25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 TEMMUZ 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Cemve Papandreu Makedonya'da • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dışişleri Bakanı Ismail Cem, Güneydoğu Avrupa ülkeleri işbirliği süreci dışişleri bakanlan toplantılannın 4.'süne katılmak üzere yann Makedonya'ya gidecek. Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu'nun da katüacağı toplantıda, iki ülke dışişleri bakanlannın ikili görûşmede bır araya gelerek son gelişmeleri değerlendirmeleri bekleniyor İki toplumun bir arada yaşaması mümfcün değfl' • LEFKOŞA(AA)- KKTC Cumhurbaşkanı Vekili ve Cumhuriyet Meclisı Başkanı Ertuğrul Hasipoğlu, Kıbns'ta bugünkü gerçeklerde, iki toplumun bir arada yaşamasının mümkün olmadığını söyledi. Hasipoğlu, Inönü şehitlerini anmak ıçin dün akşam düzenlenen törende yaptığı konuşmada, Türk ve Rum toplumunun iç içe yaşamasının mümkün olmadıgını belirtti. KKTC'de son günlerdeki geüşmelere işaret eden Hasipoğlu, bazı kesimlerin, sessiz çfoğunluğuh sesinin çıkmadığına aldandığım, halkın çok sılontılar çektiğini, ancak bir daha bunlann yaşanmayacağını söyledi. Bahçefievler katfiam • ANKARA (ANKA)- 'Bahçelievler katlianu' olarak bılinen ve Türkiye lşçi Partisi (TtP) üyesi 7 üniversite öğrencisinin 1978 yılında öldürülmesiyle ilgili dava Yargıtay 9'uncu Ceza Dairesi tarafından bozuldu. Ilk yargılaması Ankara 1 No'lu Sıkıyönetim Mahkemesi'nde yapılan ve sanıklan arasında Abdullah Çatlı'nın da bulunduğu davada Yargıtay, Ünal Osmanağaoğlu ve Bünyamin Adanah'ya verüen 7'şer kez idam cezasını esastan bozdu. Böylece Ankara 3'üncü AgırCeza Mahkemesi'nde yeniden yapılacak yargılamada bozma karanna uyulması durumunda her bir sanığa enaz28'eryılhapis cezası verilecek. Yerel mahkeme bozma karanna dırenırse davaya son noktayı, olaydan 23 yıl sonra Yargıtay Ceza Genel Kurulu koyacak. Fehriye Enlal • BRÜKSEL(AA)- Belçika'nın Bruges mahkemesi, Belçika'da 9 aydır tutuklu bulunan Ozdemir Sabancı'nın sanıklanndan Fehriye Erdal'ın tutukluluk süresini uzattı. Belçika hükümetince Türkiye'ye iadesi reddedilen Fehriye Erdal'ın avukatlan, Bruges mahkemesinin aldığı karara karşı temyiz _ rnahlcemesine başvurdular. Belçika îçışleri Bakanlığı Sözcüsü, bakanlığın, Erdal'ı Türkiye ile iade anlaşması bulunmayan bir ülkeye göndermeyi planladığını açıkladı. Çizerimiz Musa Kart yıHık izninin bir bölümünü kıtllanacağından çizgile- nne bır süre ara verecek. Jandarma Genel Komutanlığı'nın Gülen'e ilişkin raporu Savaş'ın kitabında En büyük engefleri askerANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Jandarma Genel Komu- tanlığı'nın Fethuilah Gülen'e ilişkinraporu,Yargıtay Cumhu- riyet Başsavcısı Vural Savaş'ın kitabıyla kamuoyuna ulaştı. Vu- ral Savaş'ın "Irtfca veBölücülü- ğe Karşı Mititan DemokrasT adlı kitabında yer verdiği, Jan- darma Genel Komutanlığı'nın "Hizbuilah TerörÖrgütü ve Di- ğerİrticaiFaaliyetler'' adlı rapo- runda şu bilgiler aktanlıyor: 'Altlll NeSİI1 Said Nursi, onlara göre imanı diriltmeyi sağlamıştır. tçinde bulunulan safha ise imanı hayata geçirme ve yaşama safhasıdır. "AranNe- sü" de iktıdan sağlayacaktır. Okullarda örgütlenme Cemaatin tüm çabası Türki- ye'deki siyasal ve ekonomik güç dengesınde söz sahibi olmak ve ranta ortaklıktır. Cemaat tek tip insan yetiştirme gayreti içinde- dir. Hedef kitle; ortaokulun son sınıfındakı ve lıselerdekı öğren- cilerdir. Ilk hedef büyümedir. Bunun da yolu okulların etra- fında örgütlenmeden geçer. Askerl okullarda glzli- Ilk Gençler cemaatin insan kay- nağını; esnaf ise lojistik ve pa- ra kaynağını oluşturur. Sanatçı- sından mühendisine kadar top- lumun her kesimini yetiştirme gayreti içindedirler. Harp okul- lan ve askeri liselere sokulacak çocuklar gizlilik içinde eğitılir. tzmir Maltepe Askeri Lise- si'nden 3, Balıkesir Astsubay Okulu'ndan 2 öğrencinın Işık evlerinde Nur eğitimi aldıklan, okulda dıkkat çekmemek için aptes yerine teyemmüm etmele- ri, namazı gözle kılmalan, oruç tutmamalan ıçın talımat aldık- lan, okul bitene dek bir şey bek- lenmediği tespıt edılmiştır. Üniverslteye hazırlık Eğitim, hukuk ve siyasal bilgi- ler fakültelerindeki teşkılatlan- maları çok üst düzeydedir. Üni- versiteye hazu-lık dershaneleri en verimli çalışan organlardır. Istanbul'da FEM dershaneleri, Izmir'de Akyazılı bunlara ör- nektir. Gülen'in ikamet ettiği yerlerden biri de Altunizade'de- kı FEM Dershanesi'dir. Okul ve dershanelerdeki eğitim seviyesi yüksektir. Kadrolannda işi para için değil, inandıklan için ya- pan birçok gönüllü vardır. 'Cemaatten çıkan ce- hennemllktir' Güienı ve cemaati tanıtan kasetlerde ve verilen vaazlarda sık sık yinele- nen temalar şunlardır: Türk in- sanı son yüzyılda Islamın özünden uzaklaşarak materyal ve ruhsal bağlamda geride kal- mıştır. Tann ınancuıdan uzak- laşmak bu dünyada mutsuzluk ve tatminsizliğı, öteki dünyada cehennem hayatını getinr. Türk ınsanmı bu hatadan kurtarmak görevı ise yeryüzünde bu cema- atin omuzlanna Tann tarafından verilmiştir. Yaşamın amacı, Tann'ya hizmettir. Cemaatin dı- şında bir hayat cehennemdir. Ve cemaatten çıkan da bir daha ıf- lah ohnaz ve cehennemliktir. MülMye-luıkuk-efiltim Cemaatin muazzam bir hiyerar- şik yapısı vardır ve Türkiye'de askerden sonra en iyi teşkilat- lanmış örgüttür. Gülen'e göre askeriye, mülkıye-hukuk ve eği- tim, teşkilatlanması gereken ilk üç kurumdur. Üst düzey bürok- ratlarla ilişkikr kurmak, Içişle- ri ve polis teşkilatına sızmak ce- maatin vizyonu içindedir. Calatasaray Kulübü s- por dünyasını bıle ıhmal etme- yen cemaat, özellikle Galatasa- ray Futbol Kulübü'ndeki akti- viteleri ile biliniyor. Boğaziçi, ODTÜ ve Bilkent gibi üniversi- telerde örgütün fakülte düzeyin- de yapılanması güçlü değildir. Fakat bu üniversitelerde asistan veya doktora çalışması yapan cemaat mensuplan mevcuttur. 25 mllyar dolariık güç Muazzam bir finansal güçleri vardır. 50 milyar dolara ulaşan Islami sermayenin yüzde 50'si- nin Gülen cemaatinın destekle- yicilerine ait olduğu değerlendi- rilmektedir. Türk cumhuriyetle- rinin işpotansiyelinde en büyük pay onlanndır. Anadolu Kap- lanlan denilen yerli girişimcile- rin önemli bir kısmı Fethullah- çılan destekler. Zaman gazete- si, Samanyolu TV, Sızınn, Yeni Ümit dergileri gibi 14 dergi, 25 radyo medya konusundaki te- şebbüslerindendir. Maskeleri hoşflöru Ya- km geçmişte Refah Partisi ve yandaşlannın uğradığı akıbet- ten ders alarak radikal davran- manın ne zararlar getirdığını görmüş ve hoşgörü felsefe ve politıkasını cemaatin amblemi olarak lanse etmişlerdir. Vural Savaş'ın 'trtica ve Bölücülüğe Karşı Militan Demokrasi' adlı kitabı yayımlandı 'Aydın ihaneti ile karşılaştık'ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş'ın, "tr- tica ve Bölücülüğe Karşı Militan Demokrasi" adlı kitabı yayım- landı. Kıtabını "vatana ihanet" belgeseli olarak nıteleyen Sa- vaş, "Tarihinde hiçbir ulus. bu derece dışa bağunü, geniş kap- samh bir 'aydın ihaneti' Ue kar- şıluırşıyakahnamtsnr.Kitabun- la bu ihanette rol alan aktörlerin maskeJerini düşürebildim saıu- yorum" dedı. Savaş'ın, Bilgi Yayınevi tarafından yayımlanan kitabında, konuşmalan, notlan, belgeler, RP ve FP davalan, Re- cepTayyip Erdoğao hakkındaki tebliğname \e Ordınaryüs Prof. Dr. Sulhi Dönmezer'in bir bildı- risi yer ahyor. Savaş, kitabm önsözünde, hoşgörünün "çefişkffi 1 " bir kav- ram olduğuna işaret ederek tt St- nırsız hoşgörü, hoşgörüyü orta- dan kaldınr. Hoşgörü sahibi ol- mayanlara hoşgörü gösterilme- si, hoşgörülü bir toplumun da- yatmacılara karşı savunmasız bırakılması, hoşgörüsüvle bir- Hkte, hoşgörülü kişinin kendisi- ni de yok eder" dıyor. Savaş, okurlanna da "Kitabın tümünü okumak sabnm gösterirseniz; laiklik, terörie mücadele, cum- huriyetimizi yıkmaya çahşan ör- gfitler, din, vicdan. düşünce öz- gürlüğü konulannda pek çok fikrinizi değiştireceğinize inanı- yorum" diye seslenıyor. Nâzrnı Hikmef ın "Kitap rüz- gâr ohıp/Perdeyi kaldırmab- dır/Kitap, kanber tayı olup Şah tsmaiTin/Seni devlerin üzerine saldırtmaluhr" dızelenne yer veren Savaş, "Ben de perdeyi kaküran bir kitap hazuîamaya çahşüm. Becerebildiysem ne murhı bana!" diyor. Vural Sa- vaş, sorulanmız üzerine, sahip- siz kalan cumhuriyetlerin varlı- ğını sürdüremeyeceklerine dik- kat çekti. Aydınlanma devrimi- ni yaratamn "kttap" olduğuna işaret eden Savaş, şu görüşleri dıle getirdi: "Medya,sözdebflim adamlan, ikinci cumhuriyetçi- ler halkımızı ve avdınlanmm gerçeği göremez hak getirdi. Cezaevlerindeki koşullann düzeltilmesini istediler Açlıkgrevisona erditstanbul Haber Servisi - Tutuklu ve hüküm- lü yakınlarmın Fripicezaevi uygulamasını pro- testo etmek amacıyla CHP Beyoğlu ilçe mer- kezinde başlattıklan açhk grevi sona erdi. Tu- tuklu ve hükümlü yakınlan, öncekı gün saat 16.00 sıralannda CHP Beyoğlu ilçe merkezi- ne giderek açlık grevine başlamıştı. Tutuklu yakınlan ile parti yetkılileri ve güvenlik güç- leri arasında yapılan görüşmelerden sonra po- lisin gözaltma almayacaklanna dair söz verme- si üzerine 1 'i erkek 8'ı kadın toplam 9 kişi aç- lık grevini bitirdi. Parti binası önünde açıklama yapmak iste- yen tutuklu yakmlanna polis izin vermedi. Tu- tuklu ve hükümlü yakınlan, Tutuklu ve Hü- kümlü Aileleri Yardımlaşma Derneği (TA- YAD) imzah büdirileri basma dağıttıktan son- ra parti binasından uzaklaşülar. Tutuklu yakm- Ian dağıttıklan bildiride, Burdur Cezaevi "nde tutuklulara "Mahkemevegttmedildern gerek- çesiyle işkence yapıldıgını savundular. Tutuk- lu Yakınlan Birliği (TUYAB) üyesi tutuklu ya- kınlan ise tnsan Haklan Derneği tstanbul Şu- besi'nde yaptıklan açıklamada, hücre tıpi ce- zaevlerini protesto ettiler. ÎHD Genel Başkan Yardımcısı ve sanatçı Suavi de Burdur Cezaevi'nde bir tutuklunun kopan kolunun köpek ağzında bulunmasnu "vJAşet" olarak niteledi. Kırklareli Ceza- evi'nde sürdürülen açlık grevinin 59. gününe geldiğini hanriatan Suavi, cezaevierinın koşul- lannın düzeltihnesi gerektiğini söyledi. Başka bir deyişle aptala çevirdi- ler. Hepimiz aydınlanma ihtiya- cındayız. Yasâlanmız bu çapta ihanetle başa çıkmaya \eterii de- ğfl, ben kitaplara çok güveniyo- rum. Kitap daha basılmadan çok sayıda istek geldiğini ve birinci baskısının tükendiğini bildiren Savaş, ikinci baskının da birin- cisi ile birlikte yapılmak zorun- luluğunun doğduğunu kaydetti. Kitabında, çeşitli rapor, makale ve kitaplardan alıntılar yapan Savaş, aynca Federal Alman- ya'nın 13 yıl başsavcıhğmı ya- pan Prof. Dr. KurtRebmann'ın, Marmara Üniversitesi ile Emni- yet Genel Müdürlüğü'nün ge- çen ay düzenlediği "Örgütlü Suçla Mücadde" konferansın- da yaptığı konuşmaya da yer verdi. Rebmann, Alman yasa koyucusunun Federal Başsavcı- lığa ceza yasasmın 129/a mad- desi kapsamındaki tüm terör suçlan hakkında kapsamlı bir merkezı soruşturma yetkisi ver- mesinin kaçümaz olduğuna dik- kat çekiyor. Rebmann, şu görüş- leri savunuyor: "Bu yedd bu alanda etkfli bir cezai taldbaü garanti etmekte- dir.Araşnrmalar tekdden koor- dine edilmektedir. Merkezi bir organ tarafindan yönetikn cezai taldbaüarda elde edilen bflgile- re her zaman ulaştlabflmektedir. Eederal Başsavo, federal bölge- deki bütün terör faaüyetieri ve yaym yoluyla yapılan propagan- dalar hakİunda kapsamlı ve ge- nel bir bakış açısma sahiptir. Te- rorizmin uhıslararası bağlantı- lan açsmdan da taldbatyeddsi- nin bir ekk toptanması olumhı sonuçlar wrmiştir.'' Rebmann, PKK'nin Alman- ya'daki yönetici kadrosunun (en azından bölge yöneticileri dü- zeyine kadar) artık terör değil, 129. maddeye göre bir suç örgü- tünü oluşturduğunu ve işlediği suçlann takibatını Federal Baş- savcı'nm üstlendiğini anlaüyor. Federal Başsavcılığın Metin Kapian ve merkezi Köbı'de bu- lunan halifelik devleti hareketi- nin yönetici kadrosuna karşı so- ruşturma açtığını, buna ilişkin Düsseldorf Yüksek Eyalet Mahkemesi'ndeki davanın da halen sürdügünü bildiren Reb- mann, ülkesindeki gelişmeyi şöyle anlatıyor "Davanın konu- sunu, Kapianvediger sanıldann ferva ve dernek adına yaptıklan konuşmalar ve açıklamalarda organize bir şekilde yürfittûlde- ri kampanya teşkfl etmektedir. Bukampanyailehenûzismites- ptt edflemomş bir Euntiğin Ber- Kn'deikameteden bir 'halifelik' karşıtmıkatletmesisağlanmtşve böyleaide örgütün ikrye böiûn- mesi önlenmJştirT IRMIKIAYDEV ENGİN aengin@doruk.net tr Kim, ne kadar farkında bilemiyorum; gazetelerin, gazetecilerin elektronik posta kutuları doldu, taşıyor. Burdur Cezaevi'ndeki "prova"dan gelen ha- berler artık "ürkütücülük" sınınnı aştı, "dehşet"in ta kendisinden söz edilme- si gerek. Tutuklu aileleri, örgütlülükle- rini bir basamak yukan tırmandırdılar. Ülkenin dört bir yanındaki hapishane- lerden haberler akıyor. Terörie Müca- dele Yasaa'ndan hükümlü ya da tutuk- lu olanlann öncelikle konacağı F tipi cezaevleri ile ilgili sessiz bir bekleyiş değil, yürekleracıtan çığlıklar, haykınş- lar yankılanıyor. Fakslar, elektronik mektuplar, bül- tenler, açıklamalar, paneller, bilgi not- lan... ~'Ve medyada, televizyonundan ga- zetesine kadar büyük medyada tıs yok. Son 89 yılın en sıcak günleri üstüne aynlan gazetelerdeki yerin, televizyon- lardaki saniyelerin onda biri, vazgeç- tim, yüzde biri bile kaynayan cezaev- leri sorununa aynlmıyor.. Sanki bir avuç (10 bin kadar) tutuk- lu ve hükümlü ve onlann aileleri ve bir elin parmaklan kadar gazeteci ile hu- kukçu dışında ülkemizde böyle bir so- run yok, böyle bir tartışma sünmüyor. Dizkapağına Çivi Çakmak Kimse haberim yoktu demesin, bü- tün gazetelere, bütün gazetecilere Bur- dur "provas/"nda olup bitenler iletildi. Hem de birkaç kanaldan, birkaç kez. Burdur Cezaevi'nden gelen haberler arasından rasgele seçilmiş şu parag- rafı okuyun lütfen: "... Cemal Çakmak, Ulucanlarcan- kınmından sağ kurtulanlardan. Ancak bu saldında kafasına sıkılan birkurşun hâlâ kafasında bulunmakta. Ayncaya- pılan işkencede her iki dizkapağına çi- vi çakılmış. Kafasına sıkılan kurşundan sonra ölü diye bırakılmış, bir süre son- ra sağ olduğu anlaşıtmış. Cemal Çak- mak daha sonra, önce Yozgat'a, ardın- dan da Burdur'a nakledildi. Bur- dur'daki saldın ve muhtemelen saldı- n sonrasındaki işkence sırasında heri- kibacağında, birkolunda, birkaburga kemiğinde önemli derecede kınklar oluştu ve şimdi de Bursa Cezaevi'ne nakledildi. Şimdi orada..." Ne dersi- niz? Bastıran bogucu sıcaklan mı konu- şalım, yoksa Cemal Çakmak'ı mı? "Ulucanlar'da heriki dizkapağına çi- vi çakılmış..." cümleciğini okurken si- zi basan boğuntu, bu temmuz sıcak- lanndan daha yakıcı değil mi? Yoksa bu bir yalan mı? işte Cemal Çakmak, işte bu ülkenin Adalet Bakanlığı, işte bu ülkenin Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü, işte bu ülkenin yargıçlan, hekimleri, savcı- lan, işte bu ülkenin yasalan, anayasa- sı ve işte bu ülkenin medyası... Cemal Çakmak şu anda Bursa Ce- zaevi'nde. Çıkann kameralann karşısı- na onu, Ulucanlar'ı anlatsın. Çıkann onu bu ülkenin namuslu he- kimlerinin karşısına, örneğin Türk Ta- bipler Biriiği'nden bir kurulun önüne, dizkapaklarına bakılsın; kafatasında kurşun yarası, kafasında mermi çekir- deği var mı, yok mu anlaşılsın. Adalet Bakanlığı, F tipi cezaevleri üs- tüne yazan gazeteciler hakkında sav- cılan harekete geçireceğine, saydam- lığı seçsin. İşte Cemal Çakmak, orada; Bursa Cezaevi'nde. ••• Bu köşede okuyucuyu bıktırmacası- na beş gün üst üste F tipi cezaevleri üstüne yazıtdı. Daha da yazılacak. 0 yazılarda ısrarta, inatla vurgulan- dı: Tartışmanın "Ftipidenenoda-hüc- re sistemi mi yoksa koğuş sistemi mi' makasına kilitlenmesi bir tuzaktır. Tu- tuklu ve hükümlü yurttaşlann, evet, suçlan ve eylemleri ne olursa olsun "yurttaşlann", can güvenliği hukuksal güvenceye, kamuoyu denetimine ka- vuşturulmadığı sürece, F tipi olsa ne yazar, koğuş olsa ne yazar? Ulucanlar'da koğuş sistemi vardı; on kişi öldürüldü. öldürülenlerin iki, üç ka- tı kadar sakat ve yaralı var. Kimileri ölü- mü soluyor. Bu yazıda anılan Cemal Çakmak bir ömek. Sadece bir örnek. Daha orriar- ca Cemal Çakmak ömeğini hemen, burada, bilgisayann bellegine girerek sıralayabiliriz. Sadık Türk, Veli Sacı- lık, Birsen Erdoğan Dumanlı... Daha sayalım mı? ••• Acep bu yazıya bir yankı gelir mi der- siniz? Acep "dizkapaklanna çakıtan çi- viler")n Türk Ceza Yasası'nın cezalann infazına ilişkin hükümlerinin hangi maddesinde yazılı olduğunu birileri bize açıklayabilir mi ? POLtTtKA GÜNLÜĞÜ KuzeyKins... Kuzey Kıbns'ta polis örgütünün Içişleri Bakan- lığı'na bağlanıp bağlanmaması tartışması yeni değil... Bu taıtşma yıllardır sürüyor... 12 Aralık 1993'te iktidara gelen ve halen Rauf Denktaş'ın oğlu Serdar Denktaş'ın genel baş- kanı olduğu Demo*rat Parti (DP) ile Cumhuriyet- çi Türk Parti (CTP koalisyon programında poli- sin Içişleri Bakanlıği'na bağlanması öngörülüyor- du... Tarbşma yedi yıl önced e bugünkü gibi yoğyn- luk kazanmıştı. Sonunda CTP Genel Başkanı Öz- ker Özgür "Davul bende, tokmak başkasında olmaz" diyerek başbakan yardımcılığı görevin- den istifaetti... Peki, Güney Kıbns'ta durum nasıl? Rum Milli Muhafız Ordusu, Yunanlı General ta- rafından yönetilryon ancak polis örgûtü Içişle- ri Bakanlığı'na bağlı, yani siyasi erkin elinde... Kuzey Kıbns'ta polis ve itfaiye Güvenlik Kuv- vetleri Komutanlığrna (GKK) bağlı ve Tuğgeneral AJi Nihat Özeyranı tarafından yönetiliyor... Şimdi iktidarda Ulusal Birlik Partisi (UBP) ile sosyal demokrat çizgtdeki Toplumcu Kurtuluş Parti (TKP) bulunuyor; Ocak 1999'dan bu yana polis örgütünün Içişleri Bakanlığı'na bağlanıp bağlanmayacağı tartışılıyor... Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı hükümetin gö- rüşüne şu gerekçeyle karşı çıkıyor: "Kıbns'ta henüzateşkes var; bu nedenle polis Içişleri Bakanlığı'na bağlanamaz..." Hükümet bu görüşe şu soruyu yönettiyor. "O zaman ben devleti nasılyönetirim!.." Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mus- tafa Akıncı, birkaç kez Güvenlik Kuvvetleri Ko- mutanı'nı eleştirdi... önceki gün de Akıncı şu açıklamayı yaptı: "Itfaiyemizi bile yönetemiyoruz, devleti nasıl yöneteceğiz..." ••• Kuzey Kıbns'ta halk bunalmış... Bir yanda iceride siyasetçi, öte yanda Türki- ye'nin uygulamaları halkı canından bezdirmiş... Yatınm yok, üretım yok!.. Kiminle karşılaşsan ya memur ya da emekli memur!.. Yaşam bir yıl öncesine göre daha da zorlaş- mış... Uç ay önce (nisan) Magosa'da karşılaştığım dostlar bana şu yorumu yapmışlardı: "Anasına bak, yavrusunu tanırsın!.." Türkiye'de 1950'den beri devlet erkini kuşatan 'gerici-faşisf yapılanma ve tarikatlann siyaset- teki egemenliği Kuzey Kıbns'a taşınmış... Kuzey Kıbns'ta her şey Türkiye'de olduğu gibi 'partizanlığa' dönüşmüş, tüm ilişkiler parti çıkar- lanyla bütünleşmiş... Güney Kıbns Rum kesiminde polis örgütü Içiş- leri Bakanlığı'na bağlı, ama orası partizanlıktan anndınlmış... Kuzey Kıbns'ta ise miltetvekili seçimleri önce- si T rüşveti dağıtılır... Nedir T rüşveti? Elli tane taksi izni mi gerekiyor, bu sayı beş yüze çıkanlıyor... Beş yıl öncesine dek Kuzey Kıbns'ta kimse si- lah taşımıyordu, şimdi ise on bine yakın kişinin si- lahtaşıma izni var!.. Polis örgütünün Içişleri Bakanlığı'na bağlan- masını isteyenler bile, bugün şu soruya yanıt an- yortar "Partizanlık polis örgütüne sıçrarsa başımıza neler gelir?" • • • Kuzey Kıbnsta yaşayanlar hem Türkiye'yi eleş- tirsinler hem de kendilerini yönetenleri!.. Bugün Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti'nde kaç banka var dersiniz? Yetmiş kıyı bankası, otuz altı yerel banka!.. Amaç kara para aklamak değil mi? Kuzey Kıbns'ta sorunlar zinciri uzayıp gidiyor... Türkiye'den gelen yoğun göçün Kıbnslı Türk kimliğini erittiği doğrudur!.. Kuzey Kıbnslı aydınlann, sosyalistterin, sosyal demokratlann, demokratlann şöyle bir oturup düşünmesi gerekir: "7974 yılından beri Kuzey Kıbns'a doğru dü- rvst bir sanayi kumlamaması, tanmın giderekyok olması kimin suçudur? Salt Türkiye'nin mi?" Bir dönem turizme sanlan Kuzey Kıbns'ta bu- gün ekonomi çökmüştür... Son günlerde yaygm kanı da şudur: "Başkanlık sistemine geçilecek, teknokratlar hükûmetikurulacak, IMF'nin Türkiye'de uygula- dığı dayatmacı ekonomik politikalar Kıbns'ta da geçehi olacak, memuriar enflasyon karşısında ezilecek!" Kuzey Kıbns'ın fotoğrafına çok iyi bakmak gerekir... Gerçeği görebilmek için!.. hikmet.cetinkaya@cumhuriyetcom.tr Faks numaramız: 0212/51390 98 . kitap ku - BASI KIIİLAYOUYIVETARİMT « SAJKILI YIL1AR " Utt SAJU DA Büll^Tl IAM DİNJARONUNUN KAZ1AM m KADINUR SOKAĞI 2 BASI PtİATMZMJ S(V»ANIN AMESİ BELÜ DEĞİL lîntYi'IIİII ŞfYTAN İC6ENİ IZIERİN POYRAZ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle