Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22 HAZtRAN 2000 PERŞEMBE
14 kultur@cumhuriyet.com.tr
FahirAtakoğlu bu geceyeni ekibiyle Açıkhava 'da vereceği konser nedeniyle hayli heyecanlı
'Anadolu dünyaya örnek olmalı'
CUMHUR CANBAZOĞLU
Fahir Atakoğlu, tam on ay gecikmeyle, bu
gece Istanbul'da Harbiye Açıkhava Tiyarro-
su'nda konsere çıkıyor. Marmara'yı yıkan dep-
rem nedeniyle geçen yıl 21 Ağustos konserini
iptal eden Atakoğlu, 3. Uluslararası Boğaziçi
Festivali kapsamında yeni bir ekiple sahneye çı-
kacak. Atakoğlu'ndan, konser ve yeni albüm-
leriyle ilgili bilgiler aldık: ' _ _ M
_ ^ ^ _ —
.-Bu gecenin repertuvanna- •""•"'—•~~"""
su oluşacak?
ATAKOĞLU - Uzun süre-
dir Istanbul 'da sahneye çıkma-
dım; yalnız özel gecelerde çal-
mıştım. lstanbul'da geniş kit-
leler önünde çalmadığım bir-
çok parçam var; aynca hiç bi-
linfnedik iki besteyi daha koy-
dum programa. Hayli heyecan-
lı ve hevesliyim.
- Mtudsyenlerde değjşiklik
varmı?
ATAKOĞLU - Yeni bir tek-
nik takım kurdum; ışıkçısın-
dan sahne menajerine kadar
herkes Avrupah. Aynca Peter
Schon var takımda; hem klav-
ye çalacak hem de konserler-
dekî müzikal işleri ayarlaya- — — — —
cak. Benimle çalacaklar arasmda, klavyede Ay-
can Teztei, davulda Emir Ozoğlu, basta Melik
Yinnibir, gitarda Bekir Kücükay. flüt ve sak-
sofonda Levent Alündağ, mey ve düdükte Er-
tan Tekin, neyde Eyyüp Hamis, perküsyonlar-
da Murat Özbey, Mehmet Akatay, Cengiz Er-
cümer var. Cemal Reşit Rey Orkestrası'nın ke-
manlan ve korosu da olacak yanımda.
- Üç hafta önce basında, Atakoğlu yeni albüm
çıkardı diye bir haberyayımJandı, ama dinkyen-
leriniz bu yapıtı plakçıda bulamadı. Bildiğimiz
kadar yalnız Baü'da çıktı albüm. tşin aslı nedir?
ATAKOĞLU - Albümün adı Fahir Atakoğlu-
First Of All. Şu anda Almanya, îsviçre, Avus-
turya ve Benelüks ülkelerinde yayımlandı; ABD,
JL ahir Atakoğlu, bu
gece 3. Uluslararası
Boğaziçi Festivali
kapsamında vereceği
konserde geniş kitleler
Önünde çalmadığı
parçalarınm yanı sıra
hiç bilinmeyen iki
bestesini de
yorumlayacak. Yeni
bir teknik ekip kuran
sanatçıya CRR korosu
da katılacak.
Fransa ve Kanada'da bu ay içinde satışma baş-
lanacak. Toplam 17 ülkede çıkartacaklar. O al-
büm, bu albüm. Aslında ilk İki albümümün par-
çalanndan seçeceğimiz bir listeyle yapacaktık
Avrupa albümünü.
Ancak Foneks izin vermeyince Dolmabahçe
Sarayı'nda ve Aspendos'ta verdiğim 75. Yıl
Konseri kayıtlanmı gözden geçirdim. Koch di-
ye bir şirketle anlaştık; bu konserlerden parça-
mmmmmm
^^m
^mm
lan seçtim ve yeniden miksle-
rini yaptık. First of All'u Tür-
kiye'de yayımlamayacağız, ama
eylül ayında, adı bir ihtimal
Anatolian Millenium olacak ye-
ni albümü çıkartacağım.
- Yeni albümün dokusu nasıl
oluşacak?
ATAKOĞLU-Anadolu'daki
dinler ve etnik gruplann yaşan-
tılan, hayat stilleri, müzikleri,
hepsinin üzerinde birleştiği Al-
lah ve doğa sevgisi olacak için-
de. Anadolu Rumlan (Pomak-
lar), Süryaniler (Mardin kilise
korolan), Ermeniler (Van ve Is-
tanbul), Istanbul Bizans müzi-
ği, Sümer ninnileri, Yezidiler
(ateşe tapanlar), Aleviler (Se-
mah müzikleri), Pontus (Kara-
deniz), Safahat ilahileri, Tah-
tacılar (Ege dağlan), Boğazcüar (Burdur'da bo-
ğaz çalanlar), Mevleviler, Mehtermüziği, Sibir-
yalılar, Türkmenler ve Moğollar diye başlıklar
var. Bire bir almıyorum müzikleri; uyarhyo-
nım. Seneler boyu bu farklı inanışlann, insan-
lann bir arada, banş içinde yaşadığı Anado-
lu'nun da dünyaya ömek olmasını istiyorum bu
projeyle.
- Kimterden yardım görüyorsunuz?
ATAKOĞLU-Halkbilirncilerleçalışıyorum,
Can Dündar bana yardımcı oluyor. Audio Fact
grubundan Mehmet Ali Şanbkol düzenlemele-
ri yapacak; çok yetenekli bir arkadaşım. Ayn-
ca çalışma ilerledikçe diğer müzisyenler devre-
ye girecek. Birbuçuk yıldır proje üzerindeyim;
Sanatçı 'Anatolian Millenium' adındaki yeni albümünü eylül ayında çıkartacak.
beni etkileyen çok güzel müzikler var. Bunlan
yansıtmak istiyorum. Heralbümde yeni deney-
lere girişmeyi seviyorum.
- Pop pazannada birşeyler hazırladıruz mı son
dönemde?
ATAKOĞLU - Nilüfer'e iki beste yaptım ye-
ni çıkacak albümü için; Mete Özgencil yazdı
sözlerini. Tarkan'labuluştuk, ona bir beste ver-
dim. Onun albümünün çalışmalan için Fran-
sa'ya gideceğim. Aslında albümlerimin arası
uzun, ama ben hiç durmuyorum. Cumhuriyet Tre-
ni'nin müziklerini hazırladım; PKK terörüne
karşı bir belgesele müzikler yazdım; deprem
için yardım amacıyla Orada Kimse Var mı? di-
ye bir şey yazdım. Turhan Yavuz'un yaptığı
Troçki belgeseline müzik hazırladım; CNN
Türk'ün müziğini besteledim; yani bir hayli iş-
ler çıkardım...
Şirin Pancaroğlu'nun Ignace Jang ile yaptığı 'Kuyruklu Yıldız Altında' adlı albümü yayımlandı
Geceninparütısının içinden öykületı
S.RAYANYİRMİBEŞ
"GüzeDik ve zekânın bir kan-
şınu. Tarzı ve cevheri var. Ne ts-
tediğini biliyor. Sadece müziğiy-
le değil kişiliğrvle de esin kayna-
ğLTekniktekipariakbğuukarak-
teriyle bütünlüyor. Onu ilk din-
lediğimde bunlann kendi çalı-
şımla ahenkli olduğunu gördüm.
Enerji dolu ve çok güçlü ve çok
yönlü. En az on yıknrtamyorum.
DuygusaL kırügan birtarafi da var.
Sanınm genekle Türkier ne sev-
diklerini ve sevmediklerini btU-
yorlar. Onda da bu var. Beni en
çoketküeyenyönüiseakhnakoy-
duğu şeyi yapmak için savaşma-
Arpçı Şirin Pancaroğhı'nu ta-
nımlayan bu sözler, Hawaii'de
yaşamını sürdüren, Honolulu
Senfoni Orkestrası'nın başke-
mancısı Ignace Jang'a ait. Indi-
ana Üniversitesi Müzik Fakülte-
si'ndeki öğrencilik yıllanndan
tanışan ikilinin, '96 Aralık ayın-
da, dışanda kar fırtınası sürer-
ken Denver'da yaptıklan kayıt,
'Kuyruklu YıkfczAtonda' adı yla
Dpublemoon etiketiyle Türki-
ye'de yayımlandı.
Pancaroğlu, "Sevdiğiıneserle-
ri bir araya getinüğim bu- demet
çjçek" diye tanımladığı solo al-
bümü 'Hasret BagYnın ardından
gelen 'Kuyruklu Yıldız Altın-
dtfyı konulu bir albüm olarak
tasarlamış. Venezuelalı Ricardo
Lorenz, Koreli JeeyoungKim ve
Arjantinlı Gerardo Dirie, aldık-
lan sipariş üzerine gece ve ay te-
malı besteler yapmışlar Oaude
Debussy, Manuei de Fafla, Astor
FÎâzolla. Enrique Granados ve
Carlos de Almekia'mn aşk, ge-
ce, tutku ve dans yüklü bestele-
ri de keman ve arp için uyarlan-
mış.
'Her müziğiıı öyküsü var'
- Melankolikbiralbüm diyebi-
lirmiyiz?
PANCAROĞLU - 'Jaromflu-
na', salsa müziği etkileşimlerini
yansıtıyor. 'Nokturno de la Lu-
naen tu Frunte' uzay müziği gi-
bi, gecenin panltısını anlatan ışık-
la oynayan bir parça. Tango, me-
lankoli ve tutku dolu bir danstır.
Yüzyıhn başlannda hem tatlı hem
acı birhavada birkaç tane vals var.
Hayat gibi o kadar net. siyah be-
yaz olmayan bir albüm belki de.
'LongingUnderTheMoon' par-
çasında melankoli var. Birkadın
uzağa gitmiş sevgilisini bekli-
yor, sağ salim dönsün diye aya dua
ediyor, bir Kore arpı çalmaya
başlıyor. Ay da onun şarkısma
katılıyor. Her müziğin bir öykü-
sü vardır aslında.
'Başkasıyia çalmakzevkü'
- Arp niçin kemanla bir araya
gekli?
PANCAROĞLU - Arpta teli
çektikten sonra sese dokunmak
mümkün değil. Fırça darbeleri-
ni bir defada yapıyorsunuz. O
anda güç, fıkir ve renk oluşuyor.
Kemanda yay telin üstünde sürt-
tüğünden, sesın üzerinde sonsu-
zadekoynamaolanağı ve çokbü-
yük ses paleti var. Bu müthiş duy-
gu için hep bir yaylı alet çalmak
istedim.
- Niçin soto devam etmediniz?
PANCAROĞLU - Başkasıyla
çalmak çok daha zevkli. Çok iyi
ve uyumlu çalabildiğiniz, belli
estetik anlayışlarda birleşeceği-
niz bir müzikal eşi bulmak kolay
değil. Jang'la ilk çaldığımız gün
bunu hissettik. Repertuvanmız
geliştikten sonra konser yapma-
ya başladık.Eskişehir Festivali
ve CRR'de de çalmıştık. Albüm
de yapalım istedik. çalgılann po-
tansiyeline tümüyle erişebilece-
ği birrepertuvar olmalıydı. Ama-
cımız rolleri tersyüz etmekti. Ye-
ni eserler konu oluşturacak bir
derleme olsun istedik.
rüzellik ve
zekânın bir
kanşımı. Tarzı
ve cevheri var.
Ne istediğini
biliyor. Sadece
müziğiyle
değil, kişiliğiyle
de esin kaynağı.
Enerji dolu ve
çok güçlü, çok
yönlü.
Duygusal,
kınlgan bir yanı
da var. Aklına
koyduğu şeyi
yapmak için
savaşıyor.
- Klasik müzik için beste pek
ısmarlanmıyor-.
PANCAROĞLU-Evet. Kon-
serde herkesin belirli eserlerden
seçip çalması bizi sıkıyor. Bir
müzisyenin yolculuğu orada bit-
memeli, başlamah. Yeni eserle-
rin oluşmasını sağlamak çok
önemli.
- Beste vapıyor musunuz?
PANCAROGLU-Öylebirbi-
rikimim ve merakım yok. Yapan-
lann çoğu ne çok iyi yorumcu,
ne çok iyi besteci. Çok iyi bes-
teci olduğunu söyleyemeyeceği-
miz çok iyi piyanistlerimiz var.
lçlerinden geliyorsa yapmalan
kitap, öykü gibi düşündüm. Ge-
ceyle ve dansla ilgili meditatif
parçalann masalımsı öyküleri ve
bazı şiirler CD kitapçığında var.
Şiiri çok severim ve anadilim gi-
bi bildiğim birkaç dilde okurum.
En güzel şiirler aşkla, doğayla
ilgili duygu şurleridir. Garcia
Lorca, Pabio Neruda, Orhan Ve-
B, Edip Cansever sevdiğim şair-
ler. Tüm öykülerin gecenin için-
de canlandığını düşledim; dans-
lann da edildiği bahçede bir ka-
dın bir erkek ve birtakım yaşa-
nan olaylar... Çağnşımlara açık.
Gece ve ay...
- Naal öyküler bunlar?
Çağlar boyıınca takı ve miicevher
Kültür ServM • P Sanat Kültür
Antika Dergisl 17. sayısmı "Çağlar
Boyunca Takı ve Mncevher*e ayır-
~di. P Dergîsi7 yeni sâ>Tsında. Eski
Mısır ve Anadolu Eskiçağ'dan günü-
müzün ünlümücevher ustalarma uza-
nan bir tarih kesitinde takı ve mücev-
herferi ele ahyor.
Louvre Müzesi koleksiyonunda
yer alan Eski Mısır mücevherlerini,
PatricaRi^altincelemJş. YMızAk-
yay Meriçboyu, Anadolu Eskiça-
ğı'ndatakılann dilini anlatıyor. GİU-
gün Köroğhı, Bizans kuyumcuhığu-
nun kendine özgü özelliklerini ve et-
kiterini araştırmjş. Adrian WJB.Ran-
dohıh, Rönesans dönemi Floransa'sı-
nın mücevherlerini, ünlû ressamla-
nn tablolanndaki betimiemelerin-
den yola çıkarak inceliyor. Gül Ire-
poğju, Rönesans'tan gûnümüze Ba-
tı'da takı kültürünü ve Osmanlı mü-
cevherlerini seçkin örnekleriyle in-
celerken, padîşafi portrelerinde rast^
lanan mücevherleri asıllanyla kar-
şılaştınyor. Esin AöL mücevherin ta-
rih boyunca değişik toplumlardaki
önemini, farklı ülkelerden ömekler-
le ortaya koyarken, Zühre tndirkaş,
Kazakistan'daki Alma Ata Müze-
si'ndebulunan Altm Taç'ı,Türk mi-
tologyası ve inanç dünyası açıstn-
dan inceliyor.
Londra'daki Vtctoria& Albert Mü-
zesi'nin Hindistan ve Güneydoğu
Asya sanatlan uzmanlanndan Su-
san Stronge, Mughal (Hind- Türk)
mücevherlerini yazmış. Modern mû-
cevherin yaratıcı olarak kabul edilen
tasanmcısı Rene LaBque'i. Yvonne
Brunhammer anlatıyor. 'Bir
Müzayede' bölümünde Proı-
ses Saüma Ağa Han'ın, pa-
habîçîlmez mücevherlen yer
ahyor. Laet Hagan, inci ve in-
ciîi mücevherleri incelemiş.
'Çağdaş Takuun 11 Ustası' baş-
lığı altında, Adler. Asp-
re>&Carrad, Boucheron,
Bucellati, Bıügari, Cartier,
HarryAVlnston, Laktounis,
Mikimoto, Tiffany &Co.
Van Cleef&Arpeb gibi gü-
nümüz mücevhercilerininta-
rihçeleri, çarpıcı ürünle-
riyie aktanhyor.
Bu sayıdaki ressam Fer-
ruh Başağa'yı. Ferit Edgü.
geometri, ışık ve renk açı-
sından yorumluyor.
bir renktir, ancak bir yorumcunun
kalıcı imza atması imkânsızdır.
Kesişmeyecek kadarayn dünya-
lar ve uğraşlar.
-NinnDer üzerineçahşmayap-
öğuuz albüm hangi aşamada?
PANCAROĞLU - Türk nin-
nileri için halk müziğini araştı-
nyorum, derlıyorum. Ulaşması
zorbirmalzeme. Naif, kirlenme-
miş olması ilgimi çekiyor. Oda
müziği gibi düşünüyorum. Kaval,
mey gibi çalgılann yanmda vo-
kal de olacak.
- Bflkent ve İTÜ'deki çalışma-
lannız niçin uzun soluklu olma-
dı?
PANCAROĞLU - Başkalan-
nın kurallanyla oynamaya açık
değilim. Türİciye'de kurumlarda
çok büyük bir çürümüşlük var.
Çok radikal biri değilim. ama bir
süre sonra bazı ilkelerimle in-
sanlan rahatsız ediyorum. Bazı
şeylerden ödün vermem. Bil-
kent'ten aldığım çağnnın ger-
çekleşmemesıni kazık olarak de-
ğerlendiriyorum. Benden fayda-
lanabileceklerini düşünüyorlar.
Fakat nasıl değerlendirecekleri-
ni sanınm anlayamadılar. Yolu-
ma devam ediyorum ama.
iTÜ'den de aynı şekilde aynl-
dım. Meslekten çok, insan ilişki-
lerinde sorun yaşadım. tş nede-
niyle kariyerime hiç zaman kal-
madığından aynldun. Türkiye'de
insanlann sommluluk alanlan
devamlı oynuyor. tşinin ehli olan,
o işi yapmıyor. Egolar konuşu-
yor.Çoğu sektörde öyle. tnsan
potansiyelini doğru yerde kul-
lanmak çok önemli. Sonuçta Tür-
kiye'de YÖK dışında daha ve-
rimli olabılirim. Bu albüm, ruh-
lann dokunuşu. RH PozitifOr-
ganızasyon gelip beni buldu.
-Türkiye'deçabşmalanıuzsü-
recekohâlde-
PANCAROĞLU - Burada ya-
şamak istiyorum. Sırf bu müzi-
ği yapıyorum diye dışanya mah-
kûm oknamalıyım. Çocukluktan
beri, 'Aman Türkiye'ye gehne'
derler. Niye? Asıl neden, bazı-
lannın kendilerinden daha büyük
balıklan uzakta tutmak isteme-
lerı. Batı'yı olduğundan fazla
bir yere koyuyoruz. 18 yıl yurt-
dışında yaşadım. Orada çarkın
parçası olmadan var olmak çok
zor. Mesleki kişiliklertamamen
silinebiliyor. Türkiye'de birta-
kım eksiklikler var, ama bu ye-
ni bir yapı oluşturma ortamı ta-
nıyor. Kolay olmasa da daha bü-
yük bir heyecan var. Ülkemde
kim olduğumu, ne yapabilece-
ğimi daha iyi anlıyorum. Bir iki
talihsizlik olması çok büyük
dersler benim için.
IŞILDAK VE YELPAZE
ATİLLA BİRKİYE
Kırmızı, Kıpkırmızı
Bir Gül
Haziranda açan güller biriciktir; benzeri yok-
tur. Bir dizenin, bir şiirin imgeleri, vazgeçilmez
esin perileridir, zamanın içinden gelen ve gi-
den...
Krtap-lık dergistnin son sayısında Yurdanur Sal-
man, bıze Burns'ün şiirterini armagan ediycx. Ro-
bert Burns, iki yüz elli yıl önce doğmuş roman-
tik bir Iskoçyalı...
Salman, "romantik bir devrimci" olarak ta-
nımladığı Burns'ü, sözcüklerini özenle seçerek
yazıya döküyor:
"Yoksulluk ve yoksunluk içinde geçen birya-
şamdan, zekâsı ve duyahığıyla en güzel lirik şi-
irieri ve halk şarkılannı damıtan, gerçek Iskoç ru-
hunu anıtlaştırmış bir şair...
"37yıllıkyaşamına hızlı birbilinçlenmeyi, uğ-
raşlann en güzeli olan şiir toplama ve şiir söy-
leme uğraşını, sayısız ateşli aşkı sığdıran bir
ozan...
"Ne olursa olsun, bugün de Burns'ün şiirleri
doğruyu ve güzeliyakalamış o canlı titreşimler-
le yüklü olan, dürüst ve içtenlikli sesleriyle, tüm
insanlann gönlünde geçeriiliğini ve güzelliğini
eskimeden, eksilmeden koruyor..."
"Kırmızı, Kıpkırmızı Bir Gül" şiiri, Burns'ün gü-
nümüze uzanan dızeleriyle yüreğimize saplanı-
veriyor.
"Ah, aşkım kırmızı bir gül gibi, kıpkırmızı,
Haziran'da açıvermiş taptaze:
Ah, aşkım o sevilen şarkı sanki,
. Benziyor tatlı tatlı çalınan ezgiye."
• • •
Haziranda açan kırmızı güller, bir başka yol-
dan llhan Berk'e, onun "Haziran " adh şiirine ka-
dar uzanır:
"Kırmızı kırmızı bir güldür aşkım
Ince yüzünüzde. Kırmızı. Korkunç."
Bu şiirin başında anlamlı bir gönderme vardır.
Amerikalı şair e.e. cummings'in bir dizesi yer
alır. (My love is like a red, re0 rose).
Böylece şiirsel imge, geçmişe doğru yol ala-
rak, cummings'in yaratıcılık yatağından geçip
Burns'ün dizelerine varmıştır.
•••
Haziranda, -zamanın içinde- Iskoçya'da açan
güller şiirin imgesel zenginliğini oluşturduğu gi-
bi, Istanbul'un haziranında açan gülleri de bir aşk
şarkısma el atmışttr. Bu da Burns'ün küçük bir
el sallayışıdır gûnümüze.
"Anlat, Şehrazat" müzikalinin, düğüm nokta-
sında, ki en duygusal andır bu, iki güzel genç,
Abriza Ece ile Şarkân karşılaşır (bir başka şar-
kıdakı gibi, ilk göruşte aşka hep tnanmışfcndıri..)
O an yürekleri birtikte çarpar ve o an yürekle-
ri aynı şarkıyı söyler, birlikte:
Aşkım kırmızı bir gül
Aşkım haziranda açan ,,c
Kırmızı bir gül .
Yüreğim çarpıyor
Bir ölebilsem dudaklarında .
Yurdanur Salman'ın Burns'e kurduğu yaratı-
cı köprüsü ne kadar etkinse, adı bende saklı meç-
hul bir genç kadın ve en çok da babamın gülle-
ri, özellikle haziranda açan o kırmızı gülleri et-
kindir bu şarkının/şiirin yaratımında.
Babamın gülleri, Istanbul'un o güzel gülleri
artık kalmadı ama, işte belki de lstanbul'da za-
man bu demek, şiirlerde, şarkılarda okumak yal-
nızca...
Sonra, sonrası, Burns'ün dizelerine dönmek:
"Elveda diyorum sana, biricik sevgilim!
Elveda diyorum sana bir süre!
Gene dönüp geleceğim sana, sevgilim,
On bin mil katetmem gerekse de."
Uç dergisi Nâzım Hikmet ve
Edip Cansevep'i anıyor
• Kültür Servisi - Yayın yönetmenliğini Mesut
Kara'nın yaptığı iki aylık Uç dergisinin yedinci
sayısı çıktı. Nâzım Hikmet'in ölümü üzerine
Aragon'un yazdığı yazıya ve Nâzım Hikmet'in
'Vasiyet' şiirine arka kapağında yer veren dergi,
Edip Cansever'i de iki şiiriyle anıyor.
A. Ertan Mısırlı, küçük Iskender, Cengiz
Erdem, Hüseyin Alemdar, Ezgi İnci, Deniz
Durukan, Gonca Özmen, Mesut Kara, Serdar
Koçak gibi isimlerin şiir, öykü ve denemelerinin
yer alacağı bu sayıda aynca okuyucular; llhan
Berk'in farklı bir çalışmasını, Arif Damar'ın 601ı
yıllarda yazdığı şiirlerini ve Hulki Aktunç'un
'Aforistika' admı verdiği özdeyişlerini
bulabilirler.
BRHD, 30. yıldönümü dolayısıyla
Karma Resim Sergisi1
açtı
• Kültür Servisi - Birleşmiş Ressamlar ve
Heykeltıraşlar Demeği'nin (BRHD) 30. kuruluş
yıldönümü dolayısıyla düzenlenen 'Karma Resim
Sergisi' açıldı. Ziraat Bankası Tünel Sanat
Galerisi'nde gerçekleştirilen sergide, aralannda
Turan Erol, Kayıhan Keskinok, Nuri
Mustafa Ayaz, Münip Özben, Hasan Pekmezci,
Fikri Cantürk, Hayati Misman ve Gültekin
Serbest gibi sanatçılann da bulunduğu yetrniş beş
ressamın eserleri yer ahyor. Aynca Eşref Üren ve
Fethi Arda gibi yaşamını yitirmiş sanatçılann
resimlerinin de bulunduğu sergi, 7 Temmuz
gününe kadar gezilebilecek.
Andres Zom'un tablosu çaJındı
• STOCKHOLM (AFP) - tsveçli ressam Andres
Zorn'un yağlıboya tablosu, Stockholm'daki
Thielska Galerisi'nden çalındı. 19. yüzyıhn
sonlannda eser veren portre ve empresyonist
manzara resimleriyle Avrupa'nın önde gelen
ressamlanndan biri olan Zorn'un çalınan
tablosunun değerinin bir milyon dolar olduğu
tahmin ediliyor. Ressamın en tanmmış eserleri,
gölde yıkanan köylü kızlann portreleriydi.