21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 2 AĞUSTOS 2000 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Yurtmüdürteri topiandı • İZ.VÜR (AA) - Kredi ve Vurtlar Kurumu Genel rMüdürlüğu tarfindan düzenlenen "Yurt IVlüdürleri Koordinasyon Tbplantısı" Izmir"de b*aşladı. Incıraltı Atarürk Öğrenci Yurdu'nda yapılan ve 90 yurt müdüriinün lcatıldığı toplantının açılışında konuşan Kredi ve Yurtlar K-urumu Genel Müdürü Halim Küçük, yurt müdürlennin kamu yönetimi, venmlilik, iletışinı, gençlik psıkolojisı alanlarındaki gelışmeleri takip etmeleri, bilgilerini yenilemeleri, uygulamalarda birlığı sağlamalanrun yanı sıra tanışma ve kaynaşmalannı amaçladığını da söyledi. Ögrenciler arasında ayınm yapılmaması gerektiğini belirten Küçük, "Geleceğimizin teminatı olan gençlerimizın sorunlannı çözümlemek ve onlan bılgı çağına hazuiamak için de\ let olarak bütün imkânlan zorlamaktayız" dedi. Pinodıet, 9 Bom'de yargı karşısnda • SANTÎAGO(AA)- Şilinin eski diktatörü General Augusto Pinochefnin, kendisine yöneltilen insan haklan ihlalleri suçlamaianyla ilgili olarak 9 Ekim'de • yargı karşısma çıkacağı açıklandı. Pinochet hakkmda açılan davalan soruşturmakla görevli Yargıç Juan Guzman dün düzcnlediği basın toplantısında, sortıulamanın nerede yapılacağıru belirtmedi, ancak sorgulama yerirü Pinochefnin seçebileceğini söyledi. Şıtı'de Yüksek Mahkeme, 8 Agustos'ta Pinochefnin dokunulmazlık hakkını kaldırmıştı. hatyada 4.6 buyuklugunde deprem • ROMA(AA)- Italya'nın lcuzeyindeki Lombardia, Piemonte ve Leguna bölgelerinde dün akşam yerel saatle 19.15'te(TSl 20.15) Richter ölçeğme göre 4.6 büyüklüğünde deprem nıeydana geldi. Italyan Ulusal Jeofızik Merkezi, depremin merkez üssünün Lombardia olduğunu açıkladı. Italyan haber ajanslarına göre deprem Torino. Milano ve Cenova kentlerinde de hissedildi. Depremde ilk belırlemelere göre can ve mal kaybı olmadığı belirtildi. İtalyan Ulusal Jeofizık Merİcezi'ne göre, dün sabah erken saatlerde Reggio Emılia ve Parma bölgelerinde de hafif şiddetli deprem meydana geldi. İstanöul'da operasyon • İSTANBUL(AA)- İstanbul'da düzenlenen operasyonda, halen Belçika'da bulunan Özdemir Sabancı suikastı sanığı Fehriye Erdal'ın Türkıye"ye iadesini engellemek amacıyla eylem hazırlığında olduklan öne sürülen DHKP-C örgütü üyesi 6 kışi yakalandı. Bu kışilerle birlikte, 60 kılogram TNT, 30 adet el bombası, 300 adet dinamit lokumu ve bomba yapımında kullanılan çok miktarda malzeme ele geçirildi. Bepgama ve MHas'ta orman yaıtgun • BERGAMA/MÎLAS (AA) - Izmir'ın Bergama ilçesınde çıkan orman yangınında 130 hektar kızılçam orman alanı tahrip olduğu bildirildi. Muğla'nın Milas ilçcsi Selimiye beldesinde çıkan orman yangınında ise 30 hektarlık kızılçam orman a>anımn tahnp olduğu bildirildi. Yerel kültürleriyok eden küreselleşmenin beslenme kültürüne savaş açıldı Mutfakta direniş başlach DUZYAZI SAADETUSLU GÖZDEAKGÜNGÖR tnsan yaşamı üzerindeki etki- sı "aymlaşarma" olarak bilinen küreselleşme, çokuluslu sermaye aracılığıyla coğrafı sınır tanı- maksızın özgün, yerel kültürleri ezipgeçiyor. Çokuluslu sermaye, dünyanın her yerinde aynı filmi izleyen, aynı kılıkta dolaşan, ay- nı yiyeceği tüketen, sorgulama- yan, yabancılaşmış, birbirinin aynı insanlar yaratıyor. Insan yaşamına sürekli "hız" katmaya çalışan kapitalist anla- yış, damak zevkindeki aynılaş- • 19601ı yıllarda başlayan 'Fast food' akımı beslenme kültürlerini altüst etti. Fransa'da radikaller küreselleşmenin yiyecek tarzı olan hamburger restoranlanna bombalı saldırı düzenleyecek kadar ileri gittiler. Türkiye'de de burger 'ham'lamaya İcarşı "sefer tası hareketi" başlatıldı. tırmayı; gerek üretim, gerekse tü- ketim sürecınde, küreselleşme çığlıklan atılmasmdan çok daha önce keşfetmişti. Ikı parça ekme- |in içine standart köfteler (ham- burger) koyarakbeslenme kültür- lerini altüst eden bu emperyal akım, 1960'lı yıllarda başladı Dünyanın her yerinde aynı tip ek- mek, aynı lezzette köfte. aynı cins patates yiyen ve aynı renk- li-asıtli-şekerli meşrubatı içen, damak tadı yoksunu standart bır genç kuşak türedi. Başlangıçta, hayatın hızlı ve kesıntısız ntmıne venlen yemek molasını kısaltmak için geliştiri- len bu yiyecek türü, giderek ım- renilen Amerikan tarzı yaşama- nın sembolü oldu. Işçısı gibı, tü- keticisini de tek tipleştiren em- peryal fast-food zincırlen yenne son yıllarda yerelliğini yitirme- miş. özgün murfaklan öne çıka- ran bir eğilim doğdu. Kendileri de fast-food kültürden nasibini aldıklan halde orta yaşlı kuşak, artık bu gidişe bir dur demek is- tiyor. Bu yiyecek türünün, esiral- dığı yeni kuşaklar aracılığıyla in- san neslini bozacağından kaygı- lanmaya başlayan yetişkınler, ye- rel mutfaklan ve unutulmuş da- mak zevklennı anımsatmak için harekete geçiyor. Fransa'daki gibi hamburger restoranlanna bombalı saldın düzenleyecek kadar radikal ol- masalar da Türkiye'de de burger 'ham'lamaya karşı "sefertaa ha- reketi" başlatıldı. "Fast-food de- ğil stow-food" sloganını benim- seyen hareket, gençliği, standar- dizasyon yerine çeşitliliğe, küre- selleşme yerine yerelliğe, hızye- rine yavaşhğa, acele yerine da- mak zevkine davet ediyor. Çin, soslanyla, baharatlanyla, sebze ağırlıklı zengin ve sağlıldı mutfağıyla emperyalist hambur- gere yanıt verirken sefer tası hareketinin ne kadar ileri gide- bileceği merakla bekleniyor. ROR İLALDEN ÇOKULUSLU SERMA YE YE TEPKÎ 'Insanlar tek tip yapılıyor' Maltepe Üniversitesi lletişim Fakül- tesi Dekanı Prof. Dr. Ersan tlâi McDo- nalds gibı çokuluslu sermayelerin geliş- mesüıin yasalarla önlenemeyeceğini sa- vunarak, "Bu tek tip restoranlara, yerel- liğini koruyabilmiş, özgün mutfaklar al- ternatif olacaktır" dedi. Uluslararası ekonomik sıstemde, Doğu Bloku'nun dagılmasmın ardından tek kutuplu yapı- nın hâkim kaldığını anımsatan Ilâl, "Es- kiden ulus devletier kendi aralannda çe- kişryordu, günümüzde ise yeni bir oyun- cu çıkn ortaya: Çokuluslu sermaye. Ço- kuluslu sermayeyi ulusal serma> eden ay»- ran nedir? Çokuluslu sermayenin adre- si yok. Paralannı yanrdığı banka İsviç- re'de, üretim Tayvan'da, montaj Türki- ye'de, saüş ise Batı Avrupa ülkelerinde oUbflü-" dedi. tnsanlığın "nüfiısartışı vekaynaklann yetersfcdiği" gibi iki büyük sorunu oldu- ğu saptamasında bulunan Ilâl, bu sorun- lann çokuluslu sermayenin umurunda olmadığını dılegetirerek. "O.yinedebo- zulan ekolojik dengeyi hesaba katmaksı- zm 'Çocuklannız ölecek ama.. siz yine de tüketin, daha çok tüketin' diyor. Sü- rekH kâr istiyor, bu da sürekli tüketimi ge- rekü kuıyor" diye konuştu. Çağdaş masallar Prof. Ilâl, çokuluslu sermayenin çıkar- lanyla toplumun çıkarlan çatıştığında, "çağdaş masallann" ortaya çıktığını ve gerçekle gerçekdışı arasındaki çizginin karartıldığını vurguladı. Medyayla girdiği ilişkide bireyın pa- sif rolünü göz önünde bulundurarak, rad- yo ve televizyonu "Yığınsal iletim araç- tan" olarak tanımlayan Ilâl, bu araçlann, söz konusu masallan üretmek için çoku- luslu sermayenin eline geçtiğinin altını çizdi. Çokuluslu sermayenin, tekelleşerek egemenlik alarunı genişletmek istediği- ni ifade eden tlâL "Türkiye'dede her gun gazete ve televizyonlar, bu nedenle yaban- cı sermayenin kucağma oturmaktadır" yorumuyla, küreselleşmenin yığınsal iletim araçları üzerindeki etkisini de açıkladı. Çokuluslu sermayenin. tekelci yapısını hukuk sistemine de yansıttığı- na işaret eden Ilâl. "Çokuluslu sermaye başta tek bir kişi olsun, sermayenin ka- rarlannı çabucak uygulasın" dedi. Çabuk tüketim "Günümüzde çokuluslu şirketler bir 'şeyler' yapar ve dünyaya yayar. Diğer "yaratıklar" da bunu tiiketir" diyen Ilâl. insanlann, çokuluslu sermayenin sundu- ğu mal ve hizmetleri, gıdadan cinselliğe kadar her şeyı çabuk tükettiğini sık sık yineledi. Ilâl. sözlerini şöyle sürdürdü: "Tüke- tim toplumunda insanlar, aıffiıda tatnıin anyor. Ancak, her şe>i çabucak ve sorgu- lamadan tüketen yabancılaşmış insan, yalnızca tatminsizliğe ıılaşıyor. Çokulus- lu sermaye de dünvanın her \erinde. en büyük ortak pa\dalan tükefmek olan, birbirinin aym insanlar yaratıyor." Çeşıth yerel kültürleri yok sayarak, in- sanlara her yerde her zaman aynı şeyi sunan McDonaldsı örnek veren Ilâl,"Üretim aşamasında bir 'otomaf, montaj bandının bir parçası gibi çahşan işçisinden tüketicisine kadar herkes tek tipleştirmesürecininiçindedir*' dedi. tlâl, çokuluslu sermayenin yeterli pazar bu- labildiğiheryereyayılacağınıbelırterek emperyalist fast-food zincırlennm ge- lişmesinin yasalarla engellenemeyece- ğini söyledi. Onu engellemenin tek yolunun alter- natif yarattnak olduğunu savunan Ilâl, "Ama bir başka fast-food zinciri değfldir alternatif; alternatif, yerelliğini koruyabilmiş, özgün bir mutfaktır" dıye görüşlerini ifade etti İAĞUKS1ZBESLENME VÜCUDUKÖTÜETKIÜYOR 6 Fast food 9 neslin gelişimini bozuyorYoğun iş yaşantısında her işi kısa zamanda yapma alışkanlığı giderek yemek saatlerini de içine alıyor. Artık pek çok insan öğün- lerini dakikalarla sınırlar- ken fast foodlar sağlıksız bir neslin yetişmesine ne- den oluyor. Cerrahpaşa Tip Fakülte- si Endokrinoloji ve Meta- bolizma Anabilim Da- lı'ndan Prof. Cstün Koru- gan, "Fast food türü beslen- mede ne var; sa- latalaruı üzerine her türlü muzır yağı içeren ma- yonez, hardaL Egara et ve pa- tates" diyerek bunlann sağlık- sız olduğuna dikkat çekiyor. Fast food türü beslenmenin fazla kalori içermediği yö- nündeki söyleme de deği- nen Prof. Korugan. "Şiş- manlancı faktör drve bakui- ca sadece kalori hesabı ya- pamazsınız. Bir besinin vü- cutta kan şekerini yükselt- me hıa üzerine etkisi ve in- süMn salgüama hızı önemB- dir. Bunlar ne kadar çoksa vücutta o kadar depolanır. Bir de yağ, depolanmış enerjidir ve metabotizma>ı yavaşlatır. Fastfood tarzı yi- yeceklerde bunlann hepsi var" dedi. Fast food türü beslenme- de vücudun liften yoksun kaldığına dikkat çeken Üs- tün Korugan, "Oysa Bfvü- cudunuza gircn yağı azalür, bağırsak hareketinizi hız- landınr" dedi. Prof. Üstün Korugan. beslenme alışkanlığının ço- cuklukta verilmesinin öne- mine dikkat çekerek ailele- •Cerrahpaşa Tip Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Anabilim Dalı'ndan Prof. Korugan, beslenme alışkanlığının çocuklukta verilmesinin önemine dikkat çekerek ailelerin besleyici, sebze yemeklerini tercih etmelerini istedi. rin pratik ve çabuk yemek- leri degil, besleyici, sebze yemeklerini tercih etmele- rini istedi. 48 miK on kişi yiyor McDonald s Restaurant- lan AŞ Başkan Yardımcısı Sadi Fansa ise artık ınsaıı- lann yemek tüketimıni hız- lı yapma eğiliminde olduk- lannı söyledi. Mc ürünleri- nin sağlıksız olduklan yö- nündeki haberlere değinen Fansa. "tnsan sağkğınıdeğü tehlikeve düşürecek, taraş- ma konusu olabilecekgene- tik olarak modifiye edümiş hiçbir besin kullarulmaz" dedi. Fansa. Mc türü çoku- luslu şirketlerin yerel de- ğerlere zarar verdığı ıddi- asını ise şu sözlerle yanıtla- dı: "Yerelendüstriyidegüç- lendirmek gerekiyor. Ya- bancı firma ohnanuı a\an- tajı var. McDonald's Türki- ye'ye geldiğinde. yabancı sermaye buraya akın etti. McDo- nald's. bir 'amiral gemi'si"gibi.tdeal- lerin çabuk yitiril- diği. hayallerden kolay vazgeçilen bu ülkede, gençlere u- mut veriyoruz. Yükselme umudu. onlara çalışma isteği aşıb- yor. küçükler yok oluyor, bu nedenle büyümek gereld- yor."McDonalds'm I ^ül- kede 26 bınin üzerınde res- toranı olduğunu belirten Fansa. ABD'de nüfusun yüzde 98'ının yılda en az bır kez Mc'e gittığinı söy- ledi. 1999yüısonuitibariy- le Mc restoranlannda ger- çekleşen satışlann toplamı ise 38.5 mılyar dolan ge- çiyor. Globalköfteye isyanttalya'da fast foodun toplum ve yaşam üzerine olumsuz etkilerine bir tepki olarak 1986 yılında başlayan "Uluslararası Sknv Food Hareketi" Türkiye'ye de "Sefer Tası Hareketi" adıyla yansıdı. Türkiye'de başlangıç aşamasından beri hareketin içinde yer alan Ümit Sinan Topçuoglu. hareketin herhangi bir fast food restoran zincirine karşı özel bir düşmanlığı olmadığını belirterek şunlan söyledi: "Hareket, yemeğinve servisin hakkını veren, zengin ve değişken mönülü geleneksel lokantalan, otantik olarak yöresd ve etnik yemekkr sunan lokantalan, nkelikten çok rritefiğe önem veren ve insan sağhğuu gözeten gıda üretküerini, mevsiminde ve doğal şartiarda yetişmiş sebze, meyve, tahıl satan yerleri, ekolojik tanm yapan çifbıkleri fastfoodunolumsuz eüdkrinden sakınmayı sağlayan sığmaklar olarak görür." Tasarruf Sahiplerine Duyuru T.GARANTİ BANKASI A.Ş. A TtPl KARMA FON VE T.GARANTİ BANKASI A.Ş. A TÎPl DEĞİŞKEN FON IÇTÜZÜK VE IZAHNAME DEĞIŞlKLlKLERİ T.Garanti Bankası A.Ş. A Tipi Karma Fon Içtüzuğü'nün 12.1. maddesı ve İzahnamesi'nin 6 ve 7. maddeleri, T.Garanri Bankası A.Ş. A Tipi Değişken Fon Içtüzuğü'nün 12.1. maddesi ve izahnamesi'nin 6 ve 7. maddeleri Sermaye Piyasası Kurulu'ndan alınan 3/8/2000 tarih ve KYD/74" sayılı izin doğrultusunda aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, yeni ıçtüzük ve izahname metinleri 11/8/2000 tarihinde Ticaret Sicili'ne tescıl ertırilmış ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde ilan için 1 1/8/2000 tarihinde başvurulmuştur. Bu içtuzuk değişikliği 28/8/2000 tarihinden itibaren yürürlüğe girecektir. Bu değişikliklerle,- 1. T.Garanti Bankası A.Ş. A Tipi Karma Fon ve T.Garanri Bankası A.Ş. A Tipi Değişken Fon katılma belgesine sahip yatırımcılar, katılma belgelerini paraya çevirebilmek için asgari 2 işgünü önceden (T) katılma belgesi satış ihbar formu düzenleyecekler ve 2 işgünü sonunda (T+2) satış ihbar formunu düzenledikleri günden bir sonraki işgünü (T+l) ilan edilen fon fiyatından belgelerini paraya çevirebileceklerdir. s . . 2. Yatırımcılar, T.Garanti Bankası A.Ş. A Tipi Karma Fon'un ve T.Garanti Bankası A.Ş. A Tipi Değişken Fon'un katılma belgelerini almak veya satmak için. ızahnamede ilan edilen yerlere daha önce iş günlerınde 09.00 ile 10.30 saatleri içinde başvururken, yapılan bu değişiklıkle iş günlerınde 09.00 ile 10.00 saatleri içinde başvurarak jlım veya satımda bulunabileceklerdir. SlGaranti ORHAN BİRGfT Ya Oteki Dört KHK? Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, dün öğleden sonraki saatlenJe kendisinin, hükümet- ten gelen 605 Sayılı Kanun Hükmündeki Karar- name'yi. uzun bir gerekçe yazısını tartışmasız onaylayan makam olmadığını yineliyor, özellikle anayasa ve yasalara aykırı gördüğü kararname- leri imzalamak zorunda olmadığını vurguluyor. Cumhurbaşkanı'nın, kendisini Anayasa Mah- kemesi yerine koymamasını savunanlara karşı Ahmet Necdet Sezer, düşüncesinde ısrar ediyor ve başkanlığını yaptığı mahkemenin önüne geçi- yor. Yani Anayasa Mahkemesi'ne, KHK hakkında yeni bir dosya gönderilmesini de önlemek istiyor. Oysa aşağı yukan aynı saatlerde, anamuhale- fet partisi Fazilet'in, Türkiye Büyük Millet Mecli- si'nde olaganüstü toplantı yaptığı biliniyordu. Yaz tatillerini yarıda keserek Ankara'ya çağn- lan FP'li milletvekillerinden parti genel başkanlı- ğı, başka dört kanun hükmündeki kararname için Anayasa Mahkemesi'negidip gitmemek için yet- ki kararı istiyordu. Bu dört KHK da Ecevit hükümetinin yaz tatili- ne girerken pariamentodan aldığı yetki yasasına dayanılarak çıkartıldı. Dördü de kimi kamu personelinin özlük hakla- nnda değişikliklerle ilgili. İki KHK, elbette fazla kimseyi ilgilendirmedi ve dolayısıyla da yıldınmlan üstlerine çekmedi. Çün- kü bu KHK'ter, Vakıflar ve Emlak Kredi, Halk ban- kalannın personeli ile ilgili. ötekiler de TSK ve yi- ne aynı kesimin Gülhane Askeri Tip Akademisi personelinin özlük haklannı içeriyor. Altlannda Bakanlar Kurulu üyelerinin yanı sıra. hatta elbette onların isimlerinin üzerinde Cumhur- başkanı Ahmet Necdet Sezer'in de adı ve imza- sı olan bu KHK'leri, hükümet, 605 sayılı KHK'yi ikinci kez Çankaya'ya sunarken, eski deyimle 'emsal' olarak açıklama raporuna koymuştu. Birtür, "Ama bunlan onaylamakta tereddüt et- mediniz. Bunlan onaylarken cumhurbaşkanının sommsuzluğu, anayasaya aykırı kararnameleri imzalamakla yükümlü olmadığı gibı argümanları belirtmediniz" denilmek istenmiş olabilir. Anayasa Mahkemesi'ne parad olma zorunlu- ğunu bu KHK'ler için niçin gerekli gönnediniz de, irticacı memuriar konusunda bu kadar duyarlılık gösterdiniz türünden ince bir soru da yöneltilmiş, hatta yöneltilmekle kalmayarak Çankaya arşivle- rine bir kalıcı belge olarak gönderilmek istenilmiş de olabilir. Hükümetin 605 sayılı KHK'ye, yani irticacı me- murlann tasfiyesine yönelik karamamesine öte- ki dört KHK'yi kalkan yapmaktaki argümanı ne olursa olsun, Ahmet Necdet Sezer, işitmek iste- mediğini duymak zorunda olmadığını gösteri- yor.Ya da selefı gibi o da bir tür, "Dün dündür" demeye getiriyor. Ama açık konuşmak ve sadece Sayın Cumhur- başkanı'na değil, onun gibi düşündüklerini jsrar- la açıklayan kimi hukuk otoritelerine de sormak gerekmiyor mu? KHK'lerin içeriğinde kamu personelinin özlük haklanna dokunulmuş olması, bu dokunuluş is- ter iyileştirme isterse ilişki kesme yönünde olsun, sadece egemenliğin tek temsilcisi parlamento eliyleyapılacaksa, Cumhurbaşkanı askeri perso- neli kapsayan bir KHK'yi niçin gözünü kırpmadan yürürlüğe koydu? Nitekim, şayet Fazilet Partisi Meclis Grubu, kendisini toplantıya çağıran makamın hazırladığı gündemi onaylayarak bu dört KHK hakkında Anayasa Mahkemesi'ne giderse, mahkemenin karan bu son tartışmalan da noktalayacak. Işin, bir de politik yönü var elbette. Yani hükümetin, bundan sonraki stratejisi.. Onu da yannki yazıda ele almaya çalışacağım. Faks:0212-677 07 62 E-mail: obirgrtle-kolay net Haber-Sen Cep telefonu iletişimi çöktütstanbul Haber Servi- si-Cep telefonu şebeke- si hizmeti veren iki fır- manın, hiçbir yatınm yapmadan ve anlaşma- ya aykın olarak abone sayısmı 10 kat arttuma- ları sonucu, cep telefonu iletişiminin çöktüğü vurgulandı. KESK'ebağhHaber- leşme ve lletişim Çalı- şanlan Sendikası (Ha- ber- Sen) tarafından ya- pılan açıklamada, Tele- kom'la, 400'er bin abo- neden toplam 800 bin abone için anlaşma ya- pan iki firmarun, hiçbir yatınm yapmadan abo- ne sayısmı 8.5 milyona çıkardıklan ve hizmetin çökmesine neden olduk- lan belirtildi. Hüküme- tin, olanlardan hiç ders almadığı, ülkemizin en çok kâr eden, stratejik konumu en yüksek ve teknolojik geleceği en parlak kurumu olan Te- lekom'u özelleştirme adı altında uluslararası tekellere teslim ettiği an- latılarak "Telekom eylül ayında sanşa sunulacak. Yüzde 20'lik hissesine karşıhk, 14 bin çalışanı işten çıkanlacale Özel- leştirme ile Telekom'un sosyal nrteüği yok edile- cek" denildi. Posta hizmetlennde de "norm kadro" adı al- tında çalışanlann kendi iradeleri dışında çeşitli illere sürgün edildiğine dikkat çeken Haber- Sen, hükümetin taşeron- laştırmaya hız vererek özelleştirmeye zemin hazırladığını savundu. Haber- Sen, devletin kü- çülmesini isteyenlerin, şimdi "devlet nerede" diye sorduklannı anım- satarak devletin yok ol- masına karşı direnilme- si gerektiğini açıkladı. tstanburda su kesintisi • lstanbul Haber Servisi - tSKl'den yapılan açıklamaya göre 23-24 Ağustos tarihlerinde, Avrupa ve Anadolu yakalannın büyük bir bölümüne 24 saat süreyle su verilemeyecek. Yann saat 08.00'dan perşembe günü saat 08.00'e kadar su alamayacak yerler şöyle: Karaköy, Sarayburnu, Emımönü, Aksaray, Zeytinburnu, Merter, Topkapı, Üsküdar, Beylerbeyi, Kuzguncuk, Kandilli, Kadıköy, Acıbadem.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle