Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10 MAY1S 2000 ÇARŞAMBA
14 Â L J J A kultur@cumhuriyet.com.tr
55 sanatçının yapıtlanndan oluşan sergi Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde
'Avusturya'dan Çağdaş Sanat'Kültûr Servisi -Marmara Üniversitesi
Güzel Sanatlar Fakültesi, 10-28 Mayıs ta-
rihleri arasında izlenebilecek '1(H-1 Sergi-
leri' kapsamında, Avusturya Federal Cum-
hunyetı Başbakanlık Sanat Bölümü Artot-
hek'in 1998'den 2000'e dek koleksıyonu-
na dahıl ettığı seçme yapıtlardan oluşan
'Avusturya'dan Çağdaş Sanat - New Aust-
rian Spottight' adlı sergıye ev sahiplıgı ya-
pıyor. Aviısturyalı ve Avusturya'da yaşayan
dı|er mılletlerden 55 sanatçının birçok ya-
pıtını ıçeren sergının odak noktasını resim,
grafik, fotoğraf, yenı medyalar. yerleştir-
me ve heykeltıraşlık dallan oluşturuyor.
Daha önce aynı adla Brüksel'dekı Cent-
re Borchette'te açılan serginin güncelleş-
tınlmiş uzantısı, Marmara Üniversitesi Gü-
zel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hü-
samettin Koçan' ın daveti ve Avusturya Kül-
tür Ofisi Müdürü Dr. Envin Luchıs'un gi-
nşımiyle fakültenın Sergi Salonu'nda izle-
nebilecek. NotfourgaCoronabiess'in kura-
törlüğünü yaptığı serginın basın toplantı-
sına Koçan ve Coronabless'in yanı sıra
A\ usturya Hükümetı Başbakanlık Görev-
lısi Dr. AndreasMailath-Pokorny, Artothek
direktörü Marion Pkhler, Avusturya Kül-
tür Ofisı göre\lılennden Dr. Manuela
Frommwald ve Günay Develi katıldılar.
'Üniversiteyi topluma ve dünyaya açmak
gerekir' düşüncesıyle yola çıktıklannı be-
lırten Koçan, 'Avusturya'dan Çağdaş Sa-
nat'ın. öğrencınin çok boyutlu beslenebi-
leceği kaynaklar yaratmak adına açılan ser-
gılerden bıri olduğunu söyledi.
Avusturya'da kültürel ve sanatsal etkin-
likJenn desteklenmesinin geniş ölçüde dev-
letin ışı olduğunu ve yılda 22 milyar Türk
Lirası'na denk düşen bir harcamayı bu ala-
na ayırdıklannı belirten Pokorny, Artot-
hek'ı devletın sanat kurumu olarak tanım-
ladı: "Savunma ve güvenlikten daha fazla
maddi pay aynldığı için ülkemde sanat umut
vaat ediyor. Geleneğimizden geten bir oi-
guyla teş/vik edilen sanaüann başuıda mü-
zik ve th atro geliyor. Mimari, edebiyat, fo-
toğraf, film ve medva, çocuk edebiyan gibi
alaniar bunlantaidp ediyor. Sanatsaletkin-
likleri topluma ulaşünnayı istiyoruz. Bu
serginin tüm yapıüan devletin sanatsal teş-
viki çerçevesinde uzman birjüri tarafindan
sistematik ve devamlı satın alma politikası
tte garanti edilmiş kapsamü Başbakanlık
Koleksiyonu'nda toplandı. Avusturya'da
başbakan bir anlamda sanat bakam, dev-
letin sanat işlerini yürüten kurum da Artot-
hek."
Istanbul 'daki gösterimiy le serginin ulus-
lararası düzeyde sanatsal diyaloğunu sür-
dürdüğünü belirten Coronabless, Artot-
hek'le ilişkili Artist Residence adlı daire-
nin uluslararası sanatçılara tanıdığı sergi
açma gibı olanaklardan söz ederek Türk sa-
natçılann da bundan yararlanması için gı-
rişünler başlatacaklannı ve yapıtlann fıkir
alışverişinin canlı şekilde yapüdığı üniver-
site ortamında sergilenmesinden hoşnut ol-
duğunu söyledi: "Sergi, hem resim, grafik,
heykeltıraşlık gibi geleneksel alanlardan
hem de önem kazanmaya başlayan yeni
medyalarve sürece yönelikyaratıa hareket-
ierden yapıtlan içeriyor. Artothek'in asü
görevi genç sanatçdann yoJunu açmak. Ya-
pıtlan bu bağlamda seçmeyi uygun gör-
düm. Sanatçüarm görüşlerinin odak nok-
tasında sanaün kurumlaşması, gücün sor-
gulanmasL, etkileşimierin ve manipülasyon-
laruı kritik aynmı bulunuyor."
(Fotograf KAAN SAĞANAK)
' otburga Coronabless'in küratörlüğünü üstlendiği
'Avusturya'dan Çağdaş Sanat' sergisinin odak
noktasını resim, grafik, fotograf, yeni medyalar,
yerleştirme ve heykeltraşlık dallan oluşturuyor.
Istanbul'daki gösterimiyle serginin uluslararası
düzeyde sanatsal diyaloğunu sürdürdüğünü belirten
Coronables, yapıtlann üniversite ortamında
sergilenmesinden hoşnut olduğunu söylüyor.
'On yedi yaş yaşamda çok önemli'
Teoman üçüncü albümünün soıındu için özellikle eskigitarlar ve köhne anfi kullanmış
BARIŞ BEHRAMOĞLU
Adını taşıyan ilk çalışması ve 'O'dan sonra Teoman'ın
,'Paramparça\'Onyedi\'Rüzgâr Gülü', Şebnem Fe-
rah'la düet yaptığı'İki YabancT, 'GündüzTarifesiVZam-
paranın Ölümü'/Sürpriz'adlı şarkılan içeren 'On ye-
di' ısımlı üçüncü albümü pıyasaya çıktı. 'Onyedi'de,
Teoman'ın beste ve sözlerinin yanmda, FikretŞenes'in
sözlerini yazdığı 'UykusuzHer Gece', Bora Ayanoğhı'nun
bcstcsı 'O Yaz've Rıza Erekli nın 'Yanndan Bana Ne'
de bulunuyor.
Hâlâ nasıl bu kadar
başanlı sayıldığını ve
listelenn üst sıralann-
da dolaştığını anlaya-
madığım söyleyen Te-
oman'la yenı çalışma-
sı hakkında konuştuk.
- 'Onyedi'nin hazır-
hk serü\eniyle başla-
yalun...
" TEOMAN-Bir al-
bümüm biterken, he-
men diğerine başlıyo-
rum. Kafamda şeİcil-
lendiriyorum ve de-
taylan sonradan ekli-
yorum. 98 yılından be-
ri 'On yedi'nın üze-
rindeyim. Fikir anla-
mında ara vermiyo-
rum. belki beste yap-
mıyorum ama insamn
fikirleri bır albümle
beraber bıtmıyor. Ne
zaman bır albüm biter-
se ondan genye kalan
posa bir diğerini etki-
lıyor.
- Sürekli beste üre-
temiyor nıusunuz?
TEOMAN- Beste
yapmıyordum fakat
şarkı sözleri yazma-
ya devam ediyordum.
Yazıyla, sözcüklerle
olan ilişkim, müzikle
olandan daha kesintı-
sız. Yazdıklanmı de-
vamlı bır yere kayde-
diyorum Notlar alı-
yorum. aklıma ne ge-
lirse. Ufacık bir dize-
yi. bir iki kelimeden
oluşturduğum ken-
dimce metaforları,
göndermeleri.
• - Fekîyi, albürnü
oluşturma sürecinde
neler oluyor?
TEOIVİAN-Birşar-
kı yazma süreci, bir
de albüm yazmanın
süreci var. Albüm da-
ha genış bir şey oldu-
ğu ıçm'oriü bır rornan gîrJTduşûnmek gereiciyor. Bah-
seftigin dizelerden, gûzel meîodiîerden ve ortaya çıkan
bir şarkıdan öte, on tane şarkının insanda bırakmasını
istediğin o tortuyu düşünüp öyle tasarlıyorsun bir albü-
^itıü.TCâfanda oluşrlrmalc fstediklefînTeIlgîlî daimabir
pazarlık söz konusu.
-'Onyedi'nin diğer albümlerinizden ne gibi bir farkı
= var? Düüeyiciye iletmekistediğiniz yeni neleryer alryor?
TEOMAN-Farkı, 'O'dan sonra daha da büyümüş ol-
mam. Daha iyı şarkı yazanyım, daha tecrübeliyim. Yok-
sa aynı kışiyim. İletmek istediklerimde de büyük deği-
şiklikler yok aslında, hep aynı çizgide ilerledim.
-Bir programda, albümünüzûn adının 'Onyedi' ol-
masını, o yaş dönemini anlatmakiçin koyduğunuzu söy-
lediniz. 'Onyedi'nin özelliği nedir?
TEOMAN- On yedi yaşm, şu an ve on iki yaşında ya-
şadıkJanmdan çok farkı bulunuyor. Ergenliği bitirmek
üzeresıniz, bunun tüm sıkıntılannı yaşıyorsunuz. On se-
kize bir kala, daha legal değilsiniz, yapmak istedikleri-
niz belli değıl, ama siz kendinizi büyük hissediyorsu-
nuz. Normal liseden mezun olunca, üniversiteye 17 ya-
şında giriyorsunuz. Bir sürü açıdan insan yaşamım çok
etkıledığinı düşünüyo-
rum. Kafamz çok ka-
nşık oluyor, kendinize
hem bir güven hem bir
güvensizlik duyuyor-
sunuz. Yeni bir haya-
ta atılmak istiyorsu-
nuz, olgun olduğunu-
zu zannediyorsunuz
ama kimse sizi öyle
görmüyor. Henüz ça-
lışmıyorsunuz , cebi-
nizde beş kuruş para-
mz yok.
-Bu albümde Şeb-
nem FerahTa düetyap-
TEOMAN- Düet
projesi ilk albümüm-
den beri geçerliydi.
Türkiye'de çok güzel
şarkı söyleyen insanlar
bulunuyor ama benım
aklımda Özkm Teldn
ve Şebnem Ferah var-
dı. Özellikle Şebnem-
le bir düet yapmayı çok
istiyordum. Düet sa-
yesinde iki kişi arasın-
daki o çok özel ilişki-
yı anlatabiliyorsunuz.
Ama bazen gerçek
kontekst ortada ohna-
dığı için saçma sapan
şeyleryazdır. Konteks-
ti oturtînakta gerçekten
zorlandığım anlar ol-
du.
-Bestelerin çoğu si-
ze ait Sözlerde soyn-
ta, imgelere kaçmak-
tansa, gerçekJeri yan-
sıtmayı mı seçijorsu-
nuz?
TEOMAN-İnsanlar
dinlediklerinde,'hald-.
katen böyie oluyor' de-
sinler istiyorum. Anla-
şılabilecek, küçük bir
gizem de katmak için
kendimle ilgili bilin-
meyen ufacık ufacık
şeyler katıyorum. On-
larla gerçeklikduygu-
su daha da güçleniyor.
_§arkı sözü insanlann duygulannı uyardırmak için ya-
ılır zaten. Ben 'Aa, çok hoş, çok orijinal şeyler bulrnnş'
yapmıyordum fakat şarkı sözleri
yazmaya devam ediyordum. Yazıyla,
sözcüklerle olan ilişkim, müzikle olandan
—daha kesintisiz. Yazdıklanraı devamlı bir
yere kaydediyorum. Notlar ahyorum, aklıma
ne gelirse. Ufacık bir dizeyi, bir iki
kelimeden oluşturduğum kendimce
metaforlan, göndermeleri...'
demelerinı istemiyorum. Şarkılarda kendıme özel bir şey-
ler de istiyorum. Mesela iki parça yanyana koyulduğun-
da, üângîsini benim yazdığım anlaşılsm.
- 'Onyedi'nin sounduyla ilgili neler söyleyeceksiniz ?
TEOMAN- Bu albümün eskiden yazılmış gibi olma-
sını ıstedım. O soundu çıkartmak için de özellikle eski
gitarlar, anfiler bulduk. Kötü müzik aletleri bunlar. Şar-
kınuı ruhunu, armosferini yansıtılabilmekti amacım.
Gerçeğe yakın olabilmesi için ufak hatalan bıraktım. Faz-
la kesip biçmedım şarkılan.
53. Cannes Film Festlvall Vatel
1
lle başlıyor
Kuzeyden
doğuya
yolculuk
Gerard Depanöeu ve Uma Thurman açıhş töreninin özel konuklanndan.
Kültür Servisi - 53. Cannes Film
FestivaH başrollerini Gerard Depar-
dieu ve Uma Thurman ın paylaştığı
ve yönetmenliğinı Roland Joffe'nın
üstlendiği 'Vatel' filminın göstenmı
ile bugün açılıyor. Yaşanan ekonomik
krizden etkilenmemiş gözüken As-
ya sineması ve Kuzey Avrupa film-
lerinin ağırlıkta olduğu festivalde
Güney Kore'den Çin'e, Japonya'dan
Tavyan'a, Isveç'ten Danimarka'ya
kadar bir çok önemli yönetmenin ya-
pıtlan ön planda. 21 filmin yanştığı
'UlusalYanşma'bölü- ^ ^ - ^ ^
münde Asya kıtasından
beş füm, Kuzey Avru-
pa sinemasından dört
film 'Atan Pahniye' için
yanşıyor. Italyan, İs-
panyol, Alman, Porte-
kiz, Afrika filmlerinin
yer almaması göze çar-
parken festıval yetkılı-
len yanşma veya dışı
olarak daha çok Fran-
sâ ile gerçekleştirilen
ortak yapımlara yer ver-
mekle suçlanıyor.
Başkanlığım Luc
• Robert
Bresson ve Louis
Bunuel için özel
gösterimlerin
düzenlendiği
festivalin onur
konuklan
Gregory Peck,
Philip Noiret.
a'un üstlendiğijün oyuncuağır-
lıklı. 'Karatahta' filmi ile festivalin
en genç yıldızlanndan olan Samira
Makhmalbaf, 'Kippur' ile AmosGi-
tal, 'Fast Food Fast VVomen* iie At-
mos KoDek'in arasında bulunduğu
meyen festival, bazılan içinse yeni bir
yaşamın başlangıcı sayılıyor. Özel-
likle açılış fılminin öncesi, sinema-
nın 'keşfedilmemişyıldızları' için bır
'gösterimekânına' dönüşüyor. Üzer-
lerine smokin alacak parası olmayan
yönetmenler, yaşamı boyunca kaybet-
miş oyuncular, lolitalar ve genç se-
naristler gala öncesinde kendilerini
göstermek ve ünlenmek için birbir-
leri ile adeta savaşıyor.
Açılış töreninin özel konuklan Ge-
rard Depardieu ve Uma Thurman" ın
dışında Jeremy Irons,
Kristin Scott-Thomas
ve Isabelle Hupert ilk
göze çarpan ısımler ara-
sında. llerleyen günler-
de ıse Melannie Grif-
fith, Von Tner'in uzun
müzikali 'DancerinThe
Dark'ın başrol oyuncu-
su Catherine Deneuve.
Kim Basinger. ilk gös-
terimi gerçekleşecek
<
Thinp You Can Tell
Just By Looking Her'
filminın ıkı başrol kadın
oyuncusu Glenn Qose
ve HoHy Hunter, kısa füm jünsının
üyeliğını yapan Mira Sorvino, Paul
Verhoeven'uı son fihnı 'Holly Man'
tanıtan EHzabeth Shue Cannes Film
Festivati'nde t>öy gösterecek
yüdızlardan bazılariT
DEFNE GOLGESİ
TURGAY FİŞEKÇİ
Hac Yolunda'
Cenap Şahabettin'in Hac Yolunda adlı kitabı-
nı görünce, Çetin Altan'ın yıllardır söyleyegeldi-
ği ünlü savlannı anımsadım: Yazmak, uygarolmak-
la ilgilidir. Biz ise yaşadıklarını yazmayan bir top-
lumuz.
Gerçekten de yıllar boyu, milyonlarca insanımız
hacca gitmıştir ama, aralarından kaçı, orada ge-
çirdiği günleri, izlenimlerini, düşüncelerini, duygu-
lannı yazıya dökme gereksinimi duymuştur.
Geleneksel kültürümüzde bunca önemli yer
tutmuş bir olay, yazılı kültürde kendine bir yer
edinememiştir.
Hekim olan Cenap Şahabettin'in bu yolculuğa
çıkma nedeni 1897'de sıhhiye müfettişi olarak
Cidde'ye gönderilmesi. Ertesi yıl bu görevinden
geri dönmüş.
Hac Yolunda adlı yapıt, bu yolculuk sırasında
tutulan yol notlarından oluşuyor.
"Servet-i Fünun" dergisinde on yedi mektup ola-
rak yayımlanan notlar 19O9'da da kitap olarak ba-
sılmış.
Şimdi bakalım yazarımızın izlenimlerine:
Birinci Mektup "El Kahire" vapurunun Istan-
bul'dan kalkışını ve yolculuğun ilk gününü anla-
tyor. Vapur, farklı uluslardan insanlarladolu: "Türk,
Arap, Rum, Fransız, Italyan." İlk akşam yemeği:
"Artık çorbayı takip eden yedi sekiz türlü yemek
tabaklara konup kalkıyordu; nöbetyemişlere gel-
di, bunlararasında bir türlüsü vardı ki ona biz pek
me'lûf değılız: Muz!.."
ikincı Mektup'ta yazanmız önce ikinci mevki, son-
ra da güverte yolculanna bakar: "Aman yarabbi!
Ne dehşet, ne sefalet... Bir tarafta kırk elli Buha-
ralı diz dize, omuz omuza, arka arkaya oturmuş-
lar... Yahutbaşbaşa, ayakayağayatmışlardı... Bi
rine murdarbirpaçavra, ötekıne vapurun ıslak tah
tası yatak hizmetini ifa ediyordu... Hiçbir yerde
bu kadarsıkışık oturulduğunu görmedim. Buza-
vallılann kımıldayacak yerleri yoktu: Oturduklan
yerde yemeğe, iki diz üstü uyumaya mecburidi-
ler."
Üçüncü ve dördüncü mektuplar, Ege adalann-
dan, Yunan halkının özelliklerinden, vapurun iki
saat mola verdiği sırada gezilen Pire ve Atina'dan
söz ediyor.
Beşinci, altıncı ve yedinci mektuplar Iskende-
riye izlenimlerini aktanyor. Yazanmıza göre ken-
tin bir kişiliği yoktur. Aynı sokakta hem cami hem
kilise hem sinagog hem de Kıptî tapınaklanna
rastlanması, Avrupa benzeri geniş caddeler, gü-
zel yapıların yanında yoksulluk görüntüleri; tica-
retin coşturduğu büyük bir hareket ve gürültü, ya-
bancılann tüccar, Mısır halkının ise yalnızca ara-
bacı ve hamal olması... vb.
Sekizinci mektupta başlayan Kahire ve çevre-
sinin betimlenmesi ise tam altı mektup boyunca
sürüyor: "Ne gökyüzünde bir bulut ne yerde bir
nebat var." Çöl, rslil, Kahire kenti, çevresi, halk ve
hatta eşekler, piramıtler uzun uzun anlatılıyor.
On beşinci ve on altıncı mektuplar Süveyş'i, ka-
nalın yapılış öyküsünü, bu değişimin çevreye ge-
tirdîği yenilikleri anlatıyor.
On yedinci ve son mektup ise, Süveyş'ten bi-
nilen ve Kızıldeniz boyunca gidilen "Rahmaniye"
vapurundan izlenimler ve düşünceler aktanyor.
Kitap yayıma hazırlanırken, yalnızca eski yazı-
dan yeni yazıya dönüştürülmüş. Dilde bir yalın-
laştırmaya gidilmemiş. Hiç değilse bugünün oku-
ru için kimi sözcük ve tamlamaların karşılıkları
sayfa altlarına ya da kitabın sonuna eklenecek bir
sözlük bölümüyle verilebilirdi.
llgiyle okumaya çalıştığım kitaptaki cümlelerin
ancak yarısını anlayabildiğimi de söylemeliyim.
Hac Yolunda, gezı edebıyatamızın çağdaş an-
lamda önemli yapıtlarından biri. Ne ki yazarın
Arapça ve Farsça sözcük ve tamlamalara düş-
künlüğü, yapıtı bugünün okurtan için önemli öl-
çüde okunamaz duruma getiriyor.
Tevfik Fikret'in şiirlerinde olduğu gibi, Cenap
Şahabettin de ancak günümüz diline aktanlma-
sıyla okunabilecek yazariardan.
Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü
öykü dabnda verilecek
• Kültür Servisi -Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü,
bu yıl öykü dalında verilecek. Aralık 1999 ile
Kasım 2000 tarihleri arasında yayımlanmış
kitaplann aday olabileceğı yanşmanın Feride
Çiçekoğlu, Nursel Duruel, Konur Ertop, Selim
1leri ve Osman Şahin'den oluşan Seçiçi Kurul
karannı Ocak 2001 'de açıklayacak.
Kazanan yazar ödülünü Cevdet Kudret'in doğum
günü 7 Şubat'ta alacak. Yanşmaya katılmak
isteyen yazarlann kitaplannı 6 nüsha olarak,
yaşam öyküsü özetı ve yazılı adaylık baş\xırulan
ile birlikte 'Cevdet Kudret Ödülleri', Amiral
Fahri Engin Sok. Vaizoğlu Apt, No:8/5
Rumelihisan, Istanbul adresine en geç 1 Aralık
tarihine dek ulaştırmalan gerekiyor.
K Ü L T Ü R » Ç İ Z İ K
K Â M İ L M A S A R A C I
Asya sınemasının en ıyı öraeklenru
sunarken, James Ivory, Ken Loach.
DeOliveira, îosselani. LarsvonTri-
er, Raul Ruiz. Lounguine ve Liv UI1-
man' ın son yapıtlan ile Avrupa sıne-
masını temsil ediyor.
Tartışmah başlayan Cannes Film
Festivali yine de yıldızlar geçidine dö-
nüşeceğe benziyor. Bazılan için her
yıl tekrarlanan bir törenden öteye git-
Otar Josefiani ve Agnes Varda'ya
yapılacak sunuşalann yer aldığı fes-
tivalin bu yılki retrospektifi ise '
nema Geleceğm Düşleri' başlığı altın-
da gerçekleşecek. 53. Cannes Film
Festivali'nin onur konuklan ise Gre-
gory Peck, Sean Penn ve Philip No-
iret Festivalde aynca Robert Bresson
ve Luis Bunuel'e aynlmış özel gös-
terimler düzenleniyor.