Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 31 AĞUSTOS 2000 PERŞEMBI
HABERLER
DÜNYADA BUGUN
ALİ StRMEN
Korsika Paris'iSallıyor
Paris'te nihayet beklenen oldu ve Jospin Hü-
kümeti'nin Içişleri Bakanı Jean Pieıre Cheve-
nement, Başbakan'ın Korsika planını onayla-
madığından, bu projeyi savunmayı üstlenmek
de istemediğinden, istifa etti.
Chevenement'nın hükümetten aynlması,
Jospin için heıtıangi bir bakanın istifasından
farklı. VatandaşHareketi'ninönderinin, "Laga-
uche au pluriel" diye ifade edilen çoğulcu sol
hareketin, verdiği desteğin de sarsılması anla-
mını taşıyor.
Doğrusu istifanın bu kadar uzaması bile ge-
rekmiyordu. Daha geçen ayın sonunda, Lionel
Jospin Korsika planını açıkladığında, küresel-
leşme, ABD'ye karşı uygulanacak politika, sos-
yal reformlar ve güvenceler gibi konulardaki gö-
rüşleriyle Sosyalist Parti'nin sol kanadında yer
alan Chevenement'nın Jospin ile yollannı ayır-
ması bekleniyordu.
Ama daha önce de iki kez içinde bulunduğu
, hükümetlerden şapkasını alıp gitmiş olan Che-
venement, mızıkçı bir görüntü vermek istemi-
ı-yor, Jospin de bu desteği kaybetmeyi içine sin-
diremiyordu. Bu yüzdendir ki istifa eylemi bir ku-
luçka dönemi geçirdi.
•
J
Üstelik Jospin'in, ekonomik alandaki başarı-
ları, ona Fransız kamuoyunda büyük bir popü-
larite sağlamıştı. ilkesel gerekçelerle daha ön-
ce iki kez istifa eden Chevenement da, bunlar-
- dan fazla bir siyasi getiri elde etmemişti ve şim-
di de soyutlanmaktan korkuyordu...
•••
~\ Ama alınan tavırlardan sonra, sonuç kaçınıl-
"Ynazdı. Üstelik ilk anda salvo atışı yapmayan
sağ muhalefet kamuoyundan gelen tepkileri
jjeğerlendirerek, Jospin'i Korsika konusunda
jsıkıştırmaya hazırlanırken, Cumhuriyetçilik ilke-
sinin ödünsüz savunuculan da Başbakan'a ağır
ve özde çok da haksız olmayan eleştinler yö-
neltiyoriardı.
" Bütün bunlann yanı sıra, Jospin'in daha pla-
" nını açıklamasının hemen ardından, aslında, ön-
ceden öngörülmesi hiç de zor olmayan zincir-
. leme talepler birbirini izleyerek Fransız kamu-
-oyunu sarsmıştı.
VUsace "lılar, Brötonlar ve Fransız Basklan da
- aynı şekilde, otonomi istiyorlardı ve Fransa'nın
devrımden bu yana gelenekselleşmiş (krallık
dönemınde öyleydi tabii) üniter cumhuriyetçi
laik yapısı artık tartışılmaya başlanıyordu.
Bu, toplumda tepki uyandırmaması mümkün
.olmayan bir gelişmeydi.
Nitekim tepkiler geldi ve hatta sosyalist par-
ti içinde, kimi söylentilere göre, hükümet sine-
sinde bile Jospin'in politikasına karşı homurtu-
lar artarken, olumlu ulusal ekonomik konjonk-
türe karşın Başbakan'ın popularıte grafiğinde i-
niş başladı. . . r
•••
Jospin planı dört yıllık bir dönemi kapsıyor. Şu
anda top Korsikalılarda, ama dördüncü yılın so-
nunda, anayasa değişikliği de gündeme geie-
cek. Bu arada henüz düşüncesini açıklamamış
olan Cumhurbaşkanı da er veya geç tavnnı net-
leştirecek; kısacası Fransa şimdiden başlaya-
rak Korsika sorununu ve ona bağlantılı olarak
kendi devlet yapısını tartışıp sorgulayacak.
Yıllardır Fransa'nın ayağında, iltihap yapan
ve bünyeyi tehdit eden bir diken olan Korsika
sorununa çözüm bulunması herkesin istediği
bir şey ve bunu deneyen çok politikacı oldu.
Ama Jospin'in ilk bakışta çok demokratik gö-
rünen önerileri, kâğıt üzerinde ne denli cazip
olursa olsun, acaba gerçeklerie bağdaşıyor
mu?
Bu sorunun yanıtı çok ilginçtir, dünkü Cum-
huriyet'in Chevenement'in istifasını veren dış
haberler sayfasında, hemen altındaki haberle
de ilgili.
ETA'nın Zamarruga Belediye Başkanı Manu-
el Indiano Azaustre'yi öldürdüğü haberi, aca-
ba etnik terörün en demokratik önlemlerle bile
çözülmeyeceğinin göstergesi mi?
Öyle ya! ispanya Franco sonrasında, son de-
recede demokratik yaklaşımla, Bask sorununa
eğildi ve Jospin'in telaffuz bile edemeyeceği
kapsamda bir özerk çözüm getirildi Bask ülke-
sine.
Ama aradan geçen bunca yıldan sonra bilan-
ço, dokuz ayda 12 ölü.
Ispanya'da Bask ülkesindeki bu durum, Fran-
sızların Korsika sorununa bakışını hiç mi etki-
lemeyecek, Jospin'in karşıtlarının savlannı hiç
mi güçlendirmeyecek dersiniz?
Medeni Yasa değişiyor
Gemici: Kadın haklan
çağdaş hale getirilecek
ALİAYAROĞLU
ZONGULDAK -
Devlet Bakanı Hasan
Gemici. Türk Medeni
Yasası'nın. değişen
ekonomik ve sosyal ko-
şullara uygun hale getı-
rileceğini, Meclis'in
açılmasıyla konunun
ele ahnacağını söyledi.
Gemici. sokak cocukla-
nnın korunması konu-
sunda devlet kadar aile-
lerin de sorumlu tutul-
duğunu belırterek, "Bu
çocuklan sokakta bek-
leyen riskleri tüm toplu-
ma anJatmak zorunda-
yız. Bunlar önce ailesin-
den. sonra da toplum-
dan kopuyor" dedi.
Hasan Gemici, Zon-
guldak'ta dûzenlediği
basın toplanhsında, ba-
kanlığı ile ilgili çalış-
malar konusunda bilgi
verdi. Gemici, Türk
Medeni Yasası'nın de-
ğiştirilmesi içinbaşlatı-
lan çalışmalann yeni
Meclis dönemine kaldı-
ğını kaydederek,'*1926
yüında yapdan Medeni
Yasa zamanın koşulla-
nnda dünyarun en çağ-
daş yasasrydı. Arük bu-
nun daha çağdaş hale
getirilmesi bekleniyor.
Değişen ekonomik ve
sosyal koşullar bunu ge-
rektiriyor. Bugünkü ya-
sa da eşlerden kan-koca
diye bahseder. Yeni ya-
sada ise eşlerden biri di-
ye bahsedecek" dedi.
Memurlarla ilgili düzenleme için ANAP grup karan alacak, MHP 'gerek duymuyor', DSP fire beklemiyoı
Ortaldar graplarmdari eıııiııANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) -
Hûkûmet ortaklan, memurlann
işten atılmasıru kolaylaştıran KHK
ile aynı icerikte düzenlemenin
TBMM'den geçirilmesi için
şimdiden hazırlığa başladı.
Başbakan Yardımcısı ve ANAP
liden Mesut Yılmaz grup karan
alacaklannı açıklarken MHP Genel
Başkan Yardımcısı Şevket Bülent
Yahnki, "Grup karanna gerek
olacağmı sanmryorum, bizbn
arkadaşlar ne yapacağmı bifir" dedi.
TBMM Başkanı Yıknrnn Akbuhıt
ise "KHK'nin TBMM'den
geçtnesmin kolay görünmediğini''
söyledi. Çankaya ile hükûmet
• ANAP lideri Yılmaz, KHK için parti olarak grup karan alacaklannı söylerken MHP Genel
Başkan Yardımcısı Şevket Bülent Yahnici, grup karanna gerek duyulmadığını bildirdi. TBMM
Başkanı Yıldınm Akbulut'a göre ise KHK'nin TBMM'den geçmesi kolay değil. PP Genel Başkan
Yardımcısı Veysel Candan, milletvekillerinin iradesine ipotek konulmak istendiğini ileri sürerek
"Meclis'te bu konu gündeme geldiğinde milletvekilleri de önemli bir sınav vereceklerdir" dedi.
arasındaki KHK restleşmesüün
ardından sorunun çözûmü
TBMM'ye kalırken KHK ile aynı
içerikteki tasannın en erken kasım
ayında komisyon ve genel kurul
gûndemine gehnesi bekleniyor.
Hûkümet ortaklan tartışmalı
düzenleme için şimdiden kollan
sıvadı. Özellikle ANAP grubunda
flre beklenirken Yılmaz grup karan
alacaklannı söyledi. ANAP'tan
başta Trabzon Milletvekili Eyûp
Aşık olmak üzere çok sayıda
milletvekili düzenlemeye karşı
olduklannı açıkça ortaya koydu.
DSP'den memurlann işten
atılmasıru kolaylaştıracak tasan ile
ilgili olarak ciddi fıre beklenmiyor.
Başbakan Bülent Ecevit de Istanbul
Milletvekili Rıdvan Budak dışında
itiraz görünmediğine dikkat çekti.
DSP'nin buna karşın grup karan
alabileceği bildirildi. MHP ise grup
karan almayı düşünmüyor. MHP
Genel Başkan Yardımcısı Şevket
Bülent Yahnici, "Grup karanna
gerek olduğunu sanmıyonım. Bizim
arkadaşlanmız ne vapacaklarmı
biiir, şuuriudur" dedi.
îktidar partilerinin grup karan alma
hazırhğı muhalefetin tepkisine yol
açtı. FP Genel Başkan Yardımcısı
Veysel Candan, "Miüetvekillerinin
iradesine ipotek konulmak isteniyor.
Bu, milli iradeyi hiçe sayan bir
yaklaşımdır. Meclis'te bu konu
gündeme geldiğinde milletvekilleri
de önemli bir sınav vereceklerdir''
diye konuştu. New York'ta yapılan
ulusal meclis başkanlan toplantısına
kaölan TBMM Başkanı Akbulut,
dûzenlemenin TBMM'den kolay
geçmeyeceği görüşünü ortaya
koydu. Akbulut, "KHK'nin içeriği
ryi izah edilebiUrse muhtemeldir,
gecebiür. Ama pek de öyle kolay
görûnmüyor'' dedi.
BM 'deki toplantıya Kavakçı'nın da çağnlması Washington'un teorisini yeniden gündeme getirdi
ABD 'Yesil Kusak'ta ısrarlıSERKANDEMtRTAŞ
ANKARA-ABD, Türki-
ye'den Çin'e kadar uzanan
bölgeye yerleşnrmeye çalış-
tığı"Yeşil Kuşak"ta ılunlı ts-
lam modelini uygulama po-
litikasını sürdürüyor. Was-
hington'un Türkiye kaynak-
lı politıkasının temelini
oluşturan Fethullah Gfilen
ABD'de yaşamını sürdürür-
ken, Amerikan yurttaşı
Merve Kavakçı'nın "önde
gelen dini lider" sıfatıyla
Birleşmiş Milletler(BM) hi-
mayesindeki toplantıya da-
vet edilmesi dikkat çekti.
CNN'nin kurucusu Ted
'Dırner'ın sponsorluğunda
BM Vakfı-Daha lyi Bir
Dünya adlı sivil toplum ku-
ruluşunun dûzenlediği zir-
veye katılan Kavakçı'nın,
türbanıyla TBMM'ye gire-
memesi üzerine başlattığı
uluslararası kampanyaya
destek alma amacında oldu-
gu kayâedikti.
Türkiye'nm ABD Büyü-
kelçiliği 'nin de yakından iz-
lediği zirvenin resmi bir ya-
nı olmaması nedeniyle her-
hangı bir gihşimde bulunul-
mayacagı bildirildi. Fethul-
lah Gülen'in 1.5 yıldır ba-
nndığı ABD'de, birsivil top-
lum örgütü tarafindan BM
bimayesinde düzenlenen
"Din ve Ruhani Liderier Mi-
lenyum Banş Zirvesi"ne
Türkiye'de büyük tartışma-
lar yaratan Kavakçı'nın da
çağnlması, Washington yö-
netiminin 199O'lı yıllarda
yaratmaya çalıştığı Yeşil
Kuşak teorisini yeniden
gündeme getirdi. ABD yö-
netırru, SSCB'nin dagılma-
sının ardından bağımsızhk-
lanna kavuşan Kafkas ve
Orta Asya ülkelerini; îran,
Afganistan ve Pakistan'dan
gelebilecek "şeriat tehdidi" r
ile Rusya Federasyonu ile Çin Cumhuri-
yeti'nden gelebilecek "sosyaiisttebdide''
karşı koyabilmeleri için ıhmlı tslam mo-
delini uygulamaya yönlendirdi.
RP'nin siyasi alanda ve Gülen grubu-
nun da bürokrasi, eğitim ve toplumun çe-
şitli katmanlannda güçlendığı Türkıye'yi
Orta Asya ve Kafkas ülkeleriyle yakın
ilişkileri nedeniyle Yeşil Kuşak politika-
sının merkezi olarak gören ABD, bu kap-
samda Gülen'i destekleme karan aldı.
Gülen'in Orta Asya cumhuriyetlerin-
de kurduğu okullan, ıhmlı Islamın ihra-
cında en önemli unsurlardan biri olarak
gören ABD yönetimi, bu konuda Türk
yetkilileri de yönlendirdi. Türk istihba-
rat örgütlerinin "rejim için tehlikefi" dc-
ğerlendirmesinde bulunduğuGülen gru-
DYPGene)
Başkanı Tansu
ÇiDer, Ankara
Şentepe Pazan
esnafau ziyaret
etti. ÇiDer,
hükümetin
kamu
çabşanlan,
işçiyuçiftçryive
djğer toplum
kesimierini
mağdur
etmesine karsm
"kimsenin
hiçbirşey
söytemeye
hakkıyok''
anlayışı
doğrultıısunda
bir politika
izJedigini
savundu.
(Fotoğraf: AA)
Tansu Çiller'den Başbakanlık'tan kaybolan tablolarla ilgili savunma
'Eserleriyangından kurtanhm'ANKARA(CumhuriyetBö-
rosa) - DYP Genel Başkanı
Tansu Çiller. başbakanlığı dö-
neminde Said Halim Paşa Ya-
lısı'ndan Başbakanlık Konu-
tu'na taşınan tablolardan ikisi-
nin kaybolması konusunda so-
rumluluk kabul etmezken
"1995 yıbndaki yangmdan hiç
değilse bu vesüeyle bu eşya ve
tablolar kurtulnmştur" dedi.
Başbakanlık Merkez Bınası
ve Başbakanlık Konutu'nda
paha biçilemez 8 tablonun kay-
bolmasıyla ilgili tartışma bü-
yüyor. Said Halim Paşa Yalı-
sı'ndan 1994 yılında Başba-
kanlık Konuru'na taşınan 2
tablonun da kaybolması nede-
niyle başbakanlık döneminin
soruşturma kapsamına alınabi-
leceği belirtilen DYP Genel
Başkanı Çiller, dün yaptığı
açıklamada. yalının 4 Kasım
1994 tanhinde Başbakanlığa
devredildiğine işaret etti.
Bu şekilde yalının Başba-
kanlık Konutu statûsüne geçti-
ğini kaydeden ve diğer Başba-
kanlık konutlanndan farklı bir
konumunun söz konusu olma-
dığuu savunan Çiller, "Anka-
ra'da Başbakanhk Konutu ge-
rek konut gerekse catasma ofisi
olarak kullanıhnaktaydı. O
gûnkû görevtiler Ankara'dakî
Başbakanlık Konuru'nun gö-
rünümü ve kullammı açısmdan
bazıeşyavetablolann Said Ha-
fim Paşa Yabsı'ndan Anka-
ra'daki Başbakanhk Konu-
ru'na getirilmesini önerdDer"
dedi.
Çiller, eşya ve tablolarla ilgi-
li olarak Devlet Arşivleri Genel
Müdürlüğü yetkililerince sa-
yım yapıldığını, naklin Başba-
kanlık şoforü tarafindan ger-
çekleştirildiğini ve rutanakla
Ankara'da Başbakanlık perso-
nelıne teslim edildiğini kayde-
tti.
Çiller, dün Kamu-Sen Genel
Başkanı Resul \kay'ı da kabul
etti. Çiller, burada yapüğı açık-
lamada Türkiye'de bütün ke-
simlenn patlama noktasma
geldiğini belirterek "Hfikûmet
toplumsalbanşı tehdit eder bir
dedi. Çiller, hükümetin kendi
yarattığı bunahmla devleti ki-
litlediğini ve "sfyaseti devlet-
leştirdiğini'' savundu.
bunun yurtdışında okul açabihnesi için
eskı Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel
de devreye girdi. ABD, Gülen'i "ulusla-
rarası bir dini lider" olarak yansıtabil-
mek için Hınstiyan ve Yahudi örgütleri-
nin temsilcılenyle de görüştürdü. Orto-
doks Fener Rum Patriği Bartholemeos ve
ABD Katolik cemaatinin lideri Kardinal
John O'Connor ile görüştürülen Gülen,
ABD'nin araya girmesiyle 9 Şubat
1998'de Hristiyan dünyasının lideri Pa-
pa ile Vatikan'da bir araya geldi.
Devleti ele geçirmek için cemaat üye-
lerinin izleyecekleri yolu anlattığı kaset-
lerin yayımlanması üzerine sağlık koşul-
lannı gerekçe göstererek ABD'ye sığı-
nan Gülen, 1.5 yıldır bu ülkede yaşıyor.
ABD'nin Türkiye Büyükelçisi Mark
Parris. gazetecilerin sorulan üzerine Gü-
len'in "suç işlemediği sürece ABD top-
raklannda yaşa\abileceğini'" kaydetti ve
ülkesinin Gülen'in ne karşısında ne de le-
hinde olduğunu söyledi.
ABD'nin ılımlı Islam modeli kapsa-
mında Gülen'den sonra kullandığı ikınci
aktörün Kavakçı olduğu gözlendi. Ka-
vakçı'nın babası Yusuf Ziya Kavakçı da
ABD'nin Teksas eyaletinin önde gelen
dini liderlerinden biri olarak tanınıyor.
Dallas Merkez Camii'nin imamı olarak
görev yapan Yusuf Ziya Kavakçı, Kuzey
Teksas Islam kuruhışlannda da yer alı-
yor.
Amerikan yurttaşj olmasma karşın
Türkiye'de FP'den milletvekili olarak
TBMM'ye girmeye çalışan Kavakçı, ça-
balannı uluslararası zemine çekmeye ça-
lışıyor. Kavakçı'nın, BM himayesinde
ancak CNN'nin kurucusu Ted Turner'ın
başkanı olduğu BM Vakfi-Daha lyi Bir
Dünya adlı sivil toplum örgütünce dü-
zenlenen zirveye "dünyanın önde geten
dini lideri" sıfatıyla çagnhnası, bu çaba-
lann sonucu olarak değerlendirildi.
1970'li yıllarda kurulan haber kanalı C-
NN, tüm dünyaya 24 saat yayın yaparak
Amerikan politikalannın yerleşmesine
katkıda bulunuyor.
Türkiye'nin ABD Büyükelçiliği'nin
de yaknıdan izlediği zirvenin, BM Genel
Sekreteri Kofi Annan'ın açılış konuşma-
sıyla başlamasına karşın sivil toplum ör-
gütünce düzenlenmesi nedeniyle resmi
girişimde bulunulmasının söz konusu ol-
madığı bildirildi. Zirveye, Türkiye gibi
çağnlmayan başka Müslüman ülkelerin
de bulunduğu belirtildi.
Parti rahatsız
FP'liler
Kavakçı'yı
savundu
ANKARA (Cumhuri-
yet Bûrosu) - FP'li Merve
Kavakçı'nın Birleşmiş
Milletler (BM) himaye-
sinde düzenlenen din zir-
vesine ABD'yi temsilen
katılmasıyla ilgili tartış-
malar sürerken FP'den
Kavakçı'yı savunmaya
yönelik açıklamalar ya-
pıldı.
FP Genel Başkanı Re-
caiKutan. "Kavakçı ABD
vatandaşı ise bize söyleye-
cekbirşey kahnıyor" der-
ken Genel Başkan Yar-
dımcısı Veysel Candan,
"Kavakçı ABD'yi de Tür-
krye'yi de temsfl edebüir,
niye etmesin" şeklinde
konuştu.
Türkiye'den kimsenin
davet edilmediği toplan-
tıya TBMM'deki türban
şovunun ardından izinsiz
ABD yurttaşı olduğu or-
taya çıkınca Türk yurttaş-
hğından çıkanlan FP'li
Merve Kavakçı'nın
ABD'yi temsilen katıl-
masıyla ilgili tartışmalar
FP'lileri rahatsız etti. FP
Genel Başkan Yardımcısı
Candan, dün dûzenlediği
basın toplantısında bu ko-
nudaki sorulara sinirlene-
rek "Ne sakıncası var?
Bunu hükümet değerlen-
dirsin. Bir vatandaş ola-
rak davet edilmiş. Davet
edenle davete kablanın
terdhi" dedi.
FP Adıyaman Milletve-
kili Dengir Mir Fu-at da
Kavakçı'nın davramşmda
hıçbir çelişki bulunmadı-
ğını savıınarak "Çelişki
Kavakçı'da değil Türkiye
Cumhuriyeti'ndedir" de-
di.
FP Genel Başkam Re-
cai Kutan ise Kavakçı'nın
BM himayesindeki top-
lantıya katılmasını nasıl
değerlendirdiğinin sorul-
ması üzerine, Kavak-
çı 'nın hangi ölçütlerle da-
vet edildiğini bilmediğini
söyledi.
Tûrkiye'de bir kesimin
Kavakçı 'nın ABD yurtta-
şı olduğu konusunda "ıs-
rar" ettiğıni belirten Ku-
tan, "O zaman ABD va-
tandaşı ise bize söyleyecek
bir şey kalmıyor. Ozaman
Amerikaular dûşünsün.
Türk vatandaşıolarak da-
vet ettilerse söylenecekşey
farkhdır'' diye konuştu.
Slstemi sorgulayan Milli Eğitim Bakanı Metln Bostancıoğlu, sınıf geçme barajının yükseltileceğini söyledi
'Ortaö e yeniden yapılanma olacak'
EBRUTOKTAR
ANKARA - Öğrenci Seçme Smavı
(ÖSS) sonuçlannda genel lise
öğrencilerinin sadece yüzde
28.1 'inin başanlı olması ve genel
liselerin en başansız okul türleri
arasında yer almasını değerlendiren
Milli Eğitim Bakanı Metin
Bostancıoğhı, ortaöğretimde
kapsamlı bir reform yapacaklannı
söyledi. Bostancıoğlu, "Arük, smıf
geçeyim de ne olursa olsun devri
kapamyor. ÖSS için artık okulda
başanh değil, çok başarüı olmak
önemli olacak" dedi.
Bostancıoğlu, 2000 ÖSS sonuçlarmı
değerlendirdi. Anadolu, fen ve
Anadolu öğretmen liselerinin en
başanlı okullar olmaJannı "doğal
kabul eden" Bostancıoğlu, "Çûnkü
Anadolu liseleri, fen Kseleri ve
Anadolu öğretmen liselerinin
öğretmenleri sınavla seçiüyor. Bu
okuDarm öğrencüeri de zaten sınavia
giriyor. En zeki ve başanh
öğrencilerin okuduğu bu okuflann
ÖSS sonuçlan sıralamasında ilk
sırada yer alması çok normal*' dedi.
"Şimdi genel lise tabir ettiğimiz
liselerin durumunu
değerlendirmemiz gerekir.
Genel üselerde okuyan çocuklar.
Anadolu ya da fen liseleri suıavlanna
girip başanh ohnamış öğrencfler"
diyen Bostancıoğlu, daha önce
öğretmen politikasındaki
yanlışlıklar nedeniyle genel
liselerdeki eğitimin kalitesinin
düştüğûnü de kabul etti.
"OkuDar, yantaş ve geç uygtılanmış
öğretmen poKtikalanndan her yıl
daha çok kurtuluyor" görüşünü
savunan Bostancıoğlu, öğretmen
lisesi sayısınm 96'ya ulaştığına da
işaret etti. Bostancıoğlu,
"Buradaki öğretmenler, öğretmerdik
ideaüyle yetiştirüıyor. Öğretmen
lisesi öğrencilerinin yüzde 56.7'si
ÖSS'de başanh. Bunlar önemli
veriler" dedi.
Bostancıoğlu, ortaöğretimdeki
yeniden yapılanmamn ilk ayağı
olarak yönetmelık değişikliğiyle
smıf geçme barajını 2 puandan 2.5
guana çıkaracaklannı belirtti.
Oğrenciler arasında yaygın olan
"5'ten şaşma 6'yı aşma" anlayışmm
değişeceğini kaydeden
Bostancıoğlu, "Geçer not, arnk
yeterli ohnaj'acak. Oğrenciler, çok
çahşsın. Suufi gecejim de ne olursa
olsun anlayışmı bıraksın. Artık
okulda başanh değil, çok başanh
oünak önemü olacak" dedi.
Bostancıoğlu, ÖSS birincılerinin
okullanyla değil, gittikleri
dershanelerle öne çıkmalaruıı da
"Biz reklam yapmryoruz. Ama
öğrencfler de reklam araa ohnamah.
Dershanelerin. öğrencikrimizi
kuflanmasınj engeOeyecegiz''
görüşünü dile getirdi.
Ortaöğretimdeki reformun ikinci
ayağı olarak meslek liselerindeki
kaliteyi arttıracaklannı kaydeden
Bostancıoğlu, buradaki öğrencilerin
sınavsız olarak meslek
yûksekokullanna devamım
sağlayacaklannı söyledi.
Bostancıoğlu, bunun genel
liselerdeki yığılmayı engelleyerek
kaliteyi arttıracağmı savundu.
Doğrutercih
Bostancıoğlu, 1581 okul
birincisinin hiçbir üniversiteyi
kazanamayarak açıkta kalmasının
ise eğitimdeki kalite düzeyinden
değil "doğru tercih
yapılamamasından"
kaynaklandığını söyledi.
Bostancıoğlu, "Öğrencinin ÖSS
sonucu, ortaöğrefim başan puam bir
de lise birincisi puam var.
Tercihini bunlara göre yapacak.
Ama otanası mümkün otanayan
yerleri yazarsa, halk tabiriyle çok
fazla uçarsa tabii ki açıkta kahr"
görüşünü savundu.