Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17 NİSAN 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
AranıyorHalktan insanlara "Yeni cum-
hurbaşkanında hangi niteJik-
leri ararsınız?" diye soruyor-
lan aiınan ilk yanıt "Dürüst olsun"
yönünde oluyor. Sonra? "Şaibe-
si olmasın." Başka? "Ciddi ol-
sun."
Olması gereken, doğal olan
"aranan özel nitelik" haline gel-
mişdemek... Ne acı.
Köy Enstitülerinin
mimarisi
Yüksek Mimar Yrldız Keskin, Köy
Enstitülerinin eğitim tarihi açısından
olduğu kadar, Cumhuriyet dönemi
mimarlık tarihi açısından da özel
öneme sahip olduğunu savunuyor.
Keskin'in yaptığı araştırmalara gö-
re Köy Enstitülerine ait binalann ta-
sanmlannın her biri kendine özgü bi-
rermimari değer...
Yıldız Keskin, İTÜ doktora prog-
ramı kapsamında hazırlamakta ol-
duğu "Devrim Mimarisi Olarak
Köy Enstrtüteri: Devrim Mimarisi-
nin Ontolojisine Giriş" başlıklıtez
için Kırklareli Kepirtepe'den Kars
Cılavuz'a değin Türkiye'nin bir-çok
iline dağılmış olan 21 Köy Enstitü-
sünün binalannın tasanm ve yorum
süreçlerini mimari açıdan inceledi,
belge topladı, fotoğraflar çekti.
Köy Enstitüleri'nin 60. kuruluşyıl-
dönümü nedeniyle Yıldız Keskin, bu
ilgi çekici çalışmasını sergiye dö-
nüştürdü. Sergi, bugün Çankaya
Belediyesi'nin Kavaklıdere'deki Çağ-
daş Sanatlar Galerisi'nde açılacak.
Mimar Yıldız Keskin'in sergiden
beklentisi çok basit:
"Sergi, Köy Enstrtülerinin Cum-
huriyet devrimi kültür mirası ola-
rak korunması girişimimizin sü-
reğindeki çabalann gelişmesi, hc-
lanması yönünde etki yapar ve
bir kamuoyu duyarlığı yaratırsa
asıl amacına ulaşmış olacaktr."
ISIK KAXSC
Genel-lş'in saptamalarıSendikal hareket içinde herzaman
ayn bir yeri olan Genel-lş Sendika-
sı'nın 12. Genel Kurulu bu hafta so-
nunda gerçekleşecek.
Genel-lş Sendikası, genel kurul ça-
lışma raporunda, temcit pilavı gibi
ısıtıp ısıtıp önümüze konulan, büyü-
lü dumanlar arasından sıyınlıp gelen
"yeniden yapılanma", "katılım",
"kimük", "sivil toplum" vb. sözcük-
lerin önündeki sahte perdeyi kaldın-
yor ve "sıradan" bir sendika olma-
dığını bir kez daha kanıtlıyor:
"Yeni sağcı ve küreselleşmeci
ideoloji, demokratikleşmeyi top-
lumlann kaderlerinin doğrudan ve
topyekûn kaprtalist ilişkilere tes-
lim edilmesi olarak anlamaktadır.
Sermaye, iktisadi egemenliğini,
açık ve sınırsız siyasal ve yönetsel
iktidar ile perçinlemek istemekte-
dir. Katılım ve özgürleşme, özel
sektörün katlımından ve doğru-
dan yönetiminden ibarettir, bu el-
bette kendisi için demokratikleş-
medir.
Sermayenin kendisi için talep
etb'ği bu demokratikleşme, işçi sı-
nıfını ve diğer emekçi kesimleri
yok sayabilmek için bir yeni kav-
ram keşfedilerek meşrulaştnlmak
istenmiştir. Bu, sivil toplum kavra-
mıdır. Sermaye, sivil toplumu iki
unsurdan ibaret görmektedir: Şir-
ketler ve NGO (sivil toplum örgüt-
leri). Gerçekte NGO, birçok gevşek
toplumsal örgütlenmeyi banndı-
ran butorba,güçlü sermaye örgüt-
lerinin hareket alanıdır. Sermaye,
bu torbaya attğı sendikalann 30 yıl
içinde tarihe kanşacağı inancını
pompalayıp durmaktadır. NGO için-
de erittiği ve toplumsal mücade-
lede görülmez hale getirdiği sen-
dikalann öJüm fermanını hazırlaya-
rak, yalnızca kendisine ait bir yö-
netim dünyası kurgulamaktadır.
Toplam kalite yönetimi, esnek
üretim, esnek istihdam, insan kay-
naklan yönetimi gibi yeni keşif,
kavram ve araçlar, 20. yüzyılın sen-
dikacılık tarihini yok etmek üzere
harekete geçirilmektedir. Sendi-
kalann sınıf temeli yok sayılmak-
ta; işçi sınıfına küçük çıkar grup-
lan, hemşericilik, mezhep birltği, et-
nik grup birliği gibi sınıf karakte-
rini yok etmeye yarayan ilkel he-
defler gösterilmektedir. Yeni sağ-
cı küreselleşme ideolojisinin de-
mokratikleşme vaadi, işçi sınıfının
hem sınıfsal hem de ulusal karak-
terini yok etmeye bağlanmıştır."
Özelleştirme kurbanlarımn sorunu çözülmedi
Geçen hafta Izmir Su ve
Kanalizasyon Müdürlüğü (İZ-
SU) sayaç okuma işinde ça-
lışan 118 işçinin, özelleştir-
me-taşeronlaşma sürecin-
de işlerinden oiduklannı yaz-
mış, bu işçilerin sorunlanna
kulak verecek birilerinin mut-
laka bulunması gerektiğine
değinmiştik.
Sayaç okuma, su açma,
kesme, sayaç değiştirme işi-
ni alan taşeron şirketin yet-
kililerinden bir mektup aldık.
Özetle, giderierinin yalnızca
işçi ücretlerinden ibaret ol-
madığını, çeşitli yatınmlar
için de kaynak ayırdıklannı
belirtiyor ve işlerinden olan
118 işciye ilişkin olarak daşu
bilgiyi veriyorlar:
"Maalesef, eski endeks
okuma bölümü çalışanla-
n bizim fırmada çalışmak
için başvuruda buiunmadf-
lar. Sadece 9 kişi çalışmak
için başvurdu ve bunlar da
işe başiatkk Ancak 12 gün
çalıştktan sonra 6"s« işi bı-
raktı. Diğer 3 kişi halen iş-
lerine devam etmektedir-
ler. Eski su açma-kesme,
sayaç değiştirme bölümü
çalışanlanmn tümü baş-
vuruda bulunmuşlardır ve
hepsi de çalışmaktadıriar."
Işinden olanlar ıçın bir de
ekleme yapmışlar:
"Biz onlara kulak verdik,
ama maalesef sorunlan-
na çare olamadık. Şimdi
ise yapabileceğimiz hiçbir
şeyyok."
Taşeron şirketin görüşü
bu. Ama gerçek şu: Her bi-
ri, ayda, yemek dahil topu tc-
pu 110 milyon lira alan 118
işçi şu anda işsiz.
Biz, onlann sorunlanna ku-
lak verecek yetkililerin hâlâ
bulunacağına, mutlaka bu-
lunacağına inanıyoruz.
ÇALIŞANLARIN
SORULARI/SORUNLARI
YILMAZ ŞİPAL
Emekli Sandığı emeklisi kanııı
kuruıııujHİa çalışırsa
SORU: 3.4.2000 tarih ve 27207 sayılı gazetemizin 17.
sayfasındaki yanıtta 'T.C. Emekli Sandığı'ndan emekli
."•' aylığı alanlann emekli aylıklan ancak yeniden Emekli
•• Sandığı'na bağlı birgörevde çalıştıklannda kesilir. Emekli
Sandığı dışında SSK ya da Bağ-Kur sigortalısı olmalannı
gerektiren işlerde çalışmaları durumunda, Emekli
; Sandığı'ndan aldıkları emekli aylıklan kesilmez"
denilmektedir. Ben 1989 Ağustosu'nda Emekli
„ _« Sandığı'ndan emekli aylığı almaya başladım. Birkaç
, a y sonra büyiik bir bilediyede işçi kadrosuyla işe
^A başladık. Birkaç ay sonra da emekli aylığımızı Emekli
Sandığı kesti. (5434 sayılı Yasa'nın 12." - 99. maddeleri)
. 40 aylık bir süre sonunda iş sözleşmemiz iptal edilerek
ayrıldık. Ve kazanılmış hakkıımzın devamı olarak
T.C. Emekli Sandığı'na bağlandık. 43 yıllık bir
Cumhuriyet okuru olarak sizden erraflıca bilgi alma
hakkını kendimde görüyorum. (G.A.)
YANIT: Cumhuriyet, okurlanyla bütünleşmiş bir kurumdur.
Biz de bu kurumun 44 yıllık bir "neferi" olarak kendimizi okura
karşı sorumlu, yükümlü ve görevli sayıyoruz. llginize teşekkür
ediyor ve sorunuzun yanıtına geçiyoruz.
5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Yasası 1949 yılında kabul
edilmiş ve 50 yıldır yürürlükte olan bir yasadır. Yürürlüğe
girişinden bu yana geçen 50 yıl içinde 70'ten fazla (sayabildiğimiz
kadar 75) kez değişikliğe uğramıştır. Ancak bütün değişikliklere
karşın "derde deva" olmaktan uzaktır. Bazı maddeleri eşitsizlik
içermektedir. Bu maddelerden biri de Ek Madde 11 'dir.
Bu madde ile T.C. Emekli Sandığı'ndan emekli aylığı alanlara
"çifte standart" uygulanmaktadır. Bu uygulamayla ilgili haksızlığa
birçok yazımızda değindik. Madde bütünüyle şöyledir:
"Ek Madde 11- T.C. Emekli Sandığı Kanununa tabi daire,
kurum ve ortaklıklar ile bunların Sosyal Sigortalar Kanunu'na
tabi işyerlerinde emekliliğe tabi olmayan ücretli, geçici kadrolu
veya yevmiyeli hizmetlere tayin edilen emeklilerin, buralarda
çalıştıklan sürece emekli aylıklan kesilir.
Bunları çauştıranlar, vazifeye başladıkları tarihten itibaren
bir ay içinde yazı ile T.C. Emekli Sandığı'na bildirirler.
Şu kadar ki, yaş haddini aşmamış olmaları kaydıyla her
derece ve türdeki örgün ve yaygın eğitim kurumlarında ders
öcreti karşılığı ders görevi verilenler ile mahiyeti itibarıyla
hizmetin görülmesi miicbir bir sebebe dayandığı ve özel
ihtisası gerektirdiği ilgili bakanlığın teklifi ve Maliye
Bakanlığf nın mütalaası alınmak sureriyle Bakanlar Kurulu
kararı ile belirtili yerlere tayin edilecekler hakkında 1 'inci fıkra
hükmü uygulanmaz."
Bu maddenin elle tutulur, gözle görülür yorumu, TC Emekli
Sandığı emeklilerinin özel sektörde aylıklan kesilmeden çahşa-
bilecekleri, TC emekli sandığı kapsamındaki kamu kurumların-
da ise çalışmalannın kısıtlanmış olmasıdır.
Maddenin elle tutulmayan, gözle görülmeyen yorumu ise, ka-
muda uzun yıllar görev yapnuş ve konulannda uzmanlaşmış gö-
revlilerin, özelleştirilen kamu kurumlan gibi, "altın bir tepsi-
de" özel sektörün beğenisine sunulmasıdır.
Iş sözleşmenizin bozulmasına neden gösterilen 5434 sayılı
T.C. Yasası'nın 12. ve 99. maddelerinin konuyla ügisi yoktur. 5434
sayılı T.C. Emekli Sandığı'nın 12. maddesi "Sandıktan
faydalanacaklar" ile ilgilidir. 99. maddesi ise, T.C. Emekli
Sandığı'ndan emekli, adi malullük, vazife malullüğü, dul veya
yetim aylığı son hizmet zammı alanlardan hiçbir şarta bağlı
olmaksızın" ve yine T.C. Emekli Sandığı iştirakçisi olarak
emeklilik hakkı tanınan görevlere atananlann aylıklannın bu
görevlere atanmalannı izleyen aybaşından geçerli olarak kesilmesine
ilişkindir.
Dev sözlük!
Milli Eğitim Bakanlığı, "Ör-
nekleriyle Türkçe Sözlök"ten
1995 yılında 10 bın tane bas-
tırmıştı.
"Orta dereceli okullar" için
hazırlanan 4 ciltlik, yanlış oku-
madınız tam tamına 4 ciltlik ve
3 bin 337 sayfalık sözlük hazır-
lanırken yararianılan "Kaynak
Eser"lerden kimi örnekler ve-
relim:
"Kur'ân-ı Kerim'in Türkçe
Meâli Âlisi ve Tefsiri, Hukuk-
u Islâmiye ve Istılahat-ı Fık-
hryye Kamusu, Hadister, Mez-
hepler ve TarikatJar Ansiklo-
pedisi, Tercüman Kur-ân-ı
Kerim Ansiklopedisi, Tercü-
man Islâm Türk Ansiklopedi-
si, Türkiye Gazetesi Rehber
Ansikiopedisi, Türkiye Gaze-
tesi Dini Terimler Sözlüğü..."
Milli Eğitim Bakanlığı'nın ya-
yımladığı bu 4 ciltlik "dev
eser"de dört halifeden Ebû
Bekir, Osman ve Ömer mad-
de başı yapılmış. Aynı sözlük-
te dördüncü halife Ali'yi arar-
sanız, bulamazsınız. Çünkü yok.
ömekleriyle Türkçe Sözlük'te
yer alan birçok yanltşı, eksiği be-
lirleyen eğitimci Saim Açık-
göz, Kıyı dergisinin Nisan 1997
tarihli sayısında bu "dev eser"
konusundaki görüşlerini şöyle
açıklamıştı:
"Örnekleriyle Türkçe Söz-
lük, kanımca sözlükcülükta-
rihimize bir başansızlık ör-
neği olarak geçecektir. Or-
han Şaik Gökyay eğer yaşı->
yor olsaydı, 'Destursuz Bağa
Girenler' yapıtına sanınm ye-
ni bir cilt eklemekten kendi-
ni alamazdı."
Son günlerde duyduk ki, Mil-
li Eğitim Bakanlığı bu dev ese-
rin ikinci basımını yapmaya ha-
zırtanıyonmuş!..
HAYVANLAR ÎSMAIL GÜLGEÇ
r
KtM KİME DUM DUMA BEBIÇAK [email protected]
BULUT BEBEK NVRAYÇIFTÇI
TARİHTE BUGÜN MVMTAZARIKAN 17 Nisan
i İLAN
T.C.
ADANA 5. ASLtYE HUKUK
MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ'NDEN
Esas No: 1999/678
Davacı Mehmet Gökdam tarafından davalı Eserce Gökdam aleyhi-
ne açılan boşanma davasının yapılan duruşması sırasında verilen ara
karan uyannca,
Davalı Eserce Gökdam'ın bildirilen Atatûrk Cad. Aziz Naci İş
Merkezi Kat 6 No.36 Seyhaa'Adana adresine çıkartılan tebligatlar bi-
la tebliğ iade edilmiş, jandarma marifetı ile de davalının tebligata ya-
rar açık adresinin tespit edilememesi nedeniyle duruşma gününün
adına ılanen yapılmasına karar verilmesi tensip kılınmış olmakla,
Davalı Eserce Gökdam'ın dunışraanın bırakıldığı 01.05.2000 gü-
nü saat 09.15'te mahkememiz duruşma salonunda hazır bulunması
veya kendisini bir vekille temsil ettirmesı, hazır bulunmaz veya ken-
disini bir vekille temsil ettırmedıği takdirde yokluğunda duruşmaya
devam olunacağı ve karar verileceği hıususu davalı Eserce Gökdam'a
Janen tebliğ olunur. Basın: 18628
ÇANAKKALEANIÜNIN TEMELİ ATILDl
f3S4'rs BU6UN, ÇAMAKIOİLE ZAtEg VE MEÇUUL
ANirt'NiM rEMELi AriLtoifrı. O*/ Y/L
BlR YA&lŞMı4M, M/MA/S POĞAAI ER6İNBAŞ(SOLDA) -J\_T\
İLE İSAMIL UrHULAZ'IN PgOJES/(SOCOA) Bie/NCİ-
LIK tü4ZAMMIfrı. ÇANAK/ML£ S/İVAŞI'NIN AtJISl İÇlM
SUSMU uzsıetMe
£DIL£KI JIA/rriN IHALESl, 19S4- YtLINDA SONUÇLAN
M/f, 1MILYOH 6488tM LİRAL/K TEKU./F SAH/glME
Mtfri- 4 METK£ YÛKSEIO-I6İMPECI
INŞA EPILEM AMırtN TKMAMl 4OMETteEPı/Z.. DÖ&T
SuruNUM TAŞ/P/Ğ/ S/g rytÇ gÖLuMÜyL£ ly
. , ^
'. SuruMlAg. GGAtJİr TAf. ifj£mJ^
-, 7-EMEi. ^»1rV^?
Saığcier, bthnıp Am/t
tLAN
T . C . - • \ . . . . ' • "
ANKARA ASLtYE 27. HUKUK
MAHKEMESİ 1
Sayı: 1998/856
Davacı Batı Sigorta AŞ vekili tarafından davalı Ekrem Şahin aleyhine açılan tazminat davasının yapılan yargılamasın-
da:
Istasyon Mah. No: 30 Tuzla/lstanbul adresinde bulunan davalı Ekrem Şahin'e, dava dilekçesi ve dunışma günü bugüne
kadar tebliğ edilememiş, zabıtaca yapılan araştırmalarda da tebligata yarar adresi tespit edilemediğinden, dava dilekçesi-
nin ilanen tebliğine karar verilmiştir.
Duruşma günü olan 2.5.2000 tarihinde saat 10.20'de davalı Ekrem Şahin'in mahkememizde hazır bulunması veya ken-
disini bir vekille temsil ettinnesi davetiye yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 28.3.2000
Basın: 18551
GÖRÜŞ
MUSTAFA KUL
Hayır' DiyebUmek
Türkiye bir süredirTBMM'de yaşanan ve her aşa-
ması ayn bir değerlendirme gerektiren anayasa de-
ğişikliği girişimini konuşuyor. 3 maddelik anayasa
değişiklıği paketinin oylanmasından önce, pakete
destek veren medya kuruluşlan, değişikliğin gerek-
li olduğu yolunda yayın yaparken, oylamanın sonuç-
lanmasının ardından gelinen noktayı, TBMM'nin si-
yasal rüşvete ve lider baskısına boyun eğmeyişi
olarak tanımlamaktadırlar. Gerçekten de her iki oy-
lama sürecinde milletvekillerine ve bazı partilere
"rüşvet" niteliği taşıyan 69. madde ve 86. madde
gibi öneriler götürülmüş, karşılığında 101. madde-
ye oy vermeleri istenmiş, hatta oylamada istenilen
oy sayısının bulunması için TBMM'nin saygınlığına
gölge düşürecek davranışlann sergilenmesinden
çekinilmemistir. Ancak 101. maddenin değiştiril-
mesi için yapılan ikinci tur oylamada 177 milletve-
kili "çeş/f//necten/erte"hayıroyu kullanmış, 303 mil-
letvekili ise ya "baskılardan yıldıktan" ya da "siya-
salrüşveti" kabullendikleri için evet oyu kullanmış-
lardır. 177 milletvekilinin hayır oyu kullanmış olma-
sının "onuriu bir davranış" olarak kabul edilmesi,
300'den fazla milletvekilinin de "onurta bağdaşma-
yan bir davranış" sergiledikleri anlamını taşır. Her ne
şekilde dile getirilirse getirilsin, içinde bulunduğu-
muz ortam TBMM'ye duyulan güvenin sarsılması-
na neden olmuş, parlamenter sisteme yakışmaya-
cak görüntüler toplumun önemli bir bölümünün gö-
zü önünde sergilenmiş, televizyonlardan naklen iz-
lenmiştir. Daha kısa bir süre önce "temiz toplum",
"temiz siyaset" özlemlerinin dile getirildiği, dürüst
ve temiz siyaset iddialan ile oy alarak TBMM'nin ye-
niden oluşturulduğu unutulmamalıdır. Ülkenin en
saygın kurumunun 'rüşvetçilik", "menfaatperestlik
ya da çıkarcılık" ve "tehdit ve baskı" gibi toplum-
da yaşayan bireylerin her gün karşılaşabildikleri,
fakat büyük birçoğunluğunun boyun eğmediği, ka-
bul etmediği durumlan sergilemesi oldukça hazin-
dir.
Gerçekten de biraz düşünülmesi halinde, Mec-
lis'te izlediğimiz "rüşvetçiliğin, çıkarcılığın, tehdit ve
baskının" her an karşımıza çıktığını, toplumda özen-
dirici davranışlar haline getirildiğini görebiliriz. Üs-
telik bütün bu "gayri ahlaki" olarak kabul ettiğimiz
durumlar karşısında gerçekten onuriu hareket eden,
rüşveti kabul eüneyen, çıkarcı davranmayan, bas-
kılara boyun eğmeyen kişi, grup ya da toplulukla-
ra da sıkça rastlamak mümkündür. Ve bu kesimler
en az o 177 milletvekili kadar onuriu hareket etmek-
te, hem de bunu her an tekrarlayabilmektedirler.
Her gün özelleştirmenin nimetleri anlatılırken, ga-
zeteler radyolar ve televizyon kanallan aracılığıyla
özelleştirme yanlısı onca yayın yapılır ve buna mil-
yarlarca lira para harcanırken, özelleştirmelerin yan-
lışlıklannı dile getiren, işten çıkanlma baskısına rağ-
men özelleştirme uygulamalannı eleştiren binlerce
yurttaşımız, çalışanımız sizce gerçekten onuriu bir
davranış sergilemiyoriar mı?
Peki, Tüpraş'ı özelleştirmeye çalışanlann çıkar-
dıklan hisse senetlerini satmak için "Alın kâredin"
mesajlanyla dolu menfaatperestlik aşılayan, Tüpraş
çalışanlannın alması halinde özel indirim yapaca-
ğız yollu rüşvete kulak asmayan Tüpraş çalışanla-
n ve kolay yoldan para kazanmak yerine yalnızca
Tüpraş'ın satrimasının doğru olmadığını düşündük-
leri için hisse senedi almayan yurttaşlanmız daha
mı az onuriu?
Nükleer santralın tehlikelerini anlatmak ve ülke-
sini ve dünyayı böyle bir tehlikeden uzak tutmaya
çalışmak isteyen, daha temiz bir Türkiye, daha uy-
gar bir dünya kurulması için her türiü baskıyı göze
alan yüzlerce onuriu insanımızı görmezden gelebi-
lir miyiz?
Rüşvet almayanın aptal kabul edildiği Özal'lı dö-
nemleri yaşadığı halde, sadece ay sonunu getire-
bileceği bir aylıkla çalışan, ama buna rağmen rüş-
vet almayan, usulsüzlük yapmayan.. belki de bu ne-
denle siciliyle oynanan, yerinden edilen binlerce
memurumuz her gün onuriu bir yaşam mücadele-
si sergilemiyoriar mı? Her gün sokakta ve işyerle-
rinde tacize uğrayan, düşük ücretle çalıştınlan, ama
bütün bunlarla mücadete eden, boyun egmeyen, ken-
disi ve sevdikleri için güzel bir yaşam kurmaya ça-
lışan binlerce kadın Pariamento'daki 177 milletve-
kilinden daha mı az onuriu?
Açlık sının altında yaşadığı açıklanan 36 milyon
insanımızın büyük bir çoğunluğunun her türiü se-
falete ve aşağılanmaya karşın hiçbir sosyal güven-
ce altında bulunmamalanna rağmen hırsızlık yap-
maması, çete ve teröre bulaşmaması saygı duyul-
mayacak bir davranış mıdır?
Omekler daha da çoğaltılabilir... Daha güzel bir
Türkiye, daha uygar bir dünya için, daha onuriu bir
yaşam için, çocuklanmız için, sevdikterimiz için bas-
kıya, rüşvete, çıkarcılığa hep beraber Hayır diyebil-
mek zorundayız.
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
SOLDANSAĞA: 1 2 3 4 5 6 7
1/Osmanlılar-
da, saraylann
güvenliğini
sağlamakla,
padişahuı bah- ,
çe ve bostan-
lannın bakı-
mıyla görevli
kimse. 2/ Ni-
telikler, vasıf-
lar... Klavyeli 8
birçalgı.3/Es- g
ki Mısır'da gü-
neş tannsı... Bir şeyi
benzerlerinden ayıran 1
özellik. 4/ Neşter. 5/ 2
Haberci... Hammad- 3
deyi işleyip mal üret- 4
me. 6/Birnota... " — 5
- derdiyle hoşem el g
çek ilacımdan tabib" j
(Fuzuli)...Tavladaüç g
sayısı. 7/ Toprak, kum q
ve saman elemeye ya-
rayan iri delikli kalbur... Bir zaman birimi. 8/ Bir
tür yanş teknesi. 9/ Kedi ya da köpeğin ön ayağı...
Tiyatroda sahne.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Dizlere kadar inen dar ve kısa pantolon. II Düz
ve geniş arazi... Kurufasulye. 3/Nazi partisinin as-
keri polis örgütü... Baryum elementinin simgesi. 4/
Tıp dilinde kalp atışının hızlanmasına verilen ad.
5/ Gümüşbalığının küçüğü... Kent. 6/ "Celal — " :
Güreşçimiz... Yemek. 7/Balıkakını... Mert, kalen-
der ve babacan kimse. 8/ Şarkı, türkü... Bir hayva-
na 24 saat içinde verilen yem miktan. 9/ Uğraştın-
cı, pürüzlü iş... Japon lirîk dramı.