Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25 HAZİRAN 2000 PAZAR
12 PAZAR KONUĞU
• Kenan Evren hakkında 146. maddeyi ihlal gerekçesiyle dava açan Adana Savcısı SacitKayasu ile söyleşi
;t
'Darbeciler içinzamanaşımı olamaz'
Bakanlık
açığa aldı'
- Peki ama Tarsus Ağır Ceza Mah-
kemesi itirazuıızı reddetti,
başsavcınuı uygulamasını aklamış
oldu. Bu durumda Sacit Kayasu ne
yapacak?
- Valla Sacit Kayasu bir şey
yapmaması, yapamaması için
bakanlık tarafından açığa almdı.
- Bu durumda, yani açığa
anndığınız için siz arük bu davayı
kovalama hakkınızı yitirdiniz mi?
- Hayır. Nereden çıktı bu?
- Bir yerden çıkmadL Şu anda sava
yetküeri taşımryorsunuz değü mi ?
- Açığa alınma ömür boyu
sürmeyecek. Üç ay. Üç ay sonra
ben görevimin başındayım. Ama
bakanlık, yetkilerini kullamp açığa
alma karannı ikinci kez, bir üç ay
daha uzatırsa işte o zaman bu dava
birmiş olur.
Darbeclye zamanaşımı
olur mu?
-Nasü?
- Çünkü ben nişan ayımn 20'sinde
açığa alındım. Üç ay sonra
temmuzun 20'si olur. Ama bir üç
ay daha uzatılırsa, 20 Ekim
demektir ki, o zamana kadar 30
Ağustos ve 12 Eylül 1980 tarihli
suçlar için zamanaşımı dolmuş
ölâcağmdan ben istesem de artık *-;»
bir şey yapamam... Bu kadar basit
ve bence hesap da bu. Bakanlığın
üçer aydan iki kez açığa alma
yetkisi var...
'Ben bir
bulunuyoruırr
- O zaman yapüacak bir şey yok.
- Bakın Engin Bey, ben bir
hukukçu olarak, benim hukuk
anlayışıma göre darbe yapanlar
için, ihtilal yapanlar için
zamanaşımı olamaz. Diyelim darbe
yaptı, başa geçti adam. 20 yıl da
iktidarda kaldı. Eee, 20 yıl geçti,
zamanaşımı doldu mu denecek? O
kadar cinayet, o kadar işkence ve
sonra zamanaşımı öyle mi? Bu
akla, mantığa, vicdana, hukuka,
evet hukuka aykırıdır. îhtilaller için
zamanaşımının olmaması gerekir...
- Ama biz var olan uygulamada
kalalım. Yani ikinci kez açığa alma
karan işletiürse yapdabflecek bir
şey yok öyle mi?
- Valla savcı sıfatı ile yapılabilecek
hiçbir şey yok. Yurttaş sıfatı ile bir
şey yapılabilir mi?.. Bakın ben
yurttaş olarak da, savcı olarak da
bir mesaj veriyorum. Diyorum ki
12 Eylül bütün Türkiye'de
uygulandı. Dolayısıyla bu ülkenin
herhangi bir başsavcısı 30 Ağustos
2000'e kadar, o geçerse 12 Eylül'e
kadar Evren ve suç ortaklan
hakkında dava açtığı anda
zamanaşımım keser. Yani hukukun
üstünlüğüne inanan, hukukçu
olduğunun bilincinde olan, yürekli,
yılmayan, baskıdan korkmayan bir
başsavcı dava açarsa zamanaşımı
kesilir. Benim bugün verebileceğim
mesaj bu. Bir çağnda
bulunuyorum.
Umudunuz var nu? Çıkar mı böyle
bir sava?
- Bu, bu ülkenin demokrasi
güçlerinin soruna sahip çıkmasına
bağlı. Bu bir sınav. Göreceğiz...
A
dana Savcısı Sacit Kayasu ilginç bir
hukukçu. 48yaşında ve 1975yılında
tstanbul Hukuk Fakültesi 'ni bitirdi
Memleketi Denizli'de avukathğa başladu
12yıl avukatlık yaptıktan sonra kendi
anlatımıyla "hukuku daha etkili savunabilmek
için " savcılığa geçti Varhklı bir ailenin çocuğu
olmasına ve avukathktan iyipara kazanmasına
rağmen savcılığa geçişini "Nedeni tek kelimede
saklu AdaleL Hukuk. Ben avukatken adaletiyerine
getirtemiyordum. Para kazamyordum ama içim
rahat değü, Adalet tecelli etmiyor, edemiyordu..." diye açıkhyor.
1988'de başladığı savcıhkta Çamlıhemşin, Iğdır, Pasinler, Adıyaman ve
Ödemiş 'te görev yaptı.
on olarak Adana Savcısı iken Kenan Evren
ve öteki cunta üyeleri hakkında anayasanm
146. maddesini ihlal ettiklerinden
cezalandınlmalannı isteyen bir iddianame
düzenledi Ancak bu ö'nemli hukuksal çıkış
medya tarafından adeta bir magazin haberigibi
değerlendirildl Savcı Kayasu da gene kendi
deyişiyie, "uçuk kaçık bir savcı" olarak gösterilmek
istendL O iseyaşamı boyunca adaletin peşinde
koştuğunu söylüyor ve darbe yaparak seçilmis ,
parlamentoyu dağıtanların cezalandırılmasımn
"demokratik, laik cumhuriyet"e ulaşmak ve onu savunmak için zorunlu
olduğu kanısında. Kayasu, Evren ve arkadaşlan hakkında iddianame tanzim
ettikten kısa süre sonra Adalet Bakanlığı 'nca açığa ahndu
AYDEV ENGİN
- Sayın Kayasu, biz sizi ilk Ödemiş
Savctsı olarak Yeşil'in cesedi bulundu
mu. bulunmadı mı tartjşmasında tam-
dıkvekonunun hukuksal yanındançok
adeta— Adeta "Ödemişte bıraz kaçık
bir savcı var galıba" gibi bir medyatik
bombardımana uğradınız. Nedir bu
Yeşil'in cesediolayı? Sizin mezan açör-
manız, ardmdan fryasko...
- Fiyasko değil. Hayır, değil.
- Peki ne? Meşhur mu olmak istedi-
niz?
- Ah, hayır. Eğer ben meşhur olun-
ca devlet bana daha çok maaş verecek-
se haydi meşhur olmak isteyeyim. Tam
tersine. Ben o günden beri soruşturma
altındayım.
i m
-Peldneydiofay?
- Bakın Ödemiş bir kapalı kutudur.
Kimsenin adını bilip varhğından habe-
ri olmadığı, fakat çok karanlık ilişki-
lerin döndüğü, özellikle esrann, yani
dişi hintkeneviri dediğimiz bitkinin ye-
tiştirilip Türkiye çapında pazarlandığı
bir bölge. Bunu orada bilmeyen yok.
Aynca bir de kumar yoluyla elde edi-
len ciddi bir kara para var. Bir nokta
daha, Ödemiş'in ünlü bir mafya baba-
sı var. Adını vermeyeceğim, ama açtı-
ğım pek çok davada adını da vererek
belirttim. Ama maalesef bu mafya ba-
bası adliyeyi satın almış diye çok yay-
gın bir söylentı dolaşırdı kentte. Ben
bir soruşturma dolayısıyla... ':
• * i
"'
- Biz Yesil konusuna, yani Yeşfl'in ce-
sedi konusuna dönetim-. Bir ihbar nu
oldusize?
- Hayır. Gelişigüzel söylenmiş bir
laf. Bir şaka belki. Bulunmuş bir ceset
var. Otopsi sırasmda doktor arkadaş
tt
Yahu" dedi, "Yeşil epeydir ortahkta
yok. Ister misin bu ceset YeşiTin ol-
sun?.." Bu öylece söylenmişti. Ama
ben cesede bakınca "NiyeohnasuT de-
dim. Çünkü savcı olarak bize emni-
yetten gelen bilgilere göre Yeşil'in bo-
yunu posunu, kilosunu fılan bilebili-
yorum. Aynca Yeşil'in Kürt kökenli
olduğunu biliyorum. Baktığım cese-
din görünüşü "Neden ounasın" soru-
sunu pekiştiriyordu.
-Kmuiği bttmmeyen bir ceset buhın-
muştu ve ona otopsi yapdryordu. öyle
mi?
-Evet, evet. Ödemiş-Bozdağ-Salih-
li yolunda bir ceset bulunmuştu. Ce-
set 20-25 günlük bir ceset. Ama o ka-
dar zamandır orada olsa görülmeme-
si, bulunmaması, kokusunun duyul-
maması mümkûn değil. Besbelli ki
başka yerde öldürülmüş ve oraya geti-
rilmiş.
Profesyonel blr cinayet
- Kurşunla mı öldûrühnûş?
- Evet. Kurşunla. tşin garip tarafi,
dokuz el ateş edilmiş. Ama vücutta bir
tek kurşun çekirdeği yok. Tam bir pro-
fesyonel işi. Gözler ve burun oyuluyor.
El ve ayaklannın parmak uçlannın de-
rileri dikkatle soyulmuş. Parmak izi
tespiti olanaksız hale gelmiş. Yani
kimliği belirleyecek hiçbir şey kalma-
mış. Bu durum beni daha dikkatli in-
celemeye itti. Kafa yapısına baktım,
boyuna posuna baktım, kılosuna bak-
tım, yaşına baktım. Hepsi Yeşil'e uyu-
yor. O zaman emniyete bir yazı yaz-
dım. Böyle böyle, bir ceset bulundu,
bana Yeşil'in eşkâl bilgilerini verin,
diye bir yazı. Geldi bilgiler. Hepsi cuk
oturdu. Evet, boy pos, kilo, yaş önem-
li olmayabilir. Ama bana gelen eşkâl-
de bir başka kişide bulunma olasıhğı
yüz milyonda bir olan bir özellik var-
dı. Yeşil'e ait eşkâl bilgisinde yani. Bu-
nu soruşturmanın gizliliği yüzünden
burada açıklayamam. Ama devletin
resmibelgelerinde bu var. İşte bu özel-
lik, bulunan cesette birebir vardı.
- Bu durumda sizin kuşkularnuz iyi-
cearttu.
- Elbette. Çok önemli bir özellikten
söz ediyorum. Aynca bir nokta daha
var. Konu medyaya sızdmldı...
- Sizin tarannızdan değil mi?
- Hayır, hayır, hayır. Ben niye sızdı-
rayım. Ben savcıyım. Gizli bir tahki-
kat yürütüyorum ben. Ankara'dan sız-
dı basına. Ben de sizler gibi okudum.
Galiba 15 Aralık 1998 idi. Hürnyet
gazetesinde okudum, okuduk. Öde-
miş'te bulunan cesedm Yeşile aıt ol-
duğu iddia ediliyor. diye bir haber. Al-
lah Allah bu haberi ben vermedım
Ödemiş'ten çıkmadı. Ankara'dan A-
ma aynı gazetede bir haber daha var.
Adapazan'nda bulunan bir cesedın de
Yeşil'e ail olduğu iddia ediliyor. diye
bir haber. O zaman şöyle düşündüm.
Demek ki bu cesedin Yeşil'e aıl oldu-
ğu iddiası sulandınlmak isteniyor, Ye-
şil'in cesedinin bulunması istenmıyor.
Önüne gelen, Yeşil'in cesedini buldum
diyor yani. Okuyucu bakacak, şu işe
bak. diyecek, önüne gelen meşhur ol-
başsavcı isterse bir savcıdan dosyayı
alır Ama bu olayda öyle olmadı. Faili
meçhullenn tümünü kapsayan bir ge-
nelge çıkanldı. Buna dayanılarak dos-
ya benden alındı. Ardından da genel-
ge \eniden yürürlükten kaldınldi.
- Peki o dos>a ne oldu?
- Bilmiyorum.
- Kim bilir?
- Ödemiş Başsavcısı bilir.
- Peki şöyle bir soru. Bir sa\ cı olarak
\anıtlayın: Bir cesedin Yeşil'e ah ohıp
olmadtğı nasü anlaşılabiür' Yani bir
bilgi var mı?
Bakanlığın bana yönelik olumsuz bir
davranışı olmasın diye vatandaş kim-
liğimle suç duyurusunda bulundum.
Çünkü bakanlık bu adamlann yargı-
lanmasmı istemeyecektir. Nitekim bu-
nu gördük. Ben bu suç duyurusu dilek-
çemi vatandaş sıfatımla verdiğim hal-
de. bakanlık hem benim yargılanmam
için komşu ilçe Salihli Başsavcıhğı'na
evrak tanzim edip yolladı hem de di-
siplin soruşturması başlatıp kmama
cezası verdi bana. îtiraz ettim tabii.
Ben dedim, bana zarar vermeyesiniz
diye vatandaş sıfatıyla dilekçe verdim.
Şimdi vatandaş sıfatıyla verdiğim di-
lekçeden dolayı beni savcı olarak na-
sıl yargılarsınız?.. Nitekim Salihli Ağır
<>
Üİİlüs ^ B ^ ^
1
Tfatandaş olarak yaptığım
V suç duyurusunda Kenan
Evren ve arkadaşlarının
yaptıkları açıklamalar,
verdikleri muhtıralarla
anayasayı ihlale ve ihtilale
teşebbüs ettiklerinden
cezalandınlmalannı ve 12
Eylül darbesiyle de ihtilal
yapmaktan yargılanmalannı
istemiştim.
A
J±nkara Cumhuriyet•-•< ! «-^Başsavcılığı 'mn verdiği
takipsizlik karannda deniyor
ki, anayasanm 15. maddesine
göre bu kişiler hakkında dava
açüamaz, takibat yapılamaz.
İşte ben bunu sindiremem.
Hukukun yenilip yutulmasına
göz yumamam.
,/j.nayasamız 'Türkiye
Cumhuriyeti laik, demokratik
bir hukuk devletidir' diyor.
Bunlar ciddi sözlerdir.
Anayasa bu. Ama ortada ne
demokrasi var, ne hukuk
devleti. Ortada bir tek
Cumhuriyet var.
mak için Yeşilin cesedini buldum di-
yor, diyecek.
- Sulandınlryor yani konu?
- Evet. Ama ertesı gün bir başka ga-
zetede bir haber daha: Yeşil. Manav-
gat'ta görüldü. Dedım ki Yeşil'ın ya-
şadığı, ölmediği söylenmek isteniyor.
Sanırım 17 ya da 18 Aralık'ta, Iz-
mir'den bir gazeteci aradı. Ben de ona
"BakuT dedim. •'benim bulduğum ce-
set, benim kişisel kanıma göre> üzde 95
Yeşil'in cesedi". Tabii böyle yüzde 95
gibı kesın bir iddia ortaya atılınca ba-
sm birden ilgilendi. Sonrasını biliyor-
sunuz. televizyonlar filan yığıldı Öde-
miş'e. Ama bakın. ben hiçbir zaman
dosyayla ılgılı bilgi vermedim. Kışısel
kanımı söylemekle yetindım. Bakan-
lık benim hakkımda soruşturma üstü-
ne soruşturma açtı. Ama aynı bakan-
lık ve emniyet bir kez de olsun, "Ya-
hu arkadaş, sen. bu ceset Yeşil'in diyor-
sun ama, bunu neye dayanarak söylü-
yorsun. kanıtm ne. da\-anağın ne" diye
sormadı. fki yıl geçti aradan. bakın hâ-
lâ bana böyle bir soru sorulmuş de-
ğil... Sizce önemli değil mi bu?
Cumhuriyet tarihinde
ilk kez
- Peki bu cesedin Yeşil'e ait olmadığı
karan nasıl verikü?
- Bilmiyorum. Çünkü dosya benden
alındı. Biliyor musunuz, Türkiye
Cumhuriyeti tarihinde ilk defa. bakan-
lık bir dosyayı bir savcıdan almak için
genelge çıkardı. Dosyayı aldıktan son-
ra da genelgeyi yeniden yürürlükten
kaldırdı.
- Ne demekTürkiye Cumhuriyeti ta-
rihinde ilk defa? Yani daha önce bir
savcıdan bir dosyaıun alındığı olmadı
nu?
- Bir genelgeyle olmadı. Çünkü bir
- DNA testi. Bakın Engin Bey, ben
dosyanın benden alınacağını anladı-
ğım anda bir basın toplantısı düzenle-
dim ve gazetecilere açık seçik şunu
söyledım: DNA testi sizin önünüzde
yapılsın. Çünkü bu ışın örtbas edilece-
ği artık ayan beyan olmuş. Basına sız-
dıran ben değılim. Kimin, neyi sızdu--
dığını bihniyorum. Ama DNA testi ya-
pılmadan. yani kesinleştirilmeden
açıklama yapmak bir savcının yapa-
cağı iş değildir.
- Peki efendim. bu söyleşinin amacı
emekli General Kenan Evren hakkın-
da iddianame tanzim eden Adana Sav-
cısıSacit Kayasu ile söyleşi}dL Ama Ye-
şil'in cesedi ûstünde epe> durduk. Bu
konuyu noktalamak için size son bir
soru: Savcı Kayasu, bulunan ceset Ye-
şil'in değildir, diyor mu?
- Hayır. Ben hâlâ, kişisel kanım ola-
rak diyorum ki bulunan ceset yüzde
yüze yakın bir kesinlikle Yeşil'e aittir.
Saydam bir DNA testi yapılarak bu ke-
sinleştirilebilirdi. Ama bu yapılmadı
ya da yapıldıysa bile ben bilmiyorum...
Ftncancı katırtarını
ürkütmek
- Peki bizgelelim emekli General Ke-
nan tvren'Je ilgili da\ anı/a... Siz 12 Ey-
lül darbesinin hazırlanmasuun ve tasü
yapılmasının bir suç. anayasal bir suç
olduğuna inandınız ve daha sava ola-
rak Adanava atanmadan önce Kenan
E\ ren hakkında bir suç duyurusunda
bulundunuz.
- Evet.
- !Ve olarak, ne zaman, nerede?
- Vatandaş sıfatıyla, 5 Ağustos
1999'da...
- Siz o zaman savcı\ dınız ama...
-Tabii. tabii.. Ödemiş Savcısı'ydım.
Ceza Mahkemesi yargılamadı; yani
yargılamaya yer ohnadığına karar ver-
di. ^ . ._
- Peki bakanhğm kmama cezası de-
diniz. Onda ne gerekçe gösterdi bakan-
lık?
- Hiç. Gerekçe yoktu.
-Hiç?
- Hiç. Kupkuru, mühürsüz fılan bir
yazı. Kınama cezası ile cezalandınldı-
nız. O kadar...
- Peki şimdi gelelim savcı olarak Ke-
nan Evren hakkında tanzim ettiğiniz
kklianameye— Yani biraz tuhaf bir hu-
kukçu olan Sacit Kayasu, fincancı ka-
brlaruu ürküten bir iddianametanzim
ettL.
- Buna mecbur kaldmı. Çünkü va-
tandaş olarak yaptığım suç duyurusun-
da ben, Kenan Evren ve arkadaşlarının
26 Ağustos 1979 27 Aralık 1979, ve
30 Ağustos 1980 tarihinde yaptıklan
açıklamalar, verdikleri muhtıralarla
anayasayı ihlale ve ihtilale teşebbüs et-
tiklerinden cezalandınlmalannı ve ay-
nca 12 Eylül 1980 darbesiyle de ihti-
lal yapmaktan yargılanmalannı iste-
miştim. Ama. çok ilginçtir, önemlidir,
altını çiziyorum, tekrar tekrar çiziyo-
rum. Benim vatandaş olarak yaptığım
suç duyurusuna Ankara Cumhuriyet
Başsavcılığı'mn verdiği takipsizlik ka-
rannda deniyor ki. anayasanm 15.
maddesine göre bu kişiler hakkında
dava açılamaz, takibat yapılamaz... tş-
te ben bunu sindiremem. Hukukun ye-
nilip yutulmasına göz yumamam.
-Çûnkü?
- Çünkü eğer bunlar yenilir yutulur-
sa Engin Bey, biz o zaman niçin ve ne-
yin mücadelesini yapıyoruz? Ben avu-
katlığı bırakıp da savcılığa niye geç-
tim? Hangi adaleti yerine getireceğım
ben° Benim görevim ne?
zamanaşınnm 6nlemek
- Anlaşıkn. Yani yurttaş Sacit Kaya-
su'nun. E\Ten ve arkadaşlan hakkın-
daki suç duyurusu sonuçsuz kakü. Şim-
di gelemn sa^cı Sacit Kayasu'nun~
- Evet, vatandaş olarak sonuç ala-
madım. Bu defa da savcı kimliğımle
hukuku işletmeye çalıştım.
- Nevdi amacuuz? Yani savcı olarak
iddianame düzenlemekteki amacuuz?
- Çok basit. Çünkü artık zamanaşı-
mına aylar kaldı. Yani 30 Ağustos
2000 ve 12 Eylül 2000 tarihinde her i-
ki suç zamanaşımma uğruyor. tlk iki
suç, yani 27 Aralık 1979'daki açıkla-
malar ve 26 Ağustos 1979'dakı muh-
tıra ile ışlenen suçlar zamanaşımına
uğradı. Özellikle 26 Ağustos muhtıra-
sı ile ilgili bizzat Kenan Evren ve ar-
kadaşlannın beyanlan var Diyorlarki:
"Bu muhöra bir darbe olarak algılan-
dL" Eee, darbenin Türk Ceza Yasa-
sı'nda karşılığı var 146. madde Bu
suçu kim işlerse işlesin cezasını çek-
melidir.
- Pekâlâ. Adana Savcısı Sacit Kaya-
su, Evren ve arkadaşlan hakkında bir
iddianame düzenledi ve hukuk bilgi-
mizin bize ogrertiğine göre bir dava baş-
la<h.
- Evet. ', -»?•-,,
- Ama başlamadL
- Evet maalesef başlamadı. Şimdi
ben bu işin örtbas edileceğini bildiğim
için, iddianameyı tanzim ederetmez...
Bakın daha ilk adımda. başsavcı vekı-
li beni saatlerce bekletti. Başsavcıya
imza için bile götürmedi. tddianame-
yi damgalıyorlar. Yani affedersmız a-
ma eşek damgalar gibı bızım iddiana-
me damgalanıyor...
- Damgalanmaz mı ?
- Hayır efendim. Ne demek? Olsa
olsa bir savcının vereceği bir takipsiz-
lik karan için başsavcı tarafından gö-
rüldü damgası vurulabilir. Ama bir ıd-
dianameye... Böyle şey olmaz. Hukuk
değil bu. Eğer başsavcı bir savcının id-
dianamesini reddedebılırse sorulur:
Ben hangi sıfatla tanzim ediyorum bır
iddianameyi? Cumhuriyet savcısıyım
ben. Kimse reddedemez. Hiçbir güç
bir iddianameyı durduramaz...
Açıfla ahnmış blr savcı
- Durduruldu ama...
- Yapılan şu' Başsavcı günlerce id-
dianameyi bekletti. Bir karar vereme-
di çünkü. Bu arada bakanlık da bir mü-
fettiş yolladı benim için. Sanınm mü-
fettişin geldiği gün. başsavcı da her şe-
yi göze alıp iddianame hakkında ta-
kipsizlik karannı... Bakın Engin Bey,
bunu sokaktaki adam anlamayabilır,
ama bir hukukçu için tüyler ürperticı-
dir. Hiç kimse, başsavcı dahil hiç kim-
se bir iddianame hakkında takipsizlik
karan veremez.
-Amaverüdi.
- Verildi evet. Bilemem, ama öyle
sanıyorum ki bakanlık, "Bu iddiana-
meyi işleme sokma, takipsizlik karan
ver" dedi. Başsavcı da sanki bir savcı
iddianamesi değil de bir vatandaşın
suç duyurusu söz konusu imişçesine
takipsizlik karan verdi... Ben de baş-
savcının vatandaş sıfatımla bana teb-
liğ ettiği takipsizlik karanna, savcı sı-
fatımla itiraz ettim. Dedim kı "Ben va-
tandaş sıfatı ile bir şikâyername ver-
medim. Ben savcı sıfatıyla bir iddiana-
me tanzim ettim. Eğer siz kottuğunuz-
dan korkmuyorsamz, eğer siz gerçek-
ten hukukun üstünlüğüne inanryorsa-
mz bu pisiiği temfcdeyin" dedım. Yani
ben Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi'ne
savcı olarak itiraz ettim. Bakın ben
ayın 21' ine kadar bekledim. Bekledim
ki Adalet Bakanlığı bu pısliği temız-
lesin. ttiraz hakkımın son gününe ka-
dar bekledim. Bakın Engin Bey. ana-
yasamız "Türkiye Cumhumeti laik,
demokratik bir hukuk devletidir" di-
yor. Bunlar ciddi sözlerdir. Anayasa
bu. Ama ortada ne demokrasi var, ne
hukuk devleti. Ortada bir tek cumhu-
riyet var. Eh, Cumhuriyet'i ben zaten
her gün okuyorum...