22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 EKİM 2001 PAZAR HABERLER O büyükgüne tanık olanlar anlatıyorCumhuriyet coşkudur,yaşanır İSKENDERÖZSOY Hocalarımız onu anlattı "Gece olmuştu. Çankaya 'ya gitmek üzere Meclis binasım terk ederek kondorlarda bana intizar etmekte olan Kenukttin Sami ve Hafit Paşalar 'a tesadüf ettim. Afi Fuat Paşa Ankara dan hareket ederken bunlann Ankara 'ya muvassalat eylediklerini, o günkü gazetede 'Bir teşyi ve bir istikbal' serlevhası altında okumuştum. Henüz kendileriyle görüşmemıştim. Benimle müîakat için geç vakte kadar orada intizarda bulunduklartnı anlaymca akşam yemeğıne gelmelerini, Müdafayı Millîye Vekili Kâzun Paşa vasıtasıyla tebliğ ettim. tsmet Paşa 'yla Kâzım Paşa 'ya ve Fethi Bey 'e de Çankaya 'ya benimle beraber gelmelerini söyiedim. Çankaya 'ya gittiğim zaman orada beni görmek üzere gelmiş Rize Mebusu Fuat Afyonkarahısar Mebusu Ruşen EşrefBey 'e tesadüf ettim. Onları da vemeğe alıkavdum. Yemek esnasında 'YARIN CUMHURİYET'f İLAN EDECEĞİZ' dedim. Hazır bulunan arkadaşlar derhal fikrime iştirak ettiler Yemeği terk ettik. O dakikadan itibaren, sureti hareket hakkında kısa bir program tesbit ve arkadaşlan tavzif ettim." Ertesi gün 29 Ekim 1923'tür ve cumhuriyet ilan edılmiştir. Cumhuriyet, aydınlıktır, gelecektir, özgürlüktûr. Cumhuriyet; uzun süren savaşımdan sonra ulaşılan ılk utku, bugünleri hazırlayan sürecin başlangıcı ve yannlanmızın güvencesi. Bugün coşku günü. Bugünü, o günleri yaşayanlann tanıkhğıyla analım. îlk tanığımız cumhuriyetin ilanını Malatya'nın Hekimhan îlçesi'nde öğrenen romancı Cahit Uçuk. 1909 yılında îstanbuTda doğan Uçuk'un o kutlu güne ilişkrn anılan şöyle: "Gece eve telgraf geML Babam telgrafi okuyonca sevinçten havalara apladık,'Yaşasın Cumhuriyet, Yaşasın Mustafa Kemal' diye bağntbk. Hetdmhan haJJa haberi duyuncii davullar, zurnalar çafandı, halaylar çeküdL Herkes evierini bayraklarla süsledL Hekimhan'da 3.5 yd kakhktan sonra Alanya'ya döndük. Babam Alanya kaymakamı ohmtştu. Biz bir sûre babamla beraber oturduktan sonra Antarva'ya, anneannemin yanına gittik. Mustafa Kemal'i de orada gördüm." Artık basımız dlk 1914 yıhnda îstanbul'da doğan emekli avukat ÜmranErinçerde cumhuriyetin ilanınm yakın tanıklanndan. Erinçer, bir sohbetimizde anılannı şöyle dile getirmişti: "Cumhuriyednüan edfldiğini önce evde duydum. Askeri doktor olan babam Rüştü Erinçer aydm bır insandı ve Atatörk'ün cephe arkadaşıydL Mudu haberi babam annem Behke Hanun'a söylemiş, o da bana söyledi Evde büyük saadet vanh. Hepimiz sevinçten havalara zıpladık. Babamın duyduğu sevinç anlaülamaz. Haber Bahkesir'e uiaşınca binalar, okuDar bayraklaria süsiendi Halk coşku içindeydi. O sakin kent başka bir kent olmuştu. Hocalannuz bize cumhuriyean ne olduğunu, Mustafa Kemal'i anlafnlar. Okulda cumhuriyed anlatan müsamerefer yapük. Cumhuriyet bence büyük bir feJâketten kurtuluştur. Atatürk cumhuriyetin kendisidir." Yenl bir hayat baslıvor... Ümran Erinçen "Atatürk cumhuriyetin keodiskm-." Cumhuriyet ilan edüdiğmde Istanbul Fatih'teki Selçuk Hatun Mahalle Mektebi'nde okuyan emekli öğretmen Mehmet Ceyhan o büyük günün anılanyla dolu. Birinci Dünya Savaşı'ndan, yenik ve yoıgun çıkan ulusu, efsaneleşen Kurtuluş Savaşı'ndan sonra ayağa kaldıran Mustafa Kemal'in cumhuriyetinde yıllarca öğretmenhk yapan Ceyhan, 29 Ekim 1923'te yaşanan coşkuyu hep yüreğinde taşıyor. Işe Mehmet Hoca'nın anlaraklan: "tstanbul'un kurtuluşundan sonra büyüklerimizden çoksıkduyduğumuz 'Şündi ne olacak, Ankara'dan haber var mı?' sorulanmn yanıtı ahnmışü. Çünkü Mustafa Kemal cumhuriyeti ilan etmişti. Müjdeyi babam verdi: 'Oğhun, bugünden itibaren arük başınuz dik.'O büyük haber duyuhınca Istanbul tarifi mümkün ohnayan sevince boğukta." Mehmet Ceyhan: "Arükbaşıınızdfldi" Kâameffikmet FJçioğlu: "Unutulmaz bir coşku." 1910doğumluBefaiç Korai emekli memur. Çok küçük yaşlarda Adana'mn Fransızlar tarafindan ışgâlıni ve Adana'dan kağnılarla önce Isparta'ya sonra da Ankara'ya kaçışı yaşamış. Cumhuriyetin ılanına Ankara'da tanık olan Koral, "Cumhuriyetin ilânı top aûşlanyla duyumldu. Çoksevindik. Ankara bayramı yaşadın diye konuştu. 1911 doğumlu emekli öğretmen Hakkı Özerdem 29 Ekim 1923'deManisa'nın Muradiye Köyü'ndeymiş. Özerdem, "Cumhuriyetin Uân edüdiği haberi bize ertesi gün ulaşti. Haber duyuhınca köyde bir sevinç dalgası esti. Şentüder yapddL Halk birbirinin boynuna sanhp kufladL Herkes sevinçtiydi" derken 91 yaşındaki emekli öğretmen Kâzime Hikmet Elçioğlu da o güne ilişkdn anılannı şöyle anlattı: "O yıüarda Konya'da öğrentiydün. Münevver kitie, cumhuriyetin flannu bekhyordu. Haber duyuhınca büyük coşku yaşandı. Okuldaki coşkuyu hiç unutamryorum. Cumhuriyet, bize Türkiye'de yeni bir hayatin başladıgını müjdeh>t»rdu." Cılctılc açık alınla... Ve geçmişten saörlar. Cumhuriyetin onuncu yılını yaşamış, bir öğretmenden bayram notlan. Bursa'nın Mudanya ilçesine bağlı Trilye Kasabası'nda öğrencüerini kucaklayan cumhuriyet öğretmeninin notlan ve fotoğraflar sararmış bir zarfin içinde ulaşti bana. Notlan okudum, gözlerim yaşardı. Şöyle diyordu Mustafa Kemal'in öğretmeni: "Bugün 29 Teşrinievvel 1933, Pazar. Büyük bayramın onuncu yddönümünün sabanındayız. Trilye, daha şu dakikalarda bile sinesinde çok müstesna bir heyecan manzarası yaşaüyor. Ben de bir cumhuriyet iaa ve öğretmeni olarak çok heyecanhyım. Bütün evlerin pencerekrinden başjar sokaklara uzanmış, caddeJer ve sokaklar akın akm merasim alanma giden halk ile dotu. Meydanda büyük bir resmi gecit için hareketB hazniıklar var. Ben de birazdan mektebe çocuklarunuı başına gkteceğhn, oradan hep beraber merasim yerine yörüyeceğiz-. Çok sevinçliyim. Cumhurfjıet, coşkudur, yaşrvorum_" Mustafa Kemarin öğretmeni ilk gün notlannda çocuklannı bayrama nasıl götürdüğünü anlattıktan sonra bayramın ikinci günü notlannı da yazmış. O notlar da şöyle: "30 Teşrinievvel 1933, PazartesL Trilye'de cumhuriyetin onuncu yıh için düzenknen resmi geçit saatlerce devam etti. Merasim bittikten sonra caddekr haüi kalabahğı vüzünden geçihnez hâle geldi Akşam saatierine kadar bu cûşuhurûş manzarası aynı coşkunluğu muhafaza etti." Cumhuriyet kuşağrnın yüz akı öğretmeni, büyük bayramla ilgıli notlannın son bölümünde Mustafa Kemal Paşa'run onuncu yıl nutkundan söz ediyordu. Işte o notlar "31 Teşrinievvel 1933, Sau. Bugün akşama doğru gazeteJer geldi Heyecanla, Ankara'da yapdan geçit resmini okudum. Gazi büviik ba>ramda halka hitaben bir nutuk irat buyurmuşlar. Nutku okuyunca gözyaşlanmı tutamadım. Yaşasm Cumhuriyet^'' O elleri öpülesi öğretmen gerçekten yaşadı mı? Yoksa o yıllann öğretmenleri hep öyle miydi? Ve bir de acı, çok acı Cumhunyet Bayramı anısı. tki yıl önce bir hain saldın sonucu öldürülen Ankara Üniversitesi Öetişim Fakültesi öğretim üyesi, eski Kültür Bakanı, Cumhuriyet Gazetesi yazan Prof. AhmetTanerKışlah henüz dört ayükken annesi Lütfiye Kışlah mn kucağında çekılmış bir fotoğrafta, ağabeylerinin sevincine ortak ohnuş. Fotoğraf 29 Ekim 1939 tarihinde Zile'de, Foto Sami Koç tarafindan çekılmiş. Anne Lütfiye Kışlah, solunda büyük oğlu Mehmet AB Kışlah, sağında ortanca oğlu Mahmut Kışlah ve Ahmet Taner Kışlah'yla çektirdigi bayram fotoğrafrnı bir yakınına armağan etmiş. Aydın bir Türk kadını ve öğretmeni olan Lütfiye Kışlah, belh ki fotoğrafla en küçük oğlunun ilk Cumhuriyet Bayramı 'nı belgelemek istemiş. BÎR YOL HtKÂYESİ TAYFUN TALİPOĞLU 'Sübyancılara Suçüstü' Son zamanlarda bir sloganımız var, izleyenler bilir: "Seçtiklehniz 'sizi' yönetir; izledikleriniz, 'çocuklannızı' yön- lendirir... Şikâyet hakkınız yok! Tercihlerinizi gözden geçirin..." diye. Her fırsatta söylüyor ve yazıyo- ruz... Çünkü kuşatma altındayız... Birilen, çocuklanmızı hedefledi. Afganıstan ya da dünyanın birçok yerinde yaşadıklan gibı, üzerlerine bombalaryağmıyor bel- ki ama onları "yavaş yavaş" öldürüyo- ruz... Kuşatmanın lojistik desteğini MED- YA sağlıyor. Hem de "karşı çıktığını" söyleye söyleye... 2001 Ege Kraliçesi, on üç yaşın- daki Şeyma Aslangiray'ın "Mankenlehn rengârenk dünya- lanndan etkilendim" sözleri, tokat gibi patlamıyorsa suratımı- za, "geçmiş olsun" arkadaşlar! Geçen yıllarda, yine benzer bir yarışma için, jüri olan medya mensuplanna, "Bunun adı jürilik değil, sübyan- cılık" diye yazmıştım... Ve eklemiştim: "Dünyanın başka ülkelerinde, çocuklan koruma yasalan devre- ye girer, bizlerdeyse tartışılır, unutulur ve unutkanlıktanyeniyıldızlardo- ğar..." Ve dogdu da... Bu demektir ki, çocuklanmıza: "Sizin, kafanızı çalıştırmanıza, eğitim almanıza gerekyok! Bedeninizle para kazanabilir, hatta medya müsveddelerinde gördüğünüz gibi, çılgınca yaşayabilirsiniz..." Suçlu biziz Sorun bizden ve bızden önceki kuşaktan geliyor... 12 Eylül öncesi, kadın - erkek iliş- kilerini davaya ihanet sayan ideolojiler (sağda da solda da) cinsel problemlenni çözememiş bir kuşak yarattı. O günler, "Seyyah" albümümde okuduğum şiirim "Özeleştiri"de dediğim gibı, "yüreğimizden inanmasak da bütün kızlar bacımızdı..." Kızlar için de "ağabey" ya da "kar- deş"X\W. Ve "arkadaş" diye hitap ederdik. Sevgilerimizi gözlerimize gomer, cınselliğimizi küçük dokunuşlar- la yaşardık. Insan doğasını reddettığimizi an- ladığımızda artık orta yaşı aşmıştık. Tren kaçıyordu. Bizim kuşak ve öncesi "iş" başın- daydı... Işyerlerinde tertller güzellikten et- kileniyor, medya, haberciliğini bile cinsellik üstüne kuruyordu. Onun için, "manken olmak" yeti- yordu. Ve biz bunu kabulleniyorduk... Işte şimdi "Şeyma" tokadı pat- lattı. önce onu yanşmaya sokan anne- sine, sonra bize... Anne, fark etmiş değil, övünüyor. Çünkü içinde kalan "yaşamadık- larını" kızına yüklüyor ve bundan tatmin oluyor. Peki biz ne yapıyoruz? "Biz" ya da "ben söytemiştim'den öte? Küçük yaşta soyunanların üstünde "soyunacaklan şey kal- madığından" şimdi mankenlik de bitti, sunuculuğa, programcılığa soyu- nuyorlar. Seyrediyoruz... Ve küçük Şeyma'nın ona özenmesıni sağlıyoruz... Birçok konuda düşüncelerine ka- tıldığım Fatih Attaylı diyor ki: "Ben, Duygu Dikmenoğlu 'nun on dört yaşında Elit model birincisi olduğu gün- den beri yazıyorum." Doğru yazıyor, hem de cesurca ama aynı isim Sayın Altaylı'nın program yaptığı TV'de "zorla bir şey olmaya" zorlanı- yor... Ve, küçük Şeyma, özeniyor... Belki çok yeteneklidir hepsı. Ama bize, özellıkle medyada karar verme yerinde olanlara, "Buralarda olmanın yolu bu de- ğildir" demekten öte, dediğimizi uygulamaya koymak düşüyor... faks:0312 467 09 05 www.bamteii.tv rtalipoglua ixir.com ŞtŞLİ 2. SULH HUKÜK MAHKEMESt'NDEN 2001/925 Davacı Mahmut Şahbudak tarafindan açılan vası tayını davasında. Istanbul ıh, Kâğıthane ılçesı, Hürnyet Mahallesi cılt No: 7, hane No: 221'de nüfusa kayıth bulunan Mahmut ve Hanım'dan olma, 05/06/1974 doğumlu Demet Şahbudak ha- cır altma alınarak kendısının aynı yerde nüfusa kayıth bulunan babası Mahmut Şahbu- dak'ın velayetı altına konulmuştur. İlan olunur. 11/10/2001 Basın: 62034 EMEKLİ SAND1Ğ1 MENSUPLAR1NA DUYURU Acıbadem Hastanesi ve Acibadem Carousel Hastanesi, sağlığın önemine işık tutuyor ve sizîere aşa^ıdaki hizmetlerden ücretsiz olarak yararlanma imkanı surtuyor. Başvuru için Emekli Sandığı Karneleri yeterJi oJacaktır. Göz ameliyatları Kardiyolojik problemler Katarakt FAKO + İOL Glokom+Katarârkl+Î Anjio By-pass B i l g i v e b a ş v u r u l a r i ç i n A C I B A D E Ş m a m ^ C ! B A D E M M A S T A N E S l Santrai: (0216) 544 44 44 Direkt : (0216) 544 45 22 H A S T A N E S İ Santral: (0212) 414 44 44 Direkt : (02 î 2) 414 44 90 (0212) 4İ4 44 9?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle