Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
i AĞUSTOS 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOM / ekonomi@cumhuriyetcom.tr 13
Pamukta fiyat
bcklentisi
• ADANA (Cumhuriyet
Gvney İtieri Bürosu) -
TMMOB Zıraat
Mühendisleri Odası
Adana Şubesı Başkanı
Ayhan Kurt, bir dekar
pamuk alanı için kütlü
üretim maliyetinin
yaklaşık 345 milyon 500
bin lıra olduğunu, buna
yüzde 25 üretici kân
eklendiginde kütlü pamuk
alım fiyatının 432 milyon
liradan az olmaması
gerektiğini belirtti. Kurt,
"Artış yüzde 3O'la sınırlı
tutulacaksa lcilo başına 15
cent prim dogrudan gelir
desteği olarak
verilmelidir. Bu prim de
1999'daolduğugibi
dokuz ay sonra degil,
hasadı izleyen aylarda
hemen ödenmelidir"dedi.
Bu arada Tanm Bakanı
Hüsnü Yusuf Gökalp,
pamuk üreticisine prim
verilebileceğini belirtti.
TİİSİAirdan
hükümete destek
• Ekooomi Servisi - Türk
Sanayici ve tşadamlan
Derneği (TÜSlAD),
hükümetin
makroekonomik uyum
programırun ısrarla ve
titizlikle sürdürülmesinin
gerektiğinin altını çizerek,
sektör bazında "ince
ayar" düzenlemelerine
gidilmesinin en doğru
yaklaşım olacağını
bildirdi. TÜSlAD,
temmuz ayı fıyat artışlan
ile ilgili basında yapılan
yorumlan eleştırerek,
hükümetin ekonomik
progranuna destek verdi.
Mısırekicisi
destek istiyor
• ADANA (Cumhuriyet
GüneyÜleri Bürosu) -
Adana Çiftçüer Birliği
Başkanı Cumali Doğru,
mısu- ekiminin teşvik
edilmesi için üreticinin
desteklenmesi gerektiğini
belirterek, "Devletin
fınansman sıkıntısından
kurtulması ve tanm
sektörünün sorun
yaşamaması için, mısır
ithal fonlan acilen yüzde
60'a çıkanlmalıdır" dedi.
Buğdayda
belirsizfik ',
• İNEGÖL (AA) - Toprak
Mahsulleri Ofisi'nin
(TMO), Bursa'nın Inegöl
ilçesinde buğday
aümlannda beklenen
hedefe ulaşamadığı ileri
sürüldü. Inegöl Ziraat
Odası Başkanı Niyazı
Özbil, bu yıl buğday
ahmlannda yaşanan
kargaşa ve beürsizliğin,
alım politikasındaki
tutarsızlığın, çiftçileri
olumsuz yönde
etkilediğini söyledi.
Akaryakıta Aft
ayariaması
• ANKARA (AA)-
Akaryakıt Fiyat Istikrar
Fonu (AFÎF) kesintisi,
benzin türleri gazyağı ve
kalorifer yakıtında
düşürülürken fueloillerde
arttınldı. AFİF kesintisi
daha önce 9 bin 750 lira
olan kurşunsuz benzinde 6
bin 950 liraya, 9 bin 350
lira olan süper benzinde 6
bin 500 liraya, 9 bin 250
lira olan normal benzinde
6 bin 550 liraya indirildi.
İşsizler ordusu
• ANKARA (AA)-
DlE'nin "2000 Yılı 1.
Dönem Hanehalkı Işgücü
Anketi" geçici
sonaçlanna göre,
Tüıkiye'de işsizlik oram,
yılın ilk üç aylık
döreminde yüzde 8.3,
işgûcüne katılma oranı ise
yüzle 46.7 olarak
bebrlendi. Bu arada
topJam istihdam 19
milyon 6 bin, toplam işsiz
saysı da 1 milyon 720 bin
kişı olarak tabinin edildi.
Bürokratlar özel sektörü, onlar da hükümeti enflasyon lobilerini korumakla suçluyor
Enflasyona suçhı araınyor
• Merkez Bankası
Başkanı Erçel ve
Hazine Müsteşan
Demiralp, tüketimdeki
canlanmanın
enflasyondaki artışı
kolaylaştırdığını ifade
ederken özel sektör de
hükümeti enflasyon
lobisine destek
vermekle suçladı.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Enflasyonun temmuz
ayında beklenin üzerine çıkma-
sıyla hedeflerin gerçekleşme-
yeceğinin kesinleşmesi, özel-
kamu kavgasını kızıştırdı.
Enflasyon rakamı açıklanma-
dan Merkez Bankası Başkanı
Gazi Erçel ve Hazine Müsteşa-
n Selçuk Demiralp ın özel sek-
töre yönelık uyansıyla başla-
yan kavga, temmuz ayı TUFE
rakamının yüzde 2.2 çıkması
ile alevlendi. Erçel ve Demi-
ralp, tüketimdeki canlanmanın
enflasyondaki artışı kolaylaş-
tırdığını ifade ederken özel sek-
tör de hükümeti enflasyon lobi-
sine destek vermekle suçladı.
Bürokratlar tüketimdelrî canlanmanın fiyadardaki artışı körükJediğini iddia edrvor.
TİSK Genel Sekreteri Bülent
Pirier, temmuz ayı itibanyla
yılhk fiyat artıştnın özel sektör-
de yüzde 46.9 iken kamunun
yüzde 69.1 zam yaptığını belir-
terek temmuz ayında özel sek-
törde fiyat düzeyi yüzde 0.9
iken kamuda yüzde 1.4 yüksel-
diğine dikkat çekti. Sanayi iş-
letmelerinin, yabancı rakiplerin
ıç pazardaki yoğun ıthaJat bas-
kısı altında olduklannı, gırdı
maliyetlerinin artan yüküyle
ayakta kalma mücadelesi ver-
diklerini anlatan Pirler, "Özel
sektör işlermeleri, ürertikleri
mallara keyfi zam yapamazlar.
Enflasyonla mücadelenin yolu
özel sektörü suçlamakdeğfl,ted-
birleri onunla birlikte oluşru-
rup uygulamakar" dedi. ATO
Başkanı Sinan Aygün ise eko-
nomi bürokratlanna yanıt ama-
cıyla düzenlediği basm toplan-
Tiyatlar bütünüyle dondurulsun'
IZMtR (Cumhuriyet Bürosu)- DlEnın
açıkladığı temmuz ayı enflasyon rakamla-
n beklentileri karşılamadı. Türkıye Tüke-
ticiyi Koruma Birliği Vakfı Yönetim Ku-
rulu Başkanı Dündar Soyer, açıklanan ra-
kamlann, hükümetin ortaya koydugu eko-
nomik programın dar gelirli kesimler aley-
hine işledığinı bir kez daha ortaya koydu-
ğunu ve bu kesünleri daha da fakırleşor-
digmi söyledi.
Soyer, Türkiye'de serbest piyasa ekono-
misi koşullannın tam olarak işlerlik kazan-
maması nedeniyle, son yıllarda tekelleşme
eğilimlerinın dikkat çekecek boyutlara ulaş-
tığmı vurguladı. Soyer. "Temd gıda mad-
desinm fiyaü sürekli artryor. Tûrkiye'nin
10-12 milyonluk zengm kesnninm safm al-
ma gücü artmasına karşm.düşükgefirgrup-
iannınkj sürekli azahyor. Bu, ülkeyi sosyal
padamaya götürür" de-
di. Soyer şöyle devam etti:
"Programla ücretkrden
kira gefirlerine kadar her
şey sınırlandırüırken fı-
yatlar serbest bırakıldı.
1998 yıhnda Yünanistan,
enflasyonunu yüzde l'le-
re indirebilmek için özel
sektördedahflofanak üze-
re fiyailan dondurduğu-
nuacıkiadLBöyieceYuna-
nistan'da enflasyon AB
standaruanna indL Biz-
de de böyle yapdmaaT
• Türkiye Tüketiciyi Koruma
Birliği Vakfi Yönetim Kurulu
Başkanı Dündar Soyer, hükümetin
ekonomik programımn dar gelirli
kesimler aleyhine işlediğinin bir kez
daha ortaya çıktığını söyledi.
TürkiyeZiraatOdalan Birliği CTZOB)Baş-
kanı FarukYöcd de, temmuz ayı enflasyon
rakamlannm beklenenden yüksek çıkma-
sınuı, aşırı sıcaklar nedeniyle yaş sebze ve
mey\
r
e fiyatlannın artmasına bağlanamaya-
cağını vurgulayarak, enflasyonla mücade-
lenin sadece para politıkalanyla olamaya-
cağını vurguladıklannı anımsattı.
Yücel, şu açıklamalardabulundu: "Sıcak-
larnedeniyleyaş sebzevemeyveterebeffi bir
oranda zarar getmiş, ancak bunlann ra-
luuııiaraetkffioiduğuııusö>imıekvaDİış.Tar-
'Bazyüı 2001 'e çekilecek'
DlE Başkanı Şefik Yıldızeü. enflasyonda baz yılının 1994'ten 2001 'e
çekileceğini bildirdi. Yıldızeli, eylül ayında enflasyonda sıçrama
olacağı yorumlanna ilişkin olarak da tüm ülkelerde nisan-mayıs ve
eylül-ekim olmak üzere enflasyonda iki geçiş eşiği bulundugunu
belirtti. Yıldızeli, buna karşılık eylül ayı enflasyonunun geçen yılın
aynı aymdaki rakamın üzerine çıkacağmı sanmadığını söyledi.
Temmuz ayı enflasyon rakamını değerlendiren Yıldızeli, vadeli
sahşlann talebi "tahrik ettiğiııi'' belirtirken, özel sektörün de üretimi
arttırmak yerine fıyatlan arttırdığım, üretim artsa bile yine de özel
sektörün tüketim artışını değerlendirdiğini ileri sürdü.
lada 300 bin lira olan ve bol miktarda bu-
lunan fasuheyi alan yok. Oysa aynı ürünt&-
ketimalamnda2 milyonlira. Üretkfler,'Sa-
dece toplama paramızı versinler, ürünü be-
dava vcrclım' diyor. Üretimin bu kadar bol
oJduğu birdönemde, fhatiann tüketiciyeyan-
hş yansımasının tek nedeni hükümetinyan-
hş poütikalan ve Hal Yasası. Orneğin rekol-
te düşükiüğü nedeniylefindıktabu yıl 100
bin ton açığnnız olmasına. dünya ihtiyaa-
Dinyüzde85'ini biz üretmemize karşın, fin-
dık ihraç fiyatlanmız sürekli düşüyor. Hü-
kümet IMFye verdiğj taahhütler nedeniy-
le polrakalanıu, kendi üreticisi yerine, ya-
bancıya göre oluşnıruyor."
IzmırTicaret Borsasj (ÎZTB) Yönetim Ku-
rulu Başkanı Hasan Özmen ise, enflasyon
rakamlannın beklentilerin üzerinde çıkma-
sına karşm olumlu yaklaşılması gerektiği-
ni söyledi. tzmir Ticaret
Odası (tZTO) Yönetim
Kurulu Başkanı Ekrem
Demirtaş da, temmuz ayı
enflasyonundakı eksi bek-
lentılere karşm korkula-
cak bir durum olmadığı-
nı savunarak. "Ağustos
için eksi beklentimiz sü-
rüwr.Ancakefektriğe>•»-
pılanyenizam,bizierizor
durumda bırakü. Zam-
mın programı ne derece
etkileyebileceğini şimdi-
denkestinnekgüç'"dedı.
GSM'de imza tamam, sıra izinlerdeANKARA (Cumhuriyet Büro-
su)-Türkiye tş Bankası-Telekom
Italia ile Ulaştırma Bakanlığı ara-
sındaki GSM 1800 lisans işletme
hakkına ilişkin imtiyaz sözleşme-
si, baz istasyonlanna ilişkin yö-
netmeliğin lamamlanmasının ar-
dından parafe edildi.
Rekabet Kurulu'nun izin ver-
mesi ve Danıştay'uı görüşünün
alınmasının ardından sözleşme im-
zalanacak.
Konsorsiyumla ulaştırma Ba-
kanhğı arasında parafe edilen im-
tiyaz sözleşmesinin imzalanma-
sıyla 2 milyar 525 milyon dolar-
lık bedemı 500 milyon dolan pe-
şin olaraködenecek veHazine'nin
kasasına girecek. Kalan tutar da 3
ay içerisinde eşit taksitler halinde
Hazine'yeyatınlacak. Hazine'nin
kasasına 500 milyon dolarlık pe-
şinat dışında 500 milyon dolara
yakın da KDV'nin de girmesi ge-
rekiyor. Ancak, Turkcell ve Tel-
sim'in bu ödemeyi yapmamış ol-
masıve Ulaşürma Bakanlığı ile Ma-
liye Bakanlığı'nın girişimlerine
karşın sorunun çözülememesi ne-
deniyle Türkiye Iş Bankası-Tele-
kom Italıa'nın da ödeme yapmak
istemediği biliniyor.
Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz,
Rekabet Kurulu'ndan 10 gün için-
de yanıt alınacağını, daha sonra
Danıştay'a gönderileceğini bildir-
di. Işi aksatanın beklenmeyeceği-
ni belirten Öksüz, "Telefon işlet-
mek için kurulan TürkTelekom'a,
siz cep telefonu işktemezsiniz de-
nüebflmiştir. Bu dışandan da de-
ğfl içeriden denflnûştir" dedi.
tısmda, "Karnu mu, özel mi di-
ye ülkeyi ikiye bölmeye, devlet
veözd sektörü karşı karşrya ge-
tirmeyegerekyok. 1999'unson
3 gününde kamu, bütün ûrün-
lere yüzde 10fleyüzde 35'e ya-
kın zam yapn. Bunlann özel
sektöreyansıması aylan buMu"
diye konuştu.
Özel sektöre çatıhnası yeri-
ne antitekel yasalann çıkanla-
rak tekelleşmenin önüne geçil-
mesini isteyen Aygün, "Hûkû-
met buyasalan çıkartmadığı ve
işJetmediği sürece bizzat kendi-
si enflasyon lobisi yerine geç-
mektedir. Aşırı zam yapan fir-
malann açıklanmasun istiyo-
rum" değerlendirmesinde bu-
lundu.
Tûketicizede uyansı
Enflasyonun bu yıl yüzde 35
civanna çıkacağının anlaşıldı-
ğını belirten Aygün, hedefin
kesüüikle revize edümesi gerek-
tiğini kaydetti. Aygün, banka-
lann bir yılda tüketicilere 7.7
milyar dolarlık 5 yıl vadeli ve
yüzde 40-50 faizli kredi kul-
landırdıklanna dikkat çekerek
şöyle konuştu:
"Eğer3ydiçindeenflasyon tek
haneh' seviyeye düşerse bu kre-
dflerin ödenmesindeçokbüyük
sorun yaşanacak. Bankazede-
fer, offshorezedeler, dövizzede-
kr gibitüketicizedeler olacak."
Kredi faizlerüun yüzde 6, te-
merrüt faizlerinin yüzde 135,
banka kredi faizlerinin yüzde
80'ler düzeyinde olduğunu be-
lırten Aygün, ''Enflasyonla mfi-
cadekyiemekB, köyiü,tüccar,sa-
nayici yapacak da bankacıhk
kesimi yapmayacaksa bu ol-
maz
n
diye konuştu.
Hükümetin uyguladığı
IMF'den ithal reçetenin yanlış-
lığının açığa çıktığını belirten
DSlKGenel Başkanı Süleyman
Çelebi de bugüne kadar başan
olarak gösterilen enflasyonda-
ki düşüşün nedenınin katnuda-
ki fıyat artışlannm emirle dur-
durulması, ücret ve tanm fıyat-
lannın dondurulması olduğu-
nu ileri sürdü.
Tanm ve Köyişleri Bakanı
Hüsnü Yusuf Gökalp de, tanm
ürunlerinin enflasyon üzerin-
deki etkisüıin eksi olduğunu
belirtti. Gökalp, tarladan çıkan
fiyata baktığını, marketdeki bi-
ber fiyatı yüksekliğinin üreticiy-
le ilgili olmadığını vurgulaya-
rak "Taşmuıya bir bakmak ge-
rekir. Belki onlar da hakh. Ma-
zot pahalı diyecekler. Onun için
ben gjrdi fiyatlaruun ucuzlatıl-
masnu savunuyorum'' dedi.
Erçel suçlamayı sûrdürdü
Temmuz enflasyon rakamına
her kesimden eleştiri gelirken
Merkez Bankası Başkanı Gazi
Erçel'in enflasyondaki özel-
kamutaruşmasını televizyonlar-
da sürdürdüğü gözlendi.
Faiz, rant ve ücretlerin enflas-
yon hedefme göre belirlendiği-
ni, ancak dışanyla rekabette ol-
mayan sektörler ile hizmet sek-
törünü kapsayan kârlarda buna
uyulmadığını anlatan Merkez
Bankası Başkanı Gazi Erçel,
enflasyon hedefı için gereken
önlemi piyasanın kendisinin
alacağını savundu. Öte yandan
Hazine Müsteşarlığı'ndan ya-
pılan açıklamada da, tüketim-
deki canlılığın enflasyon artışı-
m kolaylaştırdığı bildirildi.
GöRÜŞ/Prof. Dr. AHMET ÇAKMAK Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi
"Özel sektörmaliyetlerdûşmekte oldu-
ğu halde fıyatlan arttırarak enflasyonla
mücadeleye destek olacağı yerde, kös-
tek oluyor"... "Ev hanımlan fiyatlan yük-
sek mallan almasın".. gazetelerden oku-
duklanm doğru ise ve yanlış anlamıyor-
sam enflasyonla mücadele programını
yürütmekte olan üst düzey ekonomi bü-
rokratlan böyle demeye getiriyor.
Ben yıllardır ekonomi dersleri veriyo-
rum. Öğrencilere ilk öğrettiğimizşeylerden
bin kapitalistlerin kâr maksimizasyonu pe-
şinde koştuklandır. Yani, ellerinde hangi
olanaklar varsa, onlan sonuna kadar kul-
lanarak en yüksek kân elde etmeye çalı-
şırtar. Tüketicilerin de fayda maksimizas-
yonu peşinde olduklannı söyleriz öğren-
cilere... Üstelik kapitalizmin mümkün olan
en iyi dünya oldugu da bunlara dayanıla-
rak gösterilir. Şimdi ekonomi politikalan-
mızı yönetenler böyie yapılmayabileceği-
ni ve dahası, böyle yapmamanın daha iyi
olacağını söylüyor. Bu kadarla da kalmı-
yor. Özel sektörün fiyatlan arttınrken ta-
lepteki canlanmadan yarariandığı söyle-
niyor. Malına olan talebin yükseldiğini gö-
ren kapitalist, fiyatını arttınr.
Eşyanın tabiatı gereği talep canlanır-
ken fiyatların indirilmesi veya aynı bırakıl-
ması beklenemeyeceğinden enflasyonla
mücadelede ana hedeflerden biri talebin
düşürülmesidir. O nedenle talep canlanı-
şını fırsat bilerek fiyat arttınyor diye kapi-
talistlere yüklenmek yerine talepteki can-
lanışın sebeplerini kurutmak gerekir. Bizim
Özel Sektör Suçlu mu?
enflasyonla mücadele uygulamasında,
bildiğim kadanyla emeği ile geçinen ke-
simlerin büyük kısmının talebi kınldı. Ama
emeği ile geçiniyor olup yüksek gelir el-
de eden birçok grubun ve kapitalistlerin
talebi kınlamadı. OysaTûrkiye'nin dünya-
da gelir dağılımı en bozuk ülkelerden biri
olduğu artık herkesçe kabul edilmektedir.
Bu, gelirin büyük bir kısmının bir azınlığa
gitmekte olması demektir. Ülkedeki mal
ve hizmet üretimi önemli ölçüde bu azın-
lığın taleplerini doyurmaya yönelir.
Bu gerçeği göz ardı ederek hazırian-
mış bir enflasyonla mücadele programı ta-
bii ki sonuç almakta zorlanır. Yukandan be-
ri söylediklerimi ekonomi politikalanmızı
yöneten üst düzey bürokratlanmızın da pe-
kâlâ bildiklerini varsaymak en uygunu ol-
duğuna göre ortadaki tuhaflığı nasıl açık-
lamalıyız. (Bu trajik bir tuhaflıktır. Gelir da-
ğılımı bozukluğundan kaynaklanan tıkan-
malan görmezden geldiği için zoriuk çe-
ken enflasyonla mücadele programları
sadece zaman kaybına yol açmaz. Bura-
da daha da yoksullaştmlmış milyonlann aa-
masız sıntf çıkartan yüzünden uzatılan acı-
lanndan söz ediyoruz.)
Ekonomi teorisyenlerinin önemli bir bö-
lümü gelir dağılımını veri alır. Bu gelir da-
ğılımı konusunun ekonomi dışına itilme-
sinin başka türiü söylenmesidir. Bir kısım
ekonomi teorisyeni ise kapitalist ekono-
minin gelir dağılımı karşısında tarafsız ol-
duğunu kabul eder. Bir başka deyişle,
hangi gelirdağılımını verirseniz kapitalist-
ler, kâr maksimizasyonu davranışlannı ona
göre ayarlar. Işte IMF de, enflasyonla mü-
cadele programlan oluşturulurken bu fık-
ri dayatır ve gelir dağHımı konusunu ge-
nellikle göz ardı eder. Ülkemiz şimdilerde
IMF'nin ve yerli para sahibi sınıflann eko-
nomik ve siyasi baltalama tehdidi altında
olduğundan enflasyonla mücadele prog-
ramımızın da gelir dağılımını göz ardı eden
türden olmasında şaşılacak bir taraf yok-
tur. Ama gel gör ki gelir dağılımı bozuk bir
ülkede enflasyonla mücadelede sadece
yoksullara yüklenmek enflasyonun düş-
mesini zortaştınyor, uzat/yor, belki de im-
kânsızlaştınyor.
Gelir dağılımı bozuk bir ülkede, eğer
enflasyonla mücadelenin yükü yoksulla-
ra bindirilirse sonuç almakta en azından
zorlanryorsunuz, belki de hiç alamıyorsu-
nuz. Tûrkiye'nin yaşadığı tam da budur.
Enflasyonla mücadelede ücretleri ve ma-
aşlan budadığımız zaman kâriarartar. Bu
ise kâr geliri elde edenlerden kaynaklanan
talebi canlandınr. O zaman da onlann kul-
landığı mal vehizmetlerin fiyatlan artar. Ve
gelir dağılımı bozuk bir ülkede mal ve hiz-
metlerin önemli bir bölümü bu türden ol-
duğundan enflasyon düşmez. Gelir dağı-
lımının bozuk olduğu ülkelerde sınıfsal
enflasyon rakamlan daha anlamlıdır.
Kapitalistler hem ücretleri düşük tutmak
hem defiyatlanyükseltmek isterier. Herfır-
satını bulduklannda da bunu yapartar. Böy-
lece de gelir dağılımını bozariar, enflasyo-
nu önlemek için kârlanndan fedakâriık et-
mezler. Eğer fıyatlan düşürmek istiyorsa-
nız, talebi düşürmelisiniz. Gelir dağılımı
bozuk bir memlekette bunun önemli bir
ayağı kapitalistlerin tatebini kırmaktır. Bu
gelir vergisini arttırarak olur, lüks tüketimi
vergilendirerekolur, yatınmayönettilmeyen
fonlara servet vergisi koyarak olur.. başka
yollan da vardır.
IMF'ye başı sıkışanlar başvururveonun
dediğini yapmak zorunda kalır. Bunun kar-
şılığında o ülkelerin ekonomisine kısmi
rahatlama sağlanır. Sağlanır ama orta ve
uzun vadede aynı sorunlar yine tekrarlar.
Dahası, son Asya krizinde IMFnin yaptğının
yangına benzin dökmekolduğunu egemen
iktisat yanlısı iktisatçılann bir kısmı da söy-
ledi. Bizim bürokrat ve teknokratlann bu
politikalan nekadarkavrayabıldikJeri iseay-
nıanı KKTC gibi çok özgün koşullan olan
bir ekonomiye dayatmaya kalkışmalann-
dan belli. Bu şablonun ise yaradığı bir
durum var mı, orası da belli degil.
Peki IMF'nin ve Türk idaresinin ekonomi
kurmayjannın hepsi mi bikjisiz? Mümkün
değil. Oyteyse? Bu da koltuk sevdasının
sonucu herhalde...
İŞÇİNİN EYRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Oyunun Kuralı
Tevfik Çavdar Hoca'nın kulakları çınlasın, Bi-
gadiç'te bir paneldeydik. Fatma Girik yeni bele-
diye başkanı seçilmişti. Fatma Girik ve Türkân Şo-
ray'ı kastederek kadın haklanna ilişkin kimi top-
lumsaJtabulannaşılmakta olduğunu söyledi. Be-
nim itirazım vardı:
"Hocam, toplum her ikisini de yasal nikâhsız say-
gın biryere oturttu, ama birkoşulla, dikkatinizi çe-
kerim, her Ikisi de erkeğine bağlı, sadık eş-kadın
rolünde. Her ikisı de uzun yıllar bir erkeğe bağlı
kadın konumlannı değiştirmiş olsalardı, toplum-
sal saygınlık, kabul görü kalır mıydı? Erkek için
çokeşliliği kabul etmiş, kadına şiddetle yasakla-
mış bir toplum kültûründe nikâh zaten çok da
önemli bir ölçü değil ki."
Tevfik Hoca kafasını sallamış, "Işin buyanını hiç
düşünmemiştim. Demek ki görmek için bile ka-
dın olmak gerekiyor" diye takılmıştı.
Üst üste patlayan Derya Tuna-lbrahim Tatlı-
ses, Hülya Avşar-Kaya Çilingiroğlu ilişkilerinde-
ki skandal ve gelişmeler, oyunun bu kuralının hâ-
lâ aydınlar, sosyete ve sanatçı geçinenler arasın-
da bile ne kadar geçerli olduğu üzerinde bir kez
daha düşündürdü.
Magazin basınına ancak şöyle bir göz atıyor ol-
sam da ne zaman Derya Tuna ismini görsem ak-
lıma Yalçın Pekşen'in Cumhuriyet'te çalıştığı yıl-
larda çizdiği olağanüstü portreler gelir:
Ibrahim Tatlıses özel yaşamında belki tam öyle
olmasa bile prototip maço erkek portresini çize-
rek ününe ün katmıştir. Kadını sever de döver de.
O tarihlerde bir zamanlar çok âşık olduğunu itiraf
ettiği Perihan Savaş'ı tokatlaması ile popülerdir.
Yanında, "erkeğine soru sormayan, her yaptığını
onaylayan, hayran kadın" tiplemesi ile Derya Tu-
na görülmeye başlanmıştır.
Derya Hanım, Yalçın Pekşen'in sorulanna yanıt
verip vermeme konusunda bile gözleri ile Tatlı-
sesten izin almakta, göz işaretlerine bağlı olarak
oturup kalkmaktadır. Yıllar sonra ancak Tatlıses'ten
çocuk sahibi oiup ilişkisi kurumlaştığında ikili ıliş-
kide yönlendirici, egemen kimlik ortaya çıktı, ama
ana roller değişmemişti. Tatlıses, bağırıp çağıran,
istediğini yapan maço erkek; Derya Hanım ise
evinde, akıllı uslu, eşine sadık, hep onun iyiliğini,
çıkariannı gözeten, kollayan, ona akıl veren kadın
kimliğindeydi. Küçük yaramazlıklar, özür dileme-
ler, ödüllendirmeler, hoş jestler karşılığında bağış-
lanmaktaydı.
Tatlıses'in yaramazlıklanna, kaçamaklanna bağ-
lı olarak kaç kez küsüp banştıklarını, magazinci-
lerin bile izleyemediklerinden eminim. Son olay-
da belli ki Tatlıses'in dansöz Asena ile olan ilişki-
sinin medyada çok fazla yer alması, bağışlanma-
yı güçleştiriyor. Derya Tuna da Amerika'ya gider-
ken "/Asena, bardağı taşıran son damla oldu" di-
yor.
Hülya Avşar'ın, oyunu toplumsal kurallara göre
oynama çabası, iyice şöhret, para ve ün sahibi ol-
masından sonra dikkat çekiyor. Toplumda saygın
biryerinin olmasını çok fazla önemsediği, evliliğin-
den, çocuk sahibi olmasından sonraki konuşma-
lannda öne çtkıyor. Programlarında en seksi gö-
rüntülerden, seks ağırlıklı esprilerden kaçınmayan
Avşar kızının, aynı kulvarlarda yol alan Sibel Can'ın
başına gelenlerin ardından, "Bizim dünyamızda say-
gın birevlilik veyer, herşeyden önemlidir. Aksi hal-
de savrulursun" demesi dikkat çekiyor.
Asıl düşündürücü olanı, Kaya Çilingiroğlu ile ev-
liliğini sürdürebilme adına verdiği ödünler. Avşar
keı gecelerini evinde geçiren, kocasını bekleyen,
onun gece yaşamına hoşgörü ile bakan, hatta pa-
rasını kumar, borsa, her neyse biryerierde kaybet-
mesine ses çıkarmayan, olgun, anlayışlı, bağışla-
yıcı, sabırlı eş rolünde. Magazin basın/nın kaça-
maklara suçüstü yapmasını bile atlayabiliyor, Ka-
ya'nın son sözünü ölçü alıyor.
Bu arada, çrfti boşanmanın eşiğine getiren Bi-
ricik Suden'in, birkaç gün ara ile, baştacı edildi-
ği Kaya Çilingiroğlu'ndan "BiriciksesJni kessin" uya-
nsını alması ve birkaç gün ara ile besbelli ki duru-
mu düzettmek üzere başka bir erkekle görüntü ver-
mek zorunda kalması, kadın kimliği açısından in-
citici bir rol.
Oyunun kuralı değişmiyor: Maço erkeklerine her
tür hakkı, özgüriüğü tanıyan, olgun, sorgulamayan,
anlayışlı eşler her zaman önemli ve çok saygıde-
ğerter. Maço erkekter, kendilerini hep bağışlayan
eşlere büyük sorumluluk, bağlılık duyuyorlar. Ko-
lay kolay terk edemiyorlar. Ancak küçük kaça-
maklar ve yaramazlıkların, sorgulamayan, anla-
yışlı eşten, toplumdan gizli yapılması, bağışlana-
bilir olmaları için büyük Önem taşıyor. Görmezlik-
ten gelmeye varlar, ancak gözlerine sokulanlan
nasıl gönmezlikten gelebileceklerini bilemiyorlar. O
noktada işler kanşıyor.
Ibrahim Tatlıses-Derya Tuna, Hülya Avşar-Kaya
Çilingiroğlu ilişkisini boş verin. Onlar magazin ba-
sınının ana gündemi. Siz siz olun, şöyle bir çevre-
nize bakın. En aydın geçinenlerimiz arasında bile,
bu oyunun kuralının dışına çıkabilen, evliliklerin-
de, beraberliklerinde kadın ve erkeklere biçilen
farklı rolleri, ikiyüzlülükleri aşabilen kaç kişi var?
sukransoner@yahoo.com
Haşhaş alım fiyatı belli oldu
Çiftçi borcuna
taksitlendirmeANKARA (Cumhuri-
yetBürosu)-Tanm ve Kö-
yişleri Bakanı Hüsnü Yu-
suf Gökalp. çiftçilere ha-
ciz konulmasına neden
olan 1994-96 yıllan ara-
sındaki ödenmemiş kredi
borçlannın taksıtlendinl-
mesi için bakan düzeyin-
de görüşmelerini sürdür-
düğünü bildirdi.
Haşhaş alım fîyatlan-
nı açıklamaküzere birba-
sın toplantısı düzenleyen
Gökalp, haşhaş alıırı fiya-
nnın geçen yıla göre yüz-
de 40 artışla kilogram ba-
şına 640 bin lira, 2001 yı-
lı ürünü için avans baş
alım fiyatının da 820 bin
lira olarak beürlendiğini
açıkladı.
Gökalp, Toprak Mah-
sulleri Ofisi (TMO) ta-
rafından 150 bin aileyi il-
gılendiren haşhaş alım
bedellerinin çiftçilere pe-
şin ödeneceğini bildirdi.
Gökalp, çifçilere haciz
konulmasına neden olan
1994,95,96 yıllannailiş-
kin tüm çiftçi borçlannın
ödenmesi için takside bağ-
lama gibi kolaylıklar sağ-
lanmasına çalıştıklannı
bildirdi.