Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 13 TEMMUZ 2000 PERŞEMBE
14 JvLJJLl U J \ kultur@cumhuriyet.com.tr
Andreas Vollenweider'a göre müzik, kendine ve hayata karşı dayanma gücü
• "Çoğu
zaman
kırılgan
f ruhumu
r koruyacak
bir kalkan
aradım. Arp
2 aslında
benim
' sertleşmeye
r yüz tutan
" kalbimi de
yumuşatıyor.
Bu yüzden de
beni
'_ koruyor."
rp, ruhumu koruyan bir kalkan'
AYŞE KÖKSAL
7. İstanbul Uluslararası Caz Festiva-
li, birbirinden farkJı müzikleri ve mü-
zisyenleri ağırlamaya devam ediyor.
Bunlardan biri de 'Cosmopoly Proje-
si' ile 1999'da yeniden büyük bir çı-
kış yapan Andreas Vollenweider'dı.
Uluslararası Caz Festivah Yönetme-
nı Görgün Taner, Vollenvveıder için,
"Asonda onu çağırmayı düşünmüyor-
duk. Çünkü seksenlerde takılıp kal-
mıştı. Ama 'Cosmopoly' ile müzik
dünyasının en iyi dünya müziği albüm-
lerinden birine imza attı" dıyordu.
Gerçekten de Vollenweıderalbümün-
de, Çın'den Hint'e, Amerika'dan trlan-
da 'ya kadarhem birçok ezgiyi hem de
birçok müzisyeni bir araya getirdi.
Açıkhava'daki konserde, Vollenwe-
ider'ın 'kendine özgü arpı'na W»Her
Kaiser, Xiajoiing Wang, Joe
McHugh'nun yanısıra Djivan Gas-
paryan ve Burhan Öçal eşlık etti. Ar-
pın dingin sesı, etnik melodilerin çe-
şıthliği ve cazın doğaçlama özgürlü-
ğü ile buluştu. Konserde izleyicilere
*Ne kültür. ne din, ne de dil insanlan
bu şekilde birleştirebilir. Şu anda ya-
şadığumz, ruhlanmızın kaynaşması"
dıye seslenen Vollenweıder, müzikte
de bütün sınırlann kaldınlması gerek-
tığınin bir kez daha altını çizdi.
- 'Cosmopoly' albümünüzden ön-
ceki dönemde,hem mûziğinizi hem de
yaşam stiKnizi 'senfonik' olarak nite-
Hyorsunuz. Müzik veyaşamınız birbi-
rine bu kadar paralel mi gidiyor?
ANDREAS VOLLENVVEIDER-
Benim müzığım hayatımda yaşadı-
ğım bütün olaylarla ilgilidir. Müzikte
hayatımı anlatırım. Ortaya çıkan ya-
pıt, benim araştırmalanm, yolculuk-
İanm, rüyalanmdır. Bu yüzden de mü-
zik benim ıçin bir öğretmen gibi. Ar-
kama dönüp baktığımda yaptığım her
müzikte, yaşanumdaki evTeleri bulu-
yorum. Bu yüzden o dönem yaptığım
müzik de. kendımin bir parçası. Ken-
.üzikte hayatımı
anlatırım. Ortaya çıkan
yapıt, araştırmalanm,
yolculuklanm,
rüyalanmdır. Belirli bir
dine, politikaya ya da bir
kültüre ait olduğumu
düşünmüyorum. Kimse de
değildir. Ne kadar çok
sının aşar, ne kadar çok
duvan yıkar ve -'
özgürleşirsek o kadar iyi...
'!••?
dıme ve hayata karşı dayanma gücüm.
- Mûziğin sizin için dayanma gücü
olmasını biraz daha açıklar mısmız?
VOLLENVVEIDER- Annem ve ba-
bam, benden yaşlı olduklan için. be-
nim en heyacanlı zamanlanmda çok-
tan yorgun düşmüşlerdi. Bu yüzden is-
tediğim şeyi almak için kendi yolumu
bulmam gerekiyordu. Çoğuzaman kı-
nlgan ruhumu koruyacak bir kalkan
aradım. Aslında herkesin ruhu kınl-
gandır. Biz bu ruhukoruma altma ala-
cak bir dayanak bulmak zorundayız.
Kimi bunu parada, kimi ailede, kimi
ise müzikte bulur. Kendini güçlü kıl-
mak için. Ruhumuz güçlendikçe biz
de bundan besleniriz.
'Değişmedim, yenilendiırT
- 'Cosmopoly' albûmünûz diğer
tünı çahşmalannızdan çok farkh. Na-
sıl böyte bir değişim içine girdiniz?
VOLLENWEIDER - Değişime
inanmıyorum. Değışım, bence çok su-
ni bir kelime. Ben yavaş yavaş, za-
man içinde kendini geliştirmeye, ba-
samak basamak yenilenmeye inanı-
yorum. Yaşantımda farklı bir noktaya
vardım, geliştim, kendimi yeniledim,
bunu da müziğime yansıttım. Her şey
kendiliğinden gelişti. Yoksa ben 'de-
ğişim' içine girmeliyim diye yaptığım
hiçbir işin arkasmda birplan yok. Ben
kendim gibi olmaya çalışıyorum her
zaman. Müzik yaparken, yemek pişi-
rirken, sizınle konuşurken...
- Kanarya Adalan'ndaki Lazaron-
te'de volkanın kenannda verdiğmiz
konserin, bu tür bir aJbüm yapma ka-
rannıa etkilediğini okumuştum.
VOLLENAVEIDER- Benim aradı-
ğım ve peşinde koştuğum şey aslında
dünya ve dünyadaki insanlar. Onlann
kendi içinde aradığı banş, banşın ya-
rattığı huzur ve güzelliği anyorum.
Ama bu tür manevi değerleri bulmak
için her zaman dümdüz gidemezseniz,
değişik yollar dener, oraya buraya sa-
parsınız. Belki uzun yıllar sonra içi-
nizde kalmış bir şey, yaşadığınız bir
olay bir anda ortaya çıkar. Bir dene-
yim, sizi zaten yıllarboyunca yavaş ya-
vaş etkilemiştir. Dışandan bakıldığın-
da ise bir olay insanı değiştirmiş gibi
gözükür. Lazaronte de benim için bu
tür bir deneyimdi. Çünkü karşınızda
doğanm ta kendisini görüyorsunuz.
Tam altınızda lavlar akıp duruyor. Bu-
nu görünce bir anda kendi yaşamınız
hakkında da sorular sormaya başlı-
yorsunuz. O kadar büyüttüğünüz ben-
liğinizin doğanın gücü karşısında ne
kadar çaresiz olduğunu görüyorsu-
nuz. Bu da benim, uzun zamandır
içimde büyüttüğüm, daha hafıf, kısa,
daha sade ve doğaçiamaya daha açık,
belki daha özgür müzik yapma iste-
ğimi ortaya çıkardı.
- Djivan Gasparyan ile çataşma fik-
10-15 Ekim'de TÜYAP Sergi Sarayı'nda
îstanbul Sanat
Fuan onyaşında
Kültür Servisi- TÜYAP Tüm Fuaralık Yapım
AŞ ve Sanat Galericileri Derneği işbirliği ile
düzenlenen ART-İST 2000 -10. İstanbul Sanat
Fuan 10-15 Ekim tarihleri arasmda TÜYAP-
fstanbul Sergi Sarayı- Tepebaşı'nda
gerçekleştirilecek. Yirminci yüzyılın son,
Türİdye'nin tek sanat fuan olan 'ART-İST
2000', bu yıl onuncu yaşuıı kutluyor.
'Kısa Süreli Çağdaş Sanatlar Müzesi' olrna
özellığıni taşıyan sergi, 7000 metrekarelik bir
alanda altmış yerli ve yabancı sanat galerisinin
katıhmıyla oluşuyor. Dünya ve ülke sanatına
toplu bir bakış olanağı sağlayan fuann yetkili
kurullan 'Sanatçı Onur Ödülleri', 'Eleştirmen
OnurÖdülleri'. 'Sanatsever Onur Ödülleri'.
'Sanat Galericisi Onur Ödülleri' ile çağdaş
sanatlar alanında ölçütler oluşturmak, kamu,
özel kurumlan ve bireyleri sanata yatınm
yapmaya özendirmeyi hedefliyor.
Fuar kapsammda aynca. genç sanatçılan
-destektemek için tnryıî altıncisr
VirgüPde Bflge Karasu
gerçekleştirilen 'TÜYAP Genç Sanatçıtar
Resim Yanşması'na ve plastik sanatlar alanında
sanat eleştirmeni yetışmesine destek olmak
amacıyla beşincisi düzenlenen 'TÜYAP Sanat
Eleştirmeni Yanşması'na katılacak adaylann
eserlennı 28 Eylül tarihi saat 17.00'ye kadar
teslım etmeleri gerekiyor. Etkinlik, Türkiye'nin
her köşesinden ve yurtdışmdan galerilerin -
dostça yanştıklan ve dayanışma içinde
olduİdan bir program ve 'Çağdaş Tûrk
Sanaü'ru ülkemizde yaygınlaştırabilmeyi, dış
dünyaya açabilmeyi amaçhyor. (212 31 00)
Kültür Servisi-tkı
aylık kitap ve eleş-
tiri dergisi Virgül'ün
temmuz-ağustos sa-
yısında Bilge Kara-
sa'yuyapıtlanyla ele
alan yazılar şunlan
TansuAçık'ın 'Bil-
ge Karasu'nun Ya-
pıt'ına Bir Çala Ba-
kış, BernaUlner'in
Karasu'nun 'Lagnn-
laranası ya da Be-
yoğlu' adlı yapm
üzerine yazdığı
'Ağaç, Yemiş, Çe-
kirdek' ve Mustafa
Arslannınah'run 'Sı-
rarlarla Işlenmiş In-
cecikBirOya'.
Kitap eleştirileri
ve tanıtımlan ara-
sında ise Saffet Mu-
ratTnra'nın'Etnik
Şiddet ve Psikana-
lizin Konumu', Ya-
vuzErten'in 'Uzağa
Gelen, Yakına Gi-
den Psikanaliz', Öz-
geYenierDuman'ın
'Psikiyatri, Aşkı Te-
davi Edebilir mi?',
UğurBoran'ın 'Bi-
rey. Psikanaliz ve Marksizm', Bedirhan Top-
rak'ın 'Şu Acı Veren Açıklanaraaz Oyalanış',
BehçetÇefik'in 'Üç Roman, Oç Kahraman', H-
Bz Dingü'in The-
aphrastosçııluk Yap-
rnak', YaşarÇabuk-
ta'nun'HerŞeyGö-
receli Olduğunda',
M. Bülent Kıbç'ın
'Perinin Eğreti
Oyuncağı', Hüma-
nürBağh'rmı 'Tera-
zinin Hüznü', Ogan
Gâner'in 'Şarkılar-
îa Hayat Bilgisi',
NmciGerard'm'Bır
Asker ve Müzik
Aletleri' başhkhva-
zdan yer ah>or.
tbrahim Baştuğ
ile yapılan söyleşi-
nin yanı sıra dergi-
de Mehnıet Cemil
Ozansü'nûn 'Ney-
zen Tevfık', Tamer
Erdoğan'ın 'Keçi-
zade fzzet Molla ve
Layıhası', Sırma
Köksai'ın 'Okuma-
nın Halleri: Başka-
lan' adlı ilgi çeken
yazüan da var. Ay-
nca vitrin, polemik,
med-cezir, mercek
sahaf, bize gelen ki-
taplargibi bölürnle-
ri içeren Virgül'e artık Web sayfalanndan da
ulaşabilirsiniz. Virgül'ün Intemet adresi www.pu-
sula.com/virgul.
ri nasd doğdu?
VOLLENVVETOER - Bu albümde
çalıştığım bütün insanlarla şans eseri
beraber olduk. O veya bu şekilde uzun
yıllarönce tanıdığım, yeni tanıştığım,
tanıştığım ama sonra hiç konuşmadı-
ğım insanlar bir şekilde karşıma çıkı-
verdi. Gasparyan'ın müziğini dinledi-
ğimde bir gün onunla bir şey yapmak
istediğimi ve yapacagımı hissettim.
Sadece kişiliği değil, bütün yaşamı ve
kültürü de beni etkiledı. Zaten onun-
la yüzyüze tanışmadan önce müziği
haİdanda hör şeyi biliyordum. 'Cos-
mopoiyProjeâ' ortaya çıkınca da onun-
la çâlışma ortamı doğdu. 'Cosmopoly'
aslında bütün sınırlan kaldıran ve her-
kese alabıldiğıne açık bir proje. Bü-
tün kültürlerden, müziklerden insan-
lar gelip benimle kendi yaşamını pay-
lastı. Aslında daha ileride bunu daha
da genişletmeyi ve daha çok ınsanTaT
birlikte çahşmayı düşünüyorum. Bu
açıdan belki sizin dediğiniz anlamda
bir değişiklik yapmış olabüirim. Çün-
kü şimdiye kadar daha çok hep aynı
insanlarla çalışmayı tercih ederdim.
-Peki Burhan Öçal?_
VOLLENWETOER- Ben onu çok
uzun zamandırtanıyorum. Bir konse-
rimde tanıştık Isviçre'de. Burhan'ın
kişiliği de, müziği de çok şiirsel. Ta-
nıdığım birçok müzisyenden çok da-
ha şiirsel. Çok canlı, çok heyecanlı ve
sınırsız bir kişi. Çaldığı aletler aslın-
da onun bu yapısını dışa vuruyor. Ama
daha ilginç tarafi, birçok müzisyen bu
şiirsel tarannı müziğine, çaldığı ale-
te aktaramaz. Burhan, bunu gerçekten
başaran nadir müzisyenlerden biri.
'Ruhlan goçmen ve ozgflr'
-Yaşam febefenizdealbümunüz ka-
dar kozmopolit mi?
VOLLENWEmER - Kesinlikle.
Ben kendimi belirli bir dine, politika-
ya ya da bir kültüre ait olarak düşün-
müyorum. Kimse de değildir. Ne ka-
dar çok sının aşar, ne kadar çok du-
van yıkar ve özgürleşirsek o kadar
iyi... Bu albümü yaparken biri Türki-
ye'den, diğeri şu ülkeden gelmiş diye
ayırmadım veya ona göre düşünme-
dim. Hiçbirinin birlikteliği belirli bir
külrürden geldiği için olmadı. Çünkü
aslında kültür diye bir şey yok. Ben-
ce çok dahauç bir noktada olan biral-
büm bu. Albümde yer alan herkes in-
san olduklan ve iyi müzisyen olduk-
lan için bir araya geldiler. Çünkü as-
lında bu yaşamın içinde güzeli arama-
nınyolculuğu...
- Müziği kendmiz için bir dayanak
olarak görüyorsunuz, ama bunu yap-
makiçin arpı seçtiniz. Arada bir tezat
yokmu?
VOLLENWEIDER-Büiyor musu-
nuz, Irlanda bayrağımn üzerinde bir
arp resmi var ve bu da dayanışmayı
simgeliyor. Ashnda, arp gerçekten in-
sanı koruyor. Çünkü arp ile sertleşmiş
kalpleri yumuşatabiliyorsunuz. Hıris-
tiyanlıkta anlatılan hikâyelerde bile
sertkrallann kalbini yumuşattığı söy-
lenir. Arp, aslında benim sertleşmeye
yüz tutan kalbimi de yumuşatıyor. Bu
yüzden de beni koruyor.
- Kendinizi bir kültür göçmeni oto-
rak nitefiyorsunuz. Tarihindegöçmen-
lerin yaşadiğı ba-şehirde konser Ter-
mek nasıl bir duygu?
VOLLENVVEIDER - Arük herke-
sin bir adresi, telefonu ve hatta ko-
nuşmalannı yanda kesen cep telefo-
nu bile var. Bu yüzden ben dahil, kim-
se göcrnen değil. Ama ruhunda göç-
menliğini koruyan ve onu taşıyan bir-
çok insan var. îstanbul'da da var oldu-
ğunu umuyorum ruhlan göçmen ve öz-
gür insanlann. Bu insanlarla müziği-
mi paylaştığım her yerde, beni dinle-
diklennde hissettirdikleri sayesinde
kendimi evimde gibi hissederim.
IŞILDAK VE YELPAZE
ATtLLA BtRKİYE
Yaz, Caz, Ybıe Kültür
Bakanhjp
Yazla birlikte caz da geiir kente. Bu kez çok sıcak
geldi; hem yaz, hem caz... Küba'dan gelen Latin ez-
gilerle açıldı festival, yine bir açıkhava gecesinde.
Buena Vısta tüm Açıkhava seyircisini büyüledi.
Ne yazık ki birçok kişi içeri giremedi. 5 Temmuz Çar-
şamba gecesj Açıkhava'dan yükseJen Latin ezgiler
tüm kenti sardı; günlerce konuşuldu, yazıldı.
Ardından Lou Reed, sonra Bryan Ferry Istanbul-
lu müzikseverleri, gençleri "uçurdu". Istanbul'un
dört bir tarafında; Açıkhava'da, Roxy'de, Babyton'da
caz esiyor...
• • •
İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı, her yıl olduğu gibi
bu yıl da "festivaller" maratonunu bitirirken beklen-
medik (belki de beklenen) bir "olay" ile karşılaştı. Ba-
sından da izlenıldiği gibi, vakfın Maslak'ta yaptırdı-
ğı Kültürve Kongre Merkezi inşaatı mühürlendi; Kül-
tür Bakanlığı bu durumla "ilgilendi'l Bir üst düzey
yöneticisinin "usulsûztüklerle ilgili" talihsiz açıkla-
malan yayımlandı, vb. vb.
Kültür Bakanlığı, ne yazık ki bu Kültür Bakant dö-
neminde son derece başansız ve edilgen (üstelik
yanlışlarla dolu) bir "icraat" sergiliyor! Kültür Bakan-
lığı'nın yapısının değişmesi gerektiğini zaten, geçen
yıllarda çeşitli vesilelerle eski Kültür Bakanı Taiat
Sait Halman dile getirmişti.
Küttür Bakanı'nın neler yapması gerekir? Bu ba-
kanlığın işlevi nedir? Niye vardır? Ne yapar? Bu so-
rulann "yanttı" her geçen yıl daha da önem kazanı-
yor. Çünkü KültürBakanı ülke kültürüne, sanatına kat-
kıda bulunmadığı gibi, köstek oluyor. Kimi sanatçı-
lann bu Kültür Bakarn'nın çevresinde ne "iş"yaptık-
lannı çok merak ediyorum!
İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı, bence son derece
başanlı bir kurum. Kültür Bakanlığı, ülke kültürüne
katkısından ve de Türkiye'yi "dış dünyada tanıtma-
sından dolayı"ödü\ vermeli. (HattaTurizm Bakanı da
ödül vermeli...)
Vakfı, sanatsal açıdan, festivallerin kavram alanı,
çağnlanlar açısından vb. eleştirebilirsiniz. Bu çok
doğal, buna hakkınız var.
Ama öte yandan, bienal yıllığıyla birlikte yedi aya
yayılan uluslararası beşfestivali gerçekleştirmek, yıl-
larca gerçekleştirmek çok çok güç bir iş ülkemizde.
Böylesine bir alanda, "kültüreletkinlik" alanında ku-
rumlaşmak çok çok güç bir iş.
Festival organizasyonu çok güç bir iş. Sanatçıla-
nn, aletlerin sigortası, güvenliği, uçak biletleri, kala-
caklan oteller, teknik sorunlar, öte yandan bürokra-
tik işlemler, vb. vb.
Bunlan ait alta sıraladığınız zaman bile, "ruh sağ-
lığıntz" için ciddi bir tehlikedir. Hele de bizim bürok-
rasimizle, bizim altyapımızla... Biraz küttür etkinlik-
lerine bulaşmış biri bunu gayet iyi bilir.
Biz, Avrupa sinemasının tadına nerede vardık?
Şöyle bir "listelere" baktığınızda dünyanın bellibaş-
lı cazcılannın Istanbul'a geldiğini görürsünüz. Büyük
bir çogunluğunu dinlemişiz.
Benzer şekilde, ilk göz ağnsı müzik festivali için
de geçerli. Sanatın evrensel ölçütleriyle kabullenil-
miş en büyükleri dinlemişiz. Izleme şansını yakala-
mışız. Keza tiyatro için de aynı şey geçerli...
Böylesi bir kuruma Kültür Bakanlığı'nın dört elle
sanlması gerekli. Ama bilindiği gibi son yıllarda ilgi
srfir...
Sanınm "olay" biraz da, Şakir Eczacıbaşı'nın bu
"ilgi' durumunu haklı olarak eleştirmesinden, dile ge-
tirmesinden çıktı!
Eh, bizde öyledir, eleştirmeyeceksiniz. Yoksa bi-
ber sürerler!
Sayın Halman bir yenileştirmeden söz edryor, ama
bu bakanlığın ortadan kaldınlması sanınm hepimiz
için en hayıriısı!
• • • • - •
Biz gene sıcak yaz gecelerine, caza dönelim. Fes-
tfvalin son günleri, Ute Lemper'i, Kerem Görsev ile
St. Petersburg Filarmoni'yi kaçırmayın. Benzersiz
tatlar bulacağınız besbelli. Son üç gün, ama dört bir
yanımız caz.
Hele de cumartesi gecesindeki "Compay Segun-
do*y\ hiç kaçırmayın.
Dolunaylı olacak. Benden söylemesi.
KirO Harry'ye saygı gecesi
• PARİS(AFP)-Bu
yıl 70. yaşını kutlayan
Hollywood yıldızı,
yönetmen ve oyuncu
Cünt Eastvvood'a 26.
Amerikan Sineması
Deauville Festivali'nde
özel bir saygı gecesi
düzenlenecek. Gecede
Eastwood'unk, yeni
filmi 'Space
Cowboys'un (Uzay -
Kovboylan)
gösterimini de
gerçekleştirilecek.
Tommy Lee Jones'un da rol aldığı 'Uzay
Kovboylan'nda Eastvvood, 1960'lardahasaralmış
bir Rus uydusunu onarmak için uzaya gönderilmiş
emekli bir Amerikan Hava Kuvvetleri pilotunu
canlandınyor. Deauville Festivali'nde aynca
yapımcı Dino de Laurentis ve oyuncu Samuel L.
Jackson'a onur ödülleri verilecek.
lünusfcı yönetmene ödül
• PARİS (AFP) - Tunuslu yönetmen Moufida
Tlatlı, Arap Dünyası Enstitüsü'nün düzenlediği 5.
Arap Filmleri Festivali'nde 'Season of Men'
(Erkekler Mevsimi) adh fîhniyle 'en iyi fîlm
ödülü'nü aldı. Jüri özel ödülü, Kerim Traida'nm
Cezayir-Fransız ortak yapımı 'The Truth Tellers'
(Gerçeği Söyleyenler) ve Oussama Fawzi'nin
"The Paradise of Fallen Angels' (Düşmüş
Melekler Cenneti) filmlerine verildi. Onur
üyesinin ömer Şerif olduğu jüri, Kuzey Afrika ve
Ortadoğu yapımı 13 film arasuıdan seçim yaptı.
Malkovich'in yönetmenlik denemesi
• Kültür Servisi - John Malkovıch, ük
yönetmenlik denemesini Nicholas Shakespeare'in
aynı adlı romanından uyarlanan 'DanceT
Upstairs'le yapacak. Film, Güney Amerikah bir
polisin terörist grupla gırdiği mücadeleyi anlatıyor.
Senaryosunu Manuel Gomez Pereira'nın yazdığı
fılmin çekimleri, Madrid ve Ekvador'da
gerçekleştirilecek. Başrolleri ise Arjantinli aktör
Diego Botto ile Ispanyol oyuncu Javier 'Jamon
Jamon' Bardem paylaşacakJar.