Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 AĞUSTOS 2000 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Sadettin
Tantan'dan
Inafya' uyartsı
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
tçişleri Bakanı Sadettin
Tantan, dün yeni atanan
emniyet müdürlerini
makamında kabul etti.
Tantan, yaptığı
konuşmada emniyet
müdürlerıne 'Mafyaya
karşı acımasız olun'
uyansında bulundu.
Tantan, bir gazetecinin,
"Emniyet Genel
Müdürİüğü özel Harekât
Daire Başkanlığı'nın
lağvedildıği doğru mu?"
sorusunu, "Öyle bir şey
yok" diye yanıtladı.
Gerede'ye
F tipi cezaevi
• GEREDE(AA)-
Bolu'nun Gerede
Belediye Başkanı Ömer
Baygın, Adalet Bakanlığı
tarafindan Gerede'ye 349
kişilık F tipi cezaevi
yapılacağını açıkladı.
Baygın, Güneydemirciler
Köyü mezrasında
bulunan Hazine arazisine
yapılacak cezaevinde
250 infaz koruma
memurunun görev
yapacağını söyleyerek
"Cezaevinin
tamamlanmasıyla
ilçemizde ekonomik bir
canlanma olacağını ümit
ediyoruz, yapılacak
cezaevi, yaklaşık 6
trilyon liraya mal
ı olacak" dedi.
ÇeviTç bombak
saldıri davası
• ANKARA (AA)-
Uşak Valisi Ayhan
Çevik'e, Çankın valisi
olduğu dönemde
düzenlenen, Çevik'in
yaralandığı, 4 kişinin de
hayatını kaybettiği
bombalı saldın olayıyla
ilgıli olarak açılan dava
karara kaldı. Mahkeme
Başkanı Mehmet Orhan
Karadeniz, dünkü
duruşmada tutuklu
sanıklar Bülent Ertürk ve
Kemal Ertürk'ün cezaevi
araçlannın yetersizliği
nedeniyle duruşmaya
getirilemediklerinin
anlaşıldığım ifade etti.
Mahkeme heyeti
duruşmayı erteledi.
Denktaş yarın
fetanbul'da
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
KKTC Cumhurbaşkanı
Rauf Denktaş,
Cenevre'deki üçüncü tur
Kıbns görüşmelerinin
. ardından yarın tstanbul'a
geliyor. Bankalar krizi ve
hazırladıklan ekonomik
programı görüşmek
üzere Türkiye'ye gelmek
isteyen KKTC Başbakanı
Derviş Eroğlu'na
randevu vermeyen
Ankara, Denktaş ile
îstanbul'da 'Kıbns
zirvesi' gerçekleştirmeye
hazırlanıyor. Denktaş,
Başbakan Bülent Ecevit,
Devlet Bakanı Şükrü
Sina Gürel ve Dışişleri
Bakanı tsmail Cem ile
bir araya gelecek.
Beykoz'da imza
töreni
• tstanbul Haber Servisi
- Beykoz Belediyesi ile
DtSK Genel-lş Sendikası
arasında anlaşmayla
sonuçlanan toplu iş
sözleşmesı bugün
imzalanacak. tşçilere 375
ile 400 milyon lira
arasında ücret
verilmesinin
kararlaştınldığı metnin
imza törenine DtSK
Genel Başkanı Süleyman
Çelebi ile eski DtSK
Genel Başkanı ve DSP
Istanbul Milletvekili
Rıdvan Budak katılacak.
TBMM însan Haklarını Inceleme Komisyonu Başkanı Pişkinsüt, hükümeti uyardı
'¥ tipi, hücreye dönüşmesin'
AYŞESAYIN
ANKARA - TBMM tnsan
Haklannı tnceleme Komisyo-
nu Başkanı Sema Pişkinsüt tu-
tuklu ve hükümlü yakınlannın
protesto eylemlerine neden
olan "F tipi cezaevleri" konu-
sunda "aşamah iyilestirme ve
serbesdeştirme" modeli öneri-
sinde bulundu. Cezaevi görev-
lilerinin, ideolojik görüşüne
göre değil, "objektif" değer-
lendirme yapabilecek şekılde
eğitilmelerınin zorunlu oldu-
ğunu kaydeden Pişkinsüt, F ti-
pine yönelik tepkilerin "yalnız-
laşürara, hücreye dönüştünne"
kaygılanndan kaynaklandığını
belirterek hükümete bu konu-
daki kaygılan giderecek altya-
pıyı oluşturması çağnsında bu-
lundu. Türkiye'nin teröristle
mücadele yaptığını, ancak "te-
rorizmJe" gerçek anlamda mü-
cadele edemediğini savunan
Pişkinsüt, sorunun sosyal, kül-
türel, psikolojik boyutuyla çö-
zümüne dönük projeler üret-
mek yerine, bazı görevlilerin
"dışandakinin hesabmıiçeride
sorma" anlayışının etkılı oldu-
ğunu söyledi.
Türkiye'de 14 ildeki ceza, tu-
tukevi, emniyet müdürlüğü,
karakollarda incelemelerde bu-
lunarak buralardaki sorunlan
kamuoyu gündemine getiren
TBMM Insan Haklannı tnce-
leme Komisyonu Başkanı Piş-
kinsüt, F tipi cezaevlerine iliş-
kin tartışmalan değerlendirdi.
Tutuklu ve hükümlü aileleriy-
le beraber "içeridekileriıı'' de
cezaevlerinde yaşanan olum-
suz olaylar nedeniyle F tipi ko-
nusunda kaygılan olduğunu
aktaran Pişkinsüt, "Oendişele-
rin yanısıra, bazısuçlardan do-
layı, özelükle terör ve siyasi
mahkûmlar, kendilerini devlet
yandaşı oiarak gösteren ve bu
amaçla da görevlerinin objek-
tüüğiniyitiren baa guvenfikgö-
revtilerince hırpalanıyor" dedi.
F tipi ile ilgıli endışelerin tüm
taraflarca açık olarak tartışıl-
ması gerektiğini kaydeden Piş-
kinsüt, Türkiye'de ceza-infaz
sisteminin son derece "kötü"
olduğuna işaret etti. Insanlann
"hükümlü, tutuklu, yaş, suç"
aynmı yapılmaksızın aynı ce-
zaevlerine konulduğunu kay-
deden Pişkinsüt, sorunun çö-
zümü için dünya örneklerinin
incelenmesı gerektiğini vurgu-
ladı.
Öte yandan TBMM tnsan
Haklannı Inceleme Komisyo-
nu, Türkiye'de yürütülen insan
haklan çalışmalanna baz oluş-
turmak amacıyla Avrupa ülke-
lerinde insan haklanyla ilgili
incelemelerde bulunacak. Ko-
misyon Başkanı Pişkinsüt, ko-
misyon olarak geliştirdikleri
proje çerçevesinde Avrupa Bır-
liği'ne üye ülkelerle, AB üye-
si olmayan Avrupa ülkelerinde
insan haklannın gelişimi, ırk-
çılık, yabancı düşmanlığı, po-
lis ve uygulamalan gibı konu-
larda detaylı bir çalışma ger-
çekleştireceklerini bildirdi.
Kadrolar yenilenecek
Adalette yeni
yapılannıa
• Adalet Akademisi'nin kurulması ve
'Milli Güvenlik Siyaseti' kapsamında
AB'ye uyumu sağlayacak teşkilatın
oluşturulması hedefleniyor.
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Adalet Ba-
kanlığı, yeniden yapı-
lanmaya ilişkin 3 ayn
yasa tasansını dün TB-
MM'ye gönderdi. Ba-
kanlıİc, Milli Güvenlik
Siyaseti çerçevesinde
görev yapacak yeni bi-
rimler oluşturulmasını
ve AB ile uyum çerçe-
vesinde AB Genel Mü-
dürlüğü kurulmasını ön-
görüyor. Türkiye Adalet
Akademisi'nin kurul-
masını öngören ayn ta-
sanya göre de yargı üye-
lerine meslek öncesi ve
meslek ıçı eğitımler ve-
rilecek.
Adalet Bakanlığı Teş-
kilat ve Görevleri Hak-
kında Yasa'da değişiklik
öngören tasan ile Avru-
pa Topluluğu Koordi-
nasyon Dairesi Başkan-
lığı'nın adı AB Genel
Müdürİüğü olarak de-
ğiştirilecek. Ceza ve
Tevkifevleri Genel Mü-
dürlüğü'nün görevleriy-
le ilgili değişıklıklenn
Anayasa Mahkeme-
si'nce iptal edilmesiyle
doğan yasal boşluğun
doldurulduğu tasanyla
genel müdürlüğün gö-
revleri de sayılıyor.
AB Genel Müdürlü-
ğü, bakanlığın görev ala-
nına giren AB'yle uyum
ve ilgili konularda ba-
kanlık birimleri arasın-
da koordinasyonu sağla-
yacak. Bakanlığın görev
alanına giren AB ile
uyum ve ilgili konularda
inceleme, araştırma ya-
parak, uyum için gerek-
li tüzük tasanlan ve yö-
netmelikler hazırlaya-
cak.
Tasanya göre Milli
Güvenlik Siyaseti'ne
ilişkin hazırlanan tasan-
lann uygulanması ve ba-
kanlık birimleri arasın-
da koordinasyonun sağ-
lanması amacıyla "De-
ğeriendirmeveDestekfc-
me Dairesi Başkanlığr
kurulacak.
Bilgi Işlem Dairesi
Başkanlığı ise bakanlık
merkez ve taşra teşkilatı
ile bağlı kuruluşlann il-
gili birimlenyle işbırliği
yaparak bilgi işlem siste-
mini kuracak.
Tasan ile Adalet Ba-
kanlığı 'na 1080"i taşra
teşkilatında olmak üzere
toplam 1222 yeni kadro
verilecek. Türkiye Ada-
let Akademisi 'nin kurul-
masını öngören ikinci
tasanya göre de adli,
idari ve askeri yargı hâ-
kim ve savcılan, avukat
ve noterler ile adalet hız-
metlerine yardımcı per-
sonelin meslek öncesi,
meslek içi eğitımi ve ge-
lışmesi için kurslar açı-
lacak. Hukuk ve adalet
alanında görev yaparda-
ra yönelik burs, yanşma
gibı etkinliklerde bulu-
nacak akademı, hukuki
ve adli konularda kendi-
lığınden ya da istendi-
ğinde inceleme yapacak,
görüş bildıreceİc.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART
Polis, haklannda suç duyurusunda bulunan çok sayıda kişiyi adliye kapısında tartakladı
TAYADTıLar yine gözaltmdatstanbul Haber Servisi - F tipi
cezaevlenyle ilgıli toplanan im-
zalan Ankara'ya götürürken
kendilerini engelleyen polisler
hakkında suç duyurusunda bu-
lunan Tutuklu ve Hükümlü Aile-
leri Yardımlaşma Derneği'nden
(TAYAD) yaklaşık40 kişi, tstan-
bul Adliyesi çıkı-
şında polis tarafin-
dan dövülerek gö-
zaltına alındı.
Gözaltılar sıra-
sında polis otobü-
sünün altında ezil-
me tehlikesi geçiren
Şûkran Ağdaş adli
hükümlü annesi
hastaneye kaldınl-
dı.
TAYAD'haileler,
topladıklan imzala-
n Adalet Bakanlı-
ğı'na iletmek üzere
Ankara'ya giderken suçsuz yere
gözaltına alındıklannı ve İcötü
muamele gördüklerini belirterek
tstanbul, Sakarya, Kocaeli, Bo-
lu, Düzce ve Ankara'da görevli
polisler hakkında suç duyuru-
sunda bulundular. 'Hücreler
ölümdür, karşı çıkanm' yazılı
önlükler giyen tutuklu ve hü-
kümlü ailelerine polis adliye çı-
kışında müdahale etti. Polis,
yaklaşık 40 kişiyi döverek gö-
zaltına aldı.
Gözaltılar sırasmda, Kurtuluş
gazetesi satarken polisle çücan
çatışmada ölen trfan Ağdaş'ın
Polis, tatukhı ve hükümiü ailelerinden yaklaşık 40 kişiyi döverek gözaltına aku.
annesi Şükran Ağdaş, polis oto-
büsünün ani hareketi üzerine
ezilme tehlikesi geçirdi. Bayılan
ve ilk müdahalesi yabancı bir
doktor tarafindan yapılan Ağdaş,
hastaneye kaldınldı,
F tipi cezaevleriyle ilgili ince-
lemelerde bulunmak için Türki-
ye'ye gelen Uluslara-
rası F Tipi Cezaevini
tnceleme Komisyo-
nu ndan tngiliz, Al-
man, Yunan ve Bel-
çikalı üyeler de aile-
lere destek vermek
amacıyla adliyeye
gelerek suç duyuru-
sunda bulundular.
ÖzgürTAYAD'dan
yapılan yazılı açıkla-
mada, yaralı olarak
gözaltına alınan aile-
lerin serbest bırakıl-
ması istendi.
IRMIKIAYDEV ENGfiV aengin@doruk.nettr
Rektörfer atandı. Ama bes-
belli kavga bitmedi. Kavganın
oklan Çankaya'ya yönelik. Do-
kuz Eylül Üniversitesi'ndeki
"çözüm "den hoşnut olanlar su-
suyor; Ondokuz Mayıs ve Di-
yarbakırüniversitelenndeki "çö-
züm "den hoşnut olmayanlar ise
seslerini yükseltti.
Çankaya'daki suskunluk ise
inatla sürüyor. Daha önceki
cumhurbaşkanlan döneminde
"lafishali" denebilecek ölçüle-
re varan konuşmalara; merdi-
ven basamağı, iki kapı arası de-
meçlere alışkın olanlar için bu-
gün yaşanan suskunluk yadır-
gatıcı.
Ama sorunu köşk gazetecisi
mantığı ile irdeleyip "niye ko-
nuşmuyor" diye sormaktansa,
demokrasinin candamarların-
dan birinin, "saydamlık" ilkesi-
nin çerçevesinde tartışsak da-
ha iyi olmayacak mı?
Rektör atamalanndan sonra
sürüp giden tartışmalarda Çan-
kaya'nın suskunluğu, devlet
adamının uluorta konuşmama
ilkesine belki uyar ama, devlet
yönetiminde kamu denetımine
pencere açan saydamlık ilkesi-
ni de zedeler.
YÖK Aynasında Bir Demokrasi Sınavı
YÖK-Çankaya çekişmesin-
de, "suskunluk" yüzünden ga-
zetelere, ajans haberierine yan-
sıyan bilgilerle yetinmek zorun-
da kaldık. O kaynaklardan çıka-
rabildiğimiz kadanyla Cumhur-
başkanı, YÖK'ün öğretim üye-
lerinin özgür iradelerini göz ar-
dı eden hoyratlığına karşı çıktı
ve demokratik eğilimlere uyul-
ması uyarısıyla rektör listelerini
geri gönderdi.
Sonra ne oldu?
Dokuz Eylül Üniversitesi'nde
"demokratik tercih" ağır bastı.
Ondokuz Mayıs ve Diyarbakır
üniversitelerinde ise YÖK'ün
değıl, ama YÖK'te anlamını ve
anlatımını bulan tepeden inme-
ci devlet yönetimi geleneğinin
istediği oldu. öğretim üyeleri-
nin demokratik tercihleri birya-
na bırakıldı ve...
Uzun süredir bilgisayann bel-
leğinde turtuğum bir okuyucu
mektubu var. Bir elektronik
mektup. Bizim Özgen Acar'ın
deyişi ve önerisi ile bir "el-mek".
Mektup, rektör seçimlerinin
ilk aşamasında, üniversitelerin
adaylannı saptadıklangünlerde
yazılmış bir "Tırmık'a değiniyor
ve o yazıda savunulan "öğre-
tim üyelerinin oylannda somut-
lanan demokratik tercihlere
saygı gösterilmesi" önerisini
"cfosfça" eleştiriyordu.
iznini almadığımdan adını
açıklayamam, Ondokuz Mayıs
Üniversitesi'nin öğretim üyele-
rinden birıydi ve "demokratik
tercihlere saygı" ilkesinin her
zaman geçerli olamayabilece-
ğini, örneğin Ondokuz Mayıs
Universitesi Rektörü'nün milli-
yetçi-gerici tercihler temdinde
kadrolan tıklım tıklım doldurdu-
ğunu, henüz doktora tezini bile
teslim etmemiş, ama "ırkçı-mil-
liyetçi" ideolojik çizgisini çok-
tan belli etmiş "tosuncuklar'm
öğretim görevlisi olarak ise baş-
latıldıklarına değiniyor ve bu
"kadrolaşma" tırmanışının an-
cak YÖK tarafindan engellene-
bileceğini anımsatıyordu.
Bu "el-mek"\ bilgisayardan
silmedim. Çünkü okuyucu ile
aramızda, "demokrasi"y\ kav-
rayışta ortaya çıkan derin çeliş-
kiyi somutluyordu:
"Bizim" adaylanmızı rektör
olarak atarsa YOK iyi, "onlann "
adaylannı atarsa YÖK kötü!..
Eee?..
Şimdi Dokuz Eylül Üniversite-
si'ndeki "sonuç" ve Ondokuz
Mayıs Üniversitesi'ndeki "so-
nuç" belli oldu. Dokuz Eylül'de
en çok oy alan aday, rektör ola-
rak atandı; Ondokuz Mayıs'ta
en çok oy alan aday, rektör ola-
rak atanmadı.
12 Eylül generallerinin ülkeyi
boğduğu ve yer yer sürüp gi-
den karanlıkta, üniversite rek-
törleri konusunda da hep birlik-
te "körebe" oynuyor; kim, kimi
neden seçti, kimi neden seçme-
di ile oyalanıyoruz, didişiyoruz.
YÖK'ü yok etmek, üniversi-
telerden kazımak yerine "YÖK
kararlanna karşı çıkmak - YÖK
kararlanndan medet ummak"
arasında gidip gelerek bir yere
vanlabileceğini uman var mı?
•••
Birinci dip not Dokuz Eylül
Üniversitesi'nde en çok oy alan
rektör adayını YÖK hacamat
ederken susup kendi üniversi-
telerinde en çok oy alan aday,
rektör olamayınca polise yum-
ruk sallamaya kadar işj vardı-
ranlar, btraz durup düşünseler
utanmayacaklar mı?
Keza Dokuz Eylül Üniversite-
si'nde oy vererek birinci aday
kıldıklan profesör, YÖK tarafin-
dan tırpanlandığında örnek ve
alkışlanası bir yurttaş cesareti
gösteren, demokrasi sınavın-
dan sınıflannı başanyla geçen
öğretim görevlileri, Ondokuz
Mayıs Üniversitesi'ndeki sonuç
karşısında "susuşlannı" kendi
kendilerine sorguluyoriar mıdır
acaba?
İkinci dip not Eğer şu Fran-
sız Devrimi'nin düşünsel mi-
marianndan VoKaire'i bugün-
lerde elime geçirirsem bir güzel
benzeteceğim. Üstat 200 yıl ön-
ce turtu, "Fikirferinizden nefret
ediyorum, ama onlan savuna-
bilmeniz için kellemi vermeye
hazınm" buyurdu. Bencileyin
avanak demokratlar da bu lafı
ciddiye aldı. O gün bugündür,
"fikiherinden nefret ettiğimiz"
heriflerin haklarını savunmak-
tan, kendifikirterimizisavunma-
ya zaman bulamaz olduk.
POLtltKA GLONLÜĞÜ
HİKMET ÇETtNKAYA
IHalum Sebep!./
Ege'de, Çukurova'da kıl çadırtar kurulmuş...
Giresun ve Ordu'da Güneydoğu'dan gelen fın-
dık işçiteri, zamanın yrtip giden boşluğunda çare-
siz...
Karacabey Ovası'nda, Akçakoca'da, Adapaza-
n'nda aynı fotoğraflar karşımıza çıkıyor...
Diyarbakır, Urfa, Mardin ve Adıyaman'dan bura-
lara geçici göç sürüyor!..
150 bin insan, çoluk-çocuk ekmek kavgasında..
Oysa GAP'ın proje bedeli toplam 32 milyar do-
lar...
Harran Ovası'nın yüzde otuzu sulamaya açıldı...
Ama oralarda umutsuzluk ve hüzün var!..
Işsizjik, açlık!..
Hani uyku ağacın dallan gibi kuşatır ya her yanı-
nızı, bir isteksiziik duygulanmızı alıp götürür ya bi-
linmeyene doğru, terk edilmışlik dalga dalga yayılır
ya yaşamın içinde, işte anlatacaklanmız öyle bir şey!..
Ben onlann fotoğraflanna bakıp umudun ince uzun
yollannda yürürken Mardin çarşısında dolaşır gi-
bi oluyorum, otuz yıl öncesinin kariı bir kış gününde
Lice'ye giriyorum!..
O yıllar Lice yasak şehir değildi!..
O yoilarda LJce'de işsizlik var, tıpkı Kulp'ta, Sive-
rek'te, Sason'da olduğu gibi...
Suruçta bir öğte vakü soluklandığımda biraz Cey-
lanpınar, biraz da daha ötelerde Kızıltepe, Midyat'a
uğruyoaım, akşam saatlerinde Bismil ve Çermik'in
telaşsız yalnızlığını görüyorum...
• • •
O yıllar köhne kerpiç evterin çatlannda uydu
antenler yoktu, o yıllar oralarda görev yapan aydın-
lık yüzlü öğretmenler, kitapçılar vardı!..
Okullar kapalı değil, köyler boşaltılmamıştı...
Yine o yıllar oralardan Karadeniz'efındığa, Ege'ye,
Çukurova'ya pamuğa, sebzeye gidilir, sonbahann
ilkyağmuru düştüğünde Bozdağlar'a, toroslar'a çı-
kılırdı...
İşte o yıllar Türkiye'nin hiçbir yerinde Güneydo-
ğu'dan gelenlere 'mevsimlik işçi' olarak bakılmaz,
Kürt olduklan için horianmazdı...
Eski fotoğraflara baktım tek tek...
O karlı kış günü Lice'de 'emeğin en yûce değer'
olduğunu söyleyen gençler, kurtuluşu tek kelimeyte
özetliyoriardı:
"Karaoğlan Ecevit!"
On beş gün önce Izmir GümükJür'de denize ba-
kan yamaçlarda kurulan kıl çadıriarda çocuklar gor-
düm...
Hava sıcaktı...
Kirpikleri yeni uykudan uyanan bir kız, sanki Fo-
ça'da Siren kayalıklannda oturmuş denize bakıyor,
binlerce yıllık iyonya uygarlığının tadını çıkarryor gi-
biydi...
Düş mü kuruyordu, yoksa geleceğin ağrtını mı ya-
kıyordu anlamadım...
lleride kadınlar ve çocuklar vardı...
O anda birden Karadeniz'e gittim...
Şanlıurfa'nın Suruç ilçesi Dinlence Köyü muhtan
Ahmet Kaya'nın Cumhuriyet'te yayımlanan sözle-
rini, dün sabah bir kez daha okudum...
"Güneydoğulu işçiler kente sokulmuyor!"
Kendi kendime sordum: - ^ ı.v 'i -fâ?
Yanıtşöyleydi:
"Ordu'ya..."
Ahmet Kaya anlatıyordu:
Topraklanmız susuzluktan kurudu. Borçpara bu-
,jp çoluk çocuk Ordu'ya geldik. Fındık toplama işi
başlayacak. Ama konaklama izni vermiyohar. Urfa
da bizim, Ordu da bizim... Çünkü biz Türkiye Cum-
huriyeti yurttaşıyız. Herkes gibi biz de askerfikyap-
tık..."
• • •
Hiç tanımadığım halde Ahmet Kaya'nın yüzünde-
ki acıyı görur gibi oldum...
Halil Gümüş de aynı şeyleri söylüyordu:
"Kuraklıktan biçerier bile çalışmadı..."
Onlar önce Yozgat'ta pancar çapası yapmışlar,
Ankara'da kimyon toplamışlardı. Fındıktan sonra Iz-
mir Torbalı'ya pamuğa gideceklerdi...
Gözlerimi yumdum...
Istanbul'un lodosu insanı yaşamdan bezdiriyor-
du...
Lice'yi düşündüm...
DSP milletvekili A. Samet Turgut Lice'ye gireme-
mişti...
Kulu'da halkın sorunlannı dinleyen Turgut'a (Yeni
Gündem'in haberine göre) yurttaşlar şöyle seslen-
mişti:
"İş istiyoruz..."
Bir milletvekili Lice'ye neden sokulmaz, seçmen-
leriyle niçin görüştürülmezdi?
DSP milletvekili Turgut, Nariıca Köyü'nde uzun sü-
re bekletilmiş güvenlik kuvvetlerince. Sonra "Uce'ye
girmekyasak" denilmiş. Habere göre milletvekili Tur-
gut, yasağı şöyle anlatmış:
"Malum sebepler!.."
Nariıca Köyü 1990 öncesi 654 haneymiş. 1994'te
göç nedeniyle 300'e düşmüş. İki ilkokui, bir ortaokul,
birsağlık ocağı, 110 makinelik halı kursu kapatılmış...
İşte Lice'den Midyat'a; oralardan Ege'ye, Kara-
deniz'e uzanan yol...
Hüzün ve umutsuzluk iç içe!..
Karaoğlan Ecevit de Başbakan!..
•*»*<•>+*>**
hikmetcetinkayatacumhuriyetcom.tr
Faks numaramız: 0212/513 90 98
r
m CumhurİY&t
L
^ kitap kulûbü
ÇAĞININ TANIĞI ÜÇ YAIAR
2 BASI
KUBİLAY OIAYI VE TARİKAT
SAMCILI YILLAR KUŞATILMIŞ
SOKAKLAR
4. BASI
IMJÜ POCTUNDA KURT
ZAMIAK SANA DA BULAJTI KAN
2 BASI
DİN BARONUNUN KAZURI
2 BASI
A#K KADINUR SOKAĞI
2 BAS!
ŞERİAT PAZARI
SEVDANIN ADRESİ BEUİ DEĞİL
TÜRKİYE'NİN $EYTAN ÜÇGENİ
GÖZIHİN POYRAZ
Cumhuriyet Kıtap Kulûbû Çağ Pazarlama A.Ş Türkocağı Cad.
No:39/41 (34334) Cağaloğlu-lstanbul Tel: 514 01 96