25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 AĞUSTOS 2000 ÇARŞAMBA HABERLER Tantan Gürbulak'ta • DOĞUBEYAZTT(AA) - Ağn'da incelemelerde bulunan tçişleri Bakanı Sadettin Tantan, Iran- Türkiye arasında bulunan Gûrbulak Sınır Kapısı'nda çeşitli incelemeler yaptı. Bakan Tantan, tran ve Tûrkıye sınır kapılannda günlerdir bekletildiklerini ileri süren şoförlerin şikâyetlerini dinledi. Tantan'a iş yapamaz hale geldiklerini, çeşitli sıkıntılar çektiklerini dile getiren şoförler, alkışlarla Bakan Tantan'ı yanlanna çağırdılar. Şoförlerin yanına gelen Bakan Tantan, Gürbulak Sınır Kapısı'nınyeniden düzenleneceğini, işlemlerin süratle yapılması için çalışmalann başlatılacağını söyledi. Konuyu Bakanlar Kurulu'nda da gündeme getıreceğıni söyleyen Tantan, uzun kuyruklar oluşturan TIR'lann burada bekletilmesınin ülke ekonomısine de zarar verdiğıni söyledi. Tantan, sınır kapılannda derhal bilgısayar sıstemine geçilmesi gerektiğini söyledi. Cem-Papandreau görüşmesi • ANKARA (Cumhuriyet Bfirosu) - Dışışlen Bakanı Ismail Cem'ın Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreau ile telefon görüşmesi yaptıklan bildirildi. Dışişleri Bakanlığı'ndan dün yapılan açıklamaya göre, iki bakan BM Genel Kurulu için gidecekleri New York'ta görüşmeyi kararlaştırdılar. Cem'in, Yunanistan'daki orman yangınlan için Türkiye'nin yardıma hazır olduğunu Papandreau'yu ilettiği kaydedildi. ^ 0 mîlyon kişi sımmnda1 açhk|AYDIN(AA)-DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, "Bugün Tûrkiye'de 30 milyon insan açlık sınınnda" dedı. Aydın'ın Köşk ılçesınde, beledıyenin yeni hizmet bmasının açılış töreninde konuşan Çiller, 57. hükümetin icraatmı değerlendırdi. Hükümeti "kurda kuşa" benzeten Çiller, Başbakan Bülent Ecevıt'in her iktidar olduğu dönemde, Türkiye'nin çok ciddi sıkıntılar yaşadığını ileri sürerek "Kurtlar ve kuşlar, bu ülkeyi yedi bitirdi. Bu ülkenin başına ne zaman Ecevit gelse, o zaman karne gelir. Çifçiye sıkıntı gelir. Bence ıki türlü Türkıye var. llki. lobilerin yaşadığı Türkiye, onlar hayatlanndan memnun. Ikinci Türkiye, gerçek Türkiye. tşte bu Türkiye"de insanlar rahat değil. Ben bunlan duyuyorum ve basının da bunu duyurmasını ıstiyorum" dedi. şantaj İÇAYELİ(AA)-MHP Istanbul Milletvekili Yaşar Bozkurt, kendısıne yapılan şantajın ıçenğinın ahlaki yönden olabılecegini söyledi. Devlet Bakanı Ramazan Mirzaoğlu'nun Rize gezisine katıJan Yaşar Bozkurt, bır şantaj olayıyla karşılaştığını, bir kadının kendısıne telefon ettiğini belirterek "Çete olayı olabılir düşüncesiyle polise dunımu bildirdim. Ellerinde kaset olduğunu söylediler. Beni herkes tanır. Bu konuda herhangi bir yanlışım ve eksiğim olmadıgını bildiğim için polise ihbarda bulundum" diye konuştu. Eylül ayıyla birlikte RP lideri ve FP ile ilgili davalar art arda karar aşamasına gelecek Erbakah için kritik dönemeç SEBAHATKARAKOYUN ANKARA - Kapatılan RP'nin lideri Neanettin Erba- kan ve FP'yi eylül ayıyla bir- likte ardı ardına karar aşaması- na gelecek davalar nedeniyle zor bir sûreç bekliyor. Anaya- sa Mahkemesi'nin FP hakkın- daki kapatma davasıyla ilgili olarak eylûl ayında yapacağı karar toplantılan merakla bek- lenirken FP kongresinin iptali için 6 partüinin yaptığı başvu- rular nedeniyle açılan davanın ilk duruşması da 10 Ekim'de yapılacak. Erbakan ve çoğu şu anda FP'de bulunan 79 eski RP'li hakkında "Hazine yardumnı sahte bdgeierte teşküaüara da- ğrtılmış gibi gösterdikleri" ge- • Erbakan ve 79 RP'li hakkındaki kayıp trilyon davasında süreç hızlanacak. FP kongresiyle ilgili iptal davası 10 Ekim'de görüşülmeye başlanacak. rekçesiyle açılan davayla ilgili süreç de sonbaharla birlikte hızlanacak. Bingöl'deki konuş- ması nedeniyle 1 yıl hapis ce- zası alan Erbakan, cezanm er- telenmesüıe yönelik hukuki gi- rişünlerini ve 312. maddenin değiştirilmesine yönelik kam- panyayı sürdürürken sahtecilik suçlamasıyla karşı karşıya ol- duğu kayıp trilyon davası nede- niyle sıkıntıda. Yargıtay Cumhuriyet Baş- savcısı Vural Savas'ın, FP'nin "RP'nin devamıoJduğuve Uik- Kk karşra eylemlerin odağı ha- Iroegekuğigerekçesiyle" temel- li kapatılması istemiyle 7 Ma- yıs 1999'da açtığı davanın ka- rar aşamasına gelmesiyle FP'de gergin bekleyiş başladı. Erba- kan'ın talimatı ile kapatılma olasılığına karşı yedek parti ku- ruluşu için başlatılan çalışma- lann hızlandınldığı bildirildi. Kongre sürecinde Erbakan ve ekibiyle yollannı tümüyle ayıran FP'nin yenilikçi kanadı ise partinın kapatılması olasılı- ğına karşı farklı siyasi oluşum için arayışlannı sürdürüyor. Kapatma davasırun yam sıra FP için bir başka kritik dava da 10 Ekim'de başlayacak. FP yö- netiminin kongre öncesi yaptı- ğı tüzük değişikliğinin yasaya aykın bulunması üzerine kong- renin iptali için yenilikçilerin talimatı ile yapılan başvurular birleştirildi. Davanın, kongrenin iptaliyle sonuçlanması durumunda FP'de yeni bir liderlik mücade- lesinin yaşanması ve sonucu ne olursa olsun bunun aynşmayı beraberinde getirmesi kaçınıl- maz görünüyor. Bingöl konuşması nedeniyle aldığı hapis cezasının ardından "düşünce suçlusu" olduğu yö- nünde yurtiçinde ve dışında kampanya başlatan, TCY'nin 313. maddesinin değiştirilme- si için çaba harcayan Necmet- tin Erbakan, kendisi ve 79 eski RP yöneticisiyle ilgili kayıp trilyon davası nedeniyle köşe- ye sıkıştı. RP'nin kapatılmasının ar- dından müfettişlerce sürdürü- len incelemede yapılan Hazine yardımının sahte belgeler dü- zenlenerek teşkilatlara dağıtıl- mış gibi gösterildığinın saptan- masıyla açılan davanın da ka- rar aşamasına geldiği belirtili- yor. Kamuoyunda "kayıp trfl- yon" davası olarak bilinen da- vada Erbakan ve 79 eski RP'li, partiye 1997 yılında yapılan Hazine yardımmı sahte belge- lerle teşkilata dağıtılmış gibi göstermekten yargılanıyor. Ecevit: Yanlıs anlasıldım 'Yetki konusu Meclis'in görevi' • Başbakan Ecevit, eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in ombudsman sisteminde başhakem olacağı yönündeki haberlerlerle ilgili olarak "Aynntılan görüşmedik ama bu ombudsman müessesesi kurulması konusunda görüş birliği var" dedi. ANKARA (Cumhıt- riyetBürosu)-Başbakan Bülent Ecevit, Cumhur- başkanı'nın yetkilerinin sınırlandınlmasına ıliş- kin açıklamalannın yanlış anlaşıldığmı be- lirterek "Yetkfler kısıb- bilir de, ktsümayabüir de.Bu MecHs'in görevi" dedi. Başbakan Ecevit, dün gazetecilerin çeşitli ko- nulardaki sorulanm ya- nıtladı. Ecevit, "Cum- hurbaskanı'nın yetkile- rinin suuıiandınbiMsı konusunda bir çahşma var mı" sorusu üzerine, bu konuda yaptığı açık- lamalann gazetelere yansıyan biçiminden farklı olduğunu söyledi. Ecevit, "Cumhurbaş- kanmın yetküeri kıala- bilir de, kısılmayabilir de. Bu TBMM'nin bir görevidir. Ben demecJe- rimde şumın ûzerinde durdum. Özeltikle son haftalarda görûldü ki, hûkûmet ile cıunhur- başkanlannı Oişkilendi- ren flişkiler konusunda bazı belirsiztikler yainız- ca anayasada değfl, ya- salarda dayonun tarz- lannda da baa beürsiz- Mklervar.BubelirsizMk- lerin bir an önce giderü- mesmi betirttim" dedi. Ecevit, eski Cumhur- başkanı SûfcymanDemi- rel'in ombudsman siste- minde başhakem olacağı yönündeki haberlerin anımsatılması üzenne, "O ölçûde aynnülan gö- rüşmedik ama bu om- budsman müessesesi ku- rulması konusunda gö- rûş birfiği var" diye ko- nuştu. Ecevit, Başbakan- lık Takip Kurulu'nun ir- ticacı kamu görevlüeri- ne ilişkin liste hazuiadı- ğı yönündeki iddıalann anımsatılması üzerine de, "Bana öyle bir liste geunedi" dedi. TAYÂD'dan sııçduyımmı lutukhı ve Hükümlü Aileleri Yardmüaşma Derneği'nden (TAYAD) bir grup kadın, 26 Ağustos Cuma günü Galatasa- ray Iisesi önünde F tipi cezaev- lerini protesto etmek isterken kendilerini döverek gözalüna alan poüsler hakkında İstanbul Adliyesi'nde suç duyurusunda bulundu. Tamanunı kadınlann otuşturduğulutukhıveHükûm- hl Afleleri Yardunlaşına Derneği üyeleri suç duyunısunda bufun- duktan sonra adliye koridoria- nnda "Hücrelere izin vermeyeee- ğjz", "Analann öfkesi işkenceyi yenecek" sloganlan atü. Gözalö- lar sırasında araçlarda uğradık- lan sakhnlar sonunda bir Itişi- nin kohınun kmldığuıı beiirten aOeter, "PbHsler, araçlarda dnsel tadzdebulundu. Karşı koyarsak copia tecavûz edeceklerini söyle- dOer" dediler. Son zamanlarda- ki gözalülarda sürekü dövüktük- ierini, cinsel tacize uğradıklaruu vurgulayan TAYAO'hlar suç du- yurusunda bulunduktan sonra sessizce adKyeden aynkhlar. (Fotoğraf: StBEL KIZILIŞIK) 68'liler Birliği Vakfı Başkanı Atahan, DSP liderinin Gülen'e destek olduğunu söyledi 'Başbakan Ecevit adalete gölge düşürdü 9 • Haşmet Atahan, "Fethullah'a ve onun Amerika'ya taşıdığı örgüt üst yönetimine kol İcanat gerilmesinin, savcılann soruşturma iradesini, mahkemelerin yargılama iradesini sakatladığı ve adalet üzerine gölge düşürdüğünü" söyledi. tstanbulHaberServisi-68'liler Birliği Vakfı Başkanı Haşmet Atahan, "Başbakan Bülent Ece- vit'in, hakkındaki tutuklama ka- ran kakhnlan Fethullah Gülen'e arka çıkarak adaletin üzerinegöl- gedüşürdüğünü, anayasanm 138. maddesini çiğnediğini'' savundu. Sivil Toplum Kuruluşlan Birliği (STKB) adına yapılan yazılı açık- lamada da "Siyasal erkin Fethul- lah Gülen'i destekleyen rurumu- nun kmandığı'' belırtılerek "Baş- bakan Bülent Ecevit hakkında yargı yoluna başvuracağunızı açüdryoruz" denildi. Haşmet Atahan yaptığı yazılı açıklamada, "FethuBah'aveonun Amerika'>'a taşıdığı örgüt üst yö- netimine kol kanat gerilmesinin, savcılann soruşturma iradesini, mahkemelerin yargılama iradesi- ni sakatladığı ve adalet üzerine gölge düşürdüğünü" belirtti. Açıklamada, "Gericuık, kara cüppeleri şarvarlan ile değil da- ha çok modern görünüşlü, bügi ve teknolojiden yararianan, dev- letyönetiminin yüksek kadarma kadar sinske ürmanabflen, ken- di gerçek niyetmi gizleyerek son öldürücü vuruşu yapacak ana dek sureti haktan görünen şekti ile en tehlikeli sûrecini yaşıyor" denildi. Atahan açıklamasında, Başba- kan'ın görevinin, ulusal ve ulus- lararası planda Fethullah Gülen örgütünün tüm bağlantılanm, tüm kaynaklannı, olanaklarmı, kadrolannı açığa çıkaracak bü- tün bilgıleri tek tek toplayacak bir mericez yaratmak, bu mer- kezde en bilgili, tecrübeli, dürüst ve özverili ekibi görevlendirmek olduğunu ifade etti. Atahan özetle şu görüşlere yer verdi: "Bülent Ecevit'in görevi, FethullahGüleniçin aklanma du- alan yapmak ve adaleti olumsuz etkilemek değfldir. Vedi düvekien gelen basküar sonucu, Fethul- lah'ın gryabi tutuklama karan kalkmış olsa da, Fethullah arük gerçekten özgür olabüir mi? Ha- yır, çünkü bu memleket sahipsiz değfldir. işçisHköytüsüyle, kaduu- erkeğiyle, askeri-srvilryie çağdaş- lıktan, demokrasiden yana olan Türkiye halkı Fethullahçı gerkfli- ğe geçk vermeyecekrir." 206 sivil toplum kuruluşu adı- na yazılı açıklama yapan STKB ise " Başbakanın koruyucu gölge- sinin anayasanın 138'ind madde- sine aykın düştüğü veanayasal suç işlendiği inancmıvekaygısınıtaşı- yor, cumhuriyeti, devTİmkri ko- rumaya kararh tavnmızla, irtka odaklarrvla avTun gözetmeksizin mücadele edeceğimizi bir kez da- ha yineKyonız" SfFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcaiisiar9yahoo.com Ülkemizin iki 'güzide' ismi birbirine girdi. Günlerdir heye- can içindeyiz, kim kimi yiye- cek? Her ikisi de delikanlı, her ikisi de tuttuğunu koparan cinsten. Kimlerden söz ettiği- mi sanınm anladınız: Reha Muhtar ve Ibrahim Tatlıses. Bu arada Türkiye Gazeteciler Cemiyeti de ıbrahim Tatlı- ses'in Reha Muhtar'ı tehdit et- mesini kınayan bir bildiri ya- yımladı. Ibrahim Tatlıses, Cemiyet'in kınamasına neden olan sözle- rinde şunlan söylemişti: "Kim lan bu adam! Ben 40 yeğenin amcasıyım, dayısıyım. Benim 600 çalışanım var. Ben dura- yım ama benim ekmeğimi yi- yenler, beni sevenler durmaz. Bu filmin nasıl biteceğini ya- kında göreceksiniz, haberi si- ze gelir." Tatlıses'in tehditleri korkutucu. Tam ona uygun. Sonra sözlerini şöyle sür- dürdü: "Ben Reha Muhtar'tn ne anasına, ne bacısına, ne de kansına küfûr ettim. Onunla Tatlıses-Muhtar Atışması bir husumetim olamaz. Beni reyting ayağına kullanıyor. O zannediyorkiiyihabercilikya- pıyor. Aslında herkes dalga geçiyor, gülûyor." Ibrahim Tatlıses'in tehditleri tabii ki kabul edilir şeyler de- ğil. Türkiye Gazeteciler Cemi- yeti'nin onun tehdit edilmesi- ne tepki göstermesi yerinde. Hep birlikte tehdit ve kabada- yılıga karşı çıkmamız gereki- yor. Ancak bundan sonrasını bir tartışsak diyorum. Reha Muhtar'ın yaptığı ha- bercilik midir? Yıllardan beri reyting uğruna yayımladığı ha- ber bültenlerini "cambazha- ne" gösterisine çevirdi. Onun bültenleri, şöhret meraklılan- nın, toplumun ilgisini çekmek isteyenlerin, zavallılann, kaba- dayılann, ağlayıp sızlayanlann, ırzına geçilenlerin, ırza geçen- lerin, artistlerin, artistlik me- raklılann sahnesine dönüştü. Bu haber büttenleri, ona şöh- ret ve para olarak döndü. O, bir ekol haline dönüştü. TV patronlan, herkesin Reha Muhtar haline gelmesini iste- diler. Çünkü haber yerine cambazhane gösterisi halk/n daha çok ilgisini çekiyordu. Reha Muhtar'ın öncülüğünde, Türk/ye'de bir habercilik patla- ması oldu. Uluslararası haber bültenleri akşamlan yanm sa- ati geçmezken bizim haber bültenleri ağlamalar, sızlama- lar eşliğinde iki saate çıktı. Dansöz Asena'dan, Mezdeke grubuna kadar kimi isterseniz bu haber bültenlerinde baş ta- cı edildiler. Çünkü bunun kar- şılığı oluşmuştu. Reha Muhtar bir yıldız oldu. Gençler onda geleceklerini görmeye başladılar. Sevgilile- ri, kavgalan, haber okumatar- zı artık bir efsane olarak dil- den dile dolaşıyordu. Ibrahim Tatlıses, "Beni reyting uğruna kullanıyor" diyor. Evet kullanı- yor, o bu işin ustası. Bizim mestek, yani gazetecilik ve ha- bercilik mesleği işte bu yolla Muhtar'laştı. Gazeteciler Ce- miyeti, Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirge- si'ne vurgu yaparak Reha Muhtar'a yapılan saldınyı kını- yor. lyi de Reha Muhtar acaba o Bildirge'deki ilkelerin hangi- sine ne kadar uyuyor? Reha Muhtar'ın bu işin da- ha da büyümesinden mem- nun olduğunu düşünüyorum. Ona daha fazla malzeme çıkı- yor, daha fazla reyting olana- ğı doğuyor. Ibrahim Tatlıses'in dansöz Asena ile olan ilişkisi, bir ana haber bülteninde bir saat konuşulur mu? Böyle bir şey gazetecilik mesleği içine mi girer? Televoleler çok rey- ting yapıyor. Prime-time de- nen en kıymetli saatlerde ya onlar var ya da içeriksiz, sol- muş, yıpranmış Türk filmleri. Kaliteli fılmler, ciddi haber programlan yellere, seltere ka- pılıp gitti. Ibrahim Tatlıses ana haber büttenterimizin baş konuğuy- du. Reha Muhtar da onun baş ağırlayıcısı. Bir gün kapıştılar. Ibrahim Tatlıses racona uygun şekilde onu tehdit etti. Reha da ona delikanlı bir cevap ver- di. Filmin kareleri, koşullara uygun olarak çekilmeye de- vam ediyor. Bütün bunlan he- pimiz biliyoruz. Geriye ne ha- ber bülteni kaldı, ne haberci- lik. Dansöz Asena, Öztem Yıl- dız, Mehmet AJi Erbil, Hülya Avşar, Biricik Suden ve on- ları konuşturan Reha Muh- tar"lar. Reha Muhtar önceki günkü haber bülteninde Abdilpek- çi, UğurMumcuveÇetınE- meç'in fotoğraflannı kendisi- ne fon yaptı ve şöyle dedi: "Onlann yolundaytz..." Hadi canım sen de!.. GLOBALPOLtTtKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU KotomUya'da 'Yeni Dönem' "Plan Colombia" başlığı artında hazırtanarak ABD Kongresi'nce de geçen hafta onaylanan 1.3 milyar do- larlık yardım, Clinton'ın bugün başlayan ziyaretiyle resmen devreye girdi. New York Tımes'a göre, Clin- ton'ın Kolombiya gezisi, ülkenin ABD ile ilışkilerindeye- nibirdönem başlatıyor (28.8.2CXX)). CNN de dünya ka- muoyuna, Kolombiya uyuşturucu üretimi ve ticareti sorununu bir kez daha anlatmak için hafta başında ye- ni bir diziyi vizyona soktu. Kolombiya hükümeti, yar- dımın yaklaşık 980 milyon dolannı, kokain yapılan ko- ka bitkisini üretmek, ticaretini yapmakla suçlanan FARC gerillalanyla savaşmak üzere, ABD'den helikop- ter, silah, askeh eğitım almak için kullanacak. Bölge ülkeleriyse ABD'nın Kolombiya'da yarataca- ğı bu yeni basıncın, narkotik üretımini, ticaretini ve ça- tışmalan kendı topraklanna sıçratmasından, bölgede domino etkisı (bu kavramı Vıetnam'da da duymuştuk) yaratmasından korkuyorlar. Ekvador Dışişleri Bakanı Heinz Moeller, Peru ve So//Vya'da sürdürülen narko- tik savaşımının, narkotik üretiminı Ekvador'a bulaştır- dığına dikkati çekiyor. Peru Devlet Başkanı Fujimori, Kolombiya'da savaşın yoğunlaşmasının çatışmalan bölgede yaygınlaştıracağını düşünüyor. Konuyla ilgili Intemational Herald Tribune, haberinde son yıllarda uyuşturucu ürettiği ileri sürülen gerillalann (Bakınız, ön- ceki pazartesi yayımlanan Dünya Ekonomısine Bakış) sızdığı ülkeler arasında Panama, Ekvador ve Venezü- e//a'nın adı özellikle vurgulanıyordu (27.8.2000). Pana- ma, ABD'nin askeri üslerini çekmek zorunda kaldığı bir ülke. Ekvador'öa geçen yıl yoğunlaşan küreselleşme- ye karşı halk direnişı dünyada büyük ilgi çekmişti. Bir petrol üretıcisı olan Venezüella 'da ise yeni devlet baş- kanı; popülist ve küreselleşmeye karşı görüşleriyle bi- linen Hugo Chavez. Chavez'in Küba ve Irak ile yakın ilişkileri de ABD yönetiminde kaygı yaratıyor. Tam bu noktada, ABD'nin narkotikle mücadele polrtikasının Latin Amerika etkilerine geçebiliriz sanınm. Çeşitli insan haklan gruplan "Plan Colombia" bağ- lamında başlayan müdahalenin, özelde Kolombiya, genelde tüm Latin Amerika'dakı etkilerı ve anlamı üze- rine kaygılannı birsüredir dile getınyorlar. ABD dış po- Irtikasını izleyen Foreign Policyin Focus (FPIF) adlı si- vil toplum örgütünün danışma komrtesi üyesı ve Was- hington Office on Latin America'dan Colette Young, rnayısta FPIF, The Nation dergisi ve Worid Policy Ins- titute tarafından düzenlenen bir forumda yaptığı ko- nuşmada, "P/an"ın ABD'nin Kolombiya'daki konu- munda niteliksel bir değişiklik yarattıgını vurguladı, "ABD, narkotik madde üretimi ve ticaretlne karşı mü- cadeleyi destekleme konumundan iç savaşa tarafol- makkonumuna geçmiştir" dedi. Young, ABD'nin uyuş- turucu üretimi ve ticaretıne yönelik mücadelesini ay- nntılı bir şekilde irdeleyen konuşmasında, ABD'nin as- lında bu politıkayı yalnızca Kolombiya'da değil, Penı, Bolivya, Meksika gıbı birçok Latin Amerika ülkesinde geliştirmekte kullandığını ileri sürdü. ömeğin, ABD ile Meksika ordusu arasındakı doğrudan ilişkinin narko- tikle mücadele konseptinin devreye girmesiyle başla- dığına dikkat çektı. Young'ın aktardığına göre, başkan adayı Bush'un dış politika uzmanlan, Plan Coiom- bia'yı desteklemekle kalmıyoriar, daha da önemlisi, bu narkotikle savaşım söyiemini bir kenara bırakıp gerçe- ğe daha uygun olan, kafa kanştırmayan. "isyan bas- tırma" (counter insurgence) söylemının benimsenme- sinden yanalar. Latin Amerika'dan sorumlu Güney Ko- mutanhğı (South Com) da benzer biryaklaşımı benim- siyor. South Com Genel Komutanı General Wilheim, bölgeye, narkotikle mücadelenin sonuçlan ne olursa olsun, kalıcı olarak girdiklerini düşünüyor; ona göre, 'Bu öyle bir gecelik bir aşk değil, yaşam boyu sûre- cekbirevlilik". Diğer taraftan, ABD'nin, Bush döneminde {"Yeni Dünya Düzeni" başlarken) devreye sokulan, bu sözde narkotik üretimiyle, ticaretiyte mücadele taktiğinin (Ka- M ve Madetein kartellerinin dağıtılmasına rağmen ko- kainin ABD'dekı sokak fiyatının o günden bu yana yüz- de 50 düştüğüne bakarak) tümüyle ıflas ettiğıni, hatta adeta "kanserii uru metastas yaptırarak" narkotik üre- timini yaygınlaştırdığını, böylece Latin Amerika'da da- ha kapsamlı bir ABD müdahalesinın zeminini hazırla- dtğını düşünmek mümkün. Peki, soğuksavaş bıttiğineve "komünisttehlike" ar- tık devreden çıktığına göre, ABD'nin, Latin Amerika'da askeri etkısıni arttırma çabalannın arkasında nasıl bir gerekçe olabilir? Bu noktada bize yardımcı olabilme- si için daha önce Oünya Ekonomısine Bakış köşesin- de tartıştığımız iki gelişmeyi tekrar hatıriayabiliriz. Bi- rincisi, ABD entelijans çevrelerinin "patlamaya hazır düdüklü tencere" ifadeleriyle tespit ettiği gibi (ömeğin Stratfor), Latin Amerika'da küreselleşmeye karşı, in- san haklan, çevrecilik üzerinden yeni bir solcu aydın kuşağı, halk hareketi gelişiyor ve giderek ABD'yi he- def aiıyor. Ikincisi, küreselleşmenin korunması ve iler- letilmesi, soğuk savaş sonrası dönemde şekillenen ABD ulusal savunma konseptinin en önemli köşe ta- şı. Şimdi bu iki noktadan hareketle düşünmeye devam edebiliriz... Bu arada gelen kimi haberter, en azından Kolombi- ya açısından bu yeni dönemin neye benzeyeceğine iliş- kin ilk ipuçlannı veriyor. Kolombiya ordusuyla yakın ilişki içinde olduğu, uyuşturucu üretimi ve ticareti yap- tığı bilinen sağcı milis örgütü AUC'nin lideri Carios Castano, ABD'nin kendisine işbiriiği önerdiğini söyle- di (11.8.2000). Clinton'ın ziyaretinden iki gün önce, FARC sempatizanı iki köyü basarak 17 kışıyı katleden- lerin AUC üyesi olduğu söylenıyor (28.8.2000). ADDden elestiri 'Ulıısal bütünlüğe zarar verfliyor' İZMtR (Cumhuriyet EgeBürosu)- Atatürkçü Düşünce Derneği'nin Denizli'de yapılan ge- nişletilmiş bölge toplan- üsının ardmdan kamu- oyuna yapılan açıkla- mada, emperyalizmin hizmetindeki IMF ve Dünya Bankası'nın ül- ke ekonomisini göçert- meye yönelik uygula- malanmn sonuç verme- ye başladığı bildirildi. Açıklamada, Ata- türk'ün ulusal egemen- lik ilkesinin, ulusu yö- netenlerin, halkına he- sap vermesini zorunlu kıldığı anımsatılarak "Bu temd ükeyi yok sa- yan iktidar, her zaman- kigibiulusumuzualdat- maya kalkışmaktadır. Ancak ADD buna izin vermeyecek, gerekh" derslerin çıkanlarak us ve büim yohında yöne- timlerin iktidar ohnası için halkıınızla birlikte çaba harcayacakür" de- nildi. Denizli'de düzenle- nen toplantıya ADD'nin genel merkez yönetim kurulu üyele- riyle Ege'deki 122 şube yöneticileri, bilim adamlan ve çiftçilerka- tıldı. Toplantıda, tanm sis- temi üzerine düzenle- nen panelin yanı sıra ADD'nin genişletilmiş genel yönetim kurulu da gerçekleştirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle