27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 TEMMUZ 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Gökbilim gezisi Amatör Astronomlar Derneği, 8-13 Ağustos tarihleri arasında meteor yağmurlarının da izleneceği "Astronomi Tarihi Gezisi" düzenledi. Kırşehir, Konya, Antalya'yı kapsayan gezinin amaa biraz da son yıllarda "astroloji" ile karıştırılan astronominin gerçek "gökbilim" olduğunu vurgulamaya dönük. Konuyla ilgilenenler, ayrıntılı bilgiyi "0-312-481 62 98" numaralı telefon ile "amad@astronomi.org" ya da "www.astronomi.org" internet adreslerinden alabilirler. ISIK KTANSL Nükleerde soru işaretleriANAP lideri ve Başbakan Yardım- cısı Mesut Yılmaz'ın nükleer sant- ral ihalesınin Iptal edilmesi üzerine, ihaleye katılan 3 konsorsiyuma bu- güne değin yaptıkları "harcamalar, masraflar" karşılığında devlet kese- sinden 30'ar milyon dolar ödenme- sini önerdiği ortaya çıktı. Yılmaz'ın ge- rekçesi de şu: "Masraflannı ödemez- sek bu firmalar Türkiye'ye ambargo koydurabilirler." Işin uzmanlarına danıştık. Ihale şartname dosyasının karşılığı 17 mil- yar (yaklaşık 25 bin dolar) liraymış. Proje harcamalarına gelince... Don- durulan Körfez geçişi ihalesi örnek gösteriliyor: "Körfez geçişi ihalesin- de projeler de ihaleye katılan şirket- lere bırakılmıştı. Denizin, hatta fay hattının üzerinden gidecek biryolun çok çetrefil olan proje çizimi vs. gibi ön hazıriıklar için şirketlerin yaptıkla- n harcama yaklaşık 5-10 milyon do- lardı. Körfez geçişi ihalesi itirazlar, açılan davalar ve tartışmalarnedeniy- le şu anda buzdolabında. Hiçbir şir- ket, 'Ben şu kadar harcama yaptım, bana bu paralanmı geri ver' deme- di. Devlet de, masraflan karşılama yoluna gitmedi." Körfez geçişi projesinin hazırlıkla- n bile 5-10 milyon dolar tuttuğuna gö- re, nükleer santral projesi için Yıl- maz'ın şirketlere ödenmesini istedi- ği 30'ar milyon dolar abartılmış bir ra- kam değil mi? Kaldı ki, devlet geleneğinde ihale- ye giren şirketlere, ihale iptal edilse dahi harcamalarını geri ödeme gibi bir uygulamaya yer yok. Bütün bu veriler karşısında, Mesut Yılmaz neden böyle bir öneriyi gün- deme getirdi? Şirketlere geri öden- mesi istenen 30'ar milyon dolarlık harcamanın içinde hangi kalemler var? Kamuoyunun aklına ister istemez; kimi çevrelerin ve onlann yakınları iie akrabalannın ya da nükleer santral- lan gözü kapalı savunan sözde bilim adamlarının bu harcama kalemlerin- den sözleşme gereği alacakları be- delier olabileceği kuşkusu düşmez mi? Son rektör seçimleri YÖK'ün çarpık konumunu bir kez daha gözler önüne şerdi. Türn Öğretim Üyeleri Derneği (TÜMOD) üyeleri, geçen Haziran ayında Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'i ziyaret ettiklerinde konuyu gündeme getirmişler, YÖK'ün bilimsel özerkliğin önündeki en büyük engel olduğunu bir kez daha yinelemişler ve rektör seçimlerine ilişkin geliştirdikleri öneriyi sunmuşlardı: "öğretim üyeleri, en çok üç turda salt çoğunluk oyuyla iki rektör adayı belihemeli ve bunlardan birisi Cumhurbaşkanınca YÖK'e neşterin sırasıatanmalıdır. Şimdiki sistem, üniversitede huzursuzluk ve güvensizlik yaratmakta ve öğretim üyeleri incitilmektedir. Rektör seçimleri açısından üniversiteler iki gruba aynlabilir. Bu aynlmada üniversitedeki toplam profesör sayısı 100yada her fakültesinde en az 10 profesör olan üniversitelerde rektörier, yukanda dile getirilen biçimde seçimle belirienen iki aday, diğer üniversitelerde standart kadro oluşuncaya dek ilişkilendirilen üniversite senatosunun önereceği iki aday arasmdan Cumhurbaşkanınca atanabilir." Cumhurbaşkanı Sezer'e ilettilen TÜMOD raporunda da YÖK'ün kamuoyunda saygınlığını yitirdiğine de değinilmiş ve bu kurulun yeniden düzenîemesine ilişkin şu görüşlere de yer verilmişti: "Üniversitelerarası bir kurula gerek vardır. Bu kurul, yetkileri azaltılarak bir eşgüdüm kurulu olarak yeniden tanımlanabilir. Adı, 'Üniversiteler Yüksek Kurulu' olabilir. Bu çerçevede YÖK'ün oluşumu yeniden düzenlemeli ve demokratik bir oluşum sağlanmalıdır. Yeni düzenleme yapılıncaya dek, YÖK'û her kesimde bugünkü sevimsiz duruma düşüren başkan ve üyelerinin görevleri sona erdirilmeli, kamuoyunun güven duyduğu ve duyacağı isimlerden bir kurul oluşturulmalıdır." Gerçi Başbakan Bülent Ecevit "Bu işlere beni kanştırmayın" diyor ama, YÖK'e neşter atmanın tam sırası galiba. ISSIZ ODA YAZILARI YEDAT ÖZDEMÎROĞLU Tekel'in Tekirdağ Rakısı'ndan Sonra Yerel Motitli Yeni Ürünler • Dehşettoy'un Ankara Por- tatif Idam Sehpalan: Çocuk- lar kadar büyükleri de hatta çocuklardan çok büyükleri ve hatta sadece büyükleri ilgi- lendiren bir oyuncak. Avru- pa'da, neredeyse sadece Tür- kiye'de kalmış birortaçağ ge- leneğini yaşatmaya çalışan bü öyüncakta lego tarzr par- çaları birleştirerek ıdam seh- panızı kendi kendinize kura- bilirsiniz. Turuncu, siklamen, lila gibi moda renklerin neşe- siyle donatılan darağacınıza, minik idam ipinizi de astıktan sonra "idamlık" oyuncaklar arasından istediğinizi seçebi- lir ve yasaya dayanarak can almanın verdiği hazzı, gerçek bir "mevzuat vampiri" gibi his- sederek oyuncağı asabilirsi- niz. En kısa sürede, en çok adam asanın en fazla puanı al- dığı bu oyun, zaten Adam As- maca'dan yola çıkarak bulun- muştur. Aynca daha fazla he- yecan katması amacıyla, ya- şı tutmuyorken büyütülerek idam edilen ana kuzuları ile bir damla kan dökmeden do- lar tanrılanna kurban edilen aslanlar da "asılacak seçe- nekler" arasına alınmıştır. Oyu- nu satın alanlar, bu oyunla bir- likte bedava olarak verilecek, Kenan Evren'in orijinal se- sinden alınan "Asmayalım da besleyelim mi?" cümlesi üze- rine yapılan tekno-remiks sing- le'ın yer aldığı CD'yi almayı unutmasınlar. Arzu edenler için, aynca aynı oyunun, da- ha büyük boyutlarda tasar- lanmış, dört kişiyle oynanacak "zigon idam sehpalan" versi- yonu da mevcuttur! • özcehalet'ten Anamur Can A/an Mantan: Bir milyon yıldır, bınlerce ömeğe ve bu ka- dar riskli olduğunun gün gibi ortada olmasına rağmen, ıs- rarla dağda bayırda bulduğu mantarlan yiyerek ısrarla ze- hirlenen halkımızdan yola çı- kılarak pazarlanmış bir konser- ve çalışması. Ürünün, heye- can arayışını sonsuzluk limit- lerinde sürdüren dünya jet sosyetesine sunulması ve bir nevi "Rus ruleti heyecanı" ya da "kısmen zehirienmişken yapılacak seksin etkilerini" ya- şatması yoluyla da tüketilme- si planlanıyor. • YırtarGiderArsa Ofısi'nin Adapazan Toplu Konutlan: Mi- lenyum Çağı Türk Evi karak- teristiğinde tasaıianan bu risk yurtları, dünyanın bütün ma- cera tutkunlanna, özellikle de hayatlan boyu, uyurken kafa- lara kalas düşme tehlikesinin neredeyse hiç bulunmadığı Iskandinavtoplumlarına "he- defkitle" gözüyle bakıyor. Is- teyen, şenliğe topraktan ka- tılabilir ve inşaatın "malzeme- den çalma, kamyonla deniz kumu taşınması, belediyede rüşvet, tatil köyünde komisyon ödeme, çürük yapıya gece âlemi" karşılığında "onayalın- ması" gibi aşamalanna da ka- tılabilir. Deprem bölgesinesa- nayi kenti yerleşimini tasaria- yan ve onaylayanların, bilim- den uzak, tamamen güdüsel süreçlerine katılmak ıçinse ar- tık çok geç! ağabeyımızı kaybettik. Sempatim tanışmadan çok önce vardı. Tanışttktan sonra da çoğaldı. Daha küçücük bir çocukken, her pazar severek izlerdim Cenk Koray'ı. Çünkü bir kere Beşiktaşlıydı! Açıkçası, şampiyonluğa hasret olduğumuz o yıllarda, her sınrfta "Beşiktaşlılar" olarak hep azınlıktayken (Benden başka üç-dört arkadaş ya olurdu, ya olmazdt!) tüm ünlü Beşiktaşlılar. daha fazla moral verirdi bize! En azından taraftarlığı bu kadar bilinen bir insanın Fenerbahçeli ya da Galatasaraylı olmayışı bile bir şeydi! Ikirtcisi ve daha önemlisi, komikti. "Soğuk" kategoride "sıkı espriler" yapardı. Bir tanesini hatıriıyorum; konuk ettiği hemşirelerin arasına girip "Bunca hemşirenin içinde bir tane de hemşir ofsun!" Bizi büyütenler Cenk Koray Espride kendi tarzını yaratmıştı ve bir televizyoncu için belki de en önemli özellik olan "zamanlamaya" fazlasıyla sahipti. Üçüncüsü ve en önemlisi," insandı. O meşhur Telekutu'da mazlum seyirciler yarışırken onlan çaktırmadan kayırdığını hissederdik, bu durum hoşumuza giderdi. Yazdığın fıkradaki gibi "attaa" gittin be Cenk Ağabey. Çok da acele ettin. Daha Şampiyonlar Ligi'nde final oynayacaktık! (Final oynamışken de atırdık be ağabey!) Cenk Koray'ın kendi dizelerinden: "... veyüreğimden havalanınca iri kanatlılar, birdenbire sevdim yaşamayı, ne güzel" Sen de sonsuzluğa kanat çırpıp gittin işte. Nur içinde yat. Çelişki Iktidarın TBMM tatile gir- meden önce çıkardığı yetki yasasını çok geniş yorumlaya- rak birçok yasayı kanun hük- münde karamameTer (KHK) ile değiştirmeye yöneldiği göz- leniyor. Anayasa Mahkemesi'nin da- ha önce verdiği çeşitli karar- larda, yetki yasalannın "çıka- nlacak KHK'nin amacının so- mut olarak açıklanması, geniş içerikli, heryöne çekilebilecek biçimde genel anlatımlar içer- memesi" gerektiği uyarısını yapmasına karşın, son çıkan- lan yetki yasasının bu çerçe- venin dışında kullanılmak is- tendiğine tanık olunuyor. Bir örnek: Kültür Bakanlığı, Cumhur- başkanlığı Senfoni Orkestra- sı'nın (CSO) kuruluş yasasın- da KHK ile değişiklik yapma- ya hazırlanıyor. Şu anda uygu- lanan yasaya göre, CSO özerk denilebilecek bir yapıyla yöne- tiliyor. Orkestra üyeleri, biryıl- lığına beş yönetim kurulu se- Çiyorlar. Bu yönetim kurulu içinden de bir müdür ve mü- dür yardımcısı belirleniyor. Kültür Bakanlığı'nın üzerin- de çalıştığı ve bu yasayı de- ğiştirmeyi amaçlayan KHK'ye gore ise, CSO Müdürü ve yar- dımcısı doğrudan bakanlıkça atanacak. Yani, CSO'nun şu andaki özerk sayılabilecek ya- pısı bozulacak. Kültür Bakanlığı, biryandan "özerk yapılanmayı" savunan anketlerdüzenlerken, biryan- dan da tam tersi hazırlıklara gi- rişiyor ve kendi içinde çelişi- yor. HAYVANLAR ISMAIL GILCEÇ igulgecın yahoo.com Ç İ Z G İ L İ k KÂMİL MASARACI H A R B İ SEMİH POROY semihporoy(â yahoo.com BULUT BEBEK NURAYÇtFTÇt hi rncv2t{ var... KEDİ LEVO APTÜLÎKA TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 29 Temmuz ATIAS OKrANUSUNUİLKAŞAN TÜM YELKÇNLİSff. ~%^ 19S2'DE BU6ÜN, İLK KEZ ATLAS OKYANUSUMU " 5 "* ^ , . YEUCENLE 6EÇEN TURK KomASt, İSTTtNBUL'DA ^ ç- ^ - ^ ~ * > KAKŞILANMIŞV "RÜYAM*AOi-t TEKN£, 18 H4ZI- ^^sl&^?*-~ ^ _ / ^ NİN NETMYORtC K£A/7İA/DEH YOLA Ç.UCABAK. € TEMMUZOA APRİKA KfYfStMA ULAŞMIfT/. T~EKHE£>£', K4P77İN HAŞ/M MA&DİN VE~ AGKA - OAÇLAHl; 71/MÇ yAUVtAN, H/MA r gElcOHC (jG.s: ÜtVLÜ FCTT8OLCU ASC4N MtMT), FAGUK «£VÇ , VE- DA7~ ABU£>C CuA/rHCIKry1Er 'GAZETSSf MUHASlR/) DOKUZ MUHETTEBAr BULUNMAKTAYÖf. 0*zyANUS7K YOL ALIRKBN, g/*SK4$ HAK/ ŞıŞESlHE S£f O/LOE MESAT , YULUP ŞUXA BltSAlCU-MtŞ, SUHtARMN BİR/, FASLI BİR BALttiÇtN/N EUA/E 6EÇMIŞT/ GÖRÜŞ EMtN GÜRSES ABD ve Ortadoğu VVashington yönetimi birtürlü Ortadoğu'da iste- diği düzenlemeyi yapamaaı. Kıbns'tan Iran'a ka- dar uzanan coğrafyada ABD'nin önündeki engel- ler kaldınlamadı. Türkiye ile Yunanistan arasında- ki gerginliğin azaltılması başanldı fakat Kıbrıs'ta Denktaş'tan istenilen taviz kopanlamadı. Irak ve Iran konusundaki hesapîan nedeniyle Ankara'ya da doğrudan baskı yapamayan ABD yönetimi, ABD'de- ki Rum lobisi nedeniyle de Atina'ya karşı temkinli davranıyor. Doğu Asya'nın kapısı olan Filistin so- rununda ise Denktaş'tan beklediği tavizkârtutumu Arafat'tan da bekleyen ABD ikinci Camp David gö- rüşmelerinde istediğini bulamadı. Israil-Filistin gö- rüşmelerindeki başansız sonuç nedeniyle yine Ara- fat suçlandı. Kıbns'ta da ABD yönetimi dolaylı ola- rak Denktaş'ın olumlu gelişmelerin yolunu tıkadı- ğı mesajını vermişti. ABD açısından Arafat da, Denktaş da taviz vermesi gereken sahipsiz taraf- lar olarak görülüyor. ABD ve Ingiltere'nin bölgeye bakışı, "Zayıf olan haksızdır" anlayışı üzerine ku- rulmuştur. ABD-lngiltere ittifakının Denktaş üzerinde açık bir baskı uygulayamaması Kuzey Irak'taki operasyon- lann yolunun Ankara'dan geçmesinden dolayıdır. Ankara, Kuzey Irak'taki gelişmeleri ABD-lngilte- re'nin daha önce uyguladığı yöntemlere uygun ola- rak karşı yöntemle kontrol etmeyi başanyor. Bu arada Irak'ta binlerce çocuk, ambargo nedeniyle yeterli beslenememekten ölürken Kuzey Irak'ta Barzani'nin keyfi yerinde; bölgenin gelir kaynak- lannı kasasına akıtıyor. Talabani bundan pay almak için Ankara'dan yardım talep ediyor. Ankara geliş- melere Türkmenleri katmakta başanlı. PKK içinde anlaşmazlıklara ve Ocalan'ın örgüt- te tasfiye talimatına, bazı Batı Avrupa başkentle- rindeki avukatlar, politikacılar, entelektüeller insan- lık dışı bularak tepki gösteriyoriar. Bunlar PKK ile uzun bir süre iç içe olan kişiler; ocalan'ın talima- tıyla kendi etkinlikleri kırılacak diye korkuyorlar. Bu da görevlerini tam olarak yapamadıkları gerekçe- siyle kendi hükümetleriyle aralarını bozacak. Şim- diye kadar Ocalan'ın bu işleri aynı yöntemle yap- tığını unutmuş değiller, fakat hedefe varmak için on- lar açısından da her şey mubah. Barzani taraftariannın Türkmenlere saldınsı son- rası Ankara, Talabani'yi çağırarak Barzani'ye me- saj verdi. Barzani daha önce Türkiye'nin Türkmen kartını kullanmaması için dolaylı tehditlerde bulun- muştu El-Hayat gazetesıne verdiği bir demecinde. Fakat Barzani'nin ABD, Ingiltere, Irak kartlarına karşın Ankara'nın Irak politikası yolunda görünü- yor. Aynı anda birkaç anlaşmazlığı çözmeye çalışan ABD, Ortadoğu banş görüşmelerinde Arafat'ın, Doğu Kudüs'ün kurulacak Filistin devletinin baş- kenti olması talebini görünürde kabul etmiyor. Fi- listin devleti ilan edilirse savaş tehdidinde bulunu- yor Israil. Bunlar ABD-lsrail'in ortak taktiğidir. Bu konuda direterek diğer konularda taviz koparma- ya çalışıyorlar. Barak'ın da Şas Partisi gibi içerde radikallerle sorunlan var. Onlan ikna etmek için başka tavizler koparmak zorunda. Arafat'ın da içe- ride Hamas gıbı radikalleri var. Anlaşma sağlana- madığı için Hamas lideri Şeyh Ahmet Yasin, Ara- fat'ı kutladı. Fakat Arafat'ın savaştan, yoksulluktan bıkan büyük bir Filistin kitlesine de kulak vermesi gerekiyor. Arafat'ın ölmeden önce en önemli çabası, Gaz- ze ve West Bank'ta Doğu Kudüs'ün başkent oldu- ğu bir Filistin devleti kurmak. Bunu engellemek için ABD ve Israil görüşmelere devam edecektir. Ayn- ca bu çabasından vazgeçmesi için mali yardım va- adinde de bulunulmuştur. Israil'in tepkilerini VVas- hington törpülemek zorundadır. Aksi takdirde za- ten kaybedecek pek bir şeyi kalmamış olan yok- sul yüz binlerce Filistinlinin Hamas gibi örgütlere yöneleceği ve bölgede istikran tehlikeye düşüre- ceği açıktır. Israil'in önemli bir korkusu da Doğu Kudüs'ün baş- kent olmasına izin verilmesinden sonra Filistin dev- letinin, BM'nin 242 sayılı 1967'de işgal edilen top- raklardan Israil'in çekilmesini ve 194 sayılı mülte- cilerin geri dönüşünü talep eden kararlannın uygu- lanmasını talep etmesidir. Bu da Israil'in başladığı noktaya geri dönmesi demek olur. ABD'nin Or- tadoğu gündemi her zamanki gibi yoğun. E-mail: emingurses(a yahoo.com Fax:0212 513 85 95 B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 1 2 3 SOLDANSAĞA: 1/ İç kulakta . bulunan ve sar- mal bir boru- 2 dan oluşan or- 3 gan. 2/Merha- mete, vicdana ya da mantığa 5 dayanan ada- g let... "Yinnin- ci yüzyıl insan- ' lan / Tepeler 8 gibi — yığıp / g Deryalar gibi kaniçtüer"(CahitKü- lebi). 3/ ABD'de ya- 1 yımlanan dünyanın en 2 ünlümizahdergilerin- 3 den biri... Divan ede- 4 biyatında, dört dize- 5 den oluşan bir şiir tû- rü. 4/ Bir sayı... Yü- maz Gfiney'in bir fil- mi. 5/Huni biçiminde çukur yer. 6/ Hindis- tan'da yetişen, tırmanıcı biı tüı biber ağacı... Bilgi- siz, kültürsüz kımse. II Utanç duyma... Satrançta bir taş...Kanşıkrenkli. 8/ Yapısına girdiği sözcüğe "ye- ni" anlamı katan yabancı önek... Köpek... Balık ya- kalama aracı. 9/ Asya'da bir ülke. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Aynı zamanda olan, birlikte yapılan. 2/ Yavru ya da yemiş yetiştirecek duruma gelmiş hayvan ya da ağaç... Evliya. 3/ Uyuşturucu bir madde. Kemıkle- rin yuvarlık ucu... Ateş. 4/ Şaşma belirten bir ün- lem... îsveçli pop müzik topluluğu. 5/ Ağız muko- zasında oluşan yüzeysel yara... Aralıksız yinele- nen ve artık düşünmeksızin yapılan eylemlerin tü- mü. 6/ "Ala gözlü benli dilber / — söyle söz eder- ler" (Karacaoğlan)... Tellürelementininsimgesi. II Hastahk ateşi. 8/ Erzurum'un bir ilçesi... Önemli tarihsel olgu. 9/ Nesli Çölgeçen'in yönettiği ve baş- rolünü Şener Şen'in oynadığı bir film.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle