19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURtYET 7TEMMUZ 2000 CUMA HABERLER DUNYADA BUGÜN ALİSİRMEIV Hava Kurşım Gibi flğır Hava kurşun gibi ağır... Bağır bağır.. bağırmıyorum. Durun! Kimseyi kurşun dökmeye çağırm[yorum. Yalnızca bu hamakattan bunalıyorum.... Nerden de rastladım bu herife? Kulağımın dibinden aynlmıyor.. vızıl vızıl vızılda- nıyor. Güneş kasrt kadar yakıcı, nem ahmaklık kadar yapışkan. - Ama diyor, demokrasi olmamalı mı, yafikiröz- güriüğü?... - Sıcak diyooım, çok sıcak, gidip birgölge bul- san. - Kaçamakgüreşiyorsun ama diyor, yanrt vermi- yorsun.... Herifi ne zaman ve nereden tanıdığımı da çıka- ramıyorum, yolun ortasında birden önümde, köpek pisliği gibi belirivermesine hayrflanıyorum. - O Mesut Yılmaz, Devlet Bahçeli, Tansu Çil- ler varya diyorum, hepsi batıl, gâvur âşığı onlar.. ya TBMM... - Ne diyorsun? diyor aval aval. - Ne diyeceğim, cevap istiyordun ya.. işte alsa- na cevap! Sonra düşünüyorum, bu şavalak anlamaz, beni TBMM'ye ve de anlı şanlı lideriere gâvur demekle suçlar, belki de "Sayın muhbir vatandaş" daman tutar, birde ihbareder.. ondan sonra işin yoksa uğ- raş dur. • • • Bir lahavle çekiyorum içimden. - Yok canım, şaka etmiştim, diyorum. Sıntıyor, - Anlamıştım zaten, diyor. Bir sokak arasından hafifçe bir rüzgâresiyor, ten- tenin altındaki gölgede duruyorum, o da duruyor. Yüzümü iyice dönüyorum. - Hiçbir şey anlamadın, diyorum.. Şaka ediyo- rum, ama tut ki ciddi, ne olacak? - Yok canım hiç ciddi olur mu, hem bunlan yûk- sek sesle söyleyip yazabilir misin? diyor. - Yazamam, çünkû o zaman halkı, dindahar, gâ- vuriar diye ikiye bölmekten çanıma ot tıkahar; be- ni 312'den mahkûm edip içeri atariar. Hak reva mıdır? - Elbette, diyor kafasını sallayarak. - Birde bütün bu lideriere ve TBMM'yehakaret etmiş olurum, değil mi? - Eee, diyor, tabiii.... - Peki nerede kaldı fikir hürriyeti? - Ooo, diyor, sen halkın din duygulanyta oyna- yıp, onu maşallah hepsi de Müslüman liderierimi- ze, partilerine karşı kışkırtacaksın; TBMM'yi gâ- vurtukla suçlayacaksın.... - Yaaaa, diyorum.. gördün mü? ~- ••- • • • - Bu söylediklerinin konuştuğumuzla ne ilgisi var? diyor. - Evladım, diyorum, ben bir şey söylemiyonjm, yalnızca ErbakanVn mahkûmiyetine neden olan sözleri tekrarlıyonım.. hepsi bu. En iyisi hepsini bir nefeste söyleyip münasebet- sizden kurtulmak. "Bak evladım" diye başlayıp sür- dürüyorum: "Her şeyden önce bütün yaşamını icazetli laik- lik düşmanlığına harcamış Erbakan 'ın, tam işi bit- tiği sırada hapse girip kahraman olmasını istemi- yorum. Aynca, kendisi, şeriata uymayan, kendiifadesiy- le gâvurâşığı olan, gâvuryasalannı uyguladığı, on- larla hükümet ettiği için Erbakan 'ın 'batıl' olduğu- nu da görüyorum. Ama ne yazık ki, ağzı bir kanş açık dinleyenler, bu gerçeği görmüyorlar. Mademki, şeriata uymayan kanunlar gâvur âşıklığıdır, onlan çıkaranlar da, onlan uygulayanlar da, onlarla hükümet edenler de bu düşünceye gö- re, gâvur âşığı ve batıldır. Imdiii.. hiçbir demokrasi, kendi Meclisi'nin, ken- di partilerinin ve liderlerinin inanmış insanlar kar- şısında din düşmanı, inanç düşmanı olarak göste- rilerek ülkenin ikiye aynlmasına izin vermez; insan- lan ıridanna, denlehnin renklerine göre ayırmak ne kadar demokrasiye aykın ise, inanç bezirgânlan tarafından, inançlan yüzünden birbirine dûşürme- ye kalkışmak da o denli demokrasiye aykındır. Ben ne fikir suçuna yer veren sözde bir demok- rasi istiyorum, ne de inanç bezirgânlannın halkı birbirine kırdırmaya çalıştıklan takıyye demokrasi- si. Bu noktaya dikkat etmezsen fena olur." Yalnız konuşmanın sonundaki "fena olur"u algı- lıyor ve alınıyor. - Ne oluryani? diyor. - Ne olacak, Kahramanmaraş, Sıvas katliamlan olur, ramazanda oruç yediği, başı açık gezip pas- taneyegittiğiiçin öldürülen kızlarolur, buna da de- mokrasi denmez. Hadi sen şimdi git, biraz daha bunlan düşün, diyorum. Arkasına bakmadan uzaklaşıyor. Güneş, kasrt kadar yakıcı... Hava kurşun gibi ağır... Bağır, bağır... bağırmıyorum. Kimseyi kurşun dökmeye çağırmıyorum. Yalnızca, nem kadar yapışkan ve bulaşıcı bu ha- makattan bunalıyorum. NOT: Hamakat: Ahmaklık. Özal Baysal davası Milyarlık yolsuzluğa 1 milyon lira ceza ANKARA Eski Türkiye Kalkınma Bankası Genel Müdürü Özal Bavsal, bankayı 80 milyar 376 milyon lira zarara uğratarak görevini kötüye kullandığı gerekçesiyle yargılandığı davada 1 milyon 633 bın 333 lira ağır para cezasına mahkûm edildi. Baysal'ın cezası "geçmişteki hali ve bir daha suç işlemeyeceği yohmda mankemeye kanaat gektiğT gerekçesiyle ertelendi. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın dünkü karar oturumuna sanık Baysal katıîmazken. avukatı Ergun Özer ve müdahil Kalkınma Bankasf nın avukatı Yonca GûJ ile Hazine'nin avukaü Canan Doğan katıldı. Yasa, ülkücü terörist Haluk Kırcı'yı da kapsaması nedeniyle hükümet sorunu haline dönüştü Hükümet afta acbm atımyor• Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Ali Suat Ertosun, af yasasının çıkarılmaması durumunda istenmeyen olaylann gelişeceğini söyledi. Geçen aylarda başta Çanakkale, Bursa, Elbistan, Bayrampaşa olmak üzere yurdun birçok yerindeki cezaevlerinde çeşitli eylemler gerçekleştirilmişti. ANKARA (Cıunhuriyet Bürosu) - DSP Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit ta- rafından 2 yıl önce gündeme getirilen af yasasında, hûkü- metin bugüne değin adım at- maması nedeniyle cezaevîe- rinde gergin bekleyiş süriiyor. Cezaevlerinde aralıklarla ya- pılan eylemlerin ardından ge- lecek günlerde birçok ceza- evüıde toplu isyanlann başla- yabileceğıne dikkat çekiliyor. Af yasasının ülkücü terörist Haluk Kıra'yı da kapsaması ve MHP'nin Kırcrya sahip çıkması nedeniyle hükümet sorunu haline dönüşen afta çö- züm bulunamadı. Başbakan Buient Ecevit ın eşi Rahşan Ecevit tarafindan gündeme getirilen af yasası, geçen yasama döneminde TBMM Genel Kurulu'nda ka- bul edikniş, ancak 9. Cumhur- başkam Süleyman Demirei ta- rafından anayasanın eşitlik il- kesine aykın olduğu gerekçe- siyle yeniden görüşülmek üzere Meclis'e gönderiknişti. Hükümet ortaklan arasında yasanın kapsamı sınırlandın- larak bir metin hazırlandı. An- cak, TBMM Anayasa Komis- yonu'ndaki görüşmeler sıra- smda yasanın Haluk Kırcı'yı da kapsaması nedeniyle DSP ve MHP'liler arasında uzlaş- ma saglanamadı. Af yasası üzerinde hükümet ortaklan arasında uzlaşı sağlanamama- sı nedeniyle yasa Adalet Ko- misyonu'nda askıya alındı. Adalet Bakanı Hikmet Sa- mi Türk, her firsatta cezaevle- rinin doluluk oranından yakı- narak, af yasasının bir an önce çıkanlması gerektiğine, affuı tutuklularda beklentiye yol aç- tığına, çıkmaması durumunda beklentilerin hayal kınklıgına dönüşebileceğine dikkat çek- mişti. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü AH Suat Erto- sun da af yasasının çıkanlma- ması durumunda istenmeyen olaylann önüne geçilmesinin güçlüğünü vurguladı. Geçen aylarda başta Çanak- kale, Bursa, Elbistan, Bay- rampaşa olmak üzere yurdun birçok yerindeki cezaevlerin- de çeşitli eylemler gerçekleş- tirümişti. önceki gün de Burdur, Nev- şehir ve Bayrampaşa cezaev- lerinde yaşanan gerginlik ge- lecek günlerde gerçekleşebi- lecek eylemlerin habercisi olarak yorumlandı. Gelecek yasama dönemine kalan af yasasının çıkanlması durumunda 25 bıne yakın tu- tuklunun aftan yararlanması bekleniyor. Adalet Bakanlığı'na tepki 'Sorun şiddet yoluyla çözülmez' ANKARA/ İSTAN- Jer höcretere yerieştirfl- BUL (Cumhuriyet) - Burdur ve Bayrampaşa cezaevlerinde önceki gün yaşanan kanlı olay- lann ardından Tüm Yar- gı- Sen üyesi infaz koru- ma memurlan Adalet Bakanlığı'nın uygula- malannı protesto etti. Burdur Cezaevi'nde mü- vekılleri bulunan Anka- ra, îzmir, tstanbul ve An- talya barosu avukatlan adına yapılan yazılı açık- lamada da Burdur Ceza- evi'nde yapılan operas- yonun kamuoyuna yan- sıdığından daha ağır so- nuçlan olduğu vurgulan- dı. tHD üyeleri de ba- kanlığı sorunu şiddet yo- luyla çözmeye çalışmak- la suçladı. Burdur Cezaevi'nde müvekillen bulunan An- kara, Izmir, Istanbul ve Antalya barosu avukat- lan adına yapılan yazılı açıkJamada da, Burdur Cezaevi'nde yapılan operasyonun kamuoyu- na yansıdıgından daha ağır sonuçlan olduğu vurgulandı. Açıklamada, dün Burdur Asliye Ceza Mahkemesi duruşma sa- lonuna talimat ifadesinin alınması için hastane ön- lüğü ile ve yaralı olarak getirilen tutuklu Asiye Güdenin duruşmasuıa, avukatlann tüm engelle- me çabalanna karşın ka- tıldığı belirtilerek şöyle' denildi: "Güden'in anlaümla- nndan, cezaevinde en az îkl kişinin eüerinde gaz bombası patlaması vevo- ğun gaza maruzkalmak- tan yaşam tehlikesi içeri- sinde olduklannı ve çok ağır kafa ve vücut yara- lanması bulunduğu hal- de hastaneye görürülme- yen tutuklular bulundu- ğunu öğrendik. Bayguı veyakendisinde olmayan yarah, tutuklu ve hü- kümlülerin dahi 'tedavi kabul etmıyor' gerekçe- siyle hastaneden çıkarb- larakcezaevine gönderfl- dikteri belirtflmiştir. Ya- rah tutukhı ve hükümlü- mişler ve burada körii muamele devam etmek- tedir. Bu nedenie açlık grevindedirler.'' Bayrampaşa Ceza- evi'nin önünde dün açık- lama yapan Tüm Yargı- Sen'e bağlı infaz koru- ma memurlan yaptıklan açıklamada, can güven- liklerinin bulunmadığını belirttiler. IHD Istanbul Şubesi Başkanı Eren Keskin, Burdur Cezaevi'ndeki olaylann öncesi olduğu- nu bir anda gelişmediği- ni söyledi. Keskin, dünkü olay- larda Veü Sacıok adlı tu- tuklunun kolunun koptu- ğunu belirtti. Kadıköy'de F tipi ce- zaevlerinı protesto et- mek isteyen 9 kişı polis tarafından gözaltına alındı. ÎĞNELİ FIRÇA ZAFERTEMOÇİN Ilerleyen hastalığı nedeniyle 26 gün önce tahliye edilmişti •=•3 ^ ^ MuratDil hastanedeöldiitstanbul Haber Servisi - Cezaevinde yakalandığı karaciğer kanseri nedeniy- le cezası ertelenerek 9 Ha- ziran 2000 tarihinde tahli- ye edilen Murat Dil, teda- vi gördüğü Beyoğlu Eği- tim ve Araştırma Hastane- si'nde öldü. Yasadışı TlKB örgütüne üye olduğu, bu örgüt adına çeşitli eylemler yaptığı gerekçesiyle top- lam 21 yıl ağır hapis ceza- sına çarptınlan Dil'in has- talığı bilinmesine karşın tahliye ıstemı uzun süre ka- bul edilmemişti. Murat Dil'in hastalığının iyice ilerlemesı üzerine annesi Zöhre Bad, bu kez medya aracılıgıyla yetkihlere çag- nda bulunarak "Oğlum evinde ölsûn" demişti. Bu yöndeki haberlerin kamu- oyuna yansımasmdan son- ra 9 Haziran 2000 günü tahliye edilen Dil, tedavisi için hastaneye kaldınldı. Dil, tahliyesinin ardından ancak 26 gün yaşayabildi. tHD tstanbul Şubesi'nce yapılan açıklamada, Murat Dil'in cezaevlerindeki tu- tuklu ve hükümlülere ilış- kin bir sağhk politikasının olmaması nedeniyle öldü- ğü öne süriildü. Cezaevle- rinde şu anda Murat Dil gi- bi yüzlerce hasta tutuklu ve hükümlünün bulunduğu ifade edilen açıklamada, hasta tutuklu ve hükümlü- lere acil sağlık hizmeti ve- rilmesi için hükümete çağ- n yapüdı. Ciller, partilerin kapatılmasını ve siyasi yasakları doğru bulmadıklarını vurguladı 'Rekabeti siyasi ortamda yapmak isteriz' tstanbuIHaber Servia-DYP Ge- nel Başkanı Tansu Çiller, Yargı- tay'm, kapatılan RP'nin yasaklı Genel Başkanı Necmettin Erba- kan'ın mahkûmiyet karannı ona- masıyla ilgilı olarak, "Raldpleri- nıizle rekabeti siyasi ortamda yap- mak isteriz" diye konuştu. tstanbul Ticaret Odası'nı ziyaret eden Çiller, partilerin kapaülması- nı, siyasi yasaklan doğru bulma- dıklarını vurgulayarak ülkemizde- ki demokrasi standartlannın yük- seltilmesinin, herkesin görevi ol- dugunu söyledi. Çiller, "Kişi\T özel kanun deği- şikliği ve hukuk ayariamalan gön- demegeiirse,bu durum büjük dev- let imajıyta bağdaşmaz. Bugün ge- Bnen nokta böyledir. kişiye özel bir iş yapıkn^ görüntüsü verilmiştir" diye konuştu. özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) Genel Başkanı Ufuk Uras, "Şiddete çağn yapmayan bir ko- nuşmadandolayı Erbakan'm ömür boyu siyasetten men edflmesi ve hapse mahkûm edSmea demokra- t& bir rejimde yer alamaz" derken DÎSK Genel Sekreteri Murat Tok- mak ise "Düşüncenin özgûr kıhn- m w için gereldi admılar aülmatı" dedı. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Bir siyasi parti liderinin 6 yıl önce yaptığı bir konuşma ne- deniyle mahkûm edilmesinin savunulacak bir tarafı olabilir mi? Üstelik bu konuşmaya bak- tığımızda bir fikir açıklamasının ötesinde bir şey de yok. Daha önceçokçayazdık, Erbakan'm kendisi ve partisi çok kritik dö- nemlerde demokrasinin önü- nün açılmasına değil, tam tersi- ne kapanmasına yarayan işler yaptılar. DEP'liler TBMM'den yakalanndan tutulup atılırken Tansu Çiller'e destek verenler arasında Refah Partililerde var- dı. Susuriuk kazası meydana geldiğinde ortaya çtkan bilgi ve belgelere "fasa fiso" diyen de Erbakan'dı. "Mum söndü oynu- yorlaf diyen ise Erbakan'm en yakını Şevket Kazan'dı. Daha saymakla bitmeyecek falsolar- dan söz edebiliriz. Erbakan'm Fazilet Partisi'nin son kongre- sindeki tutumu da parti içi de- mokrasiyi yok etmeye yönelik birgirişimdi. Bütün bunlar, Erbakan'm ce- za almasına "Oh olsun" deme- Erbakan Cezası Yanlış yi gerektirmiyor. Bu karartardan sonra, "Ona yapılınca iyi de ba- na yapılınca yanlış" diyerek çif- te standartlı davranmanın da kimseye bir yaran olacağını sanmıyorum. Çünkü bu ülkede demokrasi ve özgürlük yolunun açılması için önce karşı tarafın özgürlüğünü savunacak bir bi- linç yaratılması gerekiyor. Bu nedenie net bir şekilde söylüyo- rum: Erbakan'm da, Tayyip Er- doğan'ın da, Hasan Celal Gü- zel'ın de mahkûm edilmesini bu ülkenin çıkarlan, demokrasinin geleceği ve kendi vicdanım açısından yanlış buluyorum. İşin hukuki boyutunu tartışmı- yorum. Aslında o yönünün de oldukça tartışmalı olduğu inan- cındayım. • • • Bülent Ecevit ölüm cezası- nın kaldınlması için uzun za- mandır çaba sarf ediyor. Ecevit, dünya görüşü nedeniyle ve Ba- tı standartlanna uyma zorunlu- luğu yüzünden ölüm cezasının kaldınlmasının şart olduğunu söyiüyor. Bu arada gazetelerde bir haber. Fazilet Partiliter, ölüm cezasının kaldınlmasına ancak TCK'nin 312. maddesinde bir değişiklikyapılırsa destek vere- bileceklerini söylemişler. İşte bu yanlış. Eğer ölüm cezasının kal- dınlmasına inanıyorsanız bunu desteklersiniz. Aynca TCK'nin 312. maddesinin değişmesi için de mücadele edersiniz. Çünkü ölüm cezasının kaldı- nlması Türkrye için bir adım. Öz- güriükler yönünde bir adım. Ozellikle sıcak gündem nede- niyle banş yönünde bir adım. Bunu neden pazaıiık konusu yapıyorsunuz? Çünkü ölüm ce- zası şu anda başkalannın der- di, sizin değil. O zaman önemli de değil. Ömeğin FP'liler 312. madde konusunda çok duyar- lılar. Başlanna bu maddeden dert geldiği için böyle davranı- yorlar. Tamam, buna da bir di- yeceğimiz yok. Ancak şunu an- lamak gerekir ki kendisine öz- gürlük isteyip başkasının baskı attında kalmasına göz yuman bir bakış açısı hiçbir zaman öz- güriüklerin genişlemesine yar- dımcı olamaz. Terörie Mücadele Yasası, Türk Ceza Yasası'nın 159,168 ve 169 gibi birçok maddesi de normal bir hukuk devletinde ol- maması gereken hükümler içe- riyorlar. İşte bütün bunlara kar- şı karartı ve tutarlı bir tavra giril- mesinin zamanı geldi de geçi- yor. Fazilet Partılıler bunlann ne kadar bilincinde tam kestirebil- miş degilim. Ancak onlar içinde bir kesim geçmişe göre daha dikkatli ve duyarlı birtutum gös- teriyor. Bu da bir kazanç. De- mokrasi bilincinin kafalara kök- lü şekilde yer edebilmesi kolay değil. Bu dert, üikedeki bütün muhalif güçler için geçerli. Sol- cular için de geçerli. • • • Erbakan'm mahkûmiyetinin onaylanmasının, ne "şeriata karşı mücadele^, ne de de- mokrasi ve özgürlüklere bir fay- dası var. Tam tersine zarar verir. Erbakan, bugün yüzde 15'lik bir oy kitlesine sahip bir akımın do- ğal lideri durumunda. Bu akımın eleştirilecek, karşı çıkılacak çok hatalan olduğu da bir gerçek. Ama onu siyaset sahnesinden yok ederek ne Türkiye'deki si- yasi Islam değişir, ne de Türki- ye'de demokrasinin önü açılır. Erbakan'ı siyasi bakımdan beğenip beğenmemenin bir önemi yok. Onun, bir siyasi par- ti lideri olarak konuşmalan yü- zünden siyasi yasaklı haJe gel- mesi ve hapse atılacak olması yanlıştır, Türkiye'nin bundan bir çıkan olduğunu da söyteyeme- yiz. Bu iş nasıl düzeltilebilir Her- halde önce yasalan değiştirmek gerekiyor. Meclis'in gündemin- de olan TCK'nin 312. ve 159., Terörie Mücadele Yasası'nın 8. maddesi ve İnfaz Yasası'nda yaplması istenen küçük deği- şiklikler buna benzer sorunlan çözebilir. Partiler istese birkaç saat içinde bu değişiklikler kanunlaşabilir. Çok mu zor? Burdur *• Uç tutuklu yakınına gözaltı SERGÜL CANIGÜR BURDUR-Burdur Cezaevi'nde önceki gün 36 tutuklununya- ralanmasıyla sonuçla- nan olaylann ardın- dan dün cezaevi önünde toplanarak çocuklan hakkında bilgi almak isteyen tu- tuklu yakınlanndan 3'ü gözaltına alındı. Izmir DGM'de görü- len bir davayla ilgili olarak ifade vermeyi reddederek Burdur Cezaevi'ndeki eylem- lerin başlamasına ne- den olan ve olaylar sı- rasında yaralanan tu- tuklular, hastaneden , jandarma tarafından dövülerek çıkanldılar. Yarahlardan VeMSao- hk'ın olaylar sırasm- da kolunun koptuğu ve tedavisinin sürdü- • ğü öğrenildi. Burdur Cezaevi önünde dün sabah sa- atlerinde toplanan tu- tuklu yabnlan slo- ganlar atarak ceza- evinde yaşananlan protesto etti. Dün ya- ralanan ve çoğu DHKP-C, TKP/ML ve TİKB davası sa- nıklan hakkında hiç- bir bilgi verilmeme- sinden yakınan tutuk- lu yakınlan. görüş gü- nü olmasına karşın çocuklanyla görüştü- rûlmediler. "Çocuk- tanmızı istiyoruz" di- ye slogan atan tutuk- lu yakınlanna polis müdahale etti. Polis, kadınlan yerlerde sü- rüklerken Cemal Çakmak, Ibrahim Yaşar, Seknık Yaşar'ı gözaltına aldı. Zoria ifade Burdur Ceza- evi'nde meydana ge- len olaylar sırasında yaralanan ve Devlet Hastanesi'nde tedavi gören tutuklular dün hastaneden jandarma zoruyla çıkanldılar. Hastaneyi terk etmek istemeyen yarah tu- tuklular "Yaşasın hakh mücadelemiz" diye slogan atarken jandarma tarafından dövüldüler ve sürük- lenerek arabalara bin- dirildiler. önce cezaevine gö- türülen sanıklar daha sonra tzmir DGM'de görülen dava nede- niyle talimatla ifade- lerinin alınabümesi için Burdur Ağır Ce- za Mahkemesi'ne ge- tirüdiler. Yarah 11 tu- tuklusanıktanbazüa-^__ n ancak jandarma' yardımıyla yürüyebil- di. Halfl TJryaki, Ya- nusAydemir,AIiBitS, ' YusufDemir, tbrahim Bozav;Hüseyin Tirya- ki,M"ustafaHıra,Ha- kan Baran, Kazun Ceylan, Hayrullah Kaı; Hüseyin Kflitad- lı sanıklar "sitsouı hakiaruıı" kullanaıak" ifade vermediler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle