15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 OCAK 2001 PAZAR HABERLER DlflNYADA BUGÜN ALt SİRMEN FJÜısaf! Sevgili, • ' ' ~ • " Â Her yıl en sevdiğim yerlerden, en keyifli gezi- lerden de olsa, yurda döndüğümde, içimi kapla- yan sevinç artıyor. Hep eve dönmenin keyfini duyuyorum. Evde- ki aksaklıklan artık eskisi kadar görmüyorum ve- ya öfkelenmiyorum sanma. Tam tersine, aksak- lıklanmızın, garipliklerimizin gün geçtikçe armğı kanısındayım. Gerçekten garip bir toplumuz, Garipliklerimizden biri de, kimi konulann so- rumlularının doğru yapılmasından sorumlu ol- duklan şeyi düzgün biçimde gerçekleştirecek yerde, kendilerinden kaynaklanan bozukluğu, sanki o işin dışındaymış gibi eleştirmeleri. Dün de Sabah gazetesini açtığımda, bu olayın birörneğiyle karşılaştım. Gazete dokuz sütun manşetten haykınyordu: "Yalan dünya Türkiye'yiesiraldı". Altında da bir avuç sözde ünlünün istanbul'da her gece bir eğlence yerinden diğerine mekik dokudukian ve eglencenin türü anlatılıyordu. Gazetenin saygın bir kişi olan başyazarı Gün- gör Mengi de "Yalan Dünya" başlıklı yazısında, bu tür yaşamı ve onun sergilenmesini eleştiriyor, kabahati daha çok televizyonlara yüklüyor veTe- levole programını öne çıkanyordu. Ana fikrine katıldığım yazının bir yerinde de, "Şiddete ve cin- selliğe tapan bir toplumun kendisini de yok ede- ceğini medya artık görmek zorunda değil mi?" . deniyordu. • * • Güldüm! Sonra hemen gazetenin arka sayfa- sınt çevirdim. Orada bermutat cıbıl bir dilber arz- ı endam eyliyordu. Bu kez, konuk minikinisinin yalnız altı olan, iştahaver dolgun memelerini bi- razı taşacak biçimde kollanyla kapatmış, tıpkı haberde anlatılan kızlara benzeyen, "gizemli Gü- listan" hanım kardeşimizdi. O veya bir başkası, ama mutlakatam ya daya- n çıplak bir cinsi latrf, bu gazetemizin sayfalann- dan her gün cinsel çağrışımlar yapıyorlar. Mankenleri köşe yazarı yapan, haberde eleş- tirilen gece kulüplerinin müdavimlerinin yaşam- lannı imrendirircesine gözler önüne seren yazılı basın değil mi? Sevgili, Çok ayıptır söyiemesi ama, ben bir kez bile seyretmedim Televole'yi; zapping yaparken gö- züme takıldığı zaman da, o kanalda kalmadan devam ettim. Ama bütün bu anlatılanlan yine de yazılı basın- dan biliyorum. Kısacası, yazılı basın bu furyada başı çekti, cinselliği televizyondan önce, medyanın yazılı kesimi öne çıkardı. Büyükgazetelerimizin Handan, Mandan, Şun- dan, Bundan vb. adlaria yayımladıklan ekteri ve içeriklerini unuttuk mu? Sabah gazetesinin, bu gidişte oynadığı rolü hangi izan sahibi yadsıyabilir ki? • • • Sayın Mengi'nin yazısında, bu hususlar da yer almış olsaydı, yani biraz da özeleştiri bulun- saydı, o zaman kendisini candan kutlardım. Ama ne yazık ki orada özeleştirinin katresine rastlamadım. O zaman oturup düşündüm. Acaba basının bir kesimi de, politikacılar gibi, kendi sorumluluğunu görmezden gelip, hasıral- tı edip, eskiden özendirdiği yaşamı şimdi eleşti- rirken, yakınlaştığının belirtilerini her, gün gördü- ğümüz toplumsal patlamanın telaşına mı düştü? Eğer öyle ise, yazılı bastn gözlerini televizyon- dan önce kendine dikip, kendı alışkanlıklannı ve davranışlannı da düzeltmek zorundadır. Çünkü Türkiye'deki yozlaşmada, yazılı basının büyük bölümünün çok, ama çok büyük bir payı var. Sayın Mengi'nin yazısını, böyle bir başlangıcın ilk adımı olarak görmek isterdim ama, o da müm- kün değil. Çünkü gazetelerimizi açıp bakıyorum, gidiş hiç de düzelme, güç yaşamın sırtlanmasında top- lumsal dayanışmayı güçlendirme yolunda değil. Tam tersine, kolay elde edilen parlak yaşam öğütleniyor, özendiriliyor. Gazetelerimiz her gün biraz daha light olmaya yöneliyoriar. Gerekçe "Toplum böyle istiyor" savı. Ve "Toplum böyle istiyor" diye diye, manken- lerden köşe yazarı yaratan light bir basın, patla- maya hazır bir toplumun dokusunu örüyor. MHP lideri Bahceli 'Parti değil, suçu işleyen cezalandınlmalı' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardmıcısı Devlet Bahçeli, siyasi partilerin kapatılmasının zorlaştınlmasını da içeren anayasa değişikliği paketinin önümüzdeki hafta Meclis'e geleceğini belirterek, "Üeride Siyasi Partikr Kanunu'nda yapüacak değişikliklerie de ağır bir yaptınm olan parti kapatma cezasına ancak kademeli bir ceza sisteminin sonucunda başvurulan birsistem gelistirilmelidir" dedi. Bahçeli, olağan dışı dönemlerde parti kapatmalannın partilerin olumsuzluklannı gidermenin bir yolu olarak görülmesinin ülkeye bir şey kazandırmadığını bildirdi. Af nedeniyle "pişmanhk duymadığmı" belirten Bahçeli, Başbakan Bülent Ecevit'ın sağhğıyla ilgılı bir soruya, "Arük basın olarak bu taruşmalardan vazgeçin. Sayın Başbakan sağhkh ve görevinin başındadır" yanıtını verdi. MHP lideri Bahçeli, dün partisinin Merkez Yönetim Kunılu toplantısmda, siyasi partilerin kapatılmasının • zorlaştınlmasına ılişkin anayasa değişikliği çahşmalanna değındi. Ölüm orucundakiler serum verme-reddetme eylemiyle devam eden süreçte 80. günlerini doldurdular 'Hayata Dönüş' hayata döndürmedi Operasyon işe yaramadı "Hayata Dönüş" operasyonu ölüm orucu eylemlerini sona erdiremedi. Hastanelere kaldırılarak serum verilen eylemcilerin, şuurlan açıldığında serumu çücarması, ailelerin "zorla tedavi işkencesi" değerlendirmelerine neden oluyor. İSTANBUL / İZMİR (Cum- huriyet)- "Hayata Dönüş" ope- rasyonu, sonrasında çeşitli has- tanelere kaldınlarak serum ve- rilen tutuklu ve hükümlülerin, şuurlan açıldığında serumu çı- kararak ölüm orucu eylemine devam ettikleri belirtildi. Aile- ler, tutuklu ve hükümlülere is- tekleri dışmda serum verilme- sini "zorlatedaviişkencesi'' ola- rak değerlendirdiler. Tutukluve hükümlüler "serum venne-red- detme* eylemiyle 80. günleri- ni doldururken tzmir Atatürk Eğitim Hastanesi'nde ölüm orucu eylemini sürdüren Ümit Kanh ile Banş Yıldınm'ı ziya- ret eden anneleri, çocuklannın gün geçtikçe "ölümün eşiğûıe yaklaşüğınr gördüklerini söy- lediler. F tipi cezaevlerini protesto etmek amacıyla önce açlık gre- viyle başlayan, daha sonra ölüm orucuna çevrilen ve 19 Aralık'ta Hayata Dönüş operas- yonu düzenlenmesine karşın kesintiye uğramayan eylem 80. gününe girdi. Kütahya Ceza- evi'nden Kütahya Devlet Has- tanesi'ne kaldınlan Semra As- keri, şuuru açıldıktan sonra te- daviyi reddetti. Kütahya Ceza- evi'ndeki tutuklu ve hükümlü- ler Semra Askeri'ye tedavi zor- lamasmın sona erdirilmesi, ya- nık ve yaralı olanlann tedavi edilmesi talebiyle 7 gündür tuz ve şeker alımını kestiler. Kü- tahya Cezaevi'ndeki hükümlü- lerin yalnızca su aldıklan belir- tildi. Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi avukatlaı Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde te- davi gören tutukluve hükümlü- ler hakkında kendilerine bilgi verilmediğini ifade ederken, Gebze Cezaevi'nden Kartal Eğitim ve Araştırma Hastane- si'ne kaldınlan Kenan Taybo- ran'ın beyin dokusunda zede- lenme olduğu bildirildi. Kartal Cezavi'ne giden ÇHD'li avukatlar edinebildik- leri bilgilere göre ölüm orucu eylemindeki Gülay Kavak'm sağhk durumunun kötü oldu- ğunu, Madunak Özen'in zor konuştuğunu ve bitkin durum- da olduğunu belirttiler. Binnaz Demirbaş'ta gaz zehirlenmesi ve bacaklannda yaralar bulun- duğunu anlatan avukatlar, Son- gül Yücel, Mekk Tayar, Elmas Başanr,PınarAdıyaman'ınya- ralannın, kınk ve çıkıklannın tedavisi için doktor istedikleri- ni açıkladılar. Sincan F Tipi Cezaevi'ne gi- den avukat Selçuk Kozağaçh, tutuklu ve hükürnlülerin genel durumlannda bir değişıklik ol- madığını, yarahlann tedavi edilmediğini belirtti. Tutuklu ve hükümlü aileleri, F tipi cezaevlerindeki operas- yon sırasında yaralanan tutuk- lu ve hükümlülerin, ölüm oruç- lannı sürdürdükleri için tedavi edilmediklerini öne sürerek TürkTabipleri Birliği hekimle- rinin F tipi cezaevlerine girerek yaralılan tedavi etmelerini is- tediler. Kandıra F Tipi Ceza- evi'ndeki Fikret Kara'nın an- nesi Naime Kara ile Kandıra Cezaevi'ndeki Sezgin ÇeHk ve Bayrampaşa Devlet Hastane- si'ndeki Doğan ÇeBk'in annesi Nadire Çeük çocuklannm yara- lannın tedavi edilmediğini be- lirttiler. Izmir Atatürk Eğitim Hasta- nesi'nde ölüm orucu eylemini sürdüren Ümit Kanh ile Banş Yıldınm'ın aileleri, tzmir Cumhuriyet Savcüığı'ndan izin alarak çocuklanyla görüştüler. Muhabirimiz Necati Aygm'ın haberine göre GülterKanh, oğ- lunun sağhk durumunun ciddi boyuttabozulduğunu gördüğü- nü belirterek. "Ayakta zor du- ruyor. Kilo kayıplan çok; ishaL, bulanü, yürümekte zorluk çe- kiyoriar, konuşmada güçlükçe- kiyorlar. Sadece morallerininiyi olduğunu $öylüyorlar"dedı. BaKantığa mektup 'Kardeşim terör kurbanı' ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Adalet Ba- kanlığı, "Hayata Dönüş" operasyonu sırasında kar- deşi ölen bir hükümlünün mektubunu yayımladı. Kardeşinin "terör kurba- ru olduğunu" belirten, adı açıklanmayan hükümlü, mektubunda örgütlere ses- lenerek "Çok sevdiğiniz bir sloganınızı paylaşryo- rum; 'Analann öfkesi ka- tilleri boğacak!' Ama size kötü bir haberim var: Ka- til sizsiniz! Analarunızm öfkesi sizi boğacak!" dedi. Adalet Bakanlığı'ndan dün yapılan yazılı açıkla- mada, Ankara-Sincan, Edirne ve Kocaeli F tipi cezaevleri ile diğer ceza- evlerine nakledilen tutuk- lu ve hükümlülere işkence • ve kötü muamele yapılma- sının söz konusu olmadığı kaydedilerek bu tür iddi- alarla ilgili olarak gerekli araştırma ve inceleme için Adalet Bakanlığı'ndan 3 başmüfettişin görevlendi- rildiği hatırlatildı. Açıkla- mada, iddialann aksıne cezaevlerinde ziyaretçüe- re her türlü kolaylığın gös- terildiği bildirildi. Adalet Bakanlığı'nın açıklamasında, kardeşi "Hayata Dönüş" operas- yonu sırasında yaşamını yitiren bir hükümlünün mektubuna da yer verildi. Adı açıklanmayan hü- kümlü, mektupta kardeşi- nin bir terör kurbanı oldu- ğunu belirtti. Hükümlü mektupta şu ifadelere yer verdi: "Benim kardeşim her ne şekflde ölmüş otursa ot- sun (bunu henüz bilmryo- rum, öğrenmeyi kaldua- mam), onun katiliterör ör- gütkridir. Bu ülke sizden önce niceleri gibi sizi de aşıpyoluna devam edecek. Terörist, atüğı her adımda savısızyeni düşmankazan- mak zorunda olduğu bir yolda >ürür.'' Hükümlü mektubunda örgüt yöneticilerinin, ce- zaevlerinde "imparator- luk" kurduğunu savu- nuyor. 1ĞNELÎ FIRÇA ZAFERTEMOÇtN F tipi protestocularına gözaltı Veli Saçdık gözaltındaANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - F tipi ceza- evlerini protesto amacıy- la Yüksel Caddesi'ndeki însan Haklan Anıtı önün- de basm açıklaması yap- mak isteyen tnsan Hakla- n Derneği (IHD) yöneti- cileri ile tutuklu ve hü- kümlü ailelerine polis müdahale etti. tHD An- kara Şube Başkam Lütfı Demirkapı ile Burdur Ce- zaevi'nde dozerle kolu kopanlan Veli Saçıhk'ın da aralannda bulunduğu 8 kişi gözaltına alındı. IHD Ankara Şubesi'nden yapılan açıklamada, so- runlan çözümleyemeyen- lerin 12 Eylül hukuksuz- luğunu sürdürerek, dü- şünce ve ifade özgürlüğü- nü "terorizm" olarak ni- teledikleri ve "sahte gün- demkr" yaratmaya çahş- tıklan savunuldu. Tahliye olan Uğur Türkmen, F tipinin her şeyiyle tecrit mantığı içerdiğini belirtti Hüküııılüler komisyonu suçladı ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Sincan F Tipi Cezaevi'nden tahliye olan hükümlüler, cezaevi- nin içyüzünü anlattilar. "Yardnn ve yatakhk" suçundan hükümlü Uğur Türkmen, cezaevinin her yönüyle tecrit mantığını içerdiği- ni belirterek TBMM tnsan Hak- lan Komisyonu'nun girişimleri- ni "F tipini meşrulaştırma" ola- rak nitelendirdi. Türkmen, "Tec- rit kalkmadıkça ölüm orucu bit- meyecek" dedi. Yusuf Deveci de cezaevi savcısının "Ölüm oruçla- nyla 150 kişi ölecekken operas- yonda 30 kişi öMü" dedığıni ileri sürdü. ölüm orucuna 2. ekipte başla- yan ve 62. gününde tahliye olan Uğur Türkmen, Ceyhan Ceza- evi'nden Sincan'a sevk edildikle- rinde çeşitli mazeretlerle dövül- düklerini anlattı. Türkmen, ara- ma odasında çınlçıplak soyun- masını istediklerini, 'onursuz' aramayı kabul etmediği için yine dövüldüğünü söyledi. Sürekli da- yakla askeri dısipline sokmamn amaçlandığuu savunan Türkmen, "Zaten bu, F tipinin manüğıdır" dedi. Türkmen, "Bir yerde işken- ce yapüırken yan taraftaki odada doktar işkence tespiti için muaye- ne yapıyor. Sırtunda moriuk ve açık yara varken doktor bakma- dan rapor yazıyor" diye konuştu. Türkmen, görevlilerin gelip kantin ihtiyaçlanm sorduğunu belirterek "Ardında yatan ka- zanç. Gece 12'de su geİdi diye ge- tirip sanyorlar, ama doktor istiyo- rum, gehniyor. Sadece kendüeri isterlerse getiyorlar" diye konuş- tu. Cezaevinde işlevi bilinmeyen odalar olduğunu öne süren Uğur Türkmen, "TBMM tnsan Hak- lan tnceleme Komisyonu üyeleri gelip ısınma sorununu. elektrik sorununu sonıyor. Oysa F tipinin tecritolduğu ûzerindedurmuyor. F tipini meşrulaştırmak için admûaranhyor. Bu sorunlar gide- rilse de tecrit kalkmadıkça ölüm Uluslararası Af Örgütü'nden cagrı *Ftipineson vetilsin' tstanbul Haber Servisi - Uluslararası Af Örgütü ve tn- san Haklan îzleme Komitesi (Human Rights Watch), Türki- ye'den, Ftipicezaevlerinde tu- tuklu ve hükümlülerin tecrit edilmesine ve nakiller sırasın- da şiddet uygulanmasına son verümesini istedi. Uluslararası Af Örgütü'nün basın bülteninde, cezaevlerine yönelik operasyonlar ve ölüm oruçlan suasında yaşanan ge- lişmeler özetlenerek Türki- ye'de avukatlar, doktorlar, aile- lerve konuya duyariı çevreler- le görüşüldüğü, F tipi ceza- evindeki sorunlann sürdüğü vurgulandı. Bültende, tnsan Haklan Komisyonu ve İHD temsilcileri ile görüşüldüğü, birkaç gün ıçinde cezaev- lerinde ölümlenn başlayabüe- ceği belirtildi. orucu bitmeyecek, ûzerinde du- rulması gereken bu" diye konuş- tu. Yaklaşık 2 yıl yattıktan sonra aftan yararlanarak tahliye olan Yusuf Deveci, F tıpınde yalnızca hükümlülerin değil, gardiyan ve diğer görevlilerin de toplumsal yaşamdan tecrit edildiğini savun- du. Deveci, 1 hafta havalandır- maya çıkanlmadıklannı, daha sonra da "kapı anzalı" dedikleri- nı anlattı. '150 kişi yerine 30 kişi öldü' Deveci, bayramın 1. günü kal- dıklan odaya gelen cezaevi sav- cısının kendisine, "Önunoruçla- n olmasaydı 5-6 ay sonra sizi bu- raya getirecektik. Ancak ölüm oruçlan kritikaşamaya gelince si- zi hazıriıksa, apar topar buraya getirmek zorunda kaldık 2. Dün- ya Savaşı'nda milyonlarca insa- nın ölümüne sebep olacak bir sa- vaşta Japonya'ya atüan atom bombası ile bilmem kaç kişinin öhlmü engeüendi. Ölüm oruçla- nyla 150 kişi ölecekken operas- yooda 30 kişi ÖMü" dedığıni ileri sürdü. F tipi cezaevlerini pro- testo amacıyla tnsan Hak- lan Anıtı önünde topla- nan gruba polis, İHD An- kara Şube Başkanı Lütfı Demirkapı basın açıkla- ması yapacağı sırada mü- dahale ettı. Göstericiler- den Demirkapı ile Veli Saçıhk'ın da aralannda bulunduğu 3 erkek ile 5 bayan gözaltına alındı. Yüksel Caddesi'nden aynlan tHD yöneticileri ve tutuklu yakınlan, der- neğin Ankara şubesinde basın açıklaması yaptılar. Açıklamada, IMF, Dünya Bankası gibi ulus- lararası bağımlılık ilişki- lerinın bulunduğu ku- rumlann, programlannı uygulayarak Türkiye'de emek, banş ve özgürlük- lerden yana güçlenn oluş- turduğu toplumsal muha- lefeti baskı altına alarak yok etme planlannın uy- gulamaya koyduğu belir- tildi. Toplumun sorunlan- nı çözemeyenlenn, bin- lerce "politik muhaüfın" cezaevine kapatılmasına, mülteci durumuna düş- mesine yol açan 12 Eylül hukuksuzluğunu sürdüre- rek düşünce ve ifade öz- gürlüğünü "terorizm" olarak niteledikleri ve sahte gündemler yarat- maya çahştıklan kayde- dildi. Açıklamada. şu gö- rüşlereyervenldı: "Demokrasinin az çok geliştiği ülkelerde suç ola- rak dahi kabul edilmeyen etkinliklere terorizm, bunlan savunan demok- rasi \anlısı güçleri de terö- rist olarak suçlayarak ak- la hayale sığmayacak ce- zalar verdikkri yetmiyor- muş gjbu düzenlenen vah- şi operasyonlarla 19 Ara- bk katliamı yaşanmış, 32 insanınıız öldürülmüştür. Sahte af yasasıyla kendi kendflerini afletmeye çab- şanlar, bu durumu F tipi cezaevine geçişin bir ara- cı haline getirerek 19 Ara- lıkkatliaıruyla 9 Aralık'ta verdikleri söz ve teminat- lan yok sayarak Ftipice- zaevi uygulamalannı fî- ilen başlarnlar." STFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] ölüm orucu süreçlerinin ve ceza- evleri operasyonlannın en çok sıkıntı- sını çeken meslek gruplartndan birisi de doktorlar oldu. Onlann siyasi bir tutum aldıklannı, insanlart bile bile ölü- me terk ettiklerini söyleyenler bile ol- du. Doktorlar, hiç istemedikleri ölçü- de siyasi alana çekildiler. özellikle ör- gütleri Türk Tabipleri Biıiiği ve tabip odalan topun ağzına konuldu. Dedik- leri gürültüye g'ıtti. Ankara'da dün, Ankara Tabip Oda- sı'nın 'Açlık Grevleri, HekimlikveEtik' başlıklı birtoplantısı vardı. Türkiye'nin dört bir yanından çağnlan uzman dok- torlar konuştular, kendi aralannda gruplar oluşturarak atölye çalışması yaptılar. Atölyede tartışılan konular şunlardı: 1- Bedensel, ruhsal ve top- lumsal açıdan açlık grevcisinin değer- lendirilmesi: Yeterlilik, özerklik. 2- Hasta-hekim ilişkisi bağlamında açlık grevi süreci. 3- F tipi cezaevleri ve sağlıklı yaşam. Ankara tabip Odası Başkanı Ümit Erkol, medyanın yanlış bilgilendirme- Doktorlarla Birlikte, 'Aydınlatılmış Onay' sinden gelen sıkıntılara değindi. Şun- tan söyledi: İlk kez bu kadar hekim- ci, meslekçi davrandık. Kendimizi mesleki kurallara bağlayarak hareket ettik. Kongremizde kabul ettiğimizte- mel ilkeleri ve uluslararası kurallan uy- gulamaya çalıştık, Ancak bizim böyle davranmamız bazı çevreleri rahatsız etti. Resmigörüş taraflısı beyanazor- landık. ölüm orucu yoktur dememiz istendi. Biz ısrarla şunu söyledik: ölüm orucu yapanlann iradesine rağ- men müdahale edemeyiz. Bunu söy- lediğimiz için insanlan ölüme terk et- tiğimiz gibi bir hava yaratıldı. Bunca operasyona karşm şimdi insanlar ölüm oruçlannı sürdürüyor. Müdaha- lenin meslek etiğine karşı olmasının ötesinde, pratikte de ne kadarzor ol- duğu ortaya çıkmadı mı?" Mehmet Bekaroğlu ise Sincan F Tipi Cezaevi'neyaptıklan ziyaret sıra- sındaki izlenimlerini anlattı. Bekaroğ- lu, operasyon, sevk ve cezaevlerine girişte tutuklu ve mahkûmlann işken- ce, darp, kötü muameleyle yüzyüze geldiklerini aktardıklannı söyledi. He- men bütün tutuklu ve mahkûmlann yaralı ve sakat olduklannı da sözleri- neekledi. Ftipindeki sayımlar sırasın- da yaralı ve hastalann zorla ikinci kat- tan birinci kata indirilmek istendikle- rini, bu nedenle dövüldüklerini sapta- dıklannı belirtti. Sami Dokuzoğuz, hasta haklannı degerlendirdiği konuşmasında ölüm oruçlan döneminde bir kavram ûze- rinde durdu: 'Bilgilendirilmiş onay.' Doktorun hastayı bilgilendirip, daha sonra tedavisiyle ilgili onay istemesi gerektiğini söyledi. Profesor Dr. Zuhal Amato Okuyan, tedaviyi reddetmek hakkına vurgu yaptı ve 'aydınlatılmış onay' dediği hastayı bilgilendirmenin uluslararası ve ulusal ölçütlerine dik- kat çekti. "Türkiye'nin özel koşullan" denilerek, uzun yıllann deneylerinin ürünü olan uluslararası etik kurallan- nın keyfe göre yorumlanamayacağın- dan söz etti. Dr. Okuyan, kendi kenti olan Izmir'den ilginç bir örnek vererek konuşmasınısürdürdü: "Izmir'in hava kihiliği dünya ölçülehnin üç katı. Bu ölçü Türkiye'ye özgüdür diyerek bu- nu normal ölçü mü sayacağız?" Doktorlar, çok hızlı gelişen olaylar nedeniyle kendilerini tam anlamıyla anlatamamanın stkıntısı içindeydiler. "Açlık grevcisinin bilinci açıkken mü- dahale edilemeyeceğini söyledik, herkes bizi topa tuttu. Şimdi aynı nok- taya Başbakan ve Adalet Bakanı da geldi" dediler. ölüm oruçlan konusundaki mesle- ki tutumlannı şu noktalarda özetledi- ler. 1- Açlık grevcisi, zihinsel olarak ehliyetli, açlık grevine kendi iradesiy- le karar verrniş, bu nedenle belirii bir zaman için yiyecek ve/veya sıvı alma- yı reddeden kişidir... Hekimin, bir kim- seye, yaşamını sona erdirmekte bile- rek ve kararlı olarakyardım etmesi etik değildir. Ancak hastanın tedaviyi red- detmesi temel bir haktır ve hekimin, hastanın arzusuna saygı göstermesi (ölümüne neden olsa bile) etik olma- yan bir davranış sayılmaz. 2- Doktor, mümkünse hastanın aynntılı tıbbi öy- küsünü alır. Kişinin tam fizik muaye- nesini yapar. Beslenmeyi reddetmesi- nin olası sağlık sonuçlannı aynntılı ola- rak aniatır. 3- Bilinci açık olan açlık grevcisi beslenmeyi reddettiğinde bu kişiler hekim tarafından zorla beslen- meyecektir. Bunun aksi, hem tıbbi etik hem de hasta haklan açısından yan- lış bir tutumdur. Doktorlar, ilkeli davranmayı, mesle- ğin etik degerierine bağlılıklannı sür- düreceklerini vurguladılar. Tutumlannı şöyle özetlediler: "Insan yaşamına saygımtz, bu yaşamın fiziksel, sosyal ve ruhsal bakımdan da sağlıklı olma- sını kapsıyor. Buna onuhu yaşamı da eklemeliyiz."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle