23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
0 AĞUSTOS 2000 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KULTUR kuttur@cumhuriyet.com.tr 15 ALLEGRO EVtN tLYASOĞLU Artık bizhıı de bir divamız var!Artık Türkiye'nin de bir divası var di- yor ekrandakı sunucu. Ajda Pekkan'ın yeni çıkardığı CD'nin kapağı görüntû- ye geliyor. Onu imzalatmak için kıran krrana savaş veren halkımız gösterili- yor. Ajda'nın nazlı adımlarla kalabalı- grn içine yürüyüşü, gergin gülümse- mesi, yorgun imzalayışı.. Divamız Aj- da. Acaba oradaki halka sorsak bu da oe demekiüye ne yanıtlar almz kim bi- lir! Eh, Ajda'ya yakıştinldığına göre iyi bir şey olmalı. Neyse, yorgun savaşın ardından imzalı bir CD'ye sahıp olabi- lenJer akşam ayn birmutluluk yaşıyor. Bugürüerde sık sık duyduğumuz şu di- va sözcüğüne biz de kısaca değinelim dedik. "04*»" biropera terimidir. "Tan- nça" anJamındaki bu ttalyanca sözcük operada yeteneği ve saygınlığı ile ün- lenmiş baş kadın oyuncuya yaraştınlır. Bir opera evinin bir opera kumpanya- sının divası olabüir. Operadan kaynak- lanan bu nitelik sonradan sinema ve ti- yatro sahnesine de taşınmıştır. Opera- nrn divası uzun yıllar müzik eğitımi görmüs, uzun yülar belli rollerle özdeş- leşmiş, uzun yıllar aynı düzeyde kala- bilmiş sanatçıdır. Sesi, oyunculuğu, di- siplini ve karizmatik kişiliği ile üstün insandır. 20. yûzyıl opera tarihıne dam- gasını vurmuş "diva''lardan bırisinin de Tûrk soprano Leyla Gencerolduğu- nu bilmek bizlere kıvanç vermiştir. Bu konuda başka yorumum yok! Tarihi bir org gûn yûzûne çıkü Boğaziçi Üniversitesi'ndekı "Saatfi Bma" olarak anılan bugnkü kültür mer- kezinde 1911 yapımı Norman&Beard marka üç kat klavyeli tarihi bir org, 35 yıllık suskunluktan sonra yaşama ka- vuştu. Ingiltere'nin ünlü Mander Org firması denetiminde Mehmet Küçü- könder'ın yıllarca sûren çabalanyla onanlan org ilk kez 7 Ağustos Pazar- tesi akşamı tbrahim Yaaa (1970) ta- rafından çalınan Bach'ın re mınör Toc- cata'sı ile gün yüzüne çıkartıldı. Oku- lun rektörlük değişim töreninde yer alan bu dinletide, onanmı henüz ta- mamlanan orgun sunulmasma ayn bir özen gösterildi. Ülkemizde bu tür büyük org çalansa- natçılann sayısı bir elin parmaklannı geçmez. Aslında orkestra şefi ve piya- nist olan Ibrahim Yazıcı, Hacettepe ŞitiyjerSftesi KDnservatuvan'ndan^oı»' ra Paris'te eğitim görmüş ve öğretme- ni Gflbert Varga'ya Avrupa'nın çeşitli kentlennde asıstanlık yapmış. Halen Devlet Çoksesli Korosu'nun ikinci şe- fi. Org çalarken "Duymak istediğim orkestrayı buluyorum bu çalgKİa" di- yordu. Ülkemizde çok az bulunan org çalıcılanna ve bu konuya heves edecek- 1911 yapımı Norman&Beard marka üç kat klavyeli tarihi bir org, 35 yıllık suskunluktan sonra yaşama kavuştu. fbrahim Yazıcı tarafindan çalınan Bach'ın re rninör Toccata'sı ile gün yüzüne çıkartıldı. The British Council'in her yıl düzenlediği ,. .. "YılınGenç x ' ' Müzikçisi Yanşması"nda bu yılki konu bestecilik idi. Yanşmada Berkant Gençkal mansiyon akh, Ayşe Önder ikinci, Mahir Çetiz birinci ve İsmail Sezen üçüncü oldu. lere böylelikle bir müjde veriyoruz. Ar- tık Boğaziçi Üniversitesi'nde herkese açık bir org var. Klavyesi sahoede oieo, konserlere, seminerlere, yeni bestele- re açık bir org. Genç Tûrk bestecüerine destek The British Council'in her yıl dü- zenlediği " Yılın Genç MüzikçisiYanş- masTnda bu yılki konu bestecilik idi. Her yıl saygın birjüri tarafindan seçi- len yapıtlann son yıllarda bir de canlı konser CD'si yapılıyor ve arşıv olarak , ılgılılere dagralıyor. Bu yılki genç bes- teciler yanşmasının sonuçlan da yme bir CD'de toplanmış. Bırinciliği alan MahirÇetiz"i daha ön- ce de dinleme firsatını bulmuş, kendi- süıde gelecek için umutlar beklediğı- mizi yazmıştım. Babası Tulga Çetiz ile piyano çalışarak müziğe başlamış, çel- lo öğrencisi olarak konservatuvara gir- mış, şeflik ve kompozisyon dallanndan dıploma ahnış. Halen ABD'de Memp- his Üniversıtesi'ninınasterprograrnın- da öğrenci. "Four YTsions" adlı yapı- tında büyük orkestrayı dengeli kullanı- mı, zengin polifonik dokusu, aynı za- manda çağdaş yaklaşımı ile birincıliği hak ermiş. Öncekı yıllara göre çok yol katetmış. tkincılik alan Ayşe Önder. "KemanveOrkestra için Romans" baş- hklı yapıtında gerçekten de romantık bir tutku sergüiyor. Ketnanın yuvarlak cüm- lelerini tek soluk halinde sunmuş. Ay- nı sanatçının bu yanşmada bir de man- siyona değer yapın var: "Senfoni Or- kestrası İçin fid Bötihn." Ayşe Önder, Ankara Devlet Konservatuvan'nm kom- pozisyon bölümünü bitirmiş, halen ay- nı kurumda master derecesi için çalış- malcta. Önceki yıl da Eczacıbaşı Bes- tecilik Yanşması'nda üçüncülük ka- zanmıştı. Bu yılki The British Council yanş- masının üçüncüsü İsmail Sezen önce şan eğitimi görmüş, ardından orkestra şefliği. Şimdi de kompozisyon bölü- münün öğrencisi. Yapıtındakı yerel ez- gilerin renkleri, hocası Muammer Sun'un çizgisinde olduğunu kanıtlıyor. CD'de yer alan bu- diğer yapıt da bu yanşmada mansiyona değer bulunan Sofya doğumlu BerkantGençkal'a ait. Bılkent'in Kompozisyon Bölümü'nde üçüncü sınıf öğrencisi. Ük üçe giren yanşmacılann tümü- nün de Ankara Devlet Konservatuva- n'ndan olması dikkat çekici. tstanbul ve Izmir konservatuvarlanndaki kom- pozisyon öğrencileri bu tür yanşmala- ra girmeye cesaret edemiyorlar mı, yok- sa girip de elendiler mi, bilemiyoruz. Bu genç bestecilerin bir büyük şan- sı da yanşmadaki yapıtlarmın Bilkent Senfoni Orkestrası gibi nitelikli bir top- luluk ve AJfred Mkhourine gıbi dene- yimli brr şef tarafindan seslendirilme- si. Ülkemizde bestecileri yüreklendiren yanşmalar yok denecek kadar az. Bel- ki de bunlann en ciddisi olan îzmir'de- ki Eczacıbaşı yanşmasının sonuçlann- da ancak yapıt isımlenni öğrenebiliyo- ruz. Onlann seslendirildiğinden habe- nmiz bile olamıyor. Bestecinin en bü- yük beklentisi ise yapıtmm seslendiril- mesi ve ardından da kayda ahnmasıdır. Başka nasıl yayılır, nasıl tartışıhr bu yapıtlar? DileğimizBritish Council'in bu CD'sınin de satışa çıkartıhnası, da- ha gemş kitleye ulaşması. Orpheon Oda Korosu'nun başansı Ankara'da 1994'ten beri yerli yaban- cı birçok ödül kazanan amatör müzis- yenlerin oluşturduğu bır koro var. Orp- heon Oda Korosu. İlk konserlerini îb- rahim Yazıcı ile veren, ardından Aydın Yiğit ile çalışan koro 1999'dan beri O- nara Kerimova'nın yönetiminde çalış- malannı sürdürüyor. Kültür Bakanlı- ğı'nm desteği ile bu yıl kaüldığı Linz'de- ki ilk Koro Olimpiyaü'ndan dört gümüş madalya ile döndü. evini@boun.edu.tr Anlaşmazlıkları ortadan kaldıran, blrllğl, dirllği ve barıçı getiren diller üstü bir güce büyük gereksinlm duyuyoruz Müziğingücüyleyüre/denmekÖNPERKÜTAHYAU İZMİR - Çocuk gibiyim; "Her gün, her yerde müzik oba" diye düşünüyorum. Gerçı halkımız sabahtan akşama dek müzik dınlıyor, radyolar, te- levizyonlar sonuna dek açık. Özel otomobillerin kasetçalarlanndan fışkıran bas sesleriyle irkiliyo- ruz; ama düşündüğüm bu değil. Hangi türden ve hangı ülkeden olursa olsun iyi müzik ve estetik değerler taşıyan bir sunuş biçimi. Gazetemizin 26 Temmuz tarihli "Kültür" say- fası, Avrupa televizyonlanndaki Bach yayımını duyurmanın yanında, benim gibi düşünenleri yü- reklendirecek müzik haberlerini içeriyordu. Söz gelimi, Evin Öyasoğhı'un yazısında, "Akdeniz GençkrOrkestrası'? mn, Antah/a'nın Beldibı yö- resindeki Club Salima'da, Aspendos Tiyatro- su'nda ve AJanya Belediyesi önünde verdiği din- letileri okuduk. 16 yıl boyunca çalışmalannı aksatmadan sür- dürmüş olan bu orkestradan her zaman etkilen- dim. Düşünün; 91 kişilik çalgı topluluğu, 18 Ak- deniz ülkesinin gençlerinden oluşuyor. Bu ülke- lerden bazılan arasında çözülemeyecekmiş gibi görünen siyasal anlaşmazhklar var; ama evren- sel müzik sanatının birleştirici havası içinde her şey unutuluyor, sıcak dostluklar başhyor. Insanlan gerçek bir gönül bağı ile kaynaştıran yahuzca Beethoven'in Çaykovski'nin müzıği de- ğildir. llyasoğlu'nun yazısmdan öğrendiğimize göre orkestranın dinletisinden önce "Akdeniz Or- yantal Tophıhığu" adını taşıyan birkaç çalgı sa- natçısı, Tamburi Cemil Bev'in müziğinı Kudsi Erguner'in düzenlemesiyle seslendirmiştir. Bu- nu yapan müzikçiler, Lübnanh, Faslı, Mısırlı, Tu- nuslu ve Yunan sanatçılardır. Saygun, dünyanm bazı ortak özeUikleri içeren müzik bölgelerine ("htvza''lanna) aynldığmı söyler. Her besteci, söz konusu özeUikleri kullanarak yazdığı müzi- ğe kendi kişiliğini ve ülkesinin kirnliğini katar; ama o müziği, aynı bölgenin öbür ülkeleri de ya- dırgamamaktadır. Görünen o ki Tamburi Cemil Bey. bize özgü bir müzik yaratmasına karşın, böl- getnizin öbür ülkelerine de seslenebilmektedir. Son yıllarda bu gerçeğin daha geniş bir bakış açısıyla kavranması çabalanna tanık oluyoruz. Yakında izlediğiıniz "Lirik Tarih" gösterisi, ko- caman bir müzik yelpazesiydi. îzmir'de 26-30 Temmuz arasında IZFAŞ'm düzenlediği "Endü- Ifis Danslan Festivali"? aynı çabamn başka bir ör- negıdir. Burada Izmir'in yam sıra Berlin'den ve Ispanya'dan 27 dansçı ve müzikçi, kendi müzik- lerim sundular. Ostehİc bununla da yetınmeyip baş- Şarkıcılann esin kaynağı Küftür Servisi - îngiitereüe kısa bir süre önce yayımla- nan,SteveTurner'ın yapüğı bir araştırma. hakkında türlü de- dikodular üretilen bır çok hit parça hakkında gerçekleri or- taya koyuyor. 'A Hard Dsçr 's Write' adlı kitapta, Tumer, ka- falan kurcalayan sorulann ce- vabını veriyor. Böylece, Beatles'm Dear Prodence' adlı parçasını, Hin- distan'a yaptıklan yolcuhık sı- rasmda tamştıklan Mia Far- row'un laz kardeşine yazıldı- ğını öğreniyoruz. Grup, şarb- da, asabi bulduklan Farrow'un kızkardeşine biraz rahatlama- sı için meditasyon yapmayı öneriyor. David Bowie'nin 'Life on Mars' parçası, Paul Anka'nın 'My VVay'ini yazamamış ol- masınakarşı duydugukıskanç- lık vepişmanlığinbirürünü. E3- ton Jolm, 'ASongForAGuy'da birplak şirketi için çalışan mo- tosıkletlı bir kuryenin hazin birkazadahayatını kaybetme- sinden duyduğu derin actyı dinleyicilerine aktanyor. Kitap, daha bir çok ünlü şar- kının ardmdaki gerçekleri or- taya çıkanyor. CultureChıb m 80'lerde hit olmuş Karma Chameleon' parçasını grubun solisti Boy George'un grubun bateristti Jon Moss'a duyduğu aşkı anlatıyor.Carrv' Sinion' un çarpıcı şarkısı 'Yon Are so \a- in' aktör Warren Bearty'nin çevresınde dönüyor. ka ülkelerin müziklerinden ve danslanndan da örnekler verdiler. Söz gelimi, Berlin'den gelen dansçılar, Türk, Bosna-Hersek ve Afrika dansla- nnı sergilediler. Böylesi çabalar, yüce bır sanat olan müzik üzerinde daha sağlıklı düşünebihne- mize, ondaki evrensel gücü daha derinden anla- yabilmemize yardımcı ohnaktadır. Sözün bu noktasında konuyu biraz değiştirerek James Joyce'a değineyim. Yıllar önce bir tngiliz yetkili, yazarm "Urysses''ini "Sadeceanlaşılamaz değil aynı zamanda da okunamaz" olarak nıtelen- dirmiştı. Günümüzde "Urysses" okundu, dilimi- ze bile çevnldi. Enis Batur'un bu kitaba yazdığı "Onsöz"deki Babil Kulesi öyküsü beni her zaman düşündünnüştür. Dev yapıya başlanması Tann'yı kızdınr. In- sanlar, nasıl olur da Tann katma ulaşma yüreldi- liğini gösterebilirler? En iyisi dillerin kanştınl- masıdır. Yeryüzü bir anda 72 dille dolar. Kimse karşısındakiyle anlaşamaz. Tedirgınlik başlar; göçler olur, savaşlar çıkar. Müzik sanatının Bachlar'la, Beethovenler'le evrensel nitelikler kazanmasından sonra ancak 20'nci yüzyılın sonunda insanoğlu, onun gerçek işlevini kavramış gibidir. Anlaşmazlıklan ortadan kaldıran. birliği, dirlığı ve banşı getiren diller üs- tü bir güç. Bu güce büyük gereksinme duyuyo- ruz; çünkü ekonomik açıdan dünyada yaratılanvar- sıl-yoksul çelişkisine ek olarak korkunç doğa olaylan yeryüzünden eksik değildir. Depremler. seller, onnan yangınlan durmadan can almakta- dır. Üstelik bunlann önde gelen nedeni, insanın doğadaki dengeleri kendi eliyle yok etmesidir. Başka ülkelerin işine kanşamam; ama bizde, ekonomik sıkıntıyı bir türlü ortadan kaldırama- yan yöneticiler, hiç ohnazsa müziğin, onunla bir- likte resmin, heykelin gücüne inanmalı, onlan insanımızla bütünleştirmek için çaba ve para har- camalıdır. Kubrick'in bilinmeyen senaryosu • Kültür Servisi- Stanley Kubrick'in, 1969 yılmda Napolyon üzerine çekmeyi planladığı ama daha sonra gerçekleştiremediği bir fihn senaryosu bulundu. 35 bin figüran ve 5000 atm rol almasını düşündüğü 'Napolyon' adlı fümin senaryosu, Norveç'li bir sinema meraklısı tarafindan Interaet'te yayımlandı. Adını açıklamayan sinema meraklısmm bu senaryoyu nereden bulduğu ve bunun gerçekten Kubrick'e ait olup ohnadığı tam olarak bilinmiyor. BH'S-te film gösterimleri • Kültür Servisi - Nışantaşı'ndakı Bil'S mağazasmda ağustos ayı boyunca dünya sinemasının 'modern' ömeklerinin gösterimleri gerçekleşecek. Mağazamn ikinci katmda izleyicisiyle buluşan fihnler arasında modernist sinemanın en önemli yönetmenlerinden Michelangelo Antonioni'nin ilk renkli fihni 'Red Desert' (1964), sinema tarihimn ünlü üçlüsü The Marx Brothers'ın 'Horse Feather' (1932) adlı yapıtı, Jean -Luc Godard'ın yazmak, yaratmak, ihanet, aşk, kadın ve erkek gibi temalan ele aldığı 'Pierrot le Fou' (1965) ve Robert Aldrich imzası taşıyan Hollywood modern sineması örneği 'Whatever Happened To Baby Jane' (1962) adlı filmler yer alıyor. Tasanm dünyasındaki yenilikler ise mağazada satışa sunulan 'Flaunt', 'Big', 'Spoon', 'Surface' gibi tasanm dünyasının önde gelen yayınlanndan ızlenebilır. Crocodile Dundee filminin üçüncüsü çekfflyor • AVUSTRALYA (AFP) - llki 1986 yılmda çekilen ve dünya çapında hasılat rekorlan kıran 'Crocodile Dundee' adlı filmin üçüncü versiyonumın çekimleri, Avustralyalı aktör ve yapuncı Paul Hogan tarafindan başlatıldı. 'Crocodile Dundee in LA' (Crocodile Dundee Los Angeles'ta) adıyla gerçekleştirilen filmin 38.5 milyon dolarlık bir bütçeye mal olduğunu belirten yapuncılar, bu üçüncü versiyonun 1986 ve 1988 yılmda yapılanlardan daha fazla ses getireceğine inamyorlar. Yönetmen Michael Haneke Franss oyuncuları seçti • Kültür Servisi- Michale Haneke, Elfriede Jelinek'in romanmdan uyarlanan yeni fihni 'Le Pianist'te yer alacak oyunculan, Fransız sinemasınm ünlüyüzleri arasmdan seçti. Isabelle Huppert, Jeanne Moreau ve Benoit Magünel'in rol alacağı fümin çekimleri, 14 Ağustos'ta Viyana'da başlayacak. AHce Cooper Sovyetler'de konser verdi H Kültür Servisi - Ünlü şarkıcı Alice Cooper, bir hafta önce Moskova'da bir konser verdi. Albümleri bugüne kadar gizlice, el altından satılan sanatçı Sovyetler Birliği'nde, o günkü rejimin etkisiyle, hiç konser verememişti. Yeni albümü 'Brutal Planet'in öncesinde Avrupa turnesine çıkan sanatçı, Salı günü verdiği konserin, tumesinin en parlak konseri olduğunu belirtti. 12.AltmKozaFHmFestival ertetendi • ADANA (AA) -18-24 Eylül tarihleri arasmda yapılması kararlaştınlan 12. Altm Koza Fihn Kültür ve Sanat Etkinlikleri Festrvali ertelendi. Koza Kültür-Sanat ve Turizm Hizmetleri AŞ Yönetim Kurulu'ndan yapılan yazılı açıklamada, festivali düzenlemesi amacıyla Intermed fırmasma verilen süreli ve geçici yetki belgesinin, Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak'm bilgisi dahilinde iptal edildiği belirtildi. Aynca dün Istanbul'da yapıhnası gereken tanıtun kokteyli de gerçekleşmedi. Enka Vakfı'nda sinema şöieni • Kültür Servisi - Enka Vakfı'nda yaz etkınlikleri kapsamında düzenlenen sinema ' gösterimleri devam ediyor. Enka Vakfı Sadi Gülçelik Spor Sıtesi'nde gerçekleşen etkinliklerde yann Al Pacino ve Russel Crovve'nın başrollerini paylaştığı 'Köstebek' adlı fihn gösterilecek. 'Tann'nm Eseri, Şeytan'm Parçası', 'Matrix', 'Manolya', 'Kazanma Hırsı' ve 'Yeşil Yol' adlı fılmlerin gösterilmesiyle devam edecek kültür edcinlikleri, 31 Ağustos'ta Julia Roberts'ın rol aldığı 'Tatlı Bela' ile sona erecek. BUGÜN • CEMİL TOPUZLU AÇIKHAVA TTYATROSU'nda 'Geleneksel Açıkhava Konserleri' kapsammda saat 21.00'de Haris Aleriou'nun konseri yer alacak.(48J 63 00) • ENKA VAKFI'nda '12. Kültür Programı' kapsamında saat 21.15 'te Dormen Tiyatrosu'nun oynayacağı 'Hangisi Kansı'adlı oyun izlenebilir. (276 22 14)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle