21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 HAZİRAN 2000 PAZAR HABERLER DUNYADA BUGUIV ALt SİRMEN Yaz Sevgili, Ne doğal, ne inanılmaz ve de ne güzel! Yine yaz geldi. . îKanlıca'nın ihtiyarlan gibi hatırlıyorum bir bir eski yazlan. Yaz! Yeşil yaprakları arasında, erik ağacının tapesindeki cılız Tarzan'ın şöleni. -cYaz! Ayva dalından atını dörtnala kaldırmış, peri padişahının kızına koşan kâküllü, afacan şehzade. Yaz! Uzun sıcak öğleden sonralan, loş o- dalardaki mecburi uyku saatlerinde sinek vızıltılannı bastırmak için esen, çam dallannın iğneleri arasında, ömür boyu unutulmayacak Uğultuları içimize yerleştiren poyraz. Yaz, gönülsüz kapatılınılan loş odalarda, direnmemize karşın yavaş yavaş ağırtaşan gözkapaklan. Yaz! Okulsuz avarelik günlerinin, köşe başlannda, tekerlekli arabasının önünde "Don- durma kaymaaak!" bekleyen tiril tiril giysili Ar- navırt dondurmacı. Yaz! "Silivrii kaymaaak yoğuuurt"un gölgeli kaldınmlan umutla arşınladığı günler. Yaz! Öndeki vagonun ardına takılmış, sarı renkli, penceresiz KadıkÖy - Fenerbahçe, Ka- dıköy - Bostancı açık tramvayı. Yaz! Güneşin altında gözlerin kapalıyken tah- ta iskeleye çakılan çivinin iç ısıtan tak taklan. Yaz! Yeni, gıcır gıcır tahta sandalların taze boya kokusu. Yaz! Eskişehir'den çocukluğunun ve yaşamının özlemi kente gelmiş, gece ilk günün hevesiyle oluşmuş aşırı yanıklara yoğurt süre- cek olan büyükbabanın sırtını güneşten koru- rpak için sürdüğü zeytinyağı kokusu. ••• Yaz! Bizi koynuna çağıran lacivert denizin davetine, koltukaltınasıkıştınlmış, havluyasanlı mayoyla koşa koşa icabet. Yaz! Japone kollu elbiseleriyle iç gıaklatan dil- berler. Yaz! Kurbağalıdere ağzından Mehmet Ali'den beş saatliği bir liraya kiralanan sandal. Yaz! Fınl fınl Brigrtte Bardot eteklerin jüpon- larını hışırdatıp, yüreğımızı allak bullak eden meltem. Yaz! Denizdeyüzen karpuz kabuğu. Çloffse- siyle birlikte, bütün benliğini saran ıslak, lacivert serinleme. Yaz! Eski ahşap evin gölgeli bahçesine bakan penceresi önündekı ilk öpücük. Yaz! Belki gerçekleşmez, diye yürek heyeca- nıyla kilometreler ötesinden koşa koşa gelinip, bekleyeni orada görünce sevinçten uçulan, Moda Plajı'ndaki randevu. Yaz! Yarin sırtına sürülen, ürpertisi ömür boyu sören koruyucu kremin avuç içinde bıraktığı keyif. Yaz! Moda burnunda, gece Mogambo'nun kuytusunda verilen öpücükler ve avcun içinde, gündüzün güneşini taşıyan memeler... Yaz! iki gün süren, arada pikniklerle kesilen, güney yolculukları, genç yıllarımızın seyahat maceraları. Yaz! Erimsiz.. tadına vanlmayan, mavi yolcu- luklar, lacivert sular, kaya barlar, şnorkel ve pa- tetle nafile aranan balıklar.. ••• .-Sevgili, Dilediğin kadar anımsa, belleğinin hazi- nesinde tat eski yazlan, geçmişin güneşlerinde bronzlaş, mazinin sulannı kulaçla! Ama hayıflanma giden yazlara. Takma sarkıdaki söytendiği üzere, bir gün gibi aniden biten aşklar benzeri bırden biten geç- miş yazlara. Yaz! Bahar mucizesinin üstüne, ikinci bir mü- cize, müjdeye eklenmiş bir müjde.. her zaman eskisi gibi koşmasan ve yüzmesen de. -:. 'Çok doğal, ama o derecede inanılmaz işte. -nîYaz geldi yine. Keyfini çıkar! Bir düşün seksenine kadar y&şamak mutluluğuna ermiş bir insan kaç yaz sabahına uyanır bir ömür boyu. On bin bile değil.. biliyor musun!.. Yaşa yazı dolu dolu! Kim bilir daha önünde ûyanılacak kaç yaz sabahı kaldığını hiç düşün- rrieden... ÂB Komisyonu Batman'da ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dışışleri Bakanlığı, AB heyetinin Batman'da yaptığı incelemeleri olağan tetnaslar olarak değerlendiriyor. Dışişleri Bakanlığı'ndan bir yetkili, komisyonun temaslan ile ilgili olarak, "Türidye 5 yıl önceki Türkiye değiL. AB'ye üyelik sürecinde arök "Bu benım ıç problemim' deyrçı işin rçfeıden sıynlamazsınız. Biz o aşamalan geçtik. Arük bu bizim iç probiemimiz diyemiyoruz, dememeuyiz" dedı. AB Komısyonu Türkiye Masası'nın Alevi demeklerin temsılcileri ile görüşmesinden rahatsızlık duyan ve duyarlıhğını ileten Dışişleri Bakanlığı, komisyonun Batman incelemelerini ise olağan temaslar olarak değerlendiriyor. Dışişleri Bakanlığı'ndan bir yetkili, Alevi dernekleri temsilcıleri ile AB Komisyonu arasında ilk kez gerçekleşen görüşme ile ortaya çıkan "AB yeni bir şeylereel aoyor" şeklindeki -"" yaklaşımın Ankara'yı rahatsız etttiğini belirterek "Türkrye'nin böyle konulan oiabilir- ama bunlara d atnıası gereken yine Türkhe'dir, AB değiL Sonuçta onlarla da bu konulan oturup konuşmaktan rahatsızhk duymuyoruz. AB'ye üyelik sürecinde arük bazı konularda bu benim iç problemim deyip işin içinden sıyrüamazsınız" dedi. 28 Şubat sürecinin en önemli isimlerinden Erkaya, irticayı MGK'nin gündemine aldırmıştı Laiküğm ödünsüz savunııcusııANKARA/tSTANBUL (Cumhuri- yet) - Emekli Oramiral Güven Erkaya, REFAHYOL hükümetini sona erdiren 28 Şubat sürecinin en önemli isimleri arasında yer alıyordu. Necmettin Erba- kan başkankğındaki hükümetın laık re- jim karşıtı faaliyetlenne ödün vermek- sizin karşı çıkan Erkaya. dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in uzun süre oyalamasına karşın irticayı MGK toplantısının gündemine aldır- mıştı. Yakın geçmişin sayfalanna göre Güven Erkaya'nın 28 Şubat sürecinde- ki rolünü ortaya koyan bazı gehşmeler şöyleydi: Başbakanlık konutunda tankat lıder- lerine yemek veren Erbakan'ın başba- kanlığında yapılan Yüksek Asken Şû- ra toplantısının ardından Başbakan ko- mutanlara, Başbakanlık konutunda ak- şam yemeği verdı. Erkaya'nın anlatım- lanna göre, basının görüntü alması sağ- lanan yemek öncesinde Erbakan, ka- muoyuna "Başbakanlık konutunda iç- kiiçümediği, konuklara yalnızca porta- kal suyu servisi yapıkhğı'' izlenımi ve- recek düzenlemeler yaptırmıştı. Buna tepki gösteren Erkaya, garsonu çağıra- rak rakı olup olmadığmı sordu. Garso- nun yanıtı olumsuzdu. Erkaya bunun üzerine. "dışandan da oka rakı getiril- mesuıi" istedi. Erkaya, MGK'nin Ağustos 1996 top- lantısında ırticanın kurul gündeminde özel bir madde olarak ele alınmasını önerdi. Gündemı MGK Genel Sekre- terliği ile birlikte hazırlayan dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, öneriyi değerlendireceğini söylemesı- ne karşın gündeme almadı. Erkaya, Aralık 1996'dakı toplantıda söz alarak Erkaya, Boğazlar'la ilgili Başbakanlık Başdanısmanlığı yapıyordu Güven Erkayayaşamını yitirdi EmekliOramiralEr- kaya 62 yaşındaydL İstanbul Haber Servisi - Eski Deniz Kuvvetleri Ko- mutanı ve Başbakanlık Da- nışmanı emekli Oramiral Güven Erkaya dün tedavi gördüğü Kasımpaşa Deniz Hastanesi'nde öldü. "Kolonkanserivemurapl organ metastazT nedeniyle Kasımpaşa Deniz Hastane- si'nde tedavi altında bulu- nan Güven Erkaya önceki gece "komaya* girdi. Uygu- lanan tedavilere yanıt ver- meyen Erkaya, dün saat 13.00 sıralarmda yaşamını yitirdi. Erkaya'nın îstanbul'da topraga verileceği öğrenildi. Emekli Oramiral Güven Er- kaya 1938 yıhnda Salihli'de doğdu. 1952 yılında Deniz Lisesi'ne giren Erkaya, 1959 yılında donanmaya ka- tddı. 30 Ağustos 1992'de ora- miralliğe terfi eden Güven Erkaya, 1992-1995 yıllan arasında Donanma Komu- tanhğı, 1995-1997 yıUan arasmda da Deniz Kuvvet- leri Komutanlığı görevinde bulundu. Kıbns Banş Hare- kân Bronz Liyakat Madal- yası ve TSK Ustün Hizmet Madalyası sahibi Erkaya, 30 Ağustos 1997 tarihinde emekliye aynldı. 30 Aralık 1997'de "BüyükelcT unvanı verilen Erkaya, rahatsızlan- madan önce Boğazlar'la il- gili Başbakanlık Başdanıs- manlığı görevinde bulunu- yordu. Erkaya evli ve iki ço- cuk babasıydı. Demirel'e "Efendim, ağustos toplano- smda sizden bir istirhamda bulunmuş- tuk, bir öneri getirmiştim. Talebimi tek- rarüyorum, zira irtica Türkiye için bü- yük bir tehüke halini ahyor" uyansıru yineledı. Demirel'in, 27 Ocak 1997'de yapılan toplantıda irticayı gündemine almaması üzenne Erkaya Cumhurbaş- kanı'na dönerek "Görüjorum kibenim önerdiğim konu yine gündemde yok" dedi. Deniz Kuv\etlen Komutanı ile Cumhurbaşkanı arasında şu diyalog ge- liştı: Demirel: irtica konusu üzerinde ge- reken uyanlarda bulunuyorum ve buna devam edeceğim. Laik, demokratık, sosyal hukuk devleti olan Türkiye'ye kimse başka bir rejimi getiremez. Erkaya: Efendim sizin tavrmızı ve gayretlerinızi biliyoruz, ancak ciddi en- dişelerimiz var. Demirel: Nedir? Erkaya: Hükümet mevkimdekiler, söylemde laik düzen. Ama eylem? Ey- lem anayasaya saygıyla olur. Yasalann uygulanmasıyla olur. Bugün hukuk dı- şı eylemler var. Sayın Başbakan (Nec- mettin Erbakan) ve yardımcısının (Tan- su Çiller) davranışlannın hukuk düze- nıyle bağdaşmadığını düşünüyorum. Demirel: Önerinizi MGK gündemi- ne alacağım. Erkaya: Teşekkür ederim, ancak bu- gün birkaç hususu daha arz edeceğim. Demirel: Evet. Erkaya: Sayın Başbakan Yardımcısı "Siyasetdinin hizmetindedir v dedi. Bu- nu tekzip etmedi. Eğer anayasanm 14. ve 24. maddeleri yürürlükten kalkma- dıysa siyaset dinin hizmetine giremez. Bu beyan anayasayla uyuşmuyor. Demirel: Sayın Erkaya... Erkaya: Dariası var, Sayın Başbakan ramazan nedeniyle iftar yemeği dü- zenliyor. Nerede? Başbakanlık konu- tunda. Kimlere? Şeyhlere, tarikat li- derlerine... 28 Şubat 1997. Çankaya Köşkü. Toplannya bütün komutanlar hazıruk- lı geliyor. Dönemin Genelkurmay Baş- kanı Orgeneral tsmail Hakkı Karada- yı başta olmak üzere bütün komutan- lar sırayla söz alarak görüşlerini dile getiriyorlar. Konuşma sırası Erkaya'ya geldiğinde eski Deniz Kuvvetleri Ko- mutanı "Eğer ülkeyi yönetenler irtica- yı bir tehlike olarak görmezlerse, baş- bakan, bakanlar. milletvekilleri. beledi- ye başkanlan, sabab-akşam dini srya- sete aletederve şeriat devtetini tarbşır- larsa laik cumhuriyet temellerinden sarsıbnaya başlar" demişti. Meral Akşener'ın tçışleri Bakanlığı döneminde emniyet teşkilatı Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na onbaşı rüt- beli bir istihbarat görevlisi polisini sız- dırarak TSK'nin irticayla mücadelesi- ni izlemeye aldı. Erkaya, konuyu MGK gündemine getırdiğinde Erbakan, Ak- şener ve Çiller'den aldığı yanıt. "BOmi- yoruz, ilk kez duyuyoruz" olmuştu. Emekli olduktan sonra da irticayla mücadelesini sivil ortamlarda sürdür- müştü. Erkaya, 12 Eylül darbesini ya- pan komuta İconseyinin başkanı olan 7. Cumhurbaşkanı Kenan E\Ten' ın de la- üdik karşıtı akımlann hız kazanarak ülkenin kaosun eşigine gelmesinde ha- tası olduğunu belirtmişti. 28 Şubat kararlan ile irticaya karşı emniyet, istihbarat ve güvenlik çalış- malannın yürütülmesi için kurulan Ba- tı Çalışma Grubu'ndan da sorumlu olan Erkaya, Fethullah Gülen'in laik cumhuriyet için en büyük tehlike oldu- ğunu ifade etmişti. Bakanlar Kurulu tarafindan "Büyükelçi" unvanı da ve- rilen emekli Oramiral Erkaya, TRT'de yayımlanan "Pomika'nm Nabzı" prog- ramında 9. Cumhurbaşkam Süleyman Demirel'in Fethullah Gülen'in ödülü- nü almasını da eleştırmıştı. Cemil Gezmiş, Üsküdar Setimhe Camii'nde kıhnan cenaze namazuun ardmdan Tuzla Aydmh Mezarhğı'nda toprağa verildL (Fotograf: KADER TUĞLA) w Ceıııil Amca' aOoşlarla uğurlandı İstanbul Haber Servisi - 68 kuşa- ğının sembolü Deniz Gezmiş' in ba- bası Cemil Gezmiş, sevenlerinin al- kışlan arasında son yolculuğuna uğurlandı. Gezmış'in 28 yıllık da- va arkadaşı Hıdır Inan ise cenaze- de, çabalannın hep boşa çıkmasına sitem ederek "Hadi kalk Ankara'ya gklenm" dıye arkadaşının ardmdan gözyaşı döktü. Türkiye devrimci hareketinin ön- derlerinden Deniz Gezmiş ın baba- sı Cemil Gezmiş, Üsküdar Selimi- ye Camii'nde kılınan cenaze nama- zımn ardından Tuzla Aydmh Me- zarlığı'nda toprağa venldi. Gez- miş'in oğlu Hamdi Gezmiş, "Bu kadar aah ydlarm ardmdan baba ile oğul buluştu" diye konuştu. Hüse- yin Inan'm babası Hıdır tnan ise 28 yıldır oğullannm davasında birlik- te olduğu Gezmiş'in ardından göz- yaşlannı tutamadı. "Budavayıarok kalbimiz de kaldırmıyor" diyen Inan, "Söyledik söyledik. söylediği- miz yannnıza kaldı. Kendi selahiyet- leri için 3 çocuğu feda ettiler. Çocuk- lan idanı ettiler. Ne yapmışlardı? Bir fıkir için. 70'te muhnra, 80'de dar- be. 28 Şubafta kapalı darbe. Bun- lan hazıriayanlar da belli" sözleriy- le sıtemim dıle getırdı. 68'hler Bır- liği Vakfı Başkanı Haşmet Atahan ise duygulannı şu sözlerle ifade et- ti: U O, Deniz Gezmiş'in babasıydı. Deniz'L ülkesini ve halkmı seven ger- çek bir yurtsever olarak yetiştirdi. Bağunsızhk-demokrasi-sosA'alizm bavrağıru yükselten Deniz'in boy- nuna idam fermam asıhnca, o ülke- sini ve milletini oğhından çok daha seven bir aydının onuriu direncini anıtlaştırdı.Obaşıdik,yüreği insan sevgisiyle dolu, haksızlıga boyun eğ- mez, örnek bir insandı. O bütün 68'lilerin amcası, babasıydı.'' Cemil Gezmiş cenaze namazmuı kıhnmasunn ardından, törene katı- lan yüzlerce kişi tarafindan alkış- larla uğurlandı. Gezmiş'in cenaze namazma, oğullan Bora ve Hamdi Gezmiş, yakmlan, eski CHP milletvekilleri Algan Hacaloğlu, Ahmet Güryüz Ketenci, Mehmet Sevigen ile Boz- kurt Nuhoğlu. Hasan AtaoL Musta- fa Zülkadiroğlu, Salman Kaya, Ari- la Sarp, yazar Turan Fevizoglu, SlP Genel Başkanı Aydemir Güler, CHP Kadıköy Belediye Başkanı Sdami Öztürk, BedriBaykam, Ata- ol Behramoğlu, eski CHP Parti Meclisi üyesi Nuriye Berberoğtu, Deniz Gezmiş'le ilgili 'Hoşçakal Yarın' adlı filmin yönetmenı Reis Çetik, filmde rol alan Berhan Şim- şek, 68'liler ve sevenlen katıldı. Cemil Gezmiş'in cenazesine gönderilen çelenkler ise şöyle: Hıdır tnan, PSAKD Genel Mer- kezi, G. Antep Belediye Başkanı Celal Doğan, Sosyal Araştırmalar Vakfı, ÖDP, CHP Genel Başkanı Altan Öymen, 68'liler Vakfı, Eme- ğin Partisi, tzzet Tosunbaş ve eşi, Edip Akbayram, Çay Işletmeleri Genel Müdürlüğü, Sosyal Demok- rasi Vakfı, avukat Namık Kemal Şenpolat, Mehmet Bölük. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR 15 bin kişi yürüdü Türkbank çalışanlarından protesto ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Tûrk Ti- caret Bankası'nın, Tasarruf Mevduatı Sigor- ta Fonu'ndaki diğer bankalaria birlikte tek çan altında toplanmak ıstenmesini protesto e- den banka çalışanlan, dün Anıtkabjre yürü- dü. Türk Ticaret Bankası Munzam Sandığı ve Emeklilik Sandığı vakıflan ile Bank-Sı-Sen Sendikası'nm düzenlediği eylem kapsamın- da tstanbul'dan önceki gün hareket eden yak- laşık 15 bin kişilik gnıp, dün Kore Parkında buluşarak Tandoğan Meydanı'na viirüdü. Bu- rada okunan açıklamada, Türkbank'ın 1913 yılında Adapazan esnaf ve tüccarlannın kur- duğu ilk ulusal teşebbüs bankası olduğuna işaret edildi. Sermayesinin yüzde 85'i çalışan ve emek- lilere ait olan bankanın yönetimıne 1994 yı- lında Hazinece el konulması ve yapılan ser- maye arttınmlan sonucu çalışan ve emekli- ninpayının yüzde 6'ya düştüğü belirtildi. Son günlerde IMF ve Dünya Bankası'nın emirle- ri doğrultusunda Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'ndaki 8 bankanın tek çatı altında bırleş- tirilmesi, 714 şubenin 300'e düşürülmesi ve personel sayısınm da 16 binden 4 bıne indi- rilmesinin gündeme geldiğine işaret edilen açıklamada, şöyle dendi: "IMFveDünyaBankasıtanmatian doğrul- tosunda 8 bankayı birleştirerek Turkbank'ı yok etmeyi kafasuıa koyanlar 50 bin kişilik Türkbank ailesini yok etmevi başarama\a- caklanhr. Biz Ticaret Bankahlar, kurmuş ol- duğumuz özel sosyal güvenBk sistemi ile dev- letten hiçbir katkı almadan 7 bin emeklimize maaş ödemekte ve sağhk giderierini karşıla- maktayız. Bankanın büieştirumesi, personel çıkarubnası demek bu sistemin çökmesi de- mektir. Bu ise 50 bin kişinin geleceği ile oyna- makdemektir" "Birileri istij'or'' dıye 50 bin kişinin mağdur edilmesıne göz yumulacağı- nı sananlann yanıldıklannı anlayacaklan be- lırtılen açıklamada, "Bankamıan birleştirik- rekyokedflmesmekarşryız. Bizbankanın hu- kukunüstünlüğüneinanmışkurunısalkimn- ği olan ve gerçek anlamda bankacınkyapmak isteyen kuruhış veya gnıplara saûsından ya- naya" denıldı. Açıklamada, 2 a\ dır banka yönetimince imzalanmayan Toplu Iş Sözleş- mesi'nin bir an önce yasal süresi içinde im- zalanması ve fon bünyesinde bulunan hisse- lerin de satışa çıkartılması istendi. [email protected] Milli Güvenlik Kurulu anayasal bir kurum. 12 Eylül askeri darbesinden sonra elde ettiği yetkilerle memleke- tin bütün meselelerini ele alır, karara bağlar, denettervb. vb. vb... MGK'nin, anayasa ve yasalardaki yetkileri, Baş- bakanlığın imzaladığı belgeleıie daha da kapsamlı bir hale gelir, neredeyse her şey onlardan sorulur. Milli Güven- lik Kurulu, milli güvenliği ilgilendirdigi varsayılan her alanda başbakan adı- na ve başbakan gibi hareket eder. Aslında bütün bunları MGK yap- maz. MGK sonuçta cumhurbaşkanı, başbakan, ilgili iki bakan ve kuvvet komutanlanndan oluşur. Birde, rütbe- si üst düzey bir general MGK Genel Sekreteri olarak bu kurulun üyesidir. Alınan kararlan veya gene) sekreterli- ğin uygun gördüğü bütün işleri MGK Genel Sekreterliği takip eder. MGK'nin yönetmeliği gizli olduğu için tam da ne yaptığını, ne karariar MGK ve Çakıcı'nın Cep Telefonu alıp neleri takip ettiğini öğrenmek mümkün değildir. Ancak, Ankara'da bir bakanlıktan daha büyük bir bina- da, sayısını bilmediğimiz çok sayıda görevli MGK Genel Sekreterliği'nin emrinde çalışır. Ülkenin dört bir ya- nında, örgütlü kadrolanyla etkin bir kuruluş olarak kendisini hissettirir. Örneğin basına şöyle bir haber yan- sır: Ülke çapında özel radyo ve TV'le- ri MGK elemanlan 24 saat izleyip, RTÜK'ü, 'bölûcü ve irticai' yayınlara karşı uyardı. Tabii bütün bu haberler, MGK Yönetmeliği nedeniyle çoğu za- man karanlıkta kalır. Çünkü MGK ka- rarlan gizlidir, verilen talimatlar gizlidir, bu nedenle yaptıklan birçok iş de giz- lidir. • * • MGK anayasal bir kurumdur. Ama MGK'nin bu hali acaba demokrasi ile yönetildiği söylenen bir ülkeye uygun mudur? Çok partili demokratik bir sis- temle yönetildiğimiz siyasiler tarafin- dan sık sık vurgulanıyor. Başbakanlı- ğın, MGK Genel Sekreterliği'nin kap- samlı yetkileri için talimatlar yayımla- dığını da biliyoruz. Şimdiye kadar Meclis'tegrubu bulunan partilerimizin bu durumdan şikâyetçi olduğuna iliş- kin bir şey de duymadık. REFAHYOL hükümeti döneminde Erbakan'ın da benzer bir yönergeyi imzaladığını bi- liyoruz. Yani açıkçası, demokrasi açı- sından bu ülkeyi yöneten hükümetler, MGK Genel Sekreterliği'nin kapsam- lı yetki ve denetiminden bir şikâyette bulunmadılar. • • • Şimdt merak ediyorum: Milli Güven- lik Kurulu ve onun Genel Sekreterli- ği, adı üstünde, ülkenin güvenliğini esas alan bir kurum. Zaten kurulun yapısı da bunu doğruluyor. Kurukja- ki bakanlar (Içişleri, Milli Savunma) ve komutaniann asıl işleri güvenlik. Kurulun bildirileri dışında, ne karar- iar aldığını bilemiyoruz, çünkü ka- rarlan gizli. Zaman zaman MGK toplantısı sonrası gazeteciler, toplantıya katı- lan başbakan ve bakanlara, toplan- tılaria ilgili sorular soruyoriar. Orne- ğin Susurluk kazasından sonratop- lanan MGK'lerde Susurluk hiç ele alınmış mıydı? REFAHYOL'dan sonra kurulan hükümetlerde başbakanlık yapan Mesut Yılmaz, olaydan 1.5 yıl son- rasına kadar Susurluk'un kurulda hiç gündeme gelmediğini ıtiraf etti. 1.5 yıl sonra ise Yılmaz'ın önerisiyle, yanlış anımsamıyorsam Yeşil'den söz edilmişti. ••• MGK'nin, Dışişleri Bakanlığı'nın AB'ye yönelik demokratik açılımlar içeren raporunu tırpanladığı geçen günlerde gazetelere yansıdı. Aynı gün Çakıci-Ergin savaşı da gaze- telerin manşetlerindeydi. Birden merak ettim. Eli kolu her yere uza- nan MGK, acaba Alaattin Çakı- cı'nın cep telefonunu elinden ne- den alamıyordu? Çünkü mafya li- derieri ellerindeki cep telefonlarıy- la cezaevinden verdikleri talimat- laria ortalığı kana buluyorlar. Yoksa bu konu, tıpkı Susurluk gi- bi, Ipekçi cinayeti gibi ülkenin gü- venliği kapsamına girmiyor mu? Merak ettim de...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle