27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3O EYLÜL 2000 CUMARTESİ CUMHURtYET SAYFA 17 Çdişki Sezer'de değil, Ecevlfler'de Başbakan Bülent Ecevit ve eşı Rahşan Ecevit, yakın çev- reierine (!), "sosyaldevlet" ilke- sını kemiren kanun hükmünde kararnamelere geçrt vermeyen Cumhurbaşkanı Ahmet Nec- det Sezer'den yakınmışlar, "Demirel'in yeniden cumhur- başkanı olması konusundaki ıs- ranmızda çok haklıydık" demiş- ler. Ardından eklemişler: "Se- zer'in, çalışma arkadaşlannı CHP'ye yakın kişilerden seç- mesi dikkat çekici." Ecevitler, bir sağ partinin ge- nel başkanlığını yapmış Demi- rel'ın cumhurbaşkanlığını ya- dırgamıyorlar. DYP lideriiği yap- mış Demirel'in, "DYP'ye yakın" değil, doğrudan DYP'de siya- set yapmış kişileri Çankaya'ya taşımış olmasını dayadırgamı- yorlar. Beri yandan, Sezer'in, CHP'ye "yakın" olduğunu var- saydıkları danışmanlar ile ça- lışmasını ise "içlerine sindire- mıyoriar". Bulent Ecevit, bazı çevreler- ce DSP'nin "so/"cu kabul edil- memesini eleştirmiş ve "Biz neciyiz" diye sormuş. Yanıt belli: "Demirel gibi sağcı..." IŞIK KANSU rtyet.oom.fr. Yüzde 8.5'in soaımlusu Deniz Bay- kal, CHP Genel Başkanlığı'na yeniden adaylığını koyarken 40 yıllık sağcı Sü- leyman Demirel ile kendisi arasında bağlantı kurdu: "Demirel de 6 kez gitti, 7 kez geldi. Ben niye gelmeyeyim?" Deniz Baykal, bundan birkaç yıl ön- ce her nasılsa araya Atatürk'ün de adı- nı sıkıştırarak şu görüşü savunuyordu: "InanıyorumjdAtatürk'ün, MenderesVn, Demirel'in, ÖzaVın Türkiye'ye kazandır- dıklan ilerlemelerin 2000'li yıllarda ya- şanacak olanını sosyal demokrasi ger- çekleştirecek." Baykal'ın partiye egemen kıldığı bu çiz- gı, CHP'yi, eski genel başkanı Htkmet Çetin'i Demirel'e, Dünya Bankası uz- manlannı da partiye danışman yapma noktasına sürüklemişti zaten. Deniz Baykal, niçin yeniden genel başkan adayı olduğunu şöyle açıkladı: "Kamu kurumlannı, eğitimi, sağlığı, sos- yal güvenliği, adaleti çökertenler, yol- suzluklan bazen himaye edip bazen ört- bas edenler, yolsuzluklan karşılıklı akla- yanlar hep aynı siyaset anlayışının kad- rolandır. Bu siyaset anlayışının getirdiği Baykal çizgisinokta, enerjiyetersizliğiyle karanlığa sü- rüklenmekte olanlann Türkiye tablosu- dur. Anadolu'da halk adaletsizliklerden, sosyal adaletsizliklerden ıstırap içinde- dir, ama Ankara'da sosyal adaletin kay- nağı sahipsizdir." Kamu kurumları nasıl çökertilmiş? ÖzeHeştirmelerie... Deniz Baykal çizgi- si ne önermiş? Işte size, yüzde 8.5'lik oy oranına neden olan, CHP'nin 1999 se- çim bildirgesindeki vaat: "Içborç stoku, özelleştirilecek kuruluşlann hisseleriyle azaltılacak." Eğitim, sağlık, sosyal güven- lik nasıl çökertilmiş? Bütçede gerekli pay aynlmayarak, egitimin özelleşmesi sağlanarak... Deniz Baykal çizgisi ne önermiş? Bundan birkaç yıl önce Bay- kal'ın ANAP lideri Mesut Yılmaz ile yap- tığı gönjşme sonrası, şunu: "özel eği- tim kurumlan ile sağlık ya da sosyal gü- venlik kuruluşlanndan hizmet satın alan yurttaşlann bu giderlerini vergi almaya- rak devlet karşılasın." Demek ki Baykal çizgisi; eğitim, sağ- lık ve devletin sosyal güvenlikten elini çek- mesine, bu alanlann özelleştırilmesine ön- celik tanıyonnuş. Ancak, eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik özelleştikten sonra bu kuaımlardan hizmet satın alan "müşte- ri"lere vergi indirimi sağlanmasını ön- görüyormuş. Sosyal güvenlik nasıl çö- kertilmiş? Emeklilik yaşı yükseltilerek, sosyal güvenliğin sağlık ile emeklilik hiz- metlerinin birbirinden ayrılmasına ve emeklilikte özel sigortactlığın gelişme- sine zemin oluşturularak... SSK'nin sağ- lık hizmetierinin özelleşmesi, hastane- lerinin "işletme"ye dönüşmesi için ya- satasanlan, kanun hükmünde karama- meleri hazırlayarak... Deniz Baykal çiz- gisi neyi savunmuş? CHP'nin 1999 se- çim bildirgesi ile adeta bugünkü iktida- nnuygulamalannaışıktutulmuş: "Emek- lilik, maluliyet ve ölüm sigortalan sağlık sigortasından ayplacak. özel emeklilik fonlannı, sistemin tamamlayıcı bir un- suru olarak destekleyeceğiz." Baykal çizgisinin, enerji yetersizliğiy- le Türkiye'yi karanlığa sürüklediği kc- nusunda eleştirdiği bugünkü iktidann siyaset anlayışı ile ne yapılmış? Enerji ya- tınmlan için Türkiye'ye milyarlarca do- lartık yabancı sermaye girişi sağlanaca- ğı gerekçesiyle anayasa değişikliği ya- pılarak ulusal hukuk alanı daraltılmış, uluslararası tahkim kabul edilmiş, ancak anında gerçekleşeceği ileri sürülen o büyükyatınmlar halen gerçekleşmemiş. Peki, Deniz Baykal çizgisi neyi önermiş? Yine CHP'nin 1999 seçim bildırgesine başvuralım: "Tıkanma noktasına gelen enerjiprojelerinde, uluslararası ünansma- nın önünü açmak için gerekli çabalan göstereceğiz." Görüldüğü üzere, Deniz Baykal çizgi- sinin, Türkiye'yi her alanda çökertmek- le suçladığı bugünkü sağ politikalardan hiçbirfarkı yoktur. Bu yüzden CHP lider- Hğine yeniden soyunan Deniz Baykal, "S/- yasetimizin amacı, kendimizi, profesyo- nelsiyaset kadrolannı iktidara taşımak de- ğil, halkın sorunlannı çözmek, halkın mut- luluğunu sağlamaktır" derken samimi değildir. "Ankara'dasosyaladaletinkay- nağı sahipsiz" ise bunun sorumlusu, CHP'yi sağa kaydıran Deniz Baykal çiz- gisidir. Halkı sosyal adaletsizliklerin ıs- tırabından kurtarma işlevini Deniz Bay- kal çizgisi yerine getiremez. Çünkü, De- niz Baykal çizgisinin yaptıklan, yapa- caklannın teminatıdır. Kuvayı Milliyeci Cevat Dursunoğlu, anılann- da Mondros Ateşkesi sonrası Ermenilerin du- rumunu incelemek üzere 1919'da Erzurum'a gelen Amerikan heyetinden şöz eder. Müdafaai Hukuk Cemiyeti üyeleri olan Dur- sunoğlu ve arkadaşlan, General James G. Har- bord başkanlığındaki ABD heyetine bölgede eşlik ederler. Emperyalistlerin kışkırttığı Erme- nilerin, Rus işgali sırasında Erzurum'daTürkle- re dönük gerçekleştirdikleri katliamdan izlerta- şıyan yerleri gezdirirler. General Harbord, Mür- sel Paşa'nın evinin altında yanmış cesetleri gö- Döner döner yine okurrünce "Yeter, yeter" diye bağınr. Amaç, Doğu'da bir Ermeni devleti kurmak olduğundan, Arneri- kalı generalin öğrenmek istediği, yörede 1914'ten önceki Türk ve Ermeni nüfusunun oranlandır. Dur- sunoğlu ve arkadaşlan, Ermenilerin 1914'ten önce de Türklerin ancak onda biri olduğunu uzun uzun anlatmaya çalışırlar. Ama asıl Erzu- rum Belediye Başkanı Zakir Bey'in Harbord'a Gez Mahallesi ve Kavak mezarlıklannı göstere- rek yaptığı konuşma, araştınlan konuyu açıklı- ğa kavuşturur: "Şu geniş taşlıklan görüyormu- sun? Işte bunlar Türk mezariıklandır. Şehrin öbür yanlannda, daha bunun on misli mezahıklanmız var. Şimdiiyice bak. Şurada da etrafı duvaria çev- rilmiş küçük bir mezahık var. O da Ermeni me- zahığıdır. Şimdi Ermenilerin mi, Türklerin mi da- ha çok olduğunu anladın mı? Bu keratalar ölü- lerini yemedilerya!" Dursunoğlu'nun aktardığı- na göre, Amerikalı generalin yanrtı da çarpıcı- dır "Amerika 'dan çıkarken memleketınız hakkın- daki bilgim, bir ilkokul öğrencisinin matematik hakkındaki bilgisinden pek de fazla değildi. Şim- diaşağı yukan lisenin son sınıfındayım. Zahmet- lerinize çok teşekkûr ederim." 1919'dan, geldik 2000 yılına... ABD Temsil- ciler Meclisi Uluslararası Operasyonlar ve Insan Haklan Alt Komisyonu'nun Ermeni savlanna iliş- kin karan, Amerikalılann ilkokulu hâlâ tamam- layamadıklannı kanıtlıyor. Ne demişler? Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur... ISSIZ ODA YAZILARI VEDAT ÖZDEMÎROĞLU Az Sonra! • CHP kurultayında şok ge- lışme! Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in CHP Genel Başkanlığı için aday olduğu id- dta edildi! Siyasal çevreler, bu soylentiyle hop oturup hop kal- karken. asılsız iddianın "Sezer, CHP'Iİ; o yüzden hükümete mu- halefet yapıyor" söylemini güç- lendirmek için bir grup DSP'Iİ tarafından ortaya atıldığı öğrenil- dı 1 Az sonrai • Ecevit "Hata ettik!" dedi. Başbakan Ecevit, uzlaşamadık- larını söyledıği Cumhurbaşkanı Sezer'i Köşk'e çıkarmalarının buyük hata olduğunu dile getir- dı. Ecevit şöyle konuştu: "Cum- hurbaşkanlığına aday gösterir- ken Sezer hakkında olumlu izle- nımlerimiz vardı. Kendisinin ay- nen bizim gibi kedileri, çayı, si- garayı, güvercinlen, maviyi, res- mı ve şıiriçoksevdiğiyolunda du- yumlanmız vardı. Bu yüzden çok uyumlu çalışacağımızı sanıyor- duk. Fakat zamanla ortaya çıktı kı, Sayın Sezer tam tersine kö- pekleri, neskafeyi, puroyu, ka- naryalan, kırmızıyı, çizgi romanı ve düzyazıyı seviyormuş. Aynca hıçbir şeyi imzalamıyor, bu yüz- den dünya çapında imzası çok ûnlü oldu; imzasını alabilmek için dev bir turist kafilesinin getece- ğıni öğrendik! Büyük hata ettik, çokpişmanız!" Az sonra! • Demirel "Oymak Babası" yapılıyor! Köşk'ten indikten son- ra, sürekli bir makam aranan, ombudsrran yapılmak istenen, Milli Olimpiyat Komitesi'nin ba- şına getirılmesi amaçlanan, fa- kat halen boşta kalan Süleyman Demirel'e sonunda makam bu- lundu! Demirel'in tüm ülke izci- lerının babası nıteliğindeki "Oy- mak Babalığı" görevine getirile- ceği bıldirildi. Konu hakkında açıklama yapan, adsız biryetki- li "Demirel'in boşta kalması tüm lıderleh tedirgin ediyordu. Adlen bir makam aradık ve sonunda bulduk. Koca Demirel'i sıradan bir "Oymak beyliği" kesmeye- ceğiiçin, "OymakBabalığı" adm- da bir mevki beliriedik. Artık De- mirel, isimlerin önemsizleştiği bu çağda, tüm izcilerin önderidir" şeklinde konuşmuştu. Öte yan- dan gazeteci yazar Yavuz Do- nat'ın artık aktif siyasete döne- ceği öğrenildi! Az sonra! • Küreselleşme zirvesi, Anka- ra'ya taşınıyor! Muhalif gösteri- cılerın "devrim ritmi" eşliğinde yaptıklan protestolar sonucu ya- rıda kesilen Prag'daki görüşme- lerin Ankara'da tamamlanacağı bildirildi! Bir IMF yetkilisi "Gös- tencilere karşı dünya üzerinde en sert tutumu Türkpolisialıyor, zirveyi en rahatyapacağımızyer olarak bu yüzden Ankara'yı be- lirledik" dedi! Öte yandan Tür- kiye'deki koalisyon hükümeti- nin "Dünya Bankası'nın özelleş- tirilmesi için" kanun hükmünde bir kararname hazırladığı ileri sü- rüldü! Az sonra! • Yeni VIP listesi açıklandı! Semra Özal'ın şarkıcı Fatih Ürek'i Atatürk Havalimanı'nın VIP (çok önemli kişiler) Salo- nu'na almasıyla başlayan tartış- ma sonucunda yeni liste acilen belirtendi. Açıklamaya göre ülke- mizin VIP listesine eklenen isim- ler şöyle: "Fatih Ürek, Aydın, Banu Alkan, Demet Şener, Eb- ru Şa*, Ismai Türüt, Sibel Can, Hülya Avşar, Ankaralı Turgut, ÖmerÇavuşoğlu, Osman Tan- buracı, Arto, AMo, Vıkto ve Le- verrt Inanır.'" Az sonra! • Clinton, Türkiye'ye yerieş- meye karar verdi! Başkanlık sü- resi dolduktan sonra Türkiye'de yaşayacağını söyleyen Bill Clin- ton bu karannı şöyle açıkladı: "Dünya üzerinde Türkiye'den da- ha ilginç bir ülke yok. Her an sürprize açık bir ülke. Amerikalı eşcinsel ttıristler önce Kuşada- sı'na alınmadı, sonra Istanbul'da yollanna kırmızı halı serilerek kar- şılandı! Geçen yıl Başbakan Ece- vit ikili görüşmede ben otururken ayakta kalmıştı, bu yıl Cumhur- başkanı Sezer oturmayı bırakın bacak bacak üstüne attı! Son olarak, şimdiye kadar tam bir uyumla kayıtsız şartsız müttefik- liğimizi kabullenen Türkiye, an- cakson Ermeni tasansından son- ra 'Kızılderili soykınmı'nı günde- me getirmeyi akıl etti! Ben bu sürprize açık, heran herşeyin ola- bileceği ülkede yaşamak, haya- tıma heyecan katmak istiyorum, Hillary isterse gelmesin! Tek en- dişem Bebek Erkan'd/r. Bumu- mu öyle birsıktı ki, hâlâ sızlıyori" Az sonra! • Destek bulmak için Avrupa turuna çıkan, fakat umduğunu bulamayan FP Genel Başkanı Recai Kutan "Türkiye'yeeliboş döndüğümü düşünenler, yanılgı içindedir" dedi!.. Kutan şöyle konuştu: "Evet, belkiAvrupa'dan siyasal destek bulamadım. Di- nin siyasete kanştınlmasına tep- ki gösterdiler. Ama bu, eli boş döndüğüm anlamına gelmeme- li. Çünkü Avrupa'dan Sayın Er- bakan için iki valiz dolusu Ver- sace takım elbise, kravat, göm- lek, birsürü Italyan malı ayakkabı, birkaç tane de sağlam ibrikakhm. Bu açıdan Avrupa turu son derece faydalı geçmiştir. Siyaset her şey degildiıi" Az sonra! • Baykal değişmeye devam ediyor! Siyasetten uzak kaldığı süre içinde çok değiştiğini iddia eden Baykal, bu değişimi kanrt- lamak istercesine, son basın top- lantısını Sanskritçe olarak yap- tı! Az sonra! •Beşiktaş'tan Futbol Federasyonu'na "altı yabancı" dilekçesi! Başkan Serdar Bilgili "Evet, federasyona dilekçe vererekaltıyabana kuralının beşe indirilmesiniya da yediye çıkanl- masını istedik. Her nedense altı rakamı camia olarak sinirimizi bozuyor. Aynı başvuruyu Sayısal Loto, Altılı Ganyan ve Kanal 6 için de yapacağsz. Ayriyeten Ful- ya tesislerine Ankara plakalı araba sokmayacağız" şeklinde konuş- tu! Az sonra! Aşk-ı Salacak Şair Fatih Haznedar'ın son kitabı "Aşk-ı Salacak" Çınar Yayınlan'ndan çıktı. Sevgili Haznedar'ın kitaba adını veren şiirini sizinte paylaşmak istiyorum: "Ktz kulesinin aşkı Günün ömrûyle orantılıdır Gün uzadığında Aşk uzayacak Gün kısaldığında Aşkı-ı salacaktır" HAYVANLAR İSMAIL GVLGEÇ lgulgec@yahoo.com KİM KlME DUM DUMA BEHIÇAK behhak@turk.net ÇtZGİLİK KÂMİL MASARACI • . K9 0 - r ' , • ' > ' * - . KEDt LEVO APTÜLİKA A TSSok W 1 T • " ^ i BU KCM(U.İSTtERİ MÜM- KÜN DE6İL... TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 30Eylül TEKMOrORtgUZUNMENZfLLI 1944'TE 8U6ÜU, TEK MOTOKLU AM&tİKAN SA- VA% UÇAKCAPJ MUSTAUG P£1B'Y£,EK P£PO TAKILMASlMA BAÇLANDl. S. DÜNYA SAMff'N/N £N KUUAUfŞU SAt/Af UÇAnARlN&AN SAYI- LAAJ MUSTAKJ6 'L&? (MAS7EM6')/ AYM 2* - MANOA HIZU OLUÇLARIYLA C>A TANINIYOR- PU. ANCAK, YAIÜT DePOVIRtUM FAZlA 8BN2.İN ALAMAMASI NeP£NİYLB UÇUÇ MEUZİLLe&İ OU>UKQ* KlSAYPI. KAMfiT ALTLA&tMA YUAAUBTA BİÇİMİ ıtd P€PO £<- L£MEM MUZTANGLEIZ, AIZTIK AĞtR. BOM- gABp/MAfJ UÇAKJLAHINA EŞÜKL EDECSK PUR.UMA GELMİÇLE&Dl'. ÇOK &EÇMEPEN BERLiM'i BOMgALAMAYA BAÇUYACAKLAZ £>//... 1 GÖRÜŞ EMlN GÜRSES Prag Dersleri Çek Cumhuriyeti'nin başkenti Prag'da (Uluslararası Para Fonu) ve Dünya Bankası'nırv' 55'inci yıllık zirvesinde üye ülkelerden temsilciler^-: maliyeciler, bankerler, iktisatçılar dünya ekonomh'; sini daha da liberalleştirmek, dünyada pazar eko- / nomisinin yaygınlaştırılması önündeki engellerin* kaldırılmasının yollannı görüşmek için toplandılar.; > Bu toplantılar kapitalizm karşıtı gruplarca engel-'^ lenmeye çalışıldı. Avrupa'nın betli başlı sanayi ülkelerinden sol'1 ve diğer radikal gruplar bu toplantılan engellemekj! için Prag'a otobüs, tren seferieri düzenlediler ve"' taraftarlannı buraya taşıdılar. Gösterilerde cam"- çerçeve kırılmaya başlanınca protestolan organi-1 ze eden "Ekonomik Globalleşmeye Karşı Girişim \ adlı koalisyonda farklı gorüşler ortaya çıkmaya başv' ladı. Birçok grup Prag'a IMF ve Dünya Bankası'nın .• karartannı etkitemek için geldiklerini, fakat bazı grup-,,1 ların olay çıkardıktarını ve bu eylemleri onaylama-;, dıklarını ifade ettiler. .; Anarşistlerin önemli birtakviye ile Prag'da top-r)i landıklannı biliyorduk. Bunlar her zaman olduğu-. gibi kavga için buraya gelmişlerdi. Şimdi bir ta: rafta IMF ve Dünya Bankası gibi uluslararası ka-"; pitalizmin temel kurumlarını revize ederek iyileş-^ tireceğini sanan gruplar, diğer tarafta her şeye';' muhalif anarşistler. Ortada bir grup sosyalist kal-" dı. Bunlann çoğu ise gelişmiş sanayi ülkelerinderf' gelen profesyoneller, öğrenci ya da işsizlik maY aşıyla geçinen gençlerden oluşuyor. Nerede eko-, nomik globalleşmeden doğrudan etkilenen işçi-V ler? Prag'da 1989'da on binlerce Çek ve Slovakij emekçi toplanabilirken bugün Skoda ve Tatra gn bi on binlerce işçinin çalıştığı iki dev şirkette ça- lışanlardan bir ses yoktu. Bir eski "Çek ve Morav- ya Komünist Partisi" üyesinin söylediği gibi bun> •_ lar, bu iki şirkete önemli oranda sermaye aktaran' Alman kapitalizminin nimetlerinden yararianma-1 " yı mı tercih etmişlerdi acaba? Gelişmiş ülke emek-1 1 çileri arasında az da olsa bir emekçi dayanışma-4 sına karşın can pazarındaki gelişmekte olan ül-N kelerin namuslu emekçileri arasında dayanışma-^,. 1 dan söz etmek zor. j Eski Dünya Bankası Başkanı (bu yılın başında,, Asya krizinde IMF politikalannı eleştirmişti) Joseph] Stiglitz, liberalleşme ve özelleştirmenin sadece0 bir azınlığın yaşam standartlarında daha da iyi- leştirme sağlaması ve ekonomik globalleşmenin* nimetlerinden geniş bir kitlenin yarariandınlması-T^ nın sağlanamaması halinde, bu politikaların gert tepme tehlıkesi bulunduğunu ifade etmişti. Glo-' balleşme sürecinde 500 şirketin dünya ticaretinirv yüzde 70'ini, yabancı yatırımların yüzde 80'inj kontrol ettiği bir manzarayla karşı karşıyayız. Bu şirketlerin hegemonya çabalan kontrol edilemez- se kapitalizmin ekonomik globalleşmesinin sonu- nu, yine bu ekonomik globalleşmecilerin yaratıl-' masına yol açtıkları yoksullaşma getirecektir. Attilâ llhan 8 Aralık 1997 tarihli Cumhuriyet'te- ki yazısında uluslararası sistemi kontrol eden güç- 1 lerin liberal sol cephe dümeniyle aydını işçiden ayır-^. ma çabasından bahsediyordu. Gelişmiş sanayi &*<• kelerindeki çabalaria karşılaştınldıgında özeltikle gelişmekte olan çevre ülkelerde daha başanli; olunduğu açıktır. Yoksullaşmaya karşı gelişmek-^ te olan ülkelerde doğabilecek muhalefeti bu ş&o kilde bölebilmekte ve güçsüzleştirebilmektedirlery "Zalimlerin globalleşmesi" bunun öncülerirtf! bile tedirgin etmektedir. Globalleşme henüz o n ^ lann vaaz ettikleri, yoksullara da fayda sağlama,' beklentilerini gerçeğe dönüştüremedi. Dışlanan,- mazlumlann, yani namuslu insanlann global da- d yanışması yoksullaşmanın önünde önemli bir en* gel oluşturabilir. Mazlum dayanışması global olur-, sa bir anlam taşır ve etkili olabilir. "Zalimler" ya-' ni emperyalistler arası dayanışma bir grup yalistin direnişiyle kınlamaz. . E-mail: emingurses(§ yahoo.com Fax: 0212 513 85 95 B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4SOLDANSAĞA: 1/ Kalabalık korkusu.2/Es- kiden "pasto- 2 ral" anlamın- 3 da kullanılan . sözcük...Göz- leri gönneyen. 5 3/Türkiye'nin 5 plaka işareti... Hızısaattel20 ' km'yi geçen 8 çokşiddetlifir- g tına. 4/ Yağ- mur sulannı damlann kenarlanna toplayıp akıtan boru... Trab- 2 zon'unAkçaabatilçe- 3 sinde bir göl. 5/ Deri 4 üzerine uygulamaya 5 özgühamnrkıvamın- 6 da ilaç... Parlak yü- -. zeyli bir kumaş. 6/ „ "Cahit—":Oyunya- zanmız... Bir cetvel türû. II Tolstoy'un bir romanı. 8/ Gördek balığınjv verilen bir başka ad... Eski dilde aslan. 9/ Yolcu evi'.. ; Belirli bir iş için aynlan para. o YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Hareket sistemi ve omurga hastalıklannı inceleti meyi ve tedavi etmeyi konu edinen hekimlik dalf.' 2/ Güneş sisteminin, 1993 'te keşfedilen onuncu g^. zegeni... Uluslararası Çalışma Örgütû'nün simgek si. 3/ Adlan sıfat yapan bir yapım eki... Merkür gey zegenine venlen bir başka ad. 4/ Içi boş ve çukut olan... Ekmek ufağı. 5/ Gözdeki canlılık... Tabut 6/ Güvenlik. 7/ Orkestra şefınin orkestrayı yönetuş ken kullandığı değnek... Pamuk kozası. 8/ YoksuP lara yiyecek dağıtan hayır kurumu... Romanya'nıi' plaka işareti. 9/ Cinsel güçsüzlük. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin yayınladığı günlük Bizim Cazete Ülke sorunlanna ilişkin raporlarıyla, araştırmalanyla, köşe yazılarıyla, tarafsız haberleriyte sivil toplumlann gazetesi. f Düzenli okumak için abone olun. Tel: 0.212.511 08 75 -
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle