23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 EKİM 2001 PAZARTESİ ROPORTAJ Taksim Meydanı 'ndaki anıt, bin yıllık uzun aradan sonra halkın yer aldığı ilk heykel ». 1 1949 yılının fotoğrafında Taksim Kışlası yıkılmış, Cumhuriyet Anıtının süslediği meydan yeniden düzenleniyor.. Curnhuri G ün ortasında Taksim'in orta yeri... CumhuriyetAnıtı 'nın tam önü... Dönüp çevreye bakınca... Gelen geçen... Durup fo- toğrafçektiren... Oturup dinlenen... Birini bekleyen... Sarmaş dolaş yürüyen... Adres soran... Tram- vayayetişen... Şaşkın bakan... Metro- ya inen... Karşıdan karşıya geçen... Boş gezen... Simit yiyen... tzmariti ye- re atan... Trafik polisinin düdüğü... Otobü- sün freni... Otomobilin kornası... Taksim, Istanbul'un kalbi ise eğer, akıp gidenin yerini peşinden hemen gelenin doldurmasıyla görün- tü ve gürültünün dolu dolu yaşandığı bu ortam şah da- man olmalı... Önünde durarak ve sonra firdolayı çevresinde do- lanarak Cumhuriyet Anıtı 'na bakarken ve çevreden sızan müstehzi bakışlann altında bir aynntı olarak akla takılanlar ise şah damannın ötesinde, beyne gi- den kılcal damarlarla ilgili gibi: Milyona yakın yüz binlerce yıl sürmüş insanoğlu- nun taşı yontması... Taş Devri'nin bu uzun başlangı- cına "yontma taş" denmiş bu yüzden... Dünyanuı en eski zanaatlarından biri taşı yontup şekil vermek ol- sa gerek... Ama bu zanaatın güzel sanata dönüşmesi ancak üç-beş bin yıl öncesi kadar yakın... Önce ba- kın kalayla kanştınp bronzu bulan, ardından demiri keşfeden aynı devrin insanı bu kez ya bronzu döke- rek ya da taşı keskiyle yontarak yaratmış heykel sa- natını... Saygısını, korkusunu, sevincini, aşkını, efendisini, tannsını, ruhunda ve dünyasında ne varsa her şeyi heykele yansıtmış... Ne güzel yapmış ve ne güzellik- ler yaratmış taştan ve bronzdan... Laldn insanoğlu, ta- şı gıdım gıdım yontarak milyona yakın yüz binlerce yılı geride bırakmış ve tam da uygarlaşmışken heyke- li yasaklamak niye? Tapmmasınlar diye mi? O halde bir zamanlar tapındığı için yıldızlan, güneşi, ayı, su- yu. dağlan da yasaklamak gerekmiyor mu? Bin yıllık uzun aradan sonra Bu topraklarda dünyanuı en güzel yontuları yapılır- ken şöyîe böyle bin yıla yakın bir zaman peyderpey ve sonunda tümüyle mühürlenmiş atölyeler... Koca bir ulusa, yetiştiremediği heykeltıraşlar için ne yazık... Ve ne şans ki, artık zincirlerinden başka yitirecek bir şeyi kalmamış ulusun en umutsuz anuıda Musta- fa Kemal Paşa çıkagelmiş... Bu güzelim topraklar- da, birçok güzellikle birlikte heykel de hayat bulmuş yeniden, Cumhuriyetle... Taksim'deki Cumhuriyet Anıtı, Istanbul'un ikinci heykeli olarak Cumhuriyetin 5. yıluıda açılmış... Ilk anıt iki yıl öncesi Sarayburnu'na dildlmiş olan Ata- türk heykeli; hemde Türkiye'nin ilk anıtı... Taksim'de ;seAtatürk, asker-sivil arkadaşlan ve halkla birlikte... Bir bakıma halkın yer aldığı ilk heykel... Belki de bu nedenle... Istanbul'da ulusal bayram- larda resmi kutlamalann yapıldığı bu anıtm önüne herhangi bir gün halktan birileri de gelip kendi töre- aini düzenliyor sessizce ya da birilerini Atası'na şi- kâyet ettiği için polisten dayak yeme pahasına! 1925 yıhnda Cumhuriyet Halk Fırkası Istanbul Mil- letvekili Hakkı Şinasi Paşa'nın başkanlığında oluş- turulan bir komisyon, Taksim'e dikilecek anıtın sipa- rişini Italyan heykeltıraş Pietro Canonica'ya veri- yor... Istanbul Belediye Başkanı Emin Erkul ise Ma- :ar heykeltıraş Cripel'e yaptırmakta olduğu ve Sa- rayburnu'na dikilecek ilk heykelin heyecanıyla dolu... Erkul, 1959 yıluıda, Istanbul Belediyesi'nin Basuı Yayın ve Turizm Müdürü Rakım Ziyaoğlu'na anıla- rını anlatırken Cumhuriyet Anıtı'nın açılışından iki hafta önce istifasını verdiği için Taksim 'den hiç söz stmeden Sarayburnu'nu anJatıyor. Bugün bile ders alınabilecek değerli bir anı: "Memlekette yobazlı- ğın ve kara cahillerin yarattığı taassup sebebiyle medeni dünyada çok olan abide inşası, heykel di- kilmesi gibi şehirlere süs, tarihe hizmet veren, sa- nıt sevgisini arttıran gûzeUiklerin, İstanbuJ'da bu- lunmadığını hatırlayarak vatan sathında Uk defa olarak Atatürk'ün heykelini yaptırdım." Sarayburnu'ndanTaksim'e dönersek... 0 sıraTak- Üstte, Italyan heykeltıraş Pietro Canonica'nın tasarladığı Cumhuriyet Anıtı'nın maketi. Vanda anıtın mermer kaidesi inşa edilirken... sim, henüz "meydan" olmamış... 19. yüzyıhn ikin- ci yansuıda sulann taksim edihnek üzere toplandığı büyük deponun bulunduğu bu yerde Istiklal Cadde- si bittikten sonra bir yol Sıraselviler'e dönüyor, bir yol Gümüşsuyu'na gidiyor, bir yol da Pangaltı'ya uzanıyor... Taksim Kışlası 1922 'de kapanmış ama av- lusunu bir Maltalı kiralayıp stat yapmış, lig maçlan oynanıyor... Gerisi çayır çimen... Anıt, sonraki yıllar- da Taksim'in yeniden düzenlenmesine ve yaklaşık 40 bin metrekarelik bir alana dönüştürühnesine vesile olacak... Cumhuriyet devrlmlerlnln hızı Pietro Canonica siparişi alıyor ama elinde iki anıt daha var... Ankara'ya Atatürk'ün tunçtan iki heyke- li; biri Zafer Alanı'na, öteki Etnografya Müzesi'nin önüne dikilecek... Önce onlan bitiriyor... Canonica, dünyanuı ünlü yontu sanatçılanndan... Yaptığı anıtlar, St. Petersburg'dan Buenos Aires'e, Roma'dan Bağdat'a kadar dünyanuı birçok kenrini süslüyor... Eserlerinde modelin ruh haüni de yansıt- makta mahir olan sanatçı, klasik yontuculuğun belir- gin özelliği sayılan ağırbaşlılık ve saygınhğa sıkı sı- kıya bağlı.. Özenle çahşıyor, bronzu ipek kumaş gi- bi döküyor... Uygun bir kompozisyon bulduğunda fi- gürlerin arasrna kendisini de yerleştiriyor... Cumhu- riyet Amtı'nın hazırlanması iki buçuk yıl sürüyor... Canonica, siparişi aldığında Cumhuriyet üç yaşında... Hilafet kaldrnhnış, tek- keler ve medreseler kapatılarak eğitimde birlik sağlanrruş, şap- ka devrimi yapılmış, takvim ve saat değiştirilmiş... Anıtı bitirdiğinde Türk Medeni Kanunu, Türk Ceza Kanunu kabul edihniş, karşı devrim is- yanlan bastrnlmış, anayasadan devletin dini Islam dinidir hükmü çıkartılarak laikJiğe geçılmiş, harf devrimi eli kulağuıda... Türkiye o kadar nızlı değişiyor ki, devrimleri anıttaki kompozis- yona yansıtmaya zaman yok... Yuvarlak bir çevre düzeninin ortasuıdaki anıtın dört yüzü var ama ağırlık iki yüzünde. .11 metrelik taş ka- ide, kemerli iki kapı gibi... Birkapıda savaş var; Kur- tuluş Savaşı'nda Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa başında kalpağı, askerlerin önünde yürüyor; to- pun başmda bir asker, atın üstünde bir asker daha, yer- de bir kadın kucağında çocuguyla, asker-sivil herkes cephede... Öteki kapıdan modern Türkiye çıkıyor; Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk, sağında Başbakan Ismet lnönü, solunda Genelkurmay Baş- kanı Mareşal Fevzi Çakmak; arkada gençler, kasket- li adamlar, kadınlar, subaylar, garip şapkalı bir adam, galiba araya Italyan heykeltıraş Canonica da girmiş! Anıtın yan yüzlerinde ellerinde bayrakla birer asker nöbette... Canonica'nın eserlerindeki ağırbaşlılık, durup ba- kınca her bir figürün yüzündeki vakarda kendini gös- teriyor... Kemerli kaidenin pembe ve yeşil taşlan Italya'dan... Yontuda Sabiha Hanım ve Hadi Bey'in de emeği geçmiş... Anıt 140 bin liraya mal olmuş... Kaidesini mimar Moncerni hazırlamış... Kaidenin yan yüzlerinin tepesinde birer madalyon; yaklaşık bir metre çapmda rölyef... Bir kadm, yüzü peçeli... Öteki kadm, peçesiz... Devrimlerin hızını an- cak bu kadar yakalayabümiş sanatçı... Cumhuriyet Anıtı'nı gölgelemek Yine yan yüzlerde, nöbetteki askerlerin altında bi- rer ayna taşı ve mermer yalaklar... Çeşmelerden su- lar akacak ama nedense vazgeçilmiş... Anıtın meydan çeşmelerini anımsatan tasanmı uygulanmamış... Musluk yerleri boş duruyor... Bugün Taksim'de su, he- men karşıdaki maksem denilen eski su deposunun önünden akıyor... Taksim, Cumhuriyet Anıtı'yla özdeşleştikten 50 yıl sonra... Maksemin oraya, tam da anıtm karşısına bir cami yapacaklardı... Yıkamadıklan, kaldıramadıkla- n CumhuriyetAnıtı 'nı gölgelemek için yıllarca uğraş- tılar... Sanmayın ki vazgeçtiler. pusuda yatıyorlar... Hep uyanık durmak gerek... Işte bu yüzden.... Taş Devri'ni de ortaçağın koyu karanlığmı da hiç unutmayın ve Taksim'de Cumhuriyet Anıtı'nın yakı- nından ya da uzağından geçerken, bize Cumhuriyeti armağan edenlere bir selam çakm içinizden... Ve artık kendi amtlanmızı kendi yontuculanmız yapabildiği için haykırm sessizce, " Yaşasın Cumhu- riyet" diye... ENTERNET M E H M E T S U C U mehmet@cumhuriyet.com.tr Erkekler v e-mailr düşkünü Ingiltere'de yapılan bir araştırma, erkeklerin mesai saatlerinde kadınlardan daha çok dedikodu ya da ıvır zıvır biigilerin yer aldığı e- mailler gönderdiğini ortaya koydu. Araştırmaya göre her üç erkekten biri, günde 40 dakikasını e-mail aracılığıyla flört etme ya da birbirlerine porno resimler göndermeye ayırıyor. Kadınların iş dışı e-maillerle uğraşarak geçirdikleri vakit ise 25 dakika. Ingiltere'de faaliyet gösteren "edesigns.co.uk" adlı e-mail pazarlama şirketinin yaptığı araştırmada, erkek ve kadınlara işle ilgili olmayan e-maillere ne kadar zaman ayırdıklan ve e-maili nasıl kullandıkları soruldu. Anketle her üç erkekten birinin günde 40 dakikayı işle ilgili olmayan e-maıllere ayırdığı ortaya çıktı. Ankete katılan erkeklerin yüzde 25'inden fazlası, şirket e-mailini flört etme, iş arkadaşlan hakkında dedikodu yapma, işle ilgili olmayan kişilerle haberleşme ve sosyal yaşamlarını düzenleme konularında kullandığını söyledi. Kadınların ise ancak yüzde 13'ü e-mail aracılığıyla flört ettiğini ya da arkadaşlarıyla haberleştiğini söylüyor. The Guardian gazetesinde yer alan habere göre anketin güvenilirliği, katılanların doğru cevaplar vermesine bağlı. Haberde, erkeklerin kötü davranışlarını itiraf etmek konusunda kadınlardan daha rahat oldukları için sonuçların onların aleyhine çıkmış olabileceği belirtiliyor. Anket sonuçlarına göre erkeklerin yüzde 27'si flört etmek, yüzde 18'i dedikodu yapmak, yüzde 16'sı iş dışında arkadaşlarıyla görüşmek, yüzde 13'ü porno sitesi adresi göndermek, yüzde 11 'i ise sosyal hayatını düzenlemek için e- mail kullanıyor. Kadınların da yüzde 32'si sosyal hayatını düzenlemek, yüzde 18'i aile üyeleriyle haberleşmek, yüzde 15'i dedikodu yapmak, yüzde 13'ü flört etmek ve yüzde 7'si porno sitesi adresi göndermek amacıyla e-mail kullanıyor. İnternete 100 kaf daha hak erişim Türktelekom, internete "100 kat" daha hızlı erişim sağlaya- cak sistemin kurulması ama- cıyla ihaleye çıktı. Geniş bant- lı sayısal abone erişimi olarak tanımlanan ADSL sistemi sa- yesinde, kurumun internet şe- bekesi TTNET'e abone olanlar, internete 100 kat daha hızlı u- laşma olanağına sahip olacak- lar. Söz konusu ihalenin 2 ay içe- risinde sonuçlandırılması bek- leniyor. İnternete erişim hızının artmasının, TTNEt'in abone sa- yısında artış sağlayacağı belir- tiliyor. Bu arada, Türkiye genelinde- ki 2.5 milyon internet abonesi- nin 110 bini internete Türk Te- lekom'un internet şebekesi TTNET üzerinden erişiyor. VIPÜS yayan gence 150 saat ceza Hollanda'da, bu yılın başla- rında Rus tenisçi Anna Kurni- kova'nın adıyla tüm dünyadaki bilgisayarlara virüs yayan genç, 150 saat çalışma cezasına çarptırıldı. Leeuvvarden Mahkemesi ta- rafından çalışma cezasına çarptınlan 20 yaşındaki genç, Anna Kurnikova haber grubuna küçük bir kurtçuk ilavesi yap- mış ve bu kurtçuğun açılmasıy- la, virüs aktif hale gelmişti. Virüsü yayan genç, babasının polisi uyarısı üzerine yakalana- rak gözaltına alınmış ve suçunu itiraf etmişti. Hollandalı gencin yaydığı virüs, Mayıs 2000 yılın- da görülen "//oveyou"virüsün- den sonraki en etkili virüs ola- rak tüm dünyada 15 milyondan fazla bilgisayara zarar vermişti. Dünyada 459 milyon internetçi var Dünyada 2001 yılının ilk yarısı itibarıyla yaklaşık 459 milyon kişinin evinde internet bağlantısı bulunuyor. ABD'de yapılan bir araştırmaya göre, dünyada evden internete giren 459 milyon kişinin yüzde 40'ını Amerikalılar ve Kanadalılar oluşturuyor. Avrupa, Ortadoğu ve Afrika'daki internetçiler, dünya internetçilerinin yüzde 27'si. Asya-Pasifik ülkelerindeki internetçiler dünya internetçilerinin yüzde 22'sini, Latin Amerika ülkelerindeki internetçiler de toplamın yüzde 4'ünü oluşturuyor. KKTC mahkemeleri internette KKTC mahkemeleri, "www.mahkemeler.org" adresiyle hazırlanan sitede, internet dünyasında ziyarete açıldı. Web sayfasında, yüksek mahkeme kararlan, KKTC mahkemelerinin oluşumu, çalışması, yargıçlarfa ilgili bilgiler, telefon numaraları, mahkemelerfe ilgili istatistiki bilgiler, mahkemeleri direkt ilgilendiren yasalar, avukatların ismi ve telefon numaraları ve seçimlerle ilgili bilgiler yer alıyor. Web sitesinde ayrıca, mahkemelerdeki güncel . olaylara da yer veriliyor. Başkalarına Karşı Saygı 1. Toplum karşısında kendimize ya- kıştırdıgımız tavn intemetin sanal orta- mında da sürdürmeli, kimliğimizi sak- layabileceğimizi umarak gerçek yaşa- mımızda benimsemediğimiz davranış- lan sergilememeliyiz. 2. Başkalarına karşı saygılı olmalıyız, bunun kendimize olan saygımızın ve bize başkalannın göstereceği saygı- nın önkoşulu olduğunu unutmamalı- yız. 3. Düşüncelerimizi dile getirirken olumlu yaklaşmanın, nazik bir ifade kullanmanın sağduyunun gereği oldu- ğunu hatırlayarak hırçın, kırıcı, karala- yıcı olmazken bağırıyor izlenimi ver- mekten kaçınmalıyız (büyük harflerle yazmak, sözcükler içinde harfleri uza- tarak yinelemek gibi). 4. Tartışmaların özelleşmesine ve ki- şiselleşmesine yol açmamalıyız. 5. Insanları duygusal yönden zede- leyici ve rahatsız edici iletilerin yayıl- masına olanak vermemeliyiz (örneğin amansız bir hastalığı olanların son is- teği gibi sonuç alınması olasılığı çok kuşkulu iletilerin yayılmasına aracılık etmek ya da inançlar üzerinde yorum- lar yapmak gibi). 6. Kızdığımızda bile saldırgan ve he- le hakaret edici bir tutum sergilemek- ten kaçınmalıyız. 7. Istenmeden yapılan yanlışları hoş- görü ile karşılayıp anlayışla yardımcı olmaya çalışmalıyız. 8. Kişilerin istemleri dışında iletiler alarak rahatsız olmalarını elimizden geldiğince önlemeliyiz. 9. Bize gelen biriletiyi başkasınaak- tarmak ıstediğimizde, bu iletiyi bize gönderenin bunu ısteyip istemediğin- den emin olmalıyız. Cumhuriyet Anıtı, dün olduğu gibi bugün de önünden geleni geçeni, durup fotoğraf çektireni ağırlıyor... 10. Başkaları ile olan iletişimimizde anlamsız sayılacak gereksiz iletimde bulunmaktan kaçınmalıyız. 11. Hiç kimsenin zamanının küçük bir bölümünü bile boş yere almamaya özen göstermeliyiz. 12. Ulaşmadığı kaygısı ile bile olsa aynı iletileri ardı ardına göndermeme- liyiz. 13. Bilgilendirmek ve gelişmelerden haberdar etmek için sürekli bir elekt- ronik bülten göndermek istediğimiz- de, gönderdiğimiz kişinin bu dağıtım ya da duyuru listesinde kalıp kalmama isteğini ilk duyurumuzda belirtebilme- sini sağlamalıyız, kalma isteğini belirt- meyenleri bir daha rahatsız etmeme- liyiz. 14. Bir web sitesinde yer alan uzun- ca bir metin ya da belgeyi e-posta ekinde dolaştırmamalıyız, bu metin ya da belgenin adresini ve konusunu be- lirtip isteyenlerin buraya erişip bakabil- mesi için sanal adresini vermekle ye- tinmeliyiz. 15. lleti trafiğini yoğunlaştıran gön- derimlerde bulunanlan sürekli uyarma- lıyız, ısrarcı olanlarla yasal ve teknik yollarla uğraşmaktan kaçınmamalıyız. Biçimsel özen 16. Açık kimliğimizi hiçbir zaman gizlemeden, her iletimizde açık kimli- ğimizin net olarak belli olduğundan emin olmalıyız. 17. Konu kısmı yeterince açık (ileti- nin içeriğine göz atıldığında belli eden açıklıkta) olan, dili anlaşılır, özlü, kısa iletiler ile iletişim kurmaya ve etkileş- meye özen göstermeliyiz. 18. Eğer herkesi değil de bir kişiyi il- gılendirdiğini düşünüyorsak olanaklı ise genele hiç duyurmadan doğrudan ilgili kişiye iletilerimizi yönlendirmeli- yiz. 19. Yanıtlanmızı her zaman yanıtve- rilen iletinin konu başlığını koruyarak vermeliyiz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle