Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TEMMUZ 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Her şey toz
pembe değil
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Istanbul Ticaret Odası
(ITO) Başkanı Mehmet
Yıldınm başkanlığındaki
bir heyet, dün Sanayi ve
Ticaret Bakanı Ahmet
Kenan Tannkulu'nu
ziyaret etti. Yıldınm
yaptığı açıklamada,
haziran enflasyonunu
degerlendirirken "Şu
anda verileri öyle toz
pembe olarak da
görmüyoruz. Eylül
ayından itibaren toptan
eşyadaki fiyat artışlan
perakende fiyatlara
dönüştüğünde
enflasyonun tırmanacağı
söyleniyor" dedi.
Başhekime
mestekten men
• ANKARA
(Cumhuriyet Bûrosu) -
Türk Tabipler Birliği
(TTB) Yüksek Onur
Kurulu, Yûksek thtisas
Hastanesi Başhekimi
Doç. Dr. Oguz
Taşdemir'e, "yapay kalp
kapakçıklannın alımında
usulsüzlük yaptığı"
gerekçesiyle 1 ay
meslekten men ve 75
milyon lira para cezası
verdi. Sağlık Bakanı
Osman Durmuş,
Taşdemir hakkında süren
davalar bulunduğunu,
davalar sonuçlanana
kadar kendisiyle
çalışmaya devam
edeceğini söyledi.
Öcalan dışlanıyor
• ANKARA (AA) - Terör
örgütü PKK'nin başkanlık
konseyi üyelerinin, elebaşı
Abdullah Öcalan'ı
dışlama gayreti içerisinde
oldukJan bildirildi.
Konsey üyelerinden
terörist Rıza Altun,
Düsseldorf kentinde
yaptığı toplantıda şu
görüşleri savundu:
"Öcalan'ın, Türkiye
Cumhuriyeti ile işbirliği
içinde olduğunu biliyoruz.
Öcalan, partiyi 2-3 yıl
içinde pasifize etmeyi,
sonra da dağıtmayı
planlamaktadır. 'Peki,
neden hâlâ Abdullah
Öcalan'a bağlısınız' diye
sorarsanız, bunun cevabı
da gayet açık. Birincisi,
Öcalan partinin her şeyi
oldu. Onu birden
dışlamak, hain ılan etmek
partiyi kısa sürede dağıtır.
Bu nedenle de bunu yavaş
yavaş yapacağız."
Basm affından
yararlananlar
• ANKARA
(Cumhurijet Bürosu) -
Kamuoyunda 'basın afff
olarak bilinen, basın
yoluyla işlenen suçlann
enelenmesi konusundaki
yasa kapsammda 73
İcisinin mahkûmiyeti, 94
kisi hakkındaki hazırlık
scmşturması tamamlanan
davalann açılması ve 567
kiıiye ilişkin davalann
kesin hükme bağlanması
erelendi. Adalet Bakanı
Hkmet Sami Türk, bu
rruhkûmiyet kararlannın
3{'inin DGM'lerce,
2 •'inin ağır ceza
mhkemelerince, 14'ünün
is- asliye ceza
mhkemelerince verilen
lapis veya para
ciâlafıhdarı öîüştuğunü
kydetti.
Ksni vekil Güryel
•HaberMerkezi- Adalet
ükanı Hikmet Sami Türk
fcşkanlığında dün
«olanan HSYK, yaptığı
«:lama sonucu Ergül
•Ciryel'i başkanvekilliği
Q?revine getirdi. Güryel,
H göreve gelmeden önce
llrul üyesiydi.
Başbakan Ecevit, MHP'nin yaklaşımının hükümet sorunu yapılmayacağını söyledi
Oliiııı cezası için zirveANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Başbakan Bülent Ecevit,
ölüm cezasının kaldınlması
için hükümet girişimine gerek
obnadığını, MHP' nin bu konu-
yu hükümet sorunu yapmaya-
cağı izlenimi edindiğini bildir-
di. Kapatılan RP'nin yasaklı li-
deri Necmertin Erbakan ın 6
yıl önce yaptığı konuşma ne-
deniyle cezaevine girmesinden
"mutiulukduymayacağınr dı-
le getiren Ecevit, CHP ile HA-
DEP arasında ciddi bir ilişki ol-
duğunu yineleyerek rejim açı-
sından bunu üzücü bulduğunu
söyledi.
Başbakan Ecevit, Başbakan-
• Erbakan'ın cezaevine girmesinden mutluluk duymayacağını söyleyen
Başbakan Bülent Ecevit, CHP'ye yönelik suçlamalannı da sürdürdü. CHP ile
HADEP arasında ciddi bir ilişki olduğunu savunan Ecevit, böyle bir davranışı
rejim açısından üzücü bulduğunu belirtti.
lık Merkez Binası'nda basına
açıklamalarda bulundu, sorula-
n yanıtladı. Ecevit'in açıkla-
malan ve sorulara verdiği ya-
nıtlar şöyle:
Erbakan'a hapis cezası:
Mahkeme karanna elbette say-
gılı olmak zorundayız. Ancak
Erbakan'ın 6 yıl önceki konuş-
ması nedeniyle cezaevine gir-
diğini görmekten mutluluk
duymayacağımı belirtmek iste-
rim. Kaldı ki cezalandınlması-
na neden olan sözleri ettiği sı-
rada genel başkanı olduğu par-
tisi de çoktan kapatılmış du-
rumda.
CHP-HADEP arasında diya-
logktdiası: Bu yöndeki duyum-
lan devletın yetkılı kurumİann-
dan aylardan beri alıyorduk.
Ben eski değerli arkadaşun, bu-
günkü CHP Genel Başkanı Al-
tan Öymen'in bu konuda dik-
katli olacağını tahmin ettiğim,
umduğum için kendisine muh-
telif kanallardan bu ıstihbarat
hakkında bilgiler iletmiştim.
Fakat son günlerde Sayın Öy-
men'in de, diğer bazı çalışma
arkadaşlannın da yaptıklan ça-
hşmalar CHP ile HADEP ara-
sında ciddi bir ilişki, işbirliği
en azından bir diyaJog olduğu-
nu açıkça gösteriyor. Hem adı
Cumhuriyet Halk Partisi olan
bir partiden böyle bir davranış
gelmesini o partinin geçmişi
açısından üzücü bulurum hem
Kunu-Sen'e
bağh memurlar,
aştnacağa
karşınhak
arama
eylenüeriııi
sokaklarda
sürdürdüler.
Kamu-Sen üyeleri, zorunlu tasarrufkesintilerinin ödenmesini istedi
Memurdan hükümeteprotestoHaber Merkezi - Türkiye Ka-
mu-Sen'e bağlı memurlar, hü-
kümetin kamu çahşanlanna yö-
nelik verdiği sözleri yerine getir-
rnediğini ileri sürerek çeşitli ey-
ıjpnleryaptılar. istanbul'da ayak-
kabı boyayıp su satan ve dilenen
Kamu-Sen üyeleri, Konya'da
çıplak ayakla ateşin üzerinde yü-
rüyerek hükümeti protesto etti-
ler. Gaziantep'te de memurlar
miting düzenledi.
Konya'da Atatürk Kız Lisesi
önündeki alanda Kamu-Sen
üyesi memurlarca düzenlenen
toplantı öncesinde, yere tebeşir-
le 2.5 metre boyunda bir kazık
resmi çizilerek üzerine, yakıl-
dıktan sonra kor haline gelen o-
dun ve kömürparçalan döküldü.
Maliye'de çalışan 38 yaşında,
evli ve 2 çocuk babası Mehmet
Hotamış, çıplak ayakla ateş üze-
rinde yürüyerek ilginç bir pro-
testo gösterisi yaptı.
Gösteriden sonra kısmen ya-
nan ayaklanna arkadaşlannca
soğuk su dökülerek acısı dındı-
rilmeye çalışılan Hotanuş, yap-
tığı açıklamada, "Hükümetin
ekonomikuygulamalanna veka-
mu çal^anlannın ezilmesine tep-
ki göstermek ve sesimizi duyur-
mak amaayla ateş üzerinde yü-
rüdüm. Hükümete karşı onurlu
mücadetemiz, haklannua akn-
caya kadar devam edecek" dedi.
Kamu çahşanlan, aynca tıyat-
ro oyunuyla hükümeti eleştirip
taleplerini dile getirdiler. Nasif
Çetikkayaadlı memurun Başba-
kan Bülent Ecevit'i canlandırdı-
ğı oyundakamu çahşanlan, Baş-
bakan'dan zam, sendika hakkj ve
zorunlu tasarruf kesintilerinin
ödenmesini istediler. Rol gereği,
bu istekleri umursamayan bir tu-
tum sergileyen Ecevit'in talima-
tı üzerine, polis rolü üstlenen bir
grup memur da, talepte bulunan-
lan karton coplarla dağıttılar.
Memurlann eyleminde bir ko-
nuşma yapan Kamu-Sen Genel
Eğitim Sekreteri Ayhan ÇM,
haklı istemlerini hükümetin gör-
mezden geldiğini öne sürdü.
Memurlar daha sonra dagıldılar.
Türkiye Kamu-Sen Gazıantep
tl Temsılcisı Mehmet Berk, Ba-
lıklı Parkı'nda düzenlenen "Hö-
kümet, Borcunu ÖriV mıtingin-
de, kamu çahşanlannın "kurda,
kuşa ve anya" yem olmayacak-
lannı söyledi.
MHP, devlete karşı işlenen suçlarda Ölüm cezasının kaldınlmasını istemiyor
Hükümetin gözü muhalefette
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Hükümetin MHP kana-
dı, yasadışı terör örgütü P-
KK'nin lideri Abdullah Öcalan
nedeniyle idam cezasının kal-
dınlması konusunda geri adım
atmıyor. MHP'nin bu tavn ne-
deniyle DSP ve ANAP'ın des-
tek beklediği muhalefet partile-
ri ise "parçah bir görüntü" ser-
giliyor. FP Grup Başkanvekili
Bülent Annç, idamın tamamen
kaldınlmasma "evet" diyeme-
yeceklerini belirterek "taam-
müden adam öHürme" suçun-
dan dolayı idam cezasının mut-
laka konınması gerektiğini söy-
ledi. DYP Grup Başkanvekili
Saffet Ankan Bedük ise kişiye
dayalı olarak idamın kaldınl-
masım olumlu bulmadığını be-
lirtti. ANAP Grup Başkanveki-
li Beyhan Aslan, yasa önerilcri-
ni açdmasmı beklemeden Mec-
lis'e sunacaklanm bildirdi.
Hükümetin ANAP kanadı-
nın idam cezasının kaldınlma-
sını gündeme getirmesiyle ko-
alisyon ortaklan arasmdaki
görüş aynlığı yeniden su yüzü-
ne çıktı. idam cezasına "ha-
yır" dediklerini, ancak T-
CY'nin devlete karşı işlenen
suçlan düzenleyen 125. mad-
desinin kapsam dışında tutul-
ması gerektiğini belirten MHP
Grup Başkanvekili Omertzgi,
gerekirse bu konunun halka
sorulmasmı önerdi.
tzgi, "MecBstekipartilerbu
konuda ısrar ederierse halka so-
rulsun. Ama halka da gidemez-
ler. Çünkü Türk milleti, bir ca-
ni için af çıkarümasma 'hayır'
diyecektir" diye konuştu. Izgi,
AB ülkelerinin Öcalan'ı kurtar-
mak istediğini ileri sürdü.
tdam cezasıyla ilgıli bir dü-
zenlemenin hükümet tasansı
olarak Meclis'e gehnesinin zor
olduğunu anlatan tzgi, partile-
rin yasa önerisi verebilecekle-
rini, konunun TBMM Genel
Kurulu'nagehnesi durumunda
MHP'nin 125. maddenin kap-
sam dışında tutulması yönünde
önerge vereceğini, kabul edil-
memesi durumunda da 127
milletvekiliyle aleyhte oy kul-
lanacağını bildirdi.
de Türkiye'de rejim açısından
üzücü bulurum. Daha önce SO-
DEP zamanında bıldiğiniz gibi
HEP Meclis'e taşmmış ve o
yüzden ciddi sorunlar ortaya
çıkmıştı. Biz hiçbir partinin di-
ğer bir parti ile işbirliği yapma-
sına hukuksal açıdan kanşama-
yız ama bu konudaki kaygılan-
mızı da belirtmek hakkuruzdır.
ölüm cezası: DSP öteden be-
ri idama karşı. İdamın kaldınl-
ması AB'ye üyeliğimiz açısm-
dan da kesin bir koşuldur. İdam
cezasının kaldınlması için hü-
kümet karan, girişimi gerek-
mez. Anayasa değişikliği de
gerekmez, yasalarda yapılacak
bazı değişikJiklerle idam
cezası kaldınlabilir. MHP
dışındaki bütün partilerin
bu konuda uzlaşabileceği
anlaşıhyor. MHP'nin de
bunu koalisyon sorunu
yapmayacağı izlenimi
edıniyorum.
MesutYılmazABD'de
büiyorsunuz. Bu konuda
Ankara'ya döner dönmez
koalisyon içi doruk top-
lantısı yapmamız doğru
olacaktır. Enflasyon:
Mart-nisan aylannda
olumlu gelişmelerin be-
lirtileri görülmeye başlan-
mışü. Enflasyondabekle-
nenin de üstünde bir dü-
şüş sağlanmış olmaktadır.
Dikkat edilmesi gereken
konulardan bıri dış alun-
dır. Dış alımda düşündü-
rücü bir artış sürecine gi-
rilmiştir. Dış alımdaki ar-
tış tüketim kaynaklı olur-
sa enflasyonu olumsuz et-
kiler, yatınma yönelik
olursa olumsuz etkile-
mez.
Ekimde yeni hükümet
senaryosu: Ekim ayında
hükümet değişecekmiş
gibi birtakım senaryolar
üretiliyor. Bunun gerçek-
le bir ilgisi yoktur. Bu tür
senaryolann istikrara kar-
şı bir tuzak niteliğinde ol-
duğu da akla geliyor. Or-
tada hükümet değişıkliği-
ni gerektirecek bir dunım
yoktur.
Kıbns: Cenevre toplan-
tısından fazla umutlu de-
ğilim. Hâlâ Rum tarafı
Kıbns gerçeğini kabul et-
mek istemiyor. Bundan
sadece Rumlar sorumlu
değil, bazı AB ülkeleri de
sorumlu.
Kamudakj maaş denge-
sizfiği: Yetki yasası önce-
likle bu konuya yönelik.
Ama şu aşamada aynntı-
ya girmek istemiyorum.
Bildiğim kadanyla Sayın
Cumhurbaşkanı'mn ona-
yından çıkmadı. Sayın
Cumhurbaşkanı'nın dü-
şüncesi nedir bitaıiyoruz.
Ama ücretler arasmdaki
dengesizlik, gelirler ara-
smdaki dengesizlik Tür-
kiye'nin en önde gelen bir
sosyal sorunudur.
Cezaevindekiolaylarve
af: Af konusunu Meclis
açıldığuıda bir çözüme u-
laştırmayı amaçlıyoruz.
Ecevit "Sijasiyasakla-
nn kakunlması yönünde
çalışma yapılacak mı"
sorusu üzerine, "Efen-
dim onu da düşünürüz"
dedi.
IRMIKI AYDIN ENGtN aengin(g doruk.net tr
"... Sayın Aydın engin. Cu-
muriyet Gazete. Çağlağoğ-
lu.lstanbul.
Aydın Abi, yazılannızın de-
vamlı olmasada okunım. Hak-
kınızda savcılıktan dava so-
nışturması açıldığını öğren-
dim. Sizi helbette savunacak
cok sayda avukat arkadışınız
vardırama benide onlann ara-
sına katılmak şerefini verirse-
niz hem üstüme vazife olanı
yapmış olacam hemde sizin
gibi bir aydın abimize karşı in-
saniyet vazfelerimizi..."
Postadan çıkan ve biraz ge-
cikerek de olsa bana ulaşan
bir mektuptan bir alıntı oku-
dunuz.
Bilimsiz Bilim Yuvalan
rfr üstünden11 ıcıuaı ı,
içini kestirmeye çalışmak,
vaktiniz varsa keyiflidir. Alıntı-
sını okuduğunuz zarfı elime al-
dım. Nasıl olsa "yattığım yer-
den yazdığım"için vaktim bol.
Bir hapishane mektubu de-
ğil. Onları tanımak kolaydır.
Mapus damında yatmayan bir
okuyucu mektubu demek ki.
Şimdi el yazısından çıkanm-
lan
Erkek. llkokul, bilemadin or-
taokul mezunu. Esnaflık yapı-
yor. Belki de işsiz. Esnafsa
mektupta kendisine yapılan
bir haksızlığın kamuoyuna du-
yurulmasını isteyecek. Yok iş-
sizse devlet kapısında bir işe
girmek için yardım ya da des-
tek dileyecek.
Zarfı açtım.
Tümüyle yanılmışım.
Bir avukat bunu yazan.
llkokulu, liseyi bitirip bir hu-
kuk fakültesine girmiş; üstelik
bitirmiş. Stajını yapmış. Baro-
ya kaydolup avukatlık belge-
sini almış. Bir güneydoğu ilin-
cJe yazıhane açmış. BOyük
olasılıkla diplomasını yazıha-
nesinin duvarına asmış. Müş-
terilerinin hakkını savunuyor.
Hukukun ete kemiğe bürün-
mesinde, adaletin gerçekleş-
mesinde yargıç gibi, savcı gi-
bi dolaysız bir görev üstlen-
miş. Gerçek anlamda bir ka-
mu hizmeti yapıyor.
Sonra da "yazılannızın de-
vamlı olmasada okurum"u ol-
duğu gazeteciye içten, dost-
luk dolu bir mektup yazmış.
Dostluk iç ısıtır. Peki bu kar-
gacık burgacık el yazısı, bu
yürekler acısı Türkçe, bu an-
latım kısırlığı?..
Gelin bunu konuşalım.
•••
Bu ay 22 üniverşitemizin
rektörteri atanacak. Üniversi-
telerde heyecanlı rektör se-
çimleri yaşandı.
Ama neresinden bakarsanız
bakın, üniversitelerde aslında
"demokrasicilik" oynandı.
Seçime katılanlardan altısı, al-
dıkîan oy oranına göre sırala-
nıp YÖK'e bildiritdi. YÖKyann
bu 6 adayı 3'e indirecek. YÖK
düzeni birtuhaf. YÖK, en çok
oy alan adayı dışanda bırakıp
altı adaydan, örneğin topu to-
pu birer oy alabilmiş, üçünü
cımbızlayıp cumhurbaşkanı-
na sunma hakkını elinde tutu-
yor. Cumhurbaşkanı da kendi-
sine sunulanlar "arasından"
birini, o üniversiteye rektör
olarak atayacak.
Bunun adı da demokratik
rektör seçimi olacak...
Rektör (ya da dekan) seçi-
mi bir gösterge. Bilimin yuva-
sında özgürlüğün ve bağım-
sızlığın kısıtsız yaşanması, ol-
mazsa olmaz bir koşul. Bilim
üretmenin zorunlu koşulu. Pe-
ki, kendi rektörünü bile seçer
gibi yaptınlıp da seçemeyen
üniversitenin bağımsızlığı ne
olur ki?
Böyle bir üniversrte, olsa ol-
sa lise sonrası öğrenim veren
okul; onun öğretim üyeleri de
devlet memurluğu kıskacına
oturtulmuş, yüksek meslek bil-
gtteri veren öOretmenler olur.
• • •
Tutun ki YÖK, öğretim üye-
lerinin demokratik tercihlerini
göz ardı etmedi; adaylan al-
dıklan oya göre sıralayıp cum-
hurbaşkanına sundu; tutun ki
cumhurbaşkanı sıralamada
en yüksek oyu alan profesörü
rektör atadı.
Ne değişecek?
Bu kurumlar, lise sonrası
eğitim veren okullardan "üni-
versiteye mi sıçrayacaklar?
öğretim üyeleri, devlet me-
murluğu kıskacından kurtulup
bilimin engin ufuklanna özgür-
ce yelken mi açabilecekler?
Üniversiteleri bilim üretilen,
öğrencilerini bilimsel yöntem
ve bilgilerie donatarak daha
genç bilim adamlan yetiştiren
birer akademik kuruma dö-
nüştürmeden; öğrenci kabu-
lünü ÖSS-ÖSY gibi "dersha-
ne papağanlan "nin yanştığı
bir saçmalığı terk edip akade-
mik bir eğitimin gerektirdiği
zekâ, yetenek ve çalışkanlık
ölçütünden geçirerek seçme-
den; her ile pıtrak gibi "sahte "
üniversiteler kumnak yerine,
zekâst, yeteneği, çatışkanlığt
bu eteğin üstünde kalamayan-
lar için, yüksek meslek okulla-
n açmadan; o düzey için bile
eksikli olan gençleri sekiz yıl-
lık temel eğitimin ardından
meslek okullanyla üretime ka-
zandırmadan, temel eğitimi
sekiz yıkJan on sekiz yıla çıkar-
sak ne yazar?
Olsa olsa, yazının başında
alıntısını okuduğunuz mektu-
bu yazar!..
POLİTtKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Cinayet...
Ümmühan Batur'u tanır mısınız?
Ümmühan Hanım, Denizli'de öğrencisi tarafından
öldürülen öğretmen Yusuf Batur'un eşidir...
Birilkyazöğlesiydi...
Yaşamın binbir çiçekli bahan, Denizli'yi bir çığ-
lık gibi sanp sarmalamıştı. Ince bir duyarlılık, ikiyüz-
lülüğün, bencilliğin, vurdumduymazlığın ortasında
yeşeriyordu...
Uç el_silah sesi duyuldu...
Acılı Ümmühan Hanım, o günü şöyle anlattı bize:
"Katil, olay öncesinde eşim YusufBatur'u aramış.
Karanlık güçlerin yönlendirdiği hain zihniyet, hede-
üni okulun Yapı Atölyesi Bölüm Şefı'nin odasında
bulmuştu. Üç öğretmendiler... Teneffüs saatiydi.
Atölyede başka kimseyoktu. Katil Imdat Niyaz içe-
riye girdi ve 'Yere yatın' dedi. Öğretmenlerden biri
'Şaka mı yapıyorsun?' diye seslendi. Katilin 'Çok
ciddtyim' yanıtı, patlayan tüfek sesiyle geldi. Eşim
YusufBatur'un, 26yıllık öğretmenliğinin 21 yılını, li-
se döneminde de 3 yılını geçirdiği bu okul, bu atöl-
ye onun son nefesini verdiği yer oldu..."
Acı haberle Denizli sarsıldı...
Tarikatlann okullan veyurtlanyla ünlü Denizli'de, o-
lay derin üzüntü yarattı...
Katil yakalandı. Bir gün sonra ise tutuklandı...
Dün Denizli Ağır Ceza Mahkemesi'nde katil Imdat
Niyaz'ın ilk duruşması vardı...
Ümmühan Batur, cinayetin arkasında bazı karan-
lık odaklann bulunmasından kuşku duyuyor...
Diyor ki:
"Cinayetten sonra Denizli Endüstri Meslek ve Tek-
nik Lisesi'ndeki genel kanı 'Hizbullah' parmağı ol-
duğu yolundaydı. Çünkü katil bunun sinyallerini ön-
ceden vermişti. Birsüre önce sınıfta tahtaya, 'Şeri-
at gelecek, zulûm brtecek', 'Yaşasın şeriat' yaz-
mıştı. Yazılı kâğıtlanna soyadını 'Dinoğlu' olarakya-
zarmış. Okul bahçesinde, bir öğretmen, 'Senarka-
daşlarına ne anlatıyorsun?' dediğinde şu yanıtı ver-
miş: 'Satırla adam kesme yöntemlerini anlatıyorum.'
Katil böyle bir kişiydi. Eşimi öldürmesinin teknede-
ni şudur. Laik, demokrat, yurtsever oluşu."
• • •
Hani, bir bıldırcın sürüsü havalandığında sarı boz-
kır yalnızltğı düşer ya; hani kendi çocukluğumuzdan
kalma bir hüzün çöker ya içimize; işte bir ilkyaz sı-
cağında çok yakından hissedilmişti acının rüzgâ-
n...
Parlak günlerin ölgün tortusu o anda yitip gitmiş-
ti....
Ümmühan Hanım'ın anlattığı olaylar, neden okul
yönetimince ciddiye alınmamıştı?
Asıl yanıtlanması gereken soru bu!..
Kanlar içinde yerde yatan 26 yıllık öğretmen, am-
bulansla hastaneye kaldınhrken yolda yaşamını yitir-
di..,.
Ümmühan Batur, "Katilin ahosında birileh var" di-
yor. Acaba o birileri kimler? Niçin öğretmen Yusuf Ba-
tur hedef seçildi?
Ümmühan Batur anlatıyor:
"öğretmen isteyen öğrencilerin bile 15 gün sor-
guda tutulduğu Türkiye'de, katil, bilmediğimiz bazı
ellerce olayla ilgili hiçbir inceleme ve araştırma ya-
pılmadan sıradan bir olay gibi 10 saat içinde mah-
kemeye çıkanlıp tutuklanmıştır. Aynı gün de davası
açılmıştır."
Katil en yüksek notu, öldürdüğü öğretmen Yusuf
Batur'dan almıştır...
Ortada bir kin filan yoktur!..
Katil Imdat Niyaz'la öğretmen Yusuf Batur arasın-
da hiçbir zaman tartışma çıkmamıştır...
• • •
Düşlerde çizilen resimler, umursamazlığı yansıtı-
yordu. Bir okulda işlenen cinayet, "Her öğretmene
bir polis mi vereceğiz" denilerek hafife alınıyordu...
Ümmühan Hanım, bu umursamazhğın karşısında
sesini duyurmak için çırpınıyordu:
"Tüm bunlara karşın görünmeyen birel de katilin
arkasından onu izleyip olayda kullandığı tüfeği ge-
tirdiği çaptada var olduğunu söylediği üç kartuştan
kalan iki kartuşu yok etmiş, hatta katilin orada bu-
lunan ceketinin cebindeki yazılan bir anda ortadan
kaybetmiştir. Katilin savunmasındaki açık çelişkiler,
bilinmeyenler, bilinmek istenilmeyenlerle kimseye
bildirilmeden çok güçlü ellerce cinayetin üzeri ör-
tülerek her zaman olduğu gibi olay, faili zavallı bir
meczup olan birduruma dönüştürülmüştür.
Yıne tekrar ediyorum ki olay, yerel ve genel basın-
da yer aldığı gibi, ilimizin yetkili ve etkili çevrele-
rinin yaydığı gibi uslu bir öğrenci ile uslu olmayan
bir öğretmen sürtüşmesi değildir. TBMM çalışma-
lannı oruç saatlerine göre ayarlamayı dayatan anla-
yışın, eşimin çalıştığı okuldaki ders saatlerini de na-
maz saatlen'ne göre ayahama uzantısından başka
bir şey değildir. Ancak bu anlayış nedense ülkenın
heryerinde korunup kollandığı gibi ilimizde de aynı
nedenle etkili ve yetkililerce de korunup kollanmış,
açığa çıkmaması konusunda büyük başan kazanıl-
mıştır."
öğretmen Yusuf Batur'un eşi ve çocuklan, tetiği
çekenin değil, tetiği çektiren karanlık güçlerin orta-
ya çıkanlmasını istiyorlar...
Çünkü hedef, sart Yusuf Batur değil; Türk milli eği-
timi, Türk öğretmeni, Cumhuriyet Türkiyesi'dir!
hikmet.cetinkaya(« cumhuriyetcom.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
İnsan hakları
Yücelen: Ufak tefek
eksiklerimiz var
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Devlet Ba-
kanı Rüştü Kâznn Yûce-
len, Türkiye'nin insan
haklan alanında gelişmiş
ülkeler düzeyine çıkabil-
mesi için "ufak tefek ek-
sikBkleri" gidermesi ge-
rektiğini, ölüm cezasının
kaldınlması girişiminin
de hükümet sorununa dö-
nüşmeyeceğini söyledi.
Başbakanlık insan
Haklan Koordinatör Üst
Kurul toplantısı, Devlet
Bakanı Yücelen başkan-
hğındayapıldı. Yücelen.
toplantıda "Kopenhag
Siyasi Kriterieri Işığmda
Türkiye'nin Alması Ge-
reken Önkmler''raporu-
nun tartışıldığını ve in-
san haklan takvimi ola-
rak kurulun bundan son-
ra da izlemede olmasuıa
kararverildiğini bildirdi. _JZ
Yücelen, bir soru üze-
rine, "Hayır, dönüşmez.
Çünkü bu konuda da be-
lirtnüş olduğumız parti-
nin değerli lideri, bunun
bir hükümet sorunu ol-
madığnu, TBMM'de v«-
rilecek karara saygıh ola-
cağuu, kendflerinin belki
buna iştirak etme>ecek-
lerini açıkça beyan etti"
diye konuştu.