23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 TEMMUZ 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 17 Apollon Tapmağı Antalya'nın arrtik ve turistik j| beldelerinden Side'de belediye başkanı geçen pazar evlendi... Seçim çalışmalan sırasında tanıştğı Manavgat'taki yerel televizyon muhabiri Derya Göbül ile dünya evine giren Side'nin ANAP'lı Belediye Başkanı Abdülkadir Uçar'ın nikâhı Side Apollon Tapınağı'nda kıyıldı ve nikâh kokteyli restorasyonu süren antik tapınakta verildi... Tabii ki, eski eserierin korunmasından sorumlu yetkili makamlann onayı ile... Bundan böyle kına gecesi, söz, nişan, düğün, doğum günü, sünnet gibi mırtJu günleriniz için kazı başkanlığı ya da koruma kurulundan Side'deki Apollon Tapınağı'nı kiralayabilirsiniz! Antalya uzak diyorsanız, bulunduğunuz yere yakın mutlaka bir mekân vardır; oranın yetkililerine başvurusunuz... Dionysos Tapınağı, Artemis Tapınağı, Athena Tapınağı, Zeus AJtan, Asklepion, Aphrodisias, Mausolleion ve saire. Elektronik posta: someposta.cumhuriyetcom.tr Tel: 0412.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Sıcaktan, kamu daireleri tatil edilmiş... "Buaün ait. havalar soğuvunca oell» apımı süren F tipi cezaevlerine ilişkin E tipi cezaevlerinden gelen mektuplardan: "Solcu- lan aftan yararlanmasın diye terör yasalan- na göre yargılıyorlar, sağcılan da adli mah- kûm saymak için adi suç yasalanna tabi tutuyorlar ki, aflardan yararlansınlar. Yargısız infazdan kurtulmuş ve ellerine geçmiş solculan idam edemedikleri için bu hüc- relere atıp yavaş yavaş ölüme terk edecekler." Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, umanz bu ko- nuda bir açıklama yapar. Mektuplardan: "Evet hücrelertabutluktur. Insanlann diri diri meza- ra gömülmesidir. O çok övdüğünüz ve bilmem kaç yıl- dızlı otel tanımlaması ne yazık ki birçoğumuza mezar olacaktır. Mesele, bunlann iki kişilik, altı kişilik olma- sı değildir. Örneğin Kartal, Eskişehirtabutluklan dasi- zin tarif ettiğiniz biçimdedir ve buralarda çetecilere ero- in tepsi içinde sunuluyor. Cep telefonlan, el bomba- lan dahi girmekte. Ne de olsa onlar Susurluk devle- F-3 tinin kahramanlandır. Hücreler bizim için ise her gün işkence, baskı, yeni katliamlann habercisidir. Devle- tin amacı devrimci tutsaklan teslim almaktır. Devlet, devrimci tutsaklan teslim alırsa halkın aydınlan, ileri- cileri, çok daha rahat teslim ahnacaktır. Bunu hiçbir zaman unutmayın. Dünyada örnekleri çoktur." "Hapishanelerde bugünkü haliyle bile can güvenli- ğimiz yok. Yann hücrelere atıldiğımızda hiç olmayacak." "Bugün hapishanelerde bulunan binlerce siyasi tutsak olarak bizler yeni Ulucanlar'la karşı karşryayız." Tutsaklan bu kadar dar bir alana sıkıştırmakla ye- tineceklerini sanıyorsanız yanılırsınız. Çünkü yıllardır bu ülkede yapılan uygulamalardan da anlaşıldığı gi- bi hücreler (biz bunlara tabutluk diyoruz) bizler için bir işkencehane olacaktır. Toplu bulunan ortamda tepki doğuracağı endişesiyle zaman zaman başvuramadık- lan hertürlü insanlıkdışı uygulamayı, hücrelerde çok daha rahat yapma imkânına kavuşmuş olacaklardır." "Başta ABD olmak üzere birçok emperyalist ülke deneyleriyle elde edilen bilgiler sonucu, aslında tek merkezden tüm dünyaya bu programlar (hücre sis- temi) dayatılmakta ve uygulatılmaktadır. Sonuçlan ise şöyledir: Boşluk, hiçlik duygusu, güvensizlik, sürekli kötülük göreceği korkusu, ruhsal çöküntü, ilişki ku- ramama, benlik parçalanması, sıkıntı, huzursuzluk, da- yanılmazlık duygusu, gerçeği hayal ve rüyalardan ayırt etmede zorlanma, dikkat toplayamama, hayal gör- me, düşünce yeteneğini yitirme, algılama bozukluğu, ülser, görme bozukluğu, intihar eğiliminde artış... Bu sonuçlargörülünce Hollanda'da kamuoyu baskısı ile hücre tipi hapishaneler kapatılmak zorunda kalınmış- tır." Çetecilere eroin ve cep telefonu, sol görüşlulere ise daha rahat işkence yapma, Hollanda ömeği; Hik- met Sami Türk'ün söyleyecekleri olmalı. SESSİZ SEDASIZ (!) MJRÎKURTCEBE Yûksek Yerilim Hatt Erdinç UTKU Yılın en ıyi "ödül vermek için neden bulma ödûlü"nü Tûrklere verdıler! ASESAN ve tesis güvenük belgesi EtyazmasıtarihiKuran'ınçalınma-^*~N. konusunda Türk Silahlı Kuvvetle- sından sonra Topkapı Sarayı Mü- s& W) ri'nin önemli gereksinimlerini karşı- zesi'ne kurulacak elektronik gü- Jc venlik sistemi için "çok gizli" çalış- ma yapıp 2 trilyon liralık proje hazır- layan ve ortada "gizlilik" olduğu için ihaleye girmeden iş alan ASELSAN'ın, bazı şirketlerie çok özel çalıştığını bir- kaç kez yazdık ama kimseden ses çıkmadı. ASELSAN Genel Müdürü Hacim Kamoy ve Kültür Bakanı Istemihan Talay "gizlilik" ilkesine uyuyor olma- lı... Sözümüz bu kez Genelkurmay Baş- kanlığı'na... Askeri Elektronik Sanayii her ne ka- dar bir anonim şirket ise de sonuçta bir kamu yatınmı ve askeri sistemler Bitdiğimiz kadanyta içinde "gizli- lik" bulunan işlere soyunan kuruluş- lann "tesis güvenlik belgesi"ne sahip olması gerekiyor... ASELSAN kartviziti ile Topkapı Sa- rayı Müzesi'ne "çok gizli" görevle gi- ren iki şirketin "güvenlik belgesi" ve ASELSAN'a yardımcı olan müteşeb- bis işadamlannın "güvenlik soruştur- ması" var mı? Hani, bu işadamları bastırdıkları "ASELSAN" kartviziti ile ve Hacim Ka- moy'un ASELSAN'da çalışan dama- dının sorumlu olduğu birimin telefo- nunu verip askeri tesislere de ellerini kollarını sallayarak giriyor olmasın! GORUŞ SONMEZ TARGAN İslamın Küreselleştirilmesi Ortaçağın Avrupası, eko- nomik yayılmacıhğını dinsel yayılmacılıkla eşdeğer bulur- du. Ta Avrupa içlerinden ge- lip, Balkanlar'ı aşıp, Anado- lu topraklanndan geçip Orta- doğu'ya degin iterteyenHaç--' lı Seferleri, böylesi bir ama- cın ikiz kardeşleriydi. Daha da ötesi, Orta Asya'ya, Hin- distan ve Uzak Asya'ya de- gin uzanan Ipek Yolu ticare- tini hem elterinde tutmak hem de buralardaki zenginlik kay- naklarının üzerinde oturan halkları kendilerine bağımlı kılmak için Hıristiyanlık poli- tikası yapmaya özel bir çaba gösterilirdi. Dinsel gereçlerle toplum- lan sömüıme ve kendine ba- ğımlı kılma politikaları dün neyse bugün de hiç değişme- di. Yakın bir tarihe değin is- lam dünyasına 'cihat' açarak yayılmacılığı sürdüımek ıste- yen Batı, bakıyorsunuz gü- nümüzde sade bir Müşlü- mandan daha çok Islamcı ge- çiniyorkonumunda. örneğin Hıristiyanlık dünyasının ruh- ban merkezi Vatikan'da otu- ran Papa, nice devlet baş- kanianna bile uzatmadığı eli- ni, malikânesinde Fethullah Gülen'e uzatıyor. Tarih boyunca birbirini yiye- rek palazlanmak istemiş bu iki dinsel anlayış gerçekten banşıyor mu? Böylesi bir ba- rışmada Islam dünyasında dinsel önderiiği ve bilgi biri- kimi tartışılır sıradan bir ho- canın, Fethullah Gülen'in ro- lü ne olabilir, diye düşünüyor insan. Çünkü Türkiye ve Or- ta Asya'daki Müslüman ül- kelerin dışında hiçbir Müslü- man ülkede adı bile pek bi- linmiyor bu hocanın. Bu önemseme nereden kaynaklanıyor diye düşünür- ken bir arkadaşım yetişti im- dadıma. Kazakistan başta ol- mak üzere Orta Asya'daki Türk cumhuriyetlerinde iş ve ticaret yapan Mustafa Dabis (*) bakın neler söylüyor: "Sovyetler Biriiği'nin yıkıl- masıyla özellikle Orta As- ya'daki Türk cumhuriyetle- rinde yönetsel bir boşluk ya- şanıyor. Gerçi sosyalist sis- tem yıkılmış olmakla biriikte devlet kadrolannın önemli bir bölümünde yine komünistler işbaşında. Yeni kuşağı say- mazsak hatktn önemli btrbö- lûmünde sosyalist küttür ege- men. öyle sanıldığı gibi, Müs- lüman olduğu varsayılan hal- kın dinle imanla da fazla ilgi- siyok. Ama sınıriı da olsa biz- teri, Kurtuluş Savaşımızı, Ata- türk'ü biliyoriar." Mustafa Dabis'in bu göz- lemlerinden önemli sonuçlar çıkanyorum. Sovyetler Birii- ği'nin dağılmasından sonra kendi olanaklanyla kimlik ara- yışına giren bu ülkeler, aynı za- manda, gezegenimizin en zengin yeraltı enerji kaynak- lanna sahipler. Yine halen tam olarak açılamamışsalar bile dünya ticareti için önemli pa- zar birikimini (potansiyelini) • bünyelertnde taşımaktalar. Sosyalist dizgenin ideolojik önderliğinde bir arada ve ba- rış içinde yaşayan bu ulusal toplulukların bugün nereye gideceği, nereye savrulaca- ğı (!), gelip emperyalizmin gündemine oturuyor olmalı ki, bakıyorsunuz pıtrak gibi Fethullah Gülen öğretisine dayalı okullar, kolejler bu ül- kelerde varlık göstermeye başlıyor. Bugün Rusya dahil, sosya- list dizgenin apansız yıkılma- sıyla ortaya çıkan bütün ulu- sal topluluklarda ideolojik bir boşluğun da biriikte yaşan- dığı, çoğumuzun yakından bildiği gerçek. Bu boşluk uzun bir süre gidemez. Baş- ka bir ideoloji ile bunun içi- nin dolması kaçınılmazdır. Buna en yakını ise ulusal ba- ğımsızlık ideolojisidir ki, bu da bırakın barutu, bugün em- peryalizm için atom bomba- sından dahatehlikelidir. He- le bu tehlike, emperyalizmin tüm gezegeni küreselleşme politikalarıyla yutmak isteği bir tarihsel dönemde yaşa- nırsa tehlike daha ciddi bo- yutlara tırmanabilir. O zaman inancı küreselleştirerek bu tehlikeye bir duvar örülebi- lir... Emperyalizm, Müslüman küttür ve gelenekten gelen bu ülkelere artık ortaçağda olduğu gibi Hıristiyan giysile- riyle örtülmüş bir Haçlı Sefe- ri düzenleyemeyeceğine gö- re, Islam dininin küreselleş- me amaçlan için (**) bu böl- gelerde daha kurumsal duru- ma getirilmesi daha mantık- lı değil mi?.. Bugün Amerika'da oturan Fethullah Gülen, kendi bilse de bilmese de, bu bölgelere uzanmak isteyen yeni Haçlı Seferlerinin bir Islam şövalye- sidir. Çünkü Vatikan'dan ken- dine uzanan el boşuna değil- dir. Okullannın çağcıl donanım- laria başarılı bir eğitim sergi- liyor olması bu gerçeği orta- dan kaldırmaz, tersine, şö- valyeliğin kılıç çağının kapa- nıp yerini beyin yıkamaya bı- raktığını gösterir bize. (*) Mustafa Dabis: Ulusal Sanayici ve Işadamlan Der- neği Kurucu Yönetim Kurulu Üyesi ve ADD Istanbul Şube- si Genel Sekreteri. (**) Sosyalist dizgenin ayak- ta olduğu yıllarda emperya- lizmin bu bölgelerdeki tutu- muna yeşil kuşak politikası denirdi. HAYVANLAR ISMAÎL GÜLGEÇ igulgec@yahoo.com KtM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behlcak@turk.net ÇtZGÎLtK KÂMtL MASARACl MIRMIRLAR UĞUR DURAK TARlHTE BUGÜN MÎJMTAZ ARIKAN 13 Temmuz \S*aliıt BERUNIN TESLIMINI ISTIYOR! 19*8 'DE BUGUM, DOĞU 8LOKUHP/* 7. &• ıTMİf- Tİ. AĞUS7T>£ AYt O#&£s1/e/A/C>rf, &/1T7L/ ECÇ/LE- sr/ıtifij'i-£ soeuA/a GÖKUÇMESI OE ÇÖZÛM İ A 4 8 Y/L V TES-UM AUJU/IK ISTS- C£ D£6EG y/n/eruce, ASD, yeNi ALMAN SAST7&4ISAK. PtvHGAtt* SÜ/SMUfnJ. SSC8, PUKUMA ŞlOP£TL£ O4&ÇI ÇtKAt/f; GEISİUM Ç ALA*4S(yLA DÜZ ÇİZGİ ( UMİT ZtLELt TerminatörL Ohh ne âlâ!.. Genlerimizin sım da çözüldü... Biraz dişimizi sı- karsak, yani bu cennet ülkede ölmemeyi bece-' rebilirsek yaşadık!.. Okyanusun iki yakasında dünyanın efendileri ay- nı anda açıkladılar: İnsan vücudundaki üç küsur milyar ünitenin oluşturduğu DNA zincirinin hari- tası çıkanldı ve şifrenin yüzde 95'i çözüldü... ,j - Gerçekten müthiş bir devrim!.. r Bizim renkli medya önce en büyük düşü öne çıkardı: - Yaşam uzayacakL Gerçi, sürede pek anlaşamadılan kimine göre 1200 (yazıyla bin iki yüz) yıl yaşayacak, sıkıntıdan patlayacaktık!.. Bir kısım medya o kadar uçma- yı göze alamadı, 200 yılda karar kıldı!.. En ger-1 çekçi takılanlar ise ortalama 90 yılda frene bas-^ mayı tercih etti!.. " Aklını çalıştırmayı öğrendiğinden bu yana ölüm-î süzlüğün peşinde koşan ınsanoğlu doğal olarak pek heyecanlandı... Hele genin sımna ulaşmanın,' en sevdiklerimizi acımasızca koparıp alan kan-L seri, kalp hastalıklannı ortadan kaldıracağına; şe-r : ker, zekâ geriliği gibi gen hastalıklannın tarihe ka-< nşacağına ilişkin açıklamalar sevinci ikiye katla-, dı... . - Bizim ülkemizde ise en az beşe katladı!.. ; Insanlanmızda birsevinç, bir mutluluk!.. Içilen sigara miktarı anında üç pakete, akşamdan ak- şama alınan içki miktan da beş kadehe çıkıver-, di!.. "Yahu durun, bu intihardan farksız" uyanla- nna yanıt aynen şöyleydi: - Boşveer, genimiz sağolsun!.. Bir eczacı dostum anlattı; genlerin şifresinin; çözüldüğüne ilişkin haberierin çıktığı gün 70'li yaşlarını süren epey varlıklı bir müşterisi yıldırım gibi eczaneye dalmış ve sormuş: - Genlerle ilgili bir ilaç çıktı mı?!.. • • * Insanlann mutlu olması, heyecan duyması gü- zel tabii... Bu kocaman dünyada iyiliğe, güzelliğe dair o kadar az şey yaşıyoruz ki... Savaşların, sömürü- nün, açlığın, yoksulluğun kınp geçirdiği bir dün- yada böylesi müthiş bir haber, deyim yerindey- se ilaç gibi geldi!.. Gelmesine geldi de... Beraberinde, insanoğlu- nu çok yakından ilgilendiren ve de çok tehlikeli sorulan da getirdi!.. Dünya, ilk heyecanın ve se- vinç çığlıklarının ardından daha soğukkanlı tar- tışmalara girişti. Aslında sorulan tüm sorular ay- nı hedefı gosteriyordu: - Gen teknolojisi 'efendi ırk' ya da 'insan-tan- n'yı doğururmu!.. Her iki deyim de bana ait. Dünya henüz bu teh- likeyi açık açık tartışmaya başlamadı. Yalnızca işin ahlaksal boyutu ele alındı. Ama dikkatle izledigi- nizde o buz gibi korkuyu hissetmemek olası de- ğildi!.. Dünden bugüne paylaşım savaşlarına, dünya- nın efendisi olma uğruna sel gibi akıtılan kanla- ra, küreselleşme adı altında tek merkezli bir yö- netim oluşturma çabalanna bakınca, yukandaki sorunun yanıtı açık ve basit: - Genleri çözen, kadere hükmeder!.. İki gün önce, Hürriyet gazetesinin birinci say- fasında şöyle bir başlık gördüm: 'Terminatör as- ker 2025te'. Haberi okuyalım: "ABD, 25 yıl son- rasının Terminatör (yokedici) askerini tasaıia- dı. Yannın savaşçılan, gözleriyle nişan alıp dü- şünerek haberleşecek ve acı duymadan öle- cekler. 2025 yılında bir ABD askerinin verece- • ği tahribatn miktan ise bir Abrahams tankına ulaşacak..." .; - Bilmem anlatabildim mi?!.. Bir tarafta gözleriyle nişan alan, düşünce yo- luyla haberleşen, acı duymadan ölen (belki ölme- yen!) yokedici efendi, diğertarafta milyartarcası- radan, düşünme hakkı bile bulunmayan köle!.. - Efendiyi, Tann rolüne soyunmaktan kim alı- koyacak?!. r - Teslim olmayan insanlık!.. f Bu sözlere kulak verin!.. Faziletli Bülent Annç, daha 1991 seçimlerin- de listesine alıp 18 milletvekilliği hediye ettiği MHP'ye "Faşistparti"dedi... MHP'den yanıt he-. men geldi: "Dev/ef düşmanı parti..." Bırbırlerini bu kadar iyi tanıyan, seçimlere bile; aynı listeden katılan iki partinin önde gelen isim- lerinin söylediklerine inanmayacağız da kime ina- 1: nacağız!.. Eposta: uzileli*ixir.com ._.,:„ , Z- Faks ve mesaj: (0212) 287 42 41 ^ B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/ Samipaşa- zade Sezai'nin tanınmışbirro- manı. II Yedi- rip içirmek, beslemek. 3/ Gıysı kolu... Onıcabaşlama zamanı. 4/ Pa- rola..."—Kuy- nığu": Aziz Nesm'inbiröy- kükitabı...Kur- naz açıkgöz. 5/ Hayvan pislıği... 1 2 4 5 6 7 8 9 1 E 2 3 4 5 6 7 8 9 I I I I I I I I 1I I n in 111 2 3 4 5 *Kadd-i dildâra kimi - ' --dedıkımiehf/Her- 2 kesin maksudu bır am- 3 ma rivayet muhtehf" 4 (Kanunı Sultan Süley- 5 man). 6/ Briçte, atılan g bir kâğıtla eşine oyna- -, masını istediğı kâğıdı belirtme... Hollan- 8 da'run plaka ışaretı. II & llenme, beddua... Aritmetik hesap yapmakta kullanı- lan, birçok devingen parça dizısıyle donatılmış düze- nek. 8/ Kongo Demokratık Cumhuriyeti'run eski adı... Misket limonu da denilen küçük bir limon cinsı. 9/ Bir ışlemı daha kısa ve daha yalın bir biçıme sokma. YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/ Eskişehir'in bir ilçesı. 2/ Mantık... tşyen olarak kul- lanılan birkaç katlı yapı. 3/ Evcıl bir geyik türü... Eski Mısır'da güneş tannsı... îlkel benlik. 4/ Yunanistan'ın plaka ışaretı... Izmaritgillerden bır balık. 5/ "Ahmet — -": Yazanmız... Orta Anadolu'dabırgöl. 6/ Kötüleme, yerme... Kanşık renkli. 7/ Büyük çıvı... Gûreşte bır oyun. 8/ "Tank —": Sinema oyuncumuz... Işaret. 9/ Ma- salîann başında yer alan uyaklı ginş sözlen.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle