Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
tmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel YayınYönetmenr fbrahim
Yıkhz •YazuşlenMüdürii: Safen
Alpaslan • Sorumlu Mudür
Ffkret Ükiz • Haber Merkezı
Müdürü: HakanKara
tstıhbarat Cengiz Yıldınm 0 Ekonomı Özlem Yü-
zak O Kultur Egemen Berköz 0 Spor- Abdülka-
dir Yücelman • Makaleler Sami Karaören •
Düzeltme Abdullah Yazıcı • Bılgı-Belge: Edibe
Buğra 9 Yurt Haberlen Mebmet Faraç 9 Avrupa
Temsılcısı Güray Öz
Yayın Kunılu tlhan Selçuk
(Başkan), Emre Kongar (Da-
nışman), Orban Erinç, Hikmet
Çetinkaya. Şükran Soner, İb-
rahim Yıldız, Orhan Bursah,
Mustafa Balbay, Hakan Kara.
Ankara Temsıkısı Mustafa Balbay Atatüric Bulvan No
125,Kat-4.Bakanlıklar-AnkaraTeI 419502O(7hat>. Faks
4195027 #lzmır Temsılcısı Serdar Kızık, H Zıya Bl\
1352 S 23Tel 4411220. Faks 4419117 •AdanaTemsıkısı
Çetin Yiğenoğlu, tnönü Cd. 119 S. No:l Kat.l, Tel. 363
12 11. Faks 363 12 15
Müessese Müdurii Erol
Erkut 9 Koordınator
Ahmet Korulsan 9 Mu-
hasebe Bülent Yener9
ldare. Hüseyin Gürer
9 Satış FaziletKuza
REKLAM: P.M. Ltd. Şti. • Genel
Mudur Gülbin Erduran 0 Koondınalör
Reha Işılman • Genel MudurYrd
Sevda Çoban 0 Fınansman Müdunı
Çetin Erduran Tel 0212 514 07 53 -
513 84 60-61. Faks 0212 5H 8463
V «ıımla\an »c Basu: Yenı Gun Haber Ajansı. Basın vc Yavıncılık A Ş
Turtocagı CaJ 39 41 Cagaioglu 34334 tstanbul PK 246 - Sırkeci 34435 Isönbul
Tel (0 212) 512 05 05 (20 hatı
Faks (0/212) SH 85 95 www cumhunvet com.tr 3EKİM2001 îmsak:5.28 Güneş: 6.56 Öğle: 13.00 tkindi: 16.14 Akşam: 18.52 Yatsı: 20.13
Karadeniz'de
batık kent
• NEW YORK(AA)-
ABD'de yayımlanan
American Joumal of
Archaeology dergisinde
yer alan bir habere göre,
Sinop açıklannda
araştırma yapan Robert
Ballard ve Fredrik
Hiebert yönetimindeki
uzmanlar. neolitik
dönemden kalma bir
batık bir kent buldu.
Araştırmacılar aynca
Roma ve Bizans
döneminden kalma 4
tekne kalıntısına da
rastladı.
Renk
köpleri
• ANKARA (ANKA) -
Sağhk Bakanlığı'nın
hazırladığı
"Gemiadamlan Sağlık
Yönergesi" ile seyir
halindeki gemilerde
sağhk güvenlik
koşullannın sağlanması
esaslara bağlandı.
Yönergeye göre, renk
körleri, kalıcı ve tedavi
edilemeyecek derecede
görme kusuru olanlar
gemiadamı olarak
çalışamayacak. AIDS,
kalp yetersizliği, sirozu
olanlar da gemilerde
görev alamayacak.
Sanal ortamda
tedavi
• SAMSUN(AA)-
Samsun'da birpsikolog,
internette oluşturduğu
web sitesinde, kendisine
yöneltilen sorulan
ücretsiz olarak yanıtlıyor.
Ondokuz Mayıs
Üniversitesi (OMÜ) Tıp
Fakültesi Pediatri
Servisi'nde Uzman
Psikolog olarak görev
yapan Dr. Saynur
Nevreskaya, internette
oluşturduğu
"www.sanalpsikolog.co
m" adresinde, mesai
saatlen dışında hizmet
veriyor. Psikoloğa gitme
fırsatı ve imkânı olmayan
kişilere yardımcı
olabilmek amacıyla
böyle bir girişimde
bulunduğunu belirten
Nevreskaya, sitesini
ziyaret eden çok sayıda
insanın kendisinden
yardım talebinde
bulunduğunu kaydetti.
Genelev
çalışanlan
• AMSTERDAM (AA) -
Ülkenin en büyük
sendikal kuruluşu olan
Hollanda Sendikalar
Birhği (FNV), genelev
çalışanlannın kendilerine
bağlı bir sendika
oluşturmalannı kabul
etti. Buna göre
genelevlerde çalışan
kadınlar, kimliklerini
saklı tutarak kendi
sendikal kuruluşlannı
oluşturabilecekler.
Oluşturulacak yeni
sendika, FNV'nin insan
gücü ve uzman
olanaklanndan
yararlanacak.
Kansere karşı
molekül
• VVASHENGTON (AA)
- Amerikah
araştırmacılar, kanser
hücrelerini yok eden
molekül geliştirip
farelerde denediler.
Amerikan Ulusal Bilim
Akademisi'nin yayın
organında çıkan
makaleye göre, Yale
Üniversitesi
uzmanlarının geliştirdiği
'icon' adlı molekül,
kanser hücrelerini
besleyen kan damarlanna
saldınyor. Araştırmacılar,
'icon'u, kanserli insan
prostat hücresi
naklettikleri fareler
üzennde başanyla
denediler ve molekülün,
6 aylık uygulama
sonunda kanserli
hücreleri besleyen kan
damarlannı imha ederek
yararlı sonuçlar
sağladığını belırlediler.
Bakaıı Ismail Cem,
4
Yeni Yüzyılda Türkiye' adlı kitabında gelenekselliğe bağhlığı sorguladı
Dış politikatariheküskün
TEMA, Bayburtluları eğitecek
tstanbul Haber Senisi - TEMA'nın Bayburt'ta halkla birlikte başlattığı
kalkmma projesi kapsamında, bölgede yem bitkileri üretilecek, çayır- mera
ıslahı ve ağaçlandırma yapılacak, köylüler tanm konusunda eğitilecek.
Bayburt'un Örence, Damirkaş, Sığırca, Kop ve Çalıdere köylerinde
yürûtülen projenin 2005 yılında tamamlanması planlanıyor. TEMA Vakfi,
Bayburt Valiliği ve Alman Teknik Işbirliğı Kurumu GZT ile ortaklaşa
hazırladığı "Bayburt lli Kop ve Burnazdere Havzalan, Erozyon Kontrolü,
Doğal Kaynak Yönetimi ve Kırsal Kalkmma Örnek Projesi" 'nı tanıttı. 14 bin
700 hektar alandaki 5 köyü kapsayan projeye bölgede yaşayan halk da
katılacak. Bayburt II özel Idaresi'nde projenin tanıtımında konuşan TEMA
Vakfi Başkanı Hayrettin Karaca, Burnazdere topraklannın yüzde 79'u ile
Kop havzasının ise yüzde 86'sının erozyona maruz kaldığını belirtti.
Kalkınmanın topraktan başlayacağına dikkat çeken Karaca, ilde erozyonla
mücadele için önlemler ahnacağını, bölgenin tarımsal üretim koşullannın
iyileştirileceğini, alternatif geçim kaynaklan sağlanacağını anlattı.
Bayburt Valisi Osman Dıraçoğhı da projenin devreye girmesiyle
Bayburt'un en önemli sorunu olan işsizliğe de çözüm üretilebileceğini ifade
ettı. Toplantıya 5 köyün muhtan da katıldı. (Fotoğraf: HlLÂL KÖSE)
Güç duygusu ve karar veren kişi olma rolü öğretiliyor
Erkeklerinbeyniyıkan^or
StBEL K1ZILIŞIK
Körfez savaşı sırasında Almanya'daki kadın
sığınağında görev yapan Karin Ronge, toplum
tarafindan güçlü olma, karar verme hakkını elin-
de bulundurma, kaduıı koruma rolü yüklenen
erkeklerin, savaş korkusunu açıkça söyleye-
mediklerine dikkat çekti.
Ronge, 5 yıldır "Türkiye'de Kadımn tnsan
Haklan Projesi'' kapsamında şehır şehir ge-
zerek kadrnlara eğitim veriyor. Erkeklerin ço-
ğunun "güçhı", "karar veren olma" rolünden
memnun olmadığını belirten Ronge, toplum
baskısı nedeniyle erkeklerin bu durumdan
duyduklan rahatsızlığı dile getiremediklerini
söyledi.
Ronge, "Aüe içindekigüce sahip erkek, top-
lum tarafindan ev işlerini yapmaması gerekti-
e-posta : tan @ prizma. net. tr
ği şeklinde eğjtiüyor, bu fıkirie beyinkri yıka-
myor" dedi.
Ronge, kadın ve erkeğin cinselliklerini açık-
ça söyleyemediği, yaşayamadığı zaman top-
lumun şiddete daha açık hale geldiğini de vur-
guladı. Ronge, din, ırk aynmı ve milliyetçili-
ğin kadını ve cinselliğini baskı altında tutmak
için kullanıldığını belirtti.
Bu nedenle toplumun çok küçük bir parça-
sınmkararverme hakkına sahip olduğunu an-
latan Ronge şöyle devam etti: "Toplumdaki
cinsel eğHimde de erkeklerin kendi cinsellikte-
rine sahip olmalan, kadmlann ise cinseuikle-
rini erkeklerc vermeleri, obje olmalan öğreti-
liyor.'' Karin Ronge, savaşı yaşamayan ülke-
lerde bile savaş sonrası kadına yönelik "aüe
içi şiddet ve ırza geçme" olaylannın arttığına
da dikkat çekti.
SERDAROĞLU
EAMDA'nm
başkanı Türk
tstanbul Haber Senisi - Avrupa Kas
Hastalıklan Birliği (EAMDA)
Başkanlığı'na Türkiye delegesi Prof.
Dr. Piraye Serdaroğlu seçildi. Avrupa
ülkelennin kas hastalıklan
derneklerini şemsiyesi altında
toplayan EAMDA'nın yeri ve
merkezi de 4 yıl sûreyk Türkiye
olacak. Türkiye'de engellilere yönelik
gelışmeler ivme kazanacak.
Türkiye Kas Hastalıklan Derneği
Başkanı Prof. Dr. Coşkun Özdcmir.
EAMDA'nın amacımn, iyileşmeyen,
tedavi edilemeyen kas hastalıklan
üzerine çahşmalar yaparak toplumun
yaşam kalitesini yükseltmek
olduğunu söyledi. Prof. Özdemir
EAMDA'da da Türkiye'yi temsil
eden, Istanbul Tıp Fakültesi Nöroloji
Ana Bilrm Dalı Oğretim Üyesi Prof.
Dr. Piraye Serdaroğlu'nun birliğin
başkanı seçilmesiyle birliğin
merkezinin Istanbul olacağını belirtti.
LEYLA TAVŞANOĞLU
Dışışlen Bakanı tsmail Cem'in son kitabı Yeni Yüz-
yü'da Türkiye (Turkey ın the New Century) yayım-
landı. Cem'in Ingılizce yazdığı ilk kitabı olan Yeni
Yüzyıl'da Türkiye, yabancı dillerde yazılmış maka-
lelerini, yaptığı konuşmalannı ve dışişleri bakanla-
nna mektuplannı içeriyor. Katıp Türk dış siyaseti-
nin 1997- 2001 dönemindekı gelişimini. özellüderi-
ni, iddialannı anlatıyor. Cem, Turkey ın the New
Century'nin genışletilmiş ikinci baskısına uzun bir
giriş bölümü eklemış. "Ehş siyasete farkh bir yakla-
şım" başlıklı bu bölümde Dışışlen Bakanı Cem,
"geleneksel" diye tanımlanan ve kendisuıe adeta bir
dokunulmazlık tanınmış ülkedeki dış siyaset anlayı-
şını sorguluyor; özellikle tarih ve kültür boyutlan-
nın eksiğini eleştinyor. Kitabın ilk basımı 2000 yılı
Aralık ayında yapılmıştı. Dikkat çekici başka bir
nokta da kitabın KKTC, Lefkoşa'da Rüstem Publis-
hing adlı yayınevi tarafından yayımlanmış olması.
"Turkey in the New Centuryw
nin giriş bölümündeki
şu çarpıcı cümle de okuyucunun ilgisini çekiyor:
"Uygulamada, gelenekseUiğe bu bağhlık, o geleneğm
erdemlerinden çok, kusur ve
• Dışişleri Bakanı eksiküklerine bağhhğa yol açı-
tsmaüCem, yor." Son dört yıl içinde bu
Türkiye 'nin "gelenekselleşmiş ve yerleşmiş"
geleneksel dtş
d l
§ siyasette belirgin değişik-
siyasetini 'tarihsel jüder yapıldığına ışaret eden
/nM , „,, Dışışlen Bakanı Cem, "Daha
f^myoksun dognısuvapuanv^nhşlardan
olaraktanmhyarve d ö n ühne çalrçma^ına guildT
poMkadakitarih ve d i y o r Cem'ia kıtaptaki ilginç
kültür boyutunun bir tespiti de şöyle: "Türld-
eksikliğini ye'nin geleneksel dış siyasetini
sorguluyor. ' en iyi, 'tarihsel boyuttan yok-
sun' olarak tarumlayabiüriz.
Zaman bağlamında derinliğL mekân bağlanunda da
genişliği eksiktL Bizünki, köklerinden, değerierinden
yabancılaşnuş, beslenmesini ve sürdürülebilirüğini
sağJayacak unsutiardan uzaklaşnuş bir dış politikay-
dı." Cem'in, Türk dış siyasetindekı kusurlarla ilgili
bir başka tespiti de şöyle: "Geniş ve derin bir tarih
bir yana rtihnişti. Sanld Türk dış politikasuun ohışu-
mu Türkiye'nin NATO'yla ilişkueri ve soğuk savaşa
denk düşmüştü. "Bu süreç içinde Türkiye''nin dış
poUtikası 50-60 yıl içine sıkışorılmışn, \edi yüzyıl ya
da bin vılhk Öncelikler \ e üstünlükler biünçli olarak
yok varsajihıuş, kabul edilmemiştir. Türkiye'nin dış
pofitikası bu muazzam kaynaklardan kendini ann-
dırmış, bir anlamda kendini bunlardan voksun bı-
raknuşür. İnatla ve bUinçli olarak da kendi ufkunu
daraltmışürr Bu nedenle, hükümetlerin bu politıka-
ya dokunmaya cesaret edemediklerine dikkat çeken
Cem, "Bu, yüzyıllann birikimi dene>imlere sırt çevi-
ren, inaüa kendi tarihsel bağlanunda yabancı kalan
bu- dış politikaydı" dıyor. Dışışlen Bakanı Ismail
Cem'in Türk dış politikasmı böylesine açıksözlü-
lükle özeleştirmesi ilgiyle okunuyor.
SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN
'Yanhş' Çıkan 'Fal'L
Merak etmiyor değilim; 'hayır!' diyen çıkacak mı? İlk genç-
liğjni, savaş yıllannda (40'lar) yaşayanlar; Hollywood Si-
neması'nın cephe filmlerinde, Japon subaylannı soğuk ve za-
lim, câniler; Japon askerlerini, içgüdüleri hayvansı, cahil, kötü
ve kana susamış 'yaratıklar' olarak görmüşlerdi. O savaş son-
ra erdi, bu defa 'Soğuk Savaş' başladı; bu dönemin çocuk-
lan, sinemayadatelevızyon ekranlannda seyrettiklerı, 'casus-
luk' filmlerinde, bu defa Sovyet subaylannı ve erierini, benzer
yapı, davranış ve görüntude seyrettiler: hemen hepst soğuk-
kanlı bırer katil, kötü nıyetlı ve teşhircı birer sadique'tıler. 'So-
ğuk Savaş' bitti, 'Küreselleşme' başladı, hayret. ABD'nin
muazzam propaganda çarkı, sinema ve televizyon; dünyanın
hertarafma, bu defa, önceki Japonlara ve Ruslara tıpatıp ben-
zeyen, 'terörist' Müslüman ve Araplarla yüklü, filmler ve dizi-
ler ulaştınyor Japon, Rus, Arap, işte size üç ayn kavim ki, ta-
rih boyunca hep oldular; aralannda bırakın 'aynıyeti' - benzer-
likten çok, farklılık yaşamışlardır; oysa 'Beyaz, Batlı ve Hıris-
tiyan' Emperyalizm, hepsini aynı kefeye koyuyor iyi de, ni-
çin?
Sebep aynıdır ve tektir bu üç kavmin, üçünün de tek ortak-
laşa özelliği Avrasya halkından olmasıdır; Bat (önce Avrupa,
sonra ABD) Avrasyalı'yı sevmez; sevmez de laf mı, nefret
eden onu sadece sömürge olmaya layik, geri, ilkel ve vah-
şi bir halk olarak düşünün sırası gelınce de, bunu böylece
açıklamaktan çekınmez. Hiç şüpheniz olmasın. Başkan Bush
şimdi, 'Haçlı Seferieri'nin tam sırasıdır' derken, çocuklu-
ğundan beri seyrerbği, savaş ve Soğuk Savaş filmlerinde-
ki Avrasyalı tipler, üst ûste çakışmış adeta tek tip olmuş-
lardır; onun adını da artık ezbertemeyen kalmadı: Usame
bin Ladin! Bu elbette insanlığa yakışmaz bir şey, hem ırk-
çılık hem yobazlık hem emperyalistlik'tir ama; acaba fa-
şistliğe düpedüz açık bir yanı da yok mudur?
Bilirsiniz Faşizm, büyük sanayi sermayesinin diktatör-
lükte yoğunlaştğı totaliter bir yönetimdir ama, diktatör-
lük yalnız askeri ve bürokratik mi olun pekâlâ sermaye-
nin gizli diktatörlüğünden de söz edilebilir; Nâzım Hik-
met'in o ünlü kitabının, son cümtesinin belirttiği gibi -giz-
li olsun, açık oteun- 'Faşizmin dış politikası, harptiri'
'Karmaşık, tehllkell ve bellrslz' mi?
f yi de, 'Global Trend, 2015' acaba Rusya'yı nasıl görüyor?
I Aklınızda mı? Hiç de iyi değil; hatta kötü, düpedüz kötü:
"... a/ Bölgede (Avrasya) Rusya'n/n merkezi rolü, giderek
gerileyecek. 2015 'te Avrasya, sıyasi, ekonomik ve kültûrel bir
beraberiiğiyansıtan, bir terım olmaktan çıkacak; Rusya ve Ba-
t Avrasya ülkeleri, Avrupa'ya yaklaşmaya devam edecek
ama, içine giremeyecek!... bl Rusya'da ekonominin güçlen-
mesi zor görünüyor. GSMH, muhtemelen dibe vurmuş du-
rumdadır. Ulkenin 2015 'e kadar, küresel,finansalve tican sis-
teme, tam anlamıyla entegre olması mümkün görûnmüyor...
cl Rusya'n/n önünde yeniden güç kazanmaktan çözülmeye
kadar, çok sayıda farklı senaryo var. Genel yönelım, Sovyet
dönemindekı kadar olmasa da, daha otohter bir rejim yönün-
de. Buyönelımin arkasındaki en büyük faktör, Başkan Pırtin'/n
tercihleri ve Ruslann bu eğılime verdiğı destek!.."
Avrasya'nın öteki 'ayağı' artık Çin Halk Cumhuriyeti; pe-
ki acaba Çin'i 'Global Trend, 2015' nasıl görmüş? O da za-
yıf, aslında o yıllarda ekonomisinın ABD düzeyıne ulaşacağı-
nı soyleyenler çıkıyor ama, bu raporda hiç de parlak sayılamaz:
"... Çin belirsizlik arz etmeye devam ediyor. Sosyalizm'/n
gücü zayıfladığı halde, artan ekonomik ve askeri gücü, böl-
gedekı en büyük belirsizliği oluşturuyor Kore'lerin bırieşme-
sine aityönelimler ve Japonya'nın bölgesellıderiiği ele geçir-
me arzusu, bu belirsizliği arttınyor..."
Ya bölge genelındekı durum, rapora göre nasıl değerlendi-
rilmiş: karmaşık, tehlikeli ve belırsiz:
"... Orta Asya'da sosyal, çevresel ve muhtemelen dinsel ge-
rilimler büyüyecek; tanm ve eneni üretimindeki yetersizlikler,
sürecek. Bölge, Rusya, Çin, Hindistan ve muhtemelen Türki-
ye gibi çevredeki ülkelerin, enerji kaynaklan üzerindekı kont-
rol açısından, rekabetine maruz kalacak. Afganistan ve Pa-
kjstan'daki gelışmeler ise, bölgesel istikran tehdit edecek..."
"... Rusya ve Orta Asya'daA/' istikrarsızlık ve Hindistan ile
Pakistan arasındakı, nükleer silahlanmadan kaynaklanan ge-
rilim, perifende kalmasına rağmen, bölgenin güvenliği açısın-
dan önemli. Küreselleşme'ye direnç, surecek. Bölgedekihü-
kümetler, mülkıyet, piyasalar, hizmet ve yatınmda, uluslarara-
sı normlara uyma zonjnluluğuna rağmen, Küreselleşme'nin
ekonomik, siyasi ve sosyal sonuçiannı, yavaşlatma ya da en-
gelleme yollannı arayacaklar..." (Globus dergisi, Şubat 2001.
S. 58-60)
Böyle karmaşık, çok taraflı ve tehlikeli bir 'belirsızliğin', bü-
tün hesaplannı 'özelleştirme' ve 'küreselleşme' üzerine yap-
mış, Teksas'lı 'korkusuz sherifTin, hiç hoşuna gıtmeyeceği,
besbelli. Belli ya, bu 'tablo'ya bir de son yıllarda eklenen, 'sis-
tem' açısından 'olumsuz gelişmeter' eklenirse, ne olur?
Neydi onlar, hatırlayalım mı?
Hesap bir türlü tutmuyor
Onemli uyarı, Rusya'dan geldi: 2000 Temmuzu'nda, Pu-
tin, 'Küreselteşme'ye ve Tek Kutuplu Dünya'ya, artık
inanmadıklannı açıkladı. Tabii buna, Rusya'nın Ozal'ı YeK-
sin'in 'tasfiyesi' tekaddüm ediyor. Uzakdoğu'da Çin'i, eko-
nomik yatınmlaria 'bogacağını' uman ABD, tam tersine onun,
Rusya'ya yakınlaştığını; bu da yetmezmiş gibi, ikisinin öncü-
luğuyle 'Şanghay Işbirliği'nin oluştuğunu görüyor. Bat'da
Türkiye, Gazi'nın dış polıtıkasına dönüş ışaretleri vermekte-
dir; dahası, ABD'yi dışlayan bir Karadeniz Gücû askeri an-
laşması, onun ve Rusya'nın öncülüğüyle imzalanmıştır.
Böylece dünya siyaset arenasında, 'Global Trend, 2015'in
öngördüğünün tersine, bir derienıp toparianma, Avrasya Plat-
formu'nda, ikinci ve 'nükleer' bir kutup oluşturma çabası gö-
rülmektedır, ki Kafkasya, Ortadoğu, Iran ve Orta Asya pet-
rol havzası, fena halde onun denetımı altına gırecekmış ızle-
nımini uyandırıyor.
Oysa Washington'daki strateji uzmanlan o bölge için bam-
başka bir hesap ıçindeydiler: bir kere daha evdeki hesap, çar-
şıya uymayacaktır.
e-mailrtilahanfa isnetrtet.tr
http://www.bilgiyayinevi.com.tr/ailhan
Faks:0-212 / 260 19 88