17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 MAYIS 2000 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER İlk kongresini gerilimli bir ortamda yapıyor. İpler koptu, ilk yanş divan başkanlığı için Fazilet yol ayrrnımda Orduevine kalite belgesi • Istanbul Haber Servisi- Harbiye Orduevi Müdürlüğü'ne, Tüık Standartlan Enstitüsü (TSE) tarafından, "İSO 9002 Kalite Sistem Belgesi" verildi. Harbiye Orduevi'nde düzenlenen törende konuşan Orduevi Müdürü Kıdemli Albay Mürşit Tarhan, "Aldığımız kalite güvence belgesini içeren toplam kalite yönetimi, bireycilikten uzak kalite bilincinin, merkezdeki karargâhtan en uçtaki ûniteye dek yaygınlaştınlması, personelin katılımıyla elde edilmiştir" dedi. RTÜK'e 3 yeni üye seçilecek • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Radyo ve Televızyon Üst Kurulu'nun (RTUK) 3 üyesinin görev sûresi tamamlandı. Kurulun yeni üyeleri TBMM Genel Kurulu'nda 23 Mayıs'ta yapılacak seçimle belirlenecek. Kuruldan aynlan Şevki Göğüsger ve Ercan San'ın adı TRT Yönetim Kurulu üyeliği ıçin geçiyor. Şube kapatmaya tepki • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - tHD Genel Başkanı Hüsnü Öndül, yargı karanyla açılan Diyarbakır Şubesi'nin yeniden kapatılmasma tepkı gösterdi. Öndül, şubenin önceki gün valilik karanyla 3 ay süreyle kapatıldığını kaydederek, "F tipi cezaevleri konusunda imza kampanyası yapmak istedik. Vahlik izin vermedi. Diyarbakır Şubesi, izin vermeme karanru bir basın açıklaması ile eleştirdi. Ardından da şubenin kapatılma karan verildi" dedi. Sürünme cezasma tepki • DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Diyarbakır'ın Ergani ilçesıne bağlı Güneycik köyündeki geçici köy koruculan, disiplinsiz davranışlan nedeniyle rütbeli bir askeri yetkili tarafından kendilerine verilen alçak sürünme cezasını hazmedemeyince silah bıraktılar. Korucular, ilçe jandarma bölük komutanlığına giderek silahlannı teslim ettiler. Sivil Toplum Forumu • Istanbul Haber Servisi - Fransız Anadolu Araştırmalan Enstitüsü ve Alman Şarkiyat Cemiyeti Orient Enstıtüsü'nce düzenlenen "Türkıye'de ve Avrupa'da Sivil Toplum" konulu forum, Armada Oteli'nde başladı. Çakıcı'nm avukatı geldi • Istanbui Haber Servisi - Kartal Cezaevi'nde tutuklu bulunan ülkücü mafya lideri Alaattin Çakıcı'nm Fransa'daki avukatı Luc Febbraro, Türkiye'ye gelerek müvekkiliyle görüştü. AB sempozyumu I ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - — Türk-Alman gazetecilerinin Türkiye- Avrupa Bırligi (AB) ilişkilerini ele aldıklan sempozyumda, "Türkiye AB'ye öye olacaksa zihniyet değiştirmeli" sonucuna vanldı. SEBAHAT KARAKOYUN ANKARA - FP'nin bugün yapılacak olan 1. Büyük Kongresi, partideki yol ayn- mına neden olacak. Kongre sü- recmde her gün tırmanan geri- lim dün doruğa ulaştı ve divan başkanlığı seçimi iplerin kop- tuğunu gözler önüne serdi. FP Genel Başkanı Recai Kutan'la önceki gün görüşerek divan için ortak bir isim belırlenme- si önerisinde bulunan genel • 1088'i seçilmiş 1236 delege, Recai Kutan ve Abdullah Gül'ün listelerini oylayacak. Divan için uzlaşma arayışlan Erbakan'dan döndü: Pazarlık yok, Hatiboğlu aday gösterilecek. başkan adayı Abdullah Gül'ün girişimi sonuçsuz kaldı. Uzlaşma arayışlanna kapatı- lan RP'nin siyasi yasaklı lide- ri Necmettin Erbakan müda- hale etti ve önceki akşam Ku- tan ve kurmaylanyla gizli bir görüşme yaptı. Erbakan "Pa- zarhk yok. Yasin Hatiboğlu di- van başkanı olacak" diye tar- tışmaya son noktayı koydu. Uzlaşma arayışlan sonuçsuz kalan yenilikçilerin de Hati- boğlu'nun karşısına Bülent Annç'ı aday göstermelen bek- leniyor. FP kongresindeki lı- derlik mücadelesinın nasıl so- nuçlanacağı sabah saatlerinde divan başkanlığı seçimiyle bü- yük ölçüde netleşmiş olacak. Siyasi yasaklı Necmettin Er- bakan ile Tayyip Erdoğan'm perde gerisinden yönlendirdi- ği FP 1. büyük kongresi, bu sa- bah 10.30'da ASKİ Spor Te- sisleri'nde toplanacak. 1088'i seçilmiş 1236 delege Yenilikciler Gül, tepki oyuna güveniyor ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu)-Yenilikçi- lerin genel başkan ada- yı Abdullah Gül, 18 Ni- san seçımlerinden bu yana çelişkıli açıklama- lan nedeniyle yıpranan FP Genel Başkanı Recai Kutan'a yönelık tepki- lerin oya dönüşeceği beklentisi içinde. Siyasi yasaklı Tayyip Erdo- ğan'ın kongre öncesin- de iki gün Ankara'da kendilerine destek ıçin yaptığı görüşmelerin de önemli bir katkı sağla- yacağını hesaplayan ye- nilikçilerin, delegeleri etkilemek için "kapat- ma davasını" koz olarak kullandıkları belırtildı. Gül, dün akşam bir basın toplantısı düzen- ledi. Salona gelişinde, "Başbakan Abdullah" sloganlanyla karşılanan Gül, partiyi iktidara ta- şunak amacıyla aday ol- duğunu söyledi. Abdullah Gül'ün, lis- tesınde kendisine destek veren 30'u aşkın milet- vekilinin büyük çoğun- luğuna yer vermesi bek- leniyor. Ancak parti ta- banındakı bazı tepkiler nedeniyle Cemfl Çiçek, Nazh Ihcak, Ali Coşkun gibı isimlerin listeye alı- nıp alınmamalan konu- su, yenilikçiler arasmda tartışmalara neden oldu. Gül'ün hstesinde yer al- ması beklenen isimler- den bazılan şöyle: "Salih Kapusuz, Bü- lent Annç, Mehmet Ali Şahin, trfan Gündüz, Azmi Ateş, Bekir Soba- a, Mehmet Elkatmış, Osman Pepe. Abdülka- dir Aksu, Tevhit Kara- kaya, Hüseyin An, Ab- düllatif Şener, Kemalet- tin Göktaş, HaBl Ürün, Ahmet Bilgin, Zeki Ka- rabayır, SaitAçba,Eyüp Sanay, Zeki Ergezen, Aİ- tan Karapaşaoğlu, Ke- mal Albayrak, Mehmet Çiçek, Üyas Arslan, Er- sönmez Yarbay, Fehmi Uyanık, Haa Biner." ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART NZKÇl .._ DOGRU OBĞİL-. RARTİO& PEVGAM- , BE&E İNAUANLAR / VE İNANMAVAN-} / PMfAtEVtMfl? Asiltürk, ipleri elinde tutmaya devam edecek Erbakan gelenekçilerimhathtttı ANKARA (CumhuriyetBürosu) - RP'nin kapatılmasından önce baş- layan ve "yeni adres" FP'de büyü- yen muhalif hareketi tümüyle tır- panlamak ıçin kongre sürecı başlar başlamaz devreye giren Necmettin Erbakan, gelenekçileri rahatlattı. Kongre sürecinde yenilikçilere yö- nelik eleştirilerinin dozunu arttıran gelenekçiler, kongreyi rahat kaza- nacaklannı savunuyorlar. FP Genel Sekreten Turhan Alçeük, yenilikçi- lerin adayı Abdullah Gül'ün "m- şardan desteklendiğhü" öne sürdü. Alçelik, "FP'yiyıllardıryoketınek isteyen zihnryetlerin Gül'e bu kadar açık destek vermelerini anlamakta güçhlk çekrvoruz" dedi. tl kongrelerinden itibaren delege listelerini yakın takibe alan gele- nekçiler, 1236 delegeden en fazla 250-300'ünün Gül'e destek vere- ceğini savunuyorlar. Kongre sonra- sında Abdullah Gül'e destek veren grup başkanvekillerini de tasfiye operasyonu planlayan gelenekçiler, GlK listesinde de işi sıkı tutarak üzerilerinde en küçük şüphe duyu- lan isimleri listeye almadılar. Yapı- lan tüzük değişikliğiyle listenin de- linmesi olasılığı tümüyle ortadan kaldınlırken, kongre sonrasında oluşacak parti vitrininde RP'den be- ri ön planda olan isimlerin yanı sı- ra bazı yeni isimlere de yer verilme- si bekleniyor. FP'de en etkin isimlerin başmda gelen Malatya milletvekili Oğuz- han Asiltürk'ün, kongre sonrasında muhaliflere yönelik tam bir kuşat- ma harekâtına öncülük edeceği be- lirtıldı. Kongreye saatler kala Asil- türk'e yakınlığıyla bilinen FP Ge- nel Sekreteri Turhan Alçelik'in yaptığı sert açıklama da bunun ilk işareti olarak değerlendirildı. Alçelik, düzenlediği basm top- lantısında, sert bir dille eleştırdiğı Gül'ün "FP'yiyoketmekisteyenler- ce desteklendiğûıi" savundu. Ku- tan dün bütün gün genel merkeze uğramadı. Erbakan damgasını taşı- yan Kutan'uı listesinde AliOğuzve Süleyman Arif Emre gibi gelenek- çilerin önde gelen bazı isimlerinin yer almayacağı savunuldu. Kutan'ın üstesi Kutan'm listesinde yer alacağına kesin gözüyle bakılan bazı isimler şöyle: "Oğuzhan Asiltürk, Veysel Candan, Lütfü Esengün, tsmail Alptekin, An" Gören, Ertan Yûlek, Turhan Alçelik, Cevat Ayhan, Fe- him Adak,Mustafa Kamalak, Meh- met Bekaroğlu, Şeref Malkoç, Oya Akgönenç, Temel KaramoDaoğlu. Teoman Rıza Güneri Ömer Vehbi Hatiboğlu,AhmetCemilTunç, Lüt- fü Yalman. Numan Kurtulmuş, Ya- sin Hatiboğlu, Bahri Zengin, Hay- rettin Düekcan, Avni Doğan, Musa Demirci, Ahmet Demircan, Fetul- lah Erbaş, Nedim İlci. Mustafa Çe- tin, Hüsamettin Korkutata." Recai Kutan ve Abdullah Gül'ün listelerini oylayacak. Kutan ve Gül'ün listelerinin yanı sıra Ankara Büyükşehir Beledıye Başkanı Melih Gök- çek'in de kongreye her ıki ta- raftan isimlerin yer aldığı ve "tutkal liste" olarak isimlendi- rilen üçüncü bir genel idare ku- rulu (GÎK) listesi sunması bek- leniyor. Son dakikada yapılan tüzük değişikliği operasyo- nuyla basılı oy pusulalannda çizik engellendiği için kong- reden kazanan adayın 50 kişiden oluşan GlK liste- si blok olarak çıkacak. ilk iki turda seçilmek ıçin delegelenn salt ço- ğunluğunu oluşturan 619 oya ulaşmış olmak gere- kiyor. FP rüzüğünü göre ilk iki turda bu sayıya ula- şılamazsa üçüncü turda seçımı en fazla oy alan a- day kazanıyor. Divan Başkanlığı seçi- mi nedeniyle kongre baş- lar başlamaz bir yanş ya- şanmasını önlemek iste- yen yemlikçilenn ortak a- day belirleme çabalan so- nuç vermedi. Gül'ün ön- ceki gün Kutan'a yaptığı önerinin ardından her iki tarafın kurmayları dün yeniden bir araya geldı- ler. Gül'ün ekibinden grup başkanvekilleri Bü- lent Annç ve Abdüllatif Şener ile genel başkan yardımcılan Lütfü Esen- gün ve Veysel Candan, dün genel merkezde gö- rüştüler. Ancak bu görüş- me formalite olmanın ötesinde bir anlam taşı- madı. Çünkü bu konudaki tar- tışmaya son noktayı ön- ceki akşam Erbakan koy- du. Erbakan'm özel ka- lem müdürü Mehmet Kahraman' ın evinde Ku- tan'la bir araya geldiğı öğrenildı. Görüşmeye Oğuzhan Asiltürk, Fehim Adak ve Şevket Kazan'ın da katıl- dığı belırtildı. Ortak aday önerisine sert bir şekilde karşı çıkan Erbakan'ın "Pazarük yok. Yasin Ha- tiboğlu adaygösterflecek" diyerek tavnnı koyduğu öğrenildı. tstanbul il kongresinde kendilerine yönelik dav- ramşlan nedeniyle Hati- boğlu'na karşı çıkan ye- nilikçiler, başka hangi isim önerilirse önerilsin itiraz etmeyeceklerini be- lirtmelerine karşm sonuç alamadılar. FP Grup Başkanvekili Annç, genel merkezdeki görüşmeden aynhrken "Birtakun dayatmalar, belli kişiler tarafından partiye empoze ediliyor. Bunda genel başkamn, ge- nel merkezdeki sorumlu ve görevlilerin dışında partide hiçbir sonımlulu- ğu olma\ an. ama alabildi- ğine sınırsız \etki kulla- nan bir kişinin gayretieri etkili oluyor" dedi. Jfc 1IRMIKIAYDEV ENGtN aengin(« doruk.net.tr. Hani ben iki üç gündür Ber- lin'deydim ya; hani orada önemli basın toplantılan izle- dim, bir iki önemli olduğunu sandığım toplantıya katıldım ya, hani Berlin'den, Türkiye- Avrupa Biriiği ilişkileri üstüne ciddi ve asık suratlı yazılaryaz- dım ya, kulak asmayın. Onlar Cumhuriyet yönetimi- ni uyutmak, "Oralara kadar gi- dip de ne yaptın" demelerini önlemek için yapılmış zoraki ve zorunlu işlerdi. Esas olarak çok keyifli bir Batı Avrupa başkentinin tadını çikardtm. Avara kasnak dolan- manın karşı konulmaz çekicili- ğine kendimi bıraktım; genleri- meyerteştiğini sandığım "tem- bellik peris/"nin ögütlerine ke- sintisiz uydum. (Aslında ben şimdi burada, gazetedeki ve ailedeki yakın _çevıenin__urça atacağjndan. AB'ye Girmişiz, Bak, Herkes Soyunmuş fAaaa, kabak tadı verdin ama" jyoüuazarJannclan korkmasarru dedim ya fırça yiyeceğim. lyisi mi geçelim.) Berlin'i Beriin yapan Spree Irmağı'nın, yer yer göllere dö- nüşmüş kıyılannda dolanıri<en güneşin gülümsediği çayırlar- da, çimenlerde sere serpe uzanmış Alman dilberierine de şööööyle bir göz atmayı tabii ihmal etmedim. Güneş krtlığından yeni çık- mış, "buldumcuk" olmuş Al- man kızlannın büyük çoğunlu- ğu, üstierini çıkanp kendilerini çimenlerin keyifli gıdıklamalan- na teslim etmişler ve hem gü- neşlenmekte hem de büyük bir ciddjyetle kitap okumaktaydı- lar. Üstünü çıkarmayanlara da giyinik demek zor. Çünkü giysi niyetine sırtlarına geçirdikleri bez parçaian, örtmekten çok, ört©r gtbi yapmaktaydtlar. nşınlara bakıp bakıp, "Şimdi bu yaştaki kızlar, istanbul'da Tak- sim Parkı'nın bir avuç kalmış çimenlerine, bu kılıkta (Kılık?) uzansalar; Belgrad Orma- nı'nda, Maçka Parkı'nda, Fet- hipaşa Korusu'nda kulaklann- da vvalkmen, ellerinde kitap, üstlerinde 'hiçbir şey' ile çayır- lara sırtüstü serilseler..." Ne olurdu dersiniz? Olacakları "yaşamadan, gözlemlemeden" detahmin et- mek zor değii. Ben de Spree kı- yılannda öyle yaptım ve ardın- dan derin derin iç geçirdim: - Ah, ah, dedim, kendi ken- dime. Türkiye'nin Avrupa Birii- ği'ne girip tam üye otması için daha kaç fınn ekmek yemesi lazım acep? Güneşi görünce giysisinin üst bölümünü çekm- meden stytnp uzanan herkadt- okkalı bir parantez açar, Italyan ve Fransız şaraplan üstüne de- ^ h karşılaştırmalar yapar, "av- cı usulü schnitzel" ile bol bi- berti "Çingene usulü schnitzel" arasındaki lezzet farklannı, değme "gunrıe"ye taş çıkarta- cak hünerle anlatırdım ama, Tabü oralarda görev başmda r » 'potansiyel orospu' gözüy— oluşumun bilinciyle, bu görün- le bakılmadığı; insan bedeni- tülere de oianca ciddiyetimle ve derin felsefi-sosyolojik de- ğerlendirmeler çerçevesinde yaklaştım; karşılaştırmalar yap- tım. Ömeğin Spree boylarında "topless" uzanmış Kuzeyli sa- nin doğayla buluşmasının ta- dını çıkaranlam kimsenin itira- zının, tepkisinin olmadığı; çak- tırmadan dikizleme gibi ilkeilik- lere kimsenin kalkışmadığı; di- leyenın dilediği yerini açması- nı ya da kapatmasını kimsele- rin umursamadığı bir Türki- ye'ye acep daha kaç yıl, kaç on yıl var?.. ••• Dün sabaha karşı cennet va- tanıma döndüm. iki üç saatlık uykudan sonra, kanm, benim gibi önemli bir "araştırmacı-gazeteci'nin ülke gerçeklerınden kopmaması için atmayıp biriktirdiği son dört günün gazetelerini bumuma dayadı. AaaaL Anaaaaa!.. Herkes soyunmuş. Giderken cumhurbaşkanlığı seçimi ile Uğur Mumcu cinayetine kilit- lenmiş ülke gündemi tepetak- lak olmuş. Evet herkes soyunmuş. Oğul uşak, bıt yavşak, tanıdıklann okkah b»r bölümü üstierini fera edtp kamera karşısına geçmtş- ^er. Kimter yok^f... (Bu "khnler yok ki" muhabbetini geçelim is- terseniz. Adlannı vererek dü- şündüklerimi yazarsam, sonra da yolda filan rastlarsam ga- ranti hırçıkar. lyisi mi...) Benetton reklamlanndan tır- tıklama bir projeye katılıp ka- mera karşısında topless poz verenler, Türkiye'nin, AB tam üyeliğine hazır olduğunun birer kanıtı olarak gazete sayfalann- dan bize bakıyorlar. Iftihar ettim. ~ ~ Varsın Siirt Belediye Başka- nı, hâlâ kent protokolüne alın- masın; varsın Milli Istihbarat Teşkilatı'nın "Çakıcı dan so- rumlu MlTmasası" gibi görev- ler ihdas ettiği resmen açıklan- mış olsun; varsın Uğur Mumcu cinayetinın tetikçilerinde yo- ğunlaşılıp "Üstüne gidersek üstümüze duvar yıkılır" deyip görevini yapmayanlar ellerini "RöIIannı sallayarak dolansınlar; varsın Sema Pişkinsüt polis- te işkencenin kurumlaştığını haykıradursun; varsın kangre- nedönüşmüş "Kürtsorununa" aspirin tedavisinde ısrar edil- sin; varsın... Topless aydınlarımız Türki- yeVrinAB üyettği iyinulyuıılaş- tığının kanıtı olarak gazete say- talanndanBize göz kırpıyoriar... Berlin de neymış, eloğlu gel- sin de Türkiye'nin seçkîn ay- dınlannı görsün. Ülke sorunla- nna yönelik duyarlıklannın bo- yutlannı görüp küçük dilini yut- sun... Iftihar ettim... POLİTtKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Olasılıklar... Bugün Uğur Mumcu ve Ahmet Taner Kışlalı cinayetleri üzerınde bir kez daha durmak istiyo- rum... Her iki cinayet de profesyonelce işlenmiştir; el- dekı bulgular da bunu göstermektedir... Yedi yıl önceye dönelim: Uğur Mumcu 21 Ocak 1993 Perşembe günü İs- tanbul'da yaptığımız toplantıda ne demişti: "llhan ağabey, seni ve benı öldürecekler!" Toplantıda llhan Selçuk, Cüneyt Arcayürek, Özgen Acar ve ben bulunuyorduk... Uğur bir duyum mu almıştı? Uğur Mumcu, bir bombalı suikasta uğrayacağı- nı hiç düşünmemişti. O, önleminı silahlı saldınya karşı almıştı... Bıldığım kadarıyla 1978 yılında ruhsatlı Kınkka- leyapımı silahı vardı. 1990 yılında bu silahını Smith VVesson Magnum'la değiştırmış, aynca çelik ye- lekedinmiştı... Önceki gün Cüneyt Arcayürek'le konuşurken dönüp dolaşıp aynı konuya geldik: "Uğurkendisine sadece silahlı saldın olabilece- ğinı düşünmüş, ona göre önlem almıştı..." Elbet, Uğurtehditleralıyordu... Biliyorum o dönem llhan Selçuk'a da tehditler geliyordu... Tüm bunları niye anlatıyorum?.. Çünkü, Uğur Mumcu otomobiline bomba konu- lacağını aklının ucuna bile getirmemiştı. Uğur'un evi Ankara Karlı Sokak'ta Tunus Büyükelçiliği'ne yirmi metre uzaklıktaydı. Orada da polis noktası bulunuyordu... Uğyr, 24 Ocak 1993 Pazar günü saat 11 .OO'de oğlu Özgür'e "Gitbakalım, otomobilin lastikleriin- miş mi, birtekmele" derken bomba olasılığını dü- şündüğünü sanmıyorum... Otomobil Renault markaydı ve 1984 modeldi. Dokuz yaşındaydı otomobil. Artık yaşlandığı için değiştırilmesı gerekirdı. Lastıkler de eskıdiğı için bir gece önce 'direksiyon çekmesi' yaşanmıştı... • • • Uğur'un otomobiline bomba koyan kişiler (Iran- lı ajan olsun, Hızbullah tetıkçisı olsun, kim olursa olsun) ruhsatlı silah taşıdığını ve çelik yelek gıydı- ğini bir yerlerden öğrenmişler miydi? Sorunun yanıtı açıktır: "Evet." Peki, tetikçiler ve ajanlar bunu kimlerden ve ne- reden öğrenebilirler? Işte yanıtlanması gereken soru budur ve bu so- runun üzerine sanınm ne polıs ne de ıstihbarat bı- rimleri gitmiştir... Bir başka soru daha: Tetikçiler ve ajanlar Tunus Büyükelçilıği'nde po- lis koruması dururken kimlerden cesaret alarak bombayı otomobile yerleştirebiliyorlar? Haberlere bakıhrsa Yusırf Karakuş gözcülük yapıyor, polislerle tartışıyor ya da konuşuyor, Iran- lı ajanlar da bombayı otomobile koyuyor!.. Bilmem sız böyle bir senaryoya inanıyor musu- nuz, ben inanmıyorum!.. Gelelim Ahmet Taner Kışlalı'nın katledilmesine... Kışlalı'nın otomobilınin ön camına bir ıçecek ku- tusuna konulan bomba btrakılıyor... Üstelik çevrede ne polis var ne de insan!.. Ahmet Taner Kışlalı, o kutuyu aracının ön camın- dan almaya kalkışmasa ölmeyecek... Kışlalı titiz bir insan. Ceketinin yakasına saç kı- lı düşse, gömleği bıraz sağa-sola kaysa bile so- run yaratıyor... Ahmet Taner Kışlalı'nın bu özelliğini kim bilebilir? Eşi, çocuklan, kardeşleri, ünıversitedeki öğretim üyeleri ve öğrencilen... Sanınm bombayı koyduran 'büyükpatron' da biliyor... • • • Bu arada başımdan geçen bir olayı anlatayım... 1981 yılında gözaltına alındığımda ailem tarafın- dan Izmir Emniyet Müdürlüöü'ne verilen 'sağlık durumumu gösteren' rapor, "Islami basın' denilen 'dinci medya'nın eline yıllar sonra (1994) geçti... Bu raporu din bezirgânı yazarlara kim vermişti? Polis yadaMlT... 1981 'de polis ve MİT soruşturmasındaki ifade- min bazı bölümlerini de bir başka din bezirgânı, te- levizyon programında açıkladı... Uğur Mumcu ve Ahmet Taner Kışlah'yla ilgili 'ki- şisel bilgiler'ın kimler tarafından nerelere verildi- ği ortaya çıkmadan iki cinayetin çözülmesi çok zordur... Bu nedenle Mehmet Ağar'ın Güldal Mum- cu'ya söylediği "Tuğladan yapılı• duvar" yıkılmalı, altında kalanlar ortaya çıkmalı; Ülkü Coşkun'un "Sıyasalirade isterse çözer" sözlerini hem Bülent Ecevrt hem de Devlet Bahçeli dikkate almalıdır... Hizbullah, eroın kaçakçılığı, silahlı çete, Susur- luk iç içe... Siyasal erk bu bağlantılan çözmelidir!.. Eğer Türkiye demokratik bir hukuk devletiyse!.. hikmet.cetinkaya(« cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/513 90 98 ^ kitap kulübû ÇAĞININ TANIĞI ÜÇ YAZAR 2 BASI KUBİUY OLAYI VE TARİKAT KAMPLARI BS SANCILI YILLAR KUŞATILMIŞ SOKAKLAR POSTUNDA KURT ZAMBAK SANA DA BULAJTIKAN 2 BASI DİN BARONUNUN KAZLARI BASI ŞERIAT PAZARI SFVDANIN ADRESİ BELLİ DEĞİL TÜRKİYE'NİN SEYTAN ÜCGENİ ZLERİNPOYRAZ Cumhunyet Kitap Kulubu Çağ Pazarlama A Ş Turkocağı Cad No 39/41 (34334)Cağaıoglu-lstanbul Tel 514 01 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle