Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 AĞUSTOS 2000 CUMA CUMHURİYET SAYFA
17
Çokgizli
Topkapı Sarayı Müzesi
yol geçen hanına
dönmüş, eski eserfer
çalınıyor... Sarayın
yerleşim pianı en ince
aynnbsına kadar
turistik kataloglarda
yayimlanıyor... Müze,
platoya çevrilmiş
isteyen fılm çekiyor...
Inşaat şirketieri her
köşede onanm
yapıyor... Sponsor
şirketler eski eserierin
arasında cirit atyor...
Paha biçilemeyen
eserter yerierinden
kaldtnlıp yurtdışına
gönderiliyor... Kimi
eserier zarar
görüyor...
Topkapı Sarayı
Müzesi'ne
elektronik
güvenlik sistemi
kurmaya gelince iş, bir
anda "çok gizli"
oluyor... Haydi canım
siz del Bunun neresi
gizli... Olsa olsa,
H
çok
gizli" projeye özel
şirketteri ortak edip 2
trilyon liratık yatnm
faturasına "gizlilik"
perdesi çekmek
olabilir. Çünkü iş
"ihalesiz" halledifiyor...
Bugün ASELSAN'a
"danışmanlık" yapan
şirket, iki yıl önce
ANAP'lı Güneş Taner
aracılığıyta Topkapı
Sarayı'na girmek
istemişti; bağış olarak
1 milyar liralık sistem
kuracaktı... Körün
istediği bir göz; 1
milyan bırak al sana 2
trilyon!
Elektronik posta: som@posta.cumhwiyetcom.tr Te): 0.212.512 05 05 Faks: 0.21Z512 44 97
- Valiler, ilsınınnda bakan
beklemeyecekmiş...
"Bakan erken getip
valivibeklersel" _ , :
T
opkapı Sarayı Müzesi'ne elektronik güven-
lik sistemi kurmak için "çok gizli" proje ça-
lışması yapan ve bir kamu şirketi olan Aske-
1 ri Elektronik Sanayii ASELSAN'nın, iki şirket-
le "çok özel" ilişkisinden söz etmiştik...
Topkapı Sarayı Müzesi'ne giren Protek'in sahibi Alp
Saul, ASELSAN kartvizitini taşıyor, Perpro'dan Berk
Dalver de bu "çok gizli" görevi ASELSAN görevlisiy-
mişgibi sürdürüyordu... SonuçtaTopkapı Sarayı Mü-
zesi için ortaya 2 trilyon liralık bir maliyet çıkartılmış
ve ASELSAN'ın konumu geregi "iş", ihalesiz kotanl-
mıştı...
ASELSAN Genel Müdürü Hacim Kamoy, bazı mü-
teşebbis işadamlanyla olan özel ilişkiler konusunda
bir ay süren sessizliğini ASELSAN Dergisi aracılığıy-
la bozdu... Imzasız biryazıda "Bazı yayın organların-
da yanıltıcı yazılar yayımlandığı için, aşağıdaki açık-
lamayı yapmayı doğru buluyoruz" denilerek "ASEL-
SAN'ın Güvenlik Sistemlerindeki Yeri" anlatıldı. Buna
Hacim Kamoygöre ASELSAN, elektronik güvenlik sistemlerinde kul-
lanılan kamera, dedektör, monitör, algılayıcı gibi mal-
zemeler büyük miktariarda üretilmedikçe ekonomik
olmadığı için bu aianda yatınm yapmamaya karar ver-
miş, alt sistemleri uzman kuruluşlardan temin ederek
sistem mühendisliği ve proje yönetimine yönelmiş. Ya-
zıda aynen şöyle deniyor
"Her konunun uzmanının, projelendirme aşama-
sından başlayarak işin içinde olması şarttır. ASEL-
SAN da bu amaçla değişik konularda att sistem yük-
lenicileri ile çalışmakta ve proje aşamasından başla-
yarak bu fımnalann uzmanlannı danışman olarak kul-
lanmaktadır."
Çok güzel...
Piyasadaki şirketlerden uzmanlann ASELSAN'a da-
nışman olarak nasıl seçildiğini bilmtyoruz ama Top-
kapı Sarayı Müzesi'ndeki "iş"in elektronik güvenlik sis-
temi kurulması olduğunu biliyoruz...
Bakın beyter... ASELSAN kartviziti bastınp "proje da-
nışmanı" srfatı kullanan Protek şirketinin sahibi Alp Sa-
ul'un verdiği telefon numarası ASELSAN'ın "inşaat di-
rektöriüğü" bölümünün telefonu...
Elektronik nere, inşaat nere! '
Topkapı Sarayı Müzesi'ndeki "çok gizli" ve de tril-
yonluk projeyi, yetersiz oldukları için piyasadaki uz-
manlann yardımıyla sürdürecek elektronik mühen-
dislerinin oturduğu bir bölüm de mi yok ASELSAN'da!
Niye elektronik değil de inşaat direktöriüğü? ASEL-
SAN Genel Müdürü Hacim Kamoy'un damadı Haluk
Tatver'in ASELSAN'daki iki inşaat mühendisinden bi-
ri ve kurumun karar organı sayılan direktörier kurulu-
na üye "inşaat direktörü" olması yadırgatıcı değil mi?
Lütfen Hacim Kamoy... Kurduğunuz ve yücelttiği-
niz bir kurumu bu kadar ayağa düşürmeyin!
SESSÎZ SEDASIZ (!) NÜRÎKVRTCEBE ASaSAIVa gösterilen ilgi
ASELSAN, yani Askeri Elektronik
Sanayii Anonim Şirketi... Şirketin
sermayesi kamuya ait... Halkın pa-
rasıyla kurulmuş... Ulusal elektro-
nik sanayiinde birçok başarıya im-
za atmış... Türkiye'nin stratejik ku-
rumlanndan biri...
Fakat son yıllarda ilginç gelişme-
leryaşanıyor...
ASELSAN'ın "gizlilik" derecesi ile
ihalesiz aldığı işlerde flört ettiği şir-
ketlerin "güvenlik belgesi", ASELSAN
kartviziti bastıran işadamlannın "gü-
venlik soruştumnası" tartışma konu-
su oluyor...
Genel Müdür Hacim Kamoy'un
damadı Haluk Tatver'in direktör ol-
duğu bölüme ait telefonların bazı
işadamlannın kartvizitinde kullanıl-
rnası mide bulandınyor...
Kamoy'un ev hanımı kızlanndan
birinin ASELSAN'da işe girdikten k/-
sa bir süre sonra Izmir'e bölge mü-
dürü olması rahatsızlıkyaratıyor...
Hacim Kamoy'un ev hanımı öte-
ki kızının ASELSAN'la iş yapan
bir şirketin Ankara'daki bölge mü-
dürlüğü koltuğuna oturarak iş ha-
yatına başlaması soru işaretleri doğ-
ruyor...
Damat, kızlar derken Kamoy so-
yadı taşıyan yegenlerin, Kamoy Ai-
lesi'nin eş ve dostlarının çocukları-
nın ASELSAN'da işe alınmaları dik-
kat çekiyor...
ASELSAN Dergisi'nde "ASEL-
SAN'a gösterilen ilgi her açıdan se-
vindiricidir" deniyor...
Birbirimizi kandırmayalım...
ASELSAN şu sıralar gerçekten il-
giye muhtaç...
Devletin, her açıdan denetim ilgi-
sine...
Yarın üzülmemek için!
GENİŞ AÇI
HÎKMET BİLA
Savaş Bitmedi mi?
Tam on yıl önce bugünler-
de kıyamet kopuyordu. Irak,
Kuveyt'i işgal etmiş, Ortado-
ğu yeni ve büyük bir savaşın
eşiğine gelmişti. Sonra çanlar
Türkiye için çalmaya başladı.
Amerika'nın Irak'a saldır-
makiçin köaîisyon oluşturma-
sı, Birieşmiş Milletler'den ka-
rarlar çıkanması zaman aldı.
Ve altı ay boyunca VVashing-
ton'da çalınan savaş tamtam-
lan Ortadoğu'da çınladı, dur-
du.
Irak bombardımanından kı-
sa bir süre önce CNN Tele-
vizyonu'nu izleyenler kulakla-
nna inanamadılar. Heyecan
içindeki spiker aşağı yukan şu
sözleri söylüyordu:
"Saddam Türkiye sınınna
yığınakyapıyor. Tanklar, toplar
Türkiye sınınna doğru ileriiyor.
Amerika'nın müttefiki, NATO
üyesi Türkiye büyük tehdit al-
tında... NATO üyesi Türkiye...
NATO üyesi Türkiye... Tehdit
altında... Tehdit altında..."
CNN, Türkiye sınınna yapı-
lan büyük yığınağı nasıl öğ-
rendiğini de şöyle açıklıyor-
du:
"Bir kamyon şoförü gör-
müş."
Kamyon şoförünün istihba-
ratına dayalı yayın günlerce
sürdü. NATO üyesi, müttefik
Türkiye bile büyük tehdit altın-
da olduğuna göre bu tehdidi
ortadan kaldırmak artık kaçı-
nılmazdı. Irak'a saldırı böyle
başladı. Türkiye doğrudan ta-
raf olmadığı bir savaşa böyle
bulaştı.
On yıldır bu savaşın içinden
çıkamıyor.
Kuveyt çıktı, Suudi Arabis-
tan çıktı, Urdün çıktı, Suriye
çıktı ama Türkiye çıkamadı.
Çünkü Türkiye o savaşa, Tur-
gut Özal ile Turgut Özal'ın
"prezidan" dediği Amerikan
Başkanı Bush'un karanyla gir-
mişti. Hesapsız kitapsız, bir
adım ötesi görülmeden. Üstü-
ne üstlük "Birkoyup üçalaca-
ğız" diyen de Özal'dı.
Türkiye üç koydu, altta kal-
dı.
Yavaş yavaş Irak'ın da bu sa-
vaşın altından kalktığına tanık
olacağız. Bakınız, Fransa Dı-
şişleri Bakanı Hubert Vedri-
ne, iki gün önce neler söylü-
yordu:
"Irak'a uygulanan ambargo
zalfm, etkisiz ve tehlikelidir. Za-
Ikndir, çünkü Irak'ın halkını ezi-
yor. Etkisizdir, çünkü Irak'ın re-
jimine dokunmuyor. Tehlikeli-
dir, çünküIrak'ın parçalanma-
sınayolaçıyor."
1990'a kadar Saddam'a en
büyük finansmanı sağlayan,
en çok silahı satan Fransa'nın
yufka yüreği Irak halkının çek-
tiklerine artık dayanamıyor an-
laşılan. Fransa, Amerikan baş-
kanlık seçimlerinden sonra
Irak'a ambargonun kaldınlma-
sı ieirv atak yapmaya haztrta-
nıyor.
Kabak sadece Türkiye'nin
başına patlıyor.
Gaziantep Sanayi Odası
Başkanı Nejat Koçer ve Ga-
ziantep Ticaret Odası Başka-
nı MehmetAslan, Türkiye'nin
Körfez Savaşı'yla yediği kazı-
ğı çok güzel anlattılar
"Körfezkriziile baş/ayan sü-
reç Türkiye için kayıp yıllardır.
Ürdün ve SuudiArabistan, hat-
taIran için bu süreçkazançyıl-
lan oldu. Bu ülkeler, Avrupalı
ve Amerikalı firmalann adeta
taşeronluğunu üstlendiler ve
hayallerinde dahi olmayan ka-
zanca eriştiler. Birieşmiş Mil-
letler Komiseriiği görevi veri-
len Türkiye ise kaderine terk
edildi. Ambargo kevgire dön-
dü. İşin içine Türkiye'nin gir-
mesi söz konusu olduğunda
ise ambargo aşılmazbirduvar
haiinegeliyor. Türkiye'nin am-
bargo dediğinde karşısına çı-
kanlar, kendileri bir şekilde
Irak'tan çıkmıyoriar.
Gaziantep Ticaret Odası
Başkanı Aslan, Türkiye'nin am-
bargo yüzünden uğradığı za-
rarları şöyle sıralıyon
• En az 80 milyardolar mad-
di zarara uğradık.
• Bölgedeki ekonomik ge-
lişme durdu, binlerce işyeri
kapandı.
• Ayda yaklaşık 100 bin ara-
cın Irak'a ve Irak üzerinden
diğer ülkelere gitmesi önlen-
di.
• Işsizlik çığ gibi büyüdü,
geleneksel pazarlanmızı kay-
bettik.
• Suriye bu fırsatı iyi değer-
lendirdi ve Türkiye'nin bölge
ülkelerine açılımına geçit ver-
medi.
• Körfez krizinin yol açtığı ya-
ralara bağlı olarak terör az-
gınlaştı. Kuzey Irak'ta biroto-
rite boşluğu meydana geldi
ve terör, 2-3 yıl öncesine ka-
dar bu ülkenin en önemli so-
runu oldu.
On yıl sonra Türkiye açısın-
dan tablo acı... Sanki Kuveyt'i
Türkiye işgal etmiş gibi, ceza-
landırılıyor. Türkiye, on yıl ön-
ce Cumhurbaşkanı Özal'ın ha-
tasının bedelini hâlâ ödüyor.
Türkiye artık Körfez savaşın-
dan çıkmalı...
hikmetb@ntv.com.tr
HAYVANLAR ISMAÎL CÜLGEÇ igulgec@yahoo.com
ÇfZGÎLİK KAMİL MASARACl
' ' v***?
1
-•'
, ; * . • : • .
BULUT BEBEK NURAYÇtFTÇl
KEDt LEVO APTÜLİKA
TARtHTE BUGÜN MVMTAZARIKAN 4 Ağustos
E. Setirn
Z/ŞTOVI
1792 'DE 8UGÜU, OSMANU OBVIETİ İL£ AVU£TVI&A AgAStN-
M, ZİŞTOVI 'oe (sisrom -guLSAKlsmn~) em. /WHA$MA
İMZALANDl.OS*AAtJULA6'(N RUSlAZ'LA SAVAŞ DU8UMUH-
P4 OLDüGU StKADA;AVUSWRrA, RUSyH'ytA GfZLt gİR
ANTIAŞMA y/V>/f> &WAŞA SrflUışTİ. AHCAK, BlG SÜg£
SOtJÜA, OSMANU KUVVB7UERİ AVUSTURYA KAKŞISINOA
BAZI BAÇARILAfi KA2ANINCA, AVUSTVRYAUlAg 8AR.I-
ŞA YAUAŞTI. BuNDA, İIUPARATUR W- FGAUZ JOSEPH 'lAJ
ÖLÜMÜ V£ OSMANLILAR'IN PRuSYA ILE AMLAÇMASIDA
İKİ ÖNEMLİ eTKEN SAYllMlçri.ZiçmVİANTLA$MA£I'NA
&ÖHE, AVUSTVKY/f JÇSAL BTT/S/ 7VPKA/OAISOAH Ç£-
KİLİYOR,RUSYA'1» YAHPIMDAAl VAZGSÇıVoeuı. BU-
tA fCASÇ/ltK, OSMAMLI PEVIETİ P€ AVUSTURYAU
-mciRLBRB seeeerrufc TANTYOR,
"'" GÜV&IÜ&Nİ GAgANTİ AlTtNA
S. Fraıtz
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin yayınladığı günlük
:
" Bizim Gazete
Ütke sorunlanna ilişkin raporlanyla, araştırmalanyta, köşe yazılanyla,
tarafsız haberleriyle sivil toplumlann gazetesi.
DOzenli okumak için abone olun. Tel: 0.212. 511 08 75
... B A K I R K Ö Y 5 . S U L H H U K U K
'- \-.:-> "••'..'..••• MAHKEMESÎ'NDEN
*• -•'•• . ' - ""- ' 2000/581 Esas '• ' ' ' . '
2000/913 Karar
Davacı Miral Özbaykal tarafından mahcur Kezban Zehra Özbaykal'a vasi atanması istenmiş ve verilen karar gereğince;
Davanın kabulü ile, akıl hastalığı nedeni ile Istanbul ili, Fatih ilçesi, Mûftüali Mahallesi Cilt 056, Kütük sıra 0276'da nüfusa kayıtlı
Satılmış ve Zekiye kızı 19.4.1323 doğumlu mahcur Kezban Zehra Özbaykal'ın vesayet altına alınmasına ve kendisine aynı yerde nüfu-
sa kayıtlı, Selahattin ve Kezban Zehra kızı 1.6.1957 dogumlu öz kızı Meral Özbaykal'ın TMK'nun 355. maddesi gereğince vasi olarak
nasp ve tayinine. 12.7.2000 tarihinde karar verilmiştir. îlan olunur. 12.7.2000. Basın: 39738
ANKARA...ANKA...
MUŞERREF HEKİMOGLU
Hasankeyl'e Yol Alanlar
Bahri Savcı yıllarönce dünyamızdan ayrıldı, ama
birlikteliğimiz sürüyor. 26 Temmuz akşamı da doğum
gününü kutladık Agora'da. Başka nerede kutlanz; Ago-
ra ilk göz ağrımız, ören Iskelesi'nde çok sevdığimiz,
Burhaniyelilerle ilk karşılaştığımız bir köşe. Tanıdığım
zaman 7 yaşında Mustafa Çetinkaya. Şimdi 3 ço-
cuk babası; ailemden bıri gıbı kucaklıyor beni. Ka-
vuşmanın sevinciyle gözleri parlıyor ama mutlu gö-
rünmüyor. Iskelede kimsenin yüzü gülmüyor aslın-
da. Turizm patlamasından söz edenlerin kulakları
çınlıyor mu acaba? Iskele lokantalannda, kahvele-
rindeçarpıcı bir boşluk var. Denizdeyüzenlerin, kum-
da güneşlenenlerin söyleşisinde de belli yakınma-
lar. Kimiyle yıllar boyunca buluşuruz bu koyda, kimi
daha sonra katıldı aramıza. Kimi emekli, kimi görev-
li, kimi Cumhuriyetokuru, kimi "KörfezAna"d\yese-
lamlıyor beni. Ali Gemicigil şimdi nerede acaba? "Kör-
fezAna" diye ilk kez o seslendi bana. Elbet çok hoş-
landım, bu güzel doğa parçasını gerçekten sevdim,
kucakladım. Ancak iyi bir ana olduğum söylenemez.
Olabilseydim çarpık kentleşme böylesine çirkin bo-
yutlara vanr mıydı güzel körfezde? Beyaz, yeşilı de,
maviyi de kirleten bir renk olur muydu? Zeytinlikler
arasında böylesine boy verir mıydi evler, siteler? Bil-
gisiz, bilinçsiz yatırımlarla milyarlar gömülüyor taşa
toprağa! Bergama'ya giderken Kozak Yaylası'ndan
geçtim geçen akşam. Bir ağaç denizinde yüzer gi-
bi yeşil bir mutluluk. Havada çam kokusu, yüreğim-
de ağaçların yeşil soluğu. Yeşil bir şölen yaşıyorum.
Kaç tür yeşili birden kucaklıyorum. Arada bir korkuy-
la ürperiyorum. Kozak Yaylası'nı koruma görevini
düşünüyorum. Ağacın, ormanın ötesinde bir olay bu
yayla. Bir kültür, bir sanat olayı diye değerlendirilme-
si gerekiyor bence. Kocaman kayalarla bir heykel mü-
zesi gibi. Koruması da o doğrultuda olmalı. O kaya-
lan kırıp belli ülkelere satmayı da aklım almıyor doğ-
rusu. Çünkü başka kırılganlıklar oluşuyor, yaylanın
ekolojik dengesi bozuluyor! Siyanürlü altın kadar
tehlikeli bir olay bence.
Okurlanm bilir, siyanürlü altına tepki gösterenleri
çok içten destekledim ben. Saygın bir savaş verdi
Bergamalılar. Yalnız altıncılan, doğamızı kirleten, ge-
leceğimizi karartanları yenmedi, nükleer santralları
da gündemden dışladı. Ören'e gelince onları selam-
lamaktan geri kalamazdım. Gittim, kutladım. Biri
şöyle dedi, gülerek:
- Mustafa Kemal Samsun'dan başlıyor, Batı'ya
yol alıyor. Biz de Bergama'dan başlıyor, Dogu'ya gi-
diyoruz, Hasankeyf'e kadar uzanacak yolumuz.
Bu sözlerle yürüyorum düşüncemde. Nükleer sant-
rallar nedeniyle yaşanan gülünesi olayları anımsıyo-
rum. Karanlık korkusunu derinleştiren çıkarsal çaba-
ları. Bilimin ışığına da kör kalan kişi ve kuruluşlan.
Projenin süresiz ertelenmesi de çok ilginç olaylara
yol açmadı mı? Neler söylüyor, neler öneriyor, söz-
leşme dışına çıkarak kimlerin avukatlığını yapıyor
belli kişiler? Sorunları halkımızın sahiplenmesi çok
önemli her dalda. Baz istasyonlan son örnek olacak
bence. Mutlu bir olay. Umursamazlığa karşın uyarı-
dan, duyandan geri kalmayanlar da az değil çevre-
mizde. Yaşayarak öğrenilen gerçeklerle doğru tanı-
lara ulaşılıyor, insan onurunu zedeleyen davranışlar
tepkisiz kalmıyor. Denizde, kumda, kahvede, balkon-
larda ilginç konuşmalara tanık oluyorum, her gün, her
saat.
Bu yaz yeni yüzler görüyorum denizde. Mavi din-
lenceye ilk kez gelenler. Orneğin bir göçmen ailesi;
anne hemşire, baba bir fabrikada çalışryor, çocuk-
lar okulda. Göçmen hemşire ilginç gözlemlerini ak-
tarıyor bana. Yeşil kartlı bir hastanın son model ara-
bayla hastaneye geldiğini, özel odada yattığını, fa-
kir bir hastanın da ineğini satarak yatak bulduğunu!
Dahası da var, kurgu kadrolarla, belli çıkarlar, kimi
zaman da saplantılarla oluşan siyasal örgütler ina-
nılıriığını yitirmiş görünüyor. Sevgilı Bekir Coşkun'un
deyimiyle koyu renk elbiseleri, kravatlarına karştn
kimi politikacılar ciddiye alınmıyor artık. Toplumda
yenilenme özlemi var. Kuşkusuz dinecek.
• • •
Bahn Savcı 'nın anısına buluştuğumuz akşam Ha-
Irt Çelenk ile llhami Soysal'ın torunu Kerem Sü-
ren karşı karşıya oturuyor masamıza. Arada kaç ku-
şak var ama kimlik kâğıtlarındakı yıllarla yaşamıyor
ateşi sönmeyenler. Sağlık sorunları da var ama dim-
dik ayaktalar. Geçmişten geleceğe bir yürüyüşü
umutla sürdürüyor, yaşama sevincini soldurmuyor.
Özdemir Nutku da umuda yolculuk öncesinde Ören
dinlencesinde. Yaş yetmiş ama coşku bitmemiş.
Kıbrıs'ta bir üniversitede, Yakın Doğu'da tiyatro bö-
lümünü kuruyor Tiyatro dalında güzel geçmişi, gü-
zel savaşı, güzel ürünleri var. Yeni bir eylem başlıyor
şimdi, öğretim üyeliği, sahne, oyun ve seyirci, kim-
bilir neler üretecek. Beni çok etkiledi bu olay. Belli
kişiler siyasal perdeyi kapamaya hazırlanırken tiyat-
ro dalını yeşertmek çabası yaşam biçimine dönüyor
Kıbrıs'ta.
Nutku'lara söz verdim, sahnelenen ilk oyunu izle-
yenler arasında ben de olacağım.
Eski bir dostun yeni soluğunu kutlayacağım.
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7 8SOLDANSAĞA:
1/ Çobanpüs-
kûlü de denilen
bir süs bitkisi.
2/ "Ağaç yap- „
rakverir—ver-
mez rüzgâra" 4
(C.S. Tarancı)...
Kürkü değerli
biryabankedi- 6
si. 3/ Asya'da
birülke.Bas-
ketbolda kale.
4/ Oruç ayı. 5/
Endonezya'yı
oluşturan adalardan bı-
n... Galyum elementi-
nin simgesi. 6/ Orta ve
Doğu Avrupa kökenlı
Yahudılere verilen ad. 3
II Nikelin simgesi... 4
Hz. Muhammed'ın sa- 5
vaşlanndan söz eden
yapıtlara verilen ad. 8/
Küçük erkek kardeş...
Yunanmitolojisindesa- 8
vaş tannsı. 9/ Süreç... 9
Anadolu halklannın en es-
ki ana tannçası. - ; .
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Tüyleri kınhnca kannca asidi denilen çok kaşındı-
ncı bir madde çıkaran ot. II Üzüm suyu... " — birtah-
ta kaşıktır / Sapı ortasına denk düşen" (Can Yücel).
3/ Uzaklaşmak, ara açılmak... Numaranın kısa yazı-
hşı. 4/ Bir tür mısk faresi. 5/ Çin ve Japonya"da oyna-
nan bir strateji oyunu... Deride sinirler boyuncabirta-
kım ağnlı fiskelerin dökülmesiyle belıren hastalık.
6/ Gazetecilik dilinde bir çeşit uydurma habere veri-
len ad. 7/ Asal gazlar sınıfından bir element... İnce de-
ri ya da ince kabuk. 8/Litvanya'nınplakaişareti... Açık-
lanamayan ya da çözülemeyen şey. 9/ "Keseli Ayı"
da denilen ve Avustralya'da yaşayan hayvan... Birpey-
gamber.