. Üçüncüsü, Simon'un eski ıtibannın kal-
madığı da küll'ıyen yanlış; 1985'te Nobel ödülü ka-
zandı bu yazar, geçen yıl yayımlanan Tramvay'ı ne-
redeyse oybirlığiyle başyapıt olarak değerlendiril-
di.
Attilâ llhan, sittin senedir böyle destekten yok-
sun yargılar geliştiriyor, yazılan yanlışlardan geçil-
miyor, okurken hangisine şaşıracağınızı şaşınyor-
sunuz. Mavi Adam'da da böyle: Israrta Rimba-
ud'nun "tek bir kitabı" olduğunu vurguluyor, üs-
telik şiirini çok iyi tanıdığını söylemeyi de ıhmal et-
miyor, demek ki Rimbaud'nun üçte birini okumuş.
"Heidegger varoluşçulann çizgisinde bir adam-
dı" cümlesinı felsefefakültesı öğrencısi söylese sa-
rakaya alınır, Attilâ llhan yetinmiyor, bu komik ve
anakronik bilgiden yola çıkarak dehşet Heidegger
ve varoluşçuluk "analizleri" yapıyor. Frankfurt oku-
lu düşünürlerinin hepsinin cinsellikle ilgili kitapla-
n olduğunun bilinmediğıni yüzümüze çarpıyor.
Gerçekten de bilmiyoruz, mesela Adorno'nun,
Habermas'ın (adlannı veriyor madem) hangi ki-
taplan - ben ögrenmeye hazınm.
Attilâ İlhan'ın Loti'yle ilgili ileri sürdükleri yüz kı-
zartıcı bılgi yanlışlarıyla dolu, her şeyi ve herkesi
bîribirine karıştırmış: Renee Vivien'le tanışan ka-
dın Fransız değil Türktür. (Reşat Nuri Darago'nun
kızkardeşidir!), "Az/yade"yle ilgisi yoktur, Loti'yle
"Aziyade"yi okuduğu için tanışmış, Vivien'e "Kı-
rık Hayalliler" kitabıyla ve Loti'nın Türkiye'yi le Fi-
garo'da övdüğü yazı sayesinde ulaşmıştır. Attilâ
llhan'ın bu konudaki bütün bilgileri yanlış, Loti'ye
ilişkin "ne Türkiye'yle, ne Türk halkıyla ilgisi var"
yorumu da.
Attilâ ilhan'ın yanlışlan burada bitmiyor ama be-
nim yerim birrj bitiyor. Yanlışlannı yorgunluğuna bağ-
layabilirdim, savaşmaktan yorgun düşmüş olsay-
dı. önümüzdeki hafta bu "yorulmaz savaşç/"yade-
ğineceğim.
11. Fotomaraton sonuçlanöı
• Kuhür Servisi - Kodak'ın sponsorluğunu
üstlendiği ÎFSAK 17. Istanbul Fotoğraf
Günleri etkinliklerinden biri olan 11.
Fotomaraton sonuçlandı. Fotoğrafseverlere
îstanbul ile üç konu. 48 saat süre ve bir adet
film verilerek gerçekleştirilen yanşmanın bu
yılki konuları, 'tstanbul'da Ramazan',
'Îstanbul ve Sonbahar', 'îstanbul: Kent ve
Betonlaşma' olarak belirlendi. Nevzat Çakır,
Metiner Gören, îsa Çelik ve Hatice
Tuncer'den oluşanjürinin değerlendirmesi
sonucunda, birinciliği Erdem Samir,
ikinciliği Erhan Gürmen, üçüncülüğü Engin
Kaban, dördüncülüğü îbrahim Ayşıl ve
beşinciliğı Berker Dalmış kazandı.
Sergi açılışı ve ödül töreni, dün saat 14.00'te
ÎFSAK dernek merkezinde gerçekleşti.
Latin Edebiyat Ödülü verîldi
• ROMA (AFP) - Londra'da yaşayan Kübalı
yazar Guillermo Cabrera Infante, salı günü
Roma'da açıklanan Latin Uluslararası
Edebiyat Ödülü'nün bu yılki sahibi oldu.
72 yaşındaki Cabrera Infante, 'Mea Cuba',
'Infante's Inferno','View of the Dawn in the
Trophics' gibi kitaplan kaleme almıştı.
Yazann yapıtlan romandan öyküye,
eleştiriden senaryoya çeşitlilik gösteriyor.
Cabrera Infante, 1999 yılında da îspanya'da
Miguel de Cervantes Odülü'ne değer
bulunmuştu.