Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7TEMMUZ2000CUMA
14 KULTUR [email protected]
Guillermo Mordillo, yaşamlanna hayranlık duyduğu hayvanlar gibi çalışmak istediğini vurguluyor
'Mizah., korkıuııııı şefkatli yüzii'
AYŞEKÖKSAL
Aydın Doğan Vakfi tarafından dü-
zenlenen 17. Lhıslararası Aydın Do-
ğan Karikatûr YanşmasTnın jüri baş-
kanı olan Guflkrmo Mordfllo ile vak-
fın düzenlediği veda gecesinde sıcak
bir röportaj gerçekleştirdik:
-Seçüenüçkarikatürdesizietkfleyen
unsurlar oeJerdi?
MORDtLLO - Ben birinci ödülü
.gerçekten çok sevdim. Sürrealist, gi-
zemli, müşfîk ve bunlan tamamlayan
unsur olarak grafıği çok başanlı. Ko-
mik bir kankatür değil. tkinci ve üçün-
cü, çok orijinal olmasa bile sanatsal
çalışması doğru ve eğlenceli karikatür-
-ler. Zaten ikinci ve üçüncü, birinciye
göre daha çok mizah içeriyor, ama bi-
rincisi bırçok açıdan dengeyı oturtmuş
birçalışma. însanlar, karikatüriin diğer
sanatlara göre daha aşağı seviye ve da-
ha basit bir sanat olduğunu düşünü-
yor. Birincisi gibi çahşmalar, karika-
türcülüğün sadece bir espn bulup onu
çizmekten farklı olduğunu, karikatürün
de bir sanat olabileceğıni kanıthyor.
- Sizce bir karikatürü sanatsal küan,
mizah ağırfakhohnası mı,yoksadüşûn-
dürmesi mi?
MORDtLLO- Grafik, felsefe ve mi-
zah, hepsı bir araya geldiğinde, yani fı-
kir ıle sanat birleşince iyi karikatûr or-
taya çıkvyor. GeneUikle birinden biri da-
ha iyi oluyor. Bunun ikisini de birden
birbiri içine geçirmek gerçekten güç bir
iş. Fikrin iyi birgrafik ile dengelenme-
si ve insanlara akıllıca bir şeyler suna-
bilmesi önemlidir.
-Türkkarikatürûndepoikikanınçok
büyfik önemi var. Siznüdlerde ise poü-
tika biraz gzlice ortaya çüayor»
MORDDLLO- Ben komik, sanatsal
karikatürler yapmaya çalıştım. Detay-
lan ince ince hesaplanrruş ve pek çok
aynntı içeren karikatürler çizmeyi se-
viyorum. Aklıma gelen onjinal fikir-
lerin insanlan güldürmesine çalışıyo-
rum. Genellıkle hiç alt yazı veya söz
kullanmıyorum. Böylece bûtün dünya-
daki insanlara ulaşabiliyorum. Yaban-
cı bir ülkede iseniz eğer karikatûr gör-
dügünûzde onda yazı yoksa bunu an-
larsınız. Tıpkı müzik ve spor gibi. Bir
tenıs maçı ızlıyorsanız, Japonya'da bi-
te olsanız onu anlarsınız.
* - Ama konu olarak daha çok insan
ıpkı bir hayvan gibi
çalışmaya ve yaşamaya
çalışıyorum. Çünkü
hayvanlar içgüdülerini takip
ederler ve yanlış yapmazlar.
Dünya, kadın ve erkeğin
birbiri ile ilişkisi üzerine
kuruludur. Aşk da bu
kavramın içine girer. Bence
şefkat kelimesi, aşktan çok
geniş ve anlamlıdır. Çünkü
aşk biter, geriye şeflcat kalır.
cV^alışmalarım, benim
düşünce biçimimin
dışavurumudur. Hayatımda
gördüğüm her şey beni
çizgiye götürüyor. Aslında
karikatürlerim basit bir
insanın rüyalan ve hayalleri.
Oişkfleri ve hayvanlan ön plana afayor-
sunuz?
MORDtLLO-Ben her türlü hayva-
nın yaşantısına hayranlık duyuyorum.
Kendim de tıpkı bir hayvan gibi çalış-
maya ve yaşamaya çalışıyorum. Çün-
kü hayvanlar kendi içgüdülerini takip
ederler ve yanlış yapmazlar. Bir insan
ancak aklıyla ve beyniyle hareket eder-
se o zaman yaşamında hatalar yapar.
Kadın-erkek ilişkisini ele alırsak, dün-
ya kadın ve erkeğin birbiri ile ilişkisi
üzerine kuruludur. Aşk da bu kavramın
içine girer. Bence şefkat kelimesi, aşk-
tan çok geniş ve anlamlıdır. Çünkü aşk
biter, geriye şefkat kalır. Bana her za-
man, 'mizahıntarifiniyaparmsnuz'di-
ye sorarlar ve ben de bunun üzerine dü-
şündüm. Şimdi buldum. Bence mizah,
korkunun şefkatli yüzüdür.
- Peki ya spor?
MORDtLLO - Bir konsere, sine-
maya veya tiyatroya gittiğiniz zaman
sizin aradığınız şey aslında heyecan-
dır. Sporda ben aradığım bu heyeca-
nı yakalayabüiyonım. Bir şey izlerken
kalbimin normalden çok daha hızlı.
çarptığını, kanımm hızlandığını his-
MonnHo, "Eğer kurallara uyarsak, teknoloji sadece karikatürün değil, bütün sanatiann gefeceği obcaktar" diyor.
sediyorum.
-Hangi sportürü sizi daha çok heye-
canlandınyor?
MORDfLLO-Futbol. Çünkü ben ço-
cukken arkadaşlanmla sokaklarda fut-
bol maçlan yapardım. Futbol, benim
çocukluğumdan kalan en güzel anıla-
nmdan biridir. Çocukken oyun oyna-
mak için spor yaparsınız. Yaşlandığı-
ruzda ise çocukluğunuzu oynarnak için
yaparsınız. Sizin çocukluğunuza açı-
lan bir kapıdır.
- Herkes arük agnostik okrağunuza
karar vermenizi konuşuyor—
MORDtLLO - Ben 'agnostik' kav-
ramının ne olduğunu ilk öğrendiğim-
de 55 yaşındaydım. Katolik bir ailede
doğdugum için, kiliseye gittiğimde
okuJduğum kelimelerin anlamlannı be-
ğenmedim ve o dine inanmadığımı fark
ettım. Ama kendimi tanntanımaz'
olarak da tarifedemiyordum. Tann yok
diyemıyordum. Bir gün bu kavramı
kesfettim. Dindar da değilsıniz, ateist
degılsinız; ikisı arası bir şey. Çünkü
aslında akhmız Tann'yı ne reddedecek
ne de ona inanacak kadar gelişmiş de-
ğil. Şu anda ben beklıyorum. Ölmeyi
bekliyorum, ancak o zaman Tann'nın
var olup olmadığını anlayacağım.
Agnostisiznı ve ideal dünya
- 55yaşmda agnostikoktuğunuza ka-
rar verdjğinize göre, bu karikatûrferi-
nize yansıdı mı?
MORDtLLO-Karikatürlerimde be-
nimle ilgili her şey bulunabilir. Politi-
ka, din.. bütün sorulann cevabı bulu-
nabilir. Çünkü çalışmalanm, benim
düşünce biçimimin dışavurumudur.
Hayatımda gördüğüm her şey; duydu-
gum, hıssettığım, anladığım ve anlama-
dığım her şey beni çizgiye götürüyor.
Aslında karikatürlerim basit bir insa-
nın rüyalan ve hayalleri.
Agnostisizm, aslında bütün dünya-
nın üzerine temellendirilmesi gereken
bir kavram. Dünyadaki insan ilişkile-
rinde ortaya çıkan en büyük problem,
insanlann Müslüman, Yahudi ya da
Hıristiyan olmalan ve birbüierinin ara-
sına sınırlar yaratmalan. Agnostisizm
ideal dünyaya açılış gösterir.
- Hayvanlar gibi mesela_
MORDtLLO - Gerçekten doğru.
Hayvanlar kesinlikle agnostiktir. Bu
yüzden de hiç savaşmazlar.
- Teknolojik gelişmeler karikatûrû
nasd etküeyecek sizce?
MORDUXO - Teknoloji gelecek-
tir. Yeni tekniklerin gelişmesi yeni im-
kânlann doğmasına yol açacaktır.
Önemli olan nasıl kullandığınız. Me-
sela televizyon da yeni teknoloji; onu
yararlı biçimde kullanan da var, kullan-
mayan da. Demokrasi iyi bir sıstemdir,
ama onu nasıl kullanacağmıza bağlı-
dır. özgûrlük de öyle. Bence yaşam-
daki en önemli şey ağırbaşlılık ve hay-
siyettir.
Bu da hayvanlardan öğrenmemız ge-
reken başka bir değer. Ozellikle kedi-
lerden. Çünkü kediler bağımsız ve onur-
ludur. Eğer bir evde yaşıyorlarsa, o
evin bir üyesi olmak isterler ve sen ona
uymak zorunda kalırsın. Onur ve ada-
letin olmadığı ne iş, ne özgürlük ve ne
demokrasi hiçbirşey ifade etmez. Tek-
nolojiyi onurumuzu ve adalet duygu-
muzu unutmadan kullanmalıyız. önem-
li olan, onun bizi değil bızim onu kul-
lanmamız. Eğer bu kurallara uyarsak,
teknoloji sadece karikatürün değiTBü-
tün sanatlann geleceği olacaktır.
Shlomo Mintz ile Maxim Vengerov, Bach 'ın keman konçertolannı seslendirdi
± üm
engellere
rağmen
geleneksel
Ingeborg
Bachmann
Ödülü,
sonunda
sahibini
buldu.
Edebiyatta
Haider virüsü
FİKRET DOĞAN
FRANKFURT-Buyıl-
ki Ingeborg Bachmann
Ödülü'ne, aşın sağcı po-
litikacı Jörg Haider' in
gölgesi düştü. Her yıl
Avusrurya'nın Klagen-
furt şehrinde düzenlenen
bu anlamlı edebiyat yanş-
ması bu yıl yapılamama
tehükesiyle karşılaşu. Bu
nedenle, genç yazarlann
daha önce hıçbir yerde
basılmamış eserleriylejü-
rinin karşısına çıktığı ya-
nşmada edebiyat ikinci
planda kaldı.
Gelişmeler, Ingeborg
Bachmann'ın mirasçüa-
nnın, aşın sağcı parti
FPÖ'nün hükümete gir-
mesıni protesto etmek için
yazann ismini ödülden
çekmesıyle başladı. Irk-
çı partiye uluorta tavır al-
manın faturası, çok geç-
meden edebiyatyanşma-
sına kesüdı. Bachmann'ın
-mırasçılanndan geJenbu
beklenmedik tepkiye öf-
kelenen Jörg Haider'in,
başında bulunduğu Ka-
ertner eyaletinin bu ede-
biyat ödülüyle birlikte
anılmasmı istemediğini
belirterek ödenek muslu-
ğunu kapatması gergin-
liği doruğa çıkardı. Her iki
taraftan da baskı gören
organizatörler bir an için
çaresiz kaldılar.
Ancak her şeyin umut-
suz göründüğü bu nokta-
da,Ingeborg Bach-
mann'ın doğum yeri olan
Klagenfurt şehnnin yo-
ğun çabalan devreye gir-
di. Önceükle, ödülleriçin
sponsorlar kanalıyla ge-
rekli para sağlandı. Or-
ganizasyonu, Kaertner
eyaletinin değil de Kla-
genfurt şehrinin üstlen-
miş olması, Bachmann'ın
mirasçüann>birnebze ol-
sun yatıştırdı, bunun so-
nucundayazann ismi ye-
niden ödülün başına ko-
nuldu. Ne var ki tüm ge-
lişmeler, Ingeborg Bach-
mann Edebiyat Yanşma-
sı'nı, bu yıl 'Ahnan Dfli
EdebryatiGünkri' adı al-
tında yapılmaktan kurta-
ramadı.
Edebiyat yanşmasm-
da, Almanca konuşan ül-
kelerden 16 genç yazar,
henüz biryerde basılma-
mış metinlerini jürinin
beğenisine sundular. 250
bin Avusturya Şilını tuta-
ıındakı mgeborg Bach-
mann Ödülü'nü Georg
Kkin kazandı. Sussane
Riedd, 120 bin şilin tuta-
nndaki jüri ödülüne la-
yıkgörüldü. AndreasMa-
ier, 100 bin şilin tutann-
daki Ernst \VDlner ödü-
lüne ismini yazdırdı. 3sat
televizyon kanahnın koy-
duğu 10 bin markhk ödül
Juüa Franck'a gıderken
Davkl Wagner ve MaHn
Schvwrdtfegerbirer burs-
la ödûllenduildiler.
6
Bestecinin ldmligine bürünüyoruz
9
YEŞtMAKYÜZ
28. Uluslararası tstanbul Mü-
zik Festivali'nin son konuğu, Aya
Irini Müzesi'nde konser veren Ge-
wandhausLeipzigBachOrkestra-
a'ydı. Orkesrrada solist olarak,
günümüzün en önemli kemancı-
lanndan biri olarak nitelendirilen
Shlomo Mintz ile Manm Vfenge-
rov yer aldı. Bach'ın keman kon-
çertolannı seslendiren sanatçıla-
ra eşlik eden Bach Orkestrası'nm
repertuvan ozellikle barok, erken
dönem klasik ve klasik yapıtlar-
dan oluşuyor.
Düzenli olarak orkestra, resital
ve oda müziği konserleri veren, vi-
yola çalan ve dünyanın birçok ül-
kesinde orkestralar yöneten Mintz,
Premio Accademia Musicale Chi-
giana, Diapason d'Or, Edison ve
Grand Prix du Disque ödüllerine
layık görüldü.
Şostakoviçve Prokofiev 1 No'lu
konçertolan kaydıyla Yılın Kla-
sik Albümü ve Orkestrayla En İyi
Enstrümantal Solist dallannda
Grammy Ödûlleri'ne aday göste-
rilen Maxim Vengerov ise bu al-
bümüyle Gramophone dergısinin
Yılın En İyi Albümü Ödülü'nü
kazandı. Aynca, 1997'de 23 yaşın-
dayken çocuklara moral vermek,
onlara aynlan fonlan desteklemek
amacıyla Birleşmiş Milletler Ör-
gütü'nce UNICEF'in Müzik El-
çisi olarak atanan ilk müzisyen
oldu.
- Büükte çalmak sizi nasıl eöd-
Kyor?
SHLOMO MİNTZ -Bach çok
önemli bir müzisyen. Genelükle
Bach, bazen de Mozart çahyoruz.
Birlikte çaünak çok güzel. Dcimiz
de kendimizi farldı bir şekilde or-
taya koyuyoruz. Bach harika bir
besteci, dolayısıyla onu geleceğe
taşunakta zorluk çekmiyoruz.
Bach'ın dönemlerinde müzik, ki-
lise tarafından çok sınırlandınlı-
yordu, beürii ölçülerde kilise ege-
mendi. Fakat Bach çok dâhi bir
müzisyendi ve bu sınırlandırma-
lar içerisinde bizlere ulaşabilme-
yi bildi. Notalan bugüne ve gele-
ceğe taşınabildi. Ben ve Maxim
Vengerov, bu mesajı doğru bir şe-
kilde dinleyicilere iletebilmek gi-
bi bir sorumluluk taşıyoruz. Za-
ten bu sorumluluk olmasaydı biz
burada bulunmazdık. İyi formla-
n ve güzel olanı seçtik. tki farklı
Mintz ve Vengerov, birlikte çalarken kendilermi farklı biçimde ortaya koydHİdarmı befirtiyorlar.
insanız, farklı ünlere sahibiz, fa-
kat ortak noktalanmız da var. Bi-
ze verilen müziği, sahnede zaman
zaman yavaşlayarak, hızlanarak,
insanlan etkileyerek, sanki bir re-
sim yaparmış gibi yaratıyoruz.
MAXIM VENGEROV -
Bach'ın konçertolannı çalarken
MAXIM VENGEROV - Ben
her iki enstrümanı, eskiyi ve ye-
ni olanı da calmaya çalışıyorum.
Sadece klasiğı veya modern enst-
rümanlan çalanm demenin bir an-
lamı yok, çünkü Bach harika bir
besteci. Onun besteleri her şekil-
de gerçekleştirilecek yoruma açık.
• 'Müzik rahatlatıcıdır, eğlendirici ve zaman
zaman düşündürücüdür. Bach'uı müziğinde
dramatik unsurlar da buluyonım. Bunlan
bulmak, çalarken hissetmek ve hissettirmek
kolay değil. Bu duygular bestecinin
memnuniyetinden değil, içinde yaşadığı
işkenceden kaynaklanmaktadır. Biz bestecinin
kimliğine bürünüyoruz, tıpkı tiyatro
<^unlanndaki akterier ^biyiz.'
doğru bir birliktelik kurmaya ça-
hşıyoruz. Bach bize, müziğini ses-
lendirirken çok geniş olanaklar
sağlıyor, çok sonsuz bir içeriği
var. Kafalanmızın içinde bütü-
nüyle duyabileceğimız bir müzi-
ği var. Bu, pekahşılagelmiş birbir-
liktelik değil. Sanatçılar bir araya
geldiklerinde oluşturacaklan uyu-
ma dikkat etmeliler bence.
- Enstrüman seçiminde terdh-
ierinizvarmı?
Hangi zamanda ve hangi enstrü-
manla çalmırsa çalınsm Bach'm
müziği her zaman çağdaştrr.
Bu da enstrümanın değil, mü-
ziğin önemli olduğunu gösterir.
- Bach'm cazuyarlamalan hak-
kmda ne düsünüyorsunuz?
MENTZ- Bu, kendine has bir ifa-
de biçimidir. Saygısızhk etmek
istemem. Klasik bir parçayı tek-
rar yeni bir forma sokmanın ne
kadar zor olduğunu biliyorum,
ama biz Bach'ı caz formuna çe-
virmeye çahşmadık. Fakat Bach'ın
açık bir müziği var, onunla iste-
nilen kombinasyon yapılabilir.
Açıkçası, ben çoktutucuyum, ama
her insanın bü konuda seçim yap-
mahakkı var.
- Bach çabnanın âzerinizdeld
etkisi nasl?
MİNTZ - Müzik rahatlatıcıdır,
eğlendirici ve zaman zaman dü-
şündürücüdür.
Ben hayatı da bu şekilde algı-
lamayı severim. Bach'ın müziğin-
de dramatik unsurlar da buluyo-
rum. Bunlan bulmak, çalarken
hissetmek ve hissettirmek kolay
değil. Bu duygular bestecinin
memnuniyetinden değil, içinde
yaşadığı işkenceden kaynaklan-
maktadır. Bu anlarru müziğin için—
den çıkarmak için çok zaman ayır-
man gerekir. Biz bestecinin kim-
liğine bürünüyoruz; tıpkı tiyatro
oyunlanndaki aktörler gibiyiz. Bu
da bazen dinleyiciler üzerinde et-
ki yaratıyor. Dinleyici hem beste-
cinin müziğini dinlemek hem de
yeniden yaratılmış bir şeyler bul-
mak istiyor. Bazen besteciyi geri
plana bile atabiliyorlar.
Seyircilerin önünde çalmak ki-
mi zaman zevkli, bazen de değil.
Bunun ortasını bulmak ise çok
zor.
YAZIODASI
SEIİM ÎLERİ
Türkan Şoray
Türkan Şoray'a hayranlığım Acı Hayat filmiyle
başlıyor. Filmler kadar, o filmleri gördüğüm sinema-
lan da hatııiarım. Metin Erksan'ın yönettiği Acı Ha-
yatta öyle olmadı. Filmden sonra sadece Beyoğlu'nu
hatırlryorum, içim kınlmış, bumumun dtreği sızlryor,
utanmasam ağiayacağım.
O filmde bir sahne vardır Kendisine sunulan ha-
yat garantisini, dizi dizi banknottan geri çeviren ma-
nikürcü kız, Türkan Şoray, iş adamının yazıhanesin-
den fırtayıp bir asansörde tek başına iner. Metin
Erksan elbette bir dünya görüşü öneriyordu; ama
o çok genç oyuncu da inanılmaz bir içtenlikle bu dün-
ya görüşüne hayat veriyordu...
Türkan Şoray daha başlangıçta, ilk adımlarda bü-
yük bir oyuncuydu. Deneyimsiz, neredeyse çocuk
yaşta, ne var ki alabildiğine sezgili, alabildiğine yan-
srtma, içe işleme yetisine sahip bir film yıldızı. Fılm
yıldızı diyonjm, çünkü Türkan Şoray yolun en başın-
da bir yıldız olarak belirmiştir.
Star sinemasına karşı olmayı entetektüelliğin özel-
Itği sayanlar, sinema sanatına basbayağı bir ömür ver-
miş Türkan Şoray'a uzun süre sadece 'güzel kadın'
diye baktılar. Güzelliğin sırlan üzerinde çok az du-
ruldu.
Beyazperdeden kottuktaki her seyircinin gözleri-
ne gözlerini dikmiş bu yıldız, kendi oyunculuk, sa-
natçılık başanlannı adeta bir başına hazırtıyordu.
Türk şinemasının klasiklerinden diyebileceğimiz,
Lütfi Ö. Akad imzalı Vesikalı Yarim'i bugün yine sey-
redin, aradan onca yıl geçmesine karşın her şey acı
tazeliğini korur. Beyoğlu'na kanşan, aşkı bile yaşa-
masına imkân kalmamış konsomatrisi Türkan Şoray
bir melodram kişisi olmaktan çıkanyor, aşkın altnıp
satıldığı düzenlere karşı bir simge haline gerjriyor-
du...
Türkan Şoray'ın yeniyetmeJiği, genç kızlığı, çok
uzun yıllan hep sinemada geçti. Bir seyircisi bu çok
uzun yıllan şöyle özetliyor: "Bizi hep mutiu kıldınız..."
Fakat ne kadar acı bir mutluluk. Ana'dan Mine'ye,
siyah-beyaz filmden renkli filme, Türkiye'nin duygu
tarihini Türkan Şoray'ın oyunundan yakalayabilirsi-
niz.
Acı Hayat'ın manikürcü kızı, Türkrye'de akıtılan ya
da içe atılan gözyaşının sözcüsü oldu. Hem de hiç-
bir iddia taşımadan.
Türkan Şoray'la tanışıklığımız 1970'lere rastiıyor.
Görüntüdeki insanın tıpatp benzeriyle karşılaştığı-
mı, oyunuyla gerçeklikteki insanın ruh ikizi oldukla-
nnı birdenbire, üstelik epey çarpılıp kalarak ayırt et-
miştim.
Burası küçük sayılabilecek, alaca ışıklı bir oturma
odasıydı. Birkaç dakika sonra Türkan Hanım geldi.
Milyonlarca seyircisi olan bir yıldızın böylesine çe-
kingen, içine kapanık, böylesine alçakgönüllü oluşu
elbette şaşırtıcıydı. Ama bunlardan başka bir şey de
söz konusuydu: Söylemek, belki de haykırmak iste-
dikleri karşısında susan, hep susan bir insan.
Ürpererek ayırt ediyordum: Ziya Osman Saba'nın
şiirindeki büyük çoğunluk için yaratılmtştı bu genç
kadın:
"Gün görmemiş insanlar, I Konuşanlar, bir hû-
zünle sesinde, I Susanlar, susanlar..."
Onları, susanlan temsıl edıyordu. Yalnızlığı, kim-
sesizliği temsil ediyordu. Milyonlarca seyircisinin ta
kendisıydi. Milyonlarca seyirci, Türkan Şoray'da ni-
ce zamanlar kendi kalp ağnsını seyretti.
Bir şeye daha değinmek isterim: Sonra nasıl bir
saygı... Seyircisinin gönül sızılannı yüklenmiş bu
oyuncu, göğüsledigi sorumluluğun hep bilincinde ol-
du. Defalarca başkalan için yaşadı, defalarca baş-
kalan için öldü.
Her şeyin, duygudan inceliğe, sevinçten hüzne, çok
ucuza satın alınabildiğı günümüzde, Türkan Şoray
ağırbaşlılığın çok pahalı fryatını ödemeye devam edi-
yor.
O, bu yüzden Türkan Şoray... Benim de çok de-
ğerli bir yakınım...
II.AçddıavailyatPosu
konserteri başbyor
• Kühür Servisi - Most Production tarafından
düzenlenen '11. Açıkhava Tiyatrosu Konserleri',
bu yıl 21 Temmuz'da Sezen Aksu'nun vereceği
konserle başlayacak. Etkinlik kapsamında
Türkiye'ye gelecek olan Yunan sanatçı Haris
Alexiou, sanatçıya eşük edecek. Sezen Aksu ile
başlayacak konserler dizisi, Neşet Ertaş, Candan
Erçetüı, Goran Bregoviç, Bülent Ortaçgil gibi
sanatçılarla devam edecek. Etkinlik, 18 ve 19
Ağustos tarihlerinde Nilüfer konserleriyle sona
erecek.
BAFTH Oscar ÖdültePinJn ,
gölgesinden kırtıduyop
• LONDRA (AFP) - Ingiltere'nin en önemli film
ödülü olan BAFTA, tarihini Oscar törenlerinden
bir ay öncesine alarak etkisini güçlendinneyi
amaçhyor. Gelecek yıl 25 Şubat'ta düzenlenecek
törenin sunucusu Simon Relph, bu tarih
değişikliğini stratejik bir karar olarak nitelendirdi.
Bu yeni uygulamayla törenin statüsünü artnrmayı
amaçlayan yetkililer, BAFTA'nın Oscarjüri
üyelenni bile etkileyebileceğini söylediler.
BUGÜN
• DARPHANE YAZ ETKtNIİKLERt
çerçevesinde Cahit Arf ın (Simurg) biyografisi
saat 11.00 ve 13.00'te izlenebilir. Saat 17.00'de
ise Derya Özkan'ın 'Klasik Saz Eserleri' başlıkh
konseri dinlenebilir. (513 50 82)
• BÜYÜKADA KÜLTÜR EVt YAZ — * —
ETKİNLtKLERt kapsamında gerçekleşecek
olan 'Carmen Operasmdan Aryalar' konseri saat
20.30'da dinlenebüir. (382 86 20)
NÂZJM KÜLTÜREVt'nde 'Carios Saanr^r
Filmleri Haftası' çerçevesinde saat 19.00'da —
yönetmenin 'Cannen' adlı fıhni izlenebiür.
(245 04 81) x
CAZrKTftftlriKBüGÛH
• CEMtL TOPUZLU AÇIK HAVA
TtYATROSU'nda saat 21,30'da Lou Reed konseri
izlenebiür. (293 31 33)
• BABYLON'da saat 23.00'te 'Ühan Erşahin ve
Wıx Poetic 2000' konseri gerçekleşecek. (292 73 68)
• ROXY'de saat 23.30'da Bağdat Avenne ve Radk)
Days'in vereceği konser izlenebilir. (293 31 33)