Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 EKİM 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Kemal Depviş'in,
temaslan
• WASHINGTON(AA)
- Ekonomiden sorumlu
Devlet Bakanı Kemal
Derviş, Uluslararası Para
Fonu (IMF) ile 10.
gözden geçirme
çalışmalannın devamı
niteliğindeki Washıngton
ziyaretinde, Dünya
Bankası Başkanı James
Wolfensohn ile görüştü.
Derviş, görüşmeye ilişkin
bir açıklama yapmadı.
Derviş, Türk-Amerikan Iş
Konseyi üyeleriyle de
kahvaltıda bir araya geldı.
Derviş'inbugün
Türkiye'nûı Washington
Büyükelçiliği'nde basırı
toplantısı düzenlemesi
bekleniyor.
DPT'nm kuruluş
B m*m •• ••
yddonumu
• ANKARA
(Cumhurryet Bürosu) -
DPT'nin41. kuruluş
yıldönümünde, ekonomik
politikalar ve gelınen
nokta irdelendi. DPT
Müsteşan Akın
Izmirlioğlu. ekonomik
büyüklüklenn 11 Ekim'de
YPK'de belırleneceğini
bildirdi. Izmirlioğlu,
savaş senaryolarının
olumlu ya da olumsuz
etkileri olabileceğini, her
ûlke gibi Tûrkiye'nin
savaş ekonomisi planı
olduğunu söyledi.
Tiirk, Çayka ile
gorüştu
• MOSKOVA(AA)-24.
Avrupa Adalet Bakanlan
Konferansı için dün
Rusya'ya gıden Adalet
Bakanı Hikmet Sami
Türk, Rusya Adalet
Bakanı Yuri Çayka ile
ikili görüşme yaptı. Türk,
görûşmenin ardından
gazetecilere yaptığı
açıklamada, Çayka ile
teröre karşı işbirliğine de
değındiklerini belirterek
"Iki ülke arasında bu
konudazaten 1997
yılında imzalanmış bir
memorandum var. Avrupa
Konseyi çerçevesinde de
genel olarak bir işbirliği
üzerinde çalışılıyor. Bu
konulara değindik, ancak
başka aynntılara
girmedik" dedi.
DüzceVaSsi
Güven'e dava
• ANKARA
(Cumburiyet Bürosu) -
Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısı Sabih
Kanadoğlu, Dûzce Valisi
Fikret Güven hakkında,
görevıni kötüye
kullandığı gerekçesiyle
dava açtı. Kanadoğlu,
Güven hakkında
hazırladığı iddianameyi,
yargılamanm yapılacağı
Yargıtay 4. Ceza
Dairesi'ne gönderdi.
EngeRi başkamn
mücadeiesi
• İZMİT(AA)-Kocaeli
Engelliler Derneği
Başkanı Sinan Özer, 1999
seçimlerinde fotoğrafinı
izinsız olarak afişlerde
kullandığı gerekçesiyle
FP'nın Büyükşehir
Belediye Bbaşkan Adayı
Necati Çelik hakkında
açtıp davayı kazanmasuıa
rağnen tazminatını
bulauyor. Özer, "Dava
sonunda 500 milyon lira
tazcınat almaya hak
k&zmdım. Bu rakam,
faLzyle birlikte 1.5 milyar
lirayı buluyor. Benim için
oaarmücadelesi olan
daAi parti kapatılmadan
1 h d a önce
soi-çlanmıştı. Daha
soan tazminatı alacak
m«jiatap bulamadım"
dead
ANAP lideri Yılmaz'ın milletvekilleriyle görüşmesi de başansızlıkla sonuçlandı
Muhalifler ikna edilemediANKARA (CumhuriyetBü-
rosu)-ANAP yönetimını eleş-
tıren muhaliflerin Abant top-
lantısına katılmalan yönünde
ikna edilemedikleri bildirildi.
Deklarasyonda, muhaliflerin
açıklamalan ve istifalar ile
yıpranan ANAP'ın DYP ve di-
ğer partilerden bazı milletve-
killerini transfer etmek için gi-
rişimde bulunmaya hazırlan-
dığı savunuldu.
ANAP'lı muhalifler eleştiri-
lerini sürdürürken parti yöne-
timinin sürdürdüğü ikna çalış-
malannın başansız olduğu öğ-
renildi. ANAP lideri Yılmaz
ve kardeşi Turgut Yılmaz'ın
görüştüğü bazı muhalif millet-
• ANAP'lı muhalifler parti yönetimine ilişkin
eleştirilerini sürdürüyor. ANAP Genel Başkanı Mesut
Yılmaz ile kardeşi Turgut Yılmaz'ın görüştüğü bazı
muhalif milletvekilleri Abant'taki toplantıya
katılmamakta kararlı olduklannı dile getirdiler.
vekillerinin Abant toplantısı- hazırlık yaptığı savunuldu. Yılmaz'ın kendisiyle görüş-
na gelmeleri yönünde olum-
suz görüşlerini koruduklan
bildirildi. Yılmaz'ın yalnızca
bir grup muhalifle görüştüğü,
partiden aynlmasında sakınca
görmedikleriyle ise görüşme-
yeceği öğrenildi.
Deklarasyonda, muhalif mil-
letvekillerinin açıklamalan ve
isrıfalarla yıpranan ANAP kur-
maylannın transfer atağı için
ANAP'lı yöneticilerin DYP
içindeki rahatsızlar, bağımsız-
lar ve diğer bazı milletvekille-
rinin katılımını sağlamak için
çalıştıklan kaydedildı.
Parti yönetimine eleştirile-
rini sürdüren Kars Mılletveki-
li Ühan Aküzüm, partiden ken-
disine yöneltilen "Seçimler
için kendisineyer anyor" açık-
lamasına sert tepki gösterdi.
mesinin anlamı olmadığmı da
kaydeden Aküzüm, "Ben Der-
viş gekügiııde bakanhk isteğün
olmadığını söyledim" diye ko-
nuştu. Aküzüm, Abant'taki
toplantıya gitmeme karannın
sürdüğünü da kaydetti.
Hükümet değişıkliği isteyen
Yüduım Akbulut ise "Mec-
hs'ten tekrar bir hükümet çı-
kar. Hükümet de çıkmıyorsa,
seçime gidifir" diye konuştu.
ANAP'tan aynlma konusunda
henüz karar almadığını belir-
ten Akbulut, şu açıklamayı
yaptı: "Düşünün Id ANAP'ı
kuran Özal bikpartisinden ay-
nkh. Gerektiğinde ben de ay-
nhrun."
Diğer muhaliflerden Gire-
sun Milletvekili Burhan Kara,
seçim bölgesinde tabanı ile
değerlendirme yapacağını, is-
tifa konusunda bundan sonra
karar vereceğini söyledi.
ANAP Istanbul Milletvekili
Mehmet An' İrtemçelik'in de
bugün düzenJeyeceği basın
toplantısıyla hükümete eleş-
tiriler yönelteceği öğrenildi.
\JRUPTA RAHATSIZLIK YARATI
EyüpAşık
DYP'ye geçti
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - ANAP
Genel Başkanı Mesut
Yılmaz'ın "sağ kolu"
olduğu dönemlerde
Tansu Çiller ve eşi
Özer Çiller'e karşı yo-
ğun eleştırileriyle bili-
nen Trabzon Milletve-
kili EyüpAşık DYP'ye
geçti.
DYP kurmaylannın,
muhaliflenn sesını
yükselttiği ANAP'tan
"her hafta bir milletve-
kili transfer etmek iste-
düderi" belirtilırken
Aşık'ın katılımı grupta
sıkıntıya neden oldu.
Genel Başkan Tansu
Çiller, merkez sağın
birleşme adresınin
DYP olduğu yönünde-
ki iddiasını yineledi.
Aşık ise DYP'ye katıl-
mak için geleceğe dö-
nük hiçbir pazarlık yap-
madığmı ileri sürdü.
Aşık'ın katılımmın
parti içinde sıkıntıya
neden olduğu ögrenil-
di. Törenin yapıldığı
grup toplantısına
DYP'li milletvekılleri-
nin yansının katılmadı-
ğı gözlendi. Aşık, Tür-
kiye'deki olumsuzluk-
lann yanlış yönetimden
kaynaklandığını,
ANAP'ta yapabileceği
bir şey kalmadığı için
DYP'ye geldiğini söy-
ledi. Aşık'ın, "Ben bu-
raya geürken saym ge-
nel başkan Ue görüş-
tüm. Allah şahittir, hiç-
bir pazarhkyapmadun.
Ben buraya siyasi haya-
ümı devam ettirmek,
gelecek sene milletveki-
lioimakiçin geünedûn."
şeklindeki sözleri DYP
içindeki rahatsızlara
yönelik olduğu yorum-
lan yapıldı. Malatya
Bağımsız Milletvekili
Ahmet Özal ile
ANAP'lı muhalifler-
den Burhan Kara'nın
önümüzdeki bir iki gün
içinde DYP'ye katüa-
cağı iddia edildı.
Ozal'ın katılımı du-
rumunda bu ildeki ör-
gütlenmenin kendısinin
bilgisıne başvurularak
gerçekleştirileceği bil-
dirildi. Aşık'ın katılı-
mıyla TBMM'deki mil-
letvekili dağılımı şöyle
oldu:DSP: 131, MHP:
126, ANAP: 84, DYP:
81, AKP: 52. SP: 48,
Bağımsız: 19, Boş: 9
Aşık'ın partüerine geçmesinden rahatsızhk duyan milletvekilleri grup toplantısına kaolmadılar. (Fotoğraf: AA)
Şimdiki genel başkanıyla ilgili rüşvet iddialannı ortaya çıkardı
Çiller'.i araştırmıştıANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - DYP'ye ka-
tılan Trabzon Milletveki-
li Eyüp Aşık, REFAH-
YOL hükümeti dönemin-
de gerçekleştirilen Türk-
bank ihalesinde DYP Ge-
nel Başkanı Tansu Çil-
ler'in eşi Özer ÇüTer'in 20
milyon dolar rüşvet istedi-
ği iddialannı araştırdı.
Eyüp Aşık, TBMMtu-
tanaklanndaki ifadesin-
de, "Rüşvet iddiasını beJ-
geleyebiİsek kullanacak-
bk, ama kanıtlayama-
dık" dedi.
ANAP'tan istifa ederek
DYP'ye geçen Eyüp
Aşık, REFAHYOL hükü-
meti döneminde mafya
elebaşısı Alaattin Çakı-
cı'yı arayarak kendisıne
yönelik operasyon yapıla-
cağını bildirdiği telefon
konuşmastnın basına yan-
sıması üzerine 55. hükü-*
rtıet döneminde Devlet
Bakanlığı ve milletvekil-
liğinden istifa etti. Istan-
bul 6 No'lu DGM'de yar-
gılanan Aşık, beraat etti. 6
No'lu DGM'nin başkanı
Sedat Karagül, Aşık'ın
davasının görülmesi sıra-
sında baskı gördüğünü
basına açıkladı.
55. hükümet dönemin-
de Devlet Bakanı olan
' Aşık'ın "yeşü" kod adlı
Mahmut Yıknnm'la ilgi-
li açıklamalan üzerine
DYP, gensoru önergesi
vereceğini açıkladı. Aşık,
bu ginşım üzerine,
"DYP'lilerin yerinde ol-
sanı böy k> bir şeye kaUoş-
mazdım. Bu konuda sabı-
kasıoian bir partinin böy-
le bir şeye kalkışmasuu
anlamakmümkün değü"
dedi.
Karakaş'ın Meclis'te bazı milletvekilleriyle görüşmesi partide huzursuzluk yarattı
DSP'de
4
çengeF rahatsızbğı• Inönü önderliğindeki yeni
sol parti çalışmalanna katılan
Ercan Karakaş'ın bazı DSP'li
milletvekilleriyle
görüşmesinin basına
yansıması tepki aldı.
Karakaş, kimseyle yeni
oluşum adına görüşerek
çengel atmadığını söyledi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Er-
dallnönü önderliğindeki yeni sol parti ça-
lışmalanna katılanlardan Ercan Kara-
kaş'ın TBMM'de bazı DSP milletvekille-
nyle görüşmesinin ardındanyapılan "çen-
gel att" yorumlan rahatsızhk yaratü. Ka-
rakaş, "Görüşmelerimin Idmseye çengel
atmakla, davetetmeide ilgisiyok. Yeni olu-
şum adına görüşmedim. zaten böyie bir
.vetkim de yok" dedi.
Karakaş, öncekı gün TBMM'de bazı
DSP milletvekilleriyle görüşmeler yaptı.
Bu görüşmelerle ilgili olarak "Yeni olu-
şum DSP'hTere çengel atn" yorumlannın
yapdması tepkilere neden oldu. DSP An-
kara Milletvekili Uluç Gürkan. "Benim-
le görüşmekten yarar uman bir arkada-
şundan beklerdim ki benimle görüşme>i
talep etsin. Hem görüşme arzusu gösteril-
meyip hem de Mechs bahçesinde karşıla-
şıp merhabalaşmanın bir görüşme gibi
yansrtılmasının nedeninialgdayabttmiş de-
' dedi. Bursa Milletvekili AKAraba-
a da Karakaş'ın nezaket ziyaretinde bu-
lunduğunu "sözü edilen amaçia ilgili bir
görüşme" yapmadıklannı bildirdi.
Karakaş da Uluç Gürkan'la TBMM'de
yolda karşılaştığını, Ali Arabacı'ya SO-
DEV'ın bazı yayınlannı verdiğını. Rıdvan
Budak'la da her zaman görüştüklennı
söyledi. Karakaş. "Tamamen kişisel ola-
rak görüşmeler yapnm. Çengel atmayla
falan ilgisi yok" dedi.
IRMIKIAYDIN ENGİN aenginC« doruk.net.tr
Elektronik postamdan çıkan
mektuplardan birini dayanama-
yıp yanıtladım. Herbirine ayn ay-
n yetişmek olanaksız. O yüzden
-kural olarak- elektronik postala-
ra tek tek yanıt vermiyorum. Pek
çok meslektaşımın da benim gi-
bi yaptığını sanıyorum.
Ama bunu nedense yanıtla-
dım. Yazıda itiraz ettiği noktanın
çok ciddi ve kendi mantık zinci-
ri içinde vardığı sonucun çok teh-
likeli olduğunu düşünmüştüm.
Sonra da böyle düşünenlerin
yaygın olabileceği kuşkusuna
kapıldım. Yazdıklanm, gazeteci
ile okuru arasında özel bir haber-
leşme olarak kalmasındansa
Cumhuriyet, en azından Tırmık
okurlanyla bölüşülsün istedim.
Umanm iyi etmişimdir.
• • •
Önce, düzetttiğim ufak tefek
yazım kusurlan dışında, Cumhu-
riyet okuru (iznini almadığım için
açık adını yazmıyorum) Ç.B.'nın
e-mektubunu aynen aktanyo-
rum:
"İyi günler, 02.10.2001 tarihli
köşe yazısında Talebanın indıril-
mesinin Afgan halkının ödevı ol-
duğu düşüncenize katılmıyo-
nım.
Ûzgüriradeleriile kararveımiş
olsalar idi düşüncenizde haklı
Bir Okur Mektubıuıu Bölüşmek
idiniz, ama Talebanın demokra-
tikyollarla iktidara geldiğini san-
mıyonım. Yanılıyorsam, bilgilen-
dirirsenlz memnun olurum. Eğer
özgür düşünce ve iradenin tüm
uluslarda egemen olması ereği-
miz ise Afgan halkının şimdikiik-
tidardaki ve eğer var ise muha-
lefetteki gerici ve oligarşik güç-
lerden kurtulmasına yardım et-
mek (güç vermek) insanlık bor-
cumuz. Bu düşüncenizi Başba-
kanımızın akıl sağlığına bağlama-
nızın beni çok ûzdüğünü bildihr,
saygılanmı sunanm"
• • •
Evet mektup bu.
Ne dersıniz?
Hayır Başbakanımızın (akıl)
sağlığı ile ilgili bölüme değil. O
konuda yazdıklanmın geçerliğin-
den kuşkum yok. Ama Ç.B.'nin,
"Afgan halkının şimdi iktidarda-
ki. güçlerden kurtulmasına
yardım etmekln bir insanlık bor-
cumuz olduğuna ilişkin yargısına
ne dersiniz?
Örneğin Başbakanımız tam da
Ç.B. gibi düşünmekte. Ta-
leban'ın iktidardan uzaklaştırıl-
ması için askeri bir müdahaleye
yeşil ışık yaktı; hatta yardımcı ol-
mamız gerektiğini bile söyledi.
Ben de Başbakan'ın beni ür-
küttüğünü söytedim.
• • •
Nasıl ürkmem?
Başbakanımız ve okurum Ç.B.
gibi düşündüğümüz anda "in-
sanlık borçlanmız" dağlar gibi yı-
ğılacak.
Irak halkı da yıllardır başında-
ki diktatörü demokratikyöntem-
lerieseçmişfilan değil. Suriye'nin
durumu da daha hallice değil.
Durun, daha berbatlan da var.
Talaban'a karşı "uygar dün-
ya "nın safında yer alan (aimak
zorunda kaian) Pakistan diktatö-
rü Müşerref biladerimiz de bir
darbe ile iktidar koltuğuna otur-
du ve otururken Pakistan halkı-
nın özgür iradesini hiç dert edin-
medi. Bangladeş desen ha keza.
Bildiğim kadanyla Tacikistan'da
iktidan ele geçiren mollalar de-
mokratik yöntemlerie filan işba-
şına gelmiş değil. Aynı mantığı
güdüp yol alırsak Sudan, übya
gibi ülkelere de epey "insanlık
borcumuz" birikti demektir.
Hele Körfez emirliklerine, Abu
Dabi'ye, Yemen'e, Suudi Arabis-
tan'a filan geldik mi...
Yok, yok, gelmeyelim daha
iyi...
•••
N'apacağız bu durumda? Si-
laha sanlıp, olmadı hangi ülkele-
rin "uygar dünya"nın parçası,
hangilerinin "vahşi dünya "nın
halkası olduğuna tek basına ka-
rar veren ABD (büyük) biladerimi-
zin kıçına takılıp bu ülkelere "in-
sanlık borcumuzu" ödemeye mi
gideceğiz?
"Ama Taleban, Usame bin
LadinV besliyor ve kendisi terör
saçıyor" mu dediniz?
Demeyin.
Halepçe'de binlerce Kürt yurt-
taşını hardal gazıyla öldüren te-
röristin adı Usame bin Ladin de-
ğil, Saddam'dır
Şili'de binlerce yurtseveri yok
eden terörist katilin adı Pinoc-
het, baş destekçisinin adı Kis-
singer'dir.
Arjantin'de Mayıs Anneleri'nin
oğullannı, kızlannı yok eden terö-
rist katiiin adı General Videla'dır.
Başdestekçisi de Brzezinsky
denen soğuk savaşı sıcağa çe-
virmek için çabalamış ABD poli-
tikacısı.
Halklannı, bu heriflerden kur-
tarmak da insanlık borçlanmıza
dahil değil mi?
• • •
Son söz:
Taleban denen zifiri karanhk
gerici güçten ölümüne tiksiniyo-
rum. Afgan halkının başından
defolup gıtmelerinin salt Afgan-
lann değil insanlığın birkazanımı
olacağına inanıyorum.
Ama "hangi rejimin uygar
dünya için tehlike, hangisinin
dost olduğuna" ABD'nin karar
vermesinden, örneğin Taleban'ı
alaşağı ederek uygariık ödevi
yaptığını söylerken, halkını so-
yup soğana çeviren Kuveyt Emi-
ri'ne, Saddam'ın aidığı koltuğu-
nu geri vermek için savaşı göze
aldığını anımsıyor ve bu terazinin
nasıl bir terazi olduğunu sorma
gereği duyuyorum.
Yann aklına eser ya da çıkan-
na denk düşer de Türkiye'deki
iktidann "uygar dünya için bir
tehlike yarattığını" ileri sürerse
kım, nasıl ve kime itiraz edecek
diye korkuyorum.
Yangına benzin bidonuyla
koşan Başbakanımız beni işte bu
yüzden ürkütüyor.
Hem de çok...
POLTrtKA GLONLÜĞÜ
HİKMET ÇETtNKAYA
•••Şemdinli'de Bir Kadın
Onlann öyküsünü anlatacağım bugün...
Belki 'umuda ve isyana dair* bölük pörçük bir
sevdanın, hüznün, yalnızlığın öyküsünü yineleyece-
ğim!...
Minnacık bir haber onlan anımsattı bana...
Haber şöyleydi:
"Hakkâri'nin Şemdinli ilçesindeyedi ay önce yet-
miş yaşındaki Senan Can'/n tecavüzüne uğrayıp
hamile kalan yirmi biryaşmdaki Sürme Eroğlu ad-
lı genç kız, eşarpla boğularak öldüriJlmüş halde
bulundu. Jandarma, cinayeti ortadan kaybolan
ağabey Ramazan Eroğlu 'nun işlemiş olabileceği
üzerinde duruyor. Katilzanlısı ağabey aranıyor."
Şemdinli nere?
Tûrkiye'nin en güneydoğu noktasında, 11 bin nü-
fuslu bir ilçe...
Şemdinli'nin içinden Tesan Çayı geçer... Karşısın-
da Efkâr Tepesi bulunur...
Ormanlık dokusu yakılarak yok olmuştur...
Bir ilköğretim okulu, iki YİBO, bir lise var Şem-
dinli'de... 1984 yılında Iran'la ticari ilişkilerin geliş-
mesi için açık pazar açıldı, ancak iki yıl sonra ka-
patıldı...
Bugünlerde Irak'la ticari ilişkilerin gelişmesi için
Derecik'te çalışmalar sürüyor...
Halk yoksuldur Şemdinli'de!..
Iş yok, aş yok!..
2001 Türkiyesi'nde yaşananlar, Güneydoğu'da-
ki 'aşiret düzeni'mn Afganistan'dan pek de farklı ol-
madığını gösteriyor...
Neden mi?
Çünkü yirmi bir yaşındaki Sürme Eroğlu aşiret ya-
salanna göre infaz edildi!..
Yetmiş yaşındaki Senan Can, alnı açık dolaşı-
yor!..
Torunu yaşındaki genç kıza tecavüz eden yetmiş-
lik Senan Can'a törelere göre kimse dokunamaz!..
• • •
öyküler hep birbirine benziyor...
O yörede Lorca'nın dilinde aşk, açlığın hırpala-
dığı bedenlerde kan oluyor...
Türkülü çiçekler genç kızlann, kadınlann elle-
rinde büyümüyor!..
AJevlerin alacakaranlığında, gizemli hüzünleri
toplamış Sürme Eroğlu...
Tıpkı Şanlıurfa'daki Sevda gibi, Batman'daki Ay-
şe gibi!..
Sayılan bir değil, binlerce!..
Yine oralarda kıvılcım gibi, fırtına gibi, dalgalı de-
niz gibi değil aşk!..
Aşk oralarda yasak!..
Onun ıçın yetmışlik Ramazan, Sürme'yi saçların-
dan tuttuğu gibi yatağa atabilıyor!..
Sürme'nin düşleri neydi, bilen var mı?
Peki gözleri ne renkti?
Serin bir eylül akşamında Sürme'yi düşünürken
Fırat'ın sulannda kaybolan Cemile'yi anımsadım...
Yıl1993'tü...
Üç çocuğunu alıp Birecik'ten Nizip'in Saraykö-
yü'negelmişti...
llk gün babası öğüt verdi: ' '
"Evine, kocanın yanına dön..."
Cemile:
"Beni çok dövüyori"
Baba:
"Kocalar hem döver, hem sever! Bizim töreleri-
mize karşı koyma!"
Yeniden Birecik'e dönmüştü Cemile...
Ama aynı gün kocasından dayak yemiştiL
O gece belki şu soruyu sormuştu kendi kendine:
"Yaşam bu mudur?"
Sabah erkenden üç çocuğunu yanına alıp Fırat'ın
kıyısına geldi...
Tacettin altı, Fevzettin dört, Rukiye iki yaşınday-
dı...
Kurtuluş ölümdü!..
Üç çocuğuyla birlikte Fırat'ın sulanna atladı Ce-
mile!..
Bu sadece ve sadece yalnızlığın ve ezilmişliğin
tek karelik birfotoğrafıydı...
Fotoğraf, gazete sayfalanna bile yansımadı...
• • •
Birbirierine benzer onlann öyküleri...
Kimi zaman bir silahla sokak ortasında öldürü-
lürier, kimi zaman boğularak!..
Kimi zaman Fırat'ın, Dicle'nin sulannda kaybo-
lurlar!...
Onlar ölüme gideıierken bile kirpiklerinde güz
sabahlannın beyazlığını koruriar!..
Kurumuş bir çiçek gibidir onlar, ölümün salınca-
ğında sallanır gibidirier!
Aşk yasak bir sözcüktür onlar için!..
Sürme'nin, Sevda'nın, Cemile'nin, Ayşe'nin göz-
lerinde şafak hiçbir zaman sökmez!.. Oralar
karanlıktır, hem de zifiri karanhk!..
hikmet.cetinkaya(fl cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/513 90 98
Hikmet ÇETİNKAYA
TROYA'dan İYONYA'ya
Mitolojik Aşklar Cografyası
Bir ayda 2. Basım
oe.
G ü n i z i Y a y ı n c ı l ı k
Tel: 0212-512 42 19 FakS: 512 11 72