20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 TEMMUZ 2000 CUMARTESİ HABERLER Savaş'm krtabı yofcsaüyor • ANKARA (AA)- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş'ın kaleme aldığı "Mılitan Demokrası-(Irtıca ve BölücüJüğe Karşı)" adlı kitap, geçen hafta okurla buluşmasına rağmen en çok satan kıtaplar arasmda zirveye oturdu. Bilgı Yayınevi'nin en çok satan kitaplardan yaptığı derlemeye göre, listenin ilk sırasında Başsavcı Savaş'm kitabı var. Bilgi Yayuilan'ndan çıkan araştırma türündeki kitapta Savaş, cumhunyeti yıkmaya çalışan örgütlerle ilgili derledigi bilgilerin yanı sıra laiklik ve terörle mücadeleye ilişkin görûşlenni sunuyor. ÇUKOBhLk yönetMıe tepki • ADANA (Cmnhuriyet Bürosu) - ÇUKOBtRLlK çalışanlannın emekJennin karşılığını alamadığını -I belirtetı Tekstil Işçileri Sendikası ÇUKOBÎRLÎK Şube Başkanı Ali Caymaz, "Işçiler maaşını, ikramiyesini, avansını, I izin harçhğını alamadan izne çıkanlıyor. Bu nasıl anlayış? Genel Müdür Yakup Şahin, işçiye verdiği sözlen çabuk unuttu" dedi. Kaçak operasyonu • EDİRNE(AA)- Edirne'de son 3 günde, yasadışı yollardan sının geçerek Yunanıstan'a gitmek isteyen yabancı uyruklu 233 kişi yakalandı. Fılıstın, Fas, Afganıstan, Iran, Mısır, Suriye, Sierra Leone ve Pakistan uyruklu toplam 233 kişi, Ipsala, Meriç ve Uzunköprü ilçelerinde, Yunanistan sınınnda görevli sınır devriyeleri tarafmdan yakalandılar. Kaçak yabancılar, sınır dışı edilmek üzere Edime Emniyet Müdürlüğü Yabancılar Şubesı'ne teslim edildiler. 118lntemerte • ANKARA (AA)- Telefon aracılığıyla bilinmeyen numaralartn öğrenildiği '118' servisi, önümüzdeki günlerde Intemet üzerinden de hizmet vermeye başlayacak. Tûrk Telekom yetkilileri, şu anda deneme yayınlannın sûrdüğünü, 1-1.5 ay içerisinde konuyla ilgili hukuki prosedürün yerine getirilmesinin ve gerekli izinlerin alrnmasının ardından uygulamanın başiayacağını belirttiler. Intenıet'te ücretsiz olarak hizmet verecek, aranan numaranm hangi adrese ait olduğunun da öğrenilebileceği'118' servisine "http://rehber.telekom. gov.tr" adresinden ulaşılabilecek. Yavuzhırsız • ŞANLIURFA(AA)- Şanlıurfa'da girdiği evden çaldığı çelik kasayı, kapıcı ve hamala taşıtan kişi suçûstü yakalanırken, kasadan 5 milyar 249 milyon liralık ziynet eşyası çıktı. Mehmet Levent Ç. (30), eski çalıştığı işyerinin sahıbı Hasan Lütfu Fettahlı'nın Yenişehir Mahallesi'ndeki evine ait yedek anahtan ele geçirdi. Kimsenin olmadıgı bır sırada eve giren Mehmet Levent Ç, yatak odasındakı çelik kasayı kapıcı ve hamala taşıtarak sanayiye götûrdü. Mehmet Levent Ç. kasayı açmaya çalışırken polis tarafından suçüstü yakalandı. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Ertosun, teröre akan parayla cezaevi yaptıklannı söyledi 'F tipi, zorbafağı önleyecek'İLHANTAŞÇI ANKARA - Ceza ve Tevki- fevleri Genel Müdürü Ali Suat Ertosun, F tipi cezaevinde ya- tacak mahkûmlan "tehlikelisuç- lular" olarak nıtelendirerek "Bunlann toplu halde sosyaJ alanlardan yararlanmalan söz konusu olamaz. Cezaevinin gû- venligini tebJikeye sokmamak koşuluvla gruplar halinde ya- rarlanabilirler" dedı. Içeriden dışanya mahkûmlann emir ver- diğini anımsatan Ertosun. "Te- rör eğtömi, uyuşturucu işi, ka- çakçıhktşleri yürûtülüyor. Bun- lan önkmeye kalkınca biz zin- dancıbaşı oluyoruz" dedi Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Ertosun, "hücre", "oda" tartışmalanna neden olan ve başta barolar olmak üzere birçok kesimin karşı çıktığı F ti- pine gereksinim duyulmasının nedenini ve amaçlarını değer- lendirdi. Insan haklanna karşı çıkan mahkûm ve hükümlünün de buna gereksinimı oldugunu • Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdûrii Ali Suat Ertosun, dünyanın hiçbir cezaevinde kendilerinin yaptıklan kadar büyük pencereleri olan cezaevi olmadığını söyledi. Ertosun, "Insan haklannı gerçekleştirmek asıl amacımız. Koğuş sisteminde insan haklan yoktur. Mahkûm başucuna çocuğunun resmini asamıyor. Avukatıyla görüşemiyor. Neresi insan haklan bunun?" dedi. vurgulayan Ertosun, mahkûm- lan ezmenin akıllarından geç- mediğini söyledi. Bazı koğuş- larda "zorbalar'' oldugunu be- lirten Ertosun, F tipinin gerek- liliğini şöyle savundu: "Bazı zorbalar kendi maiye- tinde adam istiyor. Emredeyim, hükmedeyim istiyor. Yandaş, yoldaş, mürit, tetikçi anyor. Biz bunlar okun istemiyonız. Sıra- dan kişinin koğuşta hiçbir hak- kı yok. Kişisel beğenisini, dü- şuncesini açüdama hakkı yok Bunlar insan hakkı mı otuyor? Iddia ediyorum, bazı Hderler içerde ayakyıkatiyorlar. Bazüa- nnın ranü kesitip hegemonyası bitecek. Oışan emir veriyorlar, bunuönlemeyeçahşryomz. tçer- de, teröreğHüni, uyuşturucu işi, kaçakçıhk işleri yürûtülüyor. Biz içerdeldlerin özgûrce dü- şünmesini istiyoruz; istediği ki- tabıokuyaııuyor.Eğerbuysain- san haklan, anlaşamayız. Bun- lan önlemeye kalkınca biz zin- dancıbaşı ohıyoruz." 'TehJikeli mahkûmlar' Ali Suat Ertosun, Ftipindeka- lacak mahkûmların tehlikeli suçlular oldugu için sosyal alan- lardan yararlanmalannın söz konusu olamayacağını savuna- rak "Avrupa cezaevi kurallann- da da böyle bir şey yok. Mah- kûnüannbepsinisosyalabna çı- karamazsınız. Gruplar halin- de, cezaevinin güvenliğini tehli- ye sokmamak şarbyla çıkanr- smrz. En tehlikeli suçiunun da insan haklan olduğunu unut- muyoruz" dedi. Kartal Cezaevi'ninkısmi F ti- pi olmasına karşın süahlann konuştuğunu ve cep telefonla- nyla dışanya emirler verildiği- ni anımsatmamız üzerine Erto- sun, "KartaTda bugûne kadar ölüın oimadı. dikkatinizi çeke- rim. Kartal ile bunlar çok fark- h. Kartal'daki sflah, cep telefo- nu trafîğini de önleyeceğjz" di- ye konuştu. t Seçenek model getiribiır Adalet Bakanlığı, Terörle Mü- cadele Yasası 'na dayanarak ya- pımına başladığı F tipi cezaev- İeriyle ilgili barolardan ve de- mokratik kitle örgütlerinden gö- rüş almazken Ertosun, bu ceza- evlerine karşı çıkanlann ken- dilerine alternatif model getir- mesıni istedi. Ertosun, bu ceza- evlerini *Alternatifgetirin,'yok', bep karşı çıkıyorlar. Devamlı pazarhkhanndeler. Hapiste ota- nın devJetiepazarük hakkı ohır mu? Avrupa'daki cezaevkrinde güneşyok.Hepsiyapay havalan- dırma. Burda güneşin 7 rengi- ni görebilecekler'' diye savun- du. Ertosun, F tipi cezaevleri- ne nakillerle cezaevi kaynaklı mafya ve terörün ayağmm ke- sileceğini öne sürdü. 'Pencereleri büyük' Dünyanm hiçbir cezaevinde kendilerinin yaptıklan kadar büyük pencereleri olan cezaevi olmadığıyla övünen Ertosun, şöyle konuştu: "İnsan haklannı gerçekleş- tirmek asıl amacımız. Koğuş sis- teminde insan haklan yoktur. Mahkûm başucunaçocuğunun resmini asamıyor. Avukatıyla görüşemiyor. Neresi insan hak- lan bunun? Kurallara uvarsa sosyal alandanyararianır. \apı- lana cevap vernüyorsa yapacak bir şeyimiz yok." ÇHD BAŞKANI AIİ ERSÎN GÜR 'Sorun mimariyle aşılmaz'• Çağdaş Hukukçular Deraeği Genel Başkanı Ali Ersin Gûr, ceza infaz sisteminin geliştirilmesi gerektiğini belirterek F tipî cezaevinin çözüm olmadığını söyledi. Gür, "Kartal Cezaevi, F tipine çok yakın bir yapıda. Orada ne silahlar ne de cep telefonları yok edilebildi" dedi. Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başka- nı AK Ersin Gür, cezaevi sorununun mımari çö- züm polıtikalanyla aşılmasının mümkün ol- madığına dikkat çekerek ceza infaz sisteminin geliştirilmesi gerektiğini söyledi. Bireye karşı sorumluluklannı yerine getirmeyen toplumun, kişiyi cezalandırma yetkısı olmadığını vurgu- layan Gür. "Bu tccritpoütikalan yerine, kişiye kendi becerilerini gefişürebilecek vetoplumlabu- hışrurabilecekbirortam v^ratrnakgerekir'' de- di. Gür, Ulucaniarve Burdurcezaevlerindeya- şanan olaylann, oluşturulan F tipi cezaevleri pro- jesının altyapısı olarak değerlendirilmesi gerek- tiğini ileri sürdü. Dünya genelinde uygulanan ceza infaz po- litikalannın iflas ettiğini belirten Gür, genelde insanlann yeni arayış içinde olduklannı, Tür- kiye'de özel koşullar nedeniyle bunun daha yaygın oldugunu vurguladı. Pek çok ülkede uygulanan ve mimari çözüm olarak getirilen F tipi cezaevlerinin çözüm olmadığına dikkat çe- kenGür, gerekçesini şöyle açıkladı: "Kartal Ce- zaevi, Ftipineçok yakın bir yapıda. Orada ne silahlan ne de cep teiefonlannı yok edebiklDer. Bir taraftan yakalanıyor, diğer taraftan yerine birkaç tane daha getirilİTOr. Demek ki mimari çözüm, çözüm değiL" Sorunu aşmak için önerfler Cezaevi sorununun aşılabilmesi için yapd- ması gerekenleri, Gür şöyle değerlendirdi: "Dünyagenefinde ceza infaz sistemigdistinnek gerekivor. Bunu da kişiyi tophımdan yatatan, tecrit poütikalan uygulavan yapılarla \apmak mümkün değfldir. Cezaevi sorunu çözülmekis- teniwrsa: birincisi, suçu doğuran ortamı kal- dırmak gerekir. Suç işleyen kişiyi, bize göre her suç,topluma yöneitümiş soru, protestodur, bu- nu okumak lazını. Bunu toplumun vetkfli ku- rumlan yapmah. Bire>e karşı sorumluluklan- nı yerine getirmeyen toplumun, kişm cezalan- dırma yetkisinin ohnadığuıı düşünüyoruz. Bu tecrit poütikalan yerine, kişiye kendi becerile- rinigelişnrebilecek. insanolduğunu unutmadan bir ortam yaratmak gerekir. Bir de suç alanını daraltmak gerekiyor. Bugün surfmuhaüf Idm- liklerinden, düşüncelerinden dolayı, var olan statûkovu savunmadiklanndan içeride duran bir yığm insan var." Ali Ersin Gür, tutuklu ve hükümlülerin in- san olduklannı unutmadan getirilen ceza infaz politikası içinde F tıpine yer olmadığını kay- dederek "Çünkü bu cezaevlerinin temei ama- cı, tutuklu ve hükümlüvü diğer tutuklu ve hü- kümlülerden tecritetmek.Onian toplumun di- ğer kesimkrmden tamamen yahtmak" dedi. Gür, Uhıcanlar ve Burdur cezaevlerinde yaşa- nanlan, oluşturulan Ftipiprojesinin yaşama ge- çirilmesinin altyapısı olarak değerlendirmek gerektiğine dikkat çekti. 'Banşa hizmetetmez 7 F tıpını kabul etmelerınin mümkün olmadı- ğmı vurgulayan Gür, "Hikmet Sami Türk'ün bu projesi banşa hizmetetmez. Son 1 yıkbr ce- zaevleri kaymyor. Bu. yeni gerginliklere neden olacak gibi. l marun yine katfiamlar yaşan- maz1 * diye konuştu. F tipinin Avrupa standar- dı olduğunu anımsatan Gür, Avrupa yanlış ya- pıyor diye Türkiye'nin de yapması gerekme- diğini vurguladı. TAYAD'dan zfyaret TotDkluveHülaknlâAaefcriYıu^mlaşma Der- neği (Özgür TAYAD) üyeJeri gazetemizi ziyaret ederek yazar ve yöoeticflerimizle görûştüler. F tipi cezaevleri sorununun mimarük ya da mübendislikJe ugili nlmadığını belirten aileler, sorunun gü- venlik ve insanhk sorunu olduğunu anlattüar. Ozgür TAYAD'b aileler, siyasi tutuklulann tedavi edüme- diğmi, avukatianyla görüşmelerine izin veribnediğmi ifade ederek "siyasi tutuklulara işkence ve baskı ya- pddığmı" söyiedfler. (ÖZLEM GÜVEMLİ) Pişkinsüt, yurtdışında incelemelerde bulunacağını söyledi 'Cezaevleri için toplumsal uzlaşnıaya \ aıihııası gerek' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM tnsan Haklan Komisyonu, içinde Ulucanlar Cezaevi olayla- nyla ilgili oluşturulan ait komisyonun hazırladığ] ra- porda "çıkanolayUrdan ya- rariaıularak F tipi cezaevi içkıkamuayuotuşaımiagiiy- reune" dikkat çekıldı. TBMM İnsan Haklan Komisyonu Başkanı Sema Pişkinsüt de F tipi cezaevi konusunun çok iyı tartışü- ması ve bu konuda sosyal uzlaşma arayışıyla konuya yaklaşılması gerektiğini söyledi. Pişkinsüt, cezaevi araşnrmalannı yurtdışında çeşklı ülkelerde yapacakla- n incelemelerle sürdüre- ceklerini bildirdi. Sema Piş- kinsüt, F üpı cezaevlen ko- nusunda endişelerin gıderil- mesi için konunun tüm ke- simler tarafmdan çok iyı tartışılması vebirmevzuata bağlanması gereği üzerin- de durdu Pişkinsüt, "Teh- hkeü mahkûm kim? F tipi kimin icindir? Terör mah- kûmlan, deviet dûşmanla- n, hiçbir sosyal programa girmek istemezlerse ne ya- pılacaktir? Bütün bunlar çok iyi tarnşümaİL Sosyal biruzlaşma aravTsrylakonu- ya yaklaşümahdır" dedi. Komisyon içinde Ulu- cankr katliamım araştır- mak üzere oluşturulan ait komisyonun çalışmalan sı- rasında da F tipi cezaevle- ri konusu tartışma yaratti. Ait komisyon raporunda, olaylara katılmayan PKK ve diğer örgütlere mensup tutuklu ve hükümlülerin "Provokasyonolduğunusez- dik,operasyonun olacağmı bfliyorduk, bizi başka ko- ğuşİaravenneieriiçinoıılar- ia defalarca konuştuk. On- lar 'Size bir şey olmaya- cak. Sizi yalıtınz' şekünde bize güvence verdfler" ifa- delerine dikkat çekildi. Ko- misyonun provokasyon ola- sıbğını dıkkate aldığı kay- dedilirken şu göriişlere yer verildi: "Yanüı tutuklu ve hükümlülerin 'siyasilerı sindirmek, devlet otorite- sinin tesis edildiği havası- nı vermek ve F tipi cezaev- lerinin kamuoyuna kabul ettınlmesi' gibi amaçlarla bu olayın bu boyuta kasıtiı olarak getirildigi iddiası el- bette kabul edilemez. An- cakbaştaCezaveTevkifev- leri Genel Müdürü ohnak üzereAdaletBakanhğıyet- kilileri, komisyonumuzla yapnuşokhıldangönlşme- lerde sözü sık sk Ftipice- zaev lerine getirmişlerdir. SürekH olarak çözümün F tipi cezaevleri oktuğunuvnr- gulanuşlanur. F tipi ceza- evierine geçümezse bu tip olaylann tekrariayabileceği anlanunagelen ifadeler kul- lannuşlardu". Komisyonu- muz bucümle ile F tipi ce- zaevlenne geçış için buolay özellikle yaratilmıştır' de- mek istememektedir. Ama bu olaym Ftipitaruşmala- nnda kullamldığına dikkat çekmekistemekteve 'Olay- larbunun için mi çıkanldı' sorusunu sorduracak olan bu yaklaşımı yadırgamak- ta, bu tutumu en azından ahlaki bubnamaktadır. Çünkü neticeitibanyla can güvenfikkridevietetEslnnol- muş olan 10 kişinin öiümü söz konusuduıf Ait komisyon raporunda Ulucanlar'da çdcan olaylar- dan yararlanılarak F tipi için kamuoyu oluşturma gayretinin açdt bir şekilde görüldüğüne işaret edilir- ken, F tipi cezaevlerinin ka- muoyuna iyi açıklanması gereği üzennde duruldu. Raporda, "F tipi cezaev- lerindesadece güvenlik en- dişesinden hareket edikü- ğinden insanlann birbiri ile teması tamamen önlen- miştir. Yeniyapılaeak ceza- evlerinde bu sakmca gkle- rUmeB,3-4 kişinin kalaca- ğı odalar günün beflî saat- lerindekullanüacak ortak alanlara açüacak şekilde planlanmabdn*'' görüşüne yer verildi. İnsan Haklan Derneği Cenel Başkanı öndül 'BM'nin karunna aykm* İnsan Haklan Derneği (İHD) Genel Başkanı Hüsnfi Öndül, tutuklu ve hü- kümlülerin birbirleriyle "haberleşme veirtibaûnı" önlemenin Buieşmiş Mil- letler ve Avrupa Konseyi'nin cezaev- lerine ilişkin kurallanna aykın oldu- ğunadikkat çekti. Öndül, insana korun- ması gereken eşya olarak yaklaşılma- sının "fasistbirzihnh'et''inüriinü oldu- ğunu vurguladı. Herkesın insan onuru- na uygun koşullarda yaşamuu sürdür- mesi gerektiğini söyleyen Öndül, ceza- evlerinin yasalar yerine yazdı ve söz- lü emirlerle yönetıldiğini belirtti. Mahkûmlann bırbinyle haberleşme- sının önlenmesı amacuun Avrupa Kon- seyi ve Avrupa Cezaevleri Kurallan ile çelıştiğine dikkat çeken Öndül, "Bu balaş açıs insana esya muameies yap- maktadır. Muhafaza edümesi gereken bir eşya. Ancak faşjst bir zihniyet insa- na boyle bir muameleyi, onun insan onuruna sahip olduğunu yadsryarak yapabüir. Yasa koyucu, sisteme. hangi bkimdemuhalifobnuş olursa obun her- kese terörist olarak bakıyor" dedi. Tutuklu ve hükümlülerin hangi hak ve özgürlüklere sahip olduklannm ya- sayla düzenlenmediğini söyleyen Ön- dül, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türki- ye'nin cezaevi yönetiminin BM ve Av- rupa Konseyi normlan ile uyuşmadığı, haklann ve özgürlükfcrin yasaya da- vanmadan daha ait düzeydeki norma- tifdüzenkmelerc terkedildiği,çoğu kez deyazüıvesöziüemineneyönetildiğigö- rüunektedir.'' Sorunlann koğuş sistemınden kaynak- lanmadığım belirten Öndül, "Bunlar devledn yaklaşımımn üriinüdür. Bir aradaolan,sorunlanmbflen vebunu do- yurmaya çahşan tutuklu ve hükûmlü- ler, yahtiktddan durumda acaba ne ile karşuacaknr?" dedi. CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Demokrasimizin Gündemleri... Istanbul'dan yayın yapmakta olan "özgur Rad- yo "nun yayınlan, Radyo ve Televizyon Üst Kuru- lu'nun karanyla, 31 Temmuz 2000 Pazartesi günün- den başlayarak 365 gün süreyle geçici olarak dur- dunjluyor... İlgili kurumun (RTUK) konuyla ilgili yazı- sında durdurma karannın gerekçesi şöyle açıklanı- yor "Kuruluşunuzun 01 Mayıs2000(saat 14.00) ta- rihindeyayınladığı 'Gökkuşağı' adlıprogramda '...öl- dükçe çogalıyor adamlar / Ben tükenmekteyim öl- dündükçe / Hazıriandık kanlı kavgaya / Başta bay- rağımız sosyalizm / Bayrağını yüksett, daha daha yük- seit / Yükselt bayrağını yukan / Bugüne vuralım, ya- nnı kuralım / Kaldıralım sınıflan' şeklinde ifadelereyer verilmek suretjyle, 3984 sayılı Kanunun 4. madde- sinin (g) bendinde belirlenen 'Toplumu şiddet, terör ve etnik aynmcılığa sevk eden ve toplumda nefret duygulan oluşturacak yayınlara imkân verilmemesi' ilkesinın ihlal edilmış olduğu Üst Kurulumuzca tes- pit edilmıştır." Üst Kurul'un sayın başkanı ve yöneticileri, yayın durdurma karannı bıldirdikleri yazılannda, yasa mad- desi, bendi, gün, ay, saat vb. konulannda gösterdik- leri dikkat ve titizliği, suçlarnaya konu olan dizeleri ait alta sıralarken göstermemişter. Kusura bakmasın- lar ama, halkımızın çok anlamlı bir deyimiyte, sapla samanı birbirine kanştırmışlar. Yukardakı dizelerin ilk ikisi benim birdörtlüğümün son iki dızesidir. Başka arkadaşiar yazdılar ama, dörtlüğün bütününü ben de yazayım: Cellat uyandı yatağında bir gece "Tannm" dedi, "bu nezorbilmece: Öldükçe çogalıyor adamlar , ' : '• Ben tükenmekteyim öldürdükçe..." 1970'te yazılan bu dört dize, önce "Halkın Dost- lan" dergisinde, sonra "Dörtlükler" adlı kitabımda yayımlanmıştı. Kitaplanmın sonraki bütün ve yeni basımlannda yer aldı ve kuşkusuz ki almaya devam edecek... Peki, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, be- nim şiirimin dizelenyle Avusturya Işçi Marşı'ndan alınmış dizeleri birbınne nasıl kanştınyor? Yanıt çok basrt: Çünkü RTÜK, yayınlan böyle izliyor ve "özgûr Radyo"nun basına ve kamuoyuna açıklamasındaki sözterden yararlanarak söylersek, "cımbızlanmış iba- relerie" suçlama ve yayın durdurma gerekçesi okış- turuyor... "Cellat uyandı..." sözcüklenyle başlayan dörtlük, açıklamaya bile gerek yok ki, öldürmeye, şiddete karşı bir şiirdir... RTÜK yöneticilerinin bunu anlama- yacak kadar öngörüsüz olduklannı sanmıyorum. ''Avusturya Işçi Marşı" ise, "Entemasyonal" kadar ünlü, evrensel bir marştır. Her şeyden önce tarihsel anlamı ve degen olan böyle bir marşın yasaklanma- sı hiçbir uygar ülkede hiçbir RTÜK'ün görev kapsa- rr« içine girmiyor... -,v Sonuç olarak, RTÜK yönetıcilerini, hem "usul'^şi- irierin birbirine kanştınlması), hem içerik (tarihsel an- lam ve önemde bir marşın yasaklanması) bakımın- dan bu hatalı karardan dönmeye çağınyorum... {"öz- gûr Radyo" çalışanlan, 26 Temmuz Çarşamba gü- nü saat 12.30'da, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin Cağaloğlu'ndaki toplantı salonunda, yazar kuruluş- lannın da katılımıyla bir basın toplantısı düzenliyor.) • • • Son günlerin önemli konusu "F Tipi Cezaevi Tar- tışması" sürüyor. "Cumhuriyet" bu konudaki tartış- malara birkaç gündür özel ve tam bır sayfa ayırmak- la çok yararlı bir şey yapmış oldu. Aslında, "tartış- ma" demek de belki dogru değil. "Cumhuriyetieya- yımlanan açıklamalann yanı sıra, Rash TV'nin birkaç gün önceki programında Istanbul Barosu Başkanı Yü- cel Sayman, Oral Çalışlar, programa telefon bağ- lantısıyla katılan Fikri Sağlar, konuyu herkesin an- layabileceği bir açıklıkla ve yalınlıkla anlattılar... Bu- na karşın Sayın Adalet Bakanı, "F tipi cezaevleri... terörörgütlerinin, mafyanın... koğuş ağalannın, ko- ğuş kabadayılannın sağlamış olduğu egemenliğe son verecektir..." {"Cumhuriyet", 20Temmuz 2000) ısrannı sürdürüyor... Sayın Bakan'a göre "F tipi ce- zaevlerinikaralamak isteyenleregemenliklerine son verilecekolan terörörgütleri, mafya tipiörgütler, ko- ğuş kabadayılan, koğuş ağalandır". Bakan bunlan söylerken, "F Tipi Cezaevlerine Karşı Aydın ve Sa- natçı Girişimi'rvie bır araya gelen ve büdiğimiz ka- daıiyla hiçbiri terörist, mafya örgütü üyesi, koğuş kabadayısı ya da ağası olmayan şairier, yazariar, sa- natçılar, Bakan'ın açıklamalannın satır aralannda da rahatlıkla okunabilen "hûcre" anlayışına karşı çıkı- yor. Köşe yazarlan haftalardır bu konuyu yazıyor. Adalet Bakanı'nın açıklamasının bir başka yerinde de F tipi cezaevlerinin "tutuklu ve hükümlülere kişilik- lerini kazandıracağı" ileri sürülmekte... Bu masum görünüşlü cümlenın ardındaki "sopa"yı, çağdaşlık- la bağdaştınlması olanaksız "adam etme" anlayışı- nı, özellikle de siyasal tutuklu ve hükümlülere yöne- lik, inceliksiz, kaba önyargıyı görmemek olası mı? (Sa- yın Türk söz konusu açıklamasına açıklama getirme- diği sürece, ben de bu değeriendirmelerimde ısrar edeceğim...) • • • RTÜK'ün yayın durdurma kararlan, F tipi cezaev- leri, yabancı pariamenterierin pasaportlanna el ko- nulması, Ulucanlar katliamı, Burdur'da kopan kol, iş- kence, cinsel taciz, ölüm oruçlan... Demokrasimizin gündemini ne yazık ki bu sevimsiz, bıktıncı konular oluşturuyor... Fakat böyle olduğu sürece, bizler de bıkmadan, usanmadan yazmayı sürdüreceğiz... e-mail [email protected] Aydın ve Sanatçı Cirişimi 'F tipi cezaevi hücredir, tecrîttir' ADANA/ANKARA (Cumhuriyet) - Adana' ve Ankara'da F tipi ceza- evlerini protesto edenlere müdahale eden polıs cop ve göz yaşartıcı gaz kul- landı. Adana'da İnsan Hakla- n Derneği'nde toplanan 50 kadar tutuklu yakını, kent merkezine yürümek istedi. Grup, polisinenge- liyle karşılaşınca yere otu- rarak alkış tutup slogan attı. Olaylar suasında 10 kişi gözaltına alındı. F Tipi Cezaevlerine Karşı Aydın ve Sanatçı Girişimi'nın Ankara'da Nâzım Kültür Merke- zi'nde düzenlediği basm toplantısında şairŞûkrü Erbaş, "Adalet Bakanb- ğj'nuı inandırmaya çahş- uğı gibi F tipi cezaevleri oda ya da vüla değü, ger- çekantamdabirhücredir, tecrittir" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle