Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13 TEMMUZ 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Cemve
Papandreu
Makedonya'da
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Dışişleri Bakanı Ismail
Cem, Güneydoğu Avrupa
ülkeleri işbirliği süreci
dışişleri bakanlan
toplantılannın 4.'süne
katılmak üzere yann
Makedonya'ya gidecek.
Yunanistan Dışişleri
Bakanı Yorgo
Papandreu'nun da
katüacağı toplantıda, iki
ülke dışişleri
bakanlannın ikili
görûşmede bır araya
gelerek son gelişmeleri
değerlendirmeleri
bekleniyor
İki toplumun bir
arada yaşaması
mümfcün değfl'
• LEFKOŞA(AA)-
KKTC Cumhurbaşkanı
Vekili ve Cumhuriyet
Meclisı Başkanı Ertuğrul
Hasipoğlu, Kıbns'ta
bugünkü gerçeklerde, iki
toplumun bir arada
yaşamasının mümkün
olmadığını söyledi.
Hasipoğlu, Inönü
şehitlerini anmak ıçin
dün akşam düzenlenen
törende yaptığı
konuşmada, Türk ve
Rum toplumunun iç içe
yaşamasının mümkün
olmadıgını belirtti.
KKTC'de son günlerdeki
geüşmelere işaret eden
Hasipoğlu, bazı
kesimlerin, sessiz
çfoğunluğuh sesinin
çıkmadığına aldandığım,
halkın çok sılontılar
çektiğini, ancak bir daha
bunlann
yaşanmayacağını söyledi.
Bahçefievler
katfiam
• ANKARA (ANKA)-
'Bahçelievler katlianu'
olarak bılinen ve Türkiye
lşçi Partisi (TtP) üyesi 7
üniversite öğrencisinin
1978 yılında
öldürülmesiyle ilgili dava
Yargıtay 9'uncu Ceza
Dairesi tarafından
bozuldu. Ilk yargılaması
Ankara 1 No'lu
Sıkıyönetim
Mahkemesi'nde yapılan
ve sanıklan arasında
Abdullah Çatlı'nın da
bulunduğu davada
Yargıtay, Ünal
Osmanağaoğlu ve
Bünyamin Adanah'ya
verüen 7'şer kez idam
cezasını esastan bozdu.
Böylece Ankara 3'üncü
AgırCeza
Mahkemesi'nde yeniden
yapılacak yargılamada
bozma karanna uyulması
durumunda her bir sanığa
enaz28'eryılhapis
cezası verilecek. Yerel
mahkeme bozma karanna
dırenırse davaya son
noktayı, olaydan 23 yıl
sonra Yargıtay Ceza
Genel Kurulu koyacak.
Fehriye Enlal
• BRÜKSEL(AA)-
Belçika'nın Bruges
mahkemesi, Belçika'da 9
aydır tutuklu bulunan
Ozdemir Sabancı'nın
sanıklanndan Fehriye
Erdal'ın tutukluluk
süresini uzattı. Belçika
hükümetince Türkiye'ye
iadesi reddedilen Fehriye
Erdal'ın avukatlan,
Bruges mahkemesinin
aldığı karara karşı temyiz
_ rnahlcemesine
başvurdular. Belçika
îçışleri Bakanlığı
Sözcüsü, bakanlığın,
Erdal'ı Türkiye ile iade
anlaşması bulunmayan
bir ülkeye göndermeyi
planladığını açıkladı.
Çizerimiz Musa Kart
yıHık izninin bir bölümünü
kıtllanacağından çizgile-
nne bır süre ara verecek.
Jandarma Genel Komutanlığı'nın Gülen'e ilişkin raporu Savaş'ın kitabında
En büyük engefleri askerANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Jandarma Genel Komu-
tanlığı'nın Fethuilah Gülen'e
ilişkinraporu,Yargıtay Cumhu-
riyet Başsavcısı Vural Savaş'ın
kitabıyla kamuoyuna ulaştı. Vu-
ral Savaş'ın "Irtfca veBölücülü-
ğe Karşı Mititan DemokrasT
adlı kitabında yer verdiği, Jan-
darma Genel Komutanlığı'nın
"Hizbuilah TerörÖrgütü ve Di-
ğerİrticaiFaaliyetler'' adlı rapo-
runda şu bilgiler aktanlıyor:
'Altlll NeSİI1
Said Nursi,
onlara göre imanı diriltmeyi
sağlamıştır. tçinde bulunulan
safha ise imanı hayata geçirme
ve yaşama safhasıdır. "AranNe-
sü" de iktıdan sağlayacaktır.
Okullarda örgütlenme
Cemaatin tüm çabası Türki-
ye'deki siyasal ve ekonomik güç
dengesınde söz sahibi olmak ve
ranta ortaklıktır. Cemaat tek tip
insan yetiştirme gayreti içinde-
dir. Hedef kitle; ortaokulun son
sınıfındakı ve lıselerdekı öğren-
cilerdir. Ilk hedef büyümedir.
Bunun da yolu okulların etra-
fında örgütlenmeden geçer.
Askerl okullarda glzli-
Ilk Gençler cemaatin insan kay-
nağını; esnaf ise lojistik ve pa-
ra kaynağını oluşturur. Sanatçı-
sından mühendisine kadar top-
lumun her kesimini yetiştirme
gayreti içindedirler. Harp okul-
lan ve askeri liselere sokulacak
çocuklar gizlilik içinde eğitılir.
tzmir Maltepe Askeri Lise-
si'nden 3, Balıkesir Astsubay
Okulu'ndan 2 öğrencinın Işık
evlerinde Nur eğitimi aldıklan,
okulda dıkkat çekmemek için
aptes yerine teyemmüm etmele-
ri, namazı gözle kılmalan, oruç
tutmamalan ıçın talımat aldık-
lan, okul bitene dek bir şey bek-
lenmediği tespıt edılmiştır.
Üniverslteye hazırlık
Eğitim, hukuk ve siyasal bilgi-
ler fakültelerindeki teşkılatlan-
maları çok üst düzeydedir. Üni-
versiteye hazu-lık dershaneleri
en verimli çalışan organlardır.
Istanbul'da FEM dershaneleri,
Izmir'de Akyazılı bunlara ör-
nektir. Gülen'in ikamet ettiği
yerlerden biri de Altunizade'de-
kı FEM Dershanesi'dir. Okul ve
dershanelerdeki eğitim seviyesi
yüksektir. Kadrolannda işi para
için değil, inandıklan için ya-
pan birçok gönüllü vardır.
'Cemaatten çıkan ce-
hennemllktir' Güienı ve
cemaati tanıtan kasetlerde ve
verilen vaazlarda sık sık yinele-
nen temalar şunlardır: Türk in-
sanı son yüzyılda Islamın
özünden uzaklaşarak materyal
ve ruhsal bağlamda geride kal-
mıştır. Tann ınancuıdan uzak-
laşmak bu dünyada mutsuzluk
ve tatminsizliğı, öteki dünyada
cehennem hayatını getinr. Türk
ınsanmı bu hatadan kurtarmak
görevı ise yeryüzünde bu cema-
atin omuzlanna Tann tarafından
verilmiştir. Yaşamın amacı,
Tann'ya hizmettir. Cemaatin dı-
şında bir hayat cehennemdir. Ve
cemaatten çıkan da bir daha ıf-
lah ohnaz ve cehennemliktir.
MülMye-luıkuk-efiltim
Cemaatin muazzam bir hiyerar-
şik yapısı vardır ve Türkiye'de
askerden sonra en iyi teşkilat-
lanmış örgüttür. Gülen'e göre
askeriye, mülkıye-hukuk ve eği-
tim, teşkilatlanması gereken ilk
üç kurumdur. Üst düzey bürok-
ratlarla ilişkikr kurmak, Içişle-
ri ve polis teşkilatına sızmak ce-
maatin vizyonu içindedir.
Calatasaray Kulübü s-
por dünyasını bıle ıhmal etme-
yen cemaat, özellikle Galatasa-
ray Futbol Kulübü'ndeki akti-
viteleri ile biliniyor. Boğaziçi,
ODTÜ ve Bilkent gibi üniversi-
telerde örgütün fakülte düzeyin-
de yapılanması güçlü değildir.
Fakat bu üniversitelerde asistan
veya doktora çalışması yapan
cemaat mensuplan mevcuttur.
25 mllyar dolariık güç
Muazzam bir finansal güçleri
vardır. 50 milyar dolara ulaşan
Islami sermayenin yüzde 50'si-
nin Gülen cemaatinın destekle-
yicilerine ait olduğu değerlendi-
rilmektedir. Türk cumhuriyetle-
rinin işpotansiyelinde en büyük
pay onlanndır. Anadolu Kap-
lanlan denilen yerli girişimcile-
rin önemli bir kısmı Fethullah-
çılan destekler. Zaman gazete-
si, Samanyolu TV, Sızınn, Yeni
Ümit dergileri gibi 14 dergi, 25
radyo medya konusundaki te-
şebbüslerindendir.
Maskeleri hoşflöru Ya-
km geçmişte Refah Partisi ve
yandaşlannın uğradığı akıbet-
ten ders alarak radikal davran-
manın ne zararlar getirdığını
görmüş ve hoşgörü felsefe ve
politıkasını cemaatin amblemi
olarak lanse etmişlerdir.
Vural Savaş'ın 'trtica ve Bölücülüğe Karşı Militan Demokrasi' adlı kitabı yayımlandı
'Aydın ihaneti ile karşılaştık'ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısı Vural Savaş'ın, "tr-
tica ve Bölücülüğe Karşı Militan
Demokrasi" adlı kitabı yayım-
landı. Kıtabını "vatana ihanet"
belgeseli olarak nıteleyen Sa-
vaş, "Tarihinde hiçbir ulus. bu
derece dışa bağunü, geniş kap-
samh bir 'aydın ihaneti' Ue kar-
şıluırşıyakahnamtsnr.Kitabun-
la bu ihanette rol alan aktörlerin
maskeJerini düşürebildim saıu-
yorum" dedı. Savaş'ın, Bilgi
Yayınevi tarafından yayımlanan
kitabında, konuşmalan, notlan,
belgeler, RP ve FP davalan, Re-
cepTayyip Erdoğao hakkındaki
tebliğname \e Ordınaryüs Prof.
Dr. Sulhi Dönmezer'in bir bildı-
risi yer ahyor.
Savaş, kitabm önsözünde,
hoşgörünün "çefişkffi
1
" bir kav-
ram olduğuna işaret ederek
tt
St-
nırsız hoşgörü, hoşgörüyü orta-
dan kaldınr. Hoşgörü sahibi ol-
mayanlara hoşgörü gösterilme-
si, hoşgörülü bir toplumun da-
yatmacılara karşı savunmasız
bırakılması, hoşgörüsüvle bir-
Hkte, hoşgörülü kişinin kendisi-
ni de yok eder" dıyor. Savaş,
okurlanna da "Kitabın tümünü
okumak sabnm gösterirseniz;
laiklik, terörie mücadele, cum-
huriyetimizi yıkmaya çahşan ör-
gfitler, din, vicdan. düşünce öz-
gürlüğü konulannda pek çok
fikrinizi değiştireceğinize inanı-
yorum" diye seslenıyor.
Nâzrnı Hikmef ın "Kitap rüz-
gâr ohıp/Perdeyi kaldırmab-
dır/Kitap, kanber tayı olup Şah
tsmaiTin/Seni devlerin üzerine
saldırtmaluhr" dızelenne yer
veren Savaş, "Ben de perdeyi
kaküran bir kitap hazuîamaya
çahşüm. Becerebildiysem ne
murhı bana!" diyor. Vural Sa-
vaş, sorulanmız üzerine, sahip-
siz kalan cumhuriyetlerin varlı-
ğını sürdüremeyeceklerine dik-
kat çekti. Aydınlanma devrimi-
ni yaratamn "kttap" olduğuna
işaret eden Savaş, şu görüşleri
dıle getirdi: "Medya,sözdebflim
adamlan, ikinci cumhuriyetçi-
ler halkımızı ve avdınlanmm
gerçeği göremez hak getirdi.
Cezaevlerindeki koşullann düzeltilmesini istediler
Açlıkgrevisona erditstanbul Haber Servisi - Tutuklu ve hüküm-
lü yakınlarmın Fripicezaevi uygulamasını pro-
testo etmek amacıyla CHP Beyoğlu ilçe mer-
kezinde başlattıklan açhk grevi sona erdi. Tu-
tuklu ve hükümlü yakınlan, öncekı gün saat
16.00 sıralannda CHP Beyoğlu ilçe merkezi-
ne giderek açlık grevine başlamıştı. Tutuklu
yakınlan ile parti yetkılileri ve güvenlik güç-
leri arasında yapılan görüşmelerden sonra po-
lisin gözaltma almayacaklanna dair söz verme-
si üzerine 1 'i erkek 8'ı kadın toplam 9 kişi aç-
lık grevini bitirdi.
Parti binası önünde açıklama yapmak iste-
yen tutuklu yakmlanna polis izin vermedi. Tu-
tuklu ve hükümlü yakınlan, Tutuklu ve Hü-
kümlü Aileleri Yardımlaşma Derneği (TA-
YAD) imzah büdirileri basma dağıttıktan son-
ra parti binasından uzaklaşülar. Tutuklu yakm-
Ian dağıttıklan bildiride, Burdur Cezaevi "nde
tutuklulara "Mahkemevegttmedildern gerek-
çesiyle işkence yapıldıgını savundular. Tutuk-
lu Yakınlan Birliği (TUYAB) üyesi tutuklu ya-
kınlan ise tnsan Haklan Derneği tstanbul Şu-
besi'nde yaptıklan açıklamada, hücre tıpi ce-
zaevlerini protesto ettiler.
ÎHD Genel Başkan Yardımcısı ve sanatçı
Suavi de Burdur Cezaevi'nde bir tutuklunun
kopan kolunun köpek ağzında bulunmasnu
"vJAşet" olarak niteledi. Kırklareli Ceza-
evi'nde sürdürülen açlık grevinin 59. gününe
geldiğini hanriatan Suavi, cezaevierinın koşul-
lannın düzeltihnesi gerektiğini söyledi.
Başka bir deyişle aptala çevirdi-
ler. Hepimiz aydınlanma ihtiya-
cındayız. Yasâlanmız bu çapta
ihanetle başa çıkmaya \eterii de-
ğfl, ben kitaplara çok güveniyo-
rum.
Kitap daha basılmadan çok
sayıda istek geldiğini ve birinci
baskısının tükendiğini bildiren
Savaş, ikinci baskının da birin-
cisi ile birlikte yapılmak zorun-
luluğunun doğduğunu kaydetti.
Kitabında, çeşitli rapor, makale
ve kitaplardan alıntılar yapan
Savaş, aynca Federal Alman-
ya'nın 13 yıl başsavcıhğmı ya-
pan Prof. Dr. KurtRebmann'ın,
Marmara Üniversitesi ile Emni-
yet Genel Müdürlüğü'nün ge-
çen ay düzenlediği "Örgütlü
Suçla Mücadde" konferansın-
da yaptığı konuşmaya da yer
verdi. Rebmann, Alman yasa
koyucusunun Federal Başsavcı-
lığa ceza yasasmın 129/a mad-
desi kapsamındaki tüm terör
suçlan hakkında kapsamlı bir
merkezı soruşturma yetkisi ver-
mesinin kaçümaz olduğuna dik-
kat çekiyor. Rebmann, şu görüş-
leri savunuyor:
"Bu yedd bu alanda etkfli bir
cezai taldbaü garanti etmekte-
dir.Araşnrmalar tekdden koor-
dine edilmektedir. Merkezi bir
organ tarafindan yönetikn cezai
taldbaüarda elde edilen bflgile-
re her zaman ulaştlabflmektedir.
Eederal Başsavo, federal bölge-
deki bütün terör faaüyetieri ve
yaym yoluyla yapılan propagan-
dalar hakİunda kapsamlı ve ge-
nel bir bakış açısma sahiptir. Te-
rorizmin uhıslararası bağlantı-
lan açsmdan da taldbatyeddsi-
nin bir ekk toptanması olumhı
sonuçlar wrmiştir.''
Rebmann, PKK'nin Alman-
ya'daki yönetici kadrosunun (en
azından bölge yöneticileri dü-
zeyine kadar) artık terör değil,
129. maddeye göre bir suç örgü-
tünü oluşturduğunu ve işlediği
suçlann takibatını Federal Baş-
savcı'nm üstlendiğini anlaüyor.
Federal Başsavcılığın Metin
Kapian ve merkezi Köbı'de bu-
lunan halifelik devleti hareketi-
nin yönetici kadrosuna karşı so-
ruşturma açtığını, buna ilişkin
Düsseldorf Yüksek Eyalet
Mahkemesi'ndeki davanın da
halen sürdügünü bildiren Reb-
mann, ülkesindeki gelişmeyi
şöyle anlatıyor "Davanın konu-
sunu, Kapianvediger sanıldann
ferva ve dernek adına yaptıklan
konuşmalar ve açıklamalarda
organize bir şekilde yürfittûlde-
ri kampanya teşkfl etmektedir.
Bukampanyailehenûzismites-
ptt edflemomş bir Euntiğin Ber-
Kn'deikameteden bir 'halifelik'
karşıtmıkatletmesisağlanmtşve
böyleaide örgütün ikrye böiûn-
mesi önlenmJştirT
IRMIKIAYDEV ENGİN aengin@doruk.net tr
Kim, ne kadar farkında bilemiyorum;
gazetelerin, gazetecilerin elektronik
posta kutuları doldu, taşıyor. Burdur
Cezaevi'ndeki "prova"dan gelen ha-
berler artık "ürkütücülük" sınınnı aştı,
"dehşet"in ta kendisinden söz edilme-
si gerek. Tutuklu aileleri, örgütlülükle-
rini bir basamak yukan tırmandırdılar.
Ülkenin dört bir yanındaki hapishane-
lerden haberler akıyor. Terörie Müca-
dele Yasaa'ndan hükümlü ya da tutuk-
lu olanlann öncelikle konacağı F tipi
cezaevleri ile ilgili sessiz bir bekleyiş
değil, yürekleracıtan çığlıklar, haykınş-
lar yankılanıyor.
Fakslar, elektronik mektuplar, bül-
tenler, açıklamalar, paneller, bilgi not-
lan...
~'Ve medyada, televizyonundan ga-
zetesine kadar büyük medyada tıs
yok.
Son 89 yılın en sıcak günleri üstüne
aynlan gazetelerdeki yerin, televizyon-
lardaki saniyelerin onda biri, vazgeç-
tim, yüzde biri bile kaynayan cezaev-
leri sorununa aynlmıyor..
Sanki bir avuç (10 bin kadar) tutuk-
lu ve hükümlü ve onlann aileleri ve bir
elin parmaklan kadar gazeteci ile hu-
kukçu dışında ülkemizde böyle bir so-
run yok, böyle bir tartışma sünmüyor.
Dizkapağına Çivi Çakmak
Kimse haberim yoktu demesin, bü-
tün gazetelere, bütün gazetecilere Bur-
dur "provas/"nda olup bitenler iletildi.
Hem de birkaç kanaldan, birkaç kez.
Burdur Cezaevi'nden gelen haberler
arasından rasgele seçilmiş şu parag-
rafı okuyun lütfen:
"... Cemal Çakmak, Ulucanlarcan-
kınmından sağ kurtulanlardan. Ancak
bu saldında kafasına sıkılan birkurşun
hâlâ kafasında bulunmakta. Ayncaya-
pılan işkencede her iki dizkapağına çi-
vi çakılmış. Kafasına sıkılan kurşundan
sonra ölü diye bırakılmış, bir süre son-
ra sağ olduğu anlaşıtmış. Cemal Çak-
mak daha sonra, önce Yozgat'a, ardın-
dan da Burdur'a nakledildi. Bur-
dur'daki saldın ve muhtemelen saldı-
n sonrasındaki işkence sırasında heri-
kibacağında, birkolunda, birkaburga
kemiğinde önemli derecede kınklar
oluştu ve şimdi de Bursa Cezaevi'ne
nakledildi. Şimdi orada..." Ne dersi-
niz?
Bastıran bogucu sıcaklan mı konu-
şalım, yoksa Cemal Çakmak'ı mı?
"Ulucanlar'da heriki dizkapağına çi-
vi çakılmış..." cümleciğini okurken si-
zi basan boğuntu, bu temmuz sıcak-
lanndan daha yakıcı değil mi?
Yoksa bu bir yalan mı?
işte Cemal Çakmak, işte bu ülkenin
Adalet Bakanlığı, işte bu ülkenin Ceza
ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü, işte
bu ülkenin yargıçlan, hekimleri, savcı-
lan, işte bu ülkenin yasalan, anayasa-
sı ve işte bu ülkenin medyası...
Cemal Çakmak şu anda Bursa Ce-
zaevi'nde. Çıkann kameralann karşısı-
na onu, Ulucanlar'ı anlatsın.
Çıkann onu bu ülkenin namuslu he-
kimlerinin karşısına, örneğin Türk Ta-
bipler Biriiği'nden bir kurulun önüne,
dizkapaklarına bakılsın; kafatasında
kurşun yarası, kafasında mermi çekir-
deği var mı, yok mu anlaşılsın.
Adalet Bakanlığı, F tipi cezaevleri üs-
tüne yazan gazeteciler hakkında sav-
cılan harekete geçireceğine, saydam-
lığı seçsin.
İşte Cemal Çakmak, orada; Bursa
Cezaevi'nde.
•••
Bu köşede okuyucuyu bıktırmacası-
na beş gün üst üste F tipi cezaevleri
üstüne yazıtdı. Daha da yazılacak.
0 yazılarda ısrarta, inatla vurgulan-
dı: Tartışmanın "Ftipidenenoda-hüc-
re sistemi mi yoksa koğuş sistemi mi'
makasına kilitlenmesi bir tuzaktır. Tu-
tuklu ve hükümlü yurttaşlann, evet,
suçlan ve eylemleri ne olursa olsun
"yurttaşlann", can güvenliği hukuksal
güvenceye, kamuoyu denetimine ka-
vuşturulmadığı sürece, F tipi olsa ne
yazar, koğuş olsa ne yazar?
Ulucanlar'da koğuş sistemi vardı; on
kişi öldürüldü. öldürülenlerin iki, üç ka-
tı kadar sakat ve yaralı var. Kimileri ölü-
mü soluyor.
Bu yazıda anılan Cemal Çakmak bir
ömek. Sadece bir örnek. Daha orriar-
ca Cemal Çakmak ömeğini hemen,
burada, bilgisayann bellegine girerek
sıralayabiliriz. Sadık Türk, Veli Sacı-
lık, Birsen Erdoğan Dumanlı...
Daha sayalım mı?
•••
Acep bu yazıya bir yankı gelir mi der-
siniz? Acep "dizkapaklanna çakıtan çi-
viler")n Türk Ceza Yasası'nın cezalann
infazına ilişkin hükümlerinin hangi
maddesinde yazılı olduğunu birileri
bize açıklayabilir mi ?
POLtTtKA GÜNLÜĞÜ
KuzeyKins...
Kuzey Kıbns'ta polis örgütünün Içişleri Bakan-
lığı'na bağlanıp bağlanmaması tartışması yeni
değil...
Bu taıtşma yıllardır sürüyor...
12 Aralık 1993'te iktidara gelen ve halen Rauf
Denktaş'ın oğlu Serdar Denktaş'ın genel baş-
kanı olduğu Demo*rat Parti (DP) ile Cumhuriyet-
çi Türk Parti (CTP koalisyon programında poli-
sin Içişleri Bakanlıği'na bağlanması öngörülüyor-
du...
Tarbşma yedi yıl önced e
bugünkü gibi yoğyn-
luk kazanmıştı. Sonunda CTP Genel Başkanı Öz-
ker Özgür "Davul bende, tokmak başkasında
olmaz" diyerek başbakan yardımcılığı görevin-
den istifaetti...
Peki, Güney Kıbns'ta durum nasıl?
Rum Milli Muhafız Ordusu, Yunanlı General ta-
rafından yönetilryon ancak polis örgûtü Içişle-
ri Bakanlığı'na bağlı, yani siyasi erkin elinde...
Kuzey Kıbns'ta polis ve itfaiye Güvenlik Kuv-
vetleri Komutanlığrna (GKK) bağlı ve Tuğgeneral
AJi Nihat Özeyranı tarafından yönetiliyor...
Şimdi iktidarda Ulusal Birlik Partisi (UBP) ile
sosyal demokrat çizgtdeki Toplumcu Kurtuluş
Parti (TKP) bulunuyor; Ocak 1999'dan bu yana
polis örgütünün Içişleri Bakanlığı'na bağlanıp
bağlanmayacağı tartışılıyor...
Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı hükümetin gö-
rüşüne şu gerekçeyle karşı çıkıyor:
"Kıbns'ta henüzateşkes var; bu nedenle polis
Içişleri Bakanlığı'na bağlanamaz..."
Hükümet bu görüşe şu soruyu yönettiyor.
"O zaman ben devleti nasılyönetirim!.."
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mus-
tafa Akıncı, birkaç kez Güvenlik Kuvvetleri Ko-
mutanı'nı eleştirdi...
önceki gün de Akıncı şu açıklamayı yaptı:
"Itfaiyemizi bile yönetemiyoruz, devleti nasıl
yöneteceğiz..."
•••
Kuzey Kıbns'ta halk bunalmış...
Bir yanda iceride siyasetçi, öte yanda Türki-
ye'nin uygulamaları halkı canından bezdirmiş...
Yatınm yok, üretım yok!..
Kiminle karşılaşsan ya memur ya da emekli
memur!..
Yaşam bir yıl öncesine göre daha da zorlaş-
mış...
Uç ay önce (nisan) Magosa'da karşılaştığım
dostlar bana şu yorumu yapmışlardı:
"Anasına bak, yavrusunu tanırsın!.."
Türkiye'de 1950'den beri devlet erkini kuşatan
'gerici-faşisf yapılanma ve tarikatlann siyaset-
teki egemenliği Kuzey Kıbns'a taşınmış...
Kuzey Kıbns'ta her şey Türkiye'de olduğu gibi
'partizanlığa' dönüşmüş, tüm ilişkiler parti çıkar-
lanyla bütünleşmiş...
Güney Kıbns Rum kesiminde polis örgütü Içiş-
leri Bakanlığı'na bağlı, ama orası partizanlıktan
anndınlmış...
Kuzey Kıbns'ta ise miltetvekili seçimleri önce-
si T rüşveti dağıtılır...
Nedir T rüşveti?
Elli tane taksi izni mi gerekiyor, bu sayı beş
yüze çıkanlıyor...
Beş yıl öncesine dek Kuzey Kıbns'ta kimse si-
lah taşımıyordu, şimdi ise on bine yakın kişinin si-
lahtaşıma izni var!..
Polis örgütünün Içişleri Bakanlığı'na bağlan-
masını isteyenler bile, bugün şu soruya yanıt an-
yortar
"Partizanlık polis örgütüne sıçrarsa başımıza
neler gelir?"
• • •
Kuzey Kıbnsta yaşayanlar hem Türkiye'yi eleş-
tirsinler hem de kendilerini yönetenleri!..
Bugün Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti'nde kaç
banka var dersiniz?
Yetmiş kıyı bankası, otuz altı yerel banka!..
Amaç kara para aklamak değil mi?
Kuzey Kıbns'ta sorunlar zinciri uzayıp gidiyor...
Türkiye'den gelen yoğun göçün Kıbnslı Türk
kimliğini erittiği doğrudur!..
Kuzey Kıbnslı aydınlann, sosyalistterin, sosyal
demokratlann, demokratlann şöyle bir oturup
düşünmesi gerekir:
"7974 yılından beri Kuzey Kıbns'a doğru dü-
rvst bir sanayi kumlamaması, tanmın giderekyok
olması kimin suçudur? Salt Türkiye'nin mi?"
Bir dönem turizme sanlan Kuzey Kıbns'ta bu-
gün ekonomi çökmüştür...
Son günlerde yaygm kanı da şudur:
"Başkanlık sistemine geçilecek, teknokratlar
hükûmetikurulacak, IMF'nin Türkiye'de uygula-
dığı dayatmacı ekonomik politikalar Kıbns'ta da
geçehi olacak, memuriar enflasyon karşısında
ezilecek!"
Kuzey Kıbns'ın fotoğrafına çok iyi bakmak
gerekir...
Gerçeği görebilmek için!..
hikmet.cetinkaya@cumhuriyetcom.tr
Faks numaramız: 0212/51390 98
. kitap ku
- BASI
KIIİLAYOUYIVETARİMT
«
SAJKILI YIL1AR
" Utt
SAJU DA Büll^Tl IAM
DİNJARONUNUN KAZ1AM
m KADINUR SOKAĞI
2 BASI
PtİATMZMJ
S(V»ANIN AMESİ BELÜ DEĞİL
lîntYi'IIİII ŞfYTAN İC6ENİ
IZIERİN POYRAZ