Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11 TEMMUZ 2000 SAU
HABERLER
DUNYADA BUGUN
AIİ StRMElV
Aypaıu Yok Içmeye
Bu sefer karartıyım. Yok! Artık eskisi gibi ol-
mayacağım. Daha iyimser bakacağım dünya-
ya, daha büyük düşüneceğım, vizyon sahibi
olacağım.
"Gelişiyonjz, yoksulluk geride kaldı, yaşasın
Bûyûk Türkiye!" diyeceğim.
Münafıklann, dinozorlann sözlerine kulakas-
mayacağım.
lleri geri konuştuklannda, onlara Özal'ın ne
büyük bir adam olduğunu, gelişmenin rakam-
lanyla anlatacağım.
20 yıl evvel, daha Ozal gelip bize çağ atiat-
madan önce, yalnızca yılda 8.5 milyar dolar it-
halat yapabiliyordu yoksul Türkiye.
2000 yılının ilk altı ayında 2.2 milyar doJaryal-
nız otomobil ithalatında verdik; böyle giderse,
20 yıl oncenin tüm ithalat potansiyelinin yansın-
dan çoğunu, sadece otomobile verebiliyoaız
şjmdi ise.
Evet evet, artık böyte konuşmayı, büyük dü-
şünmeyi, dünyaya büyük vizyonla bakmayı öğ-
renebilmeliyim.
Köşe dönme felsefesini benimseyip bu ker-
van içinde bir yer edinebilmeliyim.
"Gerçekten, 2000'in ilk 6 ayında yalnızca it-
hal arabaya 2.2 milyar dolar verebilmek az ba-
şan mı?" diyeceğim.
•••
Amayapamıyorum, dinozoryanım mı depre-
şiyor ne? Bu yılın ilk altı ayında yalnızca ithal ara-
baya 2.2 milyar dolar para verdiğimizi okuyun-
ca, şaşınyorum; Türkiye'nin bir yılda genç nü-
fusunun eğitimine harcayabildiği parayı, hete
bunun içinde, cari harcamalan dışanda bıra-
kınca, yeni okul yapmak için elde kalan fonu dü-
şününce, çıldıracak gibi oluyorum.
Her şeyin üç yıllık istikrar paketinin başanst-
na endekslendiği söylenirken, amagerçekte, is-
tikrarın bedeli yalnızca emekçiye ödetilirken
"Bu neperhiz, bu ne lahana turşusu?" diyorum.
Sakın kimse öküz altında buzağı aramasın!
Ne sefalet edebiyatını seviyorum, ne de "In-
sanlar, kısacık ömûrlerinde, araba sahibi olma-
sınlar, iyi şeyler kullanmasınlar" diyorum.
Ama yine de şu 2.2 milyar dolara akıl erdire-
miyorum.
Vbksa, "Piyasa kötü, yaprak kıpırdamıyor, if-
laslar birbirini izliyor, nice vahıklı şirketler, kü-
çük miktariaryüzünden batıyor" diyenler yalan
mı söylüyorlar?
Peki, vatandaşın filesini her geçen gün daha
zor doldurduğu, artık büyük satış mağazalan-
nın da mahalle bakkalı usulü veresiyeye başla-
dığı da mı yalan?
Bütün bunlar yalansa ve işler tıkınndaysa ger-
çekten, bu gördüğümüz insan manzaralan ne?
• • •
Gerçekten, engin iktisat görüşü olan uzman-
lar belki açıklayabilirler. Ama ben Türkiye'nin
bu ekonomik darboğazda, nasıl olup da, yalnız
araba ithali içın 6 ayda 2.2 milyar dolar bulabıl-
diğini anlamıyorum.
Piyasa ekonomisinin erdemi dedikleri bu mu
acaba?
Ücret artışına sınırlama getirilen, gasp ile alın-
mış zorunlu tasarrufunun zaten heba edilmiş
olan gelirinden geri kalan nemanın ödenmesi
bile istikrar duvanna çarpan bir ülkede, bu pa-
ralar nereden bulunuyor?
DeVlet sektörü güç durumda; kendi söyle-
diklerine bakarsanız, özel sektör de güç du-
rumda, memur güç durumda, emekçi güç du-
rumda, turizmci güç durumda
Peki, nereden geliyor bu para?
Galiba Türkiye'de işi tıkınnda olan, güç duru-
ma düşmeyen bir "haramzade sektörü" var.
Onlann durumu keka.
Biraz önce, bir yabancı gazeteci soruyordu,
"Türkiye'nin durumu nasıl?" diye.
- Fena değil, dedim.
Sonra da ekledim:
- Her ne kadar ayranımız yoksa da içmeye,
tahtırevanla gideriz def-i hacet etmeye...
Anlamadı; ben de üstelemedim.
Meraklısı için not: Def-i hacet etmek: Kibar
deyişiyle büyük aptesini yapmak. Tabii halk de-
yişinde yerine başka sözcük kullanılıyor.
Burdur cezaevi
Tutuklulâr arasmda
çifte standart
SERGÜLCANIGÜR
BURDUR - Geçen
hafta sanıklann mahke-
meye ifade vermek iste-
memeleri üzerine olay-
lann çıktığı ve düzenle-
nen operasyon sonra-
sında siyasi tutuklu ve
hûkûmlülerin işkence
yapıldığını, cinsel taci-
ze uğradıldaruıı bildir-
dıği Burdur Ceza-
evi'nde, Genel Maden-
Iş Sendikası Genel Baş-
kanı Şemsi Denizer'in
katılı Ceogiz Bahk lüks
içinde yaşıyor.
Siyasi tutuklulâr hüc-
relerde zor koşullarda
~tehrken Denizer'i 40
milyon borcu için öldûr-
düğünü iddia eden Ba-
lık'm 'oda'smda her
tûrlü elektronik eşya
bulunuyor.
Burdur Cezaevi 'nde
siyasi tutuklu ve hü-
kûmlülere darp, işken-
ce, küfiir ve cinsel taci-
zin devam ettiğini belir-
ten sanık yakınlannın
tepkileri sürüyor.
Siyasi tutuklulâr ön-
ceki gün avukatlan ara-
cılığıyla yaptıklan açık-
lamada, operasyonun
ardından Burdur Ceza-
evi'nde kalan 17 siyasi
tutuklunun hepsinin
hasta ve yaralı olduğu-
nu belirtmişlerdi. Ya-
kınlan ve avukaüanyla
görüştürûltneyen tutuk-
lulâr, cezaevi yöneti-
mince baskılann devam
ettiğini ifade ederek in-
sanca yaşamak istedik-
lerini söylemişlerdi.
Burdur Cezaevi'ndeki
eylemlere katılan 41 tu-
tuklu ve hükümlü de ya-
ralı olduklan halde baş-
ka cezaevlerine nakle-
dümişlerdi.
Burdur Cezaevi'nde
yatan Şemsi Denizer'in
katili Cengiz Balık son
derece rahat koşullarda
yaşıyor. Siyasi tutuklu-
lâr, yerin 2 metre altın-
da içinden kanalizasyon
geçen 'hûcre'lerde ka-
lııken Balık'ın 'oda'sın-
da buzdolabı, çamaşır
makinesi, televizyon,
şofben, müzik seti, cep
telefonu bulunuyor.
Iddianamede 156 cinayetten sorumlu tutulan 15 sanıktan 13'ü hakkında ölüm cezası istendi
HizbııllalıdavasıbaşladıDtYARRAKIR (Cumhuriyet Büro-
su) - Hizbullah operasyonlan kapsa-
mında yurdun çeşitli bölgelerinde ya-
kalanao ve 283 silahlı eylemde 156 ci-
nayetten sorumlu tutulan örgütün üst
düzey yöneticilerinın de aralannda bu-
lunduğu 1S sanıkla ilgüı Hizbullah ana
davasına başlandı. 13 sanık hakkında
ölüm cezasının istendiği davada terö-
ristler EdipGümüş ve Cemal Tutar iti-
rafçı olmadıklanm söyledıler. Kamu-
Sen Genel Başkanı Resul Akay, şeriat-
çı örgüt tarafindan öldürülen 23 kamu
görevlisi adma müdahil olmak için
mahkemeye dilekçe verdi.
Hizbullah'ın üst düzeyyöneticilerin-
den Edip Gümüş ile askeri kanat so-
rumlusu Cemal Tutar'ın da aralannda
• Hizbullah'ın üst düzey yöneticilerinden Edip Gümüş ile askeri kanat sorumlusu Cemal
Tutar'ın da aralannda bulunduğu 15 sanıklı Hizbullah ana davası dün geniş güvenlik
önlemleri arasında Diyarbakır DGM'de başladı. Teröristler Edip Gümüş ve Cemal Tutar
itirafçı olmadıklannı söylediler.
bulunduğu 15 sanıklı Hizbullah ana da-
vası dün geniş güvenlik önlemleri ara-
sında Diyarbalar DGM'de başladı. Ba-
sın mensuplan duruşmanın başladığı
saate kadar bina bahçesinde bekletilir-
ken, duruşmaya alınmayan sanık ya-
kınlan ıse DGM'den de uzaklaştınldı-
lar. Davanın ilk oturumuna, haklannda
idam istenen Edip Gümüş, Cemal Tu-
tar, FuatBaka,MehmetFeysdBozkuş,
Abdulkerim Kaya, Fahrettin Özdemir,
Yunus Avo, Sinan Vakırt ile haklannda
15 yıla kadarhapıs cezası istenen Meh-
met Nuri Karabuhıt ve Abdulkuddüs
Yersiz katıldı.
Bingöl Cezaevi'nde tutuklu bulunan
ve haklannda ölüm cezası istenen Mab-
mut Demir, Kemal Gülşen. MefametVa-
roL Mustafa İpek ve Mehmet Ezme ise
herhangi bir gerekçe bildirmeden otu-
ruma katılmadılar. Oturumda sanıkla-
nn kimlik tespıtlennın yapılmasının ar-
dından iddıaname okundu. Iddianame-
de, sanıklar 283 silahlı eylemde 156 ci-
nayetten sorumlu tutulurken 13 sanık
hakkında idam, diğer iki sanık hakkın-
da ise örgüt üyeliğinden 15 yıla kadar
hapıs cezası istendi. Iddianamede, ida-
mı istenen Sinan Yakut'un DEP millet-
vekili Mehmet Sincar'ın öldüıülmesi
eyleminin sorumlusu olduğu vurgulan-
dı. Hizbullah'a dış destek veren ülke-
lerin de ele alındığı ıddianamede,
Iran'ın rejim ihraç etmeye çalışnğı ül-
kelerarasındaTürkiye'nin de bulundu-
ğu vurgulandı.
Daha sonra sanıklann sorgusuna ge-
çildi. Ancak tüm sanıklar, ıddıaname-
nin kendilerine geç ulaştığını öne süre-
rek hazırlamalan için süre istediler. Gû-
müş, "Benvaklaşık5aybovuncaiK2a-
rettegözatonda kajdım. GözaJöndakal-
manınverdjğisıkmtıvepsikolojiden do-
layı savunmamı hanrtâyamadım. An-
cak 15 gün önce nezarethaneden ceza-
evine götürüldüğümün kayrtlara geç-
mesini istivünım" dedi. Mahkeme Baş-
kanı Ismail Kara, Gümüş'ün bu sözle-
ri üzenne "Cezaevinde işkence ve bas-
kı mı gördün" dıye sordu. Gümüş ise
u
Psikotojiksıkmnçektinı,onedenlesa-
vıınmamı hamiamaıhm
7
' AeA\ Gümüş
itirafçı ohnadıgını da vurguladı.
Örgüt üyesi olduğu savıyla hakkında
15 yıla kadar hapis cezası istenen Ab-
dullcuddüs Yersiz, pişmanhk yasasm-
dan yararlanmak istediğiıü söyledi.
'UFO gibi bir adamım' diyen Ağca, Vatikan'ın insanlık düşmanı olduğunu savundu
Ağca, Vatikan'a savaş açtı• Kadıköy 2. Ağır Ceza
Mahkemesi'nde
yargılanması süren
Mehmet Ali Ağca,
hakkındaki iddialan
'masal' olarak
nitelendirdi. Ağca,
"însanlığın ve Tann'nın
düşmanı Vatikan'da
yaşayacağıma kendi
isteğimle buraya geldim.
Vatikan'a kültür savaşı
ilan ettim" diye konuştu.
BERIANAĞANOĞLU
Kendisini "UFO gibi bir
adam" olarak nitelendiren ül-
kücü terörist MefametAli Ağca,
"Vatikan lmparatorluğu'nu
perişan edeceğhn. Vatikan'a
kültür savaşı açürn" dedi. Ağ-
ca hakkındaki gasp dosyalan
Kadıköy 1. Ağır Ceza Mahke-
mesi'nde birleştinidi.
Italya'dan Türkiye'ye iade
edilen ülkücü terörist Mefamet
An' Ağca'mn yargılanmasına
dün devam edildi. Ağca, tutuk-
lu bulunduğu Kartal Ceza-
evi'nden geniş güvenlik ön-
lemleri altında Kadıköy Adli-
yesi'ne getirilirken avukaü
Şevket Can Özbay ve kardeşi
Adnan Ağca da Kadıköy Adli-
yesi'ne geldiler. Kadıköy 2.
Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki
duruşmaya gazetecilerin gö-
rüntü almasından sonra başlan-
dı. Oturumun başında söz alan
Mehmet Ali Ağca, "savunma-
a" olduğunu söylediği kâğıtla-
n gazetecüere vermek istedi.
Ağca, Türkiye'ye gektiğinden beri avukaü 0e görüşemediğini söyledi (FotoğrafıKAAN SAÖANAK)
Bunun üzerine Mahkeme
Başkanı Nusret tnce, kendisini
"Bu basmtoplanüsıdeğfl. Mah-
kemede böyle şey oimaz" diye
uyardı. Mahkeme Başkam'na
Türkiye'ye geldığinden beri
avukatıyla görüşemediğini be-
lirten Ağca, avukatıyla görüş-
mek istediğini söyledi. Bunun
üzerine mahkeme başkanı Ağ-
ca'ya avukatıyla cezaevinde
görüşebileceğini belirtti.
Mahkeme Başkam, oturum-
da Ağca'yı temsil eden Şevket
Can Özbay'a da, "vekfl" olarak
değil "mndafi" olarak bulun-
duğunu anımsattı. Mahkeme-
ye gelen yazıları okuyacağmı
belirten mahkeme başkanı,
Ağca'ya otunnasım söyledi.
Ancak Ağca ayakta durmak is-
tediğini belirtti. Bunun üzerine
Mahkeme Başkanı Ince, "Sen
canın istediği gibi hareket ede-
mezsin, oturmaüsm" dıyerek
Ağca'yı azarladı.
Mahkeme başkam daha son-
ra, Kadıköy 1. Ağır Ceza Mah-
kemesi'nde görülen Ağca'yla
ilgili gasp dosyasımn mahke-
meye ulaştığmı bildirdi. Dos-
yamn incelendiğıni belirten In-
ce, yargılama aşamalanm da
tutanaklara geçırdi. Ağca ge-
çen oturumda olduğu gibi iddi-
alan "masal" olarak nitelendi-
rerek şöyle devam etti:
"Dûnyada hiçbir güç beni
zoriagetiremezdL Ben aptalnn-
yım. Bunlar masaL Tann'mn
düşmanı Vatikan, insanhğnı ve
Tann'mn düşmanı Vatikan'da
yaşayacağıma kendi isteğimle
buraya geldim. Hepsi hikâye.
Ben Okmeydanı ve Samsun'da
yargdaodun. Fotoğrafim tele-
vizyonlarda yayunlandL Ağca
UFOgibi bir adamanhyormu-
sunuz? Gören görene, tanıyan
tanryana. Almanya'da 3 cina-
yetten yargılandım, ama ben
Ahnanya'yı rüyamda bfle gör-
medim. Avrupa'da hakkunda
40-50 ihbar var. Hepsinde Ağ-
ca diyorlar. Hepsi yalan."
Kfiltûr savaşı
Ağca'nm sözlerini tamamla-
masının ardından mahkeme
heyeti, aralannda hukuki ve fi-
ili bağ bulunuduğu gerekçesiy-
le dosyalan n birleştirilmesıne
karar verdi. Mahkeme heyeti,
Kadıköy 1. Ağır Ceza Mahke-
mesi'ndeki dosyanın iddiana-
me tarihinin daha eski olması
nedeniyle dosyalan bu mahke-
meye gönderdı. Otunımun ta-
mamlanmasının ardmdan Ağ-
ca, "fnsankğm en büyük düş-
manı Vatikan tmparatorhı-
ğu'nu ptşman edeceğim. Vati-
kan'a kültür savaşı ilan ettim"
diye konuştu.
Ağca daha sonra soygun da-
vasmdan yargılanmak üzere
Kadıköy 1. Ağır Ceza Mahke-
mesi'ne götürüldü. Kızıltop-
rak'ta soyulan kuyumcu dükkâ-
nının sahibi Hamza Fikri Yıldı-
run'ın da müdahil olarak katıl-
dığı duruşmada kimlik tespitı
yapılan Ağca, "ûniversite öğ-
rends" olduğunu söyledi.
Mahkeme heyetinin daha ön-
ce kuyumcu soygunuyla ilgili
verdiği ifadeleri okumasmın ar-
dından söz alan Ağca, suçlama-
lan reddettı. Otunım tamklann
dinlenilmesi için ertelendi.
Hapishanede olan Sıvas katliamı davası sanığı Faruk Ceylan'ın eşi Gülten Ceylan ifade verdi
Açık görüşte ^firsat buldukça
9
ilişki
HATİCEBİÇER
SIVAS - Sıvas E Tipı Kapalı Ceza-
evi'nde "Sıvas katitamı davası'' sanıkla-
nndan Faruk Ceylan'ın eşı ile cinsel iliş-
kiye girdiği bölmenin 2 metre yüksekli-
ğinde, 96 santimetre eninde ve 115 san-
timetre uzunluğunda bir kabin olduğunu
belirten bilirkışi, "ayaktaiüşkiyegirilebi-
Br" raporu verdi.
Sıvas olaylan sanıklanndan Faruk
Ceylan, dönemin Adalet Bakanı Şevket
Kazan'ın açık görüş iznınden yararlana-
rak eşi Gülten le cinsel ilişkiye ginniş ve
Mücahit adını verdiği bir oğlu olmuştu.
Olayda ihmalı olan cezaevi yetkilileri
hakkında dava açılmıştı.
Açık görüşte cinsel ilişki olayıyla ilgi-
li davadosyasında ıfadesi bulunan Gülten
Ceylan, eşiyle üişkiye girdiğini doğrula-
yarak açık göriiş sıralanndafirsatbulduk-
ça biriikte olduklannı söyledi. Faruk Cey-
lan ise ifadesinde kendini şövle savundu:
"Ben idam mahkûmuyum. tki kardeşim
decezaevinde.Soyumun devametmesikân
eşimle ilişkiye girdim. Ancak bir açık gö-
rüş smsmda birkaç kez biriikte oldum.
Ayn ayn açık görüş sırasnda değfl."
Sıvas 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nde
açılan davanın dünkü oturumunda, 13
Haziran'da cezaevinde yapılan keşif so-
nucu bilirkişi tarafindan hazırlanan rapor
okundu. Bilirkişi raporunda, cinsel iliş-
kiye girilen bölümün, 14 adet kabinden
oluşan tel ve cam ile bölünmüş diyafon
sisteminin bulunduğu 2 metre yüksekli-
ğinde 96 santim eninde ve 115 santim
boyunda kabin olduğu, içeride sabit bir
taburenin bulunduğu belirtildi.
Raporda,"tlişkive ayaktagirilebuır.Gö-
revhler de açık görüş yerlerini dolaşarak
yaklaşık 17 dakikada denetleyebflir
9
' ifa-
desine de yer verildi. Mahkeme, "görevi
kötüye knllanmak" suçundan yargılan-
malanna başlamlan Cezaevi Müdürü
Mehmet Yalçın. gardıyanlar Emin Kö-
mük, Recep İnce ve tlyas Yddız'ın da ha-
zır bulunduğu oturum sonunda halen ce-
zaevinde bulunan başgardiyan Hayrettin
Karahan'm tutukluluğunun devamına
karar verdi.
Mahkeme, aynca olay günü görevli bu-
lunan cezaevi çalışanlanAhmet Turan
Güneş,HüseyinToprak,KâzımIşık,Ab-
met Korkmaz ve Gürsel Çakmak hak-
kında da suç duyurusunda bulundu.
Ağca
'Kardeşim
Papa
istifaet'
İsfambalHaDerSer-
via- Hakkındaki 3 ay-
n gasp dosyası nede-
niyle 45 yıldan 60 yıla
dek ağır hapis cezası
istemiyle yargılanan
Mehmet Ali Ağca, Pk-
p a l Jean Paul'ü istifa-
ya çağırdı, Vatikan'ı
"Kendi Papa'sına sa-
ikastdüzeııleyenşcytan
merkezP olarak nite-
lendirdi.
Ülkücü terörist Ag-
ca, Kadıköy 2. Ağır
Ceza Mahkemesi Baş-
kanı Nusret fnce'nin
uyansı üzerine gazete-
cilere duruşma salo-
nunda veremediği
açıklamasım, avukatı
Şevket Can Ozbay ara-
cılığıyla ulaştırdı.
"fendi Papa^tna sn-
SatttdüzenJeyen,şeyta-
nm merkezi Vatikan
kapaûlsın'* başhklı bir
sayfalık açıklamada
Ağca, Vatikan'ın tarih
sahnesındcn çekilme-
sini, "firavunsuz pira-
mitter gibi müzeye dö-
nâşmesiai'' istedi. Ağ-
ca açıkJanıasında
a
Ey
»evgüi kardeşim Papa:
ktifa eU hemen istinı
et ve Polonya'ya dön .
Seniyi bir insansm Pa-
pa. Sen şeytanın mer-
kezi Vatikan, tarihin
çöplüp Vatikan nrw-
snde oturamazsm, he-
men istifa et ve papahk
yasakiansın" dedi. Va-
tikan'ın BM'den ihraç
edilmesini isteyen ve
"onursabjbi" devletle-
ri Vatikan"la olan dip-
lomatik ılışkıleriru kes-
meye çağıran Ağ-
ca,açıklamasında '
r
Vs-
tikan Fatüna'nm baa
ariarmı değ^tirdP de-
di.
HermiUetten "«mır-
ta" insanlann kendisi-
ni izlemesıni isteyende
Ağca, Vatikan'a karşı
kültür mücadelesi baş-
lattığım, "Lutber" ve
"CalvHi''in yapama-
dıklanm yapacağını ve
"KatoKkkriVatikan'm
safate,manevi,kkoiojik
zincirlerinden kurtara-
cağmı" da ileri sürdü.
SjFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Mehmet Ali Aybar'ın, Aziz Ne-
sin'in ve Rıfat llgaz'ın ölüm yıldö-
nümleriydi. Onlar, bizim kuşağın ta-
nımaktan, biriikte mücadele etmek-
ten onur duyduğu isimlerdi. Aybar"la
Nesin'in zorunlu bir cezaevi buluş-
masında çekilmiş birfotoğraflan var-
dır. Aybar ince uzun boyu, Aziz Ne-
sin ise onun yanında kısa kalan gö-
rünüşüyle çok sevimli bir ikili olarak
obiektiflere gülümsüyoriardı.
— Uçünündeyaşamtan mücadeteve
ak/rrtı içinde geçti. Saldınlara uğra-
dılar, hapishanelere atıldılar. Bütün
baskılara karşın hep direnen ve iire-
ten birçizgi izlediler. Aybar, birhukuk
adamı ve bir akademisyen olarak
başladığı yaşamına, önüne çıkanlan
engeller nedeniyle daha çok bir po-
litikacı olarak devam etti.
Aziz Nesin, bir mizah deviydi. öm-
rü boyunca hem dövüştü, hem yaz-
dı. Bu topragın insanlannı anlatan en
güzel mizah öykülerini o kaleme al-
dı. Yazdıklanyla geçimini sağlayarak
Aybar, Nesin ve Ilgaz
önemli bir örnek oluşturdu.
Rıfat Ilgaz da üreten ve direnen bir
yazanmızdı. "Hababam Sınıfı" gibi
mizah şaheseri yarattı. Şiirler, düzya-
zılar, öyküler, romanlaryazdı. Zaman
onlan aramızdan alıp götürdü. Sev-
gileriyle, kavgalanyla, inançlarvedi-
renişleriyle bize epeyce miras bıraka-
rak gittiler. Aziz Ağabey bir de vakrf
miras bıraktı. Yazarak kazandıklannı,
dişinden tırnağından arttırarak, ta-
sarruf ederek bir vakfa dönüştür-
müştü.
Ona "cimri" diyenlere inat, bütün
vannı yoğunu gençlerin eğitimine
vakfetmişti. Bu vakfın yaşatılması, o-
nun yokluğunda onun ideallerinin
sürdürülmesi, bizlerin boynunun
borcu. Aziz Ağabey'in oğlu Ali Ne-
sin, vakfın maddi sıkmtı içinde oldu-
ğunu uzun zamandır dile getiriyor.
Aziz Nesin'in ideallerinin sürdürül-
mesi o kadar zor mu? Bu vakfı yaşa-
tamazmıyız?
Mehmet Ali Aybar, birörgüt ve dü-
şünce adamıydı. Sovyetler'deki çö-
küntüyü ilk fark eden sosyalistlerden
birisiydi. Proletarya diktatörlüğünün
bir azınlık diktatöriüğüne dönüştü-
ğünü söylediğinde ona birçogumuz
kızmıştık. Çekoslovakya, Sovyetler
tarafindan işgal edildiğinde ilk tepki
verenlerden birisi yine Aybar'dı. Bu
konulardaki kıymetini geç fark ettik.
Aybar, bizim kuşak için ilk ortaya
çıktığından efsane bir isimdi. Sonra
TİP içindeki kavga ve çekişme nede-
niyle ona birçogumuz haksız saldın-
larda bulunduk. Bu kavgalann daet-
kisiyle TİP bölündü, parlamento dı-
şında kaldı. Sosyalistler bölük pör-
çük güçler halinde etkilerini yitirdiler.
Aybarbütün bu sıkıntılara rağmen,
zorzamanlarda Aziz Nesin veSadun
Aren'le biriikte sosyalistleri yeniden
DİrieştireDilmek için, geçmişi unutup
yeniden kollan sıvadı. Sosyalist Bir-
lik Partisi'nin kuruluş çalışmalanna
destek oldu. O hep bir örgüt adamı,
aydın olarak yaşadı ve öyte öldü.
Rıfat Ilgaz, Ctdeli bir öğretmend).
Bize eserlerini miras bıraktı. Onun
hüzün ve kahır dolu gülümseyişi
geçmiş dönemi hatırlatır. llgaz'ın mi-
rasını oğlu Aydın Ilgaz, Çınar Yayın-
lan yoluyla sürdürmeye çalışıyor.
Aybar, aristokrat bir aileden geli-
yordu, Aziz Nesin ise halk çocuğuy-
du. Sosyalistlerin birliği için yaptığı-
mız birtoplantı sırasında Aziz Nesin,
Mehmet Ali Aybar'a hoş bir sataş-
mada bulunmuştu ve şunlan söyle-
mişti: "Kardeşim, bizim yabancı di-
limiz yok. (Aybar
1
! işaret ederek) Bu
burjuva çocuklanda bize çevirip an-
latmadılar ki, sosyalizmin tûrlü türiü
sorunlan varmış. Bizbirçokşeyi, her
türiü gelişme olup bittikten sonra an-
layabildik." Aziz Nesin'in bu sözleri-
ne Aybar, sevimli bir gülümsemeyle
karşılık vermişti.
• • •
Aziz Nesin, Mehmet Ali Aybar ve
Rıfat Ilgaz zorzamanlarda başvurdu-
ğumuz, ihtiyacımız olan insanlardı.
Bir suredtr yaşamtmtzı onlar olma-
dan süreJürüyoruz. Hücre tipi ceza-
evi sorunu çıktığından bu yana dü-
şünüyorum, onlar hayatta olsa he-
men onlara başvururduk. Destekle-
rini isterdik ve mutlaka bir etkileri de
olurdu.
Onlar artık yok. Mazlumun dostu,
zulmün düşmanı olan bu insanlar
yok. Onlann eşitlik, özgüriük ideali,
sosyalizm ideali ise yaşıyor. Zor za-
manlarda yetişen ve bir ömür boyu
ayakta kalan bu örnek insanlan hâlâ
anyoruz. Onlan sevgi ve özlemleanı-