22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 EKİM 2001 PERŞEMBE 8 AKAŞTTRMA Anket sonuçlanna göre öğrencilerin yüzde 63 ü Nuh'un Gemisi'ne inanıyor. Bilim ve Ütopya Kooperatifi Başkanı Prof. Dr. Semih Koray ise anket sonuçlannm çarpıcı olduğunu vurguluyor. Hüseyin Batuhan da anketin eğhim sisteminin 'acınacak' durumunu göstennesi açısından önemli olduğunu söyleyerek biyoloji ve üp öğrencifcrinin Âdem-Havva efsanesine inanmasını şöyle yorumluyor: "Bunlar Danvin'in Evrim Teorisi'ni hiç mi okumamış. Gençlerbilime değil,hurafeye inanıyorlar Üniversite öğrencilerinin yüzde 71 'i 'cin ve melekler', yüzde 69'u 'nazar' var diyor. Fal ilefalcılara umut bağlayanların oranı ise yüzde 21. tstanbul Haber Servisi - fstanbul. Ankara ve Kocaeli'deki bazı iiniversitelerin temel bilimler ve fen bilimleri fakültelerinde okuyan öğrencilerle yapılan ankette, üniversite öğrencilerinin yüzde 71 'inin mefeldere ve cinlere. yüzde 69'unun nazara, yüzde 67'sınin Havva-Âdem efsanesine, yüzde 63'ünün de Nuh'un Gemisi'ne inandığı ortaya çıktı. Ankete katılan tıp ve biyoloji bölümü öğrencilerinin yüzde 80'inin Havva ve Âdem efsanesine "tnanıyorum" veya "OtabiMr'' diye yanıt vermesi dikkat çekti. Bilım ve Ütopya dergisinin ekim sayısında yayımlanan. Bilim ve Ütopya Kooperatifi tarafından yapılan "Safsata Anfceti"nin sonuçlan. üniversite öğrencilerinin inançlanyla ilgili ilginç sonuçlan ortaya koydu. Anket. 2001 yılının nisan-mayıs aylannda, aralannda Istanbul Üniversitesi Tıp Fakültesı. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Fen Fakültesi, Ankara Üniversitesi. ODTÜ ve Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi'nin de bulunduğu, üniversitelerin temel bilimler ve tıp fakültelerinin 1. ve 4. sınıflannda okuyan 1167 öğrenciye uygulandı. Ankette, üniversite öğrencilerine astroloji, UFO'lar, Nuh'un Gemisi. telepati. telekinezi, falcılık, reenkarnasyon, melekler-cinler, Havva- Âdem efsanesi, rüyalann geleceğe dair haber vermesi, nazar, kader, vb. konularda ne düşündükleri, bunlara hangi oranlarda inandıklan soruldu. Anket sonucuna göre, üniversite öğrencilerinin yüzde 71 'i melekler ve cinlere, yüzde 69'u nazara, yüzde 67'si > Havva-Âdem efsanesine, yüzde 63'ü de Nuh'un Gemisi'ne inanıyor. inanmayanların oranı yüzde 5 Sorulara "tnanıyorum" veya "Olabflir'' yanıtı veren öğrenciler ele alındığında ise yüzde 84 ile en çok "kader"e inanıldığı ortaya çıkıyor. Ankete katılanların yüzde 84'ü melek ve cinlere, yüzde 83'ü Havva- Adem'e, Nuh'un Gemisi'ne, nazara, yüzde 76'sı rüyanın gelecekten haber verdiğine, yüzde 69'u telepatiye, yüzde 58'i UFO'lara, yüzde 51 'i astrolojiye "Inanıyorum" veya "OJabifir" yamtını verdi. Ankete katılanların yüzde 42'si telekıneziye,.yüzde 35'i reenkarnasyona, yüzde 33'ü UFO uygarlığına, yüzde 31 'i türbe-yatıra, yüzde 28'i aramızda uzayhlar olduğuna, yüzde 21 'i fal ve falcıya, yüzde 18'i medyuma, yüzde 10'u da muskaya "lnanıyorum'" veya "Otabilir'' yamtını verdi. Ankete katılanların sadece yüzde 3'ü sorulan sorulan "Hiçbirine inanmıyorunT diye yamtladı. Darwln'ln evrim teorlsl... Bilim ve Ütopya Kooperatifi Başkanı Prof. Dr. Semih Koray. dergideki yazısında, anket sonuçlannm üniversite öğrencilerinin bilimi içselleştirme oranmı göstermesi açısından "çarptcı ve öğretki" olduğunu belirtiyor. Hüseyin Batuhan ise anketin "eğjtim sisteminin acınacak durumu hakkında fıkir verdiği için yararh" olduğunu vurguluyor. Batuhan, tıp ve biyoloji bölümlennde okuyan öğrencılerden yüzde 62'sinin Havva- Âdem efsanesine inanmasını ise şöyle değerlendiriyor: "Bunlar, Danvin'in 'Evrim Teorisi'ni hiç mi okumamışlar?" Insan soyunun Havya ve Adem 'den geidığı görvşüne, • Bilim ve Ütopya dergisinin ekim sayısında yayımlanan, Bilim ve Ütopya Kooperatifi tarafından yapılan "Safsata Anketi"nin sonuçlan, üniversite öğrencilerinin inançlanyla ilgili ilginç sonuçlan ortaya koydu. "Inanıyorum + olabilir" oranlan (yüksekten aza sırayla) % Iki şıklı grafikleri (ınanıyonım + olabilir) dikkate alarak yapılan sıralama Kader Melek - Cin Havva-Adem ~"-/ Nuh'un Gemisi .„ Rüya '"'/V^'ÇTV: Telepati Y-'\7~* UFO'lar \ : { -Ç Astroloji \J" ^ -^ Telekinezi - Reenkarnasyon ,~J UFO Uygarlığı — Türbe - Yatır Aramızda Uzayhlar Fal - Falcı Medyum Muska 84.45 84.22 ;: 83.70 83.69 ^ 83.53 C^" \5£t64 ' ;/, 51.S8 42.93 35.34 ' 33.28 31.61 28.93 21.69 18.14 10.75 'ÂDEM VE HAVVA GERÇEK OLABİLİR' - İstanbuL, Ankara ve Kocaeli'deki baa üniversitelerin temel bilimler ve fen bitimleri fakülte- lerinde okuyan öğrencilerle yapılan anket sonuçlanna göre, tıp ve biyoloji bölümündekilerin yüzde 8ü'i Âdem-Havva efsanesine inanıyor. PROJESİKAPSAMINDA 2003 YILINA KADAR 600 BİN ÖĞRENCÎYE ULAŞILACAK Kendi bedenlerini tanımıyorlarSELENBAYCAN Türkiye nüfusunun yüzde 40'ını oluşturan gençler, kendi bedenlenni ve cinselliği tanımıyorlar. Milü Eğitim Bakanlığı tarafından 18 ilde yüriitülen ERDEP Projesi kapsammda yapılan anketlere göre ilköğretim 7., 8. ve 9. sınıf kız öğrencilerinin yüzde 77'si bebeğin anne karnındaki gelişiminin nerede olduğunu bihniyor. Aynca 'bse' düzeyindeki öğrencilerin yüzde 64'ü kendi vücutlan ile ilgili bilgiden yoksun.Ulusal Adolesan Jinekoloji Derneği ve Ankara Üniversitesi Kadın Hastalıklan ve Doğum Anabilim Dalı tarafından düzenlenen "tkinci IJluslararası Adolesan ve Sorunlan Kongresi" Kapadokya'da yapıldı. Adolesan (ergen) dönemlerinde gençlerin içinde bulunduğu durum ve karşılaştığı sorunlann ele alındığı kongre kapsammda Milli Eğitim Bakanlığı ve Orkid işbirliğiyle yürütülen "Oğrencilere ErgenKk Dönemi Değişimkri EğJtimi" (ERDEP) Projesi pilot çalışmalannın sonuçlan da açıklandı. 2000 yılında başlatılan projenin pilot çahşmalan kapsammda 6., 7. ve 8. sınıflardaki 444 bin öğrenciye adolesan dönemi ruhsal ve fiziksel değişimleriyle ilgili bilgiler okul ortammda veriliyor. Eğitim programınm 2003 sonuna kadar 600 bin öğrenciye ulaşması amaçlanıyor. ERDEP Projesi kapsammda yapılan anket sonuçlanna göre; • Kıztann yüzde 77'sL, erkeklerin de yüzde 70'i bebeğin anne karnındaki getişiminin nerede olduğunu bihniyor. • 9-16 yaş arasmda kızlann âdet görebfleceğini büenlerin oranı yüzde 1. • Öğrencilerin yüzde 4O'ı âdet gören kızlarda gebeoğin nasıl ohıştuğunu bihniyor. Yanhş bilgikr de yüzde 35'e ulaşıyor. Doğru bilgrve ulaşanlann oranı ise yüzde 36. Aynca "lıse" düzeyindeki öğrencilerin yüzde 64'ü kendi vücutlan ileflgüibilgiden yoksun. • Erkek öğrencilerin yüzde 22'si kız öğrencilerin yüzde 53'ü karsı cinsin üreme organlarmı tammıyor. • AIDS'in cinsel yolla bulaşan bir hastahk olduğunu eğitim öncesi bilen erkek öğrencilerin oranı yüzde 87, kız öğrencflerinse yüzde 85. PERŞEMBE ORHAN BURSALI Güven ve Siyaset Iki güncel durum, Türkiye'nin bir "Crddi Kal- kınma Stratejisine" ve bunu gerçekleştirecek çapta siyasi kadrolara acil gereksinimi dayatıyor. Bu güncel olgulardan birincisi ve Türkiye açı- sından başlıcası, ekonomik krizin süreğenleşme olasılığının iyice belirmesidir. ikincisi ise, Türkiye'nin Islam dünyasında bir model oluşturma rolünün her zamankinden da- ha çok kesinleşmesidir. Şimdi ilkine kısaca göz atalım. • • • Ekonomik krizin görünür bir gelecekte aşıla- mayacağına ilişkin inanç, giderek yaygınlaşıyor, dahası süreğenleşiyor. Şüphesiz, Türkiye eninde sonunda bu krizden çıkacaktır. Ancak nasıl çıka- cağı ve krizin daha neleri tahrip edeceği bilinmi- yor. Daha doğrusu, bu krizden çıkışın maliyetinin çok yüksek olacağı görülüyor. Bugünkü ulusal ekonomik ve siyasal yapının, sosyal, toplumsal ve ekonomik karakterli bu yüksek maliyeti telafi etmesi görünür gelecekte beklenmemelidir ve beklenmemektedir. Hazine, iç ve dış borçları yarın daha rahat döndürmeye başlasa bile, yüksek borçlann Tür- kiye'ye rahat bir nefes aldırmayacağı ve ülkeyi, bazen hafiflese de, sürekli olarak bir ekonomik kriz döngüsü içinde tutacağı görülüyor. Bu durum, ülkemizdeki güvensizliğin başlıca nedenidir. Siyasal kadrolar ve bu kadroların hükümeti oluşturan bileşenleri, Türkiye'yi sırtlayıp götüre- cek ne yapıda ne karakterde ne de fikriyatta gö- rülüyortar. Güvensizliğin kaynağı da buradadır. TÜSlAD'ın ve diğer ekonomik odaklann hükü- mete karşı çıkışlannda, ben, biraz da bu güven- sizliğin etkisinin varlığını görmek istiyorum. Çün- kü, ekonomik çıkarlar ve bu çıkartann temsilcileri kısa görüşlüdür, uzun vadeyi görmez; onlara hü- kümet bugün bir iki milyar dolarlık bir ekonomik avantaj sağlasa sesleri kısılır ve iki milyar dolar bitince seslerini yine yükseltirler... Bugüne kadar siyasal mekanizmalan her zaman ekonomik çı- karlan için kullanmaya alışmışlardır. Ama bugün durum daha farklıdır, bir gelecek kaygısının bu kesimlerde de yaygınlaştığı söylenebilir. ••• Görünüşe baktığınızda, hükümet ve Meclis çok hızlı çalışıyor, Anayasa değişiyor, mali yapıyı sağlamlaştıncı yasal düzenlemeler yapılıyor, sü- rekli yasalar çıkartılıyor falan... Kimse bu hükü- mete, aslında tembel diyemez. Belki de cumhu- riyetin "en çalışkan hükümeti"ne sahibiz! Peki sorun nerede? Sorun, hükümetin, bütün bunları, isteyerek ve kendi iç dinamizmiyle gerçekleştirmemesinde... Olaylara egemen olma ve öncelikli davranma konusundaki isteksizliğinde, beceriksizliğinde veya yeteneksizliğinde. Türkiye'yi çökerten bankalar sistemini ve soy- gunculuğunun zeminini bugünkü siyasi kadrolar yarattı (En sorumlu parti hükümet içinde). Ancak bu sistemin değişimi, IMF'in uzun dayatmalan sonucu ve zoraki gerçekleşebildi. Aynı biçimde, Anayasa daki değişiklikler, yıl- lardır ülkemizde tartışılmakta ve istenmektedir. Ancak bugünkü değişiklikler, Avrupa Birliği'nin dayatmasıyla gerçekleşebilmektedir. Bütün bu "üstün çalışma temposu'na rağ- men, hükümet, geleceği belirlemekte ve toplu- mun önünü açmakta yetersiz görünmektedir. • • • Ekonomi yönetimi tamamen IMF'in elindedir, hükümetin veya Derviş'in, acil bir durumun ge- rektirebileceği en küçük bir ulusal müdahalesi söz konusu değildir. Zaten bu müdahaleyi yapa- bilecek insan da felsefe de bakış da yoktur. En önemlisi, siyasi kadrolann veya hükümetin ulusal bir kalkınma politikasınclan ve felsefesin- den yoksun olmasıdır. Derviş'in açıkladığı "Güçlü ekonomiye geçiş programı"nda, aslında Türkiye'ye hiçbir gele- cek vaadi yoktur. Ekonomik güven demek, siyasi kadroların halkın önüne beş yıllık, on yıllık, yirmi yıllık ciddi kalkınma planlan koyması, ulusal ve dış kaynak- lann bu planlar çevresinde seferber edilmesi ve gerçekten de bu planlann adım adım gerçekleş- tirildiğinin görülmesidir. Beş yıl - on yıl - yirmi yıl sonra milletin geliri ne kadar artacak? Ulusal gelir nereye varacak? Ha- yat standardı ne kadar yükselecek? Türkiye'nin hedefi nedir ve bu hedefe nasıl varacaktır? Türkiye ve ekonomi, belki de en çok, böyle ulusal bir perspektifsizliğin, ülkeyi geleceğe taşı- yacak inisiyatif sahibi siyasal kadrolann yoklu- ğunun sonuçlannı yaşamaktadır. obursali@cumhuriyetcom.tr { PANEL TAKSİM SERGİ SALONU'NDA (M tkım Perşemfte (Bugün) Yazı'nm Sonu Mu? Konuşmacılar: AfşarTimuçM Mozhflr Conufln Seıai Sarıoğiu Yöneten: Zeynep Afiye P.E.N YAZARLAR D E R N E Ğ İ işbirliğiyle... \Saat: 18.00 Istiklal Cad. (Fransız Konsolosluğu yanı) Taksi'n Te
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle