21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19MAYIS2000CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Güniz Sokağı'nda • ANKARA (Cumhuriyet Börosu) - Eski Cumhurbaşkaıu Süleyman Demırel, Türkiye'de siyasetin çok parçalı olduğunu belirterek "Türk siyasetinin bütünleşmesi yararlıdır" dedi. Güniz Sokağı'ndaki evinde gazetecilerin sorulannı yanıtlayan Demirel, siyasi açıklamalar yapmayı çok istemediğini söyledi. Demirel, "Sayın Cumhurbaşkanım " diyerek soru soran bir gazeteciye, 9. Cumhurbaşkanı oldugunu anımsatarak "Rakamı unutma, sonra iş çıkanrsımz başuna" dedi. Sezer: 12 Eylül'e yarpyolu açdmalı • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, FP Genel Başkanı Recaı Kutan ve Başkanlık Divanı üyelerini kabulü sırasında anayasa değişikliğinden söz etti. Sezer, 12 Eylûl darbecileri ile askeri müdahale dönemindeki uygulamalara yargı yolunu kapatan anayasanın geçici 15. maddesinin kesinlikle kaldınlması gerektiğini söyledi. Sezer, daha önce dile getirdiği görüşlerinin değişmeyeceğini belirterek "Eğer görüşlerim değişirse kendimi inkâr etmiş olurum" diye konuştu. Denktaş'a AtatürkBarış ÖdüHi verfflyor • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'a bugün törenle Atatürk Uluslararası Banş Ödülü verilecek. Denktaş, saat 16.30'da Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile görüşecek. Sezer, saat 17.00'deÇankaya Köşkü'nde yapîlacak törenle Denktaş'a ödülünü sunacak. ÖOP-denVafi Çakır'ı protesto • Istanbul Haber Servisi - Özgürlük ve Dayanışma Partısı (ÖDP) üyesi bir grup, "siyaset yapma haklannı engelledigi" gerekçesiyle Istanbul Valisi Erol Çakır'ı protesto etti. Istanbul Valiliği önünde toplanan grup adına açıklama yapan ÖDP Istanbul II Başkanı Vahit Genç, 1 Mayıs pankartlannın tstanbul Valiliği'nce yasaklanmasınm hiçbir gerekçe ve hukuki temele dayanmadığını belirterek hukuki yollann tümüne başvuracaklannı söyledi. Genç, Vali Erol Çakır'ı istifaya davet etti. Yunanistan'a tatbikat tepkisî • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Ankara, Güney Kıbns'ta süren Rum-Yunan ortak tatbikatını, '"istikran bozmaya yönelik bir faaliyet" nlarak niteledi. Dışişleri, Rum-Yunaa Ortak Askeri Doktrini çerçevesinde düzenlenen Toksotis Verguıa = _ _ _ tatbikatınm Güney Kıbns'ta Yunan silahh kuvvetlerinin katılımı ile sürdürüldüğüne, bu bağlamda "saldın tatbikatı" yapıldığına dikkat çekildı. Başbakan Ecevit, UMUT Operasyonu gündeminde tartışılan kavrama açıklık getirdi Casuslarüst düzeydeANKARA (CumhuriyetBû- rosu)-Başbakan BûlentEcevit, faili meçhul suikastlann soruş- turulması sırasında Içişleri Ba- kanı Sadettin Tantan'ın gün- deme getirdiği "nûfuz casus- hığu"na açıklık getirdi. Ecevit, bu konuda Tantan'dan bilgi al- dığmı, kavramın karşıhğının üst düzey devlet görevlilerinin nüfuzundan yararlanarak istih- barat çalışması oldugunu söy- ledi. Üst düzey bazı yetkililer, • Ecevit, nüfuz casusluğunun; üst düzey bürokrat, ve bilim adamlannca yapılan casusluk oldugunu söyledi. Üst düzey bazı yetkililer, Iran güdümlü irticai militanlan kolladıklan saptanan "nüfuz casuslannın" belirlenmeye çalışıldığını, calışmalann sona ermesinin ardından söz konusu kişiler hakkında da işlem Iran güdümlü irticai militanla- n kolladıklan saptanan " nüfuz casuslaruun" belirlenmeye ça- lışıldığını, calışmalann sona ermesinin ardından söz konu- su kişiler hakkında da işlem yapılacağını bildirdiler. Başbakan Bülent Ecevit, yapüacağını bildirdiler. dün Başbakanlığa gelişinde gazetecilerin sorulannı yanıt- ladı. Ecevit, "Nûfuzcasusluğu konusunda Tantan'dan bilgi al- dınız mı" sorusuna şu karşılı- ğı verdi: "Evet, dün söyledi. Bugün gazetelerde de var. Bugünkü gazetelerde dûn kendisinin gö- rûştûğû köşe yazarlanna be- nim ricam üzerine izah etti. Şöyie bir örnekverdi: Bir tarih- te Ingütere'deki bazı üst düzey poh'tikacılara, bürokratlara, sanatcüara o zamanki Sovyet- ler Birtiği'nin istihbarat örgü- Cünes ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART 'Büyük düşman içerde' ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Eski Içişleri Bakaru ve CHP Parti Meclisi (PM) üyesi Hasan Fehmi Güneş, gazetemiz yazarlan Uğur Mumcu, Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlah. Prof. Muammer Aksoy ve Doç. Bahrrye Üçok cinayetleri ile ilgili olarak gelınen aşamanm, cınayetlenn bütünüyle aydınlatılması yönünden umut verici oldugunu söyledi. Suikastlardaki tran desteğinin başındanben söylendiğini belirten Güneş. "Sorumhısu tran'dır diyerek işin içinden çıkamayız. tran'ın roiü sınırbdır. Asd güç, Tûrkiye içindeki karşı devTİmcilerdir. Büyük düşman içerdedh"" diye konuştu. Uzmanlara göre, Türk-îran ilişkilerindeki kriz dönemleri ile Türkiye'deki politik suikastlar bağlantılı Yakın geçmişin gerfliıııleri tü KGB el atmıs. Onlarm nü- fuzundan yararlanarak lngil- tere'de bazı istihbari görevier, işler yapmaya çahşnuş. Onu kastederek sö> lediğini söyledL" Ecevit, Türkıye'ye yönelik böyle bir isim belirlemenin söz konusu olup olmadığının so- rulması üzerine de, kendisine ulaşmlş bir bilgi olmadığını ve olmayacağını umduğunu kay- detti. Tantan, gazetecilerle yaptığı görüşmede, nüfuz casusluğu- nu, «1980'lerden önce, 1950'lerde, 1960'larda Sovyet gizh" servisi KGB, tngfltere'de taldpten kur- tubnak için Uginç bir yol izlemiş. Toplumda etkisi olan. nüfuzu olan, bürok- rat gjbu gazeteci gibi, siya- setçi gibi bazı önemti şah- siyetleri kuDanmış. Hatta bunlar arasında kraliçe- nin yakm çevresine yûk- selenler de olmuş" diye açıkladı. Ingütere'deki olayda suçlanan isim, kraliçenin sanat danışmanı sir Ant- hony Bhmd'dı. Içişleri Bakanlığı'nca hazırlanan dosyalann ne zaman Iran'a gönderile- ceğinin soruhnası üzeri- ne Ecevit, "O aynnülan görüşecek zaman değiL Çok hızh çahşan bir hü- kümetiz. Fazla gecikme- den sırası geknleri yapa- nzveaçıklanz" diye ko- nuştu. Türkiye'de de aralann- da bazı öğretim üyesi ve bürokratlann da bulun- duğu kişilerin "nûfuzca- susluğu" yaptığı kuşku- su, güvenlik birimleri ta- rafmdan dile getiriliyor- du. Başbakanhk, geçen ay yayımladığı genelge- de, rejimi hedef alan fa- aliyetlere karşı bütün ka- mu lcurumlannı uyar- mıştı. ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Dış politika ve terorizm uzmanlan, Türk-tran ilişkilerinde yaşanan bunalım dönemleri ile Türkiye'de gerçekleşen siyasi suikast- lar arasında bağlantı bulunduguna dikkat çekiyorlar. Gazetemiz yazan Ahmet Taner Kışla- h'ya yönelik suikastın, temmuz ayında Irân'da reformcu öğrencilerin eylemleri ve sonrasında sınır gerilimi ile doruğa ulaşan bunalımın ardından gerçekleştigi- ne işaret eden uzmanlar, önceki birçok faili meçhul bombalama ve suikast eyle- minin de "Türkr/e'nin Iran ûzerinde ar- tan etidsmi kırmak amacryia" bu tür bu- nalım dönemlerinin ardından geldiğini vurguluyoriar. Iran"da ağustos ayında şiddetlenen ve toplumdan geniş destek bulan reform yanlısı üniversite öğrencilerinin eylem- leri mollalan zor duruma düşürdü. Ey- lemlerin arkasında Türkiye ve ABD'nin bulunduğunu öne süren mollalar, eylem- ci öğrencilerin Türkiye'de "devrim kar- şm" toplantılanna katıldığını iddia etti- ler. Başbakan Bûlent Ecevh, "tran hallo- nın uzun süredir baslacı ve çağdışı rejime kaüanması beklenemezdi. O baknndan bu olaylan doğalkarşıoyonız'' diyerek re- formculara destek verdi. Ecevit'in açıklamalanna sert tepki gös- • Mollalar, Türkiye'yi sorumlu tuttuklan Tahran'daki öğrenci olaylannın hemen sonrasında Türk uçaklannın topraklannı bombalamasına da tepki göstererek, "Bu saldınlar yanıtsız bırakılmayacak" açıklamasını yapmıştı. Ahmet Taner Kışlah, bu sözlerden yaklaşık 3 ay sonra öldürüldü. teren Tahran yönetimi, Türkiye'yi Iran'ın içişlerine kanşmakla suçladı. Bu geliş- melerin hemen ardından Iran, Türk uçak- lannın tran sınır köyünü bombaladığını iddia ederek gerilimi hrmandırdı. Iran Meclis Başkanı Ali Ekber Naük Nuri, öğ- renci olaylan ile 5 kişinin öldüğünü iddia ettiği bombalama olayınm ilişkılı oldugu- nu belirterek "Bu sakünlar kesinhkk ya- nıtsız kalmayacak" açıklamasını yaptı. Bu açıklamadan üç ay sonra Ahmet Ta- ner Kışlah, Iran güdümlü terör örgütü- nün suikastı sonucunda öldürüldü. tran ile yakın dönemde gerçekleşen gerilim dönemleri satırbaşlanyla şöyle: Nisan 1993: Iran Cumhurbaşkanı Raf- sancani, Mumcu suikastının ardından ba- sında Iran'a ilişkin çıkan haberlen yalan- layarak "Türkiye'de bazı unsuriar, ihşki- lerimizmgenşmihnesiniisteıniyorIar.Tûr- Idye hükümeti bu tür propagandalara ka- pılmamah" dedi. 25 Haziran 1993: Cumhuriyet gazete- sinin, Iran'uı Istanbul konsolosluğu gö- revini yapan Cafer Zaafarancbi'nin Tür- kiye'deki Islamcı gruplarla ilişkisini or- taya koyan haberi üzerine açıklama yapan Iran Büyükelçılığı, ıddialan reddederken "Türk basınınınprovokatif haberier yap- maja son vermesi'' uyansında bulundu. 7Nisan 1994: Kayhan International ga- zetesi, RP'nin seçimlerde yüzde 18 oy al- masına büyük yer ayıraraİc başyazısında "Türkrve'de dönüşümün başladığı'" gö- rüşüne yer verdı. 20 Temmuz 1994: tran'ın Ankara Bü- yükelçisi Muhammed Rıza Bagheri, Tah- ran Times'a verdiği demecınde, rejim muhalifi Hallan Mücahitleri Örgütü'nün Türkiye'de zemin kaybettiğini belirterek "Çok yakmda burada bunJardan bir ta- ne bik kahnayacak" dedi. .\rahk 1996: REFAHYOL hükümeti dönemınde Türkiye'yi ziyaret eden Raf- sancani, RP'nin seçimlerde aldığı yüzde 21.3'lük oy oranına atıfta bulunarak "Türidye'de tskuni hareketin başladığı- nı" ileri sürdü. Rafsancani'nin kızı Fa- ezeh, Türkiye izlenimlerini anlatırken Ankara'nnı "Şah döneminin son yıuanna benzediğini" söyledi Şubat 1997: Sincan'da tanklann geçişi- ne neden olan Kudüs gecesi yaşandı. Bu etkinlikte şeriat çağnsı yapan ve bu tav- nnı Türkiye Dışişleri Bakanhğı'nda pro- testo edildıkten sonra da sürdüren eski tran Büyükelçisi MuhammedBagheri ül- kesine dönmek zorunda kaldı. 1998: Iranlı bir mühendisi otomobilin bagajına kilitleyip tran'a kaçırmaya çah- şan 4 tranh diplomat Erzurum'da yaka- landı. Bunlardan dokunulmazlık sahibi ikisi sınır dışı edildi. Temmuz 1999: Mollalar tran'daki re- form yanlısı öğrencilerin eylemleri nede- niyle Türkiye'yi suçladı. Mollalar, Baş- bakan Ecevit'in açıklamalanna da tepki göstererek Türkiye'yi Iran'ın içişlerine kanşmakla suçladı. tran, sının yanlışlıkla geçen Türk as- kerlenni uzun süre elinde tuttu. Öğrenci olaylannın şiddetlendiği bir dönemde dıkkati dışanya yöneltmek için Türk uçaklannın tran topraklannı bombaladı- ğı iddialannı ortaya atan Iran, gerilimi urmandırdı. Türkiye ıse savaş uçaklannuı PKK'li terönstlere yönelik "acaktaldp" sırasında PKK kamplannı vurduğunu bil- dirdi. IRMIKIAYDIN ENGÎN [email protected]. Sizi bilmem, ama ben beğen- medim. Dünkü Tırmık'tan söz ediyorum. Sizin beğenmeme hakkınız elbette var. Âirna benim yok. Bu köşede arada bir çıkan "iyice" yazılann hatırına belki "okunuı^ biryazı olmuş, amadi- yeceğini demeyi becerememiş. 0 yüzdşn pişkiniiâe yyrup^ya^ zıyı değil, ama konuyu tekrarla- yacağım. Biliyorum, Galatasaray UEFA Kupası'nı kazandı. Biliyorum, çorabın söküğü, Uğur Mumcu cinayetinin katilieri ile kalmadı, arkası geliyor. Biliyorum, IMF Türkiye Masası Şefi Cottarelli gene Türkiye'de. Biiiyorum JMF'rm kendistntn btle reçetele- rini Becerilememiş Bir Yazının Tekrarı içeriği üstüne tartışmayı daha önemli buluyorum. O yüzden dünkü Tırmık, biranlamdayine- lenecek. Kusura bakmayın e mi? • • • Varc4ansistemitutkuyiakoru- rnayı, kusurlan örtmeyi, pislikle- ri halının altına süpürmeyi ken- dine görev bellemiş, örümcek bağlamış kurumların temizlen- mesine bile yanaşmamayı ilke edinmiş bir "anlayış" Çanka- ya'dan indi ve yerine Çanka- ya'dan duymaya alışmadığımız, ğımız, kımılenmizın sevmip kimi- diye bir yaklaşıma daha önce ta- nık olanınız var mı? Sezer'in "Toplumsal banş" kavramını kullanırken içini de doldurma özenini gözden kaçırabilir miyiz? Şimdi... Anayasadaki konumu olduk- ça simgesel; yetkileri, ömeğin ABD'deki başkanlık sistemine göre pek sıntrlı; daha çok devte- ti temsil etmekle yükümlü bir "maAam"dan, çelebi görünüş- lü, sessiz, sakin, gösterişten uzak bir adamdan, Ahmet Nec- det Sezer'den beklentilerimiz Ticr Adayttğının açıklandtğı gün- savunamaz olduğu bir dö-—lerimizin ûrktüğü kavramlaıia—den seçildiği gwe kadar çıkan nemde, IMF'nin reçetesine sım- stkı sanlmanın, dünya çapında ava çıkmış çokuluslu (kozmo- polıt) sermayenin değirmenine su taşıyacağı gerçeği keyifle tır- mıklanır... Biliyorum bugün 19 Mayıs... Ama ben gene de Ahmet Necdet Sezer'den beklentilerin konuşan bir adam çıktı: Ahmet Necdet Sezer. ^ ^ -^_ Haydi "hukuk devleti" kavra- mını, ağızlanna pek yakışmasa da, eğreti söylendiği besbelli ol- sa da Çankaya'dan ve devtetin öteki tepelerinden duyduğumuz oldu. Ama örneğin "polis devle- ti uygulamalanndan kurtulmak" yazılan, haberleri, yorumlan şöy- lebirbeJteginizdençjkanpönü- nüze serin. Çankaya'ya bir hukuk tutku- nu çıktı diye, neredeyse Türki- ye'nin hukuk devletine dönüşe- ceği umutlan yayılmış. Çanka- ya'nın yeni konuğu 'insan hak- lan, hukuk devleti, laıklik've 'cte- mokrasi' vurgulanna özel bir özen gösteriyor diye neredeyse Türkiye'nin Kopenhag ölçütleri- ne uyum sağlayıp Avrupa Birli- ği'nin kapısını göğsünü gere ge- re açıp içeri girecegi beklentile- J L yayılmış. KonuşmaJannda sosyal devlet kavramının altını çizdi diye neredeyse ülkenin do- ğusu ile batısı, toplumun attı ile üstü arasındaki korkunç gelir eşitsizliğinin siünivereceği umut edilmiş. Çankaya'da "polis dev- leti" kavramını -galiba- ilk kez kullanan bir cumhurbaşkanımız var diye, neredeyse çetetefden annmtş, faüi meçhut karabasa- nından kurtulmuş bir Türkiye şey yok. Eğer Sezer'in dilinde anlatımını bulan kavramlann, Türkiye için ekmek kadar, su ka- dar gerekli olduğuna gerçekten inanılıyorsa, Çankaya'dan ses- lendirilen yönelimlerin yurttaş- larda yankılanması gerekir. Yurt- taşlar ellerini cebine sokup bir şeylerin "Çankaya"dan düzeltil- mesini beklerlerse... m POLİTİKA GÜTNLÜĞÜ HtKMET ÇETİNKAYA Bir Maç Yazısı... Galatasaray penaltı atışlannda öne geçmişti. Bir- den silahlar peş peşe patlamaya başladı... Bir süre sonra davul-zurna eşliğinde gençler so- kaklardaydı; yurdun dört bir yanında meydanlar do- lup taştı. Gün boyu televizyonlarda eski yeni bakanlan, po- litikacılan, belediye başkanlarını, işadamlarını dinte- dik... Gururluyduk... Içimizi rahatiatan, bizleri sevince boğan sözler, es- ki Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'indi: "Türkiye artık Avrupalıdır..." Doğru söze ne denir? 2000 yılının mayıs ayında faili meçhul cinayetler bir bir çözülmeye başlamıştı. Uğur Mumcu'dan Ahmet Taner Kışlah ya; Muammer Aksoy'dan Bahriye Üçok'a dek tüm faili meçhul cınayetlerin zanlılan ya- kalanıyor, işin içinde Iran olduğu belki yüzüncü kez yineleniyordu... Yedinci Cumhurbaşkanı Kenan Evren, 1993 yılı- nın şubat ayında ne demişti, anımsatalım: "UğurMumcu suikastı aydınlanırsa arkasından Hiz- bullah çıkacak, bu örgütûn Iran'da eğitim gördûğû anlaşılacaktır..." Evren bu açıklamasını Uğur öldürüldükten bir haf- ta sonra yapmıştı... Az gittik uz gittik, dere tepe düz gittik... Yeniden yedi yıl öncesine, başa döndük, Kenan Evren'i dogrularcasına katilieri yedi yıl sonra ancak bulabildik... Ama halkımız hâlâ kuşkulu. Pek çok kişi bakın ne diyor: "Eğeryakalananlar 'Cinayeti biz işlemedik, işken- ceden geçtiğimiz için cinayeti üstlenmek zorunda kaldık' derlerse bunu toplum ve dünyaya nasıl anla- tacağız? Hizbullah'ın devlet erki içindeki bağlantıla- n aydınlanacak mı, bu cinayetlere göz yuman politi- kacılar.bürokratlaremekliolsalardahiyargı önüneçı- kanlacaklar mı?" Biliyorum böyle bir günde içinizi karartmak istemi- yorum; şöyle Galatasaray'ın UEFA Kupası'nı kazan- masını doya doya kutlamanızı istiyorum... Ulus olarak yıllardır faili meçhul cinayetlere, işken- celere alışığız... Ama olsun!.. Hem coşun, eğlenin hem de birazcık düşünün: "Biz bugünlere nasıl geldik?" , * • • İlk penaltıyı Ergün attı... Çok akıllıca bir vuruştu... Heyecanlı değildi... .., Arsenal, ilk penaltıyı kaçınnca içime doğdu: "Galatasaray kupayı aldı..." Kimileri, olacaklan Fethullah Hoca gibi önceden rüyasında görür... Ben de gördüm... Hatta, maçtan bir gün önce Orhan Erinç, Ibrahim YıkJız, Fikretllkiz veHakan Karaya "Galatasaray, UEFA Kupası'nı Türkiye'ye getirecek" dedim. Maç- tan bir saat önce de Miyase llknur'u kızdırdım: "Galatasaray 5-0 mağlup olacak..." Yıne rüyamda Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ü görmüştüm... Oda mflletvekilleriyle Kopenhag'a giderken gaze- tecilere açıklama yapıyordu: "Ulucanlar katliamını yapanlar, görevleri ne olursa olsun yakalanacaklardır..." Dün sabah televizyonlarda izledim. Bakan Türk, Kopenhag'dan dönerken gazetecıler şöyle dedi: "Galatasaray'ı kutlanm!" Rüya bu, kimi kez tam tersi de çıkıyor... Maç öncesi Tayyip Erdoğan'ı gördüm televizyon- larda... Kendi kendıme, Cemal Süreya dan, Turgut U- yar'dan, Paul Verlaine den, Pedro Salinis ten Sa- di'den, ne bıleyim Şeyh Galip'ten, Yannis Rit- sos'tan, Nesimi'den, Omer Hayyam'dan dızeler okur mu diye düşündüm... Hiç olmazsa o ünlü şiirini bir kez daha okur san- dım: 'Minareler sûngü I Kubbeler miğfer I Camiler kış- lamız I müminlerasken'miz I Bizi kimse sindiremez..." O da diğerleri gibi Fenerbahçeli olduğu hakJe Ga- latasaray'a övgüler yağdırdı... Sadece okuyup üflemedü... ••• Danimarka'nın nüfusu 5 milyon... Polis sayısı 2 bin... Toplum polisi silah taşımıyor... Eski Istanbul Emnıyet Müdürü ve Ulaştırma Baka- nı Necdet Menzir, Kopenhag'daki olaylardan sonra televızyoniara şöyle dıyor: "Danimarka polisi deneyimsiz..." Bakın bu doğru!.. Polis dediğın, gençleri üniversite bahçesinde has- tanelik edene kadar dövmeli; ünh/ersrteye batta, ka- sap bıçağı, palayla giren gerici-faşist militanlan ko- rumalıdır... Iranlılar 1994 yılında Istanbul'da Tahran mahalle- si' kurup buralarda kendi yasalannı uygularken istan- bul Valisi ve Emniyet Müdürü sadece seyrediyordu... Iranlı mollalar, Afganistanlı Talebanlar, Suudıler ay- nı yıl Ümraniye'deki Hayrettin Camii'nde bakın ne di- yorlardı: "Islam sadece namaz kılmak, oruç tutmak değil- dir. Sizleri cihat yapmaya çağınyoruz..." İlk kez bir maç yazayım dedim. Ama becereme- dim. Özürdilerim!.. [email protected] Faks numaramız: 0212/513 90 98 y^Cum Evet, avuçlannı yalarlar... Köklü geleneklerle donanmış "kerim ve kahhar" devlet çarkı yeni cumhurbaşkanını öğütrne- ye başlamadan, onun seslendir- diği görüşler. eğilimler, yönelim- ler, tercihler yurttaşlarca benim- senecek, onlar tarafından daha gürseslendtriJecekmi? Sorudabu, sofundabu...— * * * ^ düşleri kurulmaya başiamış. Tu- haf bir ülkeyiz. Insanlar yaniış oj- duğunu bile bile umutlanna ve düşlerine bel bağiamaya yatkın- lar. O yüzden bilineni yinelemek, bilineni anımsatmak gerekebili- yor. Ahmet Necdet Sezer'in Çan- kaya'dan yapabileceği hiçbir Hah, şimdi oldu. Diyeceğimi galiba bu kez dedim. Gerçi bu kez de takır tukur, okuma lezze- ti uyandırmayan biryazı oldu, a- ma ben zaten ikisini aynı yazıda buluşturacak kadar hünerli de- ğilim... Bugünlük de böylesi çıktı. Hoşgörün e mi? ^ kitap ıhurtyei ı kulübü ÇAĞININ TANIĞI ÜÇ YAZAR 2 BASI KUBİIAY OLAYI VE TARİKAT KAMPLARI 4 BASI SAHCIU YIUAR KU$ATIUW$ SOKAKLAR 4 BASI K|ZU POSTUMDA KURT ZAMBAK SANA DA BUIAŞT1 2 BASI Pİ^ŞARONUNUN KA2LAJU AİIK KAMMİAK SOKAM 2BAS1 $ERJAI PAIAJU _ _ 1 SEVDANIH ADRESİ BELLİ DEĞİL TÜRKİYE'NİN $EYTAN ÜÇGENİ ZLERİN POYRAZ Cumhunyet Kıtap Kulubu Çağ Pazarlama A.Ş Türkocağı Cad. No 39/41 (34334)Cağaloğlu-lstanbul Tel 514 01 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle