19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 TEMMUZ2000CUMA CUMHURİYET SAYFA [email protected] 15 Rock dünyasının aykın yıldızı Lou Reed, bu gece 40 yıllık müzikal yolculuğunu sunacak Simyacı bir rock şairî: Lou Reed • "Ecstasy'nin önceki albümlerimden daha bağımsız bulunması konusunda birşey diyemem. Bu Freud'luk bir soru. Böyle şeyler üstüne pek kafa yormuyorum. Belki çok bağımsız, belki çok kısıtlı, belki sol kanada altı metre daha uzak. Şarkı sözû yazarken aklım başka çalışıyor. Kafamın nasıl çalıştığını ben de çözemedim. Kendimi Shakespeare'le kıyaslamıyorum tabii." Kültür Servisi-7. Ulus- lararası Istanbul Caz Festi- vali'nde Avrupa turnesi kapsamında Istanbul'a ge- len Lou Reed'i izleme fır- satı bulacağız. Rock müzi- ğin efsanevi ismi bugün sa- at 21.3O'da Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu'nda mart sonunda çıkan albûmü 'Ecstacy'den ve klasikle- rinden oluşan bir konser verecek. 58 yaşındaki Re- ed, Long Island'da büyü- dû. Ortalama müziksever- den ötesine seslenen protest ve çok üretken bir rock yıl- dızı olarak nitelenen Reed, Pop Art'ın babası Andy Warhol tarafindan keşfe- dildi ve desteklendi. Veİvet Underground adlı grubuy- la aynı adlı ılk albümünü 1965'te yayımladı. Reed bu albümle saldırgan ol- mayan bir tavır sergiledi. Reed, delıkanlı çağlannda bir alkolık olarak tanıdığı, 40'h ve 5O'li yıllarda New York edebıyat çevrelenn- de önemli bir ün kazanmış olan şair Delmore Schwartz'la çalıştı. 'My House' ve 'Blue Song' ad- lı şarkılannda konu ettıği Shwartz için "Onunlatanış- nğun zaman pek iyi değfl- dL Edebiyat ve şür alanın- da çoktutkulu bir adamdL Nietzsche'yiedüelloetmek alnında yazürydı" diyor. Hem yüksek hem alt taba- ka kültürü kucakladı. Ken- di yolunda bu şekilde yıl- larcadevamettı. 30yıhaş- kın bir süredir Amerikan tarihini şaria sözleriyle yan- sıttı ve yeni nesilleri de et- kiledi. James Bakhvin, Le- onard Bernstein ve Nor- man RockweO gibi agır top- ların da yer aldığı PBS American Masters belge- selinde ele alındı. Fotoğ- raflannın yer aldığı bir ser- gi Fransa. Cahors'da açıldı. Aynı zamanda Reed mira- sının unutulmaz parçası 'Veİvet Underground' ko- leksiyonu Pittsburgh'daki Vv'arhol Müzesi'nde sürek- li sergileniyor. New York'ta- lci Modern Sanatlar Müze- si (MoMA) ve Metropoli- tan Sanat Müzesi de bu ko- nuda harekete geçti. Mart ayında RobertWD- son'la Hamburg'da 'Poe- try' adlı Edgar Allen Poe içerikli bir tiyarro oyunu projesi gerçekleştirdi. Şar- la sözlennin yer aldığı 'Pass Thru Fîre' adlı ikinci kita- bı da bu yıl içinde yayım- lanan Reed şu sıralar oto- biyografisi üzerinde çalışı- yor. Nasıl hatırlanmak is- tendiği sorulduğunda güle- rek 'Kimseye verecek he- sabun yok. Sadece ldramı ödemeyebakryorum' diyen Reed'in yeni tasanlan ara- sında Warhol anısına 'Vel- vetUnderground' grubun- da beraber çalıştığı John Cale ile bırlikte tekrar 'Songs for Drella'yı yap- mak ve avant garde tiyarro yönetmeni Robert Wil- son'la birlikte zamanın pe- şine düşen deli bir bilim adamını konu eden 'Tîme Rocker' adlı projeyi haya- tageçırmekvar. 'SongsFbr Drefla" şarkısında Warhol kendisi için tembel diyor- du. Reed, 'O olmasaydı ne ohırdu Idmse bilemez. O böyleşarküar yazmamiçin beîü cesarettendiren lrîsiy- di' diyor. Dış politikayla yakından ilgilenen az sayı- daki rock müzisyenlerin- den olan Reed, bu yıl ülke ^K>aljsyonuna sağ kanattan seçilen Özgürlükçü Par- ti'yi protesto etmek için Avusturya turnesini iptal etmiş ve 'tnsanlar kiıne is- terlerseoyverebüiıier ama bu onlann ayağına gitmek Btediğim anlamına gebnez' demiştı. Çekoslovakya Cumhurbaşkanı VadavHa- vel'den Amenkan Dışişle- ri Bakanı Madeleine Alb- right'a dünya liderleriyle deilişkileri sıkı tutan sanat- çı Knitting Factory'den JohnZorn, kendilerini din- lemek ıçın gelen Albnght'a 'Kahroiası çeneni kapa' di- ye sahneden bağınnca bü- yük bir kriz yaşanmış ve Reed 'Bu Albright'a göre bir müzik degfl. Yanlış me- kândaydı' dıyerek Zorn'a destek vermişti. 'Ecstacy' (Kendinden Geçme) adına karşın Re- ed'in sevgilisi Laurie An- derson'a ithaf ettiğı bir ön- ceki stüdyo albümü 'Set The TnriBght Reeting'den daha düşük ritmli bir kayıt olarak nıtelendiriliyor. Ka- çınlmış firsatlar ve pişman- lık ifadeleriyle dolu 'Ecs- tacy' şarkısındaki ağıtsal- lık, kaybetmekten çok yaş- lanmak ve sevdiği insan- larla bir yerlerin parçası ha- line gelmekle ilgili. 'Mo- dern Dans'ta New York'u terk etmekten söz ederken kendisi böyle bir şeye ger- çekte kalkışmayacağmı söylüyor. Yeni albümünün eski ça- hşmalanndan daha bağım- sız bir perspektifte olduğu göriişûne de şu yanıtı veri- yor: "Bukonuda birşey di- yemem. Bu Freud'luk bir soru. Böyle şeyler üstüne pekkafa yormuyorum. Bd- ki çok bağımsız, belki çok kısıth, beüd sol kanada al- tı metre daha uzak. Yazdı- ğunda, aklım başka çauşı- ynr. Kafamın nasıl yahştıgı- nı ben deçözemedim. Ken- dimi Shakespeare'le kryas- lanuyonım tabü." Reed çocuğu olmadığı için adeta pışmanlık duy- duğunu anlatan parçalara son albümünde yer verse de "LooesomeCoivboy Bffl' adlı bir şarkı da yazdım ama bu. kovboy ohnak is- tediğbn anlamına gelmi- yor" diyerek şarkı sözleri- nin her şeyini açığa vur- masını engellemek istiyor. 'Magic and Loos' şarkısın- da bellı kı şarkı sözü yaza- n ve dostu Doc Pomus'u kaybetmenın acısını dışa vuruyor. Lou Reed'in yeni albümü 'Ecstasy'de müzik kariyerini yansıtan her türlü iz var. Yeni albümü Ectasy'yi tanıtacak Açıkhava'da 'kusursuz' gece CUMHUR CANBAZOĞLU Her yıl Uluslararası Is- tanbul Caz Festivali'nin listesinde olmasına kar- şın bir türlü Türkiye'ye gelemeyen Lou Reed ye- ni parçalardan oluşan son albümü Ecstasy'nin ta- nıtımı için bu yaz turne- ye çıkmaya karar verin- ce hayal gibi gözüken ts- tanbul konseri nihayet gerçek oldu. Festivalin yönetmeni Görgün Taner'den aldı- ğımız bilgiye göre Reed bu yılın en pahalı yıldı- zı; müzikseverlerin bir- çoğuna göre de organi- zasyonun tartışmasız bi- rinci yıldızı. Lou Reed'i bu kadar önemli kılan nokta, biz- ce kırk yıldır aynı çizgi- de yapıtlar üretmesı ve yaşamda belirli bir du- ruşunun olması. Altmış- lı yıllann sonlanna doğ- ru birçok grup banştan, aşktan, çiçekten, böcek- ten söz ederken Reed ve grubu Vfelvet Undergro- und günlük yaşamı, uyuşturucuyu, fakırliği, gettolan, polisin uygu- ladığı şiddeti anlaûyordu. Rock'n-roll'un kabul gördüğü bir ortamda rock'ı blues ve cazla be- zeyerek farklı bir değer- lendirme sundu müzıkse- verlere. - YıJlar geçti; Lou Re~ ed'in çevresinde olup bı- tene karşı gösterdiğı 'has- sasiyet' değişmedi. Göz- lemledi, biriktirdi, yazdı ve özetle gerçeği okuya- bilmeyi başardı. Genç- lere yeni kapılar açabile- cek şarkılar üretti. Anlattıklan, yaşamın anlamıyla işleyişi üzeri- ne ortak sorunlar ve so- rulardı genelde... Geleüm konsere 'ne- den' olan yeni Lou Re- ed albümü Ecstasy'ye; ustanın 'New Yorklular için New Yorkta doldu- rulmus bir albüm' diye tanıttığı Ecstasy'de, ün- lü ozanın 40 yıllık müzik kariyerini yansıtan her türlü iz var. Onun, Vervet Underground günlerin- deki basitliği özledığıni gösteren bu çalışma ay- nca Reed'in Laurie An- derson'la yaşadığı mut- lu ilişkiyle hayli rahatla- dığım, bu havayla o öz- lediğimiz dencysel ara- yışlanna da kenanndan köşesinden devam etti- ğini de belırledik. Şu anda müzik sahne- sinde yer alan en duygu- lu, en rafine adamlardan biri olan Hal VVfflner'in yapımcılığı yüklenmesi ve 18 dakikahk Iike A Possum adlı parça albü- mün iki önemli silahı. Bu gece Perfect Day gibi çok sevilmiş hitler- le birlikte yorumlanacak parçalan kısaca gözden geçirelim; ustanın rock'çı yanı Future Farmers in Americada ortaya çıkı- yor. Nefeslilerin yer al- dığı Paranoia Key Of E, soul yaiışma Mad, 'sal- dırgan' balad Mystic Child, meditasyon at- mosferli Turning Time Around, fonda akustik bass ve viyolonselin ol- duğu enstrümantal Ro- uge, 18 dakikahk uzun ama 'noise'a kaçmayan likc A Possum ve 'co- untry-rock'a benzeyen Big Sky zevkle dinlene- cek besteler... Ustanın 2000'de de öz- gün işler çıkarması bizi çok etkiledi. Son döne- min en iyi çalışmalann- dan biri olan Ecstasy'yi dinledikten sonra bu ge- ceki konsere gitmekte yarar var. Bir not daha; aldığımız bilgiye göre Lou Reed'in üç arkada- şıyla çıkacağı ikı saatlik Açıkhava Tiyatrosu kon- serinin biletleri halen tü- kenmemiş. Müzik Günleriyarışmasının birincisi Bağdat Avenue, bu gece Roxy 'de çalacak Hedef; dünya pazaruıa açılmak • "Hepsi kendi bestemiz olan yedi parça çalacağız. Sound, caz festivalinin son senelerde gittiği yola uygun. Cazla beslenen bir damar, kolay dinlenebilen, geniş bir yelpazeye sahip ve müzisyenleri de hoşnut edebilecek bir sound. Bu işi dünyanın müzik lisanıyla yapabildiğimize inanıyomz." Kühür Servisi-Roxy'de bu gece, bu lo- kalin Müzik Günleri yanşmasında birin- cüigi kazanmış BağdatAvenue çahyor. Biz bu yılki Roxy yanşmasını ızleyemedik; ancak konuştuğumuz birçok kişi Bağdat Avunue'nün bu yanşmanın gehniş geç- miş en iyi gruplanndan biri oldugunda birleşiyorlar. Roxy'deki yanşmadan 2.5 ay önce bir araya gelen ekip, doku uyumu sağlayın- ca projenin yanşmadan sonra da sürme- sine karar vermış. Oturup kimlere, han- gi yollardan, ne gibi bir sound'la ulaşa- bileceklerinin hesabını yapmışlar. Bu açı- dan grup hayli ıddialı ve hedefledikleri pazan 'tüm dünya' olarak saptamışlar. DayandıkJan nokta da üretrikleri mü- ziğin kulakta kalıcüıgı ve kolay dinlenir ohnasL - -r— •czr—._: ~z^r •— r Albüm konusunda da olanakları sonu- na kadar zorlamaktan yanalar; görüşme- leri sürüyormuş. Bu geceki konser onlar için sıradışı bir anlam taşıyor; yurtdışından gelecek fes- tival yöneticilerinin onlan beğenip ülke- lerine davet etmesi, "mn ince yolda önem- li bir adım olacak... Söyleşimizde grup elemanlan bu ge- ceki konserin repertuvanyla ılgıli şu bıl- gıleri verdi: "Hepsi kendi bestemiz olan yedi parça çalacağız. Sounri. caz festiva- lininsonsenelerde gittiği yolauygun. du- Kulakta kahcı ve kolay dinlenir müzUderivle hayli iddialı olan 'Bağdat Avenue' için bu gece sıradışı bir anlam taşıyor. la beslenen bir damar, kolay dinlenebilen, geniş bir yelpazeye sahip ve müzisyenleri de hoşnut edebUecek bir sound. Bu işi dünyanın müzik Ksanryla yapabildiğimi- ze inanryoruz." Grup elemanlannı da tanıtalun Meriç Demirkol (saksofon): Bılkent Ün. Obua Bölümü mezunu ve Anadolu Ün. Devlet Konservatuvan'nda obua ögretim görev- lisi. Emre Kardeş (bass): Universite sı- ralannda tzmır'de amatör ve profesyonel gruplarda çalmış. Bağdat Avenue'nün çekırdek kadrosundan. Burak Babacan (gıtar): Berklee Col- lege ve Ingiltere Guitar Instute Of Tech- nology'de öğrenim görmüş ve 1997'de Ingiltere'de bir rock grubunda yer almış. Evrim Özşuca (vokal): Bilgi Üniver- sitesi Vokal Bölümü 1. sınıföğrencisi. Li- se döneminde viyolonsel eğitimi de al- mış. EKfÇağlar (vokal): Bilgi Üniversitesi 2. sınıf vokal öğrencisi. Nedim Ruacan (davul): Keman eğiti- minden sonra davula geçen Ruacan, Bil- gi Üniversitesi Müzik Bölümü'nde eği- tim görüyor. Alper Alsan (klavye): Bir Buçuk Açık Radyo'da Caz Odası adh programı hazır- layan Alsan, Ingiltere'de yüksek Usans ya- parken caz ve fusıon gruplannda beste- ci, düzenlemeci ve piyanist olarak görev aunış. KEDİ GOZU VECDt SAYAR Sahip Çıkmak Nedenli sahip çıkabiliyoruz değerterimize? Kemal Su- nal'ın cenaze töreninde göz göze geldığım dostlann bakışlannda hep aynı soru vardı. Onu da diğerleri gibi övgülerle, çiçeklerie uğurladık. Canlı yayınlar, röportaj- lar, nutuklar... Peki, yaşarken ona gerçekten sahip çıka- bildik mi? Toplumumuz ona hak ettiği konumu kazandırmıştı. Mil- yonlann sevgilisiydi. Hangı akşam televızyonu açsanız karşınızda o vardı. Vardı da, bütün bu ilginın karşılığını alabiliyor muydu? Evet, sıkıntı çeken sanatçılardan bi- n değildi sevgili Kemal. Birçok sanatçıya oranla çok şanslı sayılırdı. Ama, hiçbir zaman seyiraden gördüğü sevgınin maddi karşılığını alamadı. Televizyonda her gün filmten oynamasına karşın, bu göstenmlerin en ufak bir bedeli yoktu. Çünkü, ülkemizde hâlâ br "mal" gibi alınıp satılıyordu filmler ve yorumcu sanatçılann hakla- n, yürürlükteki tetif haklan mevzuatımızda korunma al- tna alınmamışt. Yönetmen ve yazarlar için ise, kâğrt üze- rinde bu haklartanınmış görünmesıne karşın hâlâ işler- lik kazandınlamamıştı bu haklara. Kemal Sunal, son yıl- larda hemen her söyleşisınde bu sorunu vurguladı. Ama, kimselereduyuramadı sesıni... Bugün, ardından nutuk- lar atan, mahzun ifadelerie kameralara poz veren poli- tikacılar, sanatçı yaşarken ona sahip çıkmak gerektiği- ni bir türlü öğrenemıyoriardı. ••• Kemal Sunal'ın ölümünde, havayollan ve havamey- danlan iştetmelerinin acil yardım mekanizmalannın han- tallığının, beceriksizliğinin de payı olduğu söyleniyor. Yaşamımızın ne denli tesadüflere bağlı olduğunu bir kez daha görmüş oluyoruz böylece. Pasaport venlmeyerek yurtdışındakı tedavisı önlenen ve böylece ölüme terk edi- len sevgili Ruhi Su'nun, devletın gözü önünde Sıvas'ta ateşe venlen sanatçılann anılan taptaze daha... Kısaca- sı, ne yaşamın değen biliniyor bu toplumda, ne de sa- natın... Sanatçtlanna sahip çıkmayan birdevfet, sanat kurum- lanna sahip çıkar mı? Kültur Bakanlığı'nın ülkemıze dün- ya çaptnda bir kültür merkezı kazandırmak için çırpınan Istanbul Kültür ve Sanat Vakfı hakkında sonjşturma aç- ması, Şişlı Belediye Başkanlığı'nca inşaatın mühürien- mesi olağan karşılanıyor. Kimseler sahip çıkmıyor vakıf yöneticilerinin çabalanna. Suçlamalar karşısında yapa- yainız bırakıveriyorlar Şakir Eczacıbaşı'nı. Neredesıniz, sanatçılar, sanat dostlan, sanat orgütlen? Yoksa, sahip çıkmak için onun da ölmesjni mi beklıyorsunuz? ••• Yalnızca sanatçılar, sanat kurumlan ile de sınııiı değil sahip çıkılmayan degerlerimız. Tarihsel ve kültürel de- ğerierimiz de büyük bir başıboşluk, kaderine teri< edil- mişlik içinde. Binlerce ömek sayabiliriz Anadolu'dan ama, biz gene geçen haftalarda öyküsünü anlattığımız Zeugma cinayetine dönelim. Efendım Zeugma'nın başına gelenler IMew York Tı- mes'da yayımlanır yayımlanmaz, Shawn Ray Estes adlı bir Amenkalı işadamı, bulunduğu kentteki dış tem- silciliğimizi anyor. Parasal yardımda bulunmak istediği- ni belirten işadamına yol gösterilemiyor. Ve Estes atla- dığı gibi uçağa, soluğu Gaziantepte alıyor. Müze yetki- lilen yardım önensini geri çevınyoriar; "Ankara'dan iz- nin varmı" sorusuyla... Zeugma'ya, kazı bötgesine gi- diyor Amerikalı işadamı. "Sızlere bır yardımım olabılir mi" diyor. Arkeologlar, ıkı gün içinde tüm paralannın tü- keneceğını ve daha arazıde yapılacak ışler otduğunu be- Krtryoriar. Estes, hıkâyenın gensını şoyle anlatıyor "He- men cebtmdekı 2000dolan, bır tutanakta verdım ve Am& rika'dan 18.000dolann tnansferiıçngereklıışlemlenbaş- lattım. Aynca, Amerika 'da kentleri sel felaketlerine kar- şı korumakta kullanılan bırsistemı getırebıleceğımı söy- ledim." İşadamına, Ankara'ya giderek Anıtlar ve Müze- ler Genel Müdürü ile görüşmesi öneriliyor. O da kalkıp gidiyor ve görüşmeyi yapıyor. Ne var kı, oradan da GAP Idaresi Başkanı'na ve Birecık Barajı Genel Müdürü'ne yollanıyor. Onlar, yeniden Zeugma'ya gitmesini öneri- yoriar. Tekrar müzeye gittiğinde Kemal Bey adlı arke- otog "Ankara'dan kâğrt getirdin mi" diye soruyor önce, sonra "Seninparana ıhtiyacımızyok" diyor. İşadamı izin istiyor. Sonra, bankasını arayarak Amerika'dan gelecek havaleyi durduruyor ve Gaziantep'ten aynlryor. Şaşkın ve onuru zedelenmiş olarak... Nasıl, Kemal Sunal'a yakışır bır bürokrasi öyküsü deöil mi? Işte biz kürrür degerlerimize böyle sahip çıkanz! Michelangelo'nuıi eskizi nekor fiyata satın almb • LONDRA (AA) - Itaryan ressam ve heykelnraş Michelangelo'nun 'Isa'nın Göğe Yükselişi' adlı heykelini tasvir eden eskizi, 8 mih/on 143 bin 206 sterlinhk rekor fiyatla satıldı Canlı model kullanılarak yapılan, siyah tebeşirle çizilen ve vücut hatlan daha sonra mürekkeple belirginleştirilen eskizin en önemli özelliğini ise gölge-ışık teknığinin olağanüstü biçimde kuHanılması oluşturuyor. Christie's Müzayede Salonu'nun Londra'da düzenledıği müzayedede Alman komisyoncu Katrin Bellinger tarafindan satın alınan eser, Roma'dakı Santa Maria Sopra Minerva Kilisesi'nde yapılmıştı. Duke BHngton amsına konser • PARİS (AA) - Caz müzığının devlerinden Duke Ellington, Paris'te düzenlenen bir konserle anıldı. Amerikalı aranjör, yapımcı ve besteci Quincy Jones'un, ilk yansını Duke Ellington'a ithaf ettiği ve ABD'nin Bağunsızlık Günü dolayısıyla verilen konsere müzik, sinema ve eğlence dünyasından birçok isim katıldı. İkinci yanda ise Phil Collins, Milt Grayson, Henn Salvador, Michel Legrand ve Siedah Garrett gibi müzisyenler sahne aldı. I Kfiltûr Servisi - Bilımkurgu filmı Star Wars- Yıldız Savaşlan'nın son bölümünde, bugüne kadar hiç tanınmamış oyuncular rol alacak. Filmin başkarakteri Anakin Skywalker için, Kanadalı genç aktör Hayden Chnstensen'i seçen yönetmen George Lucas, filmin çekimlerinin yapıldığı Avustralya'dan yedi oyuncuyu daha filmin kadrosuna dahil etti. Hiç beklemedikleri bir anda dünyanın en çok izlenen fılmınde rol almalan ıstenen Jay Lagaia, Leeanna Walsman, Rose Byrne, Veronica Segura, David Bowers,Matthew Rovvan ve Daniel Logan, rol icin__ heyecanlı olduklannı behrttiler. Connery'e 'Sir Sean' ünvanı • Kültür Servisi - tki yıl önce Iskoç milliyetçiliği nedeniyle şövalyelik unvanı verilmeye uygun olmayanlar listesinde yer alan James Bond filmlerinin eski oyuncusu Sean Connery, Ingiltere Kralıçesi Elizabeth tarafindan şövalye ilan edildi. Baştan aşağrya Iskoç giysilenne bürünen 'Sir Sean', Edınburg'daki uzun süreli törene katılmak için gazetelerin ve hayranlannın karşısına çıktı. Hayatının en gururlu günlerinden birini yaşadığını söyleyen 69 yaşındaki aktör, üzerinde taşıdığı altın madalyasını sergiledi. - •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle