20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 AĞUSTOS 2000 ÇARŞAMBA 8 HABERLERİN DEVAMI TURKİYE htanbul Edirne Kocaeti Çanakkale Izmir Manisa Aydın Denizli PB PB PB B A A A A 30 34 30 31 31 38 35 39 Sinop PB 27 Adana Samsun A 27 Mersin Trabzon A 26 Diyarbakır G Ş l fGiresun A 27 Şanlıurfa Ankara A 36 Mardin Eskişehir A 32 Siirt Konya A 34 Hakkâri Sıvas A 33 Van 2onguldak PB 25 Antalya A 32 Kars Parçalı buluBu Manmara'nın do- ğusuveBatKara- deniz parçalı bu- lutlu, diğer yerter az bulutlu ve açık geçecek. Rüzgâr kuzey ve bat yön- lerden hafif ara sı- ra orta kuvvette 6SGCGK, DIS MERKEZLER Osk) B 31 Bertin Helsinki B 22 Budapeşte B 26 Aşkabat Stockholm B 21 Madrid Londra k Çok bulutlu PB 21 Moskova B 20 GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada benzeri yasaları çıkarmakta direnen rejimin kalbi laik demokrasiye duyariı nasıl bir kalpse- TBMM'ye aşağıdaki saldınlan bir kez daha duyurulur DGM Savcılığı'nın incelemeye aldığı bir vaaz ka- setinde Erbakan'ın milletvekillerine yakıştırdığı sıfat: "Beşyüzsarhoş". Aynı kasette Erbakan, TBMM'yi oluşturan millet- vekilleriningörevini eleştirirken; "(görevijyalnızmec- lislere verirsenız beş yüz sarhoşu bir araya getirir, bir kanunyap derseniz, onlann çıkaracağı kanun içki be- dava olsun kanunu olur" diyor. Bu kafayı ve bu kafanın peşine takılıp Türkiye'de gericiliğin daniskası bir Islam rejimi kurma düşü gö- renleri "beş yüz saıfıoş" diye niteleyenleri, gereken yasalan çıkarmayan TBMM; hâiâ adeta bu kafalan ve örgütlerini himaye ediyor. Şaşılası bir durum! Erbakan kafasına bu son küçük ömek bile 28 Şu- bat'ın sürmesindeki zorunluluğu gözler önüne $eri- yor. Hadi şeriat sevdalısı köktendinci medyanın aske- ri şûra kararlannı açıklarken 28 Şubat'a karşı sergi- lediği bayram sevincine kulak asmayalım. Bunlar dışında kalan görsel ve yazılı medyadaki anlamsız başlıklan nasıl yorumlayacaksınız? Eski Genelkurmay Genel Sekreteri Tümgeneral Erol Özkasnak'ın emekliye sevk edilmesini "28 Şu- bat'ın son paşası da gitti" başlıklı büyük puntolarla duyurdular. Köktendincilere hak verecek nitelikte, laik basına yakişmayacak hazin bir başlık! Ne ki, özkasnak başlığına içeriği yönünden bakıl- dığında ne kadar yanlış bir irdeleme olduğu da orta- ya çıkıyor. Oysa özkasnak degerii bir asker. Günün koşulla- nna göre, belki zaman zaman sert ama komuta ka- demesinden aldığı buyruklarla hareket eden bir as- ker. 28 Şubat bir ikj kişinin kişisel görüşleri doğrultu- sunda uygulanması istemiyle MGK'ye getirilen ka- rariar dizisi değildir. 28 Şubat, laik cumhuriyeti koruma ve kollama gö- revini üstlenen TSK'nin yıllardır süregelen bilinçli dav- ranışlannın son hafkasıdır. Nitekim, değerli amıral Güven Erkaya'nın ölü- münden sonra aşın dincilerin edepsiz saldınlanna karşı Genelkurmay'ın 28 Şubat'ın sürekliliğinin kişi- lere bağlı olmadtgını vurgulayan açıklaması gibi. Gereksiz konuşmazlar Askerlerde yönetıcı kadrolar tam bir disiplin için- de değişir; ama kristalize olmuş temel ilkeler, o ilke- ler doğrultusunda alınan kararlar değişmez. Siviller- de görüldüğü gibi bugün öyle yann böyle.. olmaz! Irtica tehlıkesı karşısında Kara Kuvvetleri Komu- tanı Orgeneral Atilla Ateş'le başlayan Hava ve De- niz Kuvvetleri komutanlarının konuşmalanyla peki- şen kararlılık, acaba bir kez daha hangi nedenlerin ışığtnda sergilendi? Yüksek komutanlar herhalde durup durduk yerde irtica tehlikesi üzerinde konuşmadılar. Kuşku yok önemsedikleri kimi gelişmeJer bu yön- de harekete geçmelerine yol açtı. Hizbullah olayından tutun da Erbakan'ın siyasete dönmesini sağlamaya yönelen çabalar.. Kimbilir bilmediğimiz daha neler neler! TSK'nin rektör atamalanndan TBMM'den birtür- lü geçmeyen irtıcaya karşı yasalara kadar duyariı tu- tum ve kararlılığını sergilemesine vesile oluyor ve.. KHK'ye dayanıyor. KHK'yle çözemediğimizi; TBMM'deki iktidar ço- ğunluğunun öncelikle sonuçlandırması gerekmiyor mu? Çoğunluğu elinde tutmasına karşın; devlette sü- reklilik kuralına uyarak hükümetin 28 Şubat yasalannı Meclis'ten geçirememesi siyasal bir aczin ifadesi değil midir? Değilse, ya nedir? Hukukcular 'Kararname hukuk karmaşası yaratır' ANKARA / tSTANBUL (Cumhuriyet) - Cumhur- başkanı Ahmet Necdet Se- zer'in memurlara ilişkin karamameyı hükümete ge- ri göndennesini hukukcu- lar farklı yorumlarla değer- lendirdiler. Ankara Barosu Başkanı HakkıSuhaOkay, hükümetin böyle bir dü- zenlemeye gereksinimi ol- madığını vurgulayarak şunlan kaydetti: "Hükümet, 657 sayıh Devlet Memurlan Kanu- nu'nun, 'kimlenn devlet memurluğu görevinin sona erdirebileceği' konusunu içeren 125. maddesine da- yanarak gerekli işlemleri yapabttir. Bötücülükveşeri- atçıhk suçlamasıyla me- murtan görevden alabilir- smiz. Ama bununiçin KHK ya da yasaya Uıtiyaç yok. Mevcut kanun var. Ona gö- re, gerekli unsurlar varsa 3ıraçyapılabUfr.Fakat,yar- gı karanyla daha suçlulu- ğu tam kesinleşmeyen ktşi- yi de görevinden atnıak dognıdeğildir.Yann bu ka- ramame demokrat kişik- rin de görevden aülmasına neden okhığunda, o zaman kararnamenin gereksiziiği- ni anlarlar. Meınuriuktan atdmak için, ilrî muhbir ve bir amir yeterü. O zaman berkes birbiri haklanda mnhbuük yapar ve amiri de onaylarsa görevinden uzaklaşonlır.Bu, karmaşa- ya neden olur." Eski tstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan ise karamamenin hukuka ay- kın olduğuna dikkat çeker- ken "Ancak bana göre Cumhurbaşkanı 'nmyetni- nine dayanarak kararna- meyi geri göndermesi de mümkün değildir. Karar- nameyi imzaladıktan sonra anayasa mahkemesine iptal davası açabinrdi" diye ko- nuştu. Kazan, şu görüşleri dıle getirdi: "Hükümet TB- MM'yi aşarakkararname- yiCumhurbaşkanı'na sun- muştur. Bu ayıbında ısrar olur mu. buna bakmak b- 7im. Cumhurbaşkanı baş- ka bir kararname gektiğin- de ben yeminime sadık ka- lacağım mı diyecek, ya da Cumhurbaşkanı'nın iade yetkisi var mıdır?*' Istanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku öğretim üyesi Prof. Dr. BülentTanör, ka- rarnamenin iade edilmesi- ni "Cumhurbaşkanı'nm geri gönderme işlemi, hu- kukun ustünlüğünün bir gereğidir" diye değerlen- dirdi. Tanör, geri gönderme işleminin, anayasal daya- naklara sahip olduğunu belirtti. Savcı YiikseL Giilen için ısrarlı• Baştarafi 1. Sayfada ri" konusunda güvenlik birimlerinin bazı saptamalan şöyle: • 1968 yılı itibanyla Izmir Merkez Vaizi, îzmir Imam Hatip ve Ilahiyat öğrenci Yetiştirme Derneği Kesta- nepazan Kuran Kursu öğreticisi gö- revlerinde bulunan Fethullah Gülen, 1969 Ağustos ayı içinde lzmir-Bu- ca'da kendi yönetiminde olan dernek ve Kestanepazan Kuran kursunda okuyan 100 öğrencinin katüunıyla açı- lan bir kampta, Kuran okumamn yanı sıra Risale-i Nur eğitimi yaptı. 1970'te Izmir'de Nurculuk üzerine progıamlar yapö. • 1971 Ocak ayı içinde, tzmir tmam Hatip ve flahiyat ögrenci Yetiştirme Derneği içinde Nurculuk faaliyetleri yürüttügü gerekçesiyle dernek idare heyetınden çıkanldı. Aynı yıl Nurcu- luk faaliyetlerinden dolayı îzmir Sıkı- yönetim Komutanlığı'nca ifadesi ah- narak hakkında dava açıldı Dava so- nucunda vaaz etme yetkisi alındı. • 1973 yıh Edremit Merkez Vaizli- gi görevi sırasında yaz aylannda kent civannda açılmış olan ve Nurcu öğ- rencilenn katıldıgı kamplarda Nurcu- luk faaliyetlerini organize ettı. 1974- 1976 yıllan arasında yurt çapında çe- şitli konularda konferanslar verdi. tran modeü istiyor • MSP yanlısı olan Gülen, tran'da gerçekleştirilen devrimin Türkiye'de de gerçekleştınlmesıni arzulamakta olup Türkiye'de Islami bir devrim için yurt genelinde teşkılatlanmaya önem veriyor. Izmir Bornova Merkez Vaizi olduğu dönemde vaaz bantlanmn yurt genelinde dağıtılmasını sağlayarak Nurculuk propagandası yaptı. • 19 Nisan 1980 de tzmir'de gerçek- leştirilen bir Nur toplantısında yaptığı konuşmada; "birkaç gün içerisindc 'Huruç harekâö' (Abtan harekâü)b«ş- fartılacağını, bu harekât için hemen he- nıenherOdeliderlerintespftedikiiğini, tran'da yapüan Isfaun harekatmm Tür- kiye'de de böylece başfaunış obcagmı, amaca ulaşmak için yurtta kendi bin»- burmda ve kiralayacaldan mösak yer- lerdeortaveyüksekögrenim gören ög- rencfler için yurt binalarmın açdması, yurtlarda eğituen öğrenciierin meyva- laruu vermesi, kendi fikirleri doğrultu- sunda çeşhü Idtap ve derguerin basmn- mn gerçeMestirihnesi De özeflikle Tür- Iriye'deki öğretmenlerin büyük bölü- münün kendi yönlerinde faaliyet gös- termeieri gerektiğini" söyledi. • 24 Haziran 1980'de Denizli Mer- kez Akyazıh Köyü Orta ve Yüksek Eğitim Vakfı Denizli Şubesi'nin açılı- şında yaptığı konuşmada; "Mffletimiz içnde M u d « g B zeH dnruma, şeyta- •m aşaldan mnaHmler ve oaiarm ye- dstirdigi nançaz tafcöefcr nedenryie dfişmiftür. Rwya, Mtsmmanhğm gi- derek «—fc— ve komünizmin yayıl- maa amaoyia, Türldye'ye her yıl yar- dım göndermektedfr. Abiakazhk.zina ve anarşi ahmş yürümüştnr" sözleri- ne yer verdi. • 12 Eylül 1980'de, Ege Ordu ve Sı- kıyönetim Komutanlığı'nca kendisinı y akalamaya yönelık operasyonu haber alması sonucu tzmir'den Erzurum'a kaçtı. 16 Ekim 1980 tarihinde istifa et- miş görünmek için Erzurum'dan 20 günlük, daha sonra Kayseri Tıp Fakül- tesi 'nden 45 günlük rapor alıp Borno- va Müftülüğü'ne gönderdi. 1980 Ara- lık ayında tzmir-Bomova Merkez Va- izliği'nden Canakkale'ye tayinini yap- ördı. • 1981 Ocak ayında Isparta'da bu- lunan Islah Sitesi'ndeki Imam Hatip Lisesi Öğrencilerini Koruma ve Yetiş- tirme Derneği merkezinde gizlendi. 27 Şubat 1981 tarihinde Eyüp Istanbul Hükümet Tabipliği ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Psikiyatri Kliniği'nden 20 günlük raporaldı. 22 Mart 198 l'de Ça- nakkale Müftülüğü Merkez Vaizliği'n- den istifa etti. • 1981 yılmda Ankara'da Nurcu li- derlerden Hayrettin Toprak'ın evinde saklandı. 7 Ağustos 1982 tarihinde Ke- şan'm bir köyünde gizlenerek "Mol- h " ve "Dahhak" takma isimlerini kul- landı. Aynı yıl Sızıno grubu üyelerin- ce Mekke'de kıralanan bir dükkânda Gülen'in bantlan hac süresince Türk hacılanna satıldı. Hizb-ûtTahrirbağtagtiSi • Ege Ordu ve Izmir-Antalya illeri Sıkıyönetim Komutanlığı'mn 7 Şubat 1985 tarihli yazısı ile arananlar lıste- sinde yer aldı. Genelkurmay Başkan- lığı'nca çıkanlan 15 Nisan 1985 gün ve 7130-97/85/SYNT. Istıhbarat Hrk. Ş. Ks. sayılı aranan şahıslar kjtabırun 2. kategori, 15. sayfa ve 588 sırasında arananlar arasında yer aldı. • 1 Ekim 1985'te şeriatçı terör ör- gütü Hizb-üt Tahnr üyesi Muhammed Kûrdi, merkezden aldığı emır üzerine tzmir'de öğrenciyken Gülen ile görüş- me yaptı. •Ağustos 1987 ayında ders verdiği öğrencilerine yaptığı konuşmada, "Al- parslan Türkeş ile görüştûğünû, Tfir- keşten cemaatini şeriat doğrumısunda yetiştirmesiniistediğini,onundakabul ettiğmi" söyledi. • 6 Eylül 1987 günü yapılan seçim yasaklanyla ilgili referandumda Tur- gut Özal'ı desteklemek maksadı ile Nurculann hayır oyu kullanmalannı sağladı. Şubat 1990 tarihinde Korkut Özal'm dünürünün Istanbul'daki evin- de "AJNAP'UI gelecegi ile ügin'1 toplan- tıya katıldı. • Mart 1990 ayı içerisinde Türki- ye'deki Islami faaliyetleri tek merkez- den koordine etmek amacıyla oluştu- rulan Islam Şûrası içerisinde yer aldı. 1990 yılı içerisinde rahatsızlığını ge- rekçe göstererek birkaç kez yurtdışına çıkti. • 20 Ekim 1991 tarihinde yapılan genel seçimler arifesinde MÇP'ye 3.5 milyar lira yardım yaptı ve seçimlerde MÇP ile ittifak yapan RP'yi destekle- di. 1992 yıh içinde MÇP'den aynlarak yeni parti kurma çalışmalanna giren BBP Genel Başkanı Muhsin Yancıog- hı'na maddi ve manevı destek verdi. • Fethullah Gülen grubu Nurcular, yasal platformda orta ve yükseköğre- nim gençligini kazanmaya yönelik olarak sahibi olduklan vataf, okul, yurt Gülen, ABD'den dönemiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara DGM Savcısı Nuh Mete Yfiksd'in, hakkında soruşturma başlatması üzerine rahatsızlığını gerekçe göstererek ABD'ye giden FetbulUh Gülen, yakJaşık 1.5 yıldır Türkiye'ye donemiyor. "Şeriat devfcd" atnacına ilişkin konuşmasını içeren bandın televizyonlarda yayımlanması üzerine Gülen, ABD'den canlı yaym programına katümış ve 15 gün içinde Türkiye'ye dÖneceğını soylemıştı. Gülen, "tedavi" için sık sık gittiği ABD'ye 1992 yılında Risale-i Nur Enstitüsü'nün çahşmalannı yönlendırmek için de gizli olarak gitmişti. Gülen rahatsızlığını gerekçe göstererek gittiği ABD'de zamanının büyük bölümünü buradaki dını liderler ve profesörlerle görüşmelere ayırdı. Kuracagı üniveısitelerde ders verdirmek için başta ABD olmak üzere birçok ülkede profesörlerle görüşmeler yapö. 1992'de Risale-i Nur Enstitüsü'nün çalışmalannı yönlendirmek için gizli olarak ABD'ye giden Gülen, buradan Avustralya'ya geçerek Türk öğrenciierin akademik eğitim gördüğü okul ve kaldıklan yurtlan ziyaret etmiştı. 1995 yılı içerisinde ABD, Almanya, tngiltere ve Rusya'nın Türkıye'deki büyükelçileri tarafından ayn ayn ziyaret edilmesi de Gulen'in kulis ve lobi faaliyetleri yürüttüğünü ortaya koyuyordu. 9 Şubat 1998'de gerçekleşen Fethuliah Gülen-Papa 2. Jean Paul görüşmesıyle "Papa Hıristiyanlann lideri, Gülen de ünntı tflam akunnun temsilcisi'' olarak dünya basınına sunulmak istenmişti. ve dershaneler aracılığıyla eğitihniş bir taban oluşturmayı, aynı zamanda güvenlik kuvvetleri dahil tüm devlet organlannda kadrolaşmayı strateji ola- rak benimsiyor. Grubun sahip olduğu vakıf, okul ve dershane, yurt ve bunu fınanse eden kuruluşlarla devlet mo- deline göre örgütlenen ve en iyi orga- nize edibniş grup özelliğini taşıyor. Gükn'in 90 vakfi • Fethullah Gülen grubunun ait 90 vakıf, 103 özel okul, 211 şirket, 460 dersane ve yaklaşık 500 öğrenci yur- du bulunuyor. Yaym organı olarak; 14 dergi, 1 gazete (Zaman), 1 TV (Sa- manyolu), 2 radyo faaliyet göstermek- tedir. Grup yurtdışı faaliyetlerin, Batı Avrupa, Balkanlar, Orta Asya cumhu- riyetleri, Ortadoğu, Afrika, Uzakdo- ğu, ABD ve Kanada'da surdürmekte- dir. Al^azıh Vakfi'mn mal varlığı Akyazıh Vakfı'nm Afyon (3 yurt bi- nası, 4 arsa, 3 konut), Ankara (okul bi- nası, 3 yurt binası, dükkânlar ve konut- lar, büro ve mağaza), Aydın (bahçeli ev, arsalar ve dershane), Balıkesir (5 yurt binası), Burdur (arsa), Bursa (okul binası ve bahçeli ev), Denizli (13 ar- sa, dershane, 3 yurt binası), Erzincan (dershane, yurt binası, 3 konut, 4 ar- sa), Erzurum (yurt binası, bahçeli ev, 3 arsa, 22 büro, 1 lokanta), Eskişehir (dershane, 2 yurt, 3 arsa), tstanbul (dershane, yurt binası, konut, arsa ve büro), Isparta (yurt, bahçeli ev ve ar- sa), tzmir (27 arsa, 45 bina, dershane ve 5 yurt), tzmit (yurt binası, dersha- ne, bahçeli ev ve arsalar), Konya (yurt, 4 arsa ve konut), Kütahya (dershane, yurt binası ve arsa), Kahramanmaraş (konut, yurt binası), Samsun (4 arsa, dershane), Sakarya (2 yurt binası, bah- çeli ev), Uşak (yurt binası, konut, ar- salar), Van'da (6 bina, 4 arsa, dersha- ne ve yurt binası) mal varlıklan bulu- nuyor. Vakfın geliri, Samsun Sakarya Dershanesi, Adana Özel Işık Dersha- nesi, Denizli özel Server Gazi Lisesi, Nazilli Özel Fatıh Sultan Lisesi, Kü- tahya Özel Yavuz Selim Lisesi, Erzin- can Özel Otlukbeli Lisesi ve Van özel Serhat Erkek Lisesi'nden sağlanıyor. Cumhurbaşkanı Sezer KHK'yi îade etti• Baştarafi 1. Sayfada mazlığı sonuçlandıran karany- la Çankaya Köşkü'nde 7 yıl boyunca egemen olacak yöne- tim anlayışuım çerçevesini çiz- di. Hükümetin, yeni bir karar- name hazırlamak yerine Mec- lis'te bekleyen aym konudaki yasa tasanlannı TBMM açıl- dıktan sonra gündeme getir- mesi bekleniyor. Cumhurbaşkanlığrndan ya- pılan yazılı açıklamada, Se- zer'in, hiçbir düşünce ve görü- şün Türkiye Cumhuriyeti'nin ülkesi ve ulusuyla bölünmez bütünlüğü ile Atatürk ilke ve devrimleri karşısında koruma göremeyeceğinin bilincinde ol- duğu vurgulandı. Açıklamada şöyle denildi: "Saym Cumhurbaşkanı, tüm yaşamı boyunca devktin, ülkesi ve uhısuyû bölünmez bütünlü- ğü esasuıı Türkiye Cumhuriye- ti'nin değ^tirflemez özeflikteki temel nitefiklerinden olan taikik ilkesini yol gösterici olarak be- nimsemistir. Saym Cnmhurbaş- kanı, Anayasa Mahkemesi üye- Hği ve Cumhurbaşkanngı'na se- çfldiğinde,Türkiye Cumhuriye- ti Anayasası'm, devktin varhgı vebağnnsızlıgmı,vatanın ve ulu- sun bütünlüğünükoruyacağma, Atatürk ake vedevrimİeriyle b- ik cumhuriyet ilkesine bağlı ka- lacağuıa ant içmiştir. KHK tas- lağnu geri göndermesinin nede- ni,Türkiye Cumhuriyeti'nin te- mel nheMklerinden olan ve yine konıyup koDamaya ant içtigihu- kuk devleti Okesi konusundaki duyarnhğıdır.'' Cumhurbaşkanı, hukuksal gerekçelennı de 6 sayfalık ya- zıyla Başbakanlığa bildirdi. Ge- rekçede şu noktalann altı çizil- di: - Anayasanın 91. maddesin- de, TBMM'nin, Bakanlar Ku- rulu'na kanun hükmünde karar- name çıkarma yetkisi verebile- ceği belirtümiştir. Buna göre çı- kanlan bir yetki yasasına daya- nılarak kanun hükmünde karar- namelerle düzenleme yapılabi- leceği kuşkusuzdur. Ancak, yi- ne aynı maddede, sıkıyönetim ve olağanûstü haller saklı kal- mak üzere, anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci bö- lümlerinde yer alan temel hak- lar, kişi haklan ve ödevleri ile dördüncü bölümünde yer alan siyasi haklar ve ödevlerin kanun hükmünde kararnamelerle dü- zenlenemeyeceği belirtilerek bir yasak alan yaratılmıştır. - Kanun hükmünde kararna- me taslağının Yetki Yasası kap- sammda olup olmadığı tarnş- masına disiplin suç ve cezalan, anayasanın "Suç vecezalara inş- kin esaslar" başlıklı 38. madde- si kapsammdadır. Bu madde, anayasanın ikinci kısmının "Ki- şinin haklan ve ödevleri'' baş- lıklı ikinci bölümünde yer alma- sı nedeniyle 91. maddedeki ya- sak alan kapsamına gırdıgınden disiplin suç ve cezalaruun ka- nun hükmünde kararnamelerle düzenlenmesi olanaksızdır. - Anayasanın 91. maddesine görekanun hükmünde kararna- me ile düzenlenemeyecek ko- nular ancak yasa ile düzenlene- bilir ve anayasanın 38. maddesi kapsamındaki disiplin suç ve cezalann da yasa ile düzenlen- mesi gereken konulardandır. Se- zer, Anayasa Mahkemesi'nin 19.4.1988 tarihinde Sağlık Hiz- metleri Temel Yasası'na ilişkin bir düzenleme ile 04.04.1991 ta- rihinde 399 sayılı KlT'lerin per- sonel rejimini düzenleyen KHK'yi aynı gerekçelerle iptal ettiğini örnek göstererek bu ka- rann ardından söz konusu KHK'nin disiplin cezalanna ilişkin hükümlerinin yasayla ye- nıden düzenlendiğinı anımsattı. - Yasa ile düzenleme yapdın- caya değin yürürlükteki kimi kurallann özellikle memurlar yönünden uygulanması olanak- lıdır. Gerçekten, 657 sayılı Dev- let Memurlan Yasası'nın disip- lin suç ve cezalannı düzenleyen 125. maddesinin birinci fıkrası- nnı (E) bendinin (a) alt bendi ile dördüncü fıkrası ve aynı yasanın 6. maddesi kurallan birükte dü- şünüldüğünde böyle bir olana- ğm bulunduğu görülecektir. Ni- tekim, maddenin anılan (a) alt bendinde "kfcolojik veya siyasi amaçlaria kurumlann huzur, sükûn ve çahşma düzenini boz- mak" devlet memurluğundan çıkarmayı gerektiren bir eylem olarak öngörülmüştür. Aynca, aynı maddenin dördüncü Akra- sında, "Yukanda sayılan ve di- sipBn cezası verflmesini gerekti- ren fiil ve haüere niteük ve ağır- hklan itibanyla benzer eylem- lerde buhınanlara da aynı nevi- den disipün cezası'' verileceği belirtimıiştir. - 657 sayıh yasada, devlet me- murlannın "yemin bdgesi'' im- zalayarak göreve başlayacakla- n vurgulanmakta, yemin belge- sinde yer alacak yemin metnine maddede yer verilmektedir. Bu metin incelendiğinde, kanun hükmünde kararname ile geti- rilmek istenen tüm hususlann yemin metninde yer aldığı gö- rülmektedir. Bu yemine aykın davranışın 657 sayılı yasanuı 125. maddesinin yukanda acık- lanan kurallan karşısında "Me- muriuktan çıkarma" ile ceza- landınlması olanaldıdır. Başbakan Ecevit, KHK'nin anayasaya aykın olmadığını sa- Muhalefet ve sendikalardan Sezer f e tam destektSTANBUL / ANKARA (Cumhariyet) - Muhalefet partileri ve sendikalar, memur kararnamesisi geri gön- deren Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e destek verdi. DYP Grup Başkanvekıli Turhan Gövea, Cumhur- başkanı Sezer'in "fevkalede isabeffi" bir davranış gös- terdiğını belirterek "Saym Cumhurbaşkam'mn mev- arttaloıkb^ibkikiınivebütÜBbevantarıgözönüııe da beüd işin doğrusunun ne oktuğunn anfaımışbırdaf HADEP Genel Başkanı Ahmet Turan Demir, Se- zer'in, iade karan ile yüz bınlerce kamu çalışanı ve ka- muoyunun beklentisini boşa çıkarmadığına işanet etti. Demir, yazılı açıklamasında şunlan kaydetti: "Cumhuj1)aşkanı'nınbukaranıameyireddetroesive dtabaöwxrektöratanıalanyta^üı tutumu,önümüzde- kidÖBemdeüUü rak başka bir tasarrufta buhuıması bekknıaiyordiL Kendisme yakışaoı yapmıştB-'' dedi. Güven, KHK ko- nusunu, sadece bir irtica, terör ve anarşi olarak ele al- mamak gerektiğini vurgulayarak şu görüşleri düe ge- tirdı: "Ümk ed^nunkibu KHK, hukukdışj tasarro- fun sommcasuotacS^m Ecevit, hkdaha içtaeandire- baeceğikaaımveyaKHK'leriCuıııhurbaşlauuııagön- derirsedaha iyi olur. Bu saym Yılmaz için de geçerikfe Hem bfr taraftaa AB' ye girmek içm sorumhı noktada bahmacaksBuz,hemdeABstaadartİKnBa,normlarma y k a y e a ş y ş , yaBh|geri dönmuştûr. Öle yaadaBMHFden bn tip ka- ranumeleri her zaman beklemek mümkÜBdûı; odar- kaâolar sagtayacağma otan imacsmzı gückiKhrmi^B-. Otumlugirişimkrinherzuııandestel^olacacağB.'' DtSK Genel Başkanı Süleyman Çefcbi, sözkonusu KHK'nin Cumhurbaşkanı Sezertarafından Başkanhğa iade edilmesinin DtSK'i derinden etkilediğini belirtti. Karanamenin iadesinin, hukukun ustünlüğünün ülke- mizde egemen olması doğrultusunda atılmış bir adım olduğunu ıfade eden Çelebı, •'Saym Cumhurbaskam- mnnat,hukukunüstünlüğükonusundaki duyarhhğı,ka- rarhhğt töm emekçüere ve haikBmza gefecek açtsmdaa a m t vermektedir. Saym Cıunhurbaşkanunızı kuthı- yar, demokrasi ve hukuk mücadeJesBide herzaman yı- nmda yer atocağumzm buinmeaııi fatiyong"dedi. KESK Genel Başkanı Siyami Erdem, hükümetin yanlışınm Cumhurbaşkanı tarafından düzeltüdiğmi be- lirtereku Sezer,nukukşuzhığBÖııleyerekkaiDuvicdaııı- IHB gereğmi yerine getirdT dedi. Hak-tş Genel Başkanı Salim Usta da Cumhurbaşka- nı Sezer'e gönderdiği mesajda, '"Tophunsal banş orta- mma önemh' bfr katla olan bu iadeyle AB'ye üyeMksü- recini yaşayanTüridye'nin bu şekâdeönemlibfr yanhş- tan, hnlmkım iktfınhıgHm' VPtpmpl İIKMII hakfaırma nfan duyarhhğuuda dönütdüğünü düşünüyoruz'' dedi. Sağuk-Sen Genel Başkanı Ahmet Aksu da, bundan böyle Sezer'i "demokrasinin babaa" olarak anacakla- nnı behrterek Cumhurbaşkanı'nın karanyla memurla- nn devlete olan güveninin pekiştiği görüşünü kaydetti. Memur Sendikalan Konfederasyonu (Memur-Sen) Genel Başkan Vekili Hüsamettin Şanal ise karamame- nin iade edilmesinin yerinde ve isabetli bir karar oldu- ğunu ifade etti. Avrupa Işçi Sendikalan Konfederasyo- nu (ETUC) ve Dünya Hür tşçi Sendikalan Konfederas- yonu(ICFTU) tarafından Cumhurbaşkanı Sezer'e mek- tupla yapılan başvurularda, karamamenin insan hakla- nna ve hukuka aykın olduğu öne sürûlerek onaylan- maması talep edilmişti. vunarak Sezer'e daha önce Da- nıştay'ın aldığı kararlarla ilgili bazı örnekler sunmuştu. Se- zer'e, KHK'de yapılan düzenle- melerin benzerinin YÖK Disip- lin Yönetmeliği'nde gerçekleş- tınldiği, bunun anayasaya aykı- n olmadığının Damştay karan ile kesinleştiğı bildınlrnişti. Başbakanlık'tan yapılan açık- lamada da, memur için öngörü- len disiplin cezalannın ilgilile- rin memuriyetleri ve faaliyetle- rine devam etmesine yol açüğı için irticai, yıkıcı ve bolûcü fa- aliyetlerin önlenmesinde zafı- yet yarattıgı savunuhnuştu. Sezer'in tavn karşısmda hü- kümet üyeleri yonım yapmak- tan kaçındı. Başbakan Ecevit, konuyu ortaklanyia değerlendi- receğini beürtirken MHP Genel Başkanı Devlet Bahçefi, yorum yapmayı erken bulduğunu bil- dirdi. Bahçeli, "tade sürpriz oidn mu" somsuna da, "Bu kadar bekletildiğme göre sürprizi var mı?" diye konuştu. Devlet Ba- kanı FlkretÜnm, "CamhurtMS- kanı'nuı takdiridir" derken Devlet Bakanı Rfiştn Kaznn Yûcelen, yorum yapmak ıste- mediğini söyledi. Bayındırlık ve tskân Bakanı Koray Aydm ise, Sezer'in yasal hakkını kullandığmı belirterek "DemokrasinmtabübffijtevişL Her önünegeteni imzaiamakzD- runda değil" dedi. ANAP Genel Başkan Yar- dımcısı Ersin Taranoghı, sorun yaratmaya gerek ohnadığını, bir orta yol bulunabileceğini belir- terek "Cumhurbaşkanı takdfr hakknu kuDanmışar. Hükümet de hakkmı kuBaıur, kararname gefir, gider. Sonunda doğru bir yerde buhışuhır" dedi. ANAP Grup Başkanvekili Beyhan Asbn da, Sezer'in tak- dirini kullandığına işaret ederek "Cumhurbaşkanı idarede keyfi- nğin önünegeçmekistemif. 1da- renin memur hakkmdald tasar- rufunda yargı gözetiminin ön plana geçmesini istenüş, sanı- nm" diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle