Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 2 AĞUSTOS 2000 SAU CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Troya: Ben Wüusa9
AnaAcMuyum
Alman arkeolog Prof. Manfred Korfinann, Wilusa'da dünyanın insan eliyle yapılmış en
eski (beş bin yıllık) 100 metreyi aşan bir yeraltı su şebekesini Çanakkale Troya'da buldu
Ö»ZGENACAR
ANKARA - Anadolu'ya vu-
nmlan her bilünsel kazrna, yanlış
biJgileri dûzeltip tarihi aydınla-
tıyor. Dünyanın "Troya" dediği
Çsnakkale'deki ünlü antik kent,
buuıdan böyle artık Hitıtlerin de-
yimiyle "Vyflusa" olarak adla-
nacak. Federal Almanya Tübin-
gem Üniversitesi Arkeoloji Pro-
fesörü Dr. Manfred Korfmann,
düuıyada şu ana değin bilınen en
eslci (beşbin yıllık) yeraltı kent
su şebekesini de VVilusa'da bul-
dıa. Bu yıl da 13 ülkeden 80 bi-
lim adamı ile yedi alanda yürüt-
tûgü çalışmalar sonrasmda Prof
Korfmann, ABD Başkanı John
F. Kennedy nın 60'lann başında
Berrlın Duvan önünde söylediği
"Ben, Beriinliyinr sözlerinden
esinlenerek Troya'nın ağzından
"Ben VVUusa, AnadoluluyunT
diyor.
Mitolojinin en gösterişli öy-
küsü "Troya Savaşı" ve "Tahta
At", hazinelerin en görkemlısı
"TYoya HazinesT ile Çanakka-
le'nin Hısarlık Tepesi 'ndeki beş
bin yıllık yerleşme, dünyanın en
ünlü antik kentidir. En az Orta
Avnıpa ile Incil'in "Kutsal Top-
rakfarTndaki kadar bılımsel ka-
zı ve araştırmalann yoğunlaştı-
ğı bu tepede, Prof. Korfmann
1988'den bu yana çalışmalannı
sürdürüyor.
Batı dünyasında, beş yıl ön-
cesıne değin Izmirli hemşeri-
mız, halk ozanı Homeros'un tÖ
8. yy'da "tivada DestanTnı an-
tik Yunanca derlemesi nedeniy-
le bu kente Yunan kültürü göz-
lüğü ile bakılmaktaydı. Oysa,
Hitit dünyasının önemli arke-
ologlanndan Prof. Dr. Tahsin
özgöç'ün yaklaşık yanm yüzyıl
önce ortaya attığı "Troya, Hitit-
lerin söznnfi ettiği VVflusa kenti-
dir'' varsayımı, son beş yılda Ba-
tılı dıl bilimci ve arkeologlarca
da tıtızlıkk incelenir oldu. Eski
Korfmann, kazılarda yalnızca geçmişi değfl, yörenin doğasıyla ilgili mineraloji,jeoloji, zooloji, botanik araşünnalannın da yapddığını söyledL
Anadolu uzmanlan Homeros'un
da bildiği (W)llios (ya da Tro-
ya'nın), Hititlerdeki Wilusa (ya-
ni Tnıisa) ile özdeş olduğu gö-
rüşünde artık birleşiyorlar. Prof.
Korfmann'ın son dört yıllık ka-
zılannda ortaya çıkardığı olaga-
nüstü buluntular da bu varsayı-
mı kanıthyor.
Wilusa'da son dört yıluı bu-
luntulannı dün kamuoyuna de-
ğerlendiren, yerel halİcın "Os-
man Bey" dediği Prof. Korf-
mann'ın açıklamalan özetlc şu
noktalarda toplanıyor:
ÎÖ3.binyıl-
Erken Ttanç Çağı
1. Çeşitli katmanlardan olu-
şan, tlk Tunç Çağı'nda (IÖ 3.
binyıl) ortaya çıkan Wilusa'ya,
daha önceki kazıcılar "Troya-I"
demiş, sonraki "Troya-EP taba-
kasını ise farklı bir kültür olarak
öngörmüşlerdi. Oysa, son kazı-
iarda her ikisi arasında, daha ön-
ce hiç bilinmeyen, 8 yapı evresi
ortaya çıkanlmakla kalmadı, bi-
nalann mimarisınde yön değı-
şikliği olmadığı, aynca kullanı-
lan çanak çömlek açısından ke-
sinrisiz bir geçışin varlığı sap-
tandı. Bu nedenle I ve II arasın-
da ayıncı bir çizginin çekileme-
yeceği kanıtlandı.
2. Troya II ve III arasmda da
mimari süreklilik görüldüğü için
bu alanda çok farklı kültürlenn
olduğu bıçimmdeki eski düşün-
celerin tersine "Troya I, n, m
grubunun varhğı
r>
belirlendi.
Marmara Bölgesi ve Kuzey
Ege'ye de yayılan bu kültüre
Prof. Korfmann "DenizşeJlrfl53i,u
Kültörü" aduu veriyor.
3. 1998'de Cumhuriyet'te
"Yunan Tapmağmın Atası Tro-
ya'da" başlıklı haberde Anado-
lu'ya özgü bir "megaron" tipi
yapının bulunduğunu açıklamış-
tık. Alışılmıştan farklı olarak,
yanındaki "sunak" ile özellik
göstermesi, aynca dinsel konu-
lu bir seramiğin bulunması, için-
deki kömürleşmiş tahılın fızîk-
sel incelenmesi ile yapının tari-
hi IÖ 2290-2200 olarak ortaya
kondu. Yangınla yok olan bu ya-
pının altına ınildiğınde, daha es-
ki bir taban bulundu. Denizsel
Troyakültürünün orta ve son ev-
releriıun fakirleştiği yolundaki
inancı tersine döndüren zengin
buluntular ele geçinldi.
4. IÖ 3. binyılda, düzenleyici
ve etkjli bjr biçimde planlanan
böyle bir yerin yalnızca sınıflı
bir topluma (kale, megaron, ha-
zine buluntulan, uzak bölgeler-
le yapılan tıcaret) değü, aynı za-
manda Güneybatı Asya için ge-
nel olarak kabul gören yerleşim
tipi olan, savunma duvarlanyla
yukan ve aşağı kentli yerleşim
planına da uyduğu saptandı.
IÖ2.binyıI-
Orta-GençlkaçÇagı
5. Aşağı kentin kaleden ol-
dukça uzak bir bölgesinde Tro-
ya VI erken dönemine ılişkin ya-
pılar gün ışığına çıkanldı. Bu
dönemde metalin işlendiğine
ilişkin buluntular, dokumalan
boyama tekniğinde kullanılan
mıdye kabuklan, kilden bir mü-
hür, fayans boncuklar ve üç ka-
natlı ok uçlan ele geçirildL Ge-
Eğitim-Sen, velilerden kayıt parası alan yöneticilerin şikâyet edilmesini istedi
Uyarıya karşı 'zorunhı bağış'
Cenelge yayımlandı
OkuUarda
bazistasyonu
kaldmlacak
İstanbul Haber Servist-
tstanbul 11 Mahalli Çevre
Kurulu, kamu binalan, okıü,
kreş, hastane, akaryakıt
istasyonlan ile dolum tesisleri
ve park gibi yapı ve alanlarda
bulunan baz istasyonlannın
kaldınlmasını kararlaştırdı.
İstanbul Valiligi Mahalli Çevre
Kurulu'nun elektromanyetik
kirliliğin önlenmesi amacıyla
hazırladığı genelge, Resmi
Gazete'nin dünkü sayısında
yayıınlandı. Daha önce
kurulmuş istasyonlann
uluslararası standartlara göre
ölçümlerinin yapılacağı
belirtiîen genelgede, ölçüm
sonucunda ortamın elektrik
alanının sırur değerinin birkaç
baz ıstasyonundan
kaynaklandığmın tespit
edilmesi halinde, İl Mahalli
Çevre Kurulu'nun, her bir
bölge için yeni alt sınır değeri
belirleyeceği vurgulandı.
Kurul karanna göre, kamu
binalan, okul, kreş, hastane,
akaryakıt istasyonlan ile
dolum tesisleri ve park gibi
yapı ve alanlarda bulunan baz
istasyonlannın kaldmlacak.
Bu alanlara yakın mahallerde
kurulu bulunan baz
istasyonlan için ortamın
maksimum elektromanyetik
alan şiddetinin 10 V/m olması
gerektiği belirtildi. Çevre
Kurulu aynca, elektromanyetik
alan oluşturan mevcut cep
telefonu baz istasyonu, TV ve
radyo vericileri, yüksek
gerilim hatlan ve benzeri
kaynaklann denetlenmesi
amacıyla mobil ölçûm
istasyonlan oluşturulmasını
kararlaştırdı.
Yapılacak ölçümlerin
masraflan ise elektromanyetik
alan yaratan kaynağın bağlı
bulunduğu şirket tarafından
karşılanacak.
British CounciVden eğitim fuarı
Brfösh CountiTın düzenkdiği eğitim fuan, dün Ceylan Inter-Continental Otel'de
başladL tngüiz Eğitim Kurumlannı Türk öğrencilerine tanıönayı amaçlavan ftıara
öğrencikr voğunflgigösterh or. Fuarda İngttiz eğitim kurum temsücüeri, usans ve
H i H i j H r t Y n g i H y r p r i i l kıınJary ÜM-Ipgirimfatmtfplpri VPmadridkıırdar
amacıyla tercömanlar da yer ahyor. 20 okulun kabktığı fuar sırasmda,'ödûBû anketi'
yamâayaıılar arasmda yapılacak çekİBşte 2 kişi tngfitere'de Sd naftahk dfl kursuna
kafıtmgya hak kazanacak. tngUtere'de eğitinı görmek isteven iste>>
en öğrencilere
2000-2001 akademikyıh için kayrt şansa sağjayacak fuar, yann akşam sona eriyor.
İstanbul Haber Servisi - Fen ve Ana-
dolu liseleri, Devlet Parasız Yatılı okul-
lan ile ilk ve ortaöğretim kurumlanna
kayıtlar dün başladı. Milli Eğitim Ba-
kanlığı'nın tûm uyanlarma karşın ka-
yıtlann ilk günü bazı okullar, bağışlar
nedeniyle şikâyet edildi. Eğitim-Sen
Genel Başkanı Aiaartin Dinçer, dep-
rem bölgesinde felaketi yaşayan veli-
lerden bile okullara kayıt sırasmda zo-
runlu bagış istendiğini belirterek, veli-
lerin, zorla bağış isteyen okullann yö-
neticilerini MıUi Eğitim Müdürlükle-
ri'ne şikâyet etmelerini istedi.
Afyon, Amasya, Ankara, Bingöl,
Çankın, Elazığ, Erzurum, Gaziantep,
Giresun, Hatay, istanbul, Kastamonu,
Kayseri, Konya, Kütahya, Malatya,
Manisa, Mardin, Sıvas, Tunceli, Aksa-
ray, Iğdır, Kilis, Karabük, Yalova'daki
ilk ve ortaöğretim kurumlarma kayıtlar
dün başladı.Eskışehir ve tçel'de ise ka-
yıtlar 28 Agustos'ta başlayacak. Kayıt-
lar, 8 Eylül'e kadar devam edecek.
Bakanlık ve İl Milli Eğitim Müdür-
lüğü'nün açıklamalanna karşm, kayıt
yapıtıran veliler bağış yapmaya zorlan-
dı. İstanbul Lisesi'ne kayıt yapurmak
için gelen veliler, zonmlu olmadıklan
beHrtilmesine karşın kendilerinden 400
ile 600mih/on lira arasında bağış isten-
diğini söylediler. Veliler, okul yöneti-
minin " Yapöğuıız bağış, çocuğunuzun
daha iyi eğitim görmesi için knBamia-
cak" dediğini vurgulayarak, bu yakla-
şımın kendilerini bağış yapmak zorun-
da bıraktığını kaydettiler.
Veliler, okulla yaptüdan pazarhkta
bağış miktannı ellerinden geldiği kadar
düşürmeye çahştıklannı ya da taksit-
lendirdiklerini söylediler.
Eminönü Büyük Reşit Paşa Ûkögre-
tim Okulu ise bağış olarak 5-10 milyon
lira alıyor. Bu okulda da istanbul Lise-
si'nde olduğu gibi kayıt sırasında veli-
lere, bağışın zorunlu olmadığı, ancak
cocuklann eğıtımı ve okulun masrafla-
n için bağışa ihtiyaç duyulduğu söyle-
niyor. Bazı veliler, müdürün "Bağçola-
cak" dediğini belirtirken, okuldan ağ-
layarak çıkan bir veli 5 milyon lira ba-
ğış verdiğini belirterek şunlan anlattı:
"Müdür bağınurak, '5 milyon verilir
mi? Sigara parası bu. Şimdi kuyrukta-
ki diğer veliler de bu kadar verecek'
dedi Ağlamaya başladım. O sırada ba-
sınmensuplangeünceçocuğumuııkay-
dı yapüdı."
Okul müdürü Mustafa Seydioğlu ise
bu velinin kaydınuı yapddığını belirte-
rek, bağışa gereksinimleri olduğunu,
ancak zorlamadıklannı savundu.
rek bu dönem ve gerek Vll'nin
altında "prehistorik" kaluıtılar
da ele geçti. Yoğun felaketlere
işaret eden verilerden, önce bir
depremin, sonra da yitirilen bir
savaşuı yaşandığı gözlendi.
6. VVilusa Kalesi'nin güney
giriş kulesindeki kazıiarda bu-
rasınınlÖ BOOyıllarındayapıl-
dıgı, bir kült ile bağlantılı "rtel-
ler (mezar taşlan)" ortaya çıka-
nldı. Buluntular, kültün, Hiritle-
rin Apalhınas, sonralan Yunan-
lann ApoOon dediklen tann ile
özdeşleştiğine ilişkin görüşü
güçlendirdi.
7. Kuşkusuz son dört yıluı en
önemli bulunrusu, yeraltı su top-
lama havuzlanndan oluşan bir
mağara-tüneldu". Üç yıl önce ka-
yaya oyulmuş bir su mağara-tü-
neli bulunmuştu Bu yaz yapılan
kazıda birçok yan kollara aynlan
yapay geçişlerin varlığı saptan-
dı. TroyaAVilusa değişıklığıni de
kanıtlayan ve sürpriz yaratan bu
çok önemli buluntuda, yapay tü-
nel olarak açümış kollardan bi-
risinin önce 28 m kadar güney-
doğuya doğru ilerledıği, daha
sonra sağa açılarak 75 m kuzey-
doğuya doğru ılerlediği görül-
dü. Üçü yukanya çıkan geçitler-
de ise aydınlatma oyuklan göze
çarpıyordu. Bunlardan en azın-
dan ikisi, kaya yüzeyinde havuz-
cuk oluşturmakta ya da kuyu bi-
çiminde aşağıya doğru ınmek-
teydi. Havuzcuklara günde top-
lam olarak yanm ile 1.5 ton su
damlamakta, daha doğrusu ak-
maktaydı. 1090 metreyi aşan
mağara-tünelin, Tunç Çağı'nda
kentin su gereksinimini karşıla-
mada, özellikle düşman kuşat-
ması sırasında, büyük rol oyna-
dığı anlaşıldı. "Su için vapdnuş
tünel^çîliği", birikmış sılıslı tor-
tunun "Uran-Thorium-Denge-
sizKk Yöntemi" ile incelenmesi
sonucunda mağaranın 3. binyı-
lın başlannda yapıldığı belirlen-
di. Böyle bir yapay su toplama
havzasının Anadolu'ya özgü bnr
sistem olduğu, Hitıtlerin başken-
ti Hatuşaş'ta da bulundugu bili-
niyor. Ancak, Wilusa'daki kay-
nak mağaranın şimdiye değin
bulunmuş olanlann en eskisi
(beş bin yıllık) olduğu anlaşıldı.
8. "Troia / Dios" ile "T«ru-
sJaAVUusa"nın özdeş olduğunun
kabul edilmesine ilişkin sorula-
n Prof. Korfmann şöyle yamth-
yor: "101280'deHititKrahMu-
vvatalli veHlusa'nm KrahAlak-
sandu arasmda bir anlaşma ya-
pıkfa. Anlaşmada tann Kaskal-
Kur'un adı da geçiyor. Kaskal,
ketime işareti olarak 'yol' ya da
'tünel' anlammı taşır. Kur keü-
mesi ise 'yer altı' ya da 'toprağın
aln'nı anlatar. Böylece buldnğo-
muz yapay kompleksin, anlaşma-
da sözö edilen yer oktuğu anlaş>
lacakOr. Bu noktada, bizkr için
çokönemli olan biryorumdan da
söz etmek durumundayız: Ho-
meros'un, IÖ 720'lerde doğal
çevreden,biryerleşnıeningerçek
özeDiklerinden yola çıküğı kabul
edflir. Bu özeüiklerbiryerde sap-
tanır; yani Homeros bir yıkmbyı
anlatan 'zamanın tanığı' olarak
kabul edflirse: o zaman llvada'da
ûstünde sıkça durulan 'güzelce
akan" kaynaklan ve kayaya oyul-
muş yıkama teknelerini bnlda-
ğumuzuda kabul edebflhiz."
Troya'nın savunması
9. Troya VI dönemine ilişkin
bir savunma hendeği de gün ışı-
ğına çıkanldı. Yaklaşık 3 m en ve
1.5 m derinliğindeki "U" biçim-
li, ana kayaya oyulmuş hendek,
savaş arabalannın yaklaşmasını
önlemeye yönelik bir engel oluş-
turuyor. Hendek, IÖ 2. bin yılı-
na ait VVilusa aşağı kent savun-
ma duvanna birok anmı uzakhk-
ta bulunuyor.
Korfmann, VVilusa kazılann-
da yalnızca insanın geçmişini
değil, yörenin doğasıyla ilgili
mineraloji,jeoloji ve 5000 yıllık
bir zaman dilimindeki zooloji,
botanik araşurmalannın da ya-
pıldığını söyledi. 100 bin hayvan
kemiğınin, 300'den fazla arke-
olojik bitkinin incelendiği yöre-
deki bu sayılar, tüm Akdeniz'de
yapılan tüm araşnrmalardan da
fazla bir listeyi kapsıyor.
2001 -2 yıllannda Almanya'da
üç kentte açılacak "Troya - Düs
ve Gerçek" adlı sergi ile eski
adıyla Troya, en eski adıyla Wi-
lusa'yı son buluntulan ile dünya-
ya "Ben VVilusa, Anadolulu-
yum" diye tanıtacak olan Prof.
Korfmann, Çanakkale'de bir ba-
nş parkı içinde Ulusal VVilusa
Müzesi'nin yapımına bir an ön-
ce başlanmasını da öneriyor.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Paplamentomuz ve Uyeleri
Tüm akademisyenlik yaşamım boyunca ve bu kö-
şeyi sizlerfe paylaşmaya başladığımdan ben, özen-
te vurguladığım bir husus vardın "Her ne olursa ol-
sun ve ne denli yanlışlar içinde olurlarsa olsunlar,
Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne ve milletin vekilleri-
ne saygı göstermemiz gerekir."
Gerçekten; TBMM'ye duyulacak saygı, o Meclis'i
oluşturan iradeye, milletin iradesine duyulacak say-
gıdır. Yani millete saygıdır. Kendini "demokrat" ola-
rak niteleyen bir insanın; kendine "demokrat sıfatrru
yakıştıran insanlann, başkatürlü düşünmeleri müm-
kün müdür?
Zaten kendini "Atatün\çü" olarak isimlendirmek-
ten gurur duyan bir insanın, farklı bir yaklaşım için-
de olması da mümkün değildır. O Atatürk kı; Ulusal
Kurtuluş Savaşı'nın en kritik ve umutsuz günlerinde
bile, TBMM'nin iradesinin dışına çıkmamaya özen
göstermiş ve sorunlann çözümünü, o milletvekille-
rinin "ikna edilmelerinde" bulmuştu. Günümüzde
faşist ruhlu ve baskıcı kimi kendini bilmezlerin; bu
tutumlannı, Atatürkçülük adına takınmalannı, derin
bir üzüntü ve biraz da şaşkınlıkla izliyorum.
•••
Peki TBMM'nin, milletin iradesiyle belirlenen üye-
lerinin tümü, bu saygıyı hak ediyorlar mı? Buna
"evet" diyebilmeyi çok isterdim. Fakat maalesef öy-
le "tipler" gördük ve tanıdık kı bu soruyu olumlu ya-
nıtlamamız mümkün olamıyor. TBMM'nin çatısı al-
tına yakışmayan birtakım tipler, geçmişte de vardı,
günümüzde de var. Ve maalesef azalacaklanna ar-
tarak geliyoriar.
Fakat bu türden insanlann varlıklan, ulusumuzun
iradesinin gerçekleştiği parlamentomuzu ve tüm
üyelerini hedef almamızı gerektirmez. Ancak baa
parlamenterlerimiz ve hatta bakanlanmız (tabirimi
bağışlayın) öyle haltlar kanştınyoriar ki, yukardayaz-
dıklanmı yaşayabilme konusunda kuşkuya düşüyo-
rum.
Kimi pariamenterlenmizin son günlerde ortaya çı-
kan münasebetsızlıkleri üzerinde duracak degılım.
Hatta; deprem felaketını, kendısınesiyasal rant mal-
zemesi yapan bakanlann tutumlan üzerinde de dur-
mayacagım. Meseleyi, bellı "isimlerden" bağımsız
olarak ele almak istiyorum.
• • •
İlk sorulması gereken soru şudur: "Pariamenter-
lerin dokunulmazlıklan olmalı mıdır?"
Bu sorunun yanıtı, kesin bir "evet"tir. Fakat bu do-
kunulmazlık, yasama faalıyetiyle ilgili bir dokunul-
mazlıktır. özel hukukla ılgılı konularda; mılletvekıli sı-
fatının kazanılmasıyla, dokunulmazlık kazanılması-
nın hiçbır anlamı yoktur ve durum, milletvekillığinin
saygınlığını cıddi bir biçimde zedelemektedir. Hak-
kında dolandırıcılık kovuşturması yapılan bir "ahlak-
sızın", milletvekili olmasıyta dokunulmazlık kazan-
ması hangi akla hizmettır?..
Ikinci sorulması gereken soru, "Bu dokunulmaz-
lığın sının ne olmalıdır", sorusudur. Biraz yukarda;
milletvekili sıfatını kazanmadan önceki suçlann ya da
iddiaJann, dokunulmazlık dışı tutulması gerektğini
vurgulamıştım. Peki milletvekili olduktan sonra işle-
nebilecek suçlar, bu dokunulmazlığın kapsamı içine
alınacak mıdır?
Bu sorunun yanıtı da çok kısadın "Hayır, asla..."
Milletvekili olmak, ınsanlara suç ışleme ayncalığı-
nı vermez. Tam tersine; o sıfatı taşımanın getirdiği,
ağır bir sorumluluk vardır. Bu bakımdan; siyasal ko-
nular dışındakı dokunulmazlık anlayışı insanlan çok
yanlış yerlere götürebilir.
• • •
öyle sanıyorum ki; bizim asıl sorunumuz, yargının
düzenli işleyememesi ve insanlanmızın yargıya olan
güveninin ciddi bir biçimde sarsılmış olmasından
getmektedır. Iş lafa gelince; herkes, "Türk adaletine
güveniyorum" gıbisınden nutuklar atmakta. fakat
aslında hiç kımse Türk adaletine güvenmemektedır.
Eğer güven olsa, hiç kimse adalet önüne çıkmak-
tan ve hesap vermekten çekinmez ve eğer suçsuz-
sa, bunun yargı tarafından da tescilini, yani belge-
lenmesini isterdi. Fakat milletvekillerimiz, bakanlan-
mız ve hatta eski hükümet başkanlanmız; normal
yargı organlanna ve Yüce Divan'a çıkmamak için
her yola başvurabılmektedirler. Bunun bir nedenı,
"suçluluklannın" tescili olacağı gibi; bir nedenı, (eğer
suçsuz olsalar bile) yargının siyasal baskı altında ka-
rar alabileceğinden duyduklan endişe oluyor.
• • •
Milletvekillerinin "abartılmış" dokunulmazlıklan,
her şeyden önce TBMM'yi yıpratıyor ve saygınlığı-
na gölge düşürüyor.
Istediğimız kadar; "TBMM'ye saygı, Türk ulusu-
na saygıdır" diye çırpınalım, siyasetçilerimız bu say-
gıyı zaiyıflatmak için ellerinden gelenı yapıyoriar ve
bir anlamda bindikleri dalı kesiyorlar.
Çok yazık...
Ferroli'den
klima
doğruları;
- Montaj yüksekliği en az 1.80 m olmalı.
- Keşif ve montaj uzman personel tarafından yapılmalı, |
servis güvencesi mutJaka aranmalı.
İFERROLIİ
Isıtma ve Klima Sistemleri
Tel: (0216) 416 5-4 93
www.ferroli.net