Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 AĞUSTOS 2000 SALI CUMHURİYET SAYFA
JVLJJLiJ. U l \ kultur@cumhuriyet.com.tr 15
KENTLER VE KÜLTÜRLER /Moskova TURGAY FÎŞEKÇl
Anıtsal plduğu kadar insancıl mı?Moskova iDc bakışta anıtsal birkent
kişiliğiyle dikkat çekiyor. Geniş bul-
varlar, büyük yapılar.
Moskova 'da kentsel yerleşim anla-
yışı, 1917 Devrüni'yle birlikte büyük
değişikliklere uğramış.
20. yüzyıla gelene dek Moskova,
geniş caddelerin kıyısında ikişer-üçer
katlı, bahçeli evlerin olduğu, kent si-
luetinde yalnızca kilise kulelerinin
göründüğü bir kentmiş.
Geçen yüzyıldan kalma çok sayı-
da böylesi yapı, varbğını bugün de ko-
ruyor, ancak yanlanna ya da çevre-
lerine yapılan yeni, büyük ve ağır ya-
pılar onlan ezip önemsizleştirmiş.
Bugünkü Moskova'nın siluetine böy-
lesi büyük yapılar egemen.
•••
Yeryüzünde başka bir kentte bu
denJi çok kilise var mı bilmiyorum,
ama Moskova'ya bakıp da kilise yo-
ğunluğunu görmemek olanaksız. Her
yerde karşınıza kubbeleri parlayan
kilise kulelen çıkıyor. Sanlı, mavili,
allı, yeşüli renkleriyle de göz alıyor-
lar.
Moskova, St. Petersburg gibi bakım-
sız değil. Yollar, yapılar bakımlı. Ken-
tin birçok yerinde de yeni yollann,
köpriilerin yapımı sürüyor.
Kentin en ünlü yeri olan Kızıl Mey-
dan, gezginlerin ve onlara bir şeyler
satmaya çalışan ayakJı satıcılann ege-
menliğinde. Lenin mozolesinin önün-
de kuyruk uzun. 10.00'dan 13.00'e
dek ziyarete izin veriliyor. Bu saat-
lerde Kızıl Meydan'a ancak mozole
ziyareti için girilebiliyor. Sonrasın-
da ise herkese açık.
Burası gezginlerin dışında gelinlik
ve damatlıklanyla dolaşan yeni ev-
lilerden ellerinde orak çekiçli eski
SSCB bayrağıyla Enternasyonal'i
söyleyerek gösteriler yapan toplu-
luklara dek her kesimden ziyaretçi çe-
kiyor. Kiliseleri için bağış toplayan
. din görevlileri de eksik değil.
Kızıl Meydan'ın çevresi de, paha-
lı alışveriş merkezleri, havuzlar, park-
lar, yaya alanlan gibi insanlan çeke-
cek düzenlemelere sahip.
•••
1991'den bu yana Rusya'daki en
pNbüyük degişiklik dillere, dinlere ve
küİtürlere sağlanan özgürlükler olmuş.
Bu alandaki engelleyici tutumlar or-
tadan kalkmış. Bundan en çok yarar-
lananlar da, görüldüğü kadanyla ki-
liseler olmuş. Kentin her köşesine
yayılmış olan kiliselerin hepsi ba-
kımlı, pınl pınl.
Bir akşamüstü Mabir Öztaş'la bir
ağaç altında oturmuş konuşuyorduk.
Türkçe konuştuğumuzu duyan iki
genç kadın gelip kendilerini tanıttı-
lar. Biri Kazak, öteki Çerkesmiş. tki-
si de Moskova Üniversitesi'nde ça-
lışan mimarlar. Kazak olan, doktora-
sı için bizim ÎTÜ'de de çalışmış, gü-
zel Türkçe konuşuyor. Birkaç cüm-
le sonra yine o temel istekle karşılaş-
tık: "Burada bir Türk kûltûr derne-
ği açmak istiyoruz. Bize yardmıcı ola-
bilir misiniz?"
Kale gibi otel
"Rossiya" Oteli, Moskova'da dev-
nm sonrası gelişen egemen anlayışı
kavramak için iyi bir örnek.
Otel 1960'larda yapılmış. Krem-
lin'in hemen karşısında, neredeyse
onunla yanşır bir büyüklükte kurul-
muş, kare biçiminde bir kale. Dört
yönde de on üçer katlı. Kuzeye ba-
kan birbölüm ise yirmi bir katlı. Top-
lam altı bın odası varmış.
Belli ki görenler hayranlık duysun
diye böyle görkemli yapılmış. Ancak
dış göriinüşteki görkem, içeride ye-
rini ciddi sorunlara bırakıyor. Altı
bin oda içinde kendi odanızı bulabil-
meniz, bulduktan sonra da odadan
otel dışına çıkmak, sonra da odaya dö-
nebihnek bir hayli zaman alıyor.
Bu denli çok kişinin kaldığı bir
otelde kahvaltı ve yemek salonlan
da farklı farklı. Yahuzca bir saat (08.
00-09.00 arası) verilen kahvaltı sü-
resinde, kahvaltı yapacağınız salonu
bulabilmeniz de güç.
Otel girişi, sıra sıra kumar maki-
neleriyle dolu. Giriş, otel güvenliği-
nin kontrolü altında. Size verilen bir
kartı göstererek girip çıkabiliyorsu-
nuz.
Görevlilere bir şey sonıp yanıtznı
alabihnek neredeyse olanaksız.
Çamaşırlannı yıkatmak isteyen bir
arkadaş, Rusça bilen bir başka arka-
daştan bunu nasıl yapabileceğini öğ-
renmesini rica etmişti.
Rusça bilen arkadaş, bıraz sonra ge-
lip "Konuşmak için para istiyorlar"
dedi.
Ama arkadaşımız yıhnadı. Bir gün
boyunca arayıp otelin çamaşırhane-
sini buldu. Çamaşırlannı ve parası-
nı verdi. Akşama odasına döndüğün-
de temiz çamaşırlannı ve parasırun
üstünü bulunca çok sevindi.
•••
Avusturyah yazar Sylvia Treudl,
St. Petersburg'da evlenmeyi tasarlı-
yordu, ama damat adayı vizesini za-
manında alamadığından oraya gele-
medi. Düğün Moskova'ya kaldı.
7 Temmuz akşamı otelin 21. katın-
da Basın, Radyo ve TV bakanının
daveti vardı. Düğünün orada yapıl-
ması kararlaştınldı.
Masalar tıka basa yiyecek ve içki
doluydu. En az bizim kadar kalaba-
lık olan görevliler, kahvaltı masala-
nndan çantalanna attıklan ekmek di-
limleri yerine bu kez votka şişeleri-
ni koyuyorlardı. Daha bir saat geçme-
den yerlerde sızanlar oldu.
Bu denli yiyecek ve içki bollugu
heijkesi çarpmıştı. Geç vakit, o güne
HeVrîeV> bii- köşçds sesşiz d«ı#uı £#%.
landıyalı hanım şair.Anni Suman,
gelinliğin etekleri üstüne düşüp ba-
yılıverdi.
Moskova, müzelen, kütüphanele-
ri, tiyatro ve konser salonlan, park-
lanyla göstenşli birkültür kenti. Bu
merkezlerden kimileri üstüne kısa
bilgiler verelim.
Puşkin Devlet Müzesi, Batı resim
sanatının seçkin ömeklerini içerme-
siyle özel bır önem taşıyor.
1934'te Maksim Gorld'nin girişi-
miyle oluşturulan Merkez Yazarlar
Evi, kentin en ilginç mekânlanndan.
Bugün de genç-yaşlı yazarlann bir
araya geldıklen, bırbirlenni gördük-
len ve M. Bulgakov'un Usta Ue Mar-
garha adh romanında uzun uzun be-
timlediği çok ünlü bir lokantası var.
1920'de açılan Merkez Gazeteciler
Eyi deaçıhşında Mayakovski ve Ve-
senin gibi ünlü şairlenn bulunması,
ünlü müzikçilerin konser verdikleri
salonlan, çeşitli lokanta ve kahvele-
riyle bugün de önemli bir kültür mer-
kezi.
Hermitage Bahçeleri, içinde tiyat-
ro, opera gibi gösteri merkezleri, çay
-»Ventin en ünlü yeri
Kızıl Meydan'ı, gezginler
ve yeni evliler kadar,
ellerinde orak çekiçli eski
SSCB bayrağıyla
Enternasyonel'i söyleyerek
gösteriler yapan topluluklar
da ziyaret ediyor. •. - •• ı. •.
evleri, kahveler, lokantalar içermesi,
sessiz köşeleri ve düzenli caz festi-
vallerinin yapıldığı yer olmasıyla
benzersiz bir park örneği.
Merkez Kütüphanesi, 32 katlı, ken-
tin en büyük yapılanndan. Kitaplık
içinde "Dante Alighiari", "tmge ve
Düşünce" gibi edebiyat kulüpleri de
etkinlik gösteriyor.
Kentteki kitaplıklar genellikle ya-
zar adlan taşıyorlar. Gogol'ün adını
taşıyan kitaplık, yazann yaşadığı es-
ki bir Moskova evi. Bahçesinde bir
heykeli var. Heykelinkaıdeşinde ya-
zann romanlarında geçen tipler cari-
landınlmış. Yazar, ünlü romanı Ölü
CanJar'ın ikıncı cildini ölümünden
on gün önce bu evde yakmış.
Puşkin Edebiyat Müzesi de hem şa-
irin dönemınden kalma bir yapı ol-
ması hem de iç düzeninde bin sekız
M,. oskova'da her yerde
karşınıza kubbeleri parlayan
kilise kuleleri çıkıyor.
Sanlı, mavili, allı, yeşilli
renkleri ile göz
kamaştınyor. Kentin birçok
yerinde de yeni yollann,
köpriilerin bakırnı sürüyor.
yüzlü yıllann başlannın havasını yan-
sıtmasıyla ilgi çekiyor.
Aynca kentte Tolstoy, Turgenyev,
Çebov,Gorki,Bulgakov,Dostoyevski,
Mayakovski gibi ünlü yazarlann orur-
duklan evler de müze olarak korunu-
yor.
•••
Rus edebiyatı, geçmiş baskılann
etkisiyle olsa gerek, hızlı bir biçim-
de mistik, gizemci eğilimlere bağ-
lanmış görünüyor.
Yapılan edebiyat toplantılannda
hep söyledikleri bu oldu. Geleceğin
edebiyatını mistisiznîde görüyorlar.
Gogol, Tolstoy gibi yazarlan da ken-
di geçmişlerinde bu anlayışla büyük
yapıtlar vermiş kişileı* olarak görü-
yorlar.
Bu yaklaşımı yadırgadığımı söyle-
meliyim.
Yeşilçam'ın unutulmayan filmlerinden 'Ağaçlar Ayakta Ölür'ün çekimleri sona erdi
6
Eskifilmlerdeldsafhk konımııalı'
Kültür Servisi - Eski Türk fümle-
rine duyulan ilgi Yeşüçam'ın klasik-
lerinin yeniden çekılmesine neden
oluyor. Kimilerine göre bir geri dö-
nüşü, kimilerine göre 'yeniden' yapı-
lanmayı ifade eden Türk sinemasın-
daki bu yeni hareket, özellikle Plato
FOm tarafından projelendirilen 'Ma-
zi Kalbimde Yaradır' film dizisiyle
hız kazandı. Otuz-kırk yıl öncesinin
unutulmaz filmlerinı gündeme geti-
ren bu dizi kapsamında yer alan on
fılmden dördü tamamlandı, beşinci-
si çekim aşamasında. Geçtiğımiz gün-
lerde tamamlanan 'ArtikSevmeyece-
ğfan'in ardından sırada 6 Ağustos'ta
çekimlerine başlanan, onjinalı 1964
yapımı 'Ağaçiar Ayakta Olür' var.
'Yeniviantamanmyolununeskiyi bi-
mekten geçtiği' inancıyla yola çıkılan
projenin bu filminde yönetoen ve
oyuncu kadrosunun ortak bir düşün-
ce ile birleşmiş ve bütünlüğü yaka-
lamış olmalan göze çarpıyor.
Çekimleri dün tamamlanan fîlmin
onjinalınde Yıknz Kenter, hzet Gü-
na>, Semra Sar, Hulusi Kentmen'ın
rollerini, yeni versiyonda Çolpan ll-
han, EmreAhuğ,SevinçErbulak,Eş-
ref Koiçak canlandınyor.
Filmde 15 yaşındaki torununun ev-
den kaçması sonucu kalp krizi geçi-
ren eşini teselli etmekamacıyla 15 yıl
boyunca sahte mektuplar yazan bir
adamın, bir gün haberlerde torunu-
nun bir uyuşturucu çetesiyle girdiği
çatışmada öldüğünü öğrenmesiyle
yaşadığı dram anlatılıyor. Hasta İca-
nsına bununasıl söyleyecegini düşü-
nürken farklı birplan ortaya çıkar. To-
runun yerine ve sahte bir adam bu-
Iunur.
Ashnda Akjanr Kasana'nın 'Los
AngefcsMuoHiDePradlı tiyatro oyu-
nundan uyarlanan filmin orijinal se-
naryosu Safe Onal'a aitken, yeni dü-
zenlemeyi Atflla Engjn yapmış. Yö-
netmen koltugunda, daha önce 'Mut-
suzlar, Yabuzlar, Acüar İçinde' fil-
miyle tanınan Kâmil RenkUdere yer
alıyor. Orijinal filmin yönetmeni ise
birçok başanh fdme imza atmış Mem-
j dahÜn.
1 Konuk olduğumuz filmsetinde
Oyuoca kadrosu ile yöneünen, ortak bir düşünce çerçevcsinde birieşmiş.
oyuncularla konuşma fırsatı bulduk.
- O dönenıi \aşavan biri olarak siz
bu fdmlerin yeniden çekflmesini na-
sıl değerdiriyorsunaz?
EŞREF KOLÇAK- Daha önce de
eski filmler, örneğin benim siyah-
beyaz filmlerim birçok kez renkli
olarak çekildi, fakat aynı performan-
sı bulamadı ve bulamaz da. Dünya-
nın her yerinde de buböyledir. Bir ke-
re seyircinin bir iki kuşak değişmiş
olması lazım ki 'yeni' bir şey seyret-
miş gibi olsun. Aksi takdirde hemen
bır kıyaslama içine giriyor seyirci.
Bu anlamda eskınin etkısı altında çok
fazla kaldığından yeniyi beğenmi-
yor.
- YiUar sonra tekrar ete abnan bo
fılmlerin farkhuklan nelerdi?
KOLÇAK-O zamankı sinema an-
layışının başka bir ortamı vardı. Şu
arîdaki sinema anlayışı, örneğin 'Gü-
le Gük'de olduğu gibi duygusal yö-
ne döndü yine. Seksenli yıÛarda Türk
sineması, 'bfann'olmaktan çıktı. Tür-
kiye genelinde 3200'e yakın sinema
vardı, şimdi üç yüz tane ya var ya yok.
Seyirci, kendini bulamadığı bir sine-
ma gördüğü için kaçtı çünkü. Bunun
için bu filmleri tekrar ele almayı dü-
şünenlen tebrik ediyorum.
ÇOLPAN İLHAN - Türk seyircisi
sinemada kendini görmek istiyor.
Kendi dışında olanlar onu ügilendir-
miyor. Tiyatroda da bu böyle. Oyun
seçerken buna çok dikkat ediyorum,
bizim geleneğimiz dışında, yaşamı-
mızdan çok farklı bir oyunu izleyici-
ye sunmanın biranlamı yok. Bu film-
ler farkhydı, çünkü bizdendi. Bizim
yaşamımızdan gerçek aynntılar içe-
riyordu. Bu açıdan Sadri'nin filmle-
ri bu kadar sevildi, çünkü insanlar
kendinde olan birçok özelhğı Turist
Omer'de buldu. 'YengeçSepeti'nde de
var olan aile ortamı, hepimizin bil-
diği, yaşadığı bir sıcaklığı anlatıyor-
du.
-Sizgençbir oyuncuotarakbufim-
tere nasıl balayorsunuz?
EMRE ALTÜĞ - O filmler o ka-
dar sağlam senaryolara sahipti ki ha-
yat devam etrikçe ve dünya döndük-
çe bu hikâyelerde yaşanan her şey
yeniden ortaya çıkabılırmiş gibi ge-
İiyor bana. Bu özelliklerinden dola-
yı biçbir zaman geçerüliklerini kay-
betmeyecekler. Bunun yanında, artık
her şeyin yenilendiği birdünyada bu
tür filmlerin de modernize edilmeye
ihtiyacı var diye düşünüyorum.
- Peki bunu yaparkenfiimlerinya-
pısuun bozulmaması için nelere dik-
kat edilmeK?
ALTUĞ -Her şeyden önce naiflik
kesinlikle korunmalı. Çünkü bu fılm-
lerin en önemli aynntısı içlerindeki
saflık. Onun kesinlikle kaybedilme-
mesi gerekiyor.
- FUmi yeniden çekerken siz neyi
ladmız?
..RENKLİDERE- Bunlar,
çok kötü şartlar içinde, büyük emek
ve özveriyle çekilmiş filmler. Tabii
ki bunlan aşmak gibi bir iddia güt-
müyorum ama, sevgiyi ve unutmaya
başladığımız o değerleri tekrar orta-
ya çıkarmak istiyorum. Özellikle
'AğaçiarAyaktaÖlür',çocukluğum-
da defalarca, bıkmadan izlediğim bir
fılmdi. Izzet Ağabey'in ilk ve tek
ödül aldıgı, sevgi dolu, ılmik ilmik iş-
lenmiş bir filmdi. Ben de sevgiyle
bakıyorum yaşama.
Bingül Başarın'ın çalışmalam
Kepamion Müzesi'nde
• Kültür Servisi -
Seramik ve cam
sanatçısı Bingül
Başanr, Ahnanya'nuı
Frechen kentinde
düzenlenen Uluslararası
Seramik Akademisı'nin
(IAC) etkinlikleri
çerçevesinde
gerçekleştirilen bir
sergiye katılıyor.
Yapıtlan Keramion
Müzesi'nde sergilenen
Başanr'ın 1982'denbu
yana üyesi bulunduğu
akademinin
24 Ağustos'a dek
sürecek diğer etkinlikleri arasında panel, vıdeo
gösterimleri ve seminerler de yer alıyor.
Bfriede Jelinek'in 'Sevda
KadmlarT romanı yayımlandı
• Kültür Servisi - Gendaş Yayınlan Alman yazar
Elfriede Jelinek'in 'Sevda Kadınlan' adh
romanını yayımladı. Kitap, evrensel bir dille ele
aldığı kadınlann yalnızhklannı, gel-gıtlerini,
sevdalannı ön plana çıkanyor. Yazar romanda,
erkekler olmadan hayatlanna yön veremeyen
kadınlann hikâyelerini anlatıyor. Jelinek,
yaşarken farkına varmadığımız aynntılan dile
getirirken de farklı bir bakış açısı oluşturuyor.
Levent Ögetfn 'Unnu' sepgisi
Bpitish Council'de
• ANKARA (ANKA) - Levent Öget'in 'Unnu'
adh fotograf sergisi 31 Ağustos-25 Eylül tarihleri
arasmda British Çouncil Sanat Galerisi'nde yer
alacak. Açtığı birçok kişisel serginin yanı sıra
performans ve enstalasyon çahşmalanyla da
tanınan Öget'in, 'Unnu' ve 'Çaz' isimli iki kitabı
bulunuyor.
Frank Gehry'nin yapıtlan
'The Henry Art 6allery'de
• Kültür Servisi - 20. yüzyılın önemli
mımarlanndan Frank O. Gehry'in yapıtlan,
Seattle 'The Henry Art Gallery'de düzenlenen bir
sergide yer alıyor. 'Mimann Stüdyosu' adlı
sergide sanatçının çizimleri ve yaşamı boyunca
yaptığı ışlerin dokümantasyonunu ıçeren bir
çalışmayla Gehry'nin bir reprodüksiyonu yer
alıyor. Kasım ayı sonuna dek devam edecek olan
sergide, Bilbao Guggenheim'ı da içeren yüzyılın
önde gelen modern sanat yapılanna imzasuıı atan
Gehry, slaytlar ve video gösterileriyle de
tanıtılıyor.
Richard Gere'in yeni filmine engel
• Kültür Servisi -
Richard Gere ve
Winona Ryder'ın
başrollerini
paylaştığı, Çin
asıllı yönetmen
Joan Çhen'in
'Autumn in New
York' adlı fıhninin
gösterımi
engellendi. 50'li
yaşlarda bir
adamla, 21
yaşındaki bir kızın
arasmda geçen aşk
hikâyesinin
anlatıldığı filmın,
önemli gazetelerde çıkan kötü eleştiri yazılan
yüzünden, yapuncı firma MGM tarafından
göstenme girmesi engellendı. Gere ve Ryder. 20
mılyon dolara mal olan film ile gurur
duyduklannı söyleyerek MGM'ye bu karanndan
vazgeçmesi için çağnda bulundu.
Kommagene uygarlığıyla ilgilj
film çekimleri başladı
I Kültür Servisi - Adıyaman'ın Kâhta ilçesindeki
Nemrut Dağı ve Kommagene uygarlığının diğer
mekânlannda başlayacak olan fıhn çekimleri ile
tarih yeniden canlanacak. Ekip Film tarafından,
Kültür Bakanlığı'mn desteğiyle çekilecek filmin
yönetmenliğini. Atatürk ve Topkapı belgesellerini
çeken Tolga Örnek yapıyor. Aralannda, eski çağ
tarihçisi Jorg Wagner, Prof. Dr. Sencer Şahin ve
Hans Gert Bachmann'ın da bulunduğu yerli ve
yabancı uzmanlann Kommagene'ye ilişkin
görüntülerine de yer verilecek filmde. Kral
Antiochos'un tahta çıkışı, Nemrut'taki şölenler ve
Romalılar ile yapılan savaş sahneleri yer alacak.
Kâhtalı gençlerin de fıgüran olarak rol alacağı
filmde. Kommagene'yi ve Antiochos'u dünyaya
daha iyi tanıtmayı amaçladıklannı belirten Tolga
Örnek. "Yerden ve havadan yapacağımız
çekimler 15 gün sürecek. Yurtiçi ve yurtdışmda
göstenme girecek fıbnin, Nemrut'un tarutımına
önemli katkı sağlayacağına inamyorum" dedi.
Snoopy'nm yaratıcısına saygı
• Kültür Servisi - Milyonlann beğenisıni
kazanmış, dünyaca ünlü çizgi roman kahramanı
Snoopy'nin yaratıcısı Charles Schulz'ün anısuıa,
Saint Paul şehri belediyesı toplu bir anma
programı düzenledi. Programın önemli bir
kısmını. şehrin sokaklanna yerleştirilen, yerel
şirketlerin sponsorluğunda ve yine yerel
sanatçılann gerçekleştirdikleri dev Snoopy
heykellerinin gösterilmesi oluşturuyor. Yetkililer,
bu anma programının, dünya çapında milyonlarca
kişiyi kahkahaya boğan ve birçok insanın en
sevdiği çizgi roman kahramanı olan Snoopy'ye ve
yakın zamanda aramızdan aynlan yaratıcısı
Çharles Schulz'e bir teşekkür amacı taşıdığını
belirttiler.
Zemeckis'ten tnp korku filmi
• Kültür Servisi - Harrison Ford ve Mıchelle
Pfeiffer, Robert Zemeckis'in korku tarzındaki
yeni fUmi 'What Lies Beneath'te bir araya geldi.
Pfeiffer sürekli hayaletler gören eş, Ford ise
eşinin psikolojik bir problemi olduğuna ınanan
bilim adamı rolünde. Film Venedik Film
Festivali'nde de 'Rüyalar ve Vizyonlar'
kategorisinde izleyiciyle buluşacak.