18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 EKİM 2001 PERŞEMBE OJLAYLAtl. V llı [email protected] ^ ^ Ikemizdevedünyadason U günlerde ardı ardına ya- şanan şiddet eylemleri, "çocukJar" açısmdan de- ğerlendirildiğinde bu ey- lemler, çocuklann gü- ven duygusunu zedelemektedir. Içinde yaşamlan sokak, mahalle, top- lum ya da evren, belki de tüm erişkirı- lerdûnyası artık güvenilmez, tehlikeler- le dolu, örseleyici, düşmanca, sevgisiz birortamdır. Örneğın, ülkemizde çok ya- kın tarihlerde yaşanan Üzeyir Garih ci- nayetinde çocuklar, hiçbir kanıt olmak- sızın, yalnızca olayın gerçekleştiği yer- lerde (mekânlarda) dolaşıyor olduklan içintutuklanmışlar, gazete ve televizyon- larda katıl zanlısı olarak gösterilmışler, toplumun öfkesinin odağı olmuşlar ve aşagılanmışlardır. Yine, Istanbul'un en kalabahk, en merkezi bölgelerinden bi- nnde patlayan canlı bir bomba sonrası insanlar yaralanmış, ölmüş; çocuklar ya o sırada o bölgede bulunduklanndan ya da televizyonda izlediklerinden dolayı beklenmedik bir şiddet eylemiyle kar- şı karşıya kalmışlardır. Onu izleyen gün- lerde New York'ta yaşanan olaylar, New Yorklu çocuklann belleklerinde, belki de dogrudan yaşanülannda sılinmeyecek iz- ler bırakmıştır. Şimdi ise Afganistan, Irak, Lübnan gi- bi Ortadoğulu pek çok ülkenin çocuk- lan ve onlann anne-babalan, nıteliği belirsiz bir savaşta yok edilme, yok ol- ma korkusunun ürkütücü baskısı altın- dadırlar. Toplumsal sapkınlıklann, top- lumdaki şiddet eyleminin bir tür ayna- sı ya da sözcüsü olan, sağduyu ve nes- Terör Karşısında Çocuklar... Prof. Dr. Bahar G Ö K L E R Çocuk ve Gençlik Ruh Sağhğı Derneği Üyesi nellıkten uzak bazı kıtle ıletişım araç- lan yoluyla taşınan bu şiddet birikimi, zaman zaman "medya terörü" niteli- ğinde, bireyleri çarklannın acımasız diş- ülerinde öğütmekte, savunmasız insan- lan, hatta çocuk ve gençleri, toplumsal şiddet gereksiniminin kurbanı durumu- na geürmektedir. Bue\1emler,çoculdan>Qğun,b3şedil- mesi güç bir çaresizlik duygusuyla kar- şı karşrya bırakmıştır. Ülkemizde ve dünyanın değişık yö- relennde çocuklar, enşkinler tarafmdan kurgulanan değişik boyuttaki terör ey- lemleri sonrası fiziksd ve ruhsal yön- den ileri derecede örselenmekte, bu ey- lemler karşısında gerek kendi fıziksel, bilişsel ve ruhsal donanımlan yeterii ol- madığından gerekse zaman zaman an- ne-babalan da olayla baş etme, yol gös- terme, koruma, yatıştırma yönûnden yetersiz ve çaresiz kalabileceğinden; çok yogun bir korku, güçsüzlûk ve ne yapacağını bilememe duygulan yaşaya- bilmektedirler. Böylesi bir baskı ve te- rör sürecinde yaşamak durumunda ka- lan çocuklarda kendini savunma, ken- dini aktarma, haksızlıklar karşısında di- renebilmek üzere kendi iç güçlerini iş- leme sokma gibi benlik işlevleri gelişe- mez. Bu çocuklarda vazgeçme ve ken- dini edilgın bir biçimde şiddet eylem- cısine teslim etme sık görûlen bir savun- ma dizgesidir. Çocuklann ve gençlerin bu tür şiddet içeren deneyimler ve yaşantılarla kav- rulduğu toplumlar, ileride edilgin, ürkek, bağımlı, sömürüye açık, silik enşkınler- den oluşan kımlıksız toplumlar olurlar. Ya da bir başka uç olarak; çocuklu- ğunda ezılmiş, şiddetı, terörün acıma- sızlığını yaşamış, bu tür deneyimlerle yoğrulmuş bireylerden oluşmuş top- lumsal yapılanmalarda, şiddet ve baskı bir çeşit toplumsal zorunluluk ya da ka- nıksanmış bir yaşam tarzı olarak beli- rir. Çocuklar ve gençler, bir ilişki biçi- mi, bir varoluş göstergesi olarak şidde- ti benimserken var olma biçimi olarak yok eüneyi, kavgayı, savaşı, öfkeyi, yı- kıcılığı seçerler. Yok ettikleri oranda kendilerini saygın, yetkin, güçlü algüar- lar. Neden olduklan yıkım ve kıyım on- lan pişman kılmaz, gönendirir. Burada söz edilen her iki toplumsal yapılanma da çocuğun ruhsal ve sosyal gelişimi açısından eşit derecede ağır riskler taşımaktadır. Bu eyiemler ve erişkmler dünyasmın bu eylemler karştsmdaki anlaşdmaz tu- tumlan, çocuklann benliklerinde çeüş- kifcrohtşrnasma,süreckrideğerieDdirir- ken Udlemier yaşamalanna yol açmak- tadır. Üzeyir Ganh cınayetınde medya terörünûn kurbanı olan çocuklar önce hedef gösterilmiş, fıziksel ve duygusal yönden örselenmiş, hemen ardından te- levizyon kanallan arasında paylaşıla- mayan, adeta kapışılan sevgili tanıkla- ra dönüştürülmüş, abartüı bir ilgiyle ku- caklanmışlardır. Tüm dinlerin kucakla- yıcı bir sevgi temeh üzerine kurulu ol- duğunu öğrenen Irlandalı çocuklar, çev- relerindeki din kökenli çatışmalarnede- nıyle, okullanna özel güvenlik önlem- leri ve korumalar altında gıdiyor olma- lannı zihinlerinde bütünleştiremezler. Tenjr"ün hiçbir şekilde onaylanamaz, karşı konulması gereken, anlamsız, iş- levsiz, yok edici bir şiddet eylemi oldu- ğunu öğrenen Türkiyeli çocuklannuza, Amerika'da gelişen terör olaylan karşı- sında neredeyse dünyadakı tüm ülkeler birleşerek tepki gösterirken bizım ül- kemizde yaşanan terörle neden yıllardır yalnız başımıza savaşmaya bırakıldığı- mızı, hatta bu terör eylemlennin başka ülkelerce hakh bile bulunarak desteklen- diğini anlatmanuz zor olacakür. Ame- rika'daki terör eylemleri sonrası Ame- rika Birleşik Devletleri Başkanı 'nm ver- diğı demeçte, dünyadakı şiddet eylem- lerine yönelik verilecek savaşın iyflerle kötûler arasındaki bir savaş niteliğinde olduğunu, "iyflerin kazanacağmT duyan Iraklı çocuklann, bu "iyiler''in neden çok uzaklardan gelerek kendi toprakla- nna saldında bulunduklannı ve daha sonra da sınırlanna el koyarak hasta ço- cuklan yaşama kavuşturacak ılaçlann ül- kelerine ginnesini engellediklerini kav- ramalan olanaklı değildir. Yine, annelerini kaygı ve çaresizlik içindc "Çocuklannuza gereksiz aa çek- tirmeyin" diye seslenır. babalannı on- lan nereye saklayacaklannı bilememe- nin telaşı içinde iken izleyen Afgan ço- cuklardan, savaşın neden terör eylem- lerine değil de dogrudan Afgan halkı- na yöneltildiğini; kendilerini bekleyen bu savaşta neden "kötü taraP oldukla- nnı anlamalan beklenemez. Bu durumun, onlara ve diğer tüm çocuklara, dûnya ta- rihi öğretilirken geçerli ve haklı gerek- çelerle açıklanması olanaksızdır. New Yorklu çocuklann, çevrelerinde olupbi- ten bütün bu karmaşadan, bunca kayıp- lar karşısında yaşanan acılardan bir an- lam çıkarmalan çok güçtür. Terörün ya- şama dönük bir işjevi de, bir anlamı da yoktur. Çok yakın tarihimızde yaşanan bu şiddet eylemlen ve bunlarla bağlan- tılı tutarsız tutumlar, gerek bu olaylann içine sürüklenmiş olan gerekse süreçle- re tanık olan çocuklarda güvensizlık, çaresizlik duygulanyla birlikte, olayla- nn nesnel olarak değerlendirilmesine ilişkın ikilemler yaratacaktır. Ruhsal, sosyal sorunlar yanında ço- cuklann yargılama yetilerinde, bir baş- ka deyişle, bilişsel gelişımlerinde de ak- saklıklar görülebilecektir. Dolayısıyla, günümüzde yaşanmak- ta olan terör ve şiddet eylemlerini ço- cuklarda çok yönlü gelişimsel sorunla- nn ortaya çıkmasına neden olan en bi- rindl risk etmenkri arasında saymak yanılgı olmayacaktır. >• • . Bıraktık onu bunu... Anayasa değişikliklerinin yarariı olup ol- mayacağını... 82 AnayasasTnın bu biçimde apar topar altüst edilmemesini isterdim! Daha ön- ce yazdığım gibı toplumun çe- şrtli kesimlerinin temsilcileriyle oluşacak bir 'Kurucu Medis" bu işi yapmalıydı... Parti liderleri- nin atamasıyla seçilenlerin otuş- turduğu bu Meclıs değil!.. Hem, işin içindeki özlem böy- lece gün ışığına çıkıverdi: Bundan böyle mılletvekilleri ay- lıklannı kendileri saptayacaklar! Bu önemli konu anaya- saya girdi mi soaın kalmayacak! Daha önce sekiz kez Anayasa Mahkemesi'nce bozulan milletvekili aylıklannı arrbrma girişimi artık bozulmayacak. Milletvekilleri, emek- li milletvekilleri ve onlann çoluk çocuğu sıradan yurttaş- lann çok üstünde bir düzeye çıkanlacak... Hastaysalar parasız tedavi, en üstün çizgide gelir... Uderierin atamasıyla ortaya çıkan topluluk kendi ÇH kanna işte böyle iş yapar... Anayasayı, çağın, daha doğ- rusu Batı'nın isteklenne uydurmak görüntüsü altında çı- kannı da sağlam kazığa bağlamasını becerir!.. Önemli çoğunlukla benımsenen maddeler şu günler- de bir kez daha oylanacak... Hiç değilse bu kez millet- vekillerinin bir bölümü "Böyle şey olmaz, aytıManmızı ken- di elimizle saptamak anayasaya girmez" diye karşı çık- malıdır. "Biz, milletin vekiliyiz diye milletin sırtından bü- yûk pay almak nasıl hakkımız olur." Anayasa kesindir. Orada ne yazılmtşsa Anayasa Mah- kemesi hepsinin koruyucusudur. Sekiz kez reddettiği bir yasa Anayasa Mahkemesi'nin önüne gelemeyecek, EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Önce Bize, Hep Bize! o zaman ne olacak? Böyiesine haksız ve çirkin bir girişim ana- yasalaşırsa onu oradan söküp atrnak nasıl otacaktır? Hiçbir ça- resi yok mu? Geçmişte gördük, 61 Anayasası'nın getırdikleri bir anda yok olmadı mı? Yeni bir 27 Mayıs ya da 82 mi bekleyece- ğiz bu tür yanlışlıklann anayasa- dan çıkanlması ıçin? Parti liderieri önayak olmalı, kendi çıkariannı düşünen arkadaşlannı uyarmalıdırtar. Böyle bir madde anayasa- ya giremez. Girerse, öteki değişikliklenn de yanlış ola- cağı ortaya çıkar. Hangi Batı ülkesinin anayasasında "Milletvekilleri kendi aylıklannı kendileri saptar" diye bir madde var? Her şeye kanşan, ikinci bir hükümet gibi davranıp ülke işlerinde yalnız kafa yürütmeyip, baskıcı önerilerden de kaçınmayan büyük patronlar, yani TÜSİ- AD, ne diyor bu işe? Doğru görüyor mu? Batan, erken bir seçim istiyorlar! Zamanı mı, değil mi diye düşünmeden... Bilmem erken seçimle ne elde edecekler, Tayyip'in partisinin kazan- masını, Tayyip'in başbakan olup işlerini düzettmesini mi? Anayasa değişikliğini fırsat bilerek milletvekili aylık- lannın anayasa güvencesine sokulması TÜSlAD'ın gö- zünden nasıl kaçıyor? TBMM ulusun güvenini büsbütün yitirmemek istiyor- sa, bu utanç verici giriştmden vazgeçmelidir. Nasıl olsa gelecekte bir gün, yeni seçilecek bir Millet Meclisi, ne yapar eder bu maddeyi anayasadan çıkanr... "Imtiyaz- SJZ sınıfsız kaynaşmış birkûtleyiz" anlayışına bu denli ters düşmek akıl işı mi? yeni •2 TANIŞTIRAUM. A M I 1 0 pentlum* Njitsu Siemons Compvtcrs Yetkili ALBİM (0216) 349 33 51-(8212) 284 2414 wwtMaixin.com EMPA (0212) 6711056 www.empa.com.tr YAMAN (0212) 210 45 44 - (0216) 41175 57 www.vaman.com.tr Çok şık. Çok güçiü. Çok hesaph. Yepyeni. Tüm bu özelliklere sahtp Fujitsu Siemens Computers notebook ailesirtin en yeni üyesi AMILO ile tanışmak için yetkilt satıcıtarınntza bekliyoruz. n«l»ı* f|i> -ııılIHrıHıııılıı*-' ııj II ı IHlıllil ıı M i < i a < l > K M S B U d a l » • Bu kampanya Albım Biigı işteffl. Yaman »liştm ve Empa Bilgissvm tantabı dûzentenmektear • Kampanyamn 31 Bân 2001 tînhim iaSsı geçeı!jdü. • San3yi ve ikaret B * i ^ I 2 5 0 6 1 9 9 4 W f l 6 t t t e t o e J t e 94/23 t*tst*3(ıükan!İanr»uffl«tar •fytoSamens&JiapuarsbuiançsnyaiageçBfii w*kmfiaOT3swo veB*a^inn2509 y 3 f f l p fiyaöafmı tükEtia yaranna değıjtırme tekkına sahıptır • Ryatlaııssa KDV dahîl dBijMr. • FajiiSi Sıemera ComputEfj (fcatiKMk ürünfen 1 yıi bnne-m geaitı i^sıieds. • Stofctanmız cahilındeb üfünie; hemen tesiım eskfscek olüp. sSoUaimsta butanmavar ürflnte 4-6 hafta ıçsrtsinde tesB» «SfaKte Vi\ w Serisi • Mobile lntsf* Pwrtrâm*HI tştaaci, I .1 Evliya Çelebi Sempozyumu m 1 " • • ' 1 ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ m •14.rXGATFTekran«Dah«8xDVD-ROMSQrilcû M ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ k •256MBBetlek«20GBSabit0isk«8MBVRAM8trankarh • ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ •TVOutSv)deoç*ış)«Dahili3.5"DtsketSûrücö ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ A •Dahiii56KV.90Fax/Modem«2xPCMCIAkartyuvasi'ln}raredpcn ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ A • Stereo hopariör ve mikrofon • 0. Türicçe klavys, Touchpad mouse ^ ^ ^ ^ ^ P ^ ^ ^ T B ^ • 2xllSB • Yüksek kapasiteti ü-lon batarya • 1 yıi bring-in gafsnti ^ ^ ^ H ^ * » • Microsott* Windows ME Tûrkçe, Microsoft* Word, Works 2000 ^ H p ^ k ^ _• • Bilgi Paketi (Dahil programlar Ingitızce Öğretmeni, ^ ^ ^ B ^ P % Franszca Öğretmeni, Kolay Tercüme, Wall Street Tycoon, ^ ^ P ^ _ A ' VntualC0ME/98,PhotDExpress) 1 U 11 1 3 U COMPUTERS SIEMENSwww.fujitsu-siemens.com.tr . ' • '•> Dr.NuranTEZCAN D oğu Akdeniz Üniversite- si (KKTC-Gazimagosa) 8-9Kasım2001tarihle- rinde gerçekleşecek olan Uluslararası Evirya Çefe- biSempozyumu düzenlemiştir. 17. yüz- yılda yaşamış olan Evtiya Çelebi büyük bir gezgin ve büyük bir yazardır. Yak- laşık 40 yıi boyunca çok geniş bir coğ- rafyada gezmiş ve gezilerini Seyahat- name adlı eserinde kaleme almıştır. 10 ciltten oluşan Seyahatname Osmanlı- Türk yazırunın kendi türünde en büyük eseridir ve zengin bir kültür hazinesi- dir. Uzun yıllar kaynaklarda adına rast- lanmayan bu eser, 19. yüzyılın ortala- nnda gün ışığına çıkanlmıştır. Başlan- gıçta Seyahatname içindeki "abartih" öyküler dolayısıyla Evliya Çelebi'nin bir u mübalağa"lar yazan olduğu kanı- sı yaygınlaşmışsa da, o günden bugü- ne zengin ve çok yönlü içeriği dolayı- sıyla her dönemde önemi ve değeri bi- lim adamlaruun yeniden ilgisini çek- miştir. Evliya Çelebi'nin kim olduğu, bu büyük ve hacrmli eserini ne zaman, ne- rede, nasıl yazdığı, eserin tstanbul'a nasıl geldiği, nasıl çoğaltıldığı, içerdi- ği bilgilerin kaynaklan gibi sorular araşnrma konulan olmuş ve pek çok ye- ni bilgi ortaya konmuştur. Geçmiş çağ- lann izini belgelerde arayan bilim adam- lan, belgelerin sustuğu noktalarda 17. yüzyılın canlı bir tanığı olarak gezdi- ği gördüğü yerler, binalar, tanıştığı in- sanlar; yaşayış tarzlan, adetleri, ina- ruşlan, kıyafetleri, dil ve lehçeleri hak- kmda bilgi veren Evliya Çelebi'nin eserine başvurmuş, ondan edindikleri bilgilerle kendilerine yeni yorum daya- naklan bulmuşlardır. Gezdiği gördüğü yerleri son derece sistemli bir biçimde anlatan, keskin bir gözlemleme gücüne sahip olan, bilgi- lerini duyup yaşadıklanyla zenginleş- tiren, kendi değer yargılannm süzge- cinden geçiren Evliya Çelebi, on cilt bo- yunca okuyucunun ilgisini canlı tutan kendine özgü biçemiyle (üslubuyla) de hayranlık uyandjrmış ve günümüzde ye- niden bilimsel çalışmalarla yerli ve ya- bancı bilim adamlaruun araştuTnala- nnda odak konulardan biri olmuştur. Bugün Seyahatname iki önemli ya- yın dizisinde yayımlanmaktadır. Birin- cisi Prof. Dr. Klaus Kreiser yönetimin- de ve Evliya Cetebi's Book of TVaveb - Land and People of the Ottoman Em- pire in the Seventeenth Centur\ adı al- tında Brill yayınevi (Leiden) tarafından yapılan yayuı dizisidir. Bu dizide Se- yahatname şehir şehir ele almarak çe- viriyazı metin, (îngilizce ya da Alman- ca) çevirisi ve açıklamalarla yayımlan- maktadır. Ikincisi ise Yapı Kredi Kültür Sanat Yaymcılık tarafından gerçekleştirilen metin yayınıdır. Bu dizide Seyahatna- me cütcflttam metin ve ad diziniyle ya- yunlanmaktadır. ABD, Avrupa, Türkiye ve başka bir- çok ülkedeki Türkbilim (Türkoloji) araştırmalannda Seyahatname'ye ge- niş yer verilmesi, bu alanda birçok uz- marun yetişmesi ve öteki bilim dalla- nndatt da birçok uzmanın bu konuya yönelmesi ve birçok alanda vazgeçil- mez bir kaynak olma değerini kazan- ması dolayısıyla Evliya Çelebi ve Se- yahatname'si Osmanlı-Türk kültür, dil ve yazını etkinlikleri içinde başh başı- na bir sempozyum konusu olacak den- b önem kazanmıştır. îşte Osmanlı-Türk kültürünün, dil ve yazınının bu büyük eserini yeniden ve gerçek boyutlanyla değerlendirmek, bu alanda araştırmalar yapan uzman- lan bir araya getirmek, dünya kültür ta- rihinde hak ettiği yeri alması için bun- dan sonra yapılması gereken çalışma- lara yön vermek amacıyla Doğu Ak- deniz Üniversitesi-Türk Dili ve Edebi- yatı bölümü tarafından Uluslararası Evliya Çelebi Sempozyumu düzenlen- miştir. ABD, Almanya, Rusya, Azer- baycan, Fransa, Macaristan'dân ve Tür- kiye'nin çeşitli üniversitelerinden ve değişik bilim dallanndan 30'dan fazla bilim adammın katılacağı bu sempoz- yumda Seyahatname dil, yazuı (edebi- yat), siyasal, askersel, tutumsal (eko- nomik) ve toplumsal tarih. coğrafya, sa- nat tarihi, mimarlık, halkbılim gibı yön- lerden ele alınarak tartışılacaktu-. İki gün sürecek olan ve 30'un üze- rinde bildirinin sunulacağı bu sempoz- yuma Evliya Çelebi ve Seyahatname konusunda gerek seçkın \ e en önde ge- len bilimsel yayınlanyla, gerekse bu alanda çalışanlara önderlik eden etkin- likleriyle tarunmış olan iki değerli Tür- kolog Prof. Dr. Robert Dankoff (Chi- cago- ABD) ve Prof. Dr. Klaus Kreiser (Bamberg-Almanya) konuk konuşmacı olarak katılacaklardır. NAZİLLİ SULH HUKUKMAHKEMESİ İZALEİŞUYUU SAITŞ MEMURLUĞU'NDAN SabşNo: 2000/4 Açık arttırma suretiyle satılmasına karar verilen Nazilli Isabeyli Kasabası Eski Köprübaşı mevkiinde kain ve tapunun 207 parselde Ayşe Arslan adına kayıtlı 5130 m2 miktannda tarla açık artörma suretiyle satılacak olup 1. Açık arttırması 13.11.2001 gûnüsaat 14.00 ila 14.15 arasında Nazilli Adalet Daıresi 28 No'luodada yapılacaktır. Bu artürmada talipli çıkmaz veya muhammen bedelın % 75'ini bulma- dığı takdirde 2. Açık arttırması 23.11.2001 günü Nazilli Adalet Daıresi 28 No'lu oda- da saat 14.00 ila 14.15 arasında yapılacaktır. Muhammen Bedeh: 6.500.000.000 TL. Satışa iştirak edeceklenn Muhammen Bedelın % 20'si nispetinde teminat yatırmala- n veya bu miktar Milli Bir Bankanın teminat mektubunu vermeleri gerekmektedir. Satışa iştirak edeceklenn şarmameyi görmüş ve münderecatını aynen kabul etmiş sa- yılacaklan ve başkaca bilgi almak isteyenlerin 2000/4 satış sayılı dosya numarasiyle Memurluğumuza başvunnalan ilan olunur. Basın: 55403 KIRŞEHİR ASLİYE 1. HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Dosya No: 1982/164 E. 1991/49 K. Davacı Ömer Gül vekili tarafından davalılar Hüseyin Gül, Dönüş Gündoğdu, Se- lim Gûl ve dığer arkadaşlan aleyhıne açılan Tapu ıptali ve Tescil davasının 12.2.1991 tarihli yargılamasında dosya karara baglanmış olup; davanın kabulü ıle Kırşehir Mer- kez Homurlu Bala köyü 269 parselın ölü Selim oğlu Mehmet adına olan tapu kaydı- nın iptali ile Eyûp oğlu 1939 doğumlu, Mehmet Gül adına tesciline karar veriİmiş olup, Yukanda isimleri yazılı bulunan davalılann tebligata yarar adresleri tebliğ edile- medığınden ılanen tebligat yapılması gerekmiş olup, davalılann ılan tanhınden ıüba- ren 22 gün içensinde dosyayı temyiz etmeleri, aksi takdirde karann kesınleşeceği hu- suslan karar tebliği yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 21.9.2001 Basın: 55253 PENCERE Plan Olmadan Pilav Yenmez... Güngör Uras'ın yazısının başlığı: "Plansız Olmaz" ilk satırtan: "Kırk yıi önce 1960 yılında Devlet Planlama Teşkilatı kuruldu. Planı, programı öğrendik. Enf- lasyonsuz kalkınma hareketini başlattık. lyi baş- ladığımız işi götüremedik. Cıvıttık. Enflasyonaz- dı. Kalkınma hızı gehledi. Gelir dağılımı bozuldu. Sosyal sorvnlar çözülemez hale geldi." (1 Ekim 2001,Milliyet). Yazının sonucu: "Planlama demokratikyönetimde, açıklık/şef- faflık/belihilik sağlar. (...) Demokratik parlamenter ülkelerde planlar ka- mu için belirleyici, özel sektör için yol gösterici niteliktedir. Planlama özel sektöre vizyon ve gü- ven verir. özel sektör için korkulacak şey plan- sızlıktır. Halbuki uzun dönemli stratejiler ve plan- lar ve bunlara uygun yönetim özel sektörün önü- nü açar. Serbestpiyasa ekonomisinde güven ve istikrar denen şey budur." Uras daha önce de bu yolda yazılar yazmıştı; ama, yazı -eğer ortam elverişsizse- anlaşılmaz, gereken etkiyi yapmaz, boşa gider. Peki, şimdi ortam elverişli mi?.. Aklımız başı- mıza geldi mi?.. Toplumun kafasına gerçekler dank etti mi?.. Biraz olsun uyandık mı?.. • Kırk yıi önce Planlama Teşkilatı'nı 1961 Anaya- sası öngörmüştü. Ama haramzadenin biri Meclis'te kürsüye çık- tı. "- Biz" dedi "plan değil pilav istiyoruz." Alkış, alkış, alkış.. Yetermi?.. Bir başka zibidi ekledi: "- Bu anayasayla ülke idare edilemez.." Yetmedi.. "- Bu anayasa lükstür.." Ne planlama.. Ne de anayasa.. Tam bir cangıla dönüştü Türkiye, isteyen iste- diği toprağı çevirip el koydu, isteyen evine iste- diği kadar kat çıktı, olmadık yere fabrika kurdu, devlet malını yağmaladı, banka açıp halkın para- lannı toplayarak şirketlerine dağıttı, devletten al- dığı teşviklerle serbest piyasacılık oynadı, liberal ekonomi diye liberalizmin canına okudu, bırakın ekonomik planlamayı, koskoca kentlerin bile plan- lan çöp sepetine atıldı, dışanya borçlanıp dolar- lan iktidara geçmek yolunda harcadı, tarımda teşviklerseçmeni şavullamak için kullanıldı, üre- time boşverip tüketime şartlandık, sonunda köp- rü altı mavuna, seni sattım bir dilim kavuna, Tür- kiye bu yolda gitti tantuna... Artık politika da, ekonomi de, toplum da zıva- nadan çıkmıştır; güvensizlik ülkede egemen... Peki, çıkışyolu?.. • Tüm toplumsal ve ulusal güçlerin birptanlama- da uzlaşıp toparlanması, kuvvetlerin beliıii he- defte birleşmesinden başka çare yok... Vaktiyle "planlama" dedin mi, serbest piyasa meraklılanndan saldın hazırdı: - Vay komünist!.. özel sektörün aklı başında bir kesimi umuyo- ruz ki Hanya'yı Konya'yı artık anladı; planlama bir- birini yiyenleri aynı hedefte toparlayabilecek tek yöntem; ama, hiçbir siyasal parti bu sözcüğü ağ- zına alamıyor... Yoksa bizimkiler hâlâ pilav mı istiyorlar?.. Antonina iTrcıvef ü -19 EkiK GÜNEYDOĞU A\4DOLl Sm »tpsı AHl T M qh|nde Gtzanlep 3jtcık. imimh Hamn, Sogmar. Kıalltfe, Stadm, M t T M f e H İ l M l t d D İ L B N D S i E İ ÖLMEZAĞACINİZİNDE ANADOLÜ (Zeytiçıiı ftrı) Prot Dt Artm ("NSAL le (26-29 Eldm 2M1) Tnt Dr. ARTl'N İAS.AL ile \yvifat, Edrtmit, Çıukkıle. Babkcsr'de »>1Bj«|ıııı izndc dört göalök ebiuiai bir g o i . Aynıtılı bilgi vı Rezervasvon: 0 212 292 28 74 - 75 İnterneti Paketleyin www. webpaketi .com; OĞRENCİLER KONTROL SİZDE 8u Dakette neler mi var? H| Ç programlama bilmeden hayalinlzdeki Web ve Wap * «_ .. ,. J sitenizı kendiniz yapın. * Sn»sa Web Sayfoa * Snifsız Wap Sayfasi * 7/24 Onlhe günceüeme * 1 odet özei posta * 5 Mb bafindırma akant * E-kûtüphane "Ûy« oiun, incSrtmle» ka^anm. •Hobüorlnllt DoyKJSi.i fcabhp «O'pflz ûdöter koıomn. KDV Har-ç 7? M;lyon Cumhurtyet KttapKuiûbO W : 0212 249 77 28/29 M«kez:0212ö60İ935 projesKSı Madya sponsofu Cumhunyst Vakfı Antique Cafe & Shop Ev yemekleri yiyebılecegınız, guzel muzıkler dınleyebdeceginız nezih bır ortam Antıka eşyakrla doşenmış bır ortamda taş plak dinkyebılır. kıtap okuyabüır, satranç o>*nayabılırsıntt Toplanulannız:. dogum günlerınızi yapabıllr, hatta mısafırlennızı agırkyabllirsınız YüceuHı Cad. No: 21 Zuhuntbaln/Bakırköy Td: 0212-6607811/12
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle