25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 1 AĞUSTOS 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER tstanbul'daki sabıkalı hırsız sayısı 40 bini aşmış durumda. Polise göre cezalar yetersiz 'Kapkaç' terörü r ALPERTURGUT Istanbul 'da sayılan sürekli artan ce- teler ve şebekeler "adti suç"ta patla- ma yaşanmasına yol açıyor. Hatta kentin pek çok noktasmda hırsızlık mallaruun satıldığı pazarlar oluşmuş durumda. Yaralanmalara hatta ölüm- lere neden olan kapkaç çetelen ile son dönemde "iykfcniyiye" organıze olan hırsızlık çetelerine karşı herhangi bir önlem alınmaması ve özellikle yolda yürürken çantalan ya da telefonlan gasp edilen insanlann karakollara başvurduğunda "Bizün yapabileceği- miz bir şe> yok. Parayı alır, çantanpı nasıl olsa atarlar" sözlerıyle karşüaş- ması, "İstanbul sahipsiz mi" sorusu- nu gündeme getiriyor. îstanbullu yolda yûrûrken, otobüs duraklannda beklerken, pazar yerle- rinde alışveriş yaparken son dönem- lerde ıyice organize olan hırsızlık, kapkaç ve yankesicilik çeteleriyle karşı karşıya kahyor. Birçoğu yara- lanmalarla biten kapkaç terörü nede- niyle yurttaşlar rahatsızlıklannı dile getiriyorlar. Önceki yıllarda sayılan daha az olduğu için polis ve yurttaş- larca tanınan ve basit yöntemlerle hır- sızlık yapan bu kişiler, artık gruplar halinde ve profesyonel olarak hırsız- lık yapıyor. Küçükçekmece, Ataköy, Üsküdar, Kadıköy, Şişli, Maltepe, Be- yoğlu, Beşıktaş, Eminönü, Fatih ve Büyükçekmece çok sayıda "adli suç" çetelerinin "drit atüğj" yerleşim bi- rimlerinin başında geliyor. Genellikle çalıntı otomobille "işe çıkan" ve kurbanlannı çoğunlukla 'Cebinizisıksıkkontroledin'Emniyet Genel Müdürlüğu Asa- yiş Daire Başkanlığı, "sokak eşkı- yahğT olarak da bilinen kapkaç, gasp, hırsızlık, yankesicilik ve do- landıncılığa karşı uyanlarda bulu- nurken yurttaşlar, "Oneri istemiyo- nız, çözfim istiyoruz" diyerek tepkı- lerini gösteriyor. Polise göre uyulması gereken ön- lemler: # Sabıkalı hırsız, daha önce em- niyerte kayıtlan olduğu içın olay ye- rinde bıraküklan parmak izlerinden teşbis edilebdiyor. Bu nedenle hır- sızhktan sonra olay mahallinde hiç- bir şeye dokunulmamaiı. # Ceplerinizi zaman zaman kontrol edin. # Otobüs ve dolmuşlara biniş- lerde, pazar yerinde, maçlarda baş- kaian tarafindan itildiğiniz anlarda elinizi cebinıze götürmeyi ve çan- tanızı kontrol etmeyi alışkanük edi- nin. # Cüzdanınızda fazla para bu- lundurmayın. Para yerine kredi kar- tı, çek gibi ödeme araçlannı kullan- mayı tercih edin. Para ve cüzdanı- nızın çekilmesi için uygun yerin pantolon arka veya yan cepleri ol- duğunu unutmayın. # Küçük çocuklannızı takmış ol- duklan bilezik, küpe ve kolye gibi süslü eşyaları ile dışanya gönder- meyin. # Ahşverişlerinizde tanımadığı- nız kişilerden almış olduğunuz çek- lerin çalıntı olabileceğını göz önün- de bulundurarak ılgih bankaya so- run. # Ozerinizde büyük miktarda para taşımanız gerekiyorsa birkaç parça halinde emniyetli yerlerde ta- şıyın, bu esnada adres sormak, pa- ra bozdurmak gibi bahanelerle size yakiaşan tanımadığuuz kişilere kar- şı dikkatli olun. 0 Kalabalık yerlerde yüksek miktarda nakit paranız oldugunu göstermeyın, aksi halde gaspçılann hedefı olursunuz. tenha bölgelerde yürüyen kadınlar- dan seçen kapkaç çeteleri üyelen, al- kol, tiner, hap veya esrar kullanıyor. Hatta ruhsatsız tabanca, bıçak, jilet gibi ateşli ve delici silah taşıyan bu çe- teler, polis ekiplerine saldırmaktan bi- le kaçınmıyor. örneğin 5 kişilik bir çete, 133 otomobil çalarak bu otomo- billerle 34 ayn kapkaç olayı gerçek- leştirebiliyor. Polis bölgesinin dışın- dakı jandarmanın kontrolü altındaki alanlarda da, tecavüz eden, çok sayı- da kişiyi yaralayan ve hatta öldüren gasp çeteleri "hüküm" sürüyor. ts- tanbul, 67 eve girerek hırsızlık yapan ve çaldığı eşyalan arkadaşlanna he- diye eden hırsızlardan, 6 ayn işyerin- den hırsızlık yapan sağır ve dilsiz hır- sızlara ve işsiz olduğu için cezaevine girme amacıyla hırsızlık yapanlann aralannda bulunduğu çok çeşitli hır- sız gruplannı banndınyor. Kapkaç olaylan yaşayan yurttaşlar "İstanbul sahipsiz mi" diye sitem ederken "Her evinkaptsına bir polisdiküse bik otay- larm önfine geçilemejeceğmi" vurgu- layan emniyet yetkilılen, "Hırsızhk olaylanna karşı tedbirierin tophımsal olarak alınması gerektiguıi" belirti- yorlar. İstanbul polisinin kayıtlanna göre, kentte 40 bini aşkın sabıkah hırsız bu- lunuyor. tstanbul'da, geçen yıl 9 bin 662 ev ve 7 bin 908 işyeri olrnak üze- re 17 bin 570 hırsızlık suçu işlendi. Hırsızlık olaylarından sadece 1857 ev ve 1985 işyeri hırsızlığı olayı aydın- latıldı. Olaylann failleri olduklan tes- pit edilen 3 bin 441 kişi de yakalana- rak adli makamlara sevk edildi. Yurttaşlar, Çevik Kuvvet Şube Mü- dürlüğü'nden ilçe asayiş bürolan ve asayiş ekiplerini desteklemek ama- cıyla 875 kişilik destek grubu çıkaran İstanbul polisinden. "Geçici ve kısmi değU, kahcı çözümJer bulmasmT ısti- yor. İstanbul Emniyet Müdürlüğü yet- kilileri, organize suçlar, terör, cina- yet, mali ve narkotik gibi ağır suçlar- da polisin çok iyi organize oldugunu ve başanlı sonuçlar elde ettigini an- cak mala karşı işlenen küçük suçlar- da daha organize olmak için çalıştık- lannı kaydettı. Kapkaç, hırsızlık, gasp, dolandıncılık ve yankesicilik gibi suçlar sadece Istanbullulann "korkulu rüyas" değil. Ankara, An- talya, Adana ve Izmir gibi büyük kentler de çetelerle uğraşıyor. Izmir Emniyeti, son 20 yılda, kentte 117 bin hırsızlık olayı meydana geldiğini, olaylann faili 107 bin sanığın ceza- landınldığını, 10 bin faili meçhul hır- sızlık olayının ise aydınlatılmayı bek- lediğini vurguluyor. Çeşitli illerde emniyet müdürlük- leri, hazırladıklan "Kapdanmıza hır- sızlanı kapatahm" ve "Hırsızhk, do- buıdıncıhkveyankesicitikten nasıl ko- runuhır" gibi broşürlerle halkı bilinç- lendirmeye çalışırken yurttaşlar, "Po- iis, can ve mal gfivenüğimizi koruma- sı gerekirken broşür bastırarak topu bizierin üzerine aûyor" diye konuşu- yorlar. Hırsızlara ve onlann çaldığı malla- n bilerek satın alanlara verilen ceza- lann caydıncı olmamasından yakınan güvenlüc güçleri, cezaevine giren hır- sızın içeride gruplaştığını ve dışan daha profesyonelleşmiş bir şekilde çı- karak eski hayatına geri döndüğünü belirtiyor. Çalıntı mallan bilmeyerek satın alanlara hiç ceza verilmediğini, bilerek satın alanlara ise 7 gün hapıs cezası verildiğini belirten polis yetki- lileri, cezalann arttınlmasuıın caydı- ncı olacağını belirtiyor. . » • Yurttaşlar, Şişli Belediye Başkanı'nın görevini kötüye kullandığını savunuyor Sarıgül Iıakkuıda \aliliğe şikâyet YEŞİMGÜL Şişli Belediyesi binasına yaklaşık 100 metre uzaklıkta bulunan Kasap ve Müsefles sokaklannda işyeri bu- lunan 95 yurttaş, Şişli Belediye Baş- kanı Mustafa Sangül'un, 1987 yılın- da yol yapılmak üzere belediyeye devredilen iki katlı binanın yıkımı- nı durdurarak bu alanın kullanımıru özel bir bankaya vermek suretiyle görevini kötüye kullandığını öne sü- rerek, tstanbul Valiliğj'ne şikâyet di- lekçesi verdıler. — — ^ ^ — Şişli Belediye Baş- kanı Mustafa San- gûL, yıkunın yapıl- ması için "büyök paraya" ihtiyaç ol- dugunu, yurttaşla- nn bunu karşılama- sı halinde binanın yıkunını hemen gerçekkştirebilece- ğını söyledi. Valiliğe yaptıkla- n şikâyet başvuru- sunda, "önceki be- lediye yönetimi dö- neminde alınan ka- rar gereği, tstanbul 1 No'hı tdare Mahkemesi'nin Esas 1998/937 ka- rar 1999/145 ve Danıştay 6. Daire Başkanağı'nın 1999/ 3159 sayıfa ka- rarian doğrultusunda" elektrik ve sulan kesilen iki katlı binanın yıkı- mının durdurulduğunu söylediler. Binanuı yıkıhnasınm, söz konusu 2 sokağın büieşmesini sağlayacağını savunan yurttaşlar, "ŞişH Belediye Raşkanı hıımnın kııHamrmnımti bir bankaya \ererekgörevini kötüyekul- lanmışnr" dediler. Valiliğe yaptıklan başvunıda, ya- ya kaldınmlannın olmaması nede- niyle araç yolundan yürümek zonm- ^ işyeri bulunan 95 yurttaş, Belediye Başkanı Sangûl hakkında, 1987 yılında yol yapılmak üzere belediyeye devredilen iki katlı binanın yıkımuu durdurarak kullanımını özel bir bankaya verdiği gerekçesiyle valiliğe şikâyet dilekçesi verdi. Sangûl ise yıkımın gerekli paranm sağlanamaması nedeniyle yapılamadığını söyledi. da kaldıklannı da ifade eden yurttaş- lar, tt ŞişfiBetediyeBaskaıüığı,yol>^- pılinaközere belediyeye beddsiz terk ettiğtmiz yerleri amaa dışında özel kişive knruluşlara peşkeş çekmekte- dü-" dediler. Sokaklanndakı parko- mat uygulaması ve vergılerden elde edilen gelirin "başka yeriere sarfe- dâdiğini' 1 öne sürenyurttaşlar, 4 met- re genişltğe sahip sokaklannda, par- komat uygulamalan nedeniyle he- men hemen her gün olaylar yaşandı- ğını belırterek başvurularında özetle — — — ^ ^ — şugörüşlereyerver- diler: "Sokaklan- nuzda asayiş sağla- namamaktadır. In- sanlar dövfibnekte vesfiahlarçekfinıek- te, sokaklanmız Amerika'nın Teksas bölgesini aıumsat- maktadu*. Yaya yol- ianna taşarak işgal edilen yerierin yıkı- larak kakunlmasnu ve imar yoht istika- metinde kalan yerte- rin yıküarak yoflan- ""*""^—•» nıızın acdmasnu, tretHvananmıznı yapıhnaânı, trafik tabelelaruun konubnasuu ve trafik denetiminm yapdarak sokakfanmız- da huzurun sağtanmasmı istiyoruz." Şikâyet dilekçesiyle ilgili görüş- lenne başvurduğumuz Şişli Beledi- ye Başkanı Mustafa Sangûl ise söz konusu binanın yıkılması için "bü- yük paraya" gereksınim oldugunu belırterek, "IVbddiaçıdanensorun- lu, en borçlu bekdiyelerdeıı birryiz. Bu yurttaşlar yıkun ve yol masrafi- nı karşüarlarsa hemen yıkanz. San- gül döneminde kimseye peşkeş çekfl- mez. Adamı olanın değU,hakederan işiyapuır'' diye konuştu. Yurttaşlar, ŞişüBeledrye Başkanı Mustafa Sangül'ûn, 1987yı- hnda yol yapılmak üzere belediyeye devredilen iki kaöı bina- nın yıkunını durdurarakbu alanınkullanımınıözel bir banka- ya vermek suretiyle görevini kötfiye kullandığını savunuyor. Cepte 2. el piyasası Hırsızlann yeniadresi deprem bölgesi İstanbul, emniyet bı- rimlerinin Üstiin' gayret- leri sonucu organize suç örgütlerinden kurtulma yoluna girerken hırsızhk ve kapkaç gibi suçlarda görülen artış, kentte ya- şayan insanlann tepkisı- ni çekiyor. Varlıkh kişile- rin yaşadığı semtlerde ev hırsızlığı, Beyoğlu ve Eminönü gibi iş merkez- lerinin çoğunlukta bulun- duğu bölgelerde işyeri hırsızlığı, ara sokaklan çok ve karanlık olan, park yeri olmayan yerle- şim merkezlerinde ise otomobil hırsızbğı yaşa- nıyor. Ceptelefonugozde Yankesicilik, kapkaç, dolandıncılık ve gasp gi- bi suçlar ise bölge gözet- miyor. Emniyet yetkilile- rinin de üstünde durduğu bilinen bir gerçek var. Cep telefonu hırsızlığı ise hırsızhk ve kapkaç şebe- kelerinin son "göâdea". Asayiş Şube Müdürlüğü ile ilçelerdeki asayiş bü- ro amiıüklerine bağlı gü- venlik güçleri, düzenle- dikleri operasyonlar so- nucu, piyasa değeri mil- yarlarca lirayı bulan cep telefonu, televizyon, ziy- net eşyası, telsiz, oto teyp ve müzık seti gibi çalıntı eşyalan sab^plerine iade ediyör. Andak ele ğeçiri-' lemeyen çok sayıda eşya ise 2. el piyasasında satı- şa sunuluyor. Yurttaşlar, 2. el piyasasının denetle- nemediğini, 100 milyon liralık çalmtı cep telefon- lannuı 25-30 milyon lira- ya sahldığı için 2. el piya- sasına "korkunç" bir ta- lep oldugunu vurgulu- yorlar. Oto hırsızlıği Deprem bölgeleri ise bjrsızlık şebekelerinin ye- ni adresi. 7.4'lük Marma- ra ve 7.2'lik Düzce dep- remlerinde ağır hasara uğrayan araçlan düşük fı- yata satın alan çeteler, bu araçlann motor ve şasi numaralannı yurt gene- linde çaldıklan otomobil- lerde kullanıyor. Oto hır- sızlığı çeteleri, belgele- rinde değışiklikyaptıktan sonra otolaın satıyor. Dep- rem bölgesinde, evleri yı- kılmayan ancak korktuk- lan için evlerine gireme- yen yurttaşlar da hırsızlık çetelerinin "gazabına" uğruyor. Depremde Çı- narcık'ta yaptırdığı ko- nutlan yıkılan müteahhit VeH Göçer'ın ınşaatından malzeme çahnaya kalkı- şırken yakalanan hırsızlar da bulunuyor. Yargıtay, Cumhuriyet gazetesi ve Çetinkaya'nın Utku'ya tazminat ödemesi karannı bozdu Uıııit Utkıı, tazmınat davasım kaybettiİstanbul Haber Servisi - Yar- gıtay 4. Hukuk Dairesi, İstanbul 5. Asliye Hukuk Mahkeme- sı'nin Cumhuriyet Gazetesi Ge- nel Yayın Koordinatörü Hflanet Çetinkava'nın eski Kıbns Türk Hava Yo'llan (KTHY) Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Utku'ya 750 milyon lira manevi tazmi- nat ödemesi yönündeki karan- ra bozdu. Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Koordinatörü Hikmet Çetinkaya'nın 29 Mart 1997 ta- rhinde "Poütika Günlüğü" kö- şesinde yer alan "KTHY ve THY" başhklı yazısuıda yayın \oluyla kişilik haklanna saldı- rJdığını öne süren eski KTHY Yönetim Kurulu Başkanı Ümit l'tku ve KTHY Limited Şirke- t, 10 milyar lira manevi tazmi- nat istemli dava açmıştı. Daha sonra KTHY, açtığı davadan vazgeçmişti. Davanın görüldü- ğü Tstanbul 5. Asliye Hukuk Mahkemesi, Çetinkaya ve Cumhuriyet gazetesinin, açtığı davayı sürdüren Ümit Udcu'ya 750 milyon lira manevi tazmi- naö faiziyle birlikte ödemesini kararlaştUTnışü. Mahkeme ge- rekçeli karannda, davacı K- THY ve Ümit Utku hakkmda sürekli olarak basın yayuı or- ganlannda eleştiriler yayımlan- dığını, Ümit Utku adının aksak- lıklar ve yolsuzluklar içerisinde geçtiğini kaydetmişti. Gerekçe- li kararda, bu konuda Başba- kanlık Teftış Kurulu'nca rapor düzenlendiği ve Ümit Utku hakkında "Hususi evrakta sah- terilik" ve "Hizmet nedeoi>k emniyeti kötüye kuUanmak" suçlarından dolayı dava açıldı- ğına değinilmiş, devlete ait ha- vayollan şırketindeki aksakhk- lar ve yolsuzluklan dile getirip yetkilileri göreve davet etmenin ve kamuoyunu bilgilendirmesi- nin basının görevi olduğu belir- tilmişti. Ancak mahkeme, "Bu unsurlar buhınsa dahi haber ve yazmm, eleştirinin verüiş biçi- mindeki üslup ve tarz, kişiUk haklannı zedekyeci olmamab- dır" diyerek "dava konusu ha- berde de özellikle kime ait oldu- ğu belii olmayan bir mektuba itişkin yaymla" kişilik haklan- nın ihlal edildiği sonucuna var- mıştı. Karann ardından Ümit Utku, Cumhuriyet gazetesi ve Hikmet Çetinkaya'nın, faizle- nyle bırlikte 1 milyar 725 mil- yon lira ödemesi için icra taki- bine geçmişti. Karann temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargı- tay 4. Hukuk Dairesi'ne gönde- rihnişti. Dosyayı inceleyen Yar- gıtay 4. Hukuk Dairesi, karan yerinde bulmayarak bozdu. Yar- gıtay'ın karannda dava konusu olan yazıda, Ümit Utku hakkın- dakı iddia ve suçlamalara ilişkin bir mektup ve bir gazetecinin açıklamalarından söz edildiği ifade edilerek yazıda bu konu hakkında açıklama beklendiği- nin belirtildiği kaydedildi. Yar- gıtay ilamında şöyle denildi: "Dosyadaki bilgi, belge ve açıklamalardan ve bilhassa 27 Ocak 1998günlü iddianame ör- neğinden, olavia ilgüi olarak da- vacı ve diğer şirket çahşanlan hakkında Başbakanhk Tefüş Knrulu raporu ve mali tabtola- n denetlemeile şirketin yönetim raporlan sonucunda sahte özel belge düzenleme, kuüanmak, hizmet sebebiyle emniyeti suiis- timal suclan nedeniyle kamu davas açıkhğı, iddianamenin 7. paragrafinda yer alan ve kirala- mayaUişkinsuçlamaileonuncu paragrafinda yer alan uçak alımlanyla şirket kayıtlanna ilişkin suçlamanın dava konusu yaymda iddia biçiminde yer al- dığı, suç taribi ile hazırhk soruş- turmasmm yapıldığı tarih göze- tildiğinde >'aym tarihi ile uyum içinde bulunduğu anlaşümakta- dır. Basuun haber verme hakkı gerceklik, günceüik, kamu ya- ran, toplumsal ilgi, konu Oe tfa- de arasında düşünsel bağtıhk te- mel kuraüan ile suurtıdır. Ger- çeklik jomut gerçekliğJ değil, olaym haberverfldiğiandaki be- lirisbicimineuygunlukşeJdinde anl»plm»q gerekir. Somut olay itibanyla yaym gününde davaa hakkında kküanameye konu olan birden fazla rapor düzen- lendiği, soruşturma başlaoldığı açıknr. Soruşturma sonucu acı- lan ceza davasuıın derdest bu- lunduğu anlaşumaktadır. Dava- ya konu yaymda bdirtilen iddia ve suçlamalaria, hazuiık soruş- turmasma konu olaylann ben- zeıük ve uyum içinde bulundu- ğu nedeniyle yayının, yayuı gü- nündeki dunımu yansıtügı ve olaym o andaki befiriş biçimine uygun bulunduğu kabul edile- rek davanın reddi gerekirken mahkemece kabulünekararve- rümesibozmayı gereknrmiştir." ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Büyük Taarruz ve Uhısa Saygı (1) Dün, "Zafer Sayram/'mızın 78. yıldönümü idi. Tüm ulusumuza kutlu olsun. Türkiye Büyük Millet Meclisi ordulannın 26 Ağustos 1922'de başlayan karşı saldınlan; birkaç yüzyıldan beri, "Doğu "dan 'Sar/"ya doğru yapılan ilk saldın idi. Gerçekten; kapitalist emperyalizmin "sultası" attına almak istediği "Doğulu" bir utus, ilk kez si- lah gücüyle bunu engelliyor ve diğer "mazlum mil- letlere" de örnek oluyordu. Büyük Taarruz'dan kısa bir süre önce Mustafa Kemal, Iran Büyükelçisi'nin Ankara'ya gelmesi nedeniyle yapılan bir toplantıda şunlan söylüyor- du: (Söylev ve Demeçler, 1959). "Türkiye'nin bugünkû mücadelesi; yalnız ken- dinam ve hesabına olsaydı, belki daha kısa, da- ha az kanlı olur ve daha çabuk bitebilirdi. Türki- ye azim ve mühim bir gayret sarfediyor. Çünkü müdafaa ettiği, bütün mazlum milletlehn, bûtün şarkın davasıdır..." Ve 26 Ağustos sabahı Türkiye Büyük Millet Mec- lisi ordulan, bütün mazlum milletier adına, bütün "şark" adına saldınya geçiyordu. Doğudan batıyâ doğru... ! (Yukardaki satırlan, 1984 yılında "Yazko Edeblr yat" dergisine yazdığım bir yazıdan almıştım. Ayl- nı yazıya bağlı olarak sürdürüyorum.) Anadolu'daki Yunan ordusu; gerek sayı ve ge - rekse silah bıkımından, TBMM ordulanndan daha geride değildi. Sakarya'daki hezimet sonrasındh bozulan moralleri de, önemli ölçüde düzelmişt. Ancak iki ordu arasında temel bir fark vardı. O?j- dulardan birisi; kendi topraklannda, kenditopralf lannı ve kendi insanlannın özgürlüğü ve bağımsı^ yaşama hakkını kurtarmak için savaşmaktayd). Diğer ordu ise, gerçekleşmesi olanaksız bazı h^- yaller için savaşıyordu. Ve bu savaşı kimin kazsj- nacağı açıkça belliydi. ; 26 Ağustos'ta başlayan saldın, 30 Ağustos'tp Yunan birliklerinin Dumlupınar'da çembere alın- masından sonra, 9 Eylül'de Izmir'de sona erd. Mustafa Kemal, arkadaşlanna, saldınya başladık- tan sonra 15 gün içinde Izmir'e gideceklerini söyi- lemişti. Sözünü fazlasıyla tutmuş oluyordu. ! Bu noktada değınmek ıstediğim çok önemli bir konu var: Mustafa Kemal'in "ulusuna" ve ulusun temsilcisi olan, "Türkiye Büyük Millet Mec//s;"n)B duyduğu saygı... Gerçekten; Mustafa Kemal, yaşamının her aşa- masında, her konuda olduğu gibi, bu büyük zafe- ri de kendinin değil, "ulusun" ve ulusun temsilci- si olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin bir za- feri olarak değerlendiriyordu. Zaten saldınnın baş- ladığı ve Afyon'un gen alındığını TBMM'ye bildir- diği ilk telgrafında bıle, başan nedeniyle "Büyük Meclis"\ kutlamaktadır: (.. Telgraf ve Beyanname- ter, s. 447). Türkiye Büyük Millet Meclisi ordulannın müs- tesna kıyrmt ve Kabniyetl nedeniyle, Meclıs-ı Ali'yı tebrik ederim." Dumlupınar zaferi kazanıldıktan sonra ordulara yayımladığı bildirgede de şu satırları okuyoruz: "Afyonkarahisar, Dumlupınar Büyük Meydan Muharebesi'nde, zalim ve mağrur bir ordunun anasın asliyesini, inanılmayacak kadar az bir za- manda imha ettiniz. Büyük ve necip milletimizin fedakâriıkianna layık olduğunuzu ispat ediyorsu- nuz. Sahibimiz olan büyük Türk milleti, istikbalin- den emin olmaya haklıdır..." Doğrusunu isterseniz, günümüz açısından ol- dukça ağır bir dil. Fakat "üslup mükemmelliğini" bozmaya kıyamadığım için olduğu gibi bıraktım. Bu bildirgede dile getirdiği "sahibimiz olan büyük Türkmilleti" rfadesi de, son dereceanlamlıdır. Ger- çekten; günümüzde, kendini Türk milletinin sahi- bi sananlara, çok önemli bir uyandır. Zaten aynı gün (1 Eylül 1922) ulusa yayımladığı bildiride de şu satırlan okuyoruz: "Büyük Asil Türk Milleti, Garp cephesinde 26 Ağustos 1922'den beri başlayan taarruz harekâtımız, Afyonkarahisar, Al- tuntaş, Dumlupınar arasında büyük bir meydan muharebesi halinde beş gün, beş gece devam et- &'... Zalim ve mağrur düşman ordusunun temel gücü (anasın asliyesi), akıllara dehşet verecekke- sinlikle imha edildi... Ismi; özellikle milletimizin bi- lincinden, ezeli ve ebedi olan imanından vücut bulan ordulanmızı, fedakârlıklara layık olarak size takdim ediyorum. En büyük kumandanından en genç neferine kadar ordulanmızda hâkım olan fi- kir, milletin gösterdiği vazife uğrunda şehitolmak- ttr. Bunu savaş meydanlannda yakından gözleye- rek, büyük milletime haber veriyorum. Milletin rey ve iradesine dayanan her işin sonucunun, millet için hayır ve saadet olduğu sabittir." Büyük Taarruz ve sonrasıyla bağlantılı olarak, Mustafa Kemal'in ulusa ve TBMM'ye olan saygı- sını, cumartesi günkü yazımda sürdüreceğim. Bursa 2. idare Mahkemesi CorgUl'in nıhsatı iptal edildi BURSA (Cumhuri- yet) - Bursa 2. tdare Mahkemesi, Iznik Gö- lü havzasında yaptınlan Cargill Mısır Işleme Fabrikası'na Bursa tl İdare Kurulu tarafından verilen nıhsatı iptal et- ti. Cargill Firması'nın Türk mahkemelerinin kararlarına uymadığını belirten DSP Bursa Milletvekili AH Araba- a, "Türkiye müstemle- ke (sömürge) değildir. Yargı karannı vermiştir ve bu karar herkesi bağ- lar" dedi. Orhangazi- Iznik ara- sında 19 bin metrekare- lik 1. sınıf tanm arazisi üzerinde, Yüksek Plan- lama Kurulu'nun özel izniyle yapımma başla- nılan mısır ışleme fabri- kasuıın tznik Gölü'yle bölgedeki tanmsal do- kuya zarar vereceği öne sürülerek dava açılmış- tı. Bursa 2. İdare Mah- kemesi oybirliği ile al- dığı 27 Haziran 2000 ta- rihli karannda, bilirki- şilenn, "tesisin artık su- lanmn doğal ortamı olumsuz yönde etkileye- ceği, kuUamlacakyeral- ü su>ıı miktannm fazla- bğuun da çevreyi olum- suz etkileyeceği'' görü- şüne katıldı. ABD'li Cargill, kamuoyunun karşı çıkmasına karşın, yılda 265 bin ton mısın günde yaklaşık 6 bin ton su kullanarak işle- yecek fabrikanın ınşa- atına başlamış, valilik ınşaat başladıktan sonra ruhsat vermişti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle