Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7OCAK2001 PAZAR
DIZI
Vereme karşı yapılan BCG aşısı bazı kanser türlerinde kemoterapi ile birlikte uygulanıyor
KANSER-4-
Doç. Dr. Ş ü k r a n Şabin
jr^anserde, aşı
ğ{ yönteminin
JL X . kullanılması, bağışıklık
sistemini uyarmak ve bu uyan
sonunda bağışıklık sisteminin
antikor dışındaki silahlan ile
tümörün gerilemesini
sağlamak amacı taşımaktadır.
Burada kullanılan yöntem,
sağhklı kişilerin aşılanmasına
benzese de amaç, aşılamada
kullanılan bakteriye karşı bir
yanıt oluşturmak değildir.
Kemik iliği nakli, özellikle lösemi ve
bazı lenf bezi kanserlerinde başan ile
kullanılmaktadır. Kemik iliği naklinde
amaç, hastanın kemik iliğini, ışınlayarak
tümüyle yok etmek ve yerine başkasın-
dan alınan kemik iliğini koymaktır. Lö-
semi ve lenf bezi kanserlerinde kullanıl-
masının nedeni ise, bu kanserlerin bağı-
şıklık sisteminin kanserleri olmasıdır.
Çünkü bağışıklık sisteminin hücreleri-
nin yapım yeri kemik iliğidir. Sonuçta, ba-
ğışıkhk sisteminin kaynağı kurutulup yok
edildiginde kanserin kökü de kurutulmuş
olacaktır. Kemik iliği naklinde de pek
çok sonın yaşanmaktadır.
Başlıca sorun, kemik iliği naklinin de
bir organ nakli olması nedeni ile, diğer
organ nakıllennde olduğu gibi bağışık-
lık sisteminin organı reddetmesi görülmek-
tedir. Ancak burada tam tersi bir durum
söz konusudur. Diğer organ nakillerinde
böbrek, karaciğer ve diğerlerinde hasta-
nın bağışıklık sistemi tarafmdan, nakle-
dilen organ reddedilmektedir. Kemik ili-
ği naklinde, hastanın kemik iliği ışınla-
narak tümüyle kurutulmuş olduğundan,
nakledılen kemik iliği reddedilmeyecek
gibi düşünülebilir. Oysa, nakledılen ke-
mik iliğinin kendisi bağışıklık sisteminin
kaynağı olduğundan. hastanın vücudun-
daki tüm organlan reddetmektedir.
O nedenle en yakın akrabadan -bu ge-
nellikle kardeş olmaktadır- kemik iliği
nakli yapılması gerekmektedir. Buna rağ-
men yine de hastada, nakledilen iliğin
değişik derecelerde reddi görülmektedir.
Çünkü tek yumurta ikizleri dışında, yer-
yüzündeki herbireyin genetik yapısı bir-
birinden farklıdır ve herkes bağışıklık
sistemi açısından birbirine yabancıdır.
Bu nedenle doku uygunluğu tam uy-
gun olan durumlarda bile hafif derecede
doku reddi görülebilmektedir. O neden-
le de kemik iliği nakli ile beraber bağı-
şıklık sistemini baskılayan ilaçlar hasta-
ya verilmektedir.
Kanserde aşılama
Bu konuda birkaç yaklaşım bulunmak-
tadır. Bugünlerde Türkiye'de de çokça
konuşulan ve adına aşılama denılen uy-
gulama. aslında tıp dilinde "bağışıklık
sistemini spesifık ounayan uyarT yönte-
midır. Daha öncekı bölümde de söz edil-
diği gibi (Coley etkisi) bu yöntem, has-
taya öldürülmüş bakterilerin enjekte edi-
lerek bağışıklık sistemini uyarmak ama-
cı ile yapılmaktadır. Normalde, hastalık-
lara karşı koruyucu olarak yapılan aşıla-
ma da böyk yapıldığından, buna da o
nedenle yanlış olarak aşılama adı veril-
mektedir.
Sağlıkh insanlan aşılamada amaç, ba-
ğışıklık sisteminin, aşılamada kullanılan
öldürülmüş mikrobu tanıması ve bu mik-
roba karşı antikor yapmasıdır. Daha son-
ra bu mikrop bulaşma yolu ile vûcuda gir-
diğınde. bağışıklık sistemininhücreleri onu
önceden tanıdıklan için, hazırda bekle-
yen bağışıklık sistemi hücresı hemen an-
tikoryaparak hastalık yapmasınafirsatver-
meden mikrobu öldürmektedir.
Kanserde, bu yöntemin kullanılması
ise, bağışıklık sistemini uyarmak ve bu
uyan sonunda bağışıklık sisteminin an-
tikor dışındaki silahlan ile tümörün ge-
rilemesini sağlamaktır. Burada kullanılan
yöntem, sağhklı kişilerin aşılanmasına
benzese de, amaç, aşılamada kullanılan
bakteriye karşı bir yanıt oluşturmak de-
ğildir. Bugün verem aşısı olarak bilinen
BCG aşısı bazı kanser türlerinde kemo-
terapi ile birlikte ya da daha sonra hasta-
lara bu nedenle yapılmaktadır. Hatta ba-
zılan BCG'yi direkt tümörün içine enjek-
te etmekte ve bağışıklık sisteminin hüc-
relerinin tümörçevresine toplanmasına ve
aktif hale gelmelerine ve sonuçta tümö-
rün küçültülmesine çahşılmaktadır. Kan-
ser tedavisinde bugün BCG, bu amaçla,
çok yaygın olmamakla beraber kemote-
rapi yanında kullanılmaktadır.
Kanserde, gerçek anlamda aşılama,
kanser nedeni olabilen virüslere karşı ya-
pılan aşılamadır. Ancak bu virüslerden ba-
zılan -papilloma virüsünde olduğu gibi-
her zaman kansere neden olmamaktadır.
Aynca virüslerin çok sık değişime uğra-
malan, bunlardan korunmak için yapılan
aşılamada engel oluşturmaktadır. Halk
arasında buna en iyi bilinen örnek grip
virüsüdür, her sene kıhk değiştirerek has-
Kanserde gerçek anlamda aşılama, kanser nedeni olduğu kesin olarak saptanmış virüslere karşı yapılan aşılamalardır.
talık yapmaktadır ve bir önceki sene aşı
yapılmış bile olsa, bir yıl sonra kılık de-
ğiştirdiğinden, bu aşının etkisi ya hiç ol-
mamakta ya da koruyuculuğu çok az ol-
maktadır.
Kanserde gerçek anlamda aşılama, kan-
ser nedeni olduğu kesin olarak saptanmış
virüslere karşı yapılan aşılamalardır. Bur-
kitt's lenfoma adı verilen ve bir çeşit lenf
bezi kanseri ve gırtlak kanseri nedeni
olan EB virüsüne karşı böyle koruyucu
aşılama çalışmalan yapılmaktadır. Bun-
dan önceki bölümlerde de söz edildıği
gibi EB virüsünün neden olduğu bu kan-
ser türü Afrıka'da oldukça yaygmdır.
Tümor bellrteçlerl
Tümör hücresi hem genetik değişikli-
ğe ugradığı için farklı maddeler yapmak-
tadır, hem de ımmun sistemden kaçmak
için bazı maddelen yapmaktadır. Bugün
bu maddelerden, bazı kanserleri teşhis
etmede ve tedavinin etkin olup olmadı-
ğını takip etmede beUrteç olarak yarar-
lanılmaktadır
Bunlann içinde en önemlileri kanser-
li hücre yüzeyınde görülen moleküllerdir.
Hemen her kanser tıpınde ve o kanser
hücresine özgü olarak görülen bu mole-
küller, özellikle lösemi ve lenf bezi kan-
serlerinde tam koymada çok değerlı mo-
leküllerdir. Bunlar, normal hücrede bu-
lunmadıklanndan, bunlann varlığı löse-
minin tıpıni tayin etmede önem taşımak-
tadır. Her lösemide de bu moleküller bir-
birinden farklıdır.
Bu moleküller, fare hücrelenni kulla-
narak yapılan ve bir çeşit kopyalama (ge-
netik klonlama) olan hibridonıa teknoio-
jisiıleüretılenmonoldoıuüantftorlarkul-
lanılarak teşhis edümektedir. Dahaönce-
ki bölümde (immünoterapi) süürti sflab-
br adı verilen antikoriar ışte bu yöntem-
le üretilmektedir.
Kronik lenfositik lösemi adı verilen ve
birtip lösemideki hücre yüzeyınde bulu-
nan moleküle karşı tarafımdan böyle bir
antikor Türkiye koşullannda ürenlmiş ve
bu lösemiye özgü bir antikor dünyada ilk
kez üretüdığınden bunun için Türk Patent
Enstitüsü'nden adıma patent verilmiştir.
Bu araştırma ile ılgili yazdığım büimsel
makale de, önümüzdeki aylarda ulusla-
rarası bir bilim dergisinde yayunlanmak
üzere kabul edilmiştir.
Hücrelerin yüzeyınde bulunan bu mo-
leküllerden başka, hastanın kanında ba-
zı maddeler, bazı kanserlerde yüksek bu-
lunmakta, bazı maddeler de sağlıklı ın-
sanda hiç göriilmezken kanserlı hastanın
kanında bulunmaktadır. Burada sayılan
neredeyse 100'e yaklaşmış bumaddeler-
den sadece, kamuoyunda günlerdir tartı-
şılan HCG (human chorionic gonadotrop-
hin) hormonundan bahsedılecektır. HCG
aslında gebelik hormonudur.
Bu hormon, cenin daha 8 günlükken,
yine cenin tarafmdan yapılmaya başlanır,
buhormonun, ceninin plasentası ile (halk
arasında çocuk eşi olarak adlandınlan
doku) annenin rahmine (uterus) yapışa-
rak yerleşmesine yardımcı olduğu düşü-
nülmektedir. Son günlerde iddia edıldiğı
gibi bunun, cenini annenin bağışıklık sis-
teminden koruduğu savı doğru değildir.
Cenini annenin bağışıklık sisteminden
koruyan, plasentada bulunan ve trofob-
last adı verilen hücrelerdir ve HCG'yi bu
hücreler üretmektedir.
Ancak trofoblastlar, bunun dışında, ce-
nini annenin immün sisteminden koruma-
ya yönelik çok sayıda madde yapmakta-
dır. Trofoblastlann, cenini annenin bağı-
şıklık sisteminden koruduğuna dair yaz-
dığım bilimsel makale de yine uluslara-
rası bir bilim dergisinin editörü tarafin-
dan ilginç bulunmuş ve makalede editö-
rün önerdiği gerekli düzeltmelertarafim-
dan yapıldıktan sonra bu dergide yayım-
lanacaktır. Bazı kanser türlerinde HCG
hormonunun, hastanın kanında yüksek
oranda olduğu görülmektedir. Bunun var-
lığı, bu kanser türlerinde teşhis koymaya
yardımcı olmasının ötesinde, tümör çıka-
nldıktan sonra, bu hormonun kandaki
düzeyınin düşüp düşmediği de, tömürün
varlığı ve yokluğunu takip etmede kulla-
nılmaktadır. Yine son günlerde iddia
insan antikoru
fare anükoru
tümör hücresi
* * * • •
tümör hücresi
Tümör hücresi
Tm fimör hücresi faastadan
m ahnarakbu hücrede buhınan
_<A. moleküBere karşı labora-
tuvarda üretilmiş antikorlarla tedavi
çahşmalan, son yıÜarda uzerinde en çok
çahylan konudur. Bugün kanser aşüan
adı verilen çalışmalar bunlardır. Bu
antikoriar hastaya verildiğinde, sadece
tümör hücresine yapışraakta ve tümör
hücresinin içine ginnektedir. Ancak bu
antikoriar laboratuvarda farelere
ürettiriküğinden, hastanın vücudu bunu
yabancı kabul ederek reaksiyon
verebümektedir. Bunun için antikonın
sapı kesilip ablarak kesilen yere insan
annlconınunsapıyapiştınfapreaksiyonun
önlenmesi sağianmaktada* (1-A). Tümör
hücresine karşı laboratuvarda yapdmış
oianbuantikonınucunazehirbağlanarak
hastaya verildiğinde, antikor, tümör
hücresine bağlanarak hücrenin içine
girmekte ve ucundaki zehir ile tümör
hficresinöldurniektedir(l^).Yada tümor
hücresinin ucuna radyoaktif madde
bağlanarak hastayaverihnekteveantikor,
hücre içine ahndtğıııda tümör hucresira
öldürmektedir. Bu durumdakiradyoaktif
madde,hücreiçinegnneden önce hücreye
gjrdikten sonra da, yaydığı radyoaktif
ışıma ile tümörün çevresindeki diğer
hücreleri deetkflemektedir(l-C).(Onical
Immunology'den abnmıştır. Editörler: J.
Brostoff, G.K. Scadding, D. Male, LM.
RoktYaymK3:GowerMedk^Pubashmg,
Londoa, New York, 1991).
edildiği gibi tüm kanserli hastalann ka-
nında bu honnona rastlanmamaktadır.
Bunabenzerbazı hormon ve maddelerba-
zı kanser tiplerinde görülmektedir ve kan-
daki düzeylerinin düşmesi ve yükselme-
si de, tümörün gerileyip gerilemediğinin
takibinde kullanılmaktadn". Ancak tüm
kanser türlerinin hepsinde görülen ortak
bir madde bugüne kadar saptanmamıştır.
Sonuç
Kanser gibi kapsamlı bir konuyu, hem
de birden fazla bilim alamnın ilgi alanı-
na giren birkonuyu, bir yazı dizisinde tüm
aynntılan ile ele alabılmek olanaklı de-
ğildir. Bu yazı dizisinde, kanserin olu-
şum mekanizması ile ilgili bilgiler ve im-
münoterapi ile ilgili son çalışmalar akta-
nlmaya çalışılmıştır.
Diğer aynnülara ya hiç girilememiş ya
da kısaca söz edilebilmiştır. Her bilim
alamnın uzmanı konuya farklı pencere-
lerden baktığı için, bu yazı, bir immüno-
loğun penceresinden kanserin görünü-
münü yansıtmaktadır. Diğer bilim alanı
uzmanlanmn dağarcığında da, bu konu-
da, burada ele alınamayan çok miktarda
bilgi bulunmaktadır. On yıl öncesi ile
karşılaştınldığında, bugün kanserle ilgi-
li bilgilerimizin inanılmaz ölçüde arttığı
ve bunlann kanserin tanı ve tedavisine çok
önemli katkılar yaptığı görülür ve en se-
vmdınci tarafi da, bu çahşmaiann tüm dün-
yada hızla sürmesidir. Kimbilir.. bir gün
kanser de kolayca tedavi edılebilen sıra-
dan hastahklar arasına girebilir. Neden ol-
masın?
BİTTİ
KaynaMar
/ -A.M.Scott. S. İVelt: Antibody-basedimmu-
nological therapies. Current Opinion in Immu-
nology. 1997:9:717-722
2- C. Yee, S.RRiddell. P.D. Greenberg: Pros-
pectsforadoptive Tcell therapy. Current Opi-
nion in Immunology. 1997:9: 702-707.
3 - CJM.Melief, R. Offringa. R.EM.Toes,
W.Martin: Peptite-basedvaccines. Current Opi-
nion im lmmunology. 1996:8: 651-657.
4 - D.C.Matthe*: F.O.Smith, I.D.Bernstein:
Monoclonalantibodies in thestudyandtherapy
ofhematopoietic cancers. Current Opinion in Im-
munology 1992,4: 641-646.
5 - D.M.PardoU: Cancervaccines: a roadmap
for the next decade. Current Opinion in Immu-
nology. 1994:6: 705-706.
6 - LH.Brinckerhoff, L.W.f Thompson.
C.LSlingluff. Melanoma vaccines. Current Opi-
nion in Oncology. 2000:12: 163-173.
7 - M.C. Panelli, M.P. Bettinotti, K.Lally,
G.A. Ohnmacht, Y.Li, P.Robbins, A.Rikker.
S.A.Rosenberg, F.A. Marincola: A tumor infilt-
rating Lymphocytesfroma melanoma metasta-
sis with decreasedexpression ofmelanoma dif-
ferentiationantigensrecognizesMAGE-12. The
Joumal oflmmunology. 2000,164: 4382-4392.
8 - N.P.Restifo: The new vaccines: building
viruses that elicit antitumor immunity. Current
Opinion in lmmunology. 1996:8: 637-642.
9 - P.Aebersold: Adoptive cellularimmunot-
herapy, TumormfiltratingLymphocytes, Lympho-
kine activited killer cells. Baxter Healthcare
Corporation. USA. 1991.
10-R.F. Wang. SA.Rosenberg: Human tumor
antigensfor cencer vaccine developlent. Immu-
nologyRtnien. 1999,170: 85-100.
11 - Ş.Şahin: Tümör lmmünolojisi. Temel ve
Klinik Mikrobivoloji. Editör: Şemsettin Usta-
çelebi. GunesKitabevi. 1999: 591-600.
12- Ş.Şahin: Behavior ofimmune system: Is
it defense or attack? Trophoblasl: Is itfirst im-
mune cell. (yaytna sunulan makale).
13 - Ş.Şahin. F.Karslı, H. Doğan: A newmo-
noclonalantibodyspecificfor 6.5 K.Da. gylcop-
rotein which mainlypresenl onaB cellofchro-
nic Lymphocytic leukemia (CLL). (Basımda).
14 - T.Bİankestein, D.A.Rotvley. H.Schre-
iber: Cvtokines and cencer. Currenl Opinion in
lmmunology. 1991:3: 694-698.
jVofc Bukonuda binlercemakale bulunmaklabir-
likte, son araştırmalara aitolanlardan çokazına
buradayer verilmiştir.
DUZYAZI
ORHAN BURSALI
Oyunun Kuralı...
Ekonomist köşeyazan Ege Cansen, eski Marksist
olduklanndan şüphelendiği bazı yazarlan "ecnebi ya-
zar"lıkla suçluyor. Ona göre bu yazarlar Türkiye'ye hep
dışandan bakiyor, sadece eleştiride bulunuyor ve so-
mut hiçbir sistem önermiyor. Daha sonra da onlara
Türkiye'nin meselelerine Türk gibi bakıp Türk gibi
düşünüp Türk gibi yaklaşmayı öneriyor.
• • •
Her yazardan olduğu gibi Cansen'in yazılanndan
da ogrenmeye çalışınm. Bazen de, geçen aylarda yaz-
dığı ve Boğaz'a neden üçüncü köprünün yapılma-
ması gerektiğini anlattığı o güzel yazısının o köşeden
nasıl çıktığına hayret ettiğim de olur.
Cansen'e dönemsel olarak Nâam Hikmet düşman-
lığı gelir. Köşesinden büyük şaire küfür döşer. Mark-
sist bile olsa, bu pek verimli olmayan topraklardan
üstün bir şairin çıkmış olması, bir insanı neden se-
vindiremez, bir türlü anlamam. En sonunda, Alpars-
lan Türkeş bile Nâzım'dan dizeler söylemek zorun-
da kalmıştı.
Keşke şu topraklardan birkaç uluslararası çapta ba-
ba kapitalist teorisyen ve uygulayıcı, bunlara paralel
uluslararası çapta bir-iki kapitalist politikacı çıksaydı
da, Cansen'in bir parçası olduğu Türkiye'nin bugün-
kü rezil ekonomik düzeni içinde debelenip duruyor
olmasaydık.
Kendi adıma ne kadar sevinirdim! Ve onlaıia gurur
duyardım!
Aynca, hiçbir Marksistin yaşadığımız bu kepaze-
ükte en küçük bir dahli olmadığını "Oyunun Kuralı"
köşesinin yazannın bilmesi gerekir. Bunu bilmemez-
likten gelirse, dünkü yazısında yaptığı gibi "Oyunun
Kuralf nı çiğner ve yanlış yeldeğirmenlerine sakJmr!
Merak ediyorum: Türkiye'nin bugünkü ekonomik
sistemiyle aktif bir bütünlük içinde olan ve aynca
ekorvomi yazarlığı yapanlar, "Oyunun Kurair içine ken-
di sorumluluklannı da dahil etmek durumunda değil-
ler midir?
Bazı yazarlar sadece eleştirebilirler.
Türkiye'ye yurtdışından da bakabilirler, yurtiçinden
de.
Everest tepesinden de, uzaydan da, Ay'dan da
Önemli olan, neyi nasıl efeştirdiği, bu eieştirilerde
öğrenecek bir şeyler, bir fikir olup olmadığı değil mi-
dir?
Türkiye'nin ekonomik, siyasal ve sosyal gerçekle-
rine, "Devlet Yönetim Sistemi"ne, bu sistemin "ter-
cihlerine", "maliyetlerine", "sakıncalanna" nasıl ba-
kacağız?
Nasıl bir bakış acaba Türkiye'yi bu bataklıktan kur-
tanr, ekonomiyi ateşler, siyasal kafalan rasyonelleş-
tirir, çok sayıda girişimcisini devlet ve siyasetçi uşa-
ğı, kölesi, aleti yapmaz???
Nasıl bir bakış, acaba, ömeğin bir Türk başbaka-
nının veya hükümetinin (ve ekonomi yazarlannın!),
örneğin ekonomi- bilim- teknoloji ilişkileri konusun-
da zihnini açar, düşüncelerinde kıvılcımlar uyandınr,
Türkiye'nin neden geri kaldığının gerçek nedenleriy-
le yüz yüze getirir???
Acaba nasıl bir bakışla, örneğin devlet bankalann-
daki 20 milyar dolarlık "görev batığının", aslında Tür-
kiye'nin plansız ekonomisinin ve yönetilişinin tam bir
yansıması olduğunu görebiliriz??? -,-:•., .:rlt
Yine, nasıl bir bakışla, batınlan 20 milyar dolann Tür-
kiye ekortomisine kaça patiadığını, 20 milyar dolar doğ-
ru yönetilseydi ekonomiye ne katkı sağlayacağını or-
taya koyabiliriz acaba?
•••
Türkiye ekonomisine, siyasetine ve sosyal hayah-
na, içten bir Türk bakişı" öneren ve damariannda ha-
lis mulis Türk kanf taşıdığını anladığımız "Oyunun
Kuralı" yazan, Türkiye'ye, bu batık düzenin içinden
mi bakmayı öneriyor?
Cansen, ekonomisttir, söytediği şeylerin ölçülebi-
lirolmasını istememiz de hakkımızdır. Bu bakışınTür-
kiye'ye ne kazandıracağını da "ekonomik" olarak an-
latmasını bekliyoruz.
obursali(§ bilimmerkezi.org.tr
Berfin'de açdacak "Sultan'm Mührü" sergisiiçin De-
utschebank \etküileriy le görüşerek bir protokol im-
zalayan Sabana, Türk işadamlamla dagörüştü. .
Sabancı:Eşimin
açıklaması iyiniyeüi
tstanbul Haber Servi-
si - tşadamı Sakıp Sa-
bancı, üç partinin el ele
verip birlik içinde çalış-
maması durumunda
problemlerin daha da
ağır olacağını belirterek
u
ADah'a şükür bir hü-
kümetimiz var. Kritik
günler içinde bizi hükü-
met içindetutturan Ece-
vit var" dedi.
Sabancı, eşi Türkan
Sabancı'nın, Başbakan
Bûlent Ecevit ve Rah-
şan Ecevithakkında yap-
tığı açıklamalanyla il-
gili olarak "Eşim açıkla-
malarmı iyi niyetie yap-
mışnr'' dedi.
Tatil için gittiği Fran-
sa'dan sonra Alman-
ya'ya geçen ve Berlin'de
açılacak "Sultan'ın
Mührü'' sergisi için De-
utschebank yetkilileriy-
le görüşerek bir protokol
imzalayan Sabancı yur-
da döndü. Sabancı, Ata-
türk Havalimanı'nda ga-
zetecilerin sorulannı ya-
nıtladı. Eşının Başbakan
ve Rahşan Ecevit hak-
kında basuı mensupla-
nna yaptığı açıklamayı
değerlendiren Sabancı
şunlan söyledi:
"Bu laflar tamamen
iyi niyetiesöylenmiş.Akd
öğretecekamammdade-
ğfl.tkindnoktaise Saym
Ecevit'in eşjnin afkonu-
sundaki çalışmalarryla
ügilL Şöytedüşünün, bir
tarafta Türkan Saban-
cı_ Özdemir Sabancı öl-
müş,hakscdıklar otmuş.
Onun baskısı içinde af
konusu konuşulurken
onun düşüncesi farkh.
Ecevit'in eşi de kendi
doğrulan içinde— Ken-
disinin insancd pencere-
den düşünceleri var. O
da hakh.Bu konuda her-
kesin ayn ayn doğrula-
n çıkar. Bunu ne diye bu
kadar büyüttüler, anla-
yamadnn. Bunlann için-
de iyi nıyetvar."
Sabancı, ürünlerinin
boykot edilmesiyle ilgi-
li olarak da herkesin hür
olduğunu söyledi.