19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYTA CUMHURİYET 13 EKİM 2001 CUMARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER [email protected] Nıçin banş? Niçin savaş? Kendinize bu sonjlan sordunuz mu? Niye insanlar dövüşür, birbi- rini öldürür, niçin kentler, köyler bomba yağmuru altında kalır? Ni- ye barış özlenen bir duygudur? Aziz Nesin de sormuş bu so- ruları... Kim, hangi yazar, şairsor- mamış ki!.. "Isteriç banş, isterdış banş olsun, barıştan kim ne ya- rar elde edecek? Bu sonılann doyumlatıcı yanıtlannı al- dıktan sonra banşçı olmalıyız." Günü gelir herkes savaşçı kesilir. Kimi istemeyerek, ki- mi zorlanarak, kimi de birtakım ilkel duyguların itilişiyle!.. Şu yeryüzünde barıştan çok savaş dönemleri yaşanma- mış mıdır? Kimi zaman "banş ıçin savaş" diyerek, ama savaşın tüm koşullarını en acı biçimde gerçekleştirmek- ten de çekinmeyerek... Aziz Nesin sormuş: "Niçin, kiminiçin, kimin yaran için savaş?" Şu günlerde önemli bir dönemeçteyiz. Haklı mı hak- sız mı olduğu belli olmayan, bizden çok başkalarını ilgi- lendiren kanlı bir çekişmeye katıldık, katılacağız... Ney- miş, ABD'de iki dev yapı ıle Pentagon'a dört Amerikan yolcu uçağı çarpmış. Binlerce kişi ölmüş... Suçlu kim? Sağlam bir kanıta, belgeye dayanmadan, Suudlu bir, Usame bin Ladin suçlu ılan edilmiş! Nerde yaşıyor? Af- ganistan'da, öyleyse bu ülke insanlığın baş düşmanıdır! Yık vur, kendi gücün yetmezse, başkalarını da al yanı- na!.. Böyle bir savaş nedeni olur mu? Afganistan da, il- kel bir şeriat düzenı var dıye hak etmış mi yanıp yıkılma- yı, dünya devletlerinin ağırlığı altında ezilmeyi... Türk hal- kı dayöneticilerinin beceriksizliği, güçsüzlüğü yüzünden Amerika'nın öç alma kavgasına sürükleneceğe benzer... EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Banşçı Olmak Zor! Yıllardır Amerika'nın IMF'sinden para bekleriz. Hele son zaman- larda el açmış bekleriz! Üç verir- ler beş vermezler! Ülkemiz, hal- kımız açlık sınırlarında sürün- mekte... Para nereden gelecek, Amehka'dan! öyleyse ne ister- lerse verecek miyiz? Işin başını sonunu hesaplamadan... Ikinci Dünya Savaşı'nda yüz milyonlarca insan öldü. Savaş kapılarımıza geldi. 0 kırklı yılları yaşayan bir yurt- taşım. Tam savaşagidecekyaştaydım. Lisesıralarında... Ecevit de, Demirel de... Cumhurbaşkanı Ismet Inönü savaş nedir bilirdi. Ne yapıp etti.. baskılara, gözdağları- na karşı bizleri savaşa kurban etmedi. Düşünmek gere- kir, şimdilerde Atatürk olsaydı, Inönü olsaydı, ABD'nin yoksul Afgan halkından öç alma savaşına Türk askerini gönderir miydi? Türk Islam dünyasını da karşısına ala- rak!.. Benim bugün açık açık söylemek ıstediğimi Aziz Nesin yıllar önce şu sözlerle bildirmiş: "Pek çok konuda pek çok sorv sormamız gerekiyor. Çünkü iyiliğin de iyilikseveıiiğin de, özgürtüğün de, ba- ğımsızlığın da, banşın da, savaşın da ne korkunç sömü- rülere, kandırmalara neden olduğunu yaşayarak görûp anladık. Banş istiyoruz ama.. ne olursa olsun banş değil... Edilgen bir barıştan yana değiliz; içte ve dışta acil, haklı, eşit, yarar sağlayan, onuriu banştan yanayız." Bir düşünsek ya, şimdi Afganistan'da, belki yarın I- rak'ta, Sudan'da, Libya'da yaşanacak çirkin ve haksız bir savaşın onurla, adaletle ne ilgisi olacak! Hele bizler de bu tek yanlı öç alma kavgasına isteksızce katılmış olursak!.. Bu çeşit duygulara kendilerini kaptıranlara, VictorHugo'nun şu dizelerini anımsatmak isterim: "Kan kanla değil, gözyaşı ile yıkanır." Dil ve Din Vedat GUNYOL D il. dünya insanlarının iletişim ara- cı olagelmiş. gelmektedir de. Dünyada ortak dil var mıdır de- yınce, vardır diyorum. Bu ortak dil, se- vinçte gülümseme ve gülmeyle açık açık gülmeye. hatta hatta kahkahaya. acılar- da ise bağıra çağıra. hüngür hüngür. ba- ğırtılı çagırtılı ağlamalara dek uzanan bir süreçte yaşanmaktadır. Ağlamanın. gül- menin dili. tüm dünyada kılı kılına aynı- dır. Bir çocuğun ağlamasının, gülmesi- nin dili e\renseldir. Diyeceksiniz ki ne- den ağlama ve gülme dışında insanlar ayrı diller kullanıyorlar0 Orasına rüfa- iler kanşır derim. Gülerken de ağlarken de aynı dili ko- nuşan insanlar aynı soyun sopudurlar. Nedir bu ayrılık gayrılık. ulus mulus ay- nlığı? Buna hiçbir zaman akıl erdireme- mişimdir. Sev işmenin dili de evrenseldir. Bir Fransız erkeği, bir Türk kızına tutu- lursa, hangi dilde anlaşırlar evrensel aşk dili dışında. Demek, ayn ayn dünya dil- lerinde, ortak bir buluşup anlaşma oda- ğı var. o da aşka dönüşsün dönüşmesin, sevdalara batsın batmasın. insan sıcaklı- ğına dayanan bir sihrin büyüsüne ulaş- ma, ulaşabilme taşkınlığıdır. Iş, dine ge- lince o da ayn bir konu. Din. bilginlere göre bir korkunun, ölümden sonrasını hesaba katan bir korkunun ürünüdür. Ölüm ve ölüm sonrası bir yaşamın var- lığını savunan. bir aldatmaca demeye- yim de bir umutlandırma uğraşıdır din. Din. hoşgörü üstüne kuruludur, diyor- lar. Temelde öyle olabilir ama dinin kö- tüye kullanılmadığını, dinci geçinen sır- tı pek kodamanlann görkemli ve bencil yaşamları kanıtlayabilir mi? Bir toplumda, dünyanın en güzel ya- salannın kotanldığını düşünelim bir. Ya- salan. yani güzel yasaları uygulayanlar. yasa koyuculan kadar iyi insanlar mı. eğitilmiş insanlar mı? Değil. Şimdi, din kitaplanndaki "hoşgörü" temeline da- yalı kurallannı kimler uyguluyor dersi- niz. Çoğu dar görüşlü. cahil hocalar. İşte işin korkunçluğu burada yatıyor. Din uygulayıcılarının, din kurucuları kadar yetkin olmalan gerekir. Ama dün- yamızda her şey bunun tersi. Ne dersi- niz? PENCERE DünyaEgemenHği TUtKusu... 11 Eylül bir dönüm noktası!.. Tarihsel zaman 11 Eylül'de bıçakla kesilmiş gi- bi ikiye ayrıldı. Artık dünyada hiçbir şey 11 Eylül'den önceki gi- bi olmayacak... Lanetlenesi kanlı olay binlerce insanın hayatı- na mal oldu, kimilerinin gözünü açtı, kimisini de eşekten düşmüş karpuza döndürdü; 'Yeni Dün- ya Düzen/'nin maskesini alaşağı etti. • Peki, 11 Eylül Türkiye'de kimleri eşekten düş- müş karpuza döndürdü?.. Atatürk ün laiklik devrimine burun kıvıranı.. PKK terörüne göz kırpanı.. Eskiler, ünlü özdeyişi kendilerine özgü bir vur- gulama ile dile getirirlerdi: "- Eşşekten düşmüş karpuza döndü." İki 'ş' ile söylenen eşeğe 'şeddeli eşşek' denir, Arapça yazıda bir harfin çift okunması gereğini bildiren işaret 'şedde'dir. 11 Eylül'de yaşanan kanlı olayı lânetleyip terö- rü şiddetle kınarken mazlum halkların başına fü- ze yağdırarak bu sorunun çözülemeyeceğini söy- lemek de çağdaş insana yakışır vicdan borcudur. • Peki, Amerika ne yapacak?.. Afganistan'ı bombalayacak, Taleban'ı yok ede- cek, Pakistan'ı hizaya sokacak, Irak'ı yıkacak, Müslümanların akıllarını başlarına getirecek, Tür- kiye'yi kendisine daha çok bağlayacak, ortalığı kı- rıp geçirecek, başkaldıranın canına okuyacak, si- yasal haritaları değiştirecek, kendine bağlı küçük devletler kuracak... Yeni Dünya Düzeni'ni zoria mı kuracak?.. Diyorlar ki: - Kapitalizm canavarı insan kanıyla beslenir, sa- vaş silah üreticilerine yarar, şimdi tüm dünyada ekonomi canlanacak, durgunluk aşılacak, üretim hızlanacak, patronların kasalan dolacak, yoksul- lara akmasa da damlayacak, Afganistan'a bom- ba yağdıran teknolojik dev yarasalan yönetenle- rin kurduklan tezgâhta sermayecilik yeniden pa- lazlanacak... Kim diyor bunları?.. Biz söylemiyoruz, Batı'nın önde gelen yazarla- rı çizerleri, özeleştiriyle karışık dile getiriyorlar. • Günümüzde yaşanan gerçek öylesine kanlı, ka- ba, çarpıcı, katı ve kör kör parmağım gözüne ki, ince eleyip sık dokumaya kalkan boşuna çaba harcar. Yeni Dünya Düzeni'nin 1991 'den 2001 'e değin 10 yılda etleri döküldü, iskeleti ortaya çıktı, kefen bezi gerçeği örtemiyor... Batı'daki namuslu aydınlar, bilim adamları, ga- zeteciler gerçekleri yazıyorlar... Türkiye bu ortamda ne yapacak?.. Gerekeni yapacak!.. Dünya düzeninde dönüşüm, oluşum, değişim, tarihin hiçbir döneminde gül suyuyla yapılmadı; acımasız mantığın kuralları geçerli oldu; Türkiye bu ortamda ne gerekiyorsa onu yapmalı!.. • Laiklik uygariığın gereğidir; laiklik olmadan de- mokrasi olmaz... Terör cinayettir... Ancak bir devletin bütün dünyaya metazori egemen olmak tutkusu da tarihsel bir rüyadır; Roma Imparatorluğu'ndan başlayıp Hitler'e dek U2anan süreçlerde sürekli fiyaskoyla sonuçlanmış 'hırs-ı p/n"nin göstergesidir. Sevgili MAHMUT, Tüm cazibesini yitiren dünyadaki gerçek dostlannla birlikte, bizlerden aynlışının 2. yılında yine kulaklannı çınlatmaya karar verdik. Haberin olsun. 13Ekim2001 EStN ÖNGÖREN DUYURU Deri ve Zûhrevi Hastalıklar Dernegı'nm olağan seçimli Genel Kurulu 18 Ekim 2001. çoğunluk sağlanamazsa 25 Ekım 2001 'de saat: 19.00'da SSK Vakıf Gureba Eğitım Hastanesı Konferans Salonu'nda yapılacaktır. Tüm ûyelerimize duyurulur. GÜÎNDEM: Açılış. Di\an Kurulu seçimi. Faaliyet Raporunun okunması. Mali Raponm okunması. Seçım. Düek ve temennıler. Deri ve Zührevi Hastalıklar Derneği Yönetim Kurulu KONFERANS Prof. Server Tanilli "Daha insanca bir dünya " ve Türkiye... Yer: Caddebostan Kültûr Merkezı Kadıköy Belediyesi Tarih: 14 Ekım 2001 Pazargünü Saat: 15.00 Sayın Server Tanilli. konferans sonrası kitaplannı imzalayacaklardır. ÇYDD Kadıköy Şubesi - Yayın Komisyonu SUN-TZU SAVAŞ SANATI Thomas Cleary'nin bu yapıtı Adil Demir tarafından dilimize çevrilmiş, Kastaş Yayınevi tarafından yayınlanmıştır. Türkiye Gazeteciler Cemıyetı'nin yayınladığı günlük Bizim Cazete Ülke sorunlarına ılışkin rapoıianyla, araştırmalarıyla, köşe yazılanyla, tarafsız haberlenyle sıvil toplumlann gazetesi. Düzenlı okumak ıçın abone olun. Tel: 0.212.511 06 75
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle