27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 31 AĞUSTOS 2000 PERŞEMBI HABERLER DÜNYADA BUGUN ALİ StRMEN Korsika Paris'iSallıyor Paris'te nihayet beklenen oldu ve Jospin Hü- kümeti'nin Içişleri Bakanı Jean Pieıre Cheve- nement, Başbakan'ın Korsika planını onayla- madığından, bu projeyi savunmayı üstlenmek de istemediğinden, istifa etti. Chevenement'nın hükümetten aynlması, Jospin için heıtıangi bir bakanın istifasından farklı. VatandaşHareketi'ninönderinin, "Laga- uche au pluriel" diye ifade edilen çoğulcu sol hareketin, verdiği desteğin de sarsılması anla- mını taşıyor. Doğrusu istifanın bu kadar uzaması bile ge- rekmiyordu. Daha geçen ayın sonunda, Lionel Jospin Korsika planını açıkladığında, küresel- leşme, ABD'ye karşı uygulanacak politika, sos- yal reformlar ve güvenceler gibi konulardaki gö- rüşleriyle Sosyalist Parti'nin sol kanadında yer alan Chevenement'nın Jospin ile yollannı ayır- ması bekleniyordu. Ama daha önce de iki kez içinde bulunduğu , hükümetlerden şapkasını alıp gitmiş olan Che- venement, mızıkçı bir görüntü vermek istemi- ı-yor, Jospin de bu desteği kaybetmeyi içine sin- diremiyordu. Bu yüzdendir ki istifa eylemi bir ku- luçka dönemi geçirdi. • J Üstelik Jospin'in, ekonomik alandaki başarı- ları, ona Fransız kamuoyunda büyük bir popü- larite sağlamıştı. ilkesel gerekçelerle daha ön- ce iki kez istifa eden Chevenement da, bunlar- - dan fazla bir siyasi getiri elde etmemişti ve şim- di de soyutlanmaktan korkuyordu... ••• ~\ Ama alınan tavırlardan sonra, sonuç kaçınıl- "Ynazdı. Üstelik ilk anda salvo atışı yapmayan sağ muhalefet kamuoyundan gelen tepkileri jjeğerlendirerek, Jospin'i Korsika konusunda jsıkıştırmaya hazırlanırken, Cumhuriyetçilik ilke- sinin ödünsüz savunuculan da Başbakan'a ağır ve özde çok da haksız olmayan eleştinler yö- neltiyoriardı. " Bütün bunlann yanı sıra, Jospin'in daha pla- " nını açıklamasının hemen ardından, aslında, ön- ceden öngörülmesi hiç de zor olmayan zincir- . leme talepler birbirini izleyerek Fransız kamu- -oyunu sarsmıştı. VUsace "lılar, Brötonlar ve Fransız Basklan da - aynı şekilde, otonomi istiyorlardı ve Fransa'nın devrımden bu yana gelenekselleşmiş (krallık dönemınde öyleydi tabii) üniter cumhuriyetçi laik yapısı artık tartışılmaya başlanıyordu. Bu, toplumda tepki uyandırmaması mümkün .olmayan bir gelişmeydi. Nitekim tepkiler geldi ve hatta sosyalist par- ti içinde, kimi söylentilere göre, hükümet sine- sinde bile Jospin'in politikasına karşı homurtu- lar artarken, olumlu ulusal ekonomik konjonk- türe karşın Başbakan'ın popularıte grafiğinde i- niş başladı. . . r ••• Jospin planı dört yıllık bir dönemi kapsıyor. Şu anda top Korsikalılarda, ama dördüncü yılın so- nunda, anayasa değişikliği de gündeme geie- cek. Bu arada henüz düşüncesini açıklamamış olan Cumhurbaşkanı da er veya geç tavnnı net- leştirecek; kısacası Fransa şimdiden başlaya- rak Korsika sorununu ve ona bağlantılı olarak kendi devlet yapısını tartışıp sorgulayacak. Yıllardır Fransa'nın ayağında, iltihap yapan ve bünyeyi tehdit eden bir diken olan Korsika sorununa çözüm bulunması herkesin istediği bir şey ve bunu deneyen çok politikacı oldu. Ama Jospin'in ilk bakışta çok demokratik gö- rünen önerileri, kâğıt üzerinde ne denli cazip olursa olsun, acaba gerçeklerie bağdaşıyor mu? Bu sorunun yanıtı çok ilginçtir, dünkü Cum- huriyet'in Chevenement'in istifasını veren dış haberler sayfasında, hemen altındaki haberle de ilgili. ETA'nın Zamarruga Belediye Başkanı Manu- el Indiano Azaustre'yi öldürdüğü haberi, aca- ba etnik terörün en demokratik önlemlerle bile çözülmeyeceğinin göstergesi mi? Öyle ya! ispanya Franco sonrasında, son de- recede demokratik yaklaşımla, Bask sorununa eğildi ve Jospin'in telaffuz bile edemeyeceği kapsamda bir özerk çözüm getirildi Bask ülke- sine. Ama aradan geçen bunca yıldan sonra bilan- ço, dokuz ayda 12 ölü. Ispanya'da Bask ülkesindeki bu durum, Fran- sızların Korsika sorununa bakışını hiç mi etki- lemeyecek, Jospin'in karşıtlarının savlannı hiç mi güçlendirmeyecek dersiniz? Medeni Yasa değişiyor Gemici: Kadın haklan çağdaş hale getirilecek ALİAYAROĞLU ZONGULDAK - Devlet Bakanı Hasan Gemici. Türk Medeni Yasası'nın. değişen ekonomik ve sosyal ko- şullara uygun hale getı- rileceğini, Meclis'in açılmasıyla konunun ele ahnacağını söyledi. Gemici. sokak cocukla- nnın korunması konu- sunda devlet kadar aile- lerin de sorumlu tutul- duğunu belırterek, "Bu çocuklan sokakta bek- leyen riskleri tüm toplu- ma anJatmak zorunda- yız. Bunlar önce ailesin- den. sonra da toplum- dan kopuyor" dedi. Hasan Gemici, Zon- guldak'ta dûzenlediği basın toplanhsında, ba- kanlığı ile ilgili çalış- malar konusunda bilgi verdi. Gemici, Türk Medeni Yasası'nın de- ğiştirilmesi içinbaşlatı- lan çalışmalann yeni Meclis dönemine kaldı- ğını kaydederek,'*1926 yüında yapdan Medeni Yasa zamanın koşulla- nnda dünyarun en çağ- daş yasasrydı. Arük bu- nun daha çağdaş hale getirilmesi bekleniyor. Değişen ekonomik ve sosyal koşullar bunu ge- rektiriyor. Bugünkü ya- sa da eşlerden kan-koca diye bahseder. Yeni ya- sada ise eşlerden biri di- ye bahsedecek" dedi. Memurlarla ilgili düzenleme için ANAP grup karan alacak, MHP 'gerek duymuyor', DSP fire beklemiyoı Ortaldar graplarmdari eıııiııANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Hûkûmet ortaklan, memurlann işten atılmasıru kolaylaştıran KHK ile aynı icerikte düzenlemenin TBMM'den geçirilmesi için şimdiden hazırlığa başladı. Başbakan Yardımcısı ve ANAP liden Mesut Yılmaz grup karan alacaklannı açıklarken MHP Genel Başkan Yardımcısı Şevket Bülent Yahnki, "Grup karanna gerek olacağmı sanmryorum, bizbn arkadaşlar ne yapacağmı bifir" dedi. TBMM Başkanı Yıknrnn Akbuhıt ise "KHK'nin TBMM'den geçtnesmin kolay görünmediğini'' söyledi. Çankaya ile hükûmet • ANAP lideri Yılmaz, KHK için parti olarak grup karan alacaklannı söylerken MHP Genel Başkan Yardımcısı Şevket Bülent Yahnici, grup karanna gerek duyulmadığını bildirdi. TBMM Başkanı Yıldınm Akbulut'a göre ise KHK'nin TBMM'den geçmesi kolay değil. PP Genel Başkan Yardımcısı Veysel Candan, milletvekillerinin iradesine ipotek konulmak istendiğini ileri sürerek "Meclis'te bu konu gündeme geldiğinde milletvekilleri de önemli bir sınav vereceklerdir" dedi. arasındaki KHK restleşmesüün ardından sorunun çözûmü TBMM'ye kalırken KHK ile aynı içerikteki tasannın en erken kasım ayında komisyon ve genel kurul gûndemine gehnesi bekleniyor. Hûkümet ortaklan tartışmalı düzenleme için şimdiden kollan sıvadı. Özellikle ANAP grubunda flre beklenirken Yılmaz grup karan alacaklannı söyledi. ANAP'tan başta Trabzon Milletvekili Eyûp Aşık olmak üzere çok sayıda milletvekili düzenlemeye karşı olduklannı açıkça ortaya koydu. DSP'den memurlann işten atılmasıru kolaylaştıracak tasan ile ilgili olarak ciddi fıre beklenmiyor. Başbakan Bülent Ecevit de Istanbul Milletvekili Rıdvan Budak dışında itiraz görünmediğine dikkat çekti. DSP'nin buna karşın grup karan alabileceği bildirildi. MHP ise grup karan almayı düşünmüyor. MHP Genel Başkan Yardımcısı Şevket Bülent Yahnici, "Grup karanna gerek olduğunu sanmıyonım. Bizim arkadaşlanmız ne vapacaklarmı biiir, şuuriudur" dedi. îktidar partilerinin grup karan alma hazırhğı muhalefetin tepkisine yol açtı. FP Genel Başkan Yardımcısı Veysel Candan, "Miüetvekillerinin iradesine ipotek konulmak isteniyor. Bu, milli iradeyi hiçe sayan bir yaklaşımdır. Meclis'te bu konu gündeme geldiğinde milletvekilleri de önemli bir sınav vereceklerdir'' diye konuştu. New York'ta yapılan ulusal meclis başkanlan toplantısına kaölan TBMM Başkanı Akbulut, dûzenlemenin TBMM'den kolay geçmeyeceği görüşünü ortaya koydu. Akbulut, "KHK'nin içeriği ryi izah edilebiUrse muhtemeldir, gecebiür. Ama pek de öyle kolay görûnmüyor'' dedi. BM 'deki toplantıya Kavakçı'nın da çağnlması Washington'un teorisini yeniden gündeme getirdi ABD 'Yesil Kusak'ta ısrarlıSERKANDEMtRTAŞ ANKARA-ABD, Türki- ye'den Çin'e kadar uzanan bölgeye yerleşnrmeye çalış- tığı"Yeşil Kuşak"ta ılunlı ts- lam modelini uygulama po- litikasını sürdürüyor. Was- hington'un Türkiye kaynak- lı politıkasının temelini oluşturan Fethullah Gfilen ABD'de yaşamını sürdürür- ken, Amerikan yurttaşı Merve Kavakçı'nın "önde gelen dini lider" sıfatıyla Birleşmiş Milletler(BM) hi- mayesindeki toplantıya da- vet edilmesi dikkat çekti. CNN'nin kurucusu Ted 'Dırner'ın sponsorluğunda BM Vakfı-Daha lyi Bir Dünya adlı sivil toplum ku- ruluşunun dûzenlediği zir- veye katılan Kavakçı'nın, türbanıyla TBMM'ye gire- memesi üzerine başlattığı uluslararası kampanyaya destek alma amacında oldu- gu kayâedikti. Türkiye'nm ABD Büyü- kelçiliği 'nin de yakından iz- lediği zirvenin resmi bir ya- nı olmaması nedeniyle her- hangı bir gihşimde bulunul- mayacagı bildirildi. Fethul- lah Gülen'in 1.5 yıldır ba- nndığı ABD'de, birsivil top- lum örgütü tarafindan BM bimayesinde düzenlenen "Din ve Ruhani Liderier Mi- lenyum Banş Zirvesi"ne Türkiye'de büyük tartışma- lar yaratan Kavakçı'nın da çağnlması, Washington yö- netiminin 199O'lı yıllarda yaratmaya çalıştığı Yeşil Kuşak teorisini yeniden gündeme getirdi. ABD yö- netırru, SSCB'nin dagılma- sının ardından bağımsızhk- lanna kavuşan Kafkas ve Orta Asya ülkelerini; îran, Afganistan ve Pakistan'dan gelebilecek "şeriat tehdidi" r ile Rusya Federasyonu ile Çin Cumhuri- yeti'nden gelebilecek "sosyaiisttebdide'' karşı koyabilmeleri için ıhmlı tslam mo- delini uygulamaya yönlendirdi. RP'nin siyasi alanda ve Gülen grubu- nun da bürokrasi, eğitim ve toplumun çe- şitli katmanlannda güçlendığı Türkıye'yi Orta Asya ve Kafkas ülkeleriyle yakın ilişkileri nedeniyle Yeşil Kuşak politika- sının merkezi olarak gören ABD, bu kap- samda Gülen'i destekleme karan aldı. Gülen'in Orta Asya cumhuriyetlerin- de kurduğu okullan, ıhmlı Islamın ihra- cında en önemli unsurlardan biri olarak gören ABD yönetimi, bu konuda Türk yetkilileri de yönlendirdi. Türk istihba- rat örgütlerinin "rejim için tehlikefi" dc- ğerlendirmesinde bulunduğuGülen gru- DYPGene) Başkanı Tansu ÇiDer, Ankara Şentepe Pazan esnafau ziyaret etti. ÇiDer, hükümetin kamu çabşanlan, işçiyuçiftçryive djğer toplum kesimierini mağdur etmesine karsm "kimsenin hiçbirşey söytemeye hakkıyok'' anlayışı doğrultıısunda bir politika izJedigini savundu. (Fotoğraf: AA) Tansu Çiller'den Başbakanlık'tan kaybolan tablolarla ilgili savunma 'Eserleriyangından kurtanhm'ANKARA(CumhuriyetBö- rosa) - DYP Genel Başkanı Tansu Çiller. başbakanlığı dö- neminde Said Halim Paşa Ya- lısı'ndan Başbakanlık Konu- tu'na taşınan tablolardan ikisi- nin kaybolması konusunda so- rumluluk kabul etmezken "1995 yıbndaki yangmdan hiç değilse bu vesüeyle bu eşya ve tablolar kurtulnmştur" dedi. Başbakanlık Merkez Bınası ve Başbakanlık Konutu'nda paha biçilemez 8 tablonun kay- bolmasıyla ilgili tartışma bü- yüyor. Said Halim Paşa Yalı- sı'ndan 1994 yılında Başba- kanlık Konuru'na taşınan 2 tablonun da kaybolması nede- niyle başbakanlık döneminin soruşturma kapsamına alınabi- leceği belirtilen DYP Genel Başkanı Çiller, dün yaptığı açıklamada. yalının 4 Kasım 1994 tanhinde Başbakanlığa devredildiğine işaret etti. Bu şekilde yalının Başba- kanlık Konutu statûsüne geçti- ğini kaydeden ve diğer Başba- kanlık konutlanndan farklı bir konumunun söz konusu olma- dığuu savunan Çiller, "Anka- ra'da Başbakanhk Konutu ge- rek konut gerekse catasma ofisi olarak kullanıhnaktaydı. O gûnkû görevtiler Ankara'dakî Başbakanlık Konuru'nun gö- rünümü ve kullammı açısmdan bazıeşyavetablolann Said Ha- fim Paşa Yabsı'ndan Anka- ra'daki Başbakanhk Konu- ru'na getirilmesini önerdDer" dedi. Çiller, eşya ve tablolarla ilgi- li olarak Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü yetkililerince sa- yım yapıldığını, naklin Başba- kanlık şoforü tarafindan ger- çekleştirildiğini ve rutanakla Ankara'da Başbakanlık perso- nelıne teslim edildiğini kayde- tti. Çiller, dün Kamu-Sen Genel Başkanı Resul \kay'ı da kabul etti. Çiller, burada yapüğı açık- lamada Türkiye'de bütün ke- simlenn patlama noktasma geldiğini belirterek "Hfikûmet toplumsalbanşı tehdit eder bir dedi. Çiller, hükümetin kendi yarattığı bunahmla devleti ki- litlediğini ve "sfyaseti devlet- leştirdiğini'' savundu. bunun yurtdışında okul açabihnesi için eskı Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel de devreye girdi. ABD, Gülen'i "ulusla- rarası bir dini lider" olarak yansıtabil- mek için Hınstiyan ve Yahudi örgütleri- nin temsilcılenyle de görüştürdü. Orto- doks Fener Rum Patriği Bartholemeos ve ABD Katolik cemaatinin lideri Kardinal John O'Connor ile görüştürülen Gülen, ABD'nin araya girmesiyle 9 Şubat 1998'de Hristiyan dünyasının lideri Pa- pa ile Vatikan'da bir araya geldi. Devleti ele geçirmek için cemaat üye- lerinin izleyecekleri yolu anlattığı kaset- lerin yayımlanması üzerine sağlık koşul- lannı gerekçe göstererek ABD'ye sığı- nan Gülen, 1.5 yıldır bu ülkede yaşıyor. ABD'nin Türkiye Büyükelçisi Mark Parris. gazetecilerin sorulan üzerine Gü- len'in "suç işlemediği sürece ABD top- raklannda yaşa\abileceğini'" kaydetti ve ülkesinin Gülen'in ne karşısında ne de le- hinde olduğunu söyledi. ABD'nin ılımlı Islam modeli kapsa- mında Gülen'den sonra kullandığı ikınci aktörün Kavakçı olduğu gözlendi. Ka- vakçı'nın babası Yusuf Ziya Kavakçı da ABD'nin Teksas eyaletinin önde gelen dini liderlerinden biri olarak tanınıyor. Dallas Merkez Camii'nin imamı olarak görev yapan Yusuf Ziya Kavakçı, Kuzey Teksas Islam kuruhışlannda da yer alı- yor. Amerikan yurttaşj olmasma karşın Türkiye'de FP'den milletvekili olarak TBMM'ye girmeye çalışan Kavakçı, ça- balannı uluslararası zemine çekmeye ça- lışıyor. Kavakçı'nın, BM himayesinde ancak CNN'nin kurucusu Ted Turner'ın başkanı olduğu BM Vakfi-Daha lyi Bir Dünya adlı sivil toplum örgütünce dü- zenlenen zirveye "dünyanın önde geten dini lideri" sıfatıyla çagnhnası, bu çaba- lann sonucu olarak değerlendirildi. 1970'li yıllarda kurulan haber kanalı C- NN, tüm dünyaya 24 saat yayın yaparak Amerikan politikalannın yerleşmesine katkıda bulunuyor. Türkiye'nin ABD Büyükelçiliği'nin de yaknıdan izlediği zirvenin, BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın açılış konuşma- sıyla başlamasına karşın sivil toplum ör- gütünce düzenlenmesi nedeniyle resmi girişimde bulunulmasının söz konusu ol- madığı bildirildi. Zirveye, Türkiye gibi çağnlmayan başka Müslüman ülkelerin de bulunduğu belirtildi. Parti rahatsız FP'liler Kavakçı'yı savundu ANKARA (Cumhuri- yet Bûrosu) - FP'li Merve Kavakçı'nın Birleşmiş Milletler (BM) himaye- sinde düzenlenen din zir- vesine ABD'yi temsilen katılmasıyla ilgili tartış- malar sürerken FP'den Kavakçı'yı savunmaya yönelik açıklamalar ya- pıldı. FP Genel Başkanı Re- caiKutan. "Kavakçı ABD vatandaşı ise bize söyleye- cekbirşey kahnıyor" der- ken Genel Başkan Yar- dımcısı Veysel Candan, "Kavakçı ABD'yi de Tür- krye'yi de temsfl edebüir, niye etmesin" şeklinde konuştu. Türkiye'den kimsenin davet edilmediği toplan- tıya TBMM'deki türban şovunun ardından izinsiz ABD yurttaşı olduğu or- taya çıkınca Türk yurttaş- hğından çıkanlan FP'li Merve Kavakçı'nın ABD'yi temsilen katıl- masıyla ilgili tartışmalar FP'lileri rahatsız etti. FP Genel Başkan Yardımcısı Candan, dün dûzenlediği basın toplantısında bu ko- nudaki sorulara sinirlene- rek "Ne sakıncası var? Bunu hükümet değerlen- dirsin. Bir vatandaş ola- rak davet edilmiş. Davet edenle davete kablanın terdhi" dedi. FP Adıyaman Milletve- kili Dengir Mir Fu-at da Kavakçı'nın davramşmda hıçbir çelişki bulunmadı- ğını savıınarak "Çelişki Kavakçı'da değil Türkiye Cumhuriyeti'ndedir" de- di. FP Genel Başkam Re- cai Kutan ise Kavakçı'nın BM himayesindeki top- lantıya katılmasını nasıl değerlendirdiğinin sorul- ması üzerine, Kavak- çı 'nın hangi ölçütlerle da- vet edildiğini bilmediğini söyledi. Tûrkiye'de bir kesimin Kavakçı 'nın ABD yurtta- şı olduğu konusunda "ıs- rar" ettiğıni belirten Ku- tan, "O zaman ABD va- tandaşı ise bize söyleyecek bir şey kalmıyor. Ozaman Amerikaular dûşünsün. Türk vatandaşıolarak da- vet ettilerse söylenecekşey farkhdır'' diye konuştu. Slstemi sorgulayan Milli Eğitim Bakanı Metln Bostancıoğlu, sınıf geçme barajının yükseltileceğini söyledi 'Ortaö e yeniden yapılanma olacak' EBRUTOKTAR ANKARA - Öğrenci Seçme Smavı (ÖSS) sonuçlannda genel lise öğrencilerinin sadece yüzde 28.1 'inin başanlı olması ve genel liselerin en başansız okul türleri arasında yer almasını değerlendiren Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğhı, ortaöğretimde kapsamlı bir reform yapacaklannı söyledi. Bostancıoğlu, "Arük, smıf geçeyim de ne olursa olsun devri kapamyor. ÖSS için artık okulda başanh değil, çok başarüı olmak önemli olacak" dedi. Bostancıoğlu, 2000 ÖSS sonuçlarmı değerlendirdi. Anadolu, fen ve Anadolu öğretmen liselerinin en başanlı okullar olmaJannı "doğal kabul eden" Bostancıoğlu, "Çûnkü Anadolu liseleri, fen Kseleri ve Anadolu öğretmen liselerinin öğretmenleri sınavla seçiüyor. Bu okuDarm öğrencüeri de zaten sınavia giriyor. En zeki ve başanh öğrencilerin okuduğu bu okuflann ÖSS sonuçlan sıralamasında ilk sırada yer alması çok normal*' dedi. "Şimdi genel lise tabir ettiğimiz liselerin durumunu değerlendirmemiz gerekir. Genel üselerde okuyan çocuklar. Anadolu ya da fen liseleri suıavlanna girip başanh ohnamış öğrencfler" diyen Bostancıoğlu, daha önce öğretmen politikasındaki yanlışlıklar nedeniyle genel liselerdeki eğitimin kalitesinin düştüğûnü de kabul etti. "OkuDar, yantaş ve geç uygtılanmış öğretmen poKtikalanndan her yıl daha çok kurtuluyor" görüşünü savunan Bostancıoğlu, öğretmen lisesi sayısınm 96'ya ulaştığına da işaret etti. Bostancıoğlu, "Buradaki öğretmenler, öğretmerdik ideaüyle yetiştirüıyor. Öğretmen lisesi öğrencilerinin yüzde 56.7'si ÖSS'de başanh. Bunlar önemli veriler" dedi. Bostancıoğlu, ortaöğretimdeki yeniden yapılanmamn ilk ayağı olarak yönetmelık değişikliğiyle smıf geçme barajını 2 puandan 2.5 guana çıkaracaklannı belirtti. Oğrenciler arasında yaygın olan "5'ten şaşma 6'yı aşma" anlayışmm değişeceğini kaydeden Bostancıoğlu, "Geçer not, arnk yeterli ohnaj'acak. Oğrenciler, çok çahşsın. Suufi gecejim de ne olursa olsun anlayışmı bıraksın. Artık okulda başanh değil, çok başanh oünak önemü olacak" dedi. Bostancıoğlu, ÖSS birincılerinin okullanyla değil, gittikleri dershanelerle öne çıkmalaruıı da "Biz reklam yapmryoruz. Ama öğrencfler de reklam araa ohnamah. Dershanelerin. öğrencikrimizi kuflanmasınj engeOeyecegiz'' görüşünü dile getirdi. Ortaöğretimdeki reformun ikinci ayağı olarak meslek liselerindeki kaliteyi arttıracaklannı kaydeden Bostancıoğlu, buradaki öğrencilerin sınavsız olarak meslek yûksekokullanna devamım sağlayacaklannı söyledi. Bostancıoğlu, bunun genel liselerdeki yığılmayı engelleyerek kaliteyi arttıracağmı savundu. Doğrutercih Bostancıoğlu, 1581 okul birincisinin hiçbir üniversiteyi kazanamayarak açıkta kalmasının ise eğitimdeki kalite düzeyinden değil "doğru tercih yapılamamasından" kaynaklandığını söyledi. Bostancıoğlu, "Öğrencinin ÖSS sonucu, ortaöğrefim başan puam bir de lise birincisi puam var. Tercihini bunlara göre yapacak. Ama otanası mümkün otanayan yerleri yazarsa, halk tabiriyle çok fazla uçarsa tabii ki açıkta kahr" görüşünü savundu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle