Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19AĞUSTOS2000 CUMARTESİ
OLAYLAR V E G O R U Ş L E R olay.gorus@cumhuriyet.com.tr
Bu general Turk mü ımış' Ne kadar
sevındım "
Ruşen Eşref
Yırmıncı yuzyıl başlarında Gınt'ı,
Bosna-Hersek'ı, Bulganstan emaretını
elden çıkaran Osmanlı Imparatorluğu,
Trablusgarp ve Balkan savaşlanyla daha
buyuk kayıplara uğradı Acıklı Yemen
turküsunun dıle getırdığı gıbı ayaklan-
malarla çalkalanan sınırboylanna gıden
Anadolu çocuklanndan genye donen ol-
muyordu Butun bu yıkımlardan sonra
Bınncı Dunya Savaşı'na katılmamız pek
ıyıyeyorumlanacakbırtutumdeğıldı Bu
sırada ağır bır hastalığın pençesıne duşen
Tevfik Fıkret de savaşa gınnemıze karşı
ıdı Bununla bırlıkte ordumuzun Çanak-
kaJe'de yuz ağartan destansı başanlan,
heryurtsever gıbı onu da yurekten sevın-
dırmıştı Fıkret'ın once oğrencısı, sonra
yakın dostu olan Ruşen Eşref; 1915 Nı-
sanı nın sonlannda Aşıyan'da şaın gör-
meye gıttığı zaman genç bır mıralayın
Çanakkale'de kendı teşebbüsü ıle one an-
larak mutlak bır tehlıkeyı önlemış oldu-
ğunu hocasından duymuştu Kımdı bu
genç mıralay0
Fıkret onun adını soyleme-
mıştı Ruşen Eşref henuz taıumadığı bu
subayın adını Anburnu'ndan gelen yara-
lılann kaldığı koğuşta oğrenmıştı Yara-
lılar, tümen komutanlanndan mudafa-
anmbaşıdıyeovguylesozedıyorlardı Hu-
kûmetın, başkumandan vekılının ve ba-
sının gızledığı Mustafa Kemaladı, kulak-
tan kulağa, kentten kente Anadolu'nun en
ucra koşelenne kadar yayılıyordu Daha
önce Trablusgarp Savaşf ndakı resımle-
n Şehbal dergısmde çıkmıştı Ustelık31
Mart Olayı'nda lstanbul'a gelen Hare-
ket Ordusu'nda görev almış, ıstasyonda
çantasını kanştınrken çekılen bır resmı
de o donemde yayımlanmıştı "Anafar-
tabr Komutuu" olarak da bınsı kapak ol-
mak ûzere ıkı resmı Harp Mecmuası'nda
çıkmıştı Donanma ve Servetıfunun der-
gılen Mustafa Kemal ve çevresındekı su-
baylann resımlennı basmışlardı
Çanakkale'den ıkı-ıkı buçuk yıl son-
ra bır öğle vaktı Ruşen Eşref, Galatasa-
ray Lısesı'ndekı dersıne gıderken Tokat-
lryan'm koşesmde yaya kaldınmmmucun-
da bır subay gordü. Bu subayın, gıyınışı,
duruşu öyle göz alıcı, öyle olağanüstü
bır nıtehk taşıyordu kı durup ona bakmak-
tan kendını alamadı Bu, koyu kestane
rengındekı astragan kalpağı, koyu kum-
ral çatık kaşlanna doğru ınık, keskın ma-
vı gozlü, sert fakat sevımlı yüzü sanşın
bır genç general ıdı Ne var kı başka bır
ıklunden gelmış havasını veren bu gene-
ral bızım unıformamızı taşıyordu' Çün-
ku o sırada ulkemızde gorev yapan Al-
man subaylan, Turk unıforması gıyıyor,
kımı zaman da adlannın sonuna paşa un-
vanını eklıyorlardı O da bunlardan bın
olamaz mıydı
9
Güvenlı bır vakar ıçmde-
kı bu tnsanla bu unıforma bırbınnı ta-
mamlayan kusursuz bır uyum ıçınde bu-
lunuyordu Üstelık bu general, o zaman
ıçınde bulunduğumuz durumla çeiışen
bır yemlmezlık ıçınde duruyordu Yave-
nne, "Haydi Cevat Bey! Daha otmadı
mı?" dıye seslenmesı, Ruşen Eşref'ı şaş-
Tevfiknjıkret ve Mustafa Kemal Paşa
kma çevırdı Çunku'fiff^eneıal Tûrk'tu
ve Turkünıformasrtsişıyoı^u. OnunTurk
olması, Ruşen Eşref'ı ıçten gelen bır se-
vınce boğmuştu Ru$en Eşref bu olayı
defalarca Ataturk'un sofrasında anlat-
mış, sonra yazıya dokmuş ve banda al-
dırmıştır
Aradan bırkaç hafta geçtı Ruşen Eş-
ref, Doktor Rasim Ferit'ın (Tatay) evın-
dekı bır davete katıldı Işte başka ıklım-
den tesınnı veren general dedıgı Musta-
fa Kemal Paşa'yı burada gorduğu ve adı-
nı oğrendığı zaman bır anıtgıbı manalan-
dırdığı o sokağın başında, kanatlan ka-
panmış bır kartal gıbı duran genç gene-
ralıanımsadı Evsahıbınınaracılığıylapa-
şadan randevu aldı ve onu genış kıtlele-
re tanıtan unlü mulakatmı yapmak fırsa-
tını buldu Bu mülakatın yer aldığı Yenı
Mecmua'nın Çanakkale ozel sayısının
satışı bır sure ertelendı Ruşen Eşref, ar-
tık yakından tanıdığı paşanın çehresıne
yansıyan karaktennı şu çarpıcı anlatım-
İa dıle getınyordu "Mustafa Kemal Pa-
şa'nın siması Rembrand'vari bir tabk)
mevzuunu andınvordu. Cençbir simada
bu kadar engm mana gordüğumü hatir-
faumyorum: Işıklarüı gölgeterm dalgala-
n arasmda sebat, tevekkül, tevazu, vakar,
mülayemet, huşunet, saffet, zekâ— Bütün
bu zıt şeylerin toplandığı sanşm ve gayet
sevimfibiryüz."
Ataturk ıse Ruşen Eşref'e ımzaladığı
(24 Mayıs 1918) fotoğrafinın aldna şun-
lan yazmıştı "Her şeye karşm keântik-
lebir ışığadoğru yürümekteyiz. Bendebu
inanayaşatan gûç,yalnızazızulkeveulu-
sum hakkmdald sonsuz sevgim değfl, bu-
gününkaranfaldan,ahlakstzhklan ıçinde
vatan ve gerçek aşkıyla ışık serpmeye ve
aramayacahşanbırgençikgördHgûmdfP-
dir. Işte azızim Rıışen Eşref Bey, szi, ben
bukutsaltopiuhığundoğalüyekrindengö-
rüyorum. Gün geçtikçe daha önemB hiz-
metierinizi beklrvorum. Bugünden çok
yannlann şükran ve beğenısine adayolan
sizi bugünden tanıyabümekle memnu-
num."
Ruşen Eşref de Mustafa Kemal Paşa'yı
tanımaktan ve onun çevresınde yer al-
maktan buyük bır mutluluk duymuş, bu-
tun yaşamı boyunca Atatûrk'e, Atatürk
ılkelenne, Cumhunyete ve onun geto-
dıklenne bağlı kalmıştır Bu tutum, Ru-
şen Eşref ın kuşağı ıçın de geçerhdır Ya-
kup Kadri. "Kzfan geuçfiğkniz bir mffli
kanramana hasrede geçti" derken Mus-
tafa Kemal'e bağlanmanın anahtannı da
venyordu Daha Anadolu'yageçmesmm
söz konusu olmadığı bır zamanda bıle
M.Z*keriva(Sertd), Buyuk Mecmua'da
Mustafa KemalPaşa'yı buyukienmız ara-
sında sayıyorve onu "habskâriarunzdan
(kurtancuanmızdan) bui" olarak selam-
lıyorda Ruşen Eşref, Tevfik Fıkret'ten son-
ra artık Mustafa Kemal Paşa'ya da buyük
hayraıdıkduyuyordu Tevfik Fıkret'ehay-
ranlık konusunda ıseher iJası ortakbır pay-
Prof. Dr. Zeki ARIKAN
dada bırieşryordu Çunku Tevfik Fıkret'ı
en çok beğenen ve takdır edenlerden bı-
nde Mustafa Kemal Paşa ıdı Mustafa Ke-
mal Paşa ve Ruşen Eşref, Fıkret'ın olu-
munun uçuncü yıldonumunde (19 Ağus-
tos 1918) Rumelıhısan'nda Aşıyan'da
yapılan anma torenı sırastnda yenıden bır
araya geldıler
1918 yüında Mustafa Kemal Paşa'nın
Aşıyan'ı zıyaret etmesı onemlı bır olay
olarak görûlmektedır Ancak bu konuda
kımı yanlışlıklan duzeltmenın gereklı ol-
duğuna ınanıyoruz Şoylekı FılozofRı-
za Tevfik, 19 Ağustos 1916'da Aşıyan'da
yapılan anma torenıne Mustafa Kemal
Paşa'yı çağırdıgıru ve onun da bu çağn-
ya uyarak geldığmı behrtmekte ve Paşa'yı
kapıda karşüadığmı da eklemektedır Boy-
leceRıza Tevfik, 1903 yüında, erkânıharp
namzetlennden mulazımıevvel Mustafa
Kemal'ın kendısıne göndermış olduğu
kartvızıtı yamtsız bırakmış obnanın üzun-
tûsünu ve sıkmtısını gıdermış oldugunu
dıle getırmektedır (Bu kartvızıtın bır fo-
toğrafı CananYficd Eronatarşrvınde bu-
lunmaktadır) Ancak bu ılk anma torenı-
ne Mustafa Kemal Paşa'nın katılmasına
olanakyoktu Çunkükendısı 1916yıhn-
daŞarkcephesındebulunuyordu Yınebu
baglamda IbrahimAbeöm(Gövsa), Mus-
tafa Kemal Paşa'yı 1917 yılındakı Aşı-
yan zıyaretınde yakından tanımak fırsa-
nnı buldugunu yazmaktadır kı bu da doğ-
ru olamaz Çunku o tanhte Mustafa Ke-
mal Paşa, Sunye cephesınde ıdı Kaldı kı
tkdam gazetesının verdığı 1917 yılına aıt
zıyaretçıler hstesınde Mustafa Kemal Pa-
şa'nın adı bulunmamaktadır 1918 zıya-
retıne gelınce 0 yılın başında Musta-
fa Kemal Paşa, Velıaht Vahdettin ıle bır-
lıkte gıttığı Almanya gezısınden donmuş,
ancakbır sure Karlsbad'da dınlenmek z o
runda kalmıştı 4 Temmuz'da Sultan Re-
şat'ın ölümü uzenne yenne VL Mehmet
Vahdettin, Osmanlı tahtınageçmışü Ye-
nı padışah, Almanya zıyaretı sırasında
yakından tanıdığı bu genç generalın Is-
tanbul'da kalmasından çekındığı ıçın En-
ver Paşa'nın da desteğını alarak Musta-
fa Kemal Paşa'nmyenıden Sunye'dekı VII
Ordu'nun başına getınlnıesıne karar ver-
dı Oysa ortada ne ordu kalmıştı ne de cep-
he Mustafa Kemal Paşa'nın Aşıyan'ı zı-
yaret etmesı, ışte onun Sunye'dekı bu gö-
revımn başına gıtmesınden bır sure on-
cesıne rastlar 19 Ağustos 1918 Aşıyan
zıyaretı çok genış bır katılımla yapılmış-
tır Gazeteler gunlerce önce bu zıyaret-
ten soz etmışlerdır 0 gun Aşıyan'a ge-
len Fıkret dostlannın sayısı 70-80 olarak
venlmektedır BunlararasındaRıza Tev-
fik, Ruşen Eşref, Suleytnan Nazıf. Dr
Abdullah Cevdet, Dr Adnan (Adnar),
HaBde Ediple bırlıkte pek çok yazar, sa-
natçı, gazetecı ve Maanf Nezareü tem-
sılcüendevardı Buzıyarette Mustafa Ke-
mal Paşa buyûk bır dgı odağı olmuş ve
Fıkret'ın eşıNazhne Hanan'a,Anafarta-
lar Kahramam olarak takdım edılmıştır
O donemm bellı başlı gazetelen (Tanın,
Sabah, tkdam vb), zıyaretçıler arasında
Mustafa Kemal Paşa'nın adına ozelükle
yer vermışlerdır Burada düzeltmek ıste-
dığumz ıkıncı bır nokta, Mustafa Kemal
Paşa'nın, Aşıyan yokuşunu örmanırken
yanındabulunanharbryedenhocası Emin
Bey'e soyledığı ılen sûrulen "Yakmda
Anadolu'va gidiyorum, ne diyorsun?"
sozlendır Fakat boyle bır sozun o tanh-
te Mustafa Kemal Paşa tarafından soylen-
mış olduğu düşunülemez. Çunku savaş de-
vam edıyordu. Mutarekehenuz ımzaedıl-
memıştı Dahası Atatûrk'un Samsun'a
gıtmesuıı zorunlukılan koşullar da henuz
oluşmamıştı Olsaolsa Ataturk hocasına
yakında Sunye'ye gıdecegını soylemış
olmalıdır Ortada gerçek olan bır şey var-
sa o da Mustafa Kemal Paşa'nın ınkılap
ruhunu aldığı buyuk şaınn evını gezer-
ken Fıkret'e yurekten bağlılığuu göste-
ren zıyaret deftenndekı yazıyı ımzala-
mış olmasıdu- Bu yazı şudur "Tavafi
tahatrurunda bulunmakla mubahıperes-
tişkâran-ı Fıkret" Bu sozlenn gunumuz
Turkçesıyle anlamı şudur Anma zıyare-
tınde bulunmakla kıvanç duyan Fıkret
hayranlan Fıkret'e hayranlık duyan bır
donemın gençlığı ıçınde Mustafa Kemal
de vardı ve o buyûk şaınn duşüncelennı
eyleme geçırecek yuksek bır dehaya sa-
hıptı Fıkret'ın o zaman en çok yankı
uyandıran, Sıs, Tanh-ı Kadan, Ferda (Ya-
rın) vb şıırlennı Atatürk ezberlemış ve
yutmuştu Konuşmalannda Ataturk'un
sık sık Fıkret'ten alınülar yaptığma ve
onun şıırlerını okuduğuna şuphe yoktur
Fıkret'ın yaşadığı donemın eksıksız bır
tablosunu çızen Sıs, Turk edebıyaünın
onde gelen başyapıtlanndanbındu- Yab-
ya Kemal ın bu şurden "Bir devri lane-
byle boğan şairin Sis'i" dıye soz etmesı
bır rastlantı değıldır tstanbul'unufukla-
nnı gıttıkçe artan bır beyaz karanlık ıçm-
de bırakan ınatçı bır sıs kaplamıştır
Sarmişyineâfakmı birdud-ımuannid
Bir zubneM beyzâ ki peyapey müteza-
ykL
Bu ınatçı sısın baskısı altında ne var-
sa yok olmaktadır Kentın ınsanlan nya,
kıskançlık. ahlaksızlık ve çıkar ılışble-
nyle kırlenmıştır Içınde bannanmılyon-
la ınsandan alnı açık çıkabılecek kaç kı-
şı vardır
9
Debdebeler, tantanalar, şanh
alaylar, katıl kuleler, kaleh-zmdanlı saray-
lar, dışlen duşmüş yıkık surlar vb Sıs'm
temel malzemesını oluşturmakta ve so-
nunda Istanbul, bın kocadan arta kalan bır
dula benzetılmektedır Öyle kı o, ortun-
mesı ve sonsuzluğa kadar uyuması gere-
ken bır kotu kadındır Fıkret ancak, tkın-
cı Meşnıüyet'ın ılanından sonra söyledık-
lenndenpışmanlık duydu ve "O mebnet
gecesmden" uzakta olduğumuz ıçın Istan-
bul'u "Sen şereflisin ulusun" dıyerekyu-
cehmekten gen kalmadı Ama ne var kı
Fıkret umduğunu bulamadı Çunku şım-
dı de Istanbul, efenddenn doyuncaya, ük-
sınncaya, çatlayıncaya, patlayıncaya ka-
dar yedıklen, yağma sofralannın kurul-
duğu bır mekâna donuşmuştu
Ataturk'un, "Düırvada vapüması ge-
reken bütün devnmlerm anası" olarak
gorduğu Tanh-ı Kadım'de Fıkret, uısam
ezen, tutsak eden, savaş, zulum, baskı, ta-
assup ve haksızlık gıbı her şeye başkal-
dırmıştır O, tanhı "Beşerin köhne sergü-
zeşti" olarak nıteler Fıkret'e gore ınsan-
hğın kohnemış seruvenını anlatan tanh,
bıraz fılozofa. bıraz sırtlana, bıraz hort-
lağa benzemektedır Insanlığm bu korkunç
ve kanlı senıvenınde dın, ınanç, gelenek
ve mıtler de belırleyıcı bır rol oynamak-
tadır Ancak ınsanlık gerçek ozgürluğe sa-
vaşsız, baskısız ve sultansız bır dunyada
ulaşacaktır Gençlığe venlen değer ko-
nusunda Fıkret ve Ataturk tam bır uyum
ıçındedırler Fıkret'ın Ferda'sıyla Ata-
turk'un GençiiğeHitabe'sı arasındakı ko-
şutluk, tanhımızın bu ıkı buyuk ınsanı-
nm nasıl ortak bır paydada buluştuklan-
nı somut olarak ortaya koymaktadu' Her
ıkı ınsammız da gençlığe buyuk değer
vermekte, guven duymakta ve onun ağır
sorumluluklannı dıle getırmektedırler
Fıkret de, Ataturk de gençlığı geleceğın
buyük umudu olarak gormektedır Fıkret
ulkenın geleceğını, Ataturk Turkıye Cum-
hunyetı'nı gençlığın sorumluluğuna bı-
rakmıştır Fıkret
Uğraş, didin, düşün, ara, bui, koş, aOİ,
bağır;
Durmak zamanı geçti; çahşmak za-
Iftamdır.
Derken Ataturk de her fırsatta gençlı-
ğın gorev ve sorumluluklannı dılegeto-
mış, elde edılen sonucu "rejimin ve inkı-
laplann bekçisi" olan gençlere enıanet
etmışûr Fıkret'ınruhuvefelsefesındeöz-
gürluk kavTamı, vatan-mıllet sevgısı, ın-
sanlık değerlen ıç ıçe gırmıştır Ozgur-
lük sözunün anlamı Fıkret'te çok denn-
dır Ona gore ozgurluk. v ıcdarun her çe-
şıt baskıdan kurtulması anlamına gelı-
yordu Ataturk ıse daha 1906 yılında oz-
gurlüğu "her terakkinin ve kurtuhışun
anaa" olarak tanımlıyor, vatan ve hurrı-
yet şaın Nanuk Kemal'ın dızelennı
TBMM kursusünden haykmyordu Fık-
ret'ın yaşam felsefesının ozunu oluşturan
u
Fikri hür. irfanı hur, vicdanı hur bir şa-
irim" dızesı Ataturk tarafından "Fikri
hür, vicdanı hür, irfanı hür" bıçımıne so-
kularak Cumhunyet donemı eğıtım an-
layışımn temel bır ılkesı halıne getınl-
mıştu- Bugun 19 Ağustos Fıkret'ın
sonsuzluğa göçuşunun 85 yıldonumu
Bugün Istanbul'da olacak Zeynep ve Ez-
gi'yle, bızden önce bu yokuşu tırmanan
nıce ınsanımızı duşünerek, anarak"*
Aşıyan'a rrnnanacağız E ^ ^ e Dr Rıza
Tevfik'm dızelennı de unutmadan
Dedfler ki BSIZ kalan türbende,
VahşigüUeraçmış' Gormeve geidkn;
O hücra cennetm hakıne ben de
Hasrede yüzümü surmeye geldün.
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
Fikrerin Anısına
"Ümıdımız bu, ölursek bız, yaşar mutlak I Vatan st-
zınle şu zından karanlığından uzak "
Hep yannlan beklemek, hep yannlann daha guzel
olacağına ınanmak, hep gelecek kuşaklann bu vata-
nı cennete kavuşturacağı ınancına bağlanmak!
Aziz Nesın, Boyle Gelmış Boyle Gıtmez" dıyor-
du Ama "Böyle gelmış böyle gıder" sozu daha çok
yakışıyor bıze'
Tevfik Rkret, 19 Ağustos 1915 gunu oldu 48 ya-
şındaydı Tum umutlannı yıtırmıştı Abdülhamit zor-
balığına karşı çıkmıştı, ama yakın arkadaşlannın baş-
lattığı humyet yıtlan, bağlandığı fttıhat ve Terakkı ıktı-
dandabektedığınıvermemtşti HuseymCahitgıbıdost-
lanna ters duşmenın, bır kez daha "zından karanlığı-
na" gomülmeye grtmenın acısını duyuyordu "Ne ola-
cak bu memleketın halı" dıye şımdılerde alay konu-
su yaptığımız çığlığı o daha o gunlerde atmıştı'
"Umutsuzluğumun derecesını duşünemezsın kar-
deşım Kendımı taşlara çarpacağım gelıyor Fakat
hanı benımyurtseverkanımla kııienecek bırtemız taş "
Buyuk bır şaır mıydı? Çok tartışılmıştır Kımıne go-
re oyledır, kımıne gore boyle
1
Bence buyuk bır şaırdır,
buyuk bır ınsandır, buyuk bıroncudur Atatürk genç-
lerle yaptığı bır toplantıda sormuş, "En çok sevdığı-
nız şaır kım" dıye Gençler bırtakım adlar vennışler
Bakmış kı Fıkret'ı anan yok, bağırmış, "Fıkret be ço-
cuklar, Fıkret be çocuklar "
Yaşasaydı sekız on yıl daha, gorseydı Ataturfc dev-
nmını Açtığı yoldan yenı yenı atılımlann nasıl bır bır
gerçekleştınldığını'
"Bır gun yapacak ten şu sıyah toprağı altın I Her
şey olacak kudret'ı ırfanla ınandım" dıyordu "Evetsa-
bah olacaktır sabah olur geceler I Tuluı haşre kadar
sürmez akıbet bu sema I Bu mavı gök sıze bır gun
acır melul olma" dıyordu "Kahramanlık Esası kın
vahşet" dıyordu "Haksızlığın envaını gordük Bumu
kanun I En gamlı sefaletlere duştuk bu mu devlet I
Devletse de kanunsa da artıkyeter olsun" dıyordu
"Toprak vatanım nevı beşermılletım I Insan ınsan olur
ancak buna ızanla ınandım" dıyordu
Hepsı yenı, yepyenı, alışılmamış duşunler, ozlem-
ler, ıstekler.. Bugun de oyle, belkı bu gıdışle yannlar-
da da Hırsızlıklar, namussuzluklar, dalavereler sur-
dukçe "Yıyın efendıleryıyın I Bu hanı ışüha sızın'şı-
ın yok olur mu9
Seksen beş yıl mı geçmış'? Ne var kı
hıçbın eskımemış TekkusuruOsmanlıcayazrnası Oy-
sa çocuk şıırlenndekı Turkçe nasıl da pınl pınl Ya-
şasa hıç kuşkum yok o da Halrt Ziya gıbı duru, açık,
temız Turkçenın guzellığını anlayacak, belkı de eskı
yazdıklannı yenıden yazacaktı'
Bugun Tevfik Fikret'ın seksen beşıncı olum yılı Yaz-
dıklannın çoğu guncellığını yıtıımemış Başlattığı ger-
çek yurtseverlık yolu, bızım de ızledığımız yol Abi-
din Dino altmış yıl once şu sozierte Fıkret gerçeğını
anlatmıştı "Fıkret cehalete karşı, vatanı şahsı men-
faatperdesı olarak kullananlara karşı, yobazlığa kar-
şı, jumalcılığe karşı, hukümdariann ve ınsanın bır
zümresının ıstıbdadına karşı çarpışmıştı "
Yuzyıldır bu çarpışma surup gıdıyor
Buyuk şaır, buyuk ınsan Tevfik Fıkret'ı bır kez daha,
saygıyla anarak
Cumhunyet Valilerinden Ne Beklemeliyiz?
PENCERE
Aydemİr CEYLAN Valı, ADD Genel Yönehm Kurulu Üyesı
1
978 yılı başlanydı CHP hûkümetı-
nın, benım de ıçınde bulunduğum ük
"Valiler Kararnamesi" radyonun
13 00haberbultenındeaçıklandı He-
men arkasından Elmadağ Kayma-
kamlığı'na Içışlen Bakaniığı'ndan
gelen mesajda pazartesı günü, "Sayın Bakan'm
m^karnınıja (\\mamn " ısteniyordu Sevınçll,
gururlu, heyecanlı yenı atanan valı arkadaşla-
nmızla o gun orada olduk. Içışlen Bakammız
Sayın Irfan Ozaydmh, kısa bır konuşma yaptı
Bızlen kutladı Çaylar ıçıldı Bakammız, "24
saat icerisinde görev yerlerinizde ohnamzı rica
ediyorum" dedı Arkadaşlanmız bu ncayı ye-
nne getırmek, bır an once kırmızı plakalı ma-
kam otolanna bınebılmek ıçın makamdan ay-
nldüar Herkesçıkınca 1977'deCHPsenatorada-
yı olmanın cesaretı ve bılıncı ıle odada kaldun
"Saym Bakannn" dedım, "bir kısım arkadaş-
lanmız, geçmiş hükümet döneminin vahieri.
Bir kasmı ilk defa vaü oluyor benim gibL CHP
de yıDar sonra flk defa iktidara getiyor. Bir hü-
kümet programımz var. Bu programın Anado-
lu'daki uygulamasını valiler yapacak. Bu doğ-
rultudasizvıediğeryetkihTergenişbiraçıklama
yapsaydımz, bizfcrden nasıl bir >önetim. davra-
nış biçimi beklediğinizi, hükümet programının
sonuçta hükumetin başansı için valilerfleAn-
kara arasmdaJd eşgüdüm ve davaıuşmanın Q-
ke ve koşullannı befirtseydiniz ivı olmaz mn-
dı?"
tt
Haİdısm,ak vaBertoplanusmda bunaözen
göstereceğun" demıştı Saym Ozaydınlı
Geçen gunlerde açıklanan Vaüler Kararna-
mesı'nden sonra Sayın Içışlen Bakanı, bakan-
lık ılen gelenlen yanında olarak yenı vahlen-
ımze Stratejı Merkezı'nde açıklamalarda bulun-
du. Daha sonra Başbakan, Başbakan Yardım-
cılan zıyaret edıldı Onlar da görüş ve beklen-
tüennı televızyon ve basm eşhğmde kamuoyu-
na açıkladılar
tçışlen Bakanı Tantan, özetle şunlan soylu-
yor, yenı vahlerden ıstıyor "Halkm yanında ve
içindeolun. Eldetebeşir yazı tahtasmm; kazma
kürek, inşaatiann başında bulunun. \ aliler ar-
nk fl smırmda birilerini karşüamak ıçın bekleş-
memelL Rüşveti önlemeüsiniz. Inanç haritasını
iyi bilerek bu hassas konuda dikkaüi ve özenü
' Bu soylemlere katılmamak elde de-
ğıl Tum yurttaşlanmız şatafatlı karşılama tö-
renlennden bıktı, burokrasıyı geçebılmek ıçın
rusvet vermekten ya da bu- uygun sıyasetçı bul-
mak arayışından usandı Yıllardır"Sistenıçök-
tü, nkandı, yeni bir yapüanmaya gerek var" dı-
yen devlet buyuklenmızın bu gorevı ne zaman
yenne getıreceklennı bekleyıp umut edıyorlar
Sorun aynntıda değıl temelde 60'h yillarda
devletm yemden yapılanması, reorganızasyo-
nu ıçm buyuk emekler ve araştırmalar ıle orta-
ya konulan "Mehtap Raporu" ve benzen ça-
lışmalann üzennden neredeyse yanm asır geç-
tı
Bır arpa boyu yol gıdemedık Onun da ote-
sınde, ulusal bağunsızlık ve ulusal dayanışma-
yı temel alan Ataturk'un kurduğu Cumhunyet
Turkıyesı bugun hangı noktada9
Hangı ıç ve dış
saldınlar ıle nereye, kımler tarafından goturül-
mek ıstemyor
9
Çozemedık bu sorunlan, yanıt-
lannı bulamadık
Valı bır okulda elmde tebeşir, tahtanın başı-
na geçse oğrencılere karşı Ataturk'un Bursa
Nutku'nun ılk cumlesı "Türk genci, devrimte-
rin ve rejimin sahibi ve bekçisidm." sozunu ya
da Gençlığe Hıtabesı'nden "~EyTürkgelece-
ğinin gençüği! Işte bu ortam ve koşullar içinde
bile ödeMn, Turk bağunsızhğmı ve cumhuriye-
tini kurtarmaknr.. Bunun içinsana gereken gûç,
damarlanndald so\lu kanda vardır" cumlele-
nnı yazsa DEVRİM sozcuğu yenne İNKIL AP
sozcuğunün hâlâ geçerlı olduğu bır ülkede ba-
şuıa ne gehr bılmem' Valı Recep Vaacıoğlu, 4
Ağustos gunlu Sabah gazetesınde demeç ver-
rrus "Bakanıflsımnnda karşüama>'an, folklor
ekibi geûnneyen \ali uç gun sonra kovulur" de-
mış Doğru da soylemış Türkıye'mn gerçeğı
bu Devlet büyüklenmızın bır ıle geldıklenn-
de yaprıklan ılk şey, valının makam koltuğu-
na oturup basuun, telev ızyonlann onunde ayak-
ta bekleyen valıden bnfıng almak O ılde mı-
safir olduklanm, valının devleü, Turkıye Cum-
hunyetı'm temsıl ettığım unutuyorlar Ankara-
Esenboğa arası aşağı yukan 30 km Havalıma-
nında başbakam, bakanlan uğurlamaya, karşı-
lamaya gelen onlarca araçtakı devlet görevlı-
Ienne, yollan trafiğe kapayan, halkı çıldırtan
anlayışa ne dıyeceğız
9
u
VaüTer kazma kürek inşaatiann başında ol-
sun." Dognıdur 50-60 yıl once elde kazma
kurek, bır okul ya da halkevı, bır kultür mer-
kezı ınşaatında çalışan, yamuk çıvılen duzel-
ten valıJenn anılannı Içışlen Bakanlığı 'nın çı-
kardığı '50 Meşhur VaB' kıtabında okuyabıhr-
suıız Bence şımdı valiler dozer, greyder, eska-
vatorlenn başında bulunmalı, makamlarmda
bulunacak bılgısayarlan kullanabılmelı, okul-
larda da karatahta yenne bılgısayar ağının ku-
rulmasına ozen gostermelıdırler Tunstık ılle-
nmızde kaç valımızın ılen derecede hıç olmaz-
sabu-yabancı dıh konuşabıldığmı bılemıyorum
"ValDer rüşveti önlesin-" Onlesın de nasıl"
7
Rüşvete neden olan etmenlen ortadan kaldır-
madan, memura ınsanca yaşama yetecek ma-
aş/ucret sıstemını getırmeden, memur uzeruı-
dekı sıyası baskılan kaldırmadan ruşvetın on-
lenmesı olası mı7
Ankara'da yıllardır donen, don-
durulen sıyası rüşveti oncelıkle yok etmeden,
ruşvete parmak basan valıyı beledıyeler, hol-
dmgler, bankalar, çeteler, ağalar karşısmda na-
sıl koruyacaksınız9
Valılenn ıllenndekı 'inançharitası'nı ıyı bıl-
melen, yurttaşlann uıanç ve ıbadetlenne say-
gılı obnalan goruşu hassas bır konu Bu ulke-
de erkek elı sıkmayan valı, kaymakam eşlen-
nm olduğu, tankat mensubu valılenn görevde
bulunduğuyıUardıryazılıpsoylendı Laık, de-
mokratıkcumhunyetmdeğerlermıbılen cum-
hunyetm kazanımlannı. kurumlannı koruyan,
koruyabılecek, çağdaş, Ataturkçu valiler ata-
yabılıyorsak sorun yok denm
Bıze göre valılennıız hukmeden devlet valı-
sı olarak değıl, halkın valısı olarak. onlardan
bın gıbı onlann ıçmde olmalı, demokrasıyı,
çağdaşlığı ozumsetmek, pekıştırmek, sosyal
adaletı yerleştırmek ıçın çalışmalıdır
Işçmın, esnafin, dar gelu-ünın, kadmlanmız-
la gençlenmızın, uygar toplumlann aynlmaz ve
vazgeçümez kuruluşlan demokratık kıtle örgut-
lennm yanında, sorunlara çozüm arayan, Ata-
turk'ten. cumhunyetten yana taraf olan valıle-
nn çoğalmasma, yetıştmlmesıne bugun herza-
mankmden daha buyuk bır gereksınım var ul-
kemızde
Bu yönde Içışlen Bakanlığımızı çok önem-
lı sorumluluklar ve gorevler beklıyor
GEBZE ASIİYE1. HUKUK
MAHKEMESt'NDEN
EsasNo 1999/329
Davacı Yelız Turgut vekılı tarafından, davalı Ahmet Turgut aleyhıne açı-
lan, boşannıa ve nafaka davastnda venlen ara karan uyannca. davacı tara-
fından açılan davanın dılekçesınde, davalı Ahmet Turgut un, Pelıtiı koyu
Gebze adresınde ıkamet etüğı ve adına aleyhıne açılan dava ıçın teblıgat
göndenldığı ve tebhgaün bıla teblığ ıade edıldığı, yapılan araştırmada da
adresı tespıt edılemedığınden aleyhıne açılan boşanma ve nafaka davası
ıçın dunışma günü olan 24 10 2000 günü, saat 10 30'da HUMK'nın 213
maddesı uyannca, duruşmava gelmesı, gelmedığı takdırde yoklugunda du-
ruşmaya devam olunacağı daveüye yenne kaun olmak uzere ılan olunur
20 7 2000 Basın 46001
ANKARA 7. SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
1999 440
Davacılar Kâmıl Karslı vs vekılı tarafından Ganıme Iktz aleyhıne açılan
ortaklığın gıdenlmesı davasının mahkememızde yapılan açık duruşması so-
nunda, dava konusu Ankara ılı, Altındağ ılçesı, Karapurçek Mah 21222
ada ve 3 parsel sayılı taşınmazın sablarak ortaklığın gıdenlmesıne karar ve-
nlmış olduğundan, Karapurçek koyû Altındağ/Ankara adresınde ıkamet et-
tıgı bıldınlen davalı Ganıme Ikız adına çıkanlan davetıveler kendısıne teb-
lığ edılememış ve adresı de zabıtaca belırlenememış olduğundan mahke-
memızden venlen karann adı geçen şahsa karar teblığı verıne geçerlı olmak
üzere ılanen teblığ olunur Basın 45813
Cankurtaran Köprüsü
Kurmak...
Cumhunyet'te dun bır haber yayımlandı:
"Başında yer alan haberier ve gazetemız ya-
zan llhan Selçuk un 16 Ağustos 2000 tanhınde
'tutuklu ve hukumlulenn sağlık sorunlanyla ılgılı'
olarak yazdığı 'Cankurtaran Koprusu'bag//W/ya-
zısı uzenne Ceza ve TevkıfEvlen Genel Müdurij
AJi Suat Ertosun, bır açıklama yaptı. Ertosun
Cumhunyet Başsavcılıklanna bırgenelge gönde-
rerek sağlık hızmetlennın aksatılmaması ıçın her
türiü tedbınn alınmasını ıstedığını belırttı"
Açıklamaya eklenen uzun lıstede, ıçerdekı has-
talann adları da var
Her şeyden once Adalet Bakanlığı'na goster-
dığı ılgıden dolayı teşekkur etmek gerekjyor
Ama yalnız Adalet Bakanlığı'nın ılgısryle bu so-
run çozulur mu9
•
Dıyelım bır tutuklu ya da hukumlu ağır hasta-
dır; bır an once hastaneye yatjnlması hayatının kur-
tanlmasıyla eşanlamlıdır
Hangı hastaneye yatacak?
Yureğınden vurgun yemışse, yaşamını kurtar-
mak ıçln, bu alanda uzmanlann bulunduğu bır has-
tanenın yoğun bakımına alınarak mudahale edıl-
mesı onkoşuldur
Nasıl gerçekleşecek bu ış9
Tutuklu ya da hukumlu aynı zamanda öyle bır
hastaneye yatınlacak kı, kaçmasını engeMemek ıçın
tum onlemler alınmış olsun" Oysa bu tur olanak-
lar kıt'. Ağır hasta bır tutukluyu hastaneye gotu-
ren jandarma, kaçmasın dıye karyolaya zıncırte
bağlamak zorunda kalıyor
Kıyamet kopuyor
Ya da pencerelen demır kafeslı bır koğuşta ya-
tacaklar tutuklu ve hukumluler' Koğuşun kapı-
sına nobetçı dıkılecek1
Rontgen mı çekılecek,
elektro mu alınacak, başka ıncelemeler mı yapı-
lacak'' Hastanın kaçması nasıl engellenecek?
Yetkılıler ıkı arada bır derede kalıyorlar...
•
Ulkede cezaevlen on bınlerce tutuklu ya da hu-
kumluyle tıklım tıklım dolu
1
Elbette devlet ıçen atıp cezalandırdığı yurtta-
şın havalandırmasını, çevresını, yıyeceğını ıçece-
ğını, uykusunu, sağlığını duşunmek zorundadır
Çağımızda, ıçerdekı yurttaşla dışardakı arasın-
da bu bakımdan fark yok
1
Cezasını çeken kışının ıçerde şu ya da bu ge-
rekçeyte olume terkedılmesıne bahane buJmak kım-
senın aklına gelemez' Ne yapıp edıp demır par-
maklıklar arkasında hayat memat savaşı veren ın-
sanlara bır 'cankurtaran köprusu' kurmak zorun-
dayız
•
Bu ışı yalnız devlet yapamaz; resmı makamJar
sorunun ustesınden gelemez.
Sıvıl gınşım gereklı!
Adl sanı, hastalığı lıstelerde belırfenmış genç ın-
sanlanmız göz gore göre yok oluyorlar.
Elımızden hıçbır şey gelmez mı?..
Gehr*
Cumhunyet'ten başlayan duyarlığı paylaşma-
lı; 'Cankurtaran Koprusu'nu somutlaştırmalı, olum
tehdıdını dort duvar arasında her gun soluyanlar,
Azraıl'ın pençesınden kuftanlmalı...
U*.
ar.
ANMA
Canım Annem ve Canım Babam
SÜHEYLA KAYATUNÇ
ile
ŞERAFETTİN KAYATUNÇ'u
kaybetmemızın 5 yılında sonsuz bır ozlem ve sevgıyle
anıyoruz Bu nedenle 20 Ağustos 2000 Pazar gunu
oğle namazından sonra, Küçukyalı Ortanca Sokak'takı
evımızde mevlıt okucacağız
Tüm dostlanmıza duyururuz.
KAYATUNÇ AİLESİ
VEFAT
Muğla Gazetecıier Cemıyetı Başkanı Unal
Turkeş, Fethıye Barosu avukatlanndan
Felsefe oğretmenı Ibrahim Turkeş ve
Istanbul Haznedar llkokulu emeklı
oğretmenlennden Unsal Şeker ıle merhum
Muğla PTT Amın Tuğaıl Turkeş'ın babalan;
ıkı buyuk Mıllı Eğıtım Bakanı Saffet Ankan ıle
Hasan Âlı Yucel'ın Teblığler Dergısı'nde
yayımlanan ozel takdımamelı, Fethıye
Kesteb ve Bodrum Turgutreıs oğretmenı,
Muğla'nın en eskı Cumhunyet Gazetesı
okuru odulune sahıp
HÜSNÜ TÜRKEŞ (90)
17.08.2000 Perşembe gunu yaşama
gozlennı yummuştur Muğla Mıllı Eğıtım
Muduru Nalan Ceyhan'ın duzenledığı bır
toren ıle Muğla Yerkesık Mezariığı'nda
toprağa venlmıştır
AİLESİ VE DOSTLARI
HUKUKSUZ
YÖNETİMLER SUSKUN
İNSANLAR
Ismet Kemal Karadayı
Telefaks:
Yazar 0 216 340 29 59
Güldikeni Y: 0 312 251 44 07