Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 6 TEMMUZ 2000 PERŞEMBE
8 DKI
Amıpa'nın durumunu değeriendiren MııstafaKemalAtatürk, savaş başlamadanABD 'nin tarafolacağuusöylem
Ingjltere Başbakanı Wmston ChurchiD 1943 yıbnda Adana'ya gelerek Cumburfoa^iam tsmet Inönü ile görüştü. Cbuıvhlll, Türidye'yi savaşa ginneye zoriadL Affla Türidye, İngütere'Dİıı bu îsteğini kabıü etmedL
TürkiyeveIkinci Dünya SavaşıNURERUĞURLU
2
Tûrkiye, Ikınci Dünya Savaşı öncesin-
de bir savaş çıkarsa tarafsız kalmaya ça-
lışıyordu. Ama savaşa giımek istemese de
bir saldın karşısında kalabilirdi. Çünkü
Türidye, coğrafi konumuyla savaşın çok
önemli biryerinde bulunuyordu. Onun için
her yönden hazırlıklı olması gerekiyor-
du. Bu arada TürkiyeCumhuriyetTnın ku-
rucusu Mııstafa Kemal Atatürk ölmüş
(1938), yerine yakın dostu ve silah arka-
daşı tsmet Inönü Cumhurbaşkanı seçil-
mişti.
Atatürfc ün görüşlerl
Atatürk, Binnci Dünya Savaşı banşı-
nın sağlam temeller üzerine kurulmadı-
ğını biliyordu. Çünkü bu banşın antlaş-
malan, galip devletlerin sömürgecilik
düzeninı sürdürme amaçlanna dayanıyor-
du. Savaştan sonra dünya,' galip devlet-
ler arasında paylaşılmıştı. Türk Kurtu-
hış Savaşı da Anadolu'da, Türkiye top-
raklannın bu devletler arasında paylaşıl-
masına, ulusal bağımsızlık hareketi ola-
rak başlamıştı. Türkiye Büyük Millet
MedısiHükümeti, bu Kurtuluş Savaşı'nı
bütün dünyaya örnek olacak büyük bir
zaferle sonuçlandırmıştı. Ama dünya-
nın birçok yerinde, Avrupa devletlerinin
bu sömürgecilik düzenini sürdürme ça-
ba ve baskılan devam ediyordu. Buna kar-
şın, baza yerlerde sömürge halkı tarafın-
dan bağımsızlık hareketleri başlattlmış-
0. Bu hareketlerin kimı ülkelerde çatış-
malara, savaşlara dönüştüğü görülüyor-
du. Büyük bir komutan ve ılen görüşlü
bir devlet adamı olan Atatürk, Avrupa
devletlerinin sömürgecilik anlayışlan-
nın ve baskılannın uzun zaman devam
etmeyeceğini görüyor, yakın bir gele-
cekte de yeni bir dünya savaşının kaçı-
nılmaz bir gerçek olduğunu biliyordu.
Atatürk, bu konudaki düşünce ve gö-
rûşlerini, Ankara'ya gelen (1931) Ame-
rikalı General Mc.Arthur'un Avrupa'nın
durumu ile ilgili sorulanna verdiği kar-
şılıkta açıkça belirtmiştir.
"Versaüles muahedesi, Birinci Dünya
Harbi'ne sebebiyet vermiş olan amiüer-
denhiçbniniortadankaldıranıanıışür.Bi-
faüds, dünün başhca rakipleri arasında-
ki uçunımu büsbiitün dcrinlcştimıiştir.
Zira, galip devfea"er, mağtuplara suJh şart-
tarmı zorla kabul ettiriıierken. bu mem-
leketkrin etnik,jeopolitik \e ikrisadi hu-
susiyetierini asla nazan itibara almanuş-
lar ve sadece husumet hislerinden ilham
afanışlardır. Böylelikle de, bugün içinde
yaşadbğmuzsulhdevresL sadece mütare-
keİerden ibaret kalmışür. Eğer siz Ame-
rikahlar, Avrupa işleri ile alakadar ol-
maktan vazgeçmeyerek VVüson'ın prog-
ramını tatbikeısrar etseydiniz, bu miita-
Müttefik kuvvetierin 1945 yılında savaşı kazandığuun belli olmasından sonra Adolf Hitier intihar etti.
reke devresi uzar ve birgün devamlı bir
sulha mûncer olabifirdL Bence, dün oi-
duğu gibi yann da, Avrupa'nın mukad-
derab,Abnanya'ıun alacağıvaziyetebağ-
h bulunacakür. Fevkalade bir dinamiz-
me maKk olan 70 mihonluk çalışkan ve
disiplinli millet üstelik milB ihtiraslannı
kamçıla>abilecek siyasîbir cereyana ken-
disini kapnrdı ıra, ergeç VersaiDes nıuahe-
desini tasfiye edecektir."
Mc. Arthur'un anılanna göre Atatürk
(Atatürk'ün Amerikalı General Mc. Art-
hur'a söylediği bu sözler, 8 Kasım 195 l'de
Washington 'The Caucaus' dergisinde
yayımlanmıştır), "Almanya'nın tngiltere
ve Rusya hariç olmak üzere, Avrupa kı-
tasmı işgal edebilecek bir orduvufcisaza-
manda teşkil edebfleceğini, binaenakvh
harbin, 1940-1945 seneteri arasında baş-
layacağmj,Fransa"nmkuv>«fibırordu>a-
ratmak için lanm gelen hassalan arük
kaybettiğnû ve tngutere'nin,adalannı mü-
dafaa etmekiçinbundan sonra Fransa'ya
güvenemeyecegıni'' söylemiş, Italya ile
ilgili şöyle demışti:"ltaİya,MussoHni'nnı
idaresi ahmda, şüphesizbüyük bir kallan-
maya ve inkişafa mazhar olmuştur. Eğer
Mussolini, gelecekteki bir harpte, Ital-
ya*nnı zahiriheybetveazametiıu,harp dı-
şında kalmak suretiyle. gerektiği gibi kul-
lanabilirse, sulh masasında başhca roOer-
den birinioynayabilir. Fakatkorkarunki,
ttaiya'nın bugünkü şefi, Sezar rolünii oy-
namak hevesinden kendisini kurtaranıa-
yacak ve itaha'ıun askeri bir kuvvet ya-
radnaktan henüzçoktızakolduğunuder-
hal gösterecektir."
Atatürk, Amerika Birleşik Devletle-
ri'nin Birinci Dünya Savaşı'nda olduğu
gibi, bu savaşta da tarafsız kalamayaca-
ğını ve Almanya'nın ancak bu Amerikan
müdahalesi dolayısıyla mağlup olacağı-
nı da eklemiş ve bir çeşit kehanet dere-
cesinde olan şu hayrete değer sözleri
söylemiştir:
"Avrupa devlet adamlan. başbca an-
toşmazhlt konusu olan önemli siyasî me-
seîeleri. her türtü milfi egoizmden uzak ve
yalnız umumun faydasuıa olarak, son bir
gayret ve tam bir iyi niyetJe ele almadar-
sa, korkarun ki, felaketin önü ahnamaya-
caktır. Zira Avrupa meselesi, tngiltere,
FransaveAlmanya arasmdakianlaşmaz-
hklar meselesi olnıaktan arük çıknuşnr.
BugünAvmpa'nm doğusundabütün me-
deniyeti ve hatta bütün insanhğı tehdit
eden yeni bir kuvvet benrmistir. Bütün
nıaddî ve manevi imkânlannı, topyekûn
bir şekilde cihan ihtilali gayesi uğnına se-
ferber eden bu korkunç kuvTet, üstelik
Avrupahlar veAmerikahlarca henüz ma-
lum ohnayan yepyeni siyasî metodar tat-
bik etmekte ve raİdplerinin en küçük ha-
talanndan bfle mükemmelen istifade et-
mesini bilmektedir.
Türkiye'nln tutumu
Türkiye, Ikinci Dünya Savaşı'nın ba-
şında Almanya-Sovyetler Birliği anlaşma-
sı üzerine, Ingiltere ve Fransa ile karşı-
lıklı yardım antlaşması imzaladı (1939).
Bu antlaşmalarla Türk ordusunun yeni
araç, gereç ve silahlarla güçlendirilmesı-
ne çahşüdı. Türkiye, sınırlannaaskeryığ-
dı, savunmasına büyük önem verdi. Al-
man kuvvetlerinin Balkanlar'dahızla iler-
lemesi üzerine savaş hazırlıklanna baş-
ladı. Meriç Irmağı üzerindeki köprüleri-
ni attı ve silahlı kuvvetlerinin büyük bir
bölümünü Trakya bölgesine gerirdi. Al-
manlar, Birinci Dünya Savaşı'nda Türk-
lerle bırlikte savaşmışlardı. Türklerin kah-
ramanlıklannı, üstün savaş yeteneklerini
çok yakından görmüşlerdi. Almanlar,
Türklere saldırmakla çok sert bir savun-
ma ile karşılaşacaklannı biliyorlardı. Onun
için Meriç Irmağı'na kadar gelen Alman-
lar, Balkanlar'daki bütün kuvvetlerini top-
ladılar, bir süre sonra Sovyetler Birliği 'ne
saldırdılar. Türklerle Almanlar arasında
bir saldırmazlık antlaşması imzalandı.
Hem Almanya (Mihver Devletler) hem
de Ingıltere (Müttefik Devletler), Türki-
ye'yı kendılenyle bırlikte savaşa girmek
için zorluyorlardı. Ama Türkiye, Ata-
türk'ün 'YurttaBanş,DünvadaBanş' ıl-
kesine bağlı kalmak karanndaydı. Çün-
kü, o günkü Türk yöneticileruun büyük
bir kısmı. Birinci Dünya Savaşı'nın as-
ker ve komutanlan idi. Savaşın bütün acı-
lannı, yükünü. ağırlığını ve acımasızbğı-
ru yaşamışlardı. Türk halkına birdaha bu
acıları yaşatmak istemiyorlardı. Onun
için bu savaşa kesinlikle girmemek kara-
nnda idiler.
Bununla birlikte İngiltere Başbakanı
W ChurchilAdana'ya kadargeldi (1943).
Burada Cumhurbaşkanı tsmet Inönü ile
görüşerek Türkiye'yi savaşa gırmeye zor-
ladı. Ama Türkiye, Ingiltere'nin bu iste-
ğini kabul etmedi. Bir süre sonra, 1943'te
Türkiye Cumhurbaşkanı tsmettnönü, tn-
giltere Başbakanı W. ChurchilL Ameri-
ka Birleşik Devletleri Başkanı Roosevett
arasında Kahıre'de bir toplantı daha yapıl-
dı. Türkiye, bu toplantıda da savaşa gir-
memek karannda olduğunu bildirdi.
SÜRECEK
Almanya'nın
Polonya'yı işgal
etmesifitUiateşliyor
Alman tanklan, 1939 yılında mo-
torlu bırlikleri ve uçaklanyla Ahnan-
ya, Polonya'yı ikı hafta gibi çok kısa
bir zaman içinde işgal ettı ve Sovyet-
ler Birlıği ile paylaştı. Bu arada Rus-
ya, Fınlandıya'ya saldırdı. Ama güç-
lü Fin savunması karşısında başarılı
olamadı. 1940'ta Almanlar hızla Da-
nimarka, Norveç ve Hollanda'yı aldı-
lar, Belçika üzennden Fransa'ya sal-
dırdılar. Yıldınm savaşlan yapan Al-
man ordulan ılerledıler
Fransızlara yardıma gelen Ingiliz
kuvvetleri, Alman saldınlan karşısın-
da gdalanna çekilmek zorunda kaldı-
lar. Fransızlar, çok güçlü ve hızlı Al-
man kuvvetlen karşısuıda dayanama-
dılar. Bu sırada Itarya da Almanya'nın
yanında savaşa katıldı Fransa, Pans'i
Alman saldınlanna karşı açık şehir
ilan ederek teslim oldu. Fransa'nın tes-
lim olmasıyla ingiltere çok zordurum-
da kaldı.
Alman uçaklan ve denizaltılan tn-
giltere'ye saldırdı. tngihzler, Alman
saldırılanna karşı koymaya çalıştılar.
Itarya, Arnavutluk üzennden Yunanıs-
tan'a saldırdı, ama başanlı olamadı.
Bunun üzenne Almanlar, Balkan dev-
letlerine karşı harekete geçtiler. Ma-
caristan'ı ele geçırdıkten sonra Ro-
manya, Yugoslavya, Bulganstan ve
Yunanistan'da ilerledıler.
Almanya, bu arada Türkiye ile bir
dostluk anlaşması imzalayarak daha
ileri gitmedi. Bütün kuvvetlerini Sov-
yetler Birliği üzerinde topladı.Savaşın
başlannda Amerika Birleşik Devletle-
ri tarafsız kaldı. Ama Ingıltere'ye her
çeşit asken yardımı yapıyor ve savaş
için hazırlanıyordu. Japonlan Hawaiı
adalanndaki Pörl Harbur (Pearl Har-
bur) deniz üssüne baskın yapmalan
üzerine ABD de savaşa gırmiş oldu.
Savagın sonu
Almanlar, XX. yüzyılın bilım ve tek-
nolojisinin en son gelışmelerinden ya-
rarlanarak oluşturduklan motorlu araç-
lar, tanklar, uçaklar ve denizaltılarla
yıldınm saldınlan ve baskınlan yapa-
rak savaşı birkaç yıl gibi kısa bir za-
man içinde bitireceklenru planlamış-
lardı. Ama gerçek böyle olmadı, savaş
uzadı ve çok genış bir alana yayıldı. Bu
dunım, Alman kûvvetlennın yetersiz
kalmasına ve ekonomilerinin bozul-
masına neden oldu. Almanlar, Ingiliz-
len ve Ruslan yenılgıye uğratamamış-
lardı. Amerika Bırleşik Devletleri'nin
de savaşa gırmesıyle Mihver devletle-
rin durumu çok zorlaştı. Bu durumdan
yararlanan Müttefik kuvvetleri karşı sal-
dınya geçtiler Amenkalılarla Ingıliz-
ler, önceKuzeyAfrika kıyılanna çıkar-
ma yaptılar, buradaki Abnan ve Ital-
yan ordulannı gen çekilmek zorunda
bıraktılar. Mihver kuvvetler Italya'ya
doğru çekıldıler. Onlann arkasmdan
Müttefik kuvvetleri Sıcüya Adası'nı ele
geçırdiler. Yenılgıye uğrayan Italyan
kuvvetleri teslim oldu. Mussonni ya-
kalandı ve öldürüldü (1945).
Bir zaman sonra Müttefik kuvvet-
len hava üstünlüğünü sağladılar. Ingı-
liz ve Amenkan uçaklan, Alman şe-
hirlerini, askeri bölgelerini, havaalan-
lannı, sanayı merkezlerini bombala-
maya başladılar. Müttefik kuvvetleri,
Fransanın Normandiya kıyılanna çı-
karma yaptılar (1944). Bu kuvvetler,
Fransızlann da yardımıyla Almanya'ya
doğru ılerlediler. Bu arada, Sovyet or-
dulan da karşı saldınya geçtiler. Alman
kuvvetlennı topraklanndan çıkardılar,
Polonya'ya gırdıler. Batıdan müttefik
kuvvetlen, doğudan Sovyetler, Abnan
sınırlanna doğru ılerlemeye başladılar.
Bir zaman sonra Almanya'ya girdiler,
Berhn üzerine yürüdüler. Alman di-
renmesi her yerde kınldı. Savaşı kay-
bettığini anlayan HMer, intihar etti ve
Almanya teslim oldu (1945).
Doğuda Amerika Birleşik Devletle-
ri de, Japonlara karşı üstünlük sağla-
maya başladı. Japonlann ele geçırdik-
leri adalan gen aldılar. ABD uçaklan
Japon şehirlerinı bombaladılar. Ama Ja-
ponlar direnmelennı sürdürdüler. ABD,
savaşı bitirmek ve kısa zamanda zafe-
ri kazanmak için Japonya'nın Hiroşi-
ma ve Nagasaki şehırlerine birer atom
bombası attı.Yüz bınlerce insanı öl-
düren bomba karşısında Japonlar tes-
lim olmak zorunda kaldılar. (1945).
Japonlann teslim olmasıyla tldnd Dün-
ya Savaşı da son bulmuş oldu.
SAtD- NURSİ'DEN BUGUNE KADAR BİLtNMEYEN İSLAM YAZI DÎZİSİNE GELEN TEPKİLER / İSLAM YAŞAR
4
Fethullah Gülen Nıırculuğu temsfl etmiyor'II>-I NURSİ'DEN BUGÜNE
Bilınmeyen
İSLAM
-YeniAsyacemaati, neden hepDP-AP-
DYP geieneğine bağb kalnor?
-Said-i Nursı, Halk Partısi*ne ve onun
siyasi misyonunu takıp eden partilere, si-
yaseti dinsizliğe alet ettikleri ve edecek-
leri, milliyetçüik iddialanyla ortaya çık-
masına rağmen, ırkçı temayüller taşryan
partilere de, millet adına yapıldığı iddia
edilen baskı ve zulme destek olacaklan
için mesafeli dunnuştur O günün şartla-
nndamevcut siyasi tablonuniçinde insan
haklanna saygılı davranıp din ve vicdan
hürriyetine hürmet eden tek siyasi hare-
ket Demokrat Parti olduğundan. onlara
destek vermiştir. Said Nursi'nin bu siya-
si tavrmı, vefatından sonra talebeleri de
takip etmişler, Ahrariar ve DP çizgisinin
devamı olarak gördükleri Adalet Partisi'ne
destek otaıuşlardır. 12 Mart Muhtıra-
sı'ndanvebilhassa 12 Eylül Dıtilali'nden
sonra, Nurcu kimliği taşıyan bazı hizmet
gruplan, çeşitli mülahazalarla başka si-
yasi mecralarda kendilerine yer arasalar
da, Yeni Asya cemaatı, Bedıüzzaman'dan
tevarüsedenbukararlı tavnnı her şeye rağ-
men devam ettirmiştir.
-Fethuuah Gülen sizce Nurculuğu ne
öiçöde temsil ediyor?
- Fethullah Gülen'ın, Nurculuğu tem-
sile ettiğı iddiasında olduğunu zannetmi-
yorum. Bedıüzzaman SaıdNursi'nın, hür-
met ettiği büyük âlimler arasında oldu-
ğunu, Risâle-iNurkülliya&nınistifade et-
tiği eserler arasında bulunduğunu biliyo-
rum, ama bu zamana kadar onun Nurcu
olduğunu ifade veya işmam eden birbe-
yanınarastlamadım.Hatta, yanıbnıyor-
sam sizinyaptığınız bir röportajda "Nur-
cutak" ve benzeri sıfatlan tasvıp etme-
diğini söylediğini hatırhyorum.
Bunamukabü Yeni Asyacemaati men-
suplannın, Nurcu olduklannı her vesile
ile söyleyen ve hizmetlerini Nur Hareke-
ti adına yaptıklannı ifade eden bir üslup
netliği kullandıklannı bıliyorum. Bediüz-
zaman'ınhayatını anlatan "Bediüzzaman
Beşlemea'' ve Nur Hareket'inin seyrini
takip eden "Nur Hareketi Serisi" adlı
eserlerinde, yeri geldikçe pek çok insan-
la birlikte Fethullah Gülen'in de bahsinin
geçmesı, onun, bazı Nur talebelen ile
olanhususımünasebetlennin tcspıtınden
ibarettir.
- Bugün bakoğHuzda Yeni Asya cema-
ati küçubnüş, Fethullah Gülen grubu ise
büyümüş durumda.
-Nurcular, SaıdNursı'den tevarüs eden
hizmet anlayışlan gereği, kemiyete, ya-
ni sayı çokluğuna değil, ıyi yetişmiş, çok
yönlü iş yapabilen, geniş ufiildu örnek in-
san anlamma gelen keyfiyete önem ve-
ren bir anlayışa sahiptirler. Kendi büyük-
lüklerini de etraflanndaki ınsanlann sa-
yısına göre değil, yaptıklan işe ve yetiş-
tirdikleri insana göre tespit ederler.
Yeni Asyacemaatinin, bilhassa 80'liyıl-
larda, çeşitli sebeplerle 70'li yıllann in-
şirah hamlelerinıjapamadıklan muhak-
kak. Lakin,pekçokgüçlü kunıluşlann yı-
kıldığı, iddıalı fikir gruplannın dağıldı-
ğı bir zamanda, hizmet anlayışlanndan ta-
viz vermeden, kararhhkla çahşmalanna
devam ettikleri ve art rda gelen maddi-
manevi gailelere rağmen hayatiyetlerini
devam ettirdikleri, son zamanlarda ise
70'h yıllann hizmet hamlelerini yeniden
yapmaya başladıklan da yaşanan bir va-
kıadır. Bu arada, onlardan ayn bir hizmet
tarzı olanFethullah Hoca kadrosudaken-
dine has hizmet anlayışlan çerçevesinde
yurtiçinde ve dışında çeşitli çalışmalar
yapryorlar. Bu itibarla her iki hizmet gru-
bu da varhklannm sebebi olan çahşma-
lanna devam ettiklerine göre, aralannda
büyüme-küçülmegibi birmukayeseyap-
manın, hele rol değişimi gibi bir tabir
kullanmanın doğru olmadığını düşünü-
yorum.
- Yeni Asya 701iyıHarda Erbakan'a ve
ıtınraA>İp vpriynrrfn.
hufiatı Gülen de başta otmasabfle sonra-
dan aynımücadeleyi verdi. Bu nıücadete-
de ayrdan yönleriniz nedir?
- Yeni Asya ekolünün siyasi tavn, Be-
diüzzaman'ın çizgisinden sapmadan de-
vam etmiştir. Yalnız Erbakan'a ve partı-
lerine karşı değil, dini siyasete alet ede-
rek îslama zarar verme temayülü içinde
olan MHP ve ihtilal mahsulü gözü ile gö-
rülen ANAP gibi partilere karşı verdiği
aleni, kararh ve fıili mücadelede bugün
de pek bir değişme ohnamışnr.
Fethullah Gülen ise her vesile ile siya-
sete ılgi duymadığını, RP dahil hiçbir
partiye oy vermediğini söyleyerek siya-
si partilere karşı mesafeli olduğunu gös-
termeye çalışmışdr. Bizzatkendisiolma-
sabile, hizmetkadrosu içinde temayüz et-
miş bazı isimlerin, bilhassa seçim önce-
si zamanlarda, RP, ANAP hatta DSP gi-
bi bazı partilerin içinde yer almalan, ba-
açevTelertarafindanhocaefendırunmun-
tesiplerine verdiği bir işaret, bir mesaj
olarak telakki edilmış. o da bu beyanlan
tekzip etmeyerekböylesi yorumlarahak-
lıltk kazandırmıştır.
Bu itibarla, mukayesesi yapıbnak iste-
nen bu iki grup arasında, siyasi kanaat-
ler açısından da bir benzerliğin varhğaı-
dan söz etmek pek mümkün değildir. On-
lannsadece bu yüzden aynldıklannı söy-
lemek de hakikatle bağdaşmaz.
SÜRECEK